Şimdi Ara

'Paralel Evrenler' Kavramının Felsefesini Yapalım?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
23
Cevap
0
Favori
834
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar. Aslında Bilim ve Teknolojiyle alakalı olan bu kavramı felsefi olarak incelemek istedim. Gördüğüm kadarıyla burada çok güzel yorumlar yapan arkadaşlar var.

    Geçenlerde bu konu hakkında bir makale okudum arkadaşlar. Daha öncede aklımdaydı, o zaman sonuca varamamıştım; fakat okuyunca tekrar şüpheye düştüm. Sizce böyle bir şey mümkün olabilir mi? Yaptığımız seçimlerde seçmediğimiz yolların yaşandığı başka paralel evrenlerde olabilir mi? Veya bunun olmadığını nasıl kanıtlayabiliriz? Ya da kanıtlayabilir miyiz? Ya da kavramın kendisi bile çelişki mi? Acaba felsefi açıdan bakabilir miyiz bu olaya. Her türlü yoruma açığım arkadaşlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CardaQue -- 5 Ocak 2014; 22:09:40 >



  • bugün taze bitirdiğim Zamanın Kısa Tarihi'nden bir alıntı yapmak istiyorum:

    ... Eğer gerçekten varlarsa bir bu fazladan boyutları neden tespit edemiyoruz?...Burada diğer boyutların bir santimetrenin milyon milyon milyon milyon milyonda biri gibi çok küçük boyutta bir uzayın içinde bükülü oldukları varsayımında bulunuluyor...Bu betimleme doğruysa uzay yolcusu olmak isteyenler için kötü bir haberimiz var: bu fazladan boyutlar içinden uzay gemisi geçemeyecek kadar küçüktürler...Bu durumda şu açık görünüyor: Yaşam en azından bildiğimiz kadarıyla, bir zaman boyutuyla üç uzay boyutunun küçük bükülmüş halde olmadığı uzayzaman bölgelerinde var olabiliyor...başka evrenler olabilir ama bu bölgelerde bu farklı sayılardaki etkili boyutları gözleyebilecek akıllı varlıklar olmayacaktır.

    atlayarak yazdım, iki sayfa falan normalde bu kısım. Stephen Hawking'in yazdıklarından ben, diğer boyutların varlığının henüz süpheli olduğunu fakat kabul etsek bile canlıların (dolayısıyla kendimizin) olmadığını (büyük ihtimalle) anlıyorum?




  • Mr.Tambourine Man M kullanıcısına yanıt
    Nasıl orada da canlılar olamaz ki? Belki bizim güneş sistemimizin oluştuğu gibi orada da buna benzer bir olay olmuş ve sonrasında yaratılış veya evrimleşme tarzı bir şey olmuş olabilir. Veya paralel evren derken olaya sadece maddesel olarak mı bakmalıyız? Bu kavramı metafizik çerçevesinde de değerlendirmemiz gerekmez mi?
  • Tüm herşeyin dalga olduğu keşfedildikden sonra olasılık dalgalarından ihtimallerden bahsedildi..De broglie varsayımı (λ = h/p) Fiziğe 3. bir dalga tipi olan olasılık dalgalarını kattı..Kuantum ile olay tamamen karmasık haller almaya başladı..Einstein gibi bu şekilde düşünmenin aslında yeterli birikime ulaşamadıgımızdan oldugunu savunan büyük bilim adamlarıda oldu..Fakat günümüzde Kuantum Fiziği tamamen güçlü bir şekilde yoluna devam etmekte..Olasılık dalgaları paralel evrenleri gündeme getirir ve tamda yazdıgınız gibi secmedigimiz yolları secdıgımız baska evrenlerin var olabileceğine işaret eder..Sizin etrafınızda birsürü ihtimaller vardır ve siz olaya dahil oldugunuzda ancak bu ihtimallerden birisini secersiniz..Buna dalga fonksiyonunun çöküşü diyorlar.. Bir olaya gözlemci olarak dahil oldugunuz anda bu fonksiyon tüm ihtimaller arasından sadece bir gerçekliğe çöker..Burda bir soru kafamızı kurcalar...Peki ya diğer ihtimaller ne oldu? İşte bunlara da parelel evrenler diyorlar..Farklı bir gerçekliğe cöken attıgınız farklı adımlar..Siz şuanda bu evrene dahil olsanız bile aynı zamanda size parelel olan evrende farklı bir gercekliği yaşamaktasınız..Diyceksinizki bu nasıl mümkün olabilir..Malesef teorik olarak bir elektron cift yarıklı bir levhadan gectiginde bazı işlemlerden sonra x olasılıkla 1. yarıkdan y olasılıkla 2. yarıktan gectıgıne varırsınız..Ancak x-1 deyken elektron 1. yarıkta degıl aslında y den hemen once yani y-1 de de 2. yarıkta değil..Elektron x+y=100 ,,, x olasılıkla 1. ve y olasılıkla 2. yarıktan AYNI ANDA İKİSİNDEN BİRDEN GECMEKTE..İşte bunun sonucu olarak sectıgımız seçimler de aynı anda farklı yerlerdedir...




  • Zaten çift yarıkla girişim deneyi ve tek yarıkla girişim deneyi sadece olasılıklar ihtimalinden yürüyor. Aslında çok mantıklı. Yarık deneylerinin paralel evrenle bağdaşlaşması çok mantıklı. Orada bir elektrona olan olasılıklar seçiminin aynısı bize de oluyor değil mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Zaten çift yarıkla girişim deneyi ve tek yarıkla girişim deneyi sadece olasılıklar ihtimalinden yürüyor. Aslında çok mantıklı. Yarık deneylerinin paralel evrenle bağdaşlaşması çok mantıklı. Orada bir elektrona olan olasılıklar seçiminin aynısı bize de oluyor değil mi?


    Evet cunkı elektronun gösterdiği dalga hareketinin aynısını olasılıklarda gösteriyor..Secimlerimizde bir dalga..Bunu Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinden algılayabilmekle beraber,parcacık ya da herhangi bir sistemin farklı yerlerde ne olasılıklarla bulundugunu gösteren dalga fonksiyonu teorik olarak bunu destekler..Gözlemci olarak bir kuantum sistemine dahil olunmadıkca Schrödinger denklemi geçerlidir..Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinde olduğu gibi kedi biz kuantum sistemine dahil olmadıkca hem yaşıyor hem de ölüdür..Fakat şunu diyemeyiz:Kedi ölüyse yaşayamaz,ya da kedi yaşıyorsa ölü degildir..Tam tersine kedi hem yaşıyor hem de ölü iki olasılıkta aynı anda gerçek..Biz olaya dahil oldugumuz anda dalga fonksıyonu coker bu iki ihtimalden birini görebiliriz...Bizim bir gercekliği secmemiz kuantum dünyasından cok uzak olmamız yuzundendır..Cok fazla agırız ve bu yuzden bize eşlik eden dalganın boyutlarıda malesef kucuk..Fark edilemiyecek kadar kucuk..Ama kuantum duzeyınde bu fark büyük..Mesela denizde duran bir geminin tam olarak orda oldugunu soyleyemessınız..Aslında buyuk bır olasılıkla orada..Gerçek şu ki o gemi Ona eşlik eden dalganın uzunluğunda her yerde..Maddenin süper konumu bir parcacıgın aynı anda farklı yerlerde bulunmasıdır..Secimlerimiz aynı anda farklı yerlerde bulunmaktadır..Bu da başka secimleri yaptıgımız tamamen şu anki evrenimiz gibi gercek paralel evrenleri düşünmemize yol açar..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Zaten çift yarıkla girişim deneyi ve tek yarıkla girişim deneyi sadece olasılıklar ihtimalinden yürüyor. Aslında çok mantıklı. Yarık deneylerinin paralel evrenle bağdaşlaşması çok mantıklı. Orada bir elektrona olan olasılıklar seçiminin aynısı bize de oluyor değil mi?


    Evet cunkı elektronun gösterdiği dalga hareketinin aynısını olasılıklarda gösteriyor..Secimlerimizde bir dalga..Bunu Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinden algılayabilmekle beraber,parcacık ya da herhangi bir sistemin farklı yerlerde ne olasılıklarla bulundugunu gösteren dalga fonksiyonu teorik olarak bunu destekler..Gözlemci olarak bir kuantum sistemine dahil olunmadıkca Schrödinger denklemi geçerlidir..Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinde olduğu gibi kedi biz kuantum sistemine dahil olmadıkca hem yaşıyor hem de ölüdür..Fakat şunu diyemeyiz:Kedi ölüyse yaşayamaz,ya da kedi yaşıyorsa ölü degildir..Tam tersine kedi hem yaşıyor hem de ölü iki olasılıkta aynı anda gerçek..Biz olaya dahil oldugumuz anda dalga fonksıyonu coker bu iki ihtimalden birini görebiliriz...Bizim bir gercekliği secmemiz kuantum dünyasından cok uzak olmamız yuzundendır..Cok fazla agırız ve bu yuzden bize eşlik eden dalganın boyutlarıda malesef kucuk..Fark edilemiyecek kadar kucuk..Ama kuantum duzeyınde bu fark büyük..Mesela denizde duran bir geminin tam olarak orda oldugunu soyleyemessınız..Aslında buyuk bır olasılıkla orada..Gerçek şu ki o gemi Ona eşlik eden dalganın uzunluğunda her yerde..Maddenin süper konumu bir parcacıgın aynı anda farklı yerlerde bulunmasıdır..Secimlerimiz aynı anda farklı yerlerde bulunmaktadır..Bu da başka secimleri yaptıgımız tamamen şu anki evrenimiz gibi gercek paralel evrenleri düşünmemize yol açar..

    Şu anda kafamın karıştığı noktaya geldim. Çok ilginç gerçekten. Sanırsam Kopenhag yorumu da bunu destekliyor değil mi? Fakat hepside sonuç olarak teoride kalıyor.?




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Zaten çift yarıkla girişim deneyi ve tek yarıkla girişim deneyi sadece olasılıklar ihtimalinden yürüyor. Aslında çok mantıklı. Yarık deneylerinin paralel evrenle bağdaşlaşması çok mantıklı. Orada bir elektrona olan olasılıklar seçiminin aynısı bize de oluyor değil mi?


    Evet cunkı elektronun gösterdiği dalga hareketinin aynısını olasılıklarda gösteriyor..Secimlerimizde bir dalga..Bunu Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinden algılayabilmekle beraber,parcacık ya da herhangi bir sistemin farklı yerlerde ne olasılıklarla bulundugunu gösteren dalga fonksiyonu teorik olarak bunu destekler..Gözlemci olarak bir kuantum sistemine dahil olunmadıkca Schrödinger denklemi geçerlidir..Schrödinger'in Kedisi adlı düşünce deneyinde olduğu gibi kedi biz kuantum sistemine dahil olmadıkca hem yaşıyor hem de ölüdür..Fakat şunu diyemeyiz:Kedi ölüyse yaşayamaz,ya da kedi yaşıyorsa ölü degildir..Tam tersine kedi hem yaşıyor hem de ölü iki olasılıkta aynı anda gerçek..Biz olaya dahil oldugumuz anda dalga fonksıyonu coker bu iki ihtimalden birini görebiliriz...Bizim bir gercekliği secmemiz kuantum dünyasından cok uzak olmamız yuzundendır..Cok fazla agırız ve bu yuzden bize eşlik eden dalganın boyutlarıda malesef kucuk..Fark edilemiyecek kadar kucuk..Ama kuantum duzeyınde bu fark büyük..Mesela denizde duran bir geminin tam olarak orda oldugunu soyleyemessınız..Aslında buyuk bır olasılıkla orada..Gerçek şu ki o gemi Ona eşlik eden dalganın uzunluğunda her yerde..Maddenin süper konumu bir parcacıgın aynı anda farklı yerlerde bulunmasıdır..Secimlerimiz aynı anda farklı yerlerde bulunmaktadır..Bu da başka secimleri yaptıgımız tamamen şu anki evrenimiz gibi gercek paralel evrenleri düşünmemize yol açar..

    Şu anda kafamın karıştığı noktaya geldim. Çok ilginç gerçekten. Sanırsam Kopenhag yorumu da bunu destekliyor değil mi? Fakat hepside sonuç olarak teoride kalıyor.?

    Kopenhag bir ölçümüm ya da gerçekliğin üzerine etki eden gözlemciden bahseder..Gözlemcinin bilgi birikiminin sonuca etkisi ve bu halden hiçbir zaman kurtulamayışımız..Seçimlerimizin oluşturduğu diğer evrenler ile bizim aramızda yer alan bir engel gibi..Aynı anda bir madde heryerde olabilirken bizler aynı anda o maddeyi sadece iki yerde bile göremeyiz..O madde Gözlemimizin sonucu olarak bir gerçekliğe çöker..Ayrıca gözlemlediğimiz şeyin ne kadar doğru olup ne kadar yanlış olduğu da önemlidir..Bir deneyin sonucunu kaydeden bir cihazdan sonra
    o sonucu öğrenirseniz,aslında yoruma göre bilgiyi de değiştirmiş olabilirsiniz..Bu gözlemcinin olaylara etkisidir. Schrödinger gibi kutuya baktığınız anda etki ettiğiniz olasılık dalgaları gibi..Yani Teoride kalması derken matematiksel denklemlerin ki bunu maxwellden başlayıp Schrödinger'e kadar uzatabilirsiniz,hepsinin bir yorumudur.Daha doğrusu sonucudur..Yoksa kimse cıkıp başka bir paralel evrene dair bi iz keşfetmedi..Sadece
    E=h.v denklemi sonrasında gelen ve dalga fonksiyonuyla devam eden üstüste cekilmiş serinin devam filmleri gibi..




  • Anlattıklarınızdan fark ettim böyle üst üste gelen bilgi birikiminin olduğunu. Fakat inanası gelmiyor insanın, çok ilginç. Acaba sizin bölümünüz nedir, fizik mi okudunuz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Anlattıklarınızdan fark ettim böyle üst üste gelen bilgi birikiminin olduğunu. Fakat inanası gelmiyor insanın, çok ilginç. Acaba sizin bölümünüz nedir, fizik mi okudunuz?

    Hayır malesef Herhangi bir Fizik ya da Matematik bölümünü bitirmedim..Sadece biraz fazla meraklıyım bu konulara..Önceleri bilim adamlarının anlattıkları hikayeleri cok güzel bir şekilde dinler kafamda canlandırırdım.
    Ama aslında gözlerimizin önüne konulan bir perdede bize izletilen filmler yerine ..Güçlü bir matematik öğrenip bu filmin nasıl yapıldıgını anlamak daha bi güzel olurdu..Şu sıralar matematik öğrenmekteyim ve bizlere anlatılan hikayelerden cok daha fantastik...Önceleri kuantumun ne oldugunu defalarca ezberlesemde kafam almazdı..Ama artık işin matematiğine girince teori zaten kendiliğinden ortaya cıkıyor..Elimizde müthiş bir bilgi birikimi var internet gibi..İyi bir ingilizceyle baya yollar katedilebilir diye düşünmekteyim..




  • Böyle konuları sadece hobi olarak araştırın. Bu memlekette benim gibi yaşam ideali olarak benimseyip rezil olmayın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TuVNeRa kullanıcısına yanıt
    Neden böyle söylediniz acaba?
  • Çok güzel bir şey. Aslında bende şu an mühendislik görüyorum, fakat lise hayatım boyunca hep matematik ve fizik okumak istemişimdir, ama hayat beni buraya sürükledi işte. Siz matematik öğrenmeye nereden başladınız ve kuantumla ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?
  • selamun aleykum

    paralel evrenler ile ilgili en temel düşüncem şuydu. eğer ki bir şey uzaya battığı oranda zaman denilen yaratılıştan bir pay alabiliyorsa altındaki mekanı germek ya da kütlesini azaltmak ile farklı bir zaman anlayışı oluşacaktır.

    aynı mekan denilebilecek yerde zaman denilen kavram farklılaşır diye düşünüyorum. bu açıdan cismin kütlesini azaltmak ya da altındaki mekanı germek dediğimiz haller de ilk hale göre daha farklı bir yörünge oluşacak ve ilk hale göre bu duruş paralel bir görüş sağlayacaktır.

    paralel evrenlerde anladığımız kadarıyla zaman denen sürecin farklı işleyeceği anlaşılır. bu açıdan aynı kişi iki ayrı zaman diliminde diğerinden farklı bir şey yapabilir mi ya da bu hareketler devam suretini mi oluşturur denebilir.

    gün 24 saat iken 23 saat veya 25 saatlik bir anlayış insan denilen nesnenin paralel hali midir?
    eğer ki paralel evrenler kuramı geçerli olursa her daim ya uzay denilen mekandan ya da bu uzayı ağırlığı ile büken maddenin kütlesinden her daim bir azalmanın olduğu kabul edilecektir.

    toplamda enerji düzeyinin azaldığı kuramı ile karşılaşmamız olasıdır. halbuki enerjinin korunumu ilkesi gereği bu durumun yani paralel evren kuramının her daim oluşmaması esası kabul edilmiş gibidir.

    demek ki gerçeklik dediğimiz şeyin zaman boyutundaki bir farklılaşma her zaman vardır ve bu yaşlanma ölüm süreç içerisnde acıkma ya da susama gibi gerçeklikler oluşturmaktadır.

    benim için aslolan ise daha farklı bir düşünüş şeklidir. anti madde denen yapı aslında paralel evren kuramını daha net açıklar ve tamamlar diye düşünüyorum. zira paralel evren de zaman denen sürecin kattığı diğer bir kimse varken anti madde de ise bir mevzunun olmuş hali ile olmamış halinin karşılaşması yani adaletin ta kendisi vardır.

    mesela bir kimse a noktasında kaza yapacak iken anti maddesi denen şey kaza yapmaması olsa ancak kişi a noktasına geldiğinde kaza yapmadan yapmış gibi bir gerçekliğin her hali ile karşılaşsa mesela başı sarsılsa arabasında maddi olmayan manevi bir şekilde hissettiği değer kaybı oluşsa..... dikkat edilirse anti madde kuramı hayatın ta kendisi gibidir. anti maddeye benim verdiğim anlam daha farklı onu da belirteyim.

    bu kurama göre bir diğeri değil de aslında kişinin kendisi bütün olasılıkları bir hayat da yaşar ve yaşamak zorunda olduğu için ölmez. dikkat edilirse bu hayatın diğer bir kimsenin gerçeği olduğunu gördüğü anda (başkasınınkaza yaptığını gördüğünde) anti madde denilen şeyin paralel evren konusunda meselenin zaman ve onun bütünleyicisi olan mekan kısmını yaşar.

    aynı zamanlı olarak uzayın gerilmesi veya kütlenin azalması ve anti madde tesiri denen şeyler bir anda olursa kişi bütün olasılıkların yaşandığı bir evrende olduğunu anlayacaktır denebilir.

    bu durum da kader denilen sürece yapılan müdahalenin şekli görülebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 8 Ocak 2014; 20:11:07 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Çok güzel bir şey. Aslında bende şu an mühendislik görüyorum, fakat lise hayatım boyunca hep matematik ve fizik okumak istemişimdir, ama hayat beni buraya sürükledi işte. Siz matematik öğrenmeye nereden başladınız ve kuantumla ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?

    Matematik öğrenmeye başlamak derken 2+2=4 den başlamadım tabiki..Sadece lise düzeyinde bildiğim matematiğin şuanda lisans düzeyinde öğrenmeye calısıyorum...Konular olarak sayarsam Şu anlık cebirde Parçalanış Cisimleri rimann yüziyinde falanım ,analizde öklidyen uzaylarda tanımlı fonksiyonlara kadar geldim sayılır..Kısmi diferansiyel denklemlerde de Laplace dönüşümü...Soyut cebirde de izomorfizma teoremlerindeyim...
    Bunlar kaba saba internetten buldugum bir sürü ders notu ve benim için önemliler..Yine bazı alıştırmalarla falan desteklıyorum kendımı..Kitap olarak ise Schrödinger'in Kedisinin Peşinde john gribbin baya iyiydi...Baya güzel bir şekilde analojilerle ceşitli örneklemeler var...Ama ucuk örneklerde yok değil..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Çok güzel bir şey. Aslında bende şu an mühendislik görüyorum, fakat lise hayatım boyunca hep matematik ve fizik okumak istemişimdir, ama hayat beni buraya sürükledi işte. Siz matematik öğrenmeye nereden başladınız ve kuantumla ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?

    Matematik öğrenmeye başlamak derken 2+2=4 den başlamadım tabiki..Sadece lise düzeyinde bildiğim matematiğin şuanda lisans düzeyinde öğrenmeye calısıyorum...Konular olarak sayarsam Şu anlık cebirde Parçalanış Cisimleri rimann yüziyinde falanım ,analizde öklidyen uzaylarda tanımlı fonksiyonlara kadar geldim sayılır..Kısmi diferansiyel denklemlerde de Laplace dönüşümü...Soyut cebirde de izomorfizma teoremlerindeyim...
    Bunlar kaba saba internetten buldugum bir sürü ders notu ve benim için önemliler..Yine bazı alıştırmalarla falan desteklıyorum kendımı..Kitap olarak ise Schrödinger'in Kedisinin Peşinde john gribbin baya iyiydi...Baya güzel bir şekilde analojilerle ceşitli örneklemeler var...Ama ucuk örneklerde yok değil..


    İnternetten mi öğreniyorsunuz akademik düzeyde matematiği?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Çok güzel bir şey. Aslında bende şu an mühendislik görüyorum, fakat lise hayatım boyunca hep matematik ve fizik okumak istemişimdir, ama hayat beni buraya sürükledi işte. Siz matematik öğrenmeye nereden başladınız ve kuantumla ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?

    Matematik öğrenmeye başlamak derken 2+2=4 den başlamadım tabiki..Sadece lise düzeyinde bildiğim matematiğin şuanda lisans düzeyinde öğrenmeye calısıyorum...Konular olarak sayarsam Şu anlık cebirde Parçalanış Cisimleri rimann yüziyinde falanım ,analizde öklidyen uzaylarda tanımlı fonksiyonlara kadar geldim sayılır..Kısmi diferansiyel denklemlerde de Laplace dönüşümü...Soyut cebirde de izomorfizma teoremlerindeyim...
    Bunlar kaba saba internetten buldugum bir sürü ders notu ve benim için önemliler..Yine bazı alıştırmalarla falan desteklıyorum kendımı..Kitap olarak ise Schrödinger'in Kedisinin Peşinde john gribbin baya iyiydi...Baya güzel bir şekilde analojilerle ceşitli örneklemeler var...Ama ucuk örneklerde yok değil..


    İnternetten mi öğreniyorsunuz akademik düzeyde matematiği?

    Google istediğiniz herşeyi öğretebilir size...Bana inanabilirsiniz..Kitaplarada dökümanlarada ders notlarınada hatta videolarada ulaşılabilirsiniz...Ayrıca sadece matematikle kalmıyorum aynı zamanda PC'de birde Fizik bölümü ile ilgili dökümanlarda mevcut..Bu bölümde öğretilebilecek tüm derslerin notları ve destekli olarak alıştırmaları sadece bikaç tuş uzağımda..Dediğim gibi google ile yapılamıyacak hiçbirşey yok tabi birde düzeyli olarak ingilizceniz varsa scholar'da daha fazla bilgi edinilebiliyor..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: Canis Majoris

    quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Çok güzel bir şey. Aslında bende şu an mühendislik görüyorum, fakat lise hayatım boyunca hep matematik ve fizik okumak istemişimdir, ama hayat beni buraya sürükledi işte. Siz matematik öğrenmeye nereden başladınız ve kuantumla ilgili önerebileceğiniz bir kitap var mı?

    Matematik öğrenmeye başlamak derken 2+2=4 den başlamadım tabiki..Sadece lise düzeyinde bildiğim matematiğin şuanda lisans düzeyinde öğrenmeye calısıyorum...Konular olarak sayarsam Şu anlık cebirde Parçalanış Cisimleri rimann yüziyinde falanım ,analizde öklidyen uzaylarda tanımlı fonksiyonlara kadar geldim sayılır..Kısmi diferansiyel denklemlerde de Laplace dönüşümü...Soyut cebirde de izomorfizma teoremlerindeyim...
    Bunlar kaba saba internetten buldugum bir sürü ders notu ve benim için önemliler..Yine bazı alıştırmalarla falan desteklıyorum kendımı..Kitap olarak ise Schrödinger'in Kedisinin Peşinde john gribbin baya iyiydi...Baya güzel bir şekilde analojilerle ceşitli örneklemeler var...Ama ucuk örneklerde yok değil..


    İnternetten mi öğreniyorsunuz akademik düzeyde matematiği?

    Google istediğiniz herşeyi öğretebilir size...Bana inanabilirsiniz..Kitaplarada dökümanlarada ders notlarınada hatta videolarada ulaşılabilirsiniz...Ayrıca sadece matematikle kalmıyorum aynı zamanda PC'de birde Fizik bölümü ile ilgili dökümanlarda mevcut..Bu bölümde öğretilebilecek tüm derslerin notları ve destekli olarak alıştırmaları sadece bikaç tuş uzağımda..Dediğim gibi google ile yapılamıyacak hiçbirşey yok tabi birde düzeyli olarak ingilizceniz varsa scholar'da daha fazla bilgi edinilebiliyor..

    Doğru söylüyorsunuz,ben İngilizceniz yok sandım.İngilizceniz varsa her şeyi öğrenmek mümkün tabiki internetten.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CardaQue

    Merhaba arkadaşlar. Aslında Bilim ve Teknolojiyle alakalı olan bu kavramı felsefi olarak incelemek istedim. Gördüğüm kadarıyla burada çok güzel yorumlar yapan arkadaşlar var.

    Geçenlerde bu konu hakkında bir makale okudum arkadaşlar. Daha öncede aklımdaydı, o zaman sonuca varamamıştım; fakat okuyunca tekrar şüpheye düştüm. Sizce böyle bir şey mümkün olabilir mi? Yaptığımız seçimlerde seçmediğimiz yolların yaşandığı başka paralel evrenlerde olabilir mi? Veya bunun olmadığını nasıl kanıtlayabiliriz? Ya da kanıtlayabilir miyiz? Ya da kavramın kendisi bile çelişki mi? Acaba felsefi açıdan bakabilir miyiz bu olaya. Her türlü yoruma açığım arkadaşlar.

    Paralel evrenler soylenildigi gibi bize "paralellerdir." Bize paralel olduklarından dolayı varlıklarını bilemeyiz cunku onlarla kesişmiyoruz. Yani bu paralelliği bozmadigimiz sürece. Peki ya kesişirsek ne olur? Bence paradokslarla karşılaşırız ve evren yok olur. Cunku iki evrenin karşılaşması demek bir yerde iki ani demek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.