Şimdi Ara

RPG Tavsiyesi (5. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
92
Cevap
0
Favori
4.242
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Bence araya Witcherı at:)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Gokyabgu

    Eskiden benim de bir RPGyi oynayıp bitirmeden diğerini oynamama gibi bir huyum vardı, şimdi aynı anda 3 - 4 oyun oynuyorum. Birinden sıkılınca diğerini. Şu an mesela Mass Effect, NWN 2, Diablo 2 ve Soulbringer oynuyorum RPG olarak. NWN 2'de ki dialog bolluğu sıkınca Diablo 2 oynuyorum. Arada Mass Effect ile uzaya açılıyorum. Bir de Soulbringer oynuyorum 1999 yapımı ayrıntılı bir combat ve büyü sistemine sahip, çoğu kimsenin bilmediği, Oblivion ile RPG'yle tanışanların grafiklerini görünce fellik fellik kaçacağı bir oyun.
    Araya bir Drakensang de atsam mı acaba?
    Oynayacak oyun bol, vakit yok. Kafayı yiycem.


    Drakensang veya Witcher gibi RGP'lerin bir dezavantajı var yalnız uyarmadı deme: Bu oyunları oynayınca diğer oyunlar "ÖĞĞKK!!" etkisi yaratıyor. Ne de olsa 21.yy oyunları RPG'lerde grafikler neymiş ne olmuş dedirtiyor insana ikisi de. Dungeon siege şu an bana çok güzel geliyor. Büyülerin efektleri falan muhteşem olmuş. Karanlık bir tünelde giderken meşale taşıyormuşuz gibi duvarların aydınlanışı falan harika. Giydiğimiz kıyafetleri birebir görüyoruz üzerimizde ve bu kıyafetler ya da silahlar özelliklerine göre ışıldıyor. Zoom yapma var, kamerayı döndürme var daha ne olsun...

    Buna rağmen şimdi dungeon siege'den çıkayım witcher'a gireyim yine yüzüne bakmam dungeon siege'in O denli bariz bir grafik kalitesi farkı söz konusu... Drakensang de witcher da tavsiyemdir...




  • Divine Divinity, Beyon Divinity benzer oyunlar aynı firmanın olması lazım. 2004 civarı çıktılar. Divine Divinity yi bitirmiştim ben. Diablo tarzı. Ama Diablo dan çok daha derin. Eski tarz rpg ne de olsa. Tavsiye ederim eğer ki çok fazla grafik beklentisi yoksa.

    Ayrıca Temple Of The Elemental Evil de tavsiye ederim. Forgotten Realms dünyasında geçiyor yanlış hatırlamıyorsam eğer. Değeri bilinen bir oyun olmadı malesef.
    Drakensang'e Türk sitelerinde 75 civarı puanlar verilmiş. Çok saçma geldi bana. Eksiler olarak seslendirmelerin çok iyi olmaması ve teknik hatalar demişler. Gülünç resmen. Witcher ın teknik hatalarını saymakla bitiremem heralde. Ama oynadığım en iyi Rpg lerden bir tanesi. Sürekli atıyor oyundan, inadına oynuyorum. Süper oyun. Drakensang bugsız bir oyun. DirectX güncellemesi istiyor bu kadar. Bence çok daha fazla puanı hakediyor. Abuk sabuk oyunlara 70 puan veriliyor da, 5 puan mı fark var? Türk sitelerindeki incelemelere pek kulak asmayın bence. Gamespot gibi büyük sitelerin de. Oynayanlara sormak lazım direk. Ve oynayan herkes çok beğenmiş oyunu. Gayet güzel bir oyun. Tavsiye ederim.

    Witcher oynuyorum ben de bu aralar. Okuldan zaman kalınca. Oblivion kadar beğendiğim bir oyun ki; Oblivion da inanılmaz sıkılmıştım bir ara. Witcher sıkmadan oynatıyor. Geralt kadar karizmatik bir kahramanla daha önce oynamamıştım. Şiddetle tavsiye edilir.

    Mass Effect de oynayabilirsiniz. KOTOR severlere zaten çok benzetiyor. Işın kılıçları olmayan bir KOTOR denebilir. Ki, aynı ekip hazırlamış zaten.




  • Bu tür değerlendirmelerde belirli kriterlerin olmaması herkesin bir tarafından puanlama uydurmasına neden oluyor. Puanlamayı yapan 1-2 kişi olunca da o kişiler kendi fikirlerince ortaya çıkıyorlar. Drakensang'e 75 puan vermek -bence- resmen avanaklık. Hangi kriterlere göre 75 vermiş acaba? Sesler kötü derken ne kastediyorlar? Ne yani arka fonda madonna soundtrack'i mi dönmesi lazımdı? Bence gayet iyiydi, keyifle de oynadım. Witcher'da çok olmamakla birlikte bazı bug'lar vardı ama onu da keyifle oynadım. Dediğiniz gibi oyuncu değerlendirmeleri her zaman daha sağlıklı sonuç verir bence de. O yüzden forza DH RPG bölümü diyoruz...
  • Arkadaşım 2 sayfada da sormuşlar. Oblivion oynadın mı? Şayet oynamadıysan (ben görmemiş olabilirim kusura bakma) şiddetle, hiddetle, kasvetle, şehvetle tavsiye ediyorum. Rpg ögeleri pek ağır basmıyor ama Role üzerine kurulu bir oyun. Bitmemeside cabası.

    Tabii aksiyon tarafı da var oyunun ama Role ve Action bir araya gelince hele ki oyunun adı Oblivion olunca, şaheser çıkıyor ortaya. Mesela bir Dungeon basmaya gittin ve onca zorulğu çekerek birçok değerli hazine, para vs. gibi şeyler bulup çıktın. Çıktığında gökte bir ay ve etrafında milyonlarca yıldız var. Biraz seyre koyul istersen ya da en yakın şehre yaralarını onarmak ve dinlenmek için git. Önceden aldığın ve içini şaheser gibi döşediğin evin... Hizmetçin seni kapıda karşılıyor ve her an ne istediğini soruyor. Sadece kek diyorsun ve o kekin tadını çıkarırken koltuğuna oturup sadık köpeğinin başını okşuyorsun...

    İşte oyunu böyle oynamak çok önemli. Bende hiçbir dakikasını boşa geçirmeden Oblivion'u hala böyle oynuyorum. Zevkinden bir gıdım bile azalma yok. Sıkılırsan zaten bu oyun için yapılan milyonlarca mod var. Hepsini deneyip yeni diyarlara yelkenler açabilirsin.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: thunderwatcher


    quote:

    Orjinalden alıntı: Gokyabgu

    Eskiden benim de bir RPGyi oynayıp bitirmeden diğerini oynamama gibi bir huyum vardı, şimdi aynı anda 3 - 4 oyun oynuyorum. Birinden sıkılınca diğerini. Şu an mesela Mass Effect, NWN 2, Diablo 2 ve Soulbringer oynuyorum RPG olarak. NWN 2'de ki dialog bolluğu sıkınca Diablo 2 oynuyorum. Arada Mass Effect ile uzaya açılıyorum. Bir de Soulbringer oynuyorum 1999 yapımı ayrıntılı bir combat ve büyü sistemine sahip, çoğu kimsenin bilmediği, Oblivion ile RPG'yle tanışanların grafiklerini görünce fellik fellik kaçacağı bir oyun.
    Araya bir Drakensang de atsam mı acaba?
    Oynayacak oyun bol, vakit yok. Kafayı yiycem.


    Drakensang veya Witcher gibi RGP'lerin bir dezavantajı var yalnız uyarmadı deme: Bu oyunları oynayınca diğer oyunlar "ÖĞĞKK!!" etkisi yaratıyor. Ne de olsa 21.yy oyunları RPG'lerde grafikler neymiş ne olmuş dedirtiyor insana ikisi de. Dungeon siege şu an bana çok güzel geliyor. Büyülerin efektleri falan muhteşem olmuş. Karanlık bir tünelde giderken meşale taşıyormuşuz gibi duvarların aydınlanışı falan harika. Giydiğimiz kıyafetleri birebir görüyoruz üzerimizde ve bu kıyafetler ya da silahlar özelliklerine göre ışıldıyor. Zoom yapma var, kamerayı döndürme var daha ne olsun...

    Buna rağmen şimdi dungeon siege'den çıkayım witcher'a gireyim yine yüzüne bakmam dungeon siege'in O denli bariz bir grafik kalitesi farkı söz konusu... Drakensang de witcher da tavsiyemdir...


    Artık çok da problem olmuyor benim için grafikler. Eskiden öyle bir durum vardı gerçekten, grafiksel her bir gelişimi heyecanla takip eder, yeni grafikleri görünce eskiye sırtımı dönerdim. Şimdi durum çok farklı. Artık "grafikleri çok geliştirdik, orkun gözündeki çapağı göreceksiniz." tarzda sözler beni etkilemiyor, ama ne zaman ki "Baldur's Gate tarzı oynanış sunacağız." tarzı sözler duysam heyecanlanıyorum.

    Dediğim gibi bir yandan Mass Effect, bir yandan Soulbringer oynuyorum. Soulbringer 3d bir oyun olmasına rağmen grafikleri piksel piksel. Karakter grafiklerini görseniz gülersiniz. Ama, çok zevkli bir combat sistemi, yavaş yavaş açılan hikayesi, zorlu ve uğraştırıcı dövüşleri var. Bu piksel piksellik bana eski güzel zamanları hatırlatıyor ve inanın bana günümüzün pek çok ruhsuz oyunundan (arada iyiler de çıkıyor tabi) çok daha zevkliydi o zamanın oyunları. Geçen gog.com'dan Die By The Sword oyununu aldım. Oyun 1997 yapımı ve grafikleri piksel piksel. Zamanında piyasaya çıktığında bayağı ses getirmişti yenilikçi dövüş sistemi ile. Ama, 12 yıl geçti halen bu oyun kadar gelişmiş combat kontrollerine sahip bir oyun çıkmadı.

    Elbette güzel, sanatsal çalışılmış grafikler hoşuma gidiyor. Ama, yapımcılar sürekli bütçelerini grafikerlere, animasyonculara ayırmaktan senaristlere, quest ve combat tasarımcılarına para bulamıyor diye düşünüyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: thunderwatcher


    Bu tür değerlendirmelerde belirli kriterlerin olmaması herkesin bir tarafından puanlama uydurmasına neden oluyor. Puanlamayı yapan 1-2 kişi olunca da o kişiler kendi fikirlerince ortaya çıkıyorlar. Drakensang'e 75 puan vermek -bence- resmen avanaklık. Hangi kriterlere göre 75 vermiş acaba? Sesler kötü derken ne kastediyorlar? Ne yani arka fonda madonna soundtrack'i mi dönmesi lazımdı? Bence gayet iyiydi, keyifle de oynadım. Witcher'da çok olmamakla birlikte bazı bug'lar vardı ama onu da keyifle oynadım. Dediğiniz gibi oyuncu değerlendirmeleri her zaman daha sağlıklı sonuç verir bence de. O yüzden forza DH RPG bölümü diyoruz...


    Bence de oyunların hakkında en güzel bilgi alınacak yerler forumlarda insanların tecrübeleri. Sadece Türkçe incelemeler değil, yabancı incelemelerin de çoğu sallama yapılıyor. Bazen inceleme yapan adamın o oyun türüyle alakası olmuyor, hatta sevmiyor. Dolayısıyla, oyunu yerden yere vuruyor. Kimisi, oyunun popülerliğine bakıp ona göre inceliyor. Kimisi RPG gibi saatlerce oynayıp karar verilmesi gereken bir oyun türü hakkında iki saat oynayıp ahkam kesiyor. İnternet bu incelemeler ile dolup taşıyor. Bir de özellikle Amerikalıların Avrupa çıkışlı oyunlara karşı bir önyargıları var ve sırf bu yüzden oyunu yerden yere vurabiliyorlar. Türk dergileri ise ayrı bir vaka. Aksiyon oyunlarına 8 - 10 sayfa ayıran dergiler, Drakensang gibi kırk yılda bir gelen oyunlara bir sayfa inceleme yapıp yayınlıyorlar. Sonra da neden eski oyunlardaki tat yok diye ahkam kesiyorlar.

    Size bir site tavsiye edeyim. gamebanshee.com bu sitedeki incelemeler hakikaten RPG türünü iyi bilen ve seven insanlar tarafından yapılıyor. Oyunları saatlerce oynayıp bitirip ondan sonra incelemelerini yazıyorlar. Ve oyunun eksileri olarak üzerinde durdukları noktalar hakikaten oyunun eksik kaldığı noktalar oluyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Gokyabgu


    quote:

    Orjinalden alıntı: thunderwatcher


    Bu tür değerlendirmelerde belirli kriterlerin olmaması herkesin bir tarafından puanlama uydurmasına neden oluyor. Puanlamayı yapan 1-2 kişi olunca da o kişiler kendi fikirlerince ortaya çıkıyorlar. Drakensang'e 75 puan vermek -bence- resmen avanaklık. Hangi kriterlere göre 75 vermiş acaba? Sesler kötü derken ne kastediyorlar? Ne yani arka fonda madonna soundtrack'i mi dönmesi lazımdı? Bence gayet iyiydi, keyifle de oynadım. Witcher'da çok olmamakla birlikte bazı bug'lar vardı ama onu da keyifle oynadım. Dediğiniz gibi oyuncu değerlendirmeleri her zaman daha sağlıklı sonuç verir bence de. O yüzden forza DH RPG bölümü diyoruz...


    Bence de oyunların hakkında en güzel bilgi alınacak yerler forumlarda insanların tecrübeleri. Sadece Türkçe incelemeler değil, yabancı incelemelerin de çoğu sallama yapılıyor. Bazen inceleme yapan adamın o oyun türüyle alakası olmuyor, hatta sevmiyor. Dolayısıyla, oyunu yerden yere vuruyor. Kimisi, oyunun popülerliğine bakıp ona göre inceliyor. Kimisi RPG gibi saatlerce oynayıp karar verilmesi gereken bir oyun türü hakkında iki saat oynayıp ahkam kesiyor. İnternet bu incelemeler ile dolup taşıyor. Bir de özellikle Amerikalıların Avrupa çıkışlı oyunlara karşı bir önyargıları var ve sırf bu yüzden oyunu yerden yere vurabiliyorlar. Türk dergileri ise ayrı bir vaka. Aksiyon oyunlarına 8 - 10 sayfa ayıran dergiler, Drakensang gibi kırk yılda bir gelen oyunlara bir sayfa inceleme yapıp yayınlıyorlar. Sonra da neden eski oyunlardaki tat yok diye ahkam kesiyorlar.

    Size bir site tavsiye edeyim. gamebanshee.com bu sitedeki incelemeler hakikaten RPG türünü iyi bilen ve seven insanlar tarafından yapılıyor. Oyunları saatlerce oynayıp bitirip ondan sonra incelemelerini yazıyorlar. Ve oyunun eksileri olarak üzerinde durdukları noktalar hakikaten oyunun eksik kaldığı noktalar oluyor.


    drakensang benim gözlerimi yaşartacak kadar iyi bir oyun çıktı. verilen ortalama puanlar oyunun diğer türdaşları ile karşılaştırılması olabilir. tabi drakensang'ı oblivion ya da gothic ile karşılaştırmak ne derece sağlıklı sonuç verir orası meçhul.
    grafik olarak beni fazlasıyla tatmin etti. seslendirme olarak günümüz oyunlarına göre bir hayli zayıf kalıyordu ki bu konuda puan kırmak haklı olabilir bir dergi ya da review sitesi için. ancak bir oyuncu olarak oyuna 10/10'u gözüm kapalı veririm.
    hatta oyunu black isle yapmış gibi duruyor diyebilirim




  • quote:

    Orjinalden alıntı: thausael

    drakensang benim gözlerimi yaşartacak kadar iyi bir oyun çıktı. verilen ortalama puanlar oyunun diğer türdaşları ile karşılaştırılması olabilir. tabi drakensang'ı oblivion ya da gothic ile karşılaştırmak ne derece sağlıklı sonuç verir orası meçhul.
    grafik olarak beni fazlasıyla tatmin etti. seslendirme olarak günümüz oyunlarına göre bir hayli zayıf kalıyordu ki bu konuda puan kırmak haklı olabilir bir dergi ya da review sitesi için. ancak bir oyuncu olarak oyuna 10/10'u gözüm kapalı veririm.
    hatta oyunu black isle yapmış gibi duruyor diyebilirim



    Ben bu Alman yapımı oyunları seviyorum valla ve her zaman buralardan çıkan oyunlara karşı bir sempatim var. Drakensang'i oturup adam akıllı oynamadım henüz, ama, zamanı gelince ona da el atıcam. Oyun duyurulduğundan beri takip ediyordum. Özellikle oynanış ve tasarımda Baldurs Gate'i örnek aldık dedikleri andan beridir yakından takip ediyordum. Divine Divinity, Gothic serisi, Arx Fatalis, Sacred, Spellforce serisi, Gorasul, Fall hepsi Alman yapımı ve çok beğendiğim oyunlardır.




  • Gamebanshee +1
    Drakensang +1
    Oblivion (Allahın emri bakıcam. Bir ara ucundan bulaşmıştım ama devam edememiştim).
    Eleştirmenler hakkındaki eleştirilerinizin alayına +1
    Alman oyun firmalarını beğeniyorum diyenlere +1 (RPG değil ama Crysis de Alman yapımı. Var mı amerikadan rakibi? Yok...)
    Oyun dergileri hakkındaki eleştiriye +1



    Ben oyunda bütünsellik arıyorum. Grafikler nefis olup oyun kendini tekrarlıyorsa istemem. Grafikler kötü olup senaryo şahaneyse onu da istemem. Gözümü bozamam. Bu güne kadar her açıdan tatmin eden oyun diye sorarsanız Action-Advanture tarzındaki "Fahrenheit" derim. Oyun bittiğinde CAST geçiyordu ve ben kendimi bir filmde rol almış gibi hissediyordum. O duyguyu o şekilde yaşatan başka bir oyun gelmedi henüz.




  • bu güne kadar oynadığım en iyi oyun Witcher. o günden sonra hiçbir oyunu rahat oynamadım hep bi eksiklik vardı karakter çeşitliliği osun grafik olsun senryo olsun sürükleyicilik istiyorsan bence denemelisin.bu arada her oyunda küçük tekrarlar vardır.
    şuan loki oynuyorum ama hiç sarmıyo. belkide dungeon ve diablo (2sinide lvl 5e kadar oynamışımdır) ya aşırı benzediği için olabilir. grafikleri çok yetersiz. belki diablo 3ü oynarım. o da 1kişi kamerası olursa. şimdi risen die bi oyun deniyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kusadasi89 -- 3 Ekim 2009; 17:35:47 >
  • The Elder Scrolls IV:Oblivion kesinlikle ama kesinlikle göreceğin en iyi rpg oyunudur bence ....
    Silverfall ıda deneyenbilirsin bi ara sıkıntıdan bu oyunu bitirmiştim.
    Ama oblivionun o güzel tadını hiç bir oyundan alamıyorum . Ana hikaye , ana hikayeyi bitirdikden sonra Clanlar ( Fighters , Mages guildleri gibi yada kötü amaçlı Darkbroothers tarzı gruplar ) Senaryoyu bitirdikden sonra orta çağın doyurucu havasını sadece obliviondan aldım , Arenada Grand Arena Master olduğum gün cok güzeldi , Daha sonra mükkemmel olan Ek paket : Crusaders buda oyuna resmen mükkemmellik kattı , bunun senaryosunuda bitirdim ve Kutsal şovalyenin zırhlarına ve kılıclarına kavustum ( Oyun grafik olarakda cok güzel bence ) Daha sonra Kutsal Şovalye oldum ve Ormanın içinde büyük bir malikane ve kiliseyi temizleyip yanımda asker olarak savaşmak için 9 Şovalye seçtim , ve onları ormandaki gizli malikaneye getirdim , hepsi Şovalye kıyafetlerini giymişti beni görünce selam veriyorlar , evet lordum fln diyolar atları temizliyolar , istediğim zaman onlara emir verebiliyorum yanıma alabiliyorum. vs vs bu oyunun tadını bana hiçbi oyun veremez su anlık.... Bu oyunu oynamak için ya çok iyi ingilizcen olucak yada tam çözümü ile oynucaksın , bunları yapmayanlar oyuna giriyo bişey anlamayıp cıkıyo sonra oyun dandik diyorlar. Düşünün oyun o kadar ayrıntılıki Darkbroothersların kuzey topraklarındaki gizli magaralarını bulmustum bir görev icabı konusmalarını dinliyordum , beni farkettiler ve onlarla savaşmak zorunda kaldım ( Bu Darkbroothers grubunda vampirlik çok yaygındır illegal bi grup zaten ) onları öldürdüm fiziksel bir temas kurmadığım için vampir olmamıstım ama yorgunluk çöktüğü için ordaki kayada biraz uyudum , uyandığımda birşeyler tersdi göz rengim biraz değişmişti kayayı incelediğimde üzerinde biraz kanlar vardı . İncelemeden yatmıstım üstüne , sonra bişey olmaz dedim ama her geçen gün , gün ışığna bakamaz olmaya başladım . Sonunda vampir olmustum , npcler ve satıcılar şehirde vampir görünce korkuyordu zaten vampir oldukdan sonra 2 seçeneğim vardı ya karanlık kardeşler grubuna katılıcaktım yada buşeyden bir şekilde kurtulucaktım insanların yüzümü görmemesi için kapşın taktım ve güneydeki şehire ilerledim aklıma klisede kutsal suyun yanında 4-5 gün kalmak geldi ( Tamamen kendi fikrim millet forumlarda nasıl kurtulucaz diye arıyordu ben kendim buldum :D ) ve vampirlikden kurtuldum .... Ormanda unicorn görmemde cabası ... İşte Oblivion böyle bir oyun ...Ana hikayeyi bitirdiğimde İmparatorluk zırhı hediye aldım bu arada :) ama şehir kıyısında satın aldığım evin dolabında duruyor o set çünkü şuan Lord Crusader'im yani kutsal şovalye günah fln işleyemiyorum (: İşte OBLİVION böyle bir oyun .....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Psikotrex -- 4 Ekim 2009; 10:46:37 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.