Çoğu kişi seçerek okur ya da okumayı sevmediği türler vardır diye düşünüyorum. Sizin okumayı sevmediğiniz türler var mı? < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mobidik -- 15 Temmuz 2024; 23:31:10 > |
'Oku da ne okursan oku' cümlesine katılıyor musunuz?
-
-
Felaefe ağırlıklı kitapları okuyamam ve sevmem de. -
Katılıyorum. Okumak bir beyin egzersizi gibi olduğu için faydalıdır. -
Katılıyorum diyemeyeceğim, çünkü her kitabın anlatmak istediği bir temel bilgi bir de gizlice sezdirmek istediği felsefe vardır. Yani en azından birçok kitapta bu var. Mesela vampir romanları var sadece evde ama ben okumam, özellikle bu edebiyat ve romanlar, şiirler için çok geçerli, belli bir edebi zevki aştıysanız vampir romanı, çocuk romanları, bazı sihirbaz romanları ya da havai tabirle kötü çocuk romanları size daha çok bilişsel zevkten ziyade acı verecektir.
Kitap konusunda seçici olmak iyidir. En basitinden matematik kitabı alırken bile seçiyoruz ki, romanlar da kalite açısından bir sınıflandırmaya tabi olmak zorunda bana göre. En azından benim bakış açım bu yönde.
-
Katılmıyorum. Bomboş bir sürü kitap var etrafta. Ön araştırma yapmadan kapağına göre seçilen ya da oradan buradan duyulan popüler kitapları alıp okumanın zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Tamam okumak iyidir hoştur ama ne okuduğumuzun da önemi çok. Bir de okumayı nasıl bir aktivite olarak gördüğümüz önemli. Öğrenmek için mi okuyoruz yoksa eğlenmek için mi? Bu dengeyi kurabilmek adına bir kurgu roman okuyorsam sıradaki kitap tarihi/bilimsel vs. oluyor. Onları okuması daha zor, not almak gerekli falan ama sürekli kurgu okumanın da doğru olmadığını düşünüyorum.
-
Sürekli kurgu okumak, bir süre sonra insanı hayal dünyasına daldırıyor, çıkamıyor insan.
-
Kurguyu genelde dilsel becerileri arttırmak için okumak gerekiyor. Ama kaliteli kurguyu, vampir romanları ya da kötü çocuk romanı insana hiçbir şey katmaz. Ana dil becerilerini ya da hangi dilde okunuyorsa yabancı dil becerilerini geliştirirken işe yarıyor. Dediğiniz gibi fazlası gereksiz ve yorar. Ama bazen felsefe, matematik gibi disiplinlere ara vermek gerektiğinde kurgu iyi geliyor.
-
Sıkıcı ve boğucu bir kitaptan sonra insan koştura koştura kurgu romana sarılıyor evet.
-
Hocam yalnız şöyle bir şey var; en rahat okunan kitaplarda genelde aksiyon, gizem konulu merak ögesi barındıran kitaplar oluyor. Benim Lise bitene kadar kitap okuma alışkanlığım yoktu. Hiç kitap okumazdım. Sherlock Holmes serisini merak edip bir başlayım dedim. Bir oturuşta 300 sayfa okumuştum çünkü olayın sonunu merak ettiğin için okumaya devam ediyorsun. Birde benim okuduğum kitabın içerisinde birden fazla hikaye vardı ama hikayeler çok iyi kurgulanmış. İçerisinde gizem gibi ögeleri barındırdığı için hikayenin sonunu merak ettiğin için bitene kadar okuyorsun. Sonra diğer hikaye nasıl acaba diye onuda o şekil okuyorsun.
-
Sherlock Holmes iyidir hocam, hatta Jack London'ın bazı devriye öykülerini üstüne Agatha Christie de okuyabilirsiniz. Agatha Christie'yi de polisiye açısından övüyorlar ama ben hiç okumadım. Sadece Ahmet Ümit'in polisiye bir kitabını okumuştum. Ben genelde Dostoyevski, Tolstoy, James Joyce, Emile Zola, Knut Hamsun gibi klasikleri okumayı seviyordum. Bir ara Stanislaw Lem'i okuyayım dedim uzay temalı bilim kurgular bana çok soyut geldi, bir de üstüne yalnızlığımı iyice hissettirince bıraktım.
Bir ara ciddi ciddi Lovecraft'a başlamayı düşünüyorum. Lovecraft'tan sonra Thomas Mann ve Heinrich Böll'ün kır yaşamını anlatan ve bazı pikaresk romanlarını okuyabilirim.
-
Hocam dünya klasikleri biraz ağır geliyor. Modern klasiklerden birkaç tane okudum. Mihail Bulgakov - Genç Bir Doktorun Anıları, Jack London - Vahşetin Çağrısı. Bunlar güzeldi ama genel manada dünya klasikleri biraz sıkıcı oluyor. Misal hocam Sherlock Holmes seri okumadan önce her kitabı sıkıcı sanardım. O yüzden bir türlü kitap okumaya tenezül edemezdim ama dediğim gibi Sherlock Holmes serisi ile tanışınca düşüncem değişti. Kitapda aksiyon, gizem ögesi o kadar çok vardı ki bir baktım 1 günde 300 sayfa okumuşum. Hiç zamanın nasıl geçtiğinide anlamadım. Çünkü sade ve akıcı bir dili vardı. 1-2 sayfa okuyunca hemen konunun içine giriyordun. O açıdan kitap beni mest etti.
-
Çok doğru ve okuduğu şeylere kendini çok kaptırıp oradaki karakterler ile kendini özdeşleştirme durumu da olabiliyor. Gerçi bu dediğim film, dizi, kitap, müzik gibi hemen her konuda olabiliyor. Aslında her şeyin ayarında olması gerektiğinin de kanıtı gibi biraz bu söylediğiniz.
-
Ben kesinlikle katılmıyorum. Okuduğumuz kitaplar nitelikli olmalı ve hayatımıza doğru bir istikamet vermelidir. Yaşamış olduğumuz dönemde zamanın çok kıymetli olduğunu düşünürsek ve bunun yanında insan ömrününde sınırlı olduğunu aklımıza koyarsak bence okumuş olduğumuz kitaplar gerçekten okunmaya değer olmalıdır.
-
Çok haklısınız hocam. Misal Wattpadd kitapları ve ergen konulu yazılan kitaplar okumamak lazım. Çünkü bu kitapların ne edebi, ne de bilgilendirici yönü var.
-
Kesinlikle katılıyorum. Kendi adıma konuşuyorum;
Günün 7 saat işyerimde çalışıyorum. E akşam olunca haliyle çocuklara zaman ayırıyorum. Geriye kendime ayırmış olduğum birkaç saatlik zamanıda kitap okuyarak geçiriyorum. O birkaç saati de beni geliştirmeyecek, bana hiçbir yararı dokunmayacak ne dünyalığıma ne de ahiretime yarar sağlamayacak olan kitaplara ayırmak hiç akıl kârı değil vesselam.
-
Hocam zaten kısıtlı bir ömrümüz var. Sizinde dediğiniz gibi o vakti doğru değerlendirmek lazım. O yüzden oku da ne okursan oku cümlesi çok mantıklı değil. Çünkü kitap var, kitap var şimdi. İlla bilimsel, akademik tarih kitapları okumak gerekmiyor. O açıdan demiyorum ama hiç edebi değeri olmayan watpad platformunda yazılmış romanları filan okumasak bir şey kaybetmeyiz. Tam tersine kazanırız. Ona harcayacağımız zamanı başka türlü kitaplar için harcarız.
-
Bende aynı sizin gibi düşünmekteyim hocam. Buradaki genç arkadaşlara nacizane tavsiyem;
Kendinize birşeyler katacak, hayatınızı doğru istikamete sokacak nitelikli kitaplar okumak. Geri kalan kitaplar tamamen zamanı boşa geçirmekten başka birşey değil. İnsan ömrü gerçekten çok kısa. Zaman önemli.
-
Ne okuduğumuz önemli çünkü okunan içerik kişinin düşünce yapısını, değerlerini ve bilgi düzeyini etkiler. Dolayısıyla, her ne kadar "oku da ne okursan oku" demek okumanın önemini vurgulasa da, nitelikli ve zengin içerikler okumak, bireyin gelişimi açısından daha faydalı olacaktır. -
Bilmediğin bir memlekette gözün kapalı şekilde ne verseler yiyebilir misin?
İnsanın midesi beyninden akıllıdır; zararlı bir şey geldiği zaman kusma refleksini çalıştırır ve o cismi reddeder, kendini zehirletmez. Oysa beyin bu şekilde çalışmaz. Zararlı içerikler yüklersen, bu içerikleri beğenmesen dahi bilinçaltında kalmaya devam eder, kalma süresi arttıkça ve benzerlerine maruz kaldıkça da normalleştirir, bir süre sonra tiksindiğini sandığın şey senin karakterin haline dönüşür.
Bu yüzden türlü ahlaksızlıkların 'ibret' amaçlı dahi olsa (ki asıl niyet etkileşim ve ranttır) medyada yayınlanmasına karşıyız. Toplumun bilinçaltı benzer ahlaksızlıklara maruz kaldıkça durumu normalleştirir ve ahlak pusulası şaşar.
Gidip sürekli ahlak felsefesi kitapları okuyun demek değil bu; kişiye değer katacak ve vaktini zayi etmeyecek içerikte kitap okumaktır.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X