Şimdi Ara

SONUS FABER lerin ACCUPHASE lerle BULUŞTUKLARI AN (14. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
684
Cevap
2
Favori
26.017
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: atalayalper

    Bu arada tabii davulun sesinin dogru olup olmadigini bilebilmek icin de ilk once gerçek davul sesini bilmek gerekiyor.. Yani genele vurursak enstrümanlarin gercek seslerini bilmek hifi veya hiend dünyasinda doğru ve gerceğe en yakın sesi bulmak üzere çıkılan yolda 1-0 önde olmak demek. Bir insan gerçek sesini bilmediği daha önce hiç duymadığı bir enstrümanın hoparlörden gelen yansımasinin aslina sadik olup olmadigini nasil bilebilir ki?

    ah be Atalay keşke iş o kadar kolay olsa nerrrrde kaç davul çeşidi kaç piyano çeşidi kaç piyano teli kaç davul materyali kaç piyano
    ahşabı var bi bak inan bu müzik işini bırakırsın deli gibi çeşit var valla
  • Bu işte doğruyu bulmak evrenin merkezini bulmak gibi birşey. SS amfilerle lambalı amfiler hep karşılaştırılıyorlar. Sonuç doğru olanı bulmak mı? yoksa güzel olanı bulmak mı?
    Doğru olanı bulmak bence bir paradoks. Örneğin sohbetlerimizde aşağıdaki konuşmalar çok sık tekrarlanır. Şöyle ki;
    "SS daha doğru katılımsız çalar = Bass gitar yada elektro gitar çalanlar büyük oranda lambalı gitar amfisi kullanırlar. SS doğru ise daha kayıtta yanlış yapıyorlar. Ve ss mi? lambalı mı? diye tartışlarına pek rastlanmaz. Genelde el34 mü kt88 mi gibi tartışmaları görürsünüz. Ayrıca insan mantıksal açıdan düşündüğünde içinde neredeyse elektronik hiçbir komponentin olmadığı single ended bir lambalının elektronik cümbüşü bir cihazdan daha katılımsız çaldığı sonucunu çıkarabilir " gibi bir durum var,
    "SS de enstrümanların sesi daha doğru çıkar = 10 farklı kemanın sesi 10 farklı ses çıkarır. Yani her enstrümanın yapımında kullanılan hammadde, işçilik, yan ürünler vs herşeyi zaten değiştiriyor ki referansı nasıl olsun. Akustik enstrümanlarda herşey kendine özgüdür. Doğru olan hangi markadır ki onu referans kabul edeceğiz. İlkokuldan itibaren tüm öğrencilik hayatım boyunca piyano çaldım. Hiçbir piyanonun sesinin birbiri ile aynı olduğunu hatırlamıyorum. Marka ve model dışında mekanın akustiği bile o kadar etkili ki tek bir referans alamazsınız. Bendeki piyano nocturne marka vasat bir duvar piyanosu. Çok ta mutlu olarak çaldım yıllarca. Belki kalite olarak en kötülerden. Ama tek bir tuşede aldığınız o akustik sesi ne lambalı ne de bir ss de zaten almanız mümkün değil. Bu yüzden SS olsun lambalı olsun alacağımız referans ses ne olmalı? gibi bir durum da var.
    Dolayısıyla, bu mantıksal ve realistik dinlemeler duyumlar neticesinde ben lambalı amfi derken, üstadımız olan birçoğumuzdan çok daha tecrübeli ve fikirlerine her zaman başvurduğumuz altan bey ss dediğininde yukarıdakileri unutup "ama Altan bey ss diyor" deyip yine paradoksa girebiliyoruz, ( bu arada Altan bey; sizi çok sevdiğim, saygı duyduğum ve çok kıymetli bir kişi olarak bildiğim için adınızı çekinmeden kullanıyorum ki muhabbetlerimizde kulaklarınızı hep sevgiyle çınlatırız) ve işin içinden yine çıkamıyoruz.
    Sonuç olarak ben şunu buldum. Doğru olanı değil güzel olanı kullanmak. Kafayı çok da Tuğrul gibi kırmadan rahat rahat müzik dinliyorum
    Hepinize sevgiler,




  • quote:

    Orijinalden alıntı: S.Togay
    Elimdeki sistemlerin hifi tanımına uygunluk mesafesini kestirme noktasında yanılgıya düşmemek için
    salonun bir köşesini enstrumanlarıma ayırdım
     SONUS FABER lerin ACCUPHASE lerle BULUŞTUKLARI AN




    Gelinen nokta önemli. Enstrumanların doğal seslerini duyarak kıyaslamak önemli. Marka,model ve malzeme ile değişen seslere rağmen
    bunları çalan için asgari müşterek nokta vardır elbet.




  • Serden abi, çok değerlisin bu konuda. Ancak yanlış anlaşılma olmasını istemem yukarıdaki yazıda. Hani çok tartışılan konulara örnek vermeye çalıştım. Yoksa ben bu mukayeseye girmiyorum. Bu konuda ciddi yatırım yapmak lazım, yada yapanları bir dinlemek lazım. Aslında biraz tınılara dikkat çekmeye çalıştım. Mesela sen bilirsin diye söylüyorum kardeşim prodencio kullanıyor, amcam yamaha. Kardeşim ramirezden övgüyle bahseder, amcam hala yamaha der. Bu tınılar gibi aslında ekipmanlarımızda da farklar olacaktır. Kablolarımız bile tınıları değiştiriyor. Sonuçta biz akustik dinlemeden bahsetmiyoruz, kayıt işlemi ile elimize ılaşan albümler sözkonusu. Burada kullanılan mikrofonlar, kayıt cihazları da bu konuya dahil olmalı. O zaman ne oldu? İşler yine karmakarışık bir hala girdi gibi bir sonuç çıkıyor.
    Ben şahsi görüşüm olarak çok param yoksa güzel olana bakarım diyorum. Doğrunun değişeni o kadar çok ki hangi noktaya para harcayarak hiçbir zaman ulaşılamayacak doğruya en çok yaklaştığımız noktaya varacağız.
    Bu arada ne zamandır da görüşmüyoruz özledik vallahi. Diyeceksiniz ki niye aramıyorsun? Biraz yoğunluğum vardı. Anlatırım..
    Sevgiler abicim,




  • Sevgili arkadaslarim, guzel sozleriniz icin cok tesekkur ederim, iltifat etmissiniz.

    Konunun tartisilmasi guzel ve onemli. Ne hoparlor alacagimizdansa ne aradigimizi bilmek cok onemli. Nasil ulasilacagi ayri bir konu. Dogrudur her piyano ayni sesi vermez ama bir sistem dogru bir piyano sesi verebiliyor mu anlasilabilir bir olgu. Kisitli tecrubemde ne noktada bu kanaate vardigimi hatirlamiyorum ama size bir fikir vermesi acisindan tamda bu konuya uygun bir ornek veriyim.

    Gecenlerde uzun zamandir gormedigim dostlarimdan biri ziyarete geldi. Kendisi konservatuarda hoca idi, enstrumani obua dir(uflemeli). Ses sistemlerinden anlamaz ve meragi yoktur ama cok iyi bir jazz ve klasik muzik dinleycisidir. Nedense pikaplar insanlarin ilgisini cekiyor(guzel olduklarindan :) ) Hadi koy bir seyler dinleyelim dedi. Hugh Masekela nin Help albumunde Stimela diye bir sarki vardir hem sarki cok guzeldir, hemde kayit. Uzun lafin kisasi Masekela nin trompet in bir turunu caldigini ve o turun adini soyledi dostum. Plaga bakinca dogru oldugunu gorduk. Trompetin markasi hakkinda da tahminleri vardi ama teyit etmek mumkun degildi uzatmadik devam ettik. Bu yasadigim olay belki sizlerin hakli olarak suphe ile baktiginiz referans konusunda size farkli bir bakis getirir. Hicbir sistemin, hicbir zaman %100 canli yi reprodukte etmesi mumkun degil, ama cok yaklasmasi mumkun. Yanlis bir davul sesi yanlistir. Davul ister kastamonu, ister bengal davlu olsun.

    Lamba olayina geri donecek olursak. Bugune kadar ki tecrubem, alt ve mid bass lari dogru calan bir sistemin pek cok zorlugu gectigini bana dusundurtuyor. Ust segment bir lambali power amfi, ki burada sayilanlarin hicbiri degil, haric bunu yapmak bence pek mumkun degil. Bununla ugrasacaginiza bir ss power+lambali pre, ss integre lambali kaynak kullanmak dogru sese daha yakin cozum. Tabi illaki lamba olsun diyorsaniz.

    Porsche mi, bmw konusu benim acimdan cok sonraki bir konu. Once sistem mumkun oldugunca dogruya yakin calacak ondan sonra ne tur muzik dinliyorsan on gore fine tune edeceksin.

    Diger taraftan bu is sadece system uzerine bir is degil, bu is muzik kulturu ve dinleme aliskanliklari ile alakali. 70 yillar rock dinleyen bir adamin sisteminin bilesenleri ile, 35-50 arasi jazz dinleyenin ki bir olmayacaktir. Kaldiki sistem ikinci planda, muzik birinci plnda olmali. Sevdigiiz muzigi daha iyi duymak uzerine kurgulanmali bu is. Bugun arsivim sistemimden kat be kat pahalidir ve benim icin daha degerlidir. Ki saniyorum Burak bu konuya dikkat cekmis.

    Kisaca bolca canli muzik dinleyin referansiniz o. Emin olun bu sesleri gerecege yakin urettirmek mumkun. Benim dediklerimi cok ciddiye almayin, benimkiler sadece gordugum gecirdigim, asil onemli olan sizin ne gorup yasadiginizdir. Benim soyleyebilecegim herseydende daha onemli.




  • Altan bey,
    Dün Tuğrul arkadaşımız ciddi cihazlarla birkaç tecrübe yaşadı. Sonrasında uzun uzun konuştuk. O öyleyse bu niye böyle gibi birçok karışıkşık oluştu kafamızda. Yazdığım örnekler de aslında bir nebze olsun bizim kafamızdaki karşıtlıkları ifade etmekte. Konuşmamız esnasında "ama Altan bey böyle diyorsa bir yanlışımız mı var" gibi düşüncelere de girdik açıkçası. Dolayısyla konuyu yazmaya ve fikirlerinizi almaya karar verdik ve yaklaşık aynı dakikalarda kısaca düşünceleri ve karşıtlıkları yazmaya çalıştık. Bu nedenle tecrübeleriniz bizim için gerçekten önemli.
    Ben bu sabah Tuğrul'a da şunu söyledim. "Tamam artık. Doğruyu bulma hedefine çok odaklanma. amfiyi de upgrade etmek istiyorsan onu da değiştir ve ondan sonra müzik dinlemeye başla. Uğraşma daha fazla"
    Çünkü sizin gibi bir arşive sahip olana kadar geçen süredeki dinlemeler bir süre sonra artık beklentilerimiz doğrultusunda kendimizce doğru olanı bulmamızı çok daha kolay bir şekilde ortaya çıkaracaktır.
    Ne kadar dinlersek ancak o kadar doğru seçimler yapabiliriz bence.
    Saygılar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mecanica -- 9 Ocak 2014; 12:31:32 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mecanica

    Altan bey,
    Dün Tuğrul arkadaşımız ciddi cihazlarla birkaç tecrübe yaşadı. Sonrasında uzun uzun konuştuk. O öyleyse bu niye böyle gibi birçok karışıkşık oluştu kafamızda. Yazdığım örnekler de aslında bir nebze olsun bizim kafamızdaki karşıtlıkları ifade etmekte. Konuşmamız esnasında "ama Altan bey böyle diyorsa bir yanlışımız mı var" gibi düşüncelere de girdik açıkçası. Dolayısyla konuyu yazmaya ve fikirlerinizi almaya karar verdik ve yaklaşık aynı dakikalarda kısaca düşünceleri ve karşıtlıkları yazmaya çalıştık. Bu nedenle tecrübeleriniz bizim için gerçekten önemli.
    Ben bu sabah Tuğrul'a da şunu söyledim. "Tamam artık. Doğruyu bulma hedefine çok odaklanma. amfiyi de upgrade etmek istiyorsan onu da değiştir ve ondan sonra müzik dinlemeye başla. Uğraşma daha fazla"
    Çünkü sizin gibi bir arşive sahip olana kadar geçen süredeki dinlemeler bir süre sonra artık beklentilerimiz doğrultusunda kendimizce doğru olanı bulmamızı çok daha kolay bir şekilde ortaya çıkaracaktır.
    Ne kadar dinlersek ancak o kadar doğru seçimler yapabiliriz bence.
    Saygılar

    Magico enteresan

     SONUS FABER lerin ACCUPHASE lerle BULUŞTUKLARI AN



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eraycelik80 -- 9 Ocak 2014; 16:32:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Fiyatları da enteresan
    Benim imkanlarıma göre sadece alabileceğim modeli ( o da zorlasan ) S1. Dinelemek kısmet olmadı ama eminim ki o bile ciddi ekipman isteyecektir.
    Magico ları tek hoparlör olarak değil komple sistem olarak değerlendirmek lazım.
  • Değerli Burak kardeşim bir türlü görüşme şansımız olmadı. Evde çocuk okulda çocuklar derken müzik dinleme işi bile sıkıntılı.
    Ankara'ya bir şekilde gelebilirsem amplileri de alıp ziyaretine geleceğim. Son bir yılda ilginç gelişmeler yaşadım lambalalılarla
    Sevgiyle kal, görüşmek dileğiyle...
  • Serden abi, aynı ev telaşı bizde de var. Bir süre pek forumu da takip edemedim ama aldım hep haberlerini. Son bir yılda yaptığın çalışmalara ve gösterdiğin sabıra şapka çıkartmak gerekir.
    Abi Ankara'ya yolun düştüğünde kapım her zaman açık biliyorsun. Senin gibi değerli insanları misafir edebilirsem onur duyarım.
    İş çıkışı müsait olunca bir arar sesini duyarım uygun olursan,
    Görüşmek üzere,
  • eraycelik80 E kullanıcısına yanıt
    Ah be Eray tüm enstrümanları duyduk, dinledik, çaldık hepsinin çıplak seslerini çok iyi tanıyoruz da sıra o enstrümanların üretim çeşitlerine, tellerine, malzemesine, ahşabına, değişik varyasyonlarına markalarına falan geldi.. Forumdaki üyeleri bilmiyorum sadece Burak piyano çalıyordu onu biliyorum ben de bateri, gitar ve klavye çalıyorum dolayısıyla enstrümanların kendi içlerindeki bu çeşitliliklerini az çok bilirim.

    Bir önceki cevabımda gerçek enstrüman sesini bilmekten kast ettiğim şey olması gereken ses ile olmaması gereken yani aslından uzakta reprodükte edilen sesi demo esnasında ayırt edebilecek kadar gerçek enstrüman sesine aşinalıktan bahsetmiştim.. Bu bağlamda gerçek ve doğru enstrüman seslerini zihninin bir köşesine kazımış ve kendi referans seslerini zihninde oluşturmuş kişiler hifi veya hiend sistem dinlerken demo ederken ya da almak niyetiyle olası seçenekler arasında seçim yaparken mutlaka bu farkındalıkların hiç birinde olmayan diğer kişilere göre çok daha avantajlı olup çok daha çabuk karar vereceklerdir.. Diğer türlü düşündüğümüzde odyofilin tanımına da aykırı oluyor sanki; yani odyofil demek dinlediği iki farklı sistem arasındaki farklılıkları sistem üzerinden duyup algılayabilen kişi değildir. Bunu benim eşim de çok rahat bir şekilde yapabiliyor zaten, gerçek odyofil aynı zamanda o enstrümanların sistem reprodüksiyonlarının gerçeğe ne derece yakın ne derece uzak olduğunun da farkına varabilen insandır. Gerçek enstrüman sesini ve doğadaki gerçek yansıma sesleri bilmeyen kişi nasıl odyofil olur bilemiyorum sonuçta sistemler her hangi bir enstrümanı reprodükte ederken, çalarken kendilerinden de bazı unsurlar katabiliyorlar bazı frenakansları uzatıp bazılarını kısaltabiliyorlar vs..vs..vs.. bunların aslını bilen kişi gerçek sesi aramak adına çıkılan bu yolda her zaman öndedir süslü sesleri fark eder ama kişi eğer doğru sesi aramıyorsa kendi zevkine uygun sesi arıyorsa da diyecek bir şeyimiz olmaz sadece saygı duyarız.. Bu tartışılan konuyla gitarın telinin, kemanın telinin, enstrümanın ahşabının bence tam anlamıyla bir ilgisi yok biz o farklılıkları sistem üzerinden belki duyamayız, belki enstrümanların markasını tahmin edemeyiz ama doğruya yakın reprodükte edilen enstrümanları anında fark edebiliriz.

    Gerçeğe yakın gitar sesi sistem tarafından doğru reprodükte edildiğinde odyofil tarafından anında fark edilebiliyorsa bu o kişinin gerçek gitar sesini bilmesinden enstrüman seslerini tanıyor olmasından kaynaklanıyordur.. Anlatmak istenilen buydu.. Ama ömrü hayatında bu enstrümanları duymayı bırak yakınından geçmemiş insanlar hifi veya hiend sistemleri demo ettiklerinde varabilecekleri farkındalıklar sadece farklı sistemler arasındaki nüans farklılıklarıdır diye düşünüyorum.




  • Dün Duet Audio'da mıydın Eray sen :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: atalayalper

    Dün Duet Audio'da mıydın Eray sen :)

    Duet te bişey yok bu ara gıtmıyorum avangarde yi görmeye gittim o yakaya

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • geçtiğimiz yıl içerisinde hem AR VSI75 entegre amfiyi sonus faberlerle dinledim hem de AR ın bir power amfisini dinleme imkanım oldu VT50 olabilir emin değilim modelinden şimdi.
    Daha önce de amfi arayışlarım sırasında kulak kabarttığım diyelim modellerini şimdi hatırlamadığım bir kaç AR amfi daha olmuştu.
  • aticus3 kullanıcısına yanıt
    Anladım. Bütçe uygunluğundan AR vsi60 modeline bakmak istiyorum, birde Mastersound due Trenta SE aklımda var. Jadis orchestralarda alternatif olabilir sanırım.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dün akşam elektrikler geldikten sonra
    Servisten yeni gelen cep telefonumun herşeyi sıfırlandığı için oturup yeni baştan kurmam, uygulamaları yüklemem vs. işleri ile uğraşacağım için öylesine fonda müzik olsun diye koyduğum ve uzun süredir dinlemediğim Radyo Voyage çıkardığı Bosphorus Lounge albümü ben de çok güzel tatlar bıraktı. Hatta hanım bile çayını alıp geldi oh be sonunda benim de uzun uzadıya dinleyebileceğim bir albüm koymuşsun ne güzel çalyor dedi. (caz ve klasikten pek hoşlanmıyor Lounge seviyor, daha doğrusu aynı sanatçının 5-67 şarkısını peşpeşe dinlemeyi anlayamıyorum diyor )
    Hala speaker kablolarım sıradan kablolar olmasına rağmen yerleşim kablo kalitesinden daha fazla etki etti diyebilirim. Ses dağılımı ve yansıması çok daha dengeli ve detayların algılanması çok daha rahat oluyor. Detaylar köşeli değil ama gayet temiz veyormayan detaylar alıyorum. Artık tone kontrolünü de kullanmayı bıraktım zira alt seslerdeki yansımalarda çok azaldı.
    Perde işini halletmem lazım bu ara. Akıl fikir ve destek verin dostlar bana perde konusunda. Ne yapayım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aticus3 -- 10 Ocak 2014; 17:33:25 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aticus3

    Dün akşam elektrikler geldikten sonra
    Servisten yeni gelen cep telefonumun herşeyi sıfırlandığı için oturup yeni baştan kurmam, uygulamaları yüklemem vs. işleri ile uğraşacağım için öylesine fonda müzik olsun diye koyduğum ve uzun süredir dinlemediğim Radyo Voyage çıkardığı Bosphorus Lounge albümü ben de çok güzel tatlar bıraktı. Hatta hanım bile çayını alıp geldi oh be sonunda benim de uzun uzadıya dinleyebileceğim bir albüm koymuşsun ne güzel çalyor dedi. (caz ve klasikten pek hoşlanmıyor Lounge seviyor, daha doğrusu aynı sanatçının 5-67 şarkısını peşpeşe dinlemeyi anlayamıyorum diyor )
    Hala speaker kablolarım sıradan kablolar olmasına rağmen yerleşim kablo kalitesinden daha fazla etki etti diyebilirim. Ses dağılımı ve yansıması çok daha dengeli ve detayların algılanması çok daha rahat oluyor. Detaylar köşeli değil ama gayet temiz veyormayan detaylar alıyorum. Artık tone kontrolünü de kullanmayı bıraktım zira alt seslerdeki yansımalarda çok azaldı.
    Perde işini halletmem lazım bu ara. Akıl fikir ve destek verin dostlar bana perde konusunda. Ne yapayım


    En iyisini alın .

    Siz en iyisine layıksınız .




  • Black diamond yakışır ama ciddi para ortamda los ise gerek yok ama o perdeyi maslakta gördüm gercekten inanılmaz guzel

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • aticus3 kullanıcısına yanıt
    Atilla perde seni çok üzmüş ..
    Aktivizyon da fullscreen gri kontrast perdeleri bi incele ... Cihan beyin forumdaşlara yardımcı olduğunu da biliyorum ...
    http://www.projeksiyonperdesi.com.tr/motorlu-pmk9?ob=1&oz=6_16
  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.