SİZCE ERMENİ SOYKIRIMI OLMUŞ MUDUR? (8. sayfa)

Ermenilerden önce Anadolu da kim yaşıyordu bugün hititler den Frigyalılar dan eser var mı? Osmanlının hoşgörüsü sayasinde bu milletler varlıklarını koruyabilmişlerdir.

Yaşlı kadını alnından duvara çivileyenlerde insanlık mı var.

ABD denen haydut devlet Irakta bir milyon insanı öldürdü tecavüz etti şimdi bize soykırım isnadında bulunuyor, millet olarak buna sessiz kalacağız.

Soykırım yapan devlet elbette bunun kaydını tutar.Zira devlet içinde kimse bunun sorumluluğunu almak istemez.Her birim bir üstünün yazılı emrini ister ve emir gereği yaptıklarını merkeze bir rapor olarak sunar.Bunlarda kayıtlarda saklanır.Siz herhalde kulaktan kulağa soykırım emirlerinin bölgede bulunan askerlere iletildiğini düşünüyorsunuz.Mesela Yahudilere yapılan soykırımların belgeleri Nazi ve SS arşivlerinde ispatlı bir halde bulunmuştur.Üstelik savaşın sonlarına doğru Naziler ve SS'ler soykırımı ispatlayabilecek belgeleri imha etmeye çalıştıkları halde binlerce belge içinde soykırımı doğrulayan yazışmalar,planlar ve raporlar bulmuşlardır.

Yani öyle 'yav arkadaş bir devlet soykırım yaparken bunun kaydını arşivlerde tutar mı?' şeklinde bir mantık yok.Dünya'nın hiçbir yerinde böyle kaydı kuydu tutulmamış bir katliam olmaz.Mesela Sovyetler 1940 yılında Polonya savaşı esnasında tutsak aldığı 22 bin Polonyalı üst düzey subayı ve aydını 'gelecekte bize sıkıntı çıkarırlar' gerekçesiyle NKVD'nin tavsiye ve Stalinin emriyle Katyn isimli bir ormanda başlarından vurarak katletmişler ve toplu mezarlara gömmüşlerdir.Katliamı yaparkende o dönem Almanların kullanmış olduğu tabancaları ve ipleri kullanmaya dikkat etmişlerdir.Katliamı gerçekleştiren Sovyet askerleride katliam bittikten sonra Moskovaya bunu bir rapor halinde iletmişlerdir.Naziler'in 1941 yılında Sovyetlere saldırması üzerine Katyn ormanı Nazilerin kontrolüne geçmiş ve Naziler bölgede yaptıkları kazılar sonucunda Ruslar tarafından katledilen bu 22 bin polonyalının toplu mezarlarını bulmuşlardır.Ancak Sovyetler bu katliamı Nazilerin yaptığını ve suçu kendilerinin üstüne attıklarını ileri sürerek katliam suçunu reddetmişlerdir.İlerleyen zamanda Sovyetler tekrar Katyn ormanını ele geçirince burada katliamı araştırmakla görevli iki komisyon kurmuş ve bu komisyonda Batılı devletlerin gözlemcileri eşliğinde cesetleri incelemiştir.Yapılan incelemelerde katliamda kullanılan mermilerin ve iplerin Alman menşeili olduğunu ileri sürülerek bu katliamı Nazilerin yaptığı iddiasını yasal bir zemine oturtmaya çalışmışlardır.Sovyetler Stalin'in emri üzerine gerçekleşen bu katliamı 1990 yılına kadar gizlemeye devam etmişler ve katliamın sorumluları olarak Nazileri göstermişlerdir.Ancak Sovyetlerin yıkılması üzerine Sovyet arşivleri açılmış ve bu arşivlerde dönemin NKVD şefi Beria'nın Stalin'e bu esirleri infaz etmeyi tavsiye ettiğine dair rapor bulunmuştur.Yapılan araştırmalar sonucunda da katliamın Stalin tarafından onaylandığını gösteren kararnameler de ortaya çıkartılmıştır.Buyrun NKVD şefi Beria'nın Stalin'e sunmuş olduğu 22 bin polonyalının katledilmesi yönündeki 5 Mart 1940 tarihli tavsiye raporunun ön kısmı;

Kısacası devletler hayal ettiğiniz gibi sokak çeteleri değildir.Eğer ortada planlı bir soykırım hareketi olmuşsa bunun belgesi ila ki devlet kayıtlarında olur.Çünkü devlette kimse bağımsız değildir.Herkes birbirine ve kurumlara bağlıdır.Öyle kulaktan kulağa iletmeli bir katliam planı hazırlanmaz.

Kaldı ki 1919-1922 yılları arasında İstanbul'u işgal eden İtilaf devletleri Osmanlının sivil/askeri arşivlerinin altını üstünü getirmişler ancak soykırımı doğrulayacak tek bir belgeyi geçtim soykırımı ima eden bir belgeye,telgrafa veya plana rastlamamışlardır.Bu nedenle 1923'te Lozanda bu meseleyi Türkiye'nin önüne koyamamışlardır.

Dahası gerek İngiliz ve Fransız gerekse Rus arşivlerinde de Osmanlının planlı birşekilde Ermenileri katletme siyaseti güttüğüne dair somut bir delil ve belgede yoktur.

Bu nedenle bu devletler Türkiye'nin ısrarla arşivleri açalım ve konuşalım çağrılarını duymazdan gelip Ermenilerin ipe sapa gelmez iddialarını temel alarak Türkiye'yi soykırım yapmakla suçlamaktadırlar.Elbette bu suçlamaların tamamen siyasi kaynaklı olduğu çok barizdir.

Geçmişle Ermenilerin deli saçması iddiaları üzerinden yüzleşecek değiliz.Arkadaşlar birçok defa paylamış neden Ermeniler tarafından katledilen Türklerin söyledikleri hakkında bir yorumda bulunmuyorsun?Bu nasıl bir soykırımmış böyle?!

Ermenilerin ekonomiye ne katkıları varmış?Eğer Ermeniler iddia ettiğin gibi ekonomide bu kadar başarılılarsa bugün Ermenistan neden .ok içinde yüzüyor?Neden Ermeniler kendi vatanlarına dönmek yerine Amerika ve Avrupada yaşıyor?!

Ermeniler ekonomide başarılıymış...Dünyanın en kısa fıkrası olsa gerek...

Açlıktan nefesi kokan,boğazına kadar ırkçılık içinde yüzen bir tarafın deli saçması iddialarını ciddiye alacak değiliz.Eğer bir tarafları yiyorsa Osmanlı, İngiliz, Fransız,İtalyan,Alman ve Rus arşivleri üzerinden soykırım olmuş mu olmamış mı tartışalım.Ama yok bir tarafları yemiyor değil mi?!

bu bir zorunlu göç olayıdır ve karşılıklı yaşananlar vardır. soykırım dediğin yahudi holokostu, amerika yerlilerinin uçurumdan atılması veya sincan uyghur özerk bölgesinde yapılanlar gibi olur

Bence en fazla şu oldu, şimdi de oluyor ya hani Suriler kavga çıkartıyor, bizim mahalleliler de toplanıp onları dövüyorlar. Bu ne kadar soykırımdır? Bu bence haklı bir olaydır ve soykırım da değildir. İşte belli Ermeni çeteleri Türk köylerine saldırdı, o zamanlarda herkeste silah var, Doğuda baya kalabalık Türk aşiretleri var o zaman, onlar da gitti saldırdı onlara. Yani ne bekliyorlardı ki? Türküz biz iyi savaşırız yani. Annemin babaannesi anlatıyor, Erzuruma gitmişler Giresundan, Ermeni kovalamışlar. Ne yapcaklar asker bişey yapamıyordu.

koskoca prof. İlber Ortaylı olmadı diyor, bir sürü isim yapmış tarih araştırmacısı olmadı diyor, bunu ankete çıkarmak/sorgulamak talihsiz bir durumdur.

Yaşar Kemal'i örnek vermiş bir de . Karıncanın Su İçtiği kitabında bak bakalım ne demiş Yaşar Kemal

çocukların ölümden kurtulması için Baytar Cemil bir şeyler aramaya giriştiğinde, bu çocukların “karşılıklı kırım”dan artan çocuklar olmadığı, kırılmaya müstahak bir gruptan oldukları belirginleşir. Sırayla bir kaymakam ve bir vali anlatıya girer; iki mülki amirin konumu, çocukların “karşılıklı kırımın çocukları” değil, kırılması gerekenlerin çocukları (ve kendileri ve köpekleri) olduğunu ortaya koyar.

Baytar, ilk kaymakamdan yardım ister. Kaymakam, her şeyin farkındadır ve elbette kararlı bir insandır; kararsız zalimlik zor: “Onlar ölecekler, ölmeliler” diye bağırır, tabii ki “sebebi” de vardır: “Onlar insan yavrusu değil, yılan yavrusu...”

Samanyolu galaksi liderinin ilk dış politika faciası değil ki bu.Daha iktidara geldikleri andan itibaren dış politikada faciadan faciaya koşuyoruz.

1-2003'te Irak işgaline destek vererek Kuzey Irakta bir Kürt özerk bölgesinin kurulmasına neden oldular

2-2003'te Amerikan askerleri ve Barzani K.Irak Süleymaniye kentinde bulunan Türk karargahını bastıklarında ses etmediler.Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde de bir şey demediler.Hatta Amerika'ya nota verilmesini isteyen muhalefete 'bu müzik notası değil ki veresin' diyerek kızdılar

3-2004'te kofi annan planını destekleyerek G.Kıbrısın tüm Kıbrıs adasını temsilen Avrupa Birliğine alınmasına neden oldular

4-2011'de 'Yeni Osmanlı' hayalleriyle Suriye iç savaşına balıklama atladılar.Lafta üç ayda Esad'ı göndereceklerdi.Ancak geldiğimiz nokta ortada.Bunların öngörüsüz ve beceriksiz dış politikaları yüzünden Suriye terör örgütlerinin cirit attığı yer konumuna geldi.Beceriksizliklerini düzeltmek için TSK 2016'dan beri Suriye'de mücadele veriyor

5-'Ümmet' ve 'İslam' adı altında ülkemizin milyonlarca Suriyeli sığınmacıyla dolmasına neden oldular.

6-2014'te sırf Avrupa'ya yaranmak ve Avrupadan para almak için 'Sığınmacı/mülteci geri kabul anlaşmasını' imzaladılar.Böylece Türkiye'yi Avrupa'nın sınır jandarması yaptılar.Ülkemiz Avrupa'ya geçmek için gelen Pakistanlı,Iraklı,İranlı,Afganlı sığınmacılarla dolup taştı

7-Kumpas davalarla Türk Deniz Kuvvetleri yara alırken,Yunanistanın Lozan ve Paris anlaşmalarıyla kendilerine bırakılmamış olan ve Türkiye kara suları içerisinde kalan ada/adacıkların işgaline ses etmediler

8-Yunanlılar ve Rumlar 2000'lerin başından beri D.Akdenizi kendi aralarında paylaşırken ses etmediler.Ancak iş bıçak kemiğe dayanınca konuya eğildiler.Yine bu beceriksizliklerini Türk Deniz Kuvvetleri Akdenizde varlık göstererek düzeltmeye çalışıyor

9-Mısır'da darbe olunca ülkenin çıkarlarını düşünmek yerine Mısırın iç işlerine burunlarını sokmaktan geri durmadılar.Mısır ile ilişkilerimizin bozulmasına yol açtılar.En sonunda da şimdi arayı düzeltmek için 'R' yaptıklarını görüyoruz.Şimdi soruyoruz ne oldu rabiaya diye?

10-Suriye'de birçok defa Rusya kasten askerlerimizi hedef aldığı halde çıkıp 'Rusya askerlerimizi hedef alıyor' demekten aciz kaldılar.Geçen yıl Rusya 30'dan fazla askerimizi şehit ettiğinde Moskova'ya Putinin ayağına kadar gittiler,üstüne kapıda beklediler

Kısacası Andromeda güneş sistemi liderinin faciadan faciaya koşan dış politikasını saymakla bitiremeyiz.

Ne diyorlardı

Onlar konuşur,FLORESAN PARTİSİ yapar.

Gerçekten şunları onlardan başka kimse yapamazdı...

Bu işlerin sizcesi bizcesi olmaz, tarih okuyan akademisyenler söylemeli bize.

Forumda yok mu böyle kayıtları araştıran ciddi kimseler?

Şu konu nasıl dönüp dolaşıp Yaşar Kemale geldi aklım almıyor.Üstadın yazdıkları gayet açık onun haricince Çukurova böglesi (Adana-Mersin-Osmaniye) özelikle eski Adana Türkiye'nin birkaç kozmopolitik şehirlerinden biridir çok farklı inançtan ırktan insana ev sahipliği yapmıştır.Türkmenler,Yörükler,Çerkesler,Muhaciler,Ermeniler,Rumlar,Araplar ,Fellaklar uzar gider.Eskiden Kozan(Sis) zaten Ermeni prensliğidir zamanında bölgede Ermeniler yaşarmış ikili olaylara ve konulara girmiyorum .Üstadın demek istediği günümüzde bazı insaların kökeni Ermenilere dayanabilir.

bilemiyorum yeterince araştırmadım. Tek bildiğim mason ve siyonist ittihat terakkinin bu olaylarda parmağı olduğu yönünde. uzmanlarca araştırılması gerekir. eğer olduysa özrümüzü dilememiz gerek. Aynı şekilerde Türk halklarına yapılan soykırımlarında araştırılması gerekiyor. Sovyetler milyonlarca kazağı ve tatarı sürgün edip öldürdü.