Teke Tek Bilim Programı

Habertürk TVyoutube

Bilim bizi kurtarabilir mi? Türk toplumu bilime mesafeli mi? Başarının sırrı fazla üniversite mi? Bilim mi ilgi çeker, safsata mı? Komple teorisi neden ilgi çekicidir? Kitap okumak abartılıyor mu? Yapay zeka dost mu, düşman mı? Yapay zeka insanlığın sonu olur mu? Dünyada bir nesil nasıl son buldu? Sosyal medyanın topluma faydası ne ? Teke Tek Bilim’de Fatih Altaylı sordu; Yer Bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, Tarihçi/Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan, Evrim Ağacı Platformu Kurucusu Dr. Çağrı Mert Bakırcı yanıtladı. "Gücü Özgürlüğünde" Doğru Haber, Dinamik Sunum, Kaliteli Program, Güçlü Yorum Haberturk TV YouTube Kanalına Abone Ol ➤ http://hbr.tk/QNhqSs ➤ http://youtube.com/HaberturkTV ➤ http://www.haberturk.tv ➤ http://twitter.com/HaberturkTV ➤ http://facebook.com/HaberturkTV ➤ http://instagram.com/HaberturkTV #HabertürkTV #Haber #Canlı #HabertürkCanlı

https://www.youtube.com/watch?v=fv6YJcSfHP8&feature=youtu.be

Düşünce teşvik eden epey eğlenceli ve bilgilendirici bir yayın ama forumda paylaşan görmedim. Konusunu açayım dedim.

- Emrah Safa Gürkan'ın kültür ve tarihe ama bilhassa da Türk kültür ve akademi yaşantısına dair çok yerinde gözlem ve yorumları var.

- Çağrı Mert Bakırcı popüler bilimle sahte bilimin mantığını, iyonosfer cihazı HAARP'la depremlerin alakasızlığını ve yapay zeka teknolojilerinin evrimle ilişkisini çok güzel anlatıyor.

- AM Celal Şengör klasiği bir pot (canlı yayında küfür) var. :D Şengör'ün Carl Sagan'a haksızlık ettiğini düşünsem de kendi muazzam çalışma temposu ve bilim kariyeriyle akademik etkinlik ve performansını beğenmediği her şeyi acımasızca yeriyor, anekdotları ve anıları bayağı sağlam. Sonlara doğru Gürkan yorgunluktan makaraları dağıtmışken Şengör Sokrat öncesi filozoflardan menkıbelere dalış yapıyor ve Gürkan'ın vaziyeti özümseyip tarihçi gözüyle eleştiri getirmeye çalışırken bocaladığını, Şengör tarafından bilimin ve entelektüelizmin gelişimine dair tarihsel bir çerçeve kurmaya zorlandığını ancak Anaksimandros'u muhtemelen milyon kez duymuş Fatih Altaylı'nın sonunda saati bahane edip isyan bayrağı açtığını ve programı sonlandırdığını görüyoruz. :DDD

up

Uzun hikayelerin yazılıp okunmaya üşenildiği ve alttaki mesajlarda " özeti nedir bunun " diye mesaj atıldığı böyne bir forum ortamında hiç kimsenin 3 saatlik bir programı izleyeceğini sanmıyom...

3 saat boyunca önümde abur cuburla izledim çok keyifliydi ekip güzel.

Böyle uzun videoları izleyecek kadar sabırlı deelim, işte bu yüzden videoları daima 1.5x hızında veya yukarısında izliyorum. Zaman tasarrufu sağlıo...

Sen seversin belli. :DDD

Feynman'ın kitapları güzeldir. Kuantum elektrodinamik kuramı (kısaca QED veya KEDİ deniyor) kitabında epey kafa patlattım ama haliyle ışık hüzmelerine, yansımalara, köpüklü sulardaki renklere ve benzerine artık farklı gözle bakıyorum. Sağlam fizikçiler insanın dünya algılarını açıyor. Programda o kadar Hawking'ten bahsettiler ama başka bir fizik efsanesi olan Feynman'dan mesela söz etmediler. Hawking o malum Zamanın Daha da Kısa Tarihi'nde kuantum fiziğinin determinist yorumlamalarına başvururken Feynman'ın ışığın rotasını yapılandıran QED çalışmasına atıfta bulunur. Esasında bu tarz elemanlar çok zor yetişir. Ve birisinin emeği ve ürünü öbürününkinin gözünü açar.

Şengör'e yayın için davet etmiştim. Şu videodaki soruyu birebir kendim bulmuştum (aklın yolu bir demek ki) ve soracaktım kendisine ama görmedi sanırım davet mail'ini.

Daha sonra bu videoya denk geldim gerçekten güzel bir soru.

Metehan Doyranyoutube

Richard Feynman'ın bu anlamlı konuşmasını Türkçe altyazı ile sizlere sunmak istedim.

https://www.youtube.com/watch?v=erEXERGN80o

Şengör dehşet bir üne sahip oldu ülkede eskisi gibi ulaşmak kolay olmuyor kendisine.

Üçünü de severek izlerim. ESG Şengör'den pek de hazzetmezdi, çünkü ESG olgulardan ziyade metoda, nasıllığa (böyle garip kelimelere eminim bayılırsınız) kıymet verir. Bu yüzden kendisini izlemekten keyif alırım. Şengör de olguyu tek bir nedene dahi bağlayabilir. Nitekim yayında her ikisi de kendisinden bekleneni yaptı ama sonucunda Şengör'den "fıss" diye sönmesini beklerken bir yerde Şengör'ün "yazıyı kim keşfetti" sorusuna ESG'nin verdiği cevaba, daha doğrusu vermediği, şaşırdım. İ es ci netlikten hep kaçan bir adam ama yine de o an beni şaşırttı.

Programı gerçekten keyifliydi, umarım ileride daha çok bir araya gelirler. Çağrı Mert Youtube'daki videolarının aksine tvde biraz acemi kalmış. Şengör'le ESG'nin yanında amiyane tabirle "inek" diye tanımladığımız insanlar gibiydi. Belki programlara daha çok katıldıkça açılır, muhabbeti koyulaşır. O olsa da olmasa da daha fazla ESG-Şengör çelınçlar bekliyoruz.

İzlerken okuma, araştırma şevki gelmişti ama geçti gitti.

Ne adam ama. Dahi fizikçi dediğiniz hiçbir şeye benzemez. Mevzuyu aldı nereden nereye bağladı. Kasti hilenin altında bile gizli ilişkisellik bulunabileceğini ve neden sorusunun aslında ne kadar trick'li olduğunu ortaya koydu. Bir anda uydurduğu örnekler ve aralarında kurduğu mukayeseler çok iyi. Bizim şampiyonlar ligi denebilecek kıvamdaki Teke Tek tayfası bile kolay kolay bu denli derin bir bakış atamaz.

Bir tek manyetizma mevzusundan sapmamak için suyun katılaşırken ki genleşmesini diğer dedikleriyle aynı düzeyde irdeleyemedi: Hidrojen bağları. Suyun katılaşmasında genleşmeye yol açan onlar. Hidrojen bağları ayrıksı / boşluklu yapılarıyla ilaveten suyun katı hali olan buzu buzun sıvı hali olan sudan daha az yoğun yapar. Su katı halinin sıvı halinden daha az yoğun olduğu olağanüstü bir madde. Bu nedenle buzlanma göllerin ve benzerinin üstünde gerçekleşir. Hepimizin bildiği gibi donmuş görünen gölün buzunun altında sıvı halde su bulunur. İçeceğimize buz attığımızda buz batacağı yerde yüzer.

Teşekkür ederim dostum. Eve gidince izliyecem şimdi. 

Şengör bence saygı duymak ve yorumlarına genelde katılmakla beraber ESG'nın bazı konu başlıklarındaki okuma ve bilgi derinliğini zayıf buldu. ESG ise dediğiniz gibi Celal Şengör'ün tarih metodolojisinden, menkıbevi ve anekdotik anlatış biçiminden, anaktonistik eğilimlerinden rahatsızlık duydu. Bakırcı oradaki en dengelisiydi. Bilmediği, daha doğrusu az bildiğine inandığı bir meselede susup onları dinliyordu. Bence Bakırcı en yerinde anda konuşup ayak uydurmada fazla bir sorun yaşamadı. Ancak ESG ile Celal Şengör arasında odak, okuma ve yöntem farklılıklarından dolayı sonlara doğru koordinasyon ve uyum sorunu vuku buldu. Celal Şengör ESG için fazla kaotik. Şengör içinse ESG gereğinden fazla standart ve detaylar bazında eksik malumatlı. Esasında ESG'nın böbürlenmeden etmeden biliyormuş gibi yapmadan okumadığını, bilmediğini açıkça söylemesi saygıyı hak ediyor. ESG daha bir Amerikan, Celal Şengör daha bir kıtasal, Fransız, Alman, İngiliz füzyonu kafada. Şengör aslında çok ilginç bir karakter. Fransız rasyonalitesi ve ahlakçılığı, Alman romantizmi ve disiplini, İngiliz fırsatçılığı ve pratikliği; hepsi biraz paradoksal ve kaotik biçimde Şengör'ün bünyesinde toplanmış gibi. ESG bu noktada kafaca fazla Amerikan. Yani nokta atışı kısa tespitlere ağırlık verme, tüm aşırı addedilen eğilimlere karşı bir şüphe ve dışsallaştırıcı bir yaklaşım, bilgi hamallığına karşı yalın bir kavramsal ve sistemsel düzeyde kalma çabası. Amerikan kafası Avrupai özümseyiciliğin ve disiplinler arası belirgin sınırlar çizmeden bilgi seline dalma meraklısı taşkınlığının tersidir. Haplaştırıcı ve dışsallaştırıcıdır. Metodolojik ve epistemolojik esnekliklere karşın metodolojik ve epistemolojik katılıklar gösterir. Aslında daha pozitivisttir, ki burada pozitivist addedilmesi gereken kişi güya Şengör'dür; Popperyan bir yeni pozitivist olarak. Ama İngilizleşmiş / analitikleşmiş Avusturyalı Popper'ın aksine Şengör'e bakan birisi onda şüphesiz düpedüz Alman Nietzsche'yi de görür. Taşkınlık, hezeyanlar, aristokratik üst insan tutkusu ve ölümsüz hakikat duygusu her yeri sarar. Yani prensipte bambaşka bir gelenek. ESG bu kadar enternasyonal ve karman çorman bir skala sergilemiyor. Çağrı burada yekpare mühendis, bilimci. Her şeyi bu anlamda yerli yerinde. Bilim ve popüler bilim davasına inancı haricinde Çağrı'yı açıkça güden bir içsel figür veya felsefi ekol yok (belki Sagan gibi popüler bilimciler hariç). Ki Çağrı'nın hepsi hakkında iyi kötü okuma yaptığı ve aşinalık sahibi olduğu açıkça belli olduğu halde böyle.

Tontonu izleyeyim. Celal Şengör çok sevimli bir adam, bilgiçliği bile itici gelmiyor.

:DDDDDD

Bula bula bunu mu buldun!!

. habertürk akp ye biat etmiş kanallardan biridir. diğerleri gibi koyu akp li imajı vermemek için arada bir muhalif siyasileri çıkartarak bu biatını maskelemeye çalışır ama;

tüm havuz kanallarıyla aynı anda erdoğanın canlı yayın dahi olmayan programı için reklamsız, aralıksız 1 saat 30 dakika yı pazar günlerinin ticari açıdan en kıymetli zamanı olan prime time gibi bir zamanı erdoğan için feda edecek kadar akp ye biat etmiştir. Yani erdoğan için para kaybediyor çünkü bunu yayınlayacaksın diye talimat alıyor iletişim başkanlığından...

Ben teketek gibi programlarını izliyorum. Haber falan izlemiyorum.

Yapar öyle şeyler. Asperger sendromu adamı böyle patavatsız yapar mı bilmem. Ya doğuştan ya sonradan :)

Canlı yayında küfredince kahkaha patlatıyorlar. Fatih Altaylı kafasında umarım RTÜK fark etmemiştir deyip gülerek reklama alıyor. :D@Torlak Kemal

Herkesin anlayabileceği seviyede. Program boyunca teknik mevzulara girilip teknik terimlere de başvuruluyor şüphesiz ama öyle yalnızca uzmanların anlayabileceği bir jargonda konuşulmuyor. Bilakis anlaşılırlar. Olmamaları zaten mümkün değil. Muhtemelen çağdaş Türk popüler biliminin en büyük iki ismi (Şengör ve Bakırcı) orada. Ve evet gecenin derin saatlerine kadar 3 saat konuşup Altaylı'nın zoruyla bitirdiler. Esasında sonlarda Şengör durmuyordu; ESG'ı sıkıştırıyordu, inanılmaz enerjik. :D@Kartal Göz