Şimdi Ara

Şehir elektiriği neden 220 v? (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
129
Cevap
0
Favori
37.967
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: draguh

    quote:

    Orijinalden alıntı: state

    quote:

    Orijinalden alıntı: draguh

    quote:

    Orijinalden alıntı: t16

    Arkadaşlar Konuyu ilgili ile okudum ve ben nacizane bildiklerimi sizlerle paylaşmak istedim.
    Aslında bir çok arkadaş 220V 380v ayrımını çok güzel açıklamış ve fazör diagramıda koymuşlar fakat bu çizim bence herşeyi daha iyi anlatıyor.
    Bir çoğunuzun bildiği üzere şu an şebekede kullandığımız elektriğin frekansı 50 hz dir.
    Bunun anlamı her bir faz saniyede 50 defa 0 noktasını keser.
    3 fazlısistemlerin yapısı gereği fazlar 120 şer derece yada 3te 1 çevrim geride yada öndedirler.(bir çevrim 360 derece kabul edilir.)
    Çizimdende anlaşılacağı üzere bizlerin ölçü aletlerinde okuduğu 220v değeri aslında alteternatif geririlim (ac)1 fazın toprak veya nötr (0v) ile arasında olabilecek en büyük gerilim değeridir.(gerilim =potansiyel fark)

    Ölçü aletinizi AC konumuna aldığınızda alet 50 HZ frekansında en büyük tepe gerilim değerini göstermeye ayarlanır.
    Gerçek şekil (çizimde bulunan) ancak Osiloskop ile görülebilir.

    380 V ise 2 fazın arasındaki kaymadan dolayı 220*kök3 olarak hesapalnır ve faz faz arası gerilimdir.

    3 fazla çalışan cihazlar 3 adet faz 1 adet nötr ve 1 adet toprak bağlantısı taşırlar.
    3 fazlı bir moturu bir faz ile çalıştırmak mümkün fakat gereksiz ve yanlıştır.
    Boşta kalan fazlar, 2 adet faz sanal olarak yaratılabilir.
    Bunun yöntemi bir faza kondansatör diğer faza bobin bağlayarak 1 fazdan 3 faz elde edilir.(fazlar kaydırılır)
    Bu arada bobin ve kondansatörde oluşacak kayıplar motorun verimini düşürecektir.



     Şehir elektiriği neden 220 v?


    +1

    arkadaşın emeğini takdir ediyorum ama bu bilgilerin yarısı yanlış...

    Buyrun doğrusunu sizden öğrenelim.

    konunun sonunda verildiği için düzeltmek istedim.bu şekilde yanlış kalmasın.

    quote:

    Bir çoğunuzun bildiği üzere şu an şebekede kullandığımız elektriğin frekansı 50 hz dir.
    Bunun anlamı her bir faz saniyede 50 defa 0 noktasını keser.

    her saniyede 100 kere 0 noktasını keser.

    quote:

    ölçü aletlerinde okuduğu 220v değeri aslında alteternatif geririlim (ac)1 fazın toprak veya nötr (0v) ile arasında olabilecek en büyük gerilim değeridir.

    220V en büyük değer değil rms değerdir. en büyük değer 311V tur.

    quote:

    Ölçü aletinizi AC konumuna aldığınızda alet 50 HZ frekansında en büyük tepe gerilim değerini göstermeye ayarlanır.

    en büyük değeri değil rms değeri gösterir.

    quote:

    bobin ve kondansatörde oluşacak kayıplar motorun verimini düşürecektir.

    kayıplar bobin kondansatorde değil , bunların faz kaydırma hataları nedeniyle motorda olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi state -- 3 Mart 2012; 11:58:34 >




  • Arkadaşlar, bu çok yüksekten geçen tellerin araları neredeyse 2şer 3er metre olan teller varya işte o teller 150.000 küsur volt taşır. voltajı da çok uzaklara taşıyabilmek için bu kadar yüksek tutmuş ve AC olarak (50Hz) taşımaya karar verilmiştir. 50 Hz ülke standartları olduğu içindir. bu da üretilen santraldeki tribünün saniyedeki dönüş sayısıyla alakalı bir durumdur. Bu 150.000 küsur voltajlık büyük yüksek gerilim hatları illere ve ilçelere saptıklarında ilçe merkezlerinde 35.000 voltlara kadar inmiş olur. Daha sonra bazı semtlerde kulübe tarzı trafolar vardır. şimdilerde dışlarına güzel güzel resimler yaptırdılar. Bu kulübelerde ise 35000 lerde olan voltaj seviyesi 220'ye düşer mahallelerde gördüğünüz; (daha doğrusu evinize bağlı olan elektrik direğinde) 3 faz bir nötr vardır. aşağıdaki şekilde gördüğünüz gibidir. ama evlerimize 1 nötr ve sadece aşağıdaki fazlardan birisi gelir. dolayısı ile 220V kullanıyor olursunuz. eve birgün 380V luk cihaz diye tabir edilen bir cihaz alıp çalıştırmak isterseniz. eğer tedaşa dilekçe veriyorsunuz. onlarda geliyor. zaten hatta 1 nötr ve 1 faz bağlıydı. diirekteki ayrı tellerden 2 tane daha evinize faz getiriyorlar. ve artık 380 Vol ile çalışan cihazları kullanabiliyorsunuz.

    Buyrun en basit şekli ile :)



    https://store.donanimhaber.com/a4/9e/9c/a49e9ceba03bb68cb61a472288bb1cf5.png
     Şehir elektiriği neden 220 v?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SBMMT

    Aşağıdaki alıntı sanırım sorunu cevaplıyor:

    Üç fazlı alternatif akıma (AA) dayalı elektrik üretim ve dağıtımı, 19. Yüzyıl’da Nikola Tesla adındaki bir dahi tarafından geliştirildi. Tesla AA sisteminin, güç dağıtımı açısından kayıpları yüksek olan doğru akım sistemine göre üstün olduğunu belirlemişti. Yaptığı özenli araştırma ve dikkatli hesaplamalardan sonra, AA güç üretimi için en uygun frekansın saniyede 60 salınım, yani 60 Hz olduğu sonucuna vardı. Bu frekansla birlikte 240V’luk gerilim düzeyini öneriyordu. Fakat bu durum, 110V’luk doğru akım (DA) sistemlerini devreye sokmuş bulunan ve düşük voltajın daha güvenli olduğunu savunan Thomas Edison’la ters düşmelerine neden oldu. Sonuç olarak, elektrik kullanımı yaygınlaştıka, daha uzak mesafelere güç iletebilmek amacıyla DA’dan AA’ya geçildi. Bu yapılırken, Tesla’nın 60Hz önerisi benimsenmişti. Fakat Edison’un yerleştirmiş olduğu 110V’’luk gerilim düzeyi korundu.

    Avrupa’da ise, Alman AEG firması Avrupa’daki ilk güç üretim tesisini inşa ettiğinde, işe 110V’luk gerilimle başlandı. Halbuki bu, pek de isabetli bir seçim değildi. Çünkü, düşük gerilim bazı sıkıntılara yol açıyordu. Aynı güçle çalışan iki aygıttan; 110V’luk olanı, 220 V’luk olanına oranla, iki misli akım çekmek zorundadır. Örneğin 1.5kW’lık bir elektrik süpürgesi 220V’ta 13.5A, 110 V’ta ise 6.8A kadar akım gerektirir. Sonuç olarak, düşük gerilim tercihi halinde; kablo kesitlerinin daha kalın olması gerekir ve bir prizden çekilebilecek güç miktarı daha düşüktür. Ayrıca, bu güç düzeyinin aşılması olasılığı; çoğu aygıtın, başlatma sırasında normal çalışma haline göre daha fazla güç çekmesi nedeniyle yüksektir ve güvenlik amacıyla, prizlere giden dağıtım hatlarına devre kesicilerin konması gerekir. Dolayısıyla, bu sıkıntıları aşabilmek ve aynı bakır tel kesitinden daha az kayıpla daha fazla güç çekebilmek için gerilimi arttırmak gerekiyordu. Nitekim, zamanla 220V standardına yönelindi.


    AEG mühendisleri frekans seçiminde de ‘hata’ yapmış ve 60, onlu sayı sistemine ve metre standardındaki birimler dizilimine uymadığı için, frekansı 50 Hz olarak seçmeyi tercih etmişlerdi. Halbuki 50Hz, üretimde %20 daha az etkin, iletimde %10-15 daha verimsizdir ve trafo üretiminde, %30’a varan oranda daha büyük sarımların ve manyetik çekirdek malzemesinin kullanımını gerektirir. Öte yandan, elektrik motorları düşük frekanslarda daha verimsiz çalışır ve elektrik kayıplarıyla, bu kayıpların yol açtığı ek ısıya dayanıklı olmaları için, daha sağlam yapılmaları gerekir. Ancak, AEG o sıralarda bu alanda bir tekel oluşturduğundan, benimsediği frekans standardı tüm kıtaya yayıldı. İngiltere’de ise, ta ki II. Dünya Savaşı’ndan sonra 50Hz standardı benimsenene kadar, her iki frekans da kullanıldı. Bugün ülke olarak sadece; Peru, Ekvator, Guyana, Filipinler ve Güney Kore, Tesla’nın 60Hz frekans önerisini, 220-240V gerilimle birlikte kullanıyor. Avrupa düşük frekans tercihinin doğurduğu ek maliyetleri üstlenirken, ABD ve Japonya düşük gerilimin sıkıntılarını yaşıyor. Bu nedenle olsa gerek, devre kesiciler ABD’de, Avrupa’dan çok daha önceleri yaygınlaşmış bulunuyor. Ancak, ABD’deki yeni inşa edilen binalar artık, nötür uçla arasında 115V gerilim bulunan iki faz ucuna ayrılmış halde, 230V’luk gerilim alıyor. Böylelikle fırın gibi fazla güç kullanan ana aygıtlar, 230V’a bağlanıyor. Avrupa’dan sağlanan elektrikli aygıtlar, frekans farkını kabul ettikleri takdirde bu prizlere bağlanabiliyor.

    Ortaya çıkan yeni teknolojilerle ilgili olarak hep, bazı tercihlerin yapılması ve kararların alınması gerekir. Yapılan tercihlerin hepsi, her zaman isabetli olmayabildiği gibi; hatalı tercihlerin uzun vadeli faturası ağır, geriye dönüşü ise daha da maliyetli olabilir. Ancak, tercihlerin tam isabetliliğini sağlamak endişesiyle kararsızlığa kapılmak; o teknolojinin hayata geçirilmesini ertelemek ve bu arada, kullanımının sağlayacağı yararlardan yoksun kalmak anlamına gelir. Ki bu felç hali çoğu kez, toplumsal gelişme açısından maliyeti en yüksek olan alternatiftir. Elektrik gücü üretim ve dağıtımındaki frekans ve gerilim tercihlerinin öyküsü, yeni teknolojiler karşısında ne denli cesur ve ne denli dikkatli olunması gerektiğinin tipik bir öyküsüdür. Gerçi ABD ve Avrupa, gerilim ve frekans konusunda en isabetli tercihlerde bulunamadıkları için ek bazı faturalar ödemiş ve hala da ödemektedirler. Fakat bu teknolojiden ve tetiklenen pek çok diğerinden türettikleri yararlar sayesinde, ödenen faturadan çok daha büyük ödüller kazanarak, bugünkü gelişmişlik düzeylerine erişmişlerdir.


    Yanlış 220V’ta 6.8A, 110 V’ta ise 13.5A kadar akım gerektirir. Ayrıca 110 voltta iki kat güç çekilmez. Toplam watt aynıdır, amper iki mislidir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nipp10

    quote:

    Orijinalden alıntı: SBMMT

    Aşağıdaki alıntı sanırım sorunu cevaplıyor:

    Üç fazlı alternatif akıma (AA) dayalı elektrik üretim ve dağıtımı, 19. Yüzyıl’da Nikola Tesla adındaki bir dahi tarafından geliştirildi. Tesla AA sisteminin, güç dağıtımı açısından kayıpları yüksek olan doğru akım sistemine göre üstün olduğunu belirlemişti. Yaptığı özenli araştırma ve dikkatli hesaplamalardan sonra, AA güç üretimi için en uygun frekansın saniyede 60 salınım, yani 60 Hz olduğu sonucuna vardı. Bu frekansla birlikte 240V’luk gerilim düzeyini öneriyordu. Fakat bu durum, 110V’luk doğru akım (DA) sistemlerini devreye sokmuş bulunan ve düşük voltajın daha güvenli olduğunu savunan Thomas Edison’la ters düşmelerine neden oldu. Sonuç olarak, elektrik kullanımı yaygınlaştıka, daha uzak mesafelere güç iletebilmek amacıyla DA’dan AA’ya geçildi. Bu yapılırken, Tesla’nın 60Hz önerisi benimsenmişti. Fakat Edison’un yerleştirmiş olduğu 110V’’luk gerilim düzeyi korundu.

    Avrupa’da ise, Alman AEG firması Avrupa’daki ilk güç üretim tesisini inşa ettiğinde, işe 110V’luk gerilimle başlandı. Halbuki bu, pek de isabetli bir seçim değildi. Çünkü, düşük gerilim bazı sıkıntılara yol açıyordu. Aynı güçle çalışan iki aygıttan; 110V’luk olanı, 220 V’luk olanına oranla, iki misli akım çekmek zorundadır. Örneğin 1.5kW’lık bir elektrik süpürgesi 220V’ta 13.5A, 110 V’ta ise 6.8A kadar akım gerektirir. Sonuç olarak, düşük gerilim tercihi halinde; kablo kesitlerinin daha kalın olması gerekir ve bir prizden çekilebilecek güç miktarı daha düşüktür. Ayrıca, bu güç düzeyinin aşılması olasılığı; çoğu aygıtın, başlatma sırasında normal çalışma haline göre daha fazla güç çekmesi nedeniyle yüksektir ve güvenlik amacıyla, prizlere giden dağıtım hatlarına devre kesicilerin konması gerekir. Dolayısıyla, bu sıkıntıları aşabilmek ve aynı bakır tel kesitinden daha az kayıpla daha fazla güç çekebilmek için gerilimi arttırmak gerekiyordu. Nitekim, zamanla 220V standardına yönelindi.


    AEG mühendisleri frekans seçiminde de ‘hata’ yapmış ve 60, onlu sayı sistemine ve metre standardındaki birimler dizilimine uymadığı için, frekansı 50 Hz olarak seçmeyi tercih etmişlerdi. Halbuki 50Hz, üretimde %20 daha az etkin, iletimde %10-15 daha verimsizdir ve trafo üretiminde, %30’a varan oranda daha büyük sarımların ve manyetik çekirdek malzemesinin kullanımını gerektirir. Öte yandan, elektrik motorları düşük frekanslarda daha verimsiz çalışır ve elektrik kayıplarıyla, bu kayıpların yol açtığı ek ısıya dayanıklı olmaları için, daha sağlam yapılmaları gerekir. Ancak, AEG o sıralarda bu alanda bir tekel oluşturduğundan, benimsediği frekans standardı tüm kıtaya yayıldı. İngiltere’de ise, ta ki II. Dünya Savaşı’ndan sonra 50Hz standardı benimsenene kadar, her iki frekans da kullanıldı. Bugün ülke olarak sadece; Peru, Ekvator, Guyana, Filipinler ve Güney Kore, Tesla’nın 60Hz frekans önerisini, 220-240V gerilimle birlikte kullanıyor. Avrupa düşük frekans tercihinin doğurduğu ek maliyetleri üstlenirken, ABD ve Japonya düşük gerilimin sıkıntılarını yaşıyor. Bu nedenle olsa gerek, devre kesiciler ABD’de, Avrupa’dan çok daha önceleri yaygınlaşmış bulunuyor. Ancak, ABD’deki yeni inşa edilen binalar artık, nötür uçla arasında 115V gerilim bulunan iki faz ucuna ayrılmış halde, 230V’luk gerilim alıyor. Böylelikle fırın gibi fazla güç kullanan ana aygıtlar, 230V’a bağlanıyor. Avrupa’dan sağlanan elektrikli aygıtlar, frekans farkını kabul ettikleri takdirde bu prizlere bağlanabiliyor.

    Ortaya çıkan yeni teknolojilerle ilgili olarak hep, bazı tercihlerin yapılması ve kararların alınması gerekir. Yapılan tercihlerin hepsi, her zaman isabetli olmayabildiği gibi; hatalı tercihlerin uzun vadeli faturası ağır, geriye dönüşü ise daha da maliyetli olabilir. Ancak, tercihlerin tam isabetliliğini sağlamak endişesiyle kararsızlığa kapılmak; o teknolojinin hayata geçirilmesini ertelemek ve bu arada, kullanımının sağlayacağı yararlardan yoksun kalmak anlamına gelir. Ki bu felç hali çoğu kez, toplumsal gelişme açısından maliyeti en yüksek olan alternatiftir. Elektrik gücü üretim ve dağıtımındaki frekans ve gerilim tercihlerinin öyküsü, yeni teknolojiler karşısında ne denli cesur ve ne denli dikkatli olunması gerektiğinin tipik bir öyküsüdür. Gerçi ABD ve Avrupa, gerilim ve frekans konusunda en isabetli tercihlerde bulunamadıkları için ek bazı faturalar ödemiş ve hala da ödemektedirler. Fakat bu teknolojiden ve tetiklenen pek çok diğerinden türettikleri yararlar sayesinde, ödenen faturadan çok daha büyük ödüller kazanarak, bugünkü gelişmişlik düzeylerine erişmişlerdir.


    Yanlış 220V’ta 6.8A, 110 V’ta ise 13.5A kadar akım gerektirir. Ayrıca 110 voltta iki kat güç çekilmez. Toplam watt aynıdır, amper iki mislidir.

    5 yıldan beri kimse okumamadığı için mi düzeltmemişler acaba ? 5 yılda binlerce kişi okumuş ve sağa sola yaymıştır bunu. kimse de düzeltmemiş. cümle komple yanlış




  • quote:

    Orijinalden alıntı: savasserttas


    Arkadaşlar, bu çok yüksekten geçen tellerin araları neredeyse 2şer 3er metre olan teller varya işte o teller 150.000 küsur volt taşır. voltajı da çok uzaklara taşıyabilmek için bu kadar yüksek tutmuş ve AC olarak (50Hz) taşımaya karar verilmiştir. 50 Hz ülke standartları olduğu içindir. bu da üretilen santraldeki tribünün saniyedeki dönüş sayısıyla alakalı bir durumdur. Bu 150.000 küsur voltajlık büyük yüksek gerilim hatları illere ve ilçelere saptıklarında ilçe merkezlerinde 35.000 voltlara kadar inmiş olur. Daha sonra bazı semtlerde kulübe tarzı trafolar vardır. şimdilerde dışlarına güzel güzel resimler yaptırdılar. Bu kulübelerde ise 35000 lerde olan voltaj seviyesi 220'ye düşer mahallelerde gördüğünüz; (daha doğrusu evinize bağlı olan elektrik direğinde) 3 faz bir nötr vardır. aşağıdaki şekilde gördüğünüz gibidir. ama evlerimize 1 nötr ve sadece aşağıdaki fazlardan birisi gelir. dolayısı ile 220V kullanıyor olursunuz. eve birgün 380V luk cihaz diye tabir edilen bir cihaz alıp çalıştırmak isterseniz. eğer tedaşa dilekçe veriyorsunuz. onlarda geliyor. zaten hatta 1 nötr ve 1 faz bağlıydı. diirekteki ayrı tellerden 2 tane daha evinize faz getiriyorlar. ve artık 380 Vol ile çalışan cihazları kullanabiliyorsunuz.

    Buyrun en basit şekli ile :)



    https://store.donanimhaber.com/a4/9e/9c/a49e9ceba03bb68cb61a472288bb1cf5.png
     Şehir elektiriği neden 220 v?

    sağolun. 380 v dikiş makinası için tartışmıştım bu konuyu bir terzi ile. hemen gidip söylemeliyim




  • Tüm konuyu okudum, bir çok yönden aydınlandım.

    Yukarıdaki 3 fazın 380V olmasını anladım ama bu 1/50 saniye içindeki dalgalanma +220'den 0'a indikten sonra -220V değerini nasıl oluşturuyor.

    Bunun oluşmasını kabul edince zaten bu 3 fazın 1/3 oranıyla birbirlerini takip etmesinden iki faz değeri arasında 380V olmasını grafikten anlamak mümkün. Gayet güzel anlaşılır bir çizim. Ama dediğim gibi o grafikte +220 volt 1/50 saniye içinde 0 volt altındaki -220 değeri kafamı kurcaladı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fuckulteli

    Tüm konuyu okudum, bir çok yönden aydınlandım.

    Yukarıdaki 3 fazın 380V olmasını anladım ama bu 1/50 saniye içindeki dalgalanma +220'den 0'a indikten sonra -220V değerini nasıl oluşturuyor.

    Bunun oluşmasını kabul edince zaten bu 3 fazın 1/3 oranıyla birbirlerini takip etmesinden iki faz değeri arasında 380V olmasını grafikten anlamak mümkün. Gayet güzel anlaşılır bir çizim. Ama dediğim gibi o grafikte +220 volt 1/50 saniye içinde 0 volt altındaki -220 değeri kafamı kurcaladı.
    Merhabalar. Bunun nedeni şebekede kullandığımız elektriğin "alternatif akım" olmasıdır. Eski tabirle dalgalı akım. Bu pozitif alternans ile negatif alternansı oluşturan ise elektriği üreten,santraldeki generatördür. Generatörün dönmesi ile gerçekleşir. Bu oluşan dalganın frekansı ise (çoğu şebekede 50hz) elektrik üreten generatörün dönüş hızına bağlıdır. 220 volt ise tek faz geriliminin efektif değeridir. Yani +220 ve -220 değildir. + ve - değerleri max değerlerdir ve 220/707 = + - 311.17 volttur. Bizi ilgilendiren kısım ise efektif değerdir ki o 220 Volttur.

    Düzenleme : Sayı hatası

    Saygılarımla...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi klima5505 -- 6 Mayıs 2019; 23:16:59 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fuckulteli

    Tüm konuyu okudum, bir çok yönden aydınlandım.

    Yukarıdaki 3 fazın 380V olmasını anladım ama bu 1/50 saniye içindeki dalgalanma +220'den 0'a indikten sonra -220V değerini nasıl oluşturuyor.

    Bunun oluşmasını kabul edince zaten bu 3 fazın 1/3 oranıyla birbirlerini takip etmesinden iki faz değeri arasında 380V olmasını grafikten anlamak mümkün. Gayet güzel anlaşılır bir çizim. Ama dediğim gibi o grafikte +220 volt 1/50 saniye içinde 0 volt altındaki -220 değeri kafamı kurcaladı.
    Merhaba dostum şimdi beni taa nelerelere götürdün. Öncelikle tribün dairesel hareketler çizerek dönüyor. Dolayısıyla 360c lik bir hareket oluşuyor. Fizik kurallarına göre sinüs cosinüs tanjant ve cotanjant değerlerine bakarsak dairenin her farklı yönden karşı karşıya gelen 2 grup ta da 2 adet +, 2 adet - oluşur. Yani çemberi saat yönünde çizmeye başladığında dört çeyrek bölge oluşur. 1. Bölge sinüs +
    2. Bölge sinüs +
    3. Bölge sinüs -
    4. Bölge sinüs - dir.
    Dairesel döngü devam ettikçe bu olay gerçekleşir. 1.inci +dan 2.nci +ya geçtiğinde yaklaşık +311volt meydana gelir. Sonra tekrar eksiye çekilmek istenirken sıfır değeri görülür. Şimdi 311den 0 a inerken ki efektif değer etkin ortalama değer yani 220volt tur. +311-0 arası dokanırsan çarpılırsın. Tam sıfır noktasında geldiğinde dokanırsan çarpılmazsın düşük bir nötr gibidir. 0 dan -311 volta doğru gitmeye başladığında Sinüs 3 bölgeye girmiştir ve - yönde kuvvet üretmeye başlar. Dokunursan çarpar. Ve sinüs 4. Bölgeye girdiğinde -311 volt tepe noktasına ulaşır. Ve yine dokunursan çarpar. -311voltun da efektif değeri aynı artıda ki gibi -220v dur. Evet 220volt dediğimiz şey aslında efektif bir değerdir. +220v, 0v ve -220v olarak bahsedilebilir. -220voltta sadece akımın yönü değişiktir. Ve anlık olarak akım yönü sürekli yukarı-sıfır-aşağı şeklinde devam eder.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • hsk tekno kullanıcısına yanıt
    Aslında 1 dakika 59,83611111111111 saniye. Bir saat ise 59,83611111111111 dakika.

    Kalan süre ise her 4 yılda bir şubat ayının 29 çekmesine sebep oluyor. =)

    edit: kim hortlattı şimdi bunu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ayrıldı01 -- 26 Ağustos 2020; 21:44:46 >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.