Şimdi Ara

Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
94
Cevap
0
Favori
3.690
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu güne kadar bu forumda birçok Linux tartışmasına şahit olduk, genelde Linux kullanıcıları Windows'dan çok çok üstün bir işletim sistemi olduğunu savundular. Kendim normalde OS X ve Windows kullanıcısıyım. Bazen bu tartışmalara katıldım, kendi fikirlerimi yazdım, bazende yine aynı şey diyip geçtim, gel görki bugün kendi deneyimlerimi yazıyorum. Hemen belirtelim, aşağıda anlattıklarım bir tartışma yaratsın diye yazılmadı, sadece düşüncemi paylaştım.

    Ubuntu'yu bu gün 2. kere kurdum. İlk kuruşum bundan 3 sene evveldi, 2 saat içinde silmiştim. Dedimki kendi kendime, aradan bunca zaman geçti, insanlar yazıyor, çok iyi olduğundan bahsediliyor bi kere daha şanş vereyim.

    Neyse imzamdaki PC-1 olan sisteme Windows'un yanına ikinci bir sistem olarak kurdum. Hemen not olarak ekleyim, bu sitemde hem Vista hem Win7 gayet hızlı çalışmakta, tabiki yeni sistemler kadar olmasa da, gayet yeterli derecede kullanılabiliyor. En azından Aero efektleri tam hızında, video ve HD filmler tam akıcılığınıda oynuyor, sistem puanı ise 4.4 Win7 altında, bu tabiki CPU skoru, ekran kartı 6.4 disk 5.4, ram 4.9 veriyor.

    Kurulum çok çabuk gerçekleşti, bu gerçekten güzel, toplam 10 dk sürdü sürmedi. Ekran kartını da FireGL mi ne, şeklinde buldu. Ve sorunlar başladı. :)

    Compiz çalıştı(Compiz ayarları yüklü gelmiyor gördüğüm kadarı ile 9.10 da, uygulama merkezinden yükledim), görsel efektler kısmını kendi en sondaki ayara getirdi FireGL sürücüsünden sonra, ama nasıl bir çalışmak, pencereler adeta açılsammı açılmasammı, küçülsemmi küçülmesemmi diye yırtıyor kendini. Sağa sola kaydırırken çok güzel dalgalanıyor yanlız :) Hemen videolara baktım, önce mkv olan tv serileri vardı dedim bir bakayım, önce kendi playerı ile açıyım dedim, codek yok yükliyim dedi, tamam dedim, yükledi, video açıldı. Orjinal boyutu ufak filmin, yalaşık 624x352 pixel. Daha bu boyutta oynatırken bile görüntü 15 FPS civarlarındaydı, tam ekrana geçince 5 fps ye kadar düştü, yani kesinlikle bir donanım hızlandırması yoktu. VLC yi yükledim kendi uygulama merkezinden, oda ne alaka ise SRT(altyazı) dosyası ile ilgili bir hata verdi açmadı videoları. İşin komiği altyazısı olmayan videoda bunu yaptı :)

    Benim anladığım ekran kartı sürücüsü yükleniyor ama ne derece yükleniyor, NVIDIA gibi bir desteği yok ATI'nin anladığım kadarıyla. Bunun dışında TV kartımı tanıdı ama terminalden yine bisürü al takke ver külah yapmak zorunda kaldım görüntüyü titreşimsiz alabilmek için s-video dan. Ama sesi alamadım malesef. TVTIME diye bir program yükledim bu arada onuda belirtiyim.

    Sadede gelelim. Bilgisyarı bilmeyen biri değilim, örümün yarısı bilgisayar başında geçti rahat, kendim yazılımcıyım, özel bir şirkette bilgi işlemde çalışıyorum, bunu yazdımki birazdan yazacağım şeye olgun mesajlar alabileyim.

    Şimdi Linux olmuşmu ?, bence olmuş, ama konumuz bu ufacık(micro) kernel ve dosya yapısı değil malesef. Ben olaya kendi gözümden bakıyorum, başka bir arkadaşımın herhangi bir linux sürümü ile dünyayı tersine döndürmesi beni ilgilendirmiyor doğal olarak.

    Ubuntu olmuşmu ?, bence hala olmamış. Neden;

    Bakın belki yukarıda anlattığım olayların çok basit çözümleri vardır, belki yoktur, bu sistemde bu kadar diyebilirsiniz. O zaman derim ki yanış, sebebi yukarıda yazıyor aslında, Windows bu yapmak istediğim işleri çok rahat ve çok görsel işlemciyi bile hiç yormadan yapabiliyor. Yani PC bu iş için yetiyor. Bu parametreyi bir eleyelim.

    Uygulama yükleme merkezi daha evvel varmıydı bilmiyorum, uygulamlar diye açılan menüde(sol üst köşe) en altta bulunan eleman. Gayet kullanşlı yazılımlar var içeride, TVTIME ve VLC yi burdan yükledim. Ama bunu dışında bişey yüklemek yine bisürü işkence. Bilene kolay gibi geliyor ama bilmeyene gerçekten çok zor. TV için başka bir prg çektim mesela XAVTV mi neydi, terminalden bisürü kod yazmak gerekti. Sonuç çalışmadı. Zapping diye bi dalga çektim, sonuç tıklayınca açılıyor 1 sn sonra kapanıyor.

    Benim gördüğüm ne lazım; tam donanım desteği şart, 3. kişilerce yazılmış sürücüler beş para etmez. Program yükleme işini terminale bırakmak hiç mantıklı değil. Daha harflerin bile yerini bilmeyen milyonlarca kullanıcı var. Bunu ya OSX gibi sürükle bırak, ya windows gibi installer paketi şeklinde hazırlamaları şart. Eğer ben gelişecem diyosa abuk sabuk paketmiş, tar.gz miş gibi uğraş babam uğraş işleri bırakacaklar. Bunun adı işletim sistemi, yani PC mizi çalıştırmamız için gereken sistem, PC bilmeyen bir kişi bunun başına oturup video dosyasına tıklayınca seyredecek, mp3 dinleyecek, nette gezecek, veya ofis işlerini yapmaya çalışacak, bunları yapmak yerine sistemi anlamaya çalışmak güzel birşey olduğu kadar insanı soğutan da bir etken. Hangimiz bir cep telefonu alınca arka planda ne çalıştığı ile ilglenir, alo der, video seğreder, müzik dinler vs.vs..

    Sonra mademki video seyretmek için codek yükleyeceksin, bunu daha sistemi kurarken yapsana, bana gidip internetten benimle hiç alakası olmayan dil paketlerini yükleyene kadar git bütün codekleri yükle. Günümüzde video seğretmeyen insanmı var, keza mp3 de öyle, onu dinlemek için bile codek lazım, iyi güzel ama dediğim gibi bunlar işletim sisteminin parçaları olmalı bence. Bu Windows da da eksik, bence onda da standart gelmeli tüm codekler.

    Sistem şu an duruyor, henüz silmedim, eğer aranızdan bir arkadaşım bu uzun mesajımı okumaya liak görür de okuyup, bunun şöyle bir çözümü var derse, kulanamaya çalışmayı deneyecem samimiyetle. Yeni bişey öğrenmekten zarar gelmediği gibi bunun yaşı da olmaz.

    Soruyu zaten biliyosunuz :)







  • Ati sürücülerinin bilinen bir sıkıntısı bu Linuxta. Nvidia nispeten daha sorunsuz. Donanım üreticilerinin daha özenli sürücüler hazırlaması gerekiyor çünkü kapalı kaynak kodlu sürücüler çıkardıklarından eliniz onlara mahkum kalıyor. Windows 7 yanında Ubuntu 9.10 kullanmaktayım. benim ekran kartım intel x3100 bütünleşik model. Bahsettiğin hiçbir sorunla karşılaşmadım, herşey gayet sorunsuz şekilde çalışmakta. t2330 işlemcili laptopum var ve arkadaşımın t9600 işlemcili laptopuyla karşılaştırdığımda Ubuntu sayesinde oldukça hızlı şekilde çalışabiliyorum. Örneğin Netbeans programını her 2 bilgisayarda da açmayı denediğimizde benim külüstür arkadaşınkine göre çok daha hızlı açılıyor. Yazdığımız kodları çalıştırırken de aynı şekilde. Senin sistemin eminim çok daha üstündür benim kullandığıma göre. Burada Ubuntunun yapabileceği çok birşey yok bence. Sürücü konusunda donanım üreticileri daha istekli olmalılar Linux için de.




  • Bende ATI diye tahmin ediyorum ama bu bukadar basit olmamalı. Hoş sistemim öyle ahım şahım bir sistem değil, en az 6 senelik alet, upgrade ede ede kullandım senelerdir, ama artık sona dayandı, bende gümleyene kadar kullanıyorum işte.

    Bu dünyanın %50 si NVIDIA kullanıyosa %40 ı da ATI kullanıyor, gerisi de diğer kartlar.

    Koca işletim sistemini yazan insanlar bu konun üstüne de yoğunlaşmalılar. Linuxun bir günahı olmayabilir ama en azından dağıtımı çıkaranların ATI ile bi şekilde anlaşması lazım. Demek ki bişey bişeyden ötürü ya ATI tarafına ya da Linux tarafına cazip gelmiyor.

    Yoksa ATI firması için bir sürücü yazmak çok zor bişey değildir yani. Destek yoksa bir sebebi illaki vardır.

    E hal böyle olunca ne oluyor, benim gibi milyon kullanıcı heveslense dahi cayıyor.
  • Bütün yazınızı okudum, yalnız o kadar Rus yazarları edasında süslemelerle yazmışsınız ki okurken sonlara doğru da sıkılmadım değil. Esasen vurgusunu yaptığınız 2-3 husus var ki zaten sorununuzu anlatmaya yetiyor.

    Direk imzanınzdaki sisteme baktım ve sorun ne olur ne olmaz çok farklı bir sürü yorum da yapılabilir. Mesleki tecrübelerinize ve yaşınıza da saygı duyarak şunu diyorum; donanımsal bir sorun olmadığı sürece şu an ki kernel bütün o donanımlarınızı tanır Bir hafta sonu getirin o sistemi bana öttüreyim. Kaldı ki şu an kullanmakta olduğum Windows 7 ve Ubuntu 9.10 sürümlerinden oldukça memnunum ve kullandığım donanım çok daha yeni jenerasyon parçalar.

    9.10 sürümü Grub 2 saçmalığı dışında bence oldukça olgunlaşmış bir dağıtım, ilk kurduğumda açılış benim masaüstü sistemimde 15 sn civarındaydı (Şu ana kadar ki en hızlı linux açılışım). Bir çok özellikler ekleyince gdesklets, firewall, ubuntu studio ve compiz den sonra su an masaüstünün karşıma gelme suresi 25 sn civarında.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: uisik34

    Bütün yazınızı okudum, yalnız o kadar Rus yazarları edasında süslemelerle yazmışsınız ki okurken sonlara doğru da sıkılmadım değil. Esasen vurgusunu yaptığınız 2-3 husus var ki zaten sorununuzu anlatmaya yetiyor.



    Sıktığım için kusura bakmayın, amacım kesinlikle o tip bişey değil, içimden ne geliyorsa yazdım ki bu konuda diğer linux vs. windows saçmalıklarına dönüşmeden seviyeli bir şekilde ilerleyebilsin diye. Hem sorunlarımı yazdım kendimce, hemde olması gerek gördüğüm eksikleri. Biraz uzamış olabilir belirttiğiniz gibi ama okumaktan kim zarar görmüş değil mi ?
  • Şimdi gelelim 2. kısıma ;)

    Dün mesajımdan sonra OS X üzerinde VirtualBOX aracılığı ile SanalPC şeklinde kurdum 9.10 sürümünü. SanalPC haliyle kendi donanım sürücülerini yüklüyor, VGA için VirtualBOX SVGA diye bir sürücü yüklendi. Herşey tanındı yani kısacası olması gereken. Çift yönlü clipboard, shared folders(Ubuntudan mount etmek gerekti) gibi SanalPC özellikleri de sorunsuz kullanılıyor.

    Şimdi işin komiği, bu Sanal sistem, ne kendine ait fiziksel bir diski, ne fizikel ekran kartı ne de fiziksel ses kartı var, gel görki Videolar gerçek sistemden daha hızlı oynuyor, VLC yukarıda yazdığım SRT sorununu vermeden açıyor filmleri. Yeni Virtualbox yazılımına Opengl 2.0 ve 2D video hızlandırma da eklenmiş, compiz bile orta seviyede aktif oluyor kendisi. Haliyle benim MACMINI nin işlemcisi ve özellikleri çok daha iyi PC den ama yinede sanal sistem gerçeğinden hızlı çalışırmı yahu :)

    Ben ne yapayım şimdi şaşırdım. Sanalda kullanmak istemiyorum haliyle, gerçekte kulanmak varken. Linux/Ubuntu ya kendini adamış canavar bir arkadaşımız imzamdaki PC-1 için nasıl bu sorunları aşacağımı anlatsa çok hayır duvamı alır.

    Özellikle bu ATI nin, kendi bulup yüklediği sürücüsünden daha gelişmiş yeni bir sürücü varmı diye soralım bari.




  • Kendim ubuntuda standart xorg'la sizin yazmış olduğunuz sorunları yaşamaktaydım açıkçası ATI'nin adam gibi linux sürücüsü yazamamasından dolayı bende evimde linux kullanmaz oldum :) fakat denemelerimde modifiye edilmiş xorg paketleriyle daha iyi sonuçlar aldım denemek istersenizhttps://launchpad.net/~ubuntu-x-swat/+archive/xserver-no-backfill ayrıca kernel 2.6.31 le ATİ kms mod geliyor onuda deneyebilirsiniz şu an sanırım r5xx serisi kartlar desteklenmekte r600 ve 700 serisi 2.6.32 ile gelicekmiş kms modu deneme fırsatım olmadı. Yukardaki pakedi kurmak için.

    #sudo nano /etc/apt/sources.list
    aşağdaki depoları ekliyoruz.

    debhttp://ppa.launchpad.net/ubuntu-x-swat/xserver-no-backfill/ubuntu karmic main
    deb-srchttp://ppa.launchpad.net/ubuntu-x-swat/xserver-no-backfill/ubuntu karmic main

    Klavyeden ctrl+x basıp kaydedeyimmi abi sorusuna evet diyerek devam ediyoruz. Son olarak konsolda "sudo apt-key adv --keyserver keyserver.ubuntu.com --recv-keys AF1CDFA9" komutunu girerek gerekli olan key'i ubuntuya veriyoruz apt-get update diyerek depolari güncelliyoruz artık update managera girip xorg-paketinizin güncellemesini görebilirsiniz. Compiz ve videlar için ben bu yöntemi kullanıyorum.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Nokia 8.3 çok iyi değil mi
    3 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • ATI ekran kartı varsa hiç şaşmam ben bu duruma. 2.6.30 ve yukarısı çekirdekli Linux'lar için ne çileler çektim bi bilseniz, en sonunda gittim eşit güçte bir Nvidia kart aldım ikinci el. Başka türlü olmayacaktı çünkü :)
  • @BeAr

    Teşekkür ettim, deneyelim bakalım, denemekten bir zarar gelmez, en fazla göçer :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: paradoxical_boy

    ATI ekran kartı varsa hiç şaşmam ben bu duruma. 2.6.30 ve yukarısı çekirdekli Linux'lar için ne çileler çektim bi bilseniz, en sonunda gittim eşit güçte bir Nvidia kart aldım ikinci el. Başka türlü olmayacaktı çünkü :)


    Yok o kadar uzunboylu değil, olmassa olmasın, benim illa kullanıcam kullanamassam çatlarım gibi bir niyetim yok, ben ona uyacağıma o bana uysun dimi :)

    Son birşey ekleyim,

    Compiz i kapatınca, yani görsel efektler kısmından en üstteki seçeğini seçip uyguladığımızda, videolar ve sistem normal olması gerektiği gibi çalışıyor. Yani bildiğimiz XP gibi, ama efektleri açıp vista/win7 gibi görsellik girdimi işin içine aptallaşıyor sistem. Burdan da ekran kartıyla ilgili bir sorun olduğuna artık emin oldum. Sanki donanmsal değilde yazılımsal 3D kullanıyor gibi oluyor anladığım kadarı ile efektler için.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke


    quote:

    Orijinalden alıntı: paradoxical_boy

    ATI ekran kartı varsa hiç şaşmam ben bu duruma. 2.6.30 ve yukarısı çekirdekli Linux'lar için ne çileler çektim bi bilseniz, en sonunda gittim eşit güçte bir Nvidia kart aldım ikinci el. Başka türlü olmayacaktı çünkü :)


    Yok o kadar uzunboylu değil, olmassa olmasın, benim illa kullanıcam kullanamassam çatlarım gibi bir niyetim yok, ben ona uyacağıma o bana uysun dimi :)

    Son birşey ekleyim,

    Compiz i kapatınca, yani görsel efektler kısmından en üstteki seçeğini seçip uyguladığımızda, videolar ve sistem normal olması gerektiği gibi çalışıyor. Yani bildiğimiz XP gibi, ama efektleri açıp vista/win7 gibi görsellik girdimi işin içine aptallaşıyor sistem. Burdan da ekran kartıyla ilgili bir sorun olduğuna artık emin oldum. Sanki donanmsal değilde yazılımsal 3D kullanıyor gibi oluyor anladığım kadarı ile efektler için.

    Synaptic den "EnvyNG" kurmayı denediniz mi? Zamanında ilk AGP 9550 ATI kartı tecrübesi ile başlayan Linux deki ekran kartı problemlerim zamanla saç baş yolma safhasına varınca gidip Nvidia kart alıp sorunlarımı halletmiştim. Burda amacım illa ki Linux kullanmak oldugundan evet ben de bunu yapanlardandım.

    Ama daha sonra ATI lerde bu tarz sorunlar olmakla birlikte suruculerin olgunlastıgını forumlarda okumaktayım. Yine PCI-E Nvidia 6800 ekran kartımdan sonra yeni sistemimde yer alan onboard ATI 4200HD ekran kartı bu driver ile kusursuz çalısıyor. Kusursuzluktan kastım video oyantması, Compiz ve efektlerde kırılma takılma vs olmaması. Hatta ve hatta Wine uzerinden bir Windows oyununu oynatmada bile sorun olmamıstı.




  • Arkadaşlar malesef dediklerinizi de denemedim, değişen pek birşey yok, en fazla 1-2 fps fark etti diyebilirim, pencereler yine kasılıyor, videolar yine yavaş.

    Ama dediğim gibi tüm görel efektleri kapatınca hiç bir sorun kalmıyor.

    Neyse bakalım, efektsiz felan kullanıyım biraz nasılmış, sanki efekt olunca farklı çalışacak :)
  • Direkt soruna cevap verecektim ama önce bazı şeylere dikkat çekmek gerektiğini hissettim. Sonda söylemem gereken şeyi başta söyleyeyim ve sebebini yazayım ki sonra papaz olmayalım, amacım sana durumu daha iyi izah etmek.
    quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke
    Sadede gelelim. Bilgisyarı bilmeyen biri değilim, örümün yarısı bilgisayar başında geçti rahat, kendim yazılımcıyım, özel bir şirkette bilgi işlemde çalışıyorum, bunu yazdımki birazdan yazacağım şeye olgun mesajlar alabileyim.
    Böyle bir konuda genelleme yapmamın imkanı yok ama tanıdığım bildiğim bütün IT elemanları belki işi gereği belki sevdiğinden belki farklısını bilmediğinden sıkı Windows kullanıcısıdır. QBASIC'ten tut... Visual Studio dan ASP.NET'e kadar programlamaya da en kötü orta seviyede hakimdirler. Psikolojik analizini yapmadım arkadaş çevremden çalışma hayatımdan anladığım kadarıyla bilgisayar mühendisleri yüksek seviyeli programlama dillerini, Windows ürünlerini, veritabanı uygulamalarını daha çok sever ve ilgi gösterirken, örneğin belki de meslekleri gereği mikroişlemcilerle direkt uğraştıklarındandır elektronik mühendisleri düşük seviyeli programlama dillerine, Linux'a, Networking'e kendilerini daha yakın hissediyorlar. Özellikle IT'ye yakın pozisyonlarda çalışacaklarsa. Genelleme yapamam yakın çevrem için konuşuyorum.

    Bu açıdan birileri yazılımındaki abc fonksiyonu kendisi üretmek isterken ötekisi, abc.write nesnesiyle birşeyleri hemen yazıp çizmek istiyor. Aslında burada sidik yarıştırmaya gerek yok. Bu aslında bir bakış açısı tamemen beklentilerle alakalı birşey. Farklı açılardan herbirinin birbirine üstünlükleri olabilir.

    Eğer Linux'u Linux'u kullananların gözünden baksaydın ya da en azından Linux'u görmek için değil de Linux'u anlamak için kursaydın şuan bu foruma destansı bir mesaj yazmak yerine Linux eposta listelerine forumlarına sorular yağdırıyor, her öğrendiğin yeni birşeyle Xorg conf dosyasında denemeler yapıyor olacaktın. Pek tabi en yakın arkadaşın da Google olacaktı. Linux emek, sabır ve bilgi birikimi gerektiren bir işletim sistemidir.

    İlk distro 1993 çıkan Slackware'dır.. Ben 2000'de tanıştım yani cok sonraları, kendi bilgisayarıma ilk distromu 2003'te kurdum. RedHat, Mandrake, Suse, Debian, Pardus, Ubuntu ve Centos denediğim distrolar. Ubuntu şuana dek denediğim distrolar içinde geleceği olan ve keyif aldığım bir distro. Debian tabanlı olması ayrı bir artısı. Zamanında şöyle bir tavsiye vardı, Linux içinde boğulmak istiyorsan Slackware, orta karar zorlanayım dersen Debian, pek birşey bilmiyorum yeniyim dersen Mandrake kullan denilirdi. Mandrake şuan Mandriva olarak devam ediyor denemedim ama kararlı değil denmesine rağmen Mandrake 9'u babalar gibi stabil kullanıp zevk almış birisiyim.

    Linux'a adım atacaksan önce kırtasiyeden kendine bir tane defter bir tane de kalem almalı ve bilgisayarının yanına koymalısın. Her problemi ve çözümünü yazmalı her kullandığın komutu ne işe yaradığını not etmelisin. Dersine çalışır gibi belgeler.org girip dosyalama yapısını okumalısın. Yani işletim sistmini kurduğun anda ilk derdin Frame per Secon değil lspci ile hardware, whoami ile kim olduğunu öğrenmek olmalıdır.

    Windows son kullanıcı tarafından ne kadar üstünse Unix/Linux da sunucu tarafında o kadar ezici bir üstünlüğe sahiptir. Eğer sunucuların çoğu Windows olsaydı hatta ağdaki bir Router'ın işletim sistemi BSD yerine MS-DOS tabanlı birşey olmaya kalksaydı emin ol sen bu soruyu soramazdın ben de sana cevap yazamazdım çünkü networking diye birşey olmazdı. En azından bu kadar zamanda bugünkü seviyeye gelemezdi. Unix ve türevlerinin masaüstü kullanıcılara yakınsaması zor oluyor, zaman alıyor ama bugun birçok Ubuntu gibi başarılı distro var. Oysa Microsoft sunucu tarafında hala kendi kendine çelik comak oynuyor. Kod adı Monad olan Microsfot'un yeni nesil shell'i Powershell aslında durumu özetliyor. Yıllardır Windows'un yanı başındaki MS-DOS'un varlığını bilmeyen, bilenin de dir dan başka komut çalıştıramadığı Windows kullanıcısı Unix shellde taklalar attıran elemanları görünce bunlar ne yapıyor böyle diyordu. Bir zamanlar ben de o gruptaydım. Her halde zamanında birçok Windows Server kullanıcısı özellikle adminleri küfür etmiştir bu durum karşısında ve Powershell çıkınca eminim hepsi biraz nefes almıştır.

    İşin özünde Linux topluluğu altında kimse ATI, Nvidia için sürücü yazmak zorunda değil. Nasıl ki benim sana cevap yazma zorumluluğum ve senin de beni dikkate alma zorunluluğun yoksa.. Ama en niyatinde insanlar birbirine yardım etmek icin birşeyler yapıyor, biri olmazsa ötekisi elini taşın altına sokuyor ve bir çözüm üretiyor. Herşey Richard Stallman ve mehşur yazıcı hikayesi ile başlıyor. Xerox sürücünün kaynak konudu vermiyor o da bunu anlamsız buluyor, kodu değiştiriyor ve ipin ucu kopuyor. Linux bu açıdan bakıldığında böyle bir duruş da göstermektedir. Next next de kur işletim sistemini olsun bitsin durumu yok.

    Benzetme absür mü olur artık bilmem ama hayvanat bahçeside kafesler ardındaki hayvanlara bakar gibi Linux'a bakmayın. Eğer o hayvanı tanımak ve anlamak istiyorsan ona dokunmalı, onun yaşam anlanına girmelisin. Bu tehlikeyi de beraberinde getirir ama durumu idare etmesini de öğrenirsen o zaman gerçekten mutlu olursun keyif alırsın.

    Sorunun cevabına yakın şeyler:
    http://forum.ubuntu-tr.org/index.php?topic=12854.0
    http://www.linuxinsight.com/your-ati-radeon-very-slow-on-xorg-x-server-1.3.html
    http://tan-com.com/posts/technology/fix-ubuntu-904-ati-driver-issue




  • Sevgili arkadaşım çok güzel şeyler yazmışın, lakin beni Windows kullananıcısı sandığınız hissine kapıldım. Pc geçmişim 92 yılına dayanır, 98 yılında da (Asker dönüşü) MAC ile tanıştım. Şöyle özetliyim, iş yerimizin basın yayın bölümü için MAC, veritabanı bölümü için windows kullanırız. Yani sizin sandığınız gibi UNIX nedir ? gibi şeyleri görüp öğrenip, test edip, kullanalı nerden bakarsanız 10 küsür sene oldu kendi açımdan. O yıllarda dergiler bir çok Linux dağıtımları da veriyordu ki, o zaman da bir çok denemeler yapmıştım, hatta bu denemeyi kendi program yazdığım PC de yapıp nerdeyse tüm bilgiyi uçuruyordum HDD ki. Cahillik işte :) Ha süper UNIX çimiyim, asla değilim, zaten öyle olsaydım bu konu burda olmazdı değil mi. Anca kendime yeter bildiğim.

    Ek olarak Linux UNIX değil, UNIX benzeri bir yapıyıdır, UNIX sertifikası OS X de vardır mesela ama Linux ta yoktur. Eminim bunu siz de biliyorsunuzdur.

    Kaldıki benim sorunum Linux'un altından girip üstünden çıkmak değil, sadece eğlence.

    FPS ye takma demişsiniz, peki takmayalım ama ekrana çizilen bir pencere bile açılmazken bunu nasıl takmayız, bu kısma katılmıyorum, ben terminali açmak için 40-50 saniye bekleyeceksem, FPS ve kasılma benim için sorundur, sizin için değilse ben bişey diyemem.

    Benim Linux kullanıcam diye bir derdim yok, en başında bu önemli, Türkcell reklamına diyorya "merak etmiyormusun", evet ediyorum ve o yüzden kurdum, dediğim gibi ilk kurduğumdan 3 sene sonra, ama üzülerek hala 1 arpa boyu yol gittiğini söyleyemeyeceğim. Server tarafı vs. beni ilgilendirmiyor, beni ilgilendiren ücretsiz olması ve evde işimi görmesi, oyunda oynamıyorum zaten. Sonuç olarak işimi görmüyor, ATI problem çıkarıyor vs.vs. sonuç önemli her zaman.

    Şimdi siz diyorsunuzki hayvana kafesin arkasından bakmayın, gidin sevin :), Bende diyorum ki niye ?, Windows'a veya Mac OS a öylemi yaklaştık ki, Linux a ayrı bir ilgi gösterelim. Ben bunu kullanmak istiyen tarafım, eğer sen yapımcı olarak malını pazarlamak istiyosan, bunu bana sen sevdireceksin, hadi gir bakalım bir aslan kafesine yanında terbiyecisi olmadan. Olur mu, olmaz değilmi. İki dakka da parçalar seni aslan, şimdi bu benzetmenden yola çıkarak ben neden kendimi parçalıycam ? Birincisi işim bu değil, ikincisi öyle bir vakit lüxüm yok, üçüncüsü ben değil, bunu yapan mecbur bana bunu sevdirmeye. Ben onun isteklerine değil O benim isteklerime cevap vermek üzere tasarlandı sonuçta, ya da öyle olduğu söyleniyor. Şunu yaparım ama şunu yaparsan, bunu yaparım ama bunu yaparsan la gemi yürümüyor malesef.

    Amacım destan yazmaktan ziyade aklıma gelenleri paylaşmaktı, okuyup zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

    Görsel efektler kapalı bir şekilde kurcalamaya devam ediyorum bu arada. Verdiğiniz kaynaklara da vakit buldukça bakacağım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 2smoke -- 29 Aralık 2009; 16:39:31 >




  • seviyeli ve yerinde bir tartışma,
    ilgiyle takip ediyorum, okudukça yeni bilgiiler öğreniyorum.
  • @Hoobastank, verdiğin 2. link işe yarayacak gibi duruyor, gerçi birisi kermic ile ilgili olumsuz bir düşünce belirtmiş ama akşam deneyecem orda yazanları.

    Şimdi bakın arkadaşlarım, öncelikle yazdıklarımın linux a saldırı olduğunu asla düşünmeyiniz. Evet biraz uzun yazıyorum, okumaya değer bulanlar okusunlar diye, yoksa bu forumda 1 satırlık mesajların kaç sayfaya ulaşıp seviyenin yerlerde gezindiğni de biliyoruz.

    Kısaca demek istediğim, Linux hızlı, güvenli, stabil, sistemi yormayan bir işletim sistemi olabilir, ama bu eksikleri yok demek değildir, tıpkı diğerlerinde olduğu gibi.

    Ben sadece kafamdaki olması gereken linux u çizdim ilk mesajımda, bu yapıda olsa daha çok sever insanlar demek istedim. Bazı arkadaşlarım terminal ile boğuşmaktan zevk aldıklarını yazıyorlar, nasıl bir zevktir bu ben anlayamıyorum :) kusura bakmasınlar. Terminal en son çare olmalı diye düşünüyorum ben, herşey için terminal biraz fazla bence.

    @Hoobastank arkadaşım yazmış, NEXT NEXT olayını, yani öyle olsa ne olur, bişeymi kaybeder Linux, yoksa kazanırmı. Bunu sormak isterim.




  • Linux'a saldırı olarak görmüyorum mesajlarını ama yazabildiğim kadarıyla sana doğrusunu anlatmaya çalışıyorum çünkü elma armut ilişkisi gibi temel yorum hataların var. Yazdığım bir mesaj ile zaten herşeyin birden değişmesini beklemiyordum.

    Önce neden kurduğunu öğrenelim?
    quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke Benim Linux kullanıcam diye bir derdim yok, en başında bu önemli, Türkcell reklamına diyorya "merak etmiyormusun", evet ediyorum ve o yüzden kurdum, dediğim gibi ilk kurduğumdan 3 sene sonra, ama üzülerek hala 1 arpa boyu yol gittiğini söyleyemeyeceğim. Server tarafı vs. beni ilgilendirmiyor, beni ilgilendiren ücretsiz olması ve evde işimi görmesi, oyunda oynamıyorum zaten. Sonuç olarak işimi görmüyor, ATI problem çıkarıyor vs.vs. sonuç önemli her zaman.


    Bir işletim sisteminden beklentilerin neler onlara bakalım?
    quote:

    Orijinalden alıntı: 2smoke Ben bunu kullanmak istiyen tarafım, eğer sen yapımcı olarak malını pazarlamak istiyosan, bunu bana sen sevdireceksin, hadi gir bakalım bir aslan kafesine yanında terbiyecisi olmadan. Olur mu, olmaz değilmi. İki dakka da parçalar seni aslan, şimdi bu benzetmenden yola çıkarak ben neden kendimi parçalıycam ? Birincisi işim bu değil, ikincisi öyle bir vakit lüxüm yok, üçüncüsü ben değil, bunu yapan mecbur bana bunu sevdirmeye. Ben onun isteklerine değil O benim isteklerime cevap vermek üzere tasarlandı sonuçta


    Şimdi yazacaklarım biraz uzun olacak ama meraklı okuyucu için elbette kendine fayda sağlayacak birşeyler olacaktır. Elimden geldiği kadar anlatmaya çalışacağım.

     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı


    Richard Stallman (sağdaki) üstad anlamında kullandığım çok değerli bir hackerdır. Ben hacker kavramını beyaz, siyah ve gri şapka olarak ayırmam üstad olarak kabul eder, genelin siyah şapka olarak değerlendirdiklerini ise Cracker olarak nitelendiririm. Stallman bir hacker olduğu kadar aktivist, bir dava insanıdır. Ben aslında bu yazıda biraz kolaj çalışması yapıp Linux'un arkasında yatan felsefeyi okuyucuya anlatmaya çalışacağım. Biraz yol gösterip nihai kararı kendisine bırakacağım.

    Önce şu meşhur yazıcı hikayesine değinelim. Stallman MIT'in yapay zeka labarotuvarında çalışırken sık sık bozulan bir yazıcıları vardı. Neyseki yazıcının sürücüsü ellerinde olduğundan hata durumunda onu istedikleri gibi modifiye edebiliyorlardır. Hatta sürücüde yaptıkları değişiklik sayesinde hata durumunda yazıcı gerekli kişilere mesaj gönderiyor, kolayda olan birisi de yazıcı odasına geçip onu tamir edebiliyordu. Sonraları laborotuvara Xerox marka yeni bir yazıcı alındı ama yazıcının yanında açık kaynak kodlu bir sürücü yoktu. Stallman bunu garipsiyor ve sonraları bu sürücünün kaynak koduna sahip başka bir labarotuvarın olduğunu öğrenip onlardan kaynak kodu istiyor. Diğer labarotuvar ise kaynak kodu paylaşmamak için Xerox ile anlaşma yapmıştır ve o yüzden de paylaşmıyorlar. Stallman bu bencilce davranışı red ediyor ve kişiye özel sitemin zararlarına dikkat çekmeye çalışıyor. Bunun üzerine 1983'te Unix-benzeri özgür bir işletim sistemi tasarlamak için GNU Projesi'ni devreye sokuyor. Ardından savunduğu özgür yazılım hareketini temellendirmek için de 1985'te Özgür Yazılım Vakfını kuruyor.

    Peki özgür yazılım nedir? Bu kısmı GNU Projesi'nin websayfasından alıntı yapıyorum devamını ise okuyucu o siteden okuyabilir. "Özgür yazılım" para ile ilgili bir sorun değildir, bir özgürlük sorunudur. Bu kavramı anlamak için "düşünce özgürlüğü"nü düşünmeniz gerekir, "nerede beleş oraya yerleş” gibi değil. Özgür yazılım, kullanıcıların yazılımları çalıştırma, kopyalama, dağıtma, öğrenme, değiştirme ve iyileştirme özgürlükleriyle ilgili bir sorundur. Devamını dediğim kendi websitelerinden okursunuz.

    Şimdilik Richard Stallman'ı ve savunduğu hareketi bir kenara koyalım ve biraz daha eskilere gidelim. 1957'de Amerika Savunma Bankanlığı'na (DoD) bağlı olarak ARPA (İleri araştırma projeleri dairesi) kuruluyor. Amaç soğuk savaş döneminde bilimsel ve askeri amaça yönelik işaretlerin çok yönlü iletim ortamında taşınabileceği bir ağ kurmak. 1962'de Paket Anahtarmalı network kavramı ortaya atılıyor. Sonrasında 60, 70, ve 80'lerde bilgisayar ağları hızla gelişiyor. Tabi bu arada elektronikde patlama oluyor bir daire büyüklüğündeki bilgisayarlardan masaüstü bilgisayarlara teknoloji evrimleşiyor, insanlar PC (kişisel bilgisayar) ile tanışıyor. Yine o zamanların birçok teknoloji firması kendi ağını kurup kendi standartlarını belirliyor. Lakin tüm bu firmalara özel ağlar dışarıya kapalı sadece firma içinde ve firmanın farklı çoğrafyadaki şubeleri arasındaki haberleşmeyi sağlıyor. Bir okyanusta birbirinden bağımsız birçok adanın olması gibi birşey. İnsanlar bilgisayar ağlarının iyi yanlarının farkına varıyorlar ve tüm bu ağları ortak bir dilde konuşturmanın yollarını arıyorlar. İşte bu noktada yine devreye DoD giriyor ve referans sistem olarak kullanılan 7 katmanlı OSI yerine gerçek uygulamaya yönelik 4 katmanlı TCP/IP protokol kümesi doğuyor. Böylece Interconnected Networks (kendi aralarında bağlantılı ağlar) kısacası "Internet" doğmuş oluyor. Peki TCP/IP'nin özelliği nedir? Önceki teknolojilerin aksine TCP/IP açık bir standarttır. Yani herkesin kullanımına açıktır. Bu durum TCP/IP'nin hızla gelişmesine ve yayılmasına sebep olmuştur. Sonuç olarak açık bir standart sayesinde 80'lerin ortasında internet birden patlıyor ve hızla yayılıyor.

     Ubuntu 9.10 Beklentimin Çok Çok Altında Çıktı

    Şimdi interneti de bir kenara koyalım ve bir diğer önemli hacker olan Linus Torvalds tanıyalım. Linus bilgisayar mühendisliğinde okuyan bir öğrencidir. Üniversitede Unix ve C programlama diliyle tanışmıştı. 1991'de aldığı IBM PC ile beraber gelen MS-DOS'un eksikliğini hemen fark etmişti lakin Unix pahalı bir işletim sistemiydi ve ancak okul ortamında onu kullanabiliyordu. O dönemde Andrew Tanenbaum'un işletim sisteminin temellerini anlatan ders kitabında örnek olarak anlattığı Unix benzeri, akademik bir işletim sistemi olan Minix vardı. Bu işletim sisteminin kodları parça parçaydi, bir bütün değildi ve bazı yerleri özellikle okuyucuyu öğrenmeye teşvik etmek için eksik ya da hatalı bırakılmıştı. Yine de onun icin bir baslangic noktasıydı ve IBM'e Minix'i kurarak hayaline kavuştu. Ama Linus daha fazlasını merak ediyordu ve bu yüzden okuldaki Unix'e bağlanmak için ve Minix'teki Terminal Emulator'u eksik bulduğundan kendi Terminal Emulator'unu yazmaya karar verdi. Terminal Emulator'u işletim sisteminden bağımsız şekilde kodlamaya başladı. Niyeti işlemcinin mimarisini öğrenmekti. Sonrasında bu kodlama Terminal Emulatorden bir işletim sitemine doğru evrimleşti. 1991'de eposta gruplarında yeni işletim sistemi duyulmaya ve çeşitli öneriler ve bug bildirimleri gelmeye başladı. Çalışmaları sırasında bilgisayarında Minix kurulu olan kısım zarar gördü ve bu sebeple Linus tekrar Minix kurmaktan vazgeçip yeni işletim sistemine yöneldi. Yeni birşeye ihtiyacı olduğunda oturup kaynak kodunu yazması yeterliydi. Eposta listeleri sayesinde birçok Minix kullanıcısı Minix'te olmayan özellikleri de bünyesinde barındıran bu işletim sistemini öğrendi ve Linus'a destek verdi. Sonrasında birçok kişinin katılımıyla Linux doğdu. Linus, Linux'un özelleşip, tekelleşmemesi için işletim sistemini GNU (Genel Kamu Lisansı) altında dağıtmaya başladı. Böylece programcılar yaptığı değişiklikleri geliştirmeleri herkese açık yapmak zorunda kalacaktı.

    Bu üç farklı hikayeyi anlattım ve şimdi hepsini bir noktaya bağlıyorum çünkü hepsinin özünde aynı felsefe yatmaktadır. Özgür yazılım, açık standart, açık kaynak kod... Stallman kişiye ya da kurumlara özel kapalı, tekelci yazılımın zararlarına dikkat çekti. Yine bu mantıkla kurulan networklerin hepsi koca bir denizde ufak adacıklar gibiydi. Tüm bunları birleştiren açık standart, protokol kümesi olan TCP/IP oldu. Son olarak Linus GNU altında tasarladığı işletim sistemiyle evlerimize Unix'i getirmiş oldu. Linux Unix benzeri bir işletim sistemidir.

    Çoğu yerde okumuş ya da duymuşsunuzdur, "internet özgürlük" demektir diye... İşte o özgürlük kavramı burada anlatıklarımdan gelmektedir. Özgür yazılım, açık standart protokol kümesi, açık kaynak kod... Bu felsefe nerede beleş oraya yerleş mantığından gelmemektedir.

    Tüm bunların ışığında birçok Linux kullanıcısı için, Linux kişiye özel bir işletim sistemidir. İstediğinde istediğin yerine müdahale edebilirsin, istediğin şeyi kişiselleştirebilirsin, problem çıktığında, ya da eksik olan yeri gördüğünde Linus gibi oturur kodlarsın ve tüm bunu açık kaynak kod ile yaparsın. Özünde GNU GPL vardır. Yukarda bahsettiğim GNU Projesi'nin kendi çekirdeği henüz bitmemiş olduğundan GNU, Linux çekirdeği ile kullanılmaktadır. O sebeple kısaca Linux diye bahsettiğimiz işletim sisteminden GNU/Linux olarak bahsetmek daha da doğru olacaktır.

    GNU/Linux üzerinden ticaret yapılan bir ürün değildir. Kimseye kendini sevdirmek zorunda değildir tam tersi sen onu ve arkasında yatan felsefeyi seversin ve birden kendini o topluluğun içinde bulursun. GNU/Linux isteklere cevap vermez, istekler varsa istek sahibi oturur GNU GPL altında kaynak kodunu kendisi yazar ve hem kendisinin hem de benzer isteği olanların ihtiyacını karşılar.

    Unix'i biliyor olman çok birşey ifade etmez, anlaman lazım. Bakış açını değiştirmediğin takdirde internetin özünü, bu akımı ve GNU/Linux'u anlaman mümkün olmayacak ve bu çabaların da sana fayda sağlamayacak. Biraz uğraşacak, Ubuntu bir arpa boyu yol alamamış deyip kestirip atacak ve elindeki mevcut işletim sistemleriyle yola devam edeceksin. Ben seni aslında eleştirmiyorum kendine göre bakış açın doğru ama çok öznel yani kesinlikle nesnel değil ve bir işletim sistemi bu açıdan değerlendirilemez. GNU/Linux distrolar sayesinde gelişe gelişe bugün Windows anlatırken kullandığım next next kıvımına çoktan gelmiştir. yum, apt-get, pisi vs gibi birçok paket yönetimi sayesinde program kaldırıp kurmak inanılmaz kolay hale gelmiştir. 10-15 dk gibi kısa süreli, yalın arayüzlü kurumlumlarla Windows kurulumlarını çoktan aşmıştır. Grafik arayüzlü kurulum GNU/Linux için tabuyken bugün hemen hemen her distro bu şekilde kurulabilmektedir.

    Senin eleştirmen gereken GNU/Linux değil ATI olmalıdır. Tekelci düzen olmalıdır. Bu esnekliği ve özgürüğü senin elinden alan, yazılım donanım kısır döngüsünde seni üç ayda bir yeni bir donanım yazılım almaya zorlayan sistem problemlidir. Yukarıda anlatmayan çalıştığım felsefe olmasaydı bugun ne internet ne de Windows bugunkü anlamda var olurlardı. Bence bu saatten sonra bana cevap vermeye çalışmak yerine referans verdiğim yerlerden hareketle konu hakkında bilgi topla birşeyler oku. Zamanla ya anlarsın ya da kendine göre olmadığına kanaat getirip yoluna devam edersin. İlk mesajımda da dediğim gibi bu tamamen bir duruş ve anlayış meselesi. Kimse seni tercihin yüzünden yargılayamaz.

    Umarım okuyucular da beni anlar, onlara faydalı olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hoobastank -- 30 Aralık 2009; 0:49:08 >








  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    Senin eleştirmen gereken GNU/Linux değil ATI olmalıdır. Tekelci düzen olmalıdır. Bu esnekliği ve özgürüğü senin elinden alan, yazılım donanım kısır döngüsünde seni üç ayda bir yeni bir donanım yazılım almaya zorlayan sistem problemlidir. Yukarıda anlatmayan çalıştığım felsefe olmasaydı bugun ne internet ne de Windows bugunkü anlamda var olurlardı. Bence bu saatten sonra bana cevap vermeye çalışmak yerine referans verdiğim yerlerden hareketle konu hakkında bilgi topla birşeyler oku. Zamanla ya anlarsın ya da kendine göre olmadığına kanaat getirip yoluna devam edersin. İlk mesajımda da dediğim gibi bu tamamen bir duruş ve anlayış meselesi. Kimse seni tercihin yüzünden yargılayamaz.

    Uzgunum ama bu paragrafa kesinlikle katilmiyorum. Burada suclamamiz gereken aslinda Linux'tur. GNU/Linux isletim sisteminden degil, Linux cekirdeginden bahsediyorum. Linux'un acik kaynak kodlu/ozgur yazilim olmasi onu sutten cikmis ak kasik yapmaz. Isin felsefi boyutu tasarimsal hatayi mazur gormeyi saglamaz. Ortada aslinda Linux'tan kaynaklanan buyuk bir sorun var. Bu sorun ise Linux'un adam gibi bir surucu API'sine sahip olmayisi ve her cekirdek guncellemesinden sonra donanim surucusunun de yeniden derlenmesinin gerekliligi.

    Bakiyorsunuz, cekirdekte kritik bir guvenlik acigi var veya yeni eklenen bir ozellik isinizi gorecek, guncelleme yapiyorsunuz. Ama bir bakiyorsunuz artik ekran kartinizi istediginiz gibi kullanamiyorsunuz, cunku cekirdek surumu degistigi icin daha once derlediginiz statik modul artik kullanilamaz halde. Sonuc? Tekrar derlemek zorundasiniz. Dusunun, diyelim anne-babaniz bilgisayardan anlamiyor ve siz uzaktasiniz. Sisteminizi her guncellestirmeyi otomatik olarak yapmasi icin ayarlamissiniz ve bir gun bilgisayari actiklarinda anne-babaniz artik o bilgisayari kullanamiyor. Neden? Cunku Mach mikrocekirdegine kufretmekten, GNOME gelistiricilerine de Nazi Subayi demekten cekinmeyen ulu sahsiyet Linus Torvalds boyle istedi ve ben Linux'u degil surucuyu yazani suclamaliyim. Ne guzel!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hoobastank
    GNU/Linux üzerinden ticaret yapılan bir ürün değildir. Kimseye kendini sevdirmek zorunda değildir tam tersi sen onu ve arkasında yatan felsefeyi seversin ve birden kendini o topluluğun içinde bulursun. GNU/Linux isteklere cevap vermez, istekler varsa istek sahibi oturur GNU GPL altında kaynak kodunu kendisi yazar ve hem kendisinin hem de benzer isteği olanların ihtiyacını karşılar.

    Peki Red Hat, Novell, Canonical hayir cemiyeti mi, yoksa milyon dolarlik sirketler mi?

    Eger istek sahibi emekli Teyfik Amca 60 yasindan sonra programcilik ogrenip, Linux'a Binary Kernel Interface yazacaksa, kusura bakmayin ama Linux masaustune yaklasmasin bile.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Challenger -- 30 Aralık 2009; 1:35:23 >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.