The Dark Tower (2017) (13. sayfa)

Jake, Diğer boyuta yolculuk ettiği zaman müthiş bir manzara çıkıyor ve atmosferin ne kadar iyi olduğunu görüyorsunuz.

Film neyin ne olduğunu açıklamıyor bile. Kendini ciddiye almamış gibi hissettim filmin, kötü adamın motivasyonu ne? Niye kötü olmuş? 'Eski dost' falan diyordu Roland'a. Ama ne olduğu hiç açıklanmadı. Niye kötü mesela? Birşeylere hükmetmek istiyor denildi ancak bu kadarı yeterli mi sizce? Düşüncesi ne? Neden kötü?Veya Man in Black bir yerlerde diyor ki, Roland'a yeteneklerim işlemiyor diyor babasını öldürdüğü zaman. Rüyalarına girip babasını gösterebiliyor ve onu korkutabiliyor, nasıl oluyor? Yetenek işlemese bile orada Roland'ı babasıyla beraber niye öldürmedi? İşine gelmez miydi? Jake dediğimiz eleman, kahin gibi. Herşeyi aniden çözüyor. Bir rüya görüyor, depremler oluyor;
kesin bu rüya depremlerle alakalı moduna giriyor amcam. Ulan kendini hiç deli falan zannetmedi de, 1 yıldır aynı rüyayı görüyorum falan. Belki adamlar haklıdır biraz tedavi olmalıyım moduna da girmedi. Hemen herşeyi çözdü, 10 dakika sonra öbür boyuta gitti. Veya mesela kuleyi yıkmak için neden çocuk gücüne ihtiyaç var? Bir yerlerde başka çocukların da peşinde olduğunu gördük bu ekibin. Niye onlar hiç gösterilmedi? Sırf Jake'e özel durum gibi hissettim. Jake niye seçildi mesela? Bunların hiçbir açıklaması yok filmde. Kendini ciddiye almıyor. Diğer filmlerle de açıklanacak gibi değil bunlar, mesela Man in Black öldü zaten filmin sonunda. Neyin motivasyonunu açıklayacak daha? Bence harcandı kendisi. Aslında Roland ile savaşı hiç fena değildi.
Ancak basitçe ölümünden dolayı o savaş benim aklımdan gitti. Çok hızlı ve basit bir ölüm oldu. Sonu da zaten çok çabuk bitti. Yani apar topar, yönetmen 'hadi tamam bitti daha da batırmaya gerek yok' modunda kapatmış galiba çekimleri. Mesela bir yerde 'Excalibur' geçti, King Arthur evreniyle bağlantısı var. Niye onun üzerine gidilmedi veya yeterli bir açıklama yapılmadı? Annesi öldü çocuğun, öbür sahnede hiçbirşey olmamış gibi devam etti. Annesinin ölmesi hiçbir derinlik bırakmadı ve Roland ile ilişkileri Last of Us varimsi yapılmaya çalışmış ama bence olmamış. Doğal durmuyor. Hiç sevmediğim Logan filminde bile yönetmen o kızla güzel bir ilişki yaşattırmıştı Logan ile.

İşte elemanların geçitler açması -gerçi buradaki teknolojik bir olay-geçitlerden geçişlerde geride takip edilebilir bir büyü-enerji izi bırakması, geçidin birinin bir ifrit tarafından korunması, yaratık-büyü vs.

Filmin sonuna doğru geçidin önünde silahşörün mermilerini Walter'ın elma toplar gibi yakalaması, yine silahşörün hesap-kitap-konsantrasyon plan yapıp mermilerini sektirip Walter'ı vurmaya çalışırken Walter'ın bu mermileri de bertaraf etmesi ve bunun üzerine yine silahşörün mermilerini sektirip Walter'ın mermiyi yakalayacağı anda mermileri çarpıştırarak Walter'ı ters köşeye yatırması beni benden aldı. Tam bu sahneden hemen önce de Walter'ın havada yakaladığı mermi kovanlarını elleriyle (sihirle) silahşöre atması ve silahşörün bunları ellerindeki silahlarla saptırması da "Yürü be!" dedirtti.

Silahşörün bir yerde Jake'i kaçıran orku sadece sesini dinleyerek o karanlıkta, cam-çerçeve, çadır, çayır-çimen arasında vurması güzeldi.

Katheryn Winnick'in can verdiği Laurie karakteri ölmeyeydi iyiydi.