< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Bildirim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Bu kadar kafayı yorma hocam.
|
Zamanın A ve B kuramlarını bildiğini söylemişsin ama pek biliyora benzemiyorsun hocam. Aslında konuya müdahil olmamak için direndim. Genellikle teoloji ve din felsefesi konularına yazmam, ilginç bulursam okur geçerim. Hakim olduğum alanlar değil bunlar. Ama zaman teorileri fiziğin de bir parçası olduğu için konu ilgimi çekti, sana bu 2 kuram konusunda farklı bir bakış açısı sunmak istedim.
Sana neden zamanın C kuramı olamayacağını bir de ben DAGA BASİT OLARAK anlatmak isterim. Zamanın A ve B kuramları zamanın A ve B serilerini açıklamak için oluşturulmuştur. 2 farklı seriyi A ve B olarak etiketlediğinde, insanlar alfabenin kalan harflerinin de bunu takip edebileceği zannına kapılabiliyor. Aslında 1908 yılında bu serileri isimlendiren Mctaggart bunlara A ve B serisi diyerek bana göre hatalı bir denotasyon girişiminde bulunmuş. Bunlara zamanın “durağan” ve “akan” serileri ya da zamanın kipli veya kipsiz serileri deseydi, bana göre daha isabetli bir iş yapmış olurdu. O zaman sen de zamanın C teorisi olabileceğini düşünmezdin. Zamanı temel olarak sadece 2 seri halinde ele alabiliriz. Nedenini şimdi anlayacaksın. Zamanın A serisinde senin anlağın sabittir, zaman kipler halinde senin anlağın içinden akar gider. Hareket halinde olan zamandır. Senin zaman algın bu hareketi algılar. Yani olaylar bir hareket dizisi içinde senin zamansal algının önünden geçer gider ve hepsi birbiriyle bağıntılıdır, birbirine geçişseldirler. Uzak gelecek zaman aktıkça yakın gelecek zaman halini alır, derken aktıkça şimdinin bir parçasına dönüşür, akmaya devam eder ve geçmiş olur. Zamanın bu serisi zaman ve mekan kavrayışımızla ve sezgilerimizle uyumludur. Canlılar zamanı böyle algılarlar. Daha iyi kavramak açısından anlağı statik, zamanı dinamik diye düşünebilirsin. Bir de bunun tersi var. Ona da zamanın B serisi denmiş Bu seride ise zaman kipi yoktur, tüm zamanlar eşit şekilde aynı anda vardırlar. zamansal varoluş zamanın akışıyla gerçekleşmez. Geçmiş-şimdi-gelecekteki olaylar statik bir halde uzay-zamanın dokusuna örülmüşlerdir. Burada değişken yani dinamik olan zaman değil anlaktır. Genel Görelilik zamanın B serisine dayanır ve Genel Göreliği doğrulayan deney ve gözlemler zamanın B serisi kuramını da doğal olarak doğrulamaktadırlar. Gördüğün gibi ya olaylar senin önünden nedensel bir sıra halinde akıp geçer, ki zamanın aktığı bu seriye A serisi denmiş; ya da geçmiş-şimdi-geleceğin aynı anda var olduğu ve zamanın akmadığı B serisi var. Üçüncü bir seri yok. Zaman akıyorsa A serisi, akmıyorsa B serisi oluyor kısacası. Gördüğün gibi üçüncü bir seriye yer yok. Dolayısıyla olmayan üçüncü seriyi açıklayan bir zamanın C teorisi mümkün değil. Ama ne olur; zamanı serilerle (olay dizileri) değil başka türlü açıklayan bir teori olamaz mı diye sorabilirsin. Ne türlü teori oluşturursan oluştur, kuramın ya akan ya da akmayan bir zaman öngörmek zorunda. Dolayısıyla yine zamanın A ve B serilerine atıfta bulunması bir zorunluluk. O zaman da ona yeni bir teori demeyiz, zamanın A ya da B kuramının genişletilmiş/iyileştirilmiş versiyonu deriz. Bunun örneği mesela Evrim kuramı böyledir, sicim kuramı böyledir. Var olan çoğu kuram böyledir. Şunu iyi irdelemen gerek: Zamanla ilgili hangi kuramı geliştirirsen geliştir, o kuramda zaman ya akıyordur, ya da akmıyordur. Böyle olduğu için de zamanın A veya B kuramı dışında 3. Bir zaman kuramı olmayacak, onun yerine zamanı akıyorsa veya akmıyorsa neden öyle olduğunu daha iyi açıklayan zamanın A ve B kuramlarının geliştirilmiş hallerine tanık olacağız. |
Ben A teorisini de B teorisine de açıklayıcı bulmadım. Bilim adamlarının neyi çoğunlukla kabul ettiğinin bilim için bir değeri yoktur. Bilim adamları subjektif olabilirler. Akılları çözmeye yetmiyor da olabilir. Bunlar hep önkabullerin olması gerektiği durumlar.
Zaman kavramını din veya tanrı ile ilişkilendirmenin aptallıktan başka bir açıklaması yok benim için. Sanki biz zamanı ölçmekten ileri gitmişiz gibi bir algı oluşturuluyor. Biz şu anda ne zamanı ne de zamansızlığı mantık çerçevesinde anlayamadık. İnsan sürekli olarak şimdiki zamanı yaşar. Geçmiş, gelecek diye bir zamanı insan kabul eder ve ona göre bunların da bir yerlerde hala var olduğunu iddia ederek hareket eder. Halbuki hiç bir kanıt yoktur geçmiş ve geleceğin nerede olabileceğine ait. 100 sene önce matematiksel olarak ispat edilen karadelik gözlem ile de ispatlandı ancak bizim gözlemlediğimiz karadeliğin çok çok önceki bir zamanındaki anından bir gözlem idi. Yani matematiksel iddianın sunulduğu zamandan bile daha önceki bir gözlemi biz matematiksel iddianın sunulmasından 100 sene sonra tespit edebildik. ![]() Zaman kavramı beyin yakmıyor mu sence? Onun için diyorum yarın birisi zamanın C teorisini iddia etmeyeceğini nereden bileceğiz? Belki daha sonra zamanın D teorisi iddia edilecek, sonra E,F. Zaman bilinse tamam din, tanrı ile de ilişkilendirilebilir ancak şu anda insan zamanın ne olduğunu bilebilmiş değil. Bilim adamlarının iddialarının gözlem boyutu pek yok. Matematiksel olarak birşeyler karalanıyor ancak konu zaman olunca birçok sorun çıkıyor. |
Mekansızlıkla alakası yok ama zamansızlık problemleri var evet. Ateizmin en iyi argümanlarından biri bence. Teistlerin buna en kökten çözümü zamanın B teorisini kabul etmesi ama B teorisi teizm için birçok başka sorun doğuruyor. Zamanın B teorisi günümüz fizikçileri ve zaman felsefecileri arasından en yaygın gören kuramdır. O yüzden ateizmin doğru olma olasılığını bir hayli artırıyor. Zamanın B teorisinde:Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında objektif bir ayrım yoktur. Olayların nedensel bir sıralaması vardır ancak durum bundan ibarettir. Objektif bir geçmiş ve gelecek söz konusu değildir. Daha çok, bütün olayların donmuş bir şekilde bulunduğu bloğun belli noktalarına göre geçmişten ve gelecekten bahsedebiliriz. Olayları 1, 2, 3, 4 diye sıralarsak 2'ye göre 1 geçmiş, 3 ve 4 gelecek olur diyebiliriz sadece. Şimdiki zamandan bahsedemeyiz. Geçmiş olaylar gibi gelecek olaylar da mevcuttur. Zamanın akışıysa bir illüzyondur.
B teorisinde Tanrı'nın zaman içinde olduğunu söyleyemeyiz çünkü B teorisi özel göreliliğin izinden giderek uzay-zamanla ilgili standart yorumu kabul eder. Bu yorumda bir şeyin zamanın içinde olabilmesi için uzayda da bulunması zorunludur. Tanrı uzayda yer kaplamayacağına göre B teorisine göre zamanın içinde bulunamaz. Öte yandan zaman dışından uzay-zaman ile etkileşime geçmesi de bir sorun teşkil etmez. Çünkü Tanrı zamansız-değişimsiz olsa bile evrendeki olaylarda da aynı şekilde değişimsizlik söz konusu olacağı için Tanrı'nın yaratması/olaylara müdahale etmesi vs. sorun taşımaz. |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Nisan 2019; 10:48:24 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Nisan 2019; 11:40:41 > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Nisan 2019; 14:16:25 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 28 Nisan 2019; 14:14:26 > |
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Nisan 2019; 15:35:29 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 28 Nisan 2019; 17:1:23 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eşom21 -- 28 Nisan 2019; 17:30:1 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |