Şimdi Ara

N’OLCAK BU TRAFİĞİN HALİ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
66
Cevap
0
Favori
1.893
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar 10 gün kadar önce, bir araç hatalı sollayarak şeridimde bana kafadan çarptı. Allah’a şükür yolun nispeten virajlı olması ve dolayısıyla düşük hızlarda seyretmemiz sayesinde herhangi bir sağlık sorunu olmadı. Bu olayın da katkısıyla zaten çiğnenen trafik kurallarına karşı var olan “algıda seçiciliğim” iyice zirve yaptı. Kendimi de ayrı tutmadan, açıkça söylemek gerekirse TRAFİKTE REZALETİZ. Kimsenin diğerine saygısı yok, herkesin acelesi var, beklemeye tahammül yok, ışıkları takan yok, sinyal lambalarının yerini unutmuşuz cümleten. Dönüşlerde milletin önüne geçmeyi maharet kabul ediyoruz, bizden gayrisi enayi biz çok zekiyiz. Çevre yolları ve otobanlar hız limiti denemeleri için yapılmış, hepimize sürücü kurslarında makasın incelikleri öğretilmiş. Direksiyon için iki el fazla, bir el neyimize yetmiyor; diğeri denge için camdan dışarı sarkıtılmalı. Hem iki elimizi kullanırsak cep telefonunu nasıl tutacağız, ya da nasıl makyaj tazeleyeceğiz? Herkes istediği yerde dursun; ne de olsa dörtlüleri yaktık mı akan sular durur…

    Sayısız örnek vermek mümkün. Bu işleri yoluna koymakla görevli kurumların çabaları ise çoğu zaman yetersiz. Uzun dönemde eğitim, erken dönemde caydırıcı cezalar diyoruz ama icraatta bir şey yok. Tam tersine sürücü kurslarından ehliyet almayı daha da kolaylaştırıyoruz, cezaları azaltıyoruz, hız limitlerini arttırıyoruz. Belki de tek olumlu gelişme Ankara’daki kamera sistemi ki bir an önce bütün Türkiye’de uygulanmaya başlamasını şahsen istiyorum.

    Benim araç kullanma alışkanlıklarım oldukça değişti. Artık yol bomboş olsa da kırmızı ışıkta bekliyorum, arkadan taciz korna ve selektörlerine rağmen hız sınırlarını esnetmiyorum (%10 ilaveli), önümdeki araç 20 ile bile gitse sollamanın yasak olduğu yerde kıvranmıyorum, mecburi sağa veya sola dönüşlerde bile sinyal veriyorum (el alışkanlığı )… Ancak bireysel olarak ne kadar dikkat ederseniz edin bir yere kadar; nitekim geçen hafta başıma gelen de budur. Bu başlığı açmaktaki gaye, binlerce üyesi olan dh forum kullanıcılarının zaten farkında oldukları bu durum hakkındaki düşüncelerini öğrenmek. Ya da bir adım ötesi, bu kötü gidişatı yavaşlatmak ve hatta durdurmak adına çözüm önerilerini paylaşmak; biraz da özeleştiri yapılmasına vesile olmak.

    Saygılar.







  • Öncelikle geçmiş olsun. Cana geleceğine mala gelsin. Ama mal da canın yongası. İnsan üzülüyor. Şimdi kısa bir şey anlatacam. trafik düzelir mi, düzelmez mi, sen karar ver.

    Ben Ehliyetimi Atilla Sürücü Kursundan aldım. Bu kursun sahibi Namık Kemal Atilla'dır. Uzun seneler dışarda kalmış, sonradan Türkiye'ye gelmiş biridir. Kendisi kursta bize aynen şunu anlattı.

    - Bilmem kaç senesinde Türkiye'ye geldim. Gelir gelmez ayağımın tozu ile o zamanki milli eğitim bakanının huzuruna çıktım. Avrupa'da Trafik eğitiminin taaa ilkokul sıralarında başladığını, ülkemizde de bu şekilde okullarda trafik dersi verilmesini teklif ettim. Fakat bakan bey bana şöyle dedi:

    - Yapmayın Atilla bey. Ülkemizde araba mı var ki okullarda trafik dersi verelim.

    - Bu cevap üzerine Namık Kemal Atilla devletten gerekli izinleri alarak Türkiye'de ki ilk sürücü kursunu faaliyete geçirmiştir.

    Veee sene 2010. Okullarımızda hala trafik dersi yok.




  • 1. Türk insanı genel anlamda saygısızdır. Çevrenizde günlük bir gözlem yapın, farketmeniz çok kolaydır. (Ben saygılıyım diyen kendini istisnalar statüsüne koyabilir.) Hiçbir yerde göstermediği saygıyı trafikte göstermesini beklemek anlamsız olur.

    2. Tek çözüm cezadır. Cezayı 1 yer, 2 yer, 3. sünde illalah eder ve bir daha bak bakalım en ufak bir hata yapıyor mu. Türk insanını caydırmak için laf, söz, broşür, görüntü vb. faydasızdır. Cebinden devlet gücü ile parasını aldın mı uslanır sadece. Ankara'da Mobese devreye girdi. Umarım çatır çatır cezalar kesiliyordur şimdi. Darısı önce İstanbul'a, sonra tüm Türkiye'ye...

    Bir de tespit: Forumda ıvırı-zıvıra açılan başlıklar okunma ve yanıtlanma rekorları kırıyor ama böyle önemli bir konuya uğrayan bile neredeyse yok. Hangi araba daha hızlı, hangi modelin torku yüksek gibi konular kadar heyecanlı bulunmuyor demek ki...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi civcivx -- 25 Ekim 2010; 20:24:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: civcivx

    1. Türk insanı genel anlamda saygısızdır. Çevrenizde günlük bir gözlem yapın, farketmeniz çok kolaydır. (Ben saygılıyım diyen kendini istisnalar statüsüne koyabilir.) Hiçbir yerde göstermediği saygıyı trafikte göstermesini beklemek anlamsız olur.

    2. Tek çözüm cezadır. Cezayı 1 yer, 2 yer, 3. sünde illalah eder ve bir daha bak bakalım en ufak bir hata yapıyor mu. Türk insanını caydırmak için laf, söz, broşür, görüntü vb. faydasızdır. Cebinden devlet gücü ile parasını aldın mı uslanır sadece. Ankara'da Mobese devreye girdi. Umarım çatır çatır cezalar kesiliyordur şimdi. Darısı önce İstanbul'a, sonra tüm Türkiye'ye...

    Bir de tespit: Forumda ıvırı-zıvıra açılan başlıklar okunma ve yanıtlanma rekorları kırıyor ama böyle önemli bir konuya uğrayan bile neredeyse yok. Hangi araba daha hızlı, hangi modelin torku yüksek gibi konular kadar heyecanlı bulunmuyor demek ki...


    Çok güzel yazmışsınız oturup uzun uzun yazasım olsa ben de bunları yazardım sanırım.




  • Saygı yok cidden ama farklı bir noktadan da ben olaya girmek istiyorum.
    İş gezisi için eylülde fransaya gittim ve 1 hafta boyunca kiralık aracımla trafikte 800 km yol yaptım.
    Adamlar taraktörün arkasında bile ip gibi diziliyor,çok rahat geçebilecekleri yerde düz çizgiyse geçmiyor kurallara çok saygılı.

    Farklı konu dememin sebebi dinimiz,aslında saygı sevgi hoşgörü en önmelilerindende HAK YEMEME konusunda açık net olmasına karşı birçok vatandaşımız arabanın direksyonuna geçince hak hukuk kavramını yitiriyor.(Ama sorsan kanatlanacaklar)

    Hatalı sollama yaparak karşıdan gelenle kafa kafaya yolda duran ve utanmadan ne var lan deyerek karşıdan gelenin üstüne yürüyenlerde bizim milletimizde olur yada trafikte yan yan baktın diye bi tarafından uydurarak diğer sürücüyü sıkıştırma ve yaralanmasına sebep olacak olaylar.

    Her vatandaşı kendisi gibi usta şöför sanarak sıkıştırmalar,terbiyesizce laflar etmeler(küfür).

    Otobanda 130 ile giderken 1 mt gerinizden takip edenler daha saymakla bitmez tabi.

    Aslında bunun psikolojik olduğunu düşünüyorum,bizim milletimiz ne yazıkki olaylardan ders alan değil cezalardan ders alan bir millet.

    Konuyla ne alakası var demeyin ama emniyet kemeri takmayı kural olarak gören ve uymamakta direnen bir zihniyetten bahsediyoruz(psikolojiyi irdelemek lazım)Kendi canını düşünmeyen kimselerin sizinkini düşünmesini ve hatta size saygılı olmasını istiyorsunuz.

    (Ölümlü kazalarda emniyet kemeri takanların yüzde 24.8’i kazaları hiç zarar görmeden atlatırken, otomobillerde kemer takanların yüzde 45’i ağır yaralanma riskinden kurtuluyor.)

    Yazının kaynağı ve devamı
    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/468802.asp




  • bende bir konuya deyinmek istiyorum türk insanı çok agresif ve çok küfürbaz..kendim trafikciyim elimden geldigince kurallara uyuyorum kafa kafaya geldigimde bir araçla kesinlikle yol veren ben olurum hız ışık fn uyarım ama görüorum mesela 90 la gidiorum adam tanponuma resmen yapışıyor sellektör tam geçerken el kol hareketi e bakıorum içine 21-22 yaşında bi pigme ya ben 190 87 kiloyum insem asagıya gebertirim elimde kalır ama ses etmiyorum aynı adamla kaldırımda karşılaşsak üstüne yürüsem yol veren o olur irkilir emibim ama arada araba olunca iş değişio genelde burdan şu sonucu çıkartıyorum türk insanı kendini arabaya attıgı zaman anında kişiliği değişiyor..agresifleşiyor asileşiyor...

    yavan bir yorum olabilir ama orta asyadan kalma at biniciligi alışkanlıgımızdan olabilir türkler atıda çok agresif kullanırlardı.
  • Türkiyenin trafiğinden bir halt olmaz.Böyle geldik , böyle gidicez.BU konuda avrupaya çok özeniyorum..Özellikle almanya.Bomboş yol.Kimsecikler yok.Yaya kendisine yeşil yapmadan kılını kıpırdamıyor.Medeniyet öbyle birşey..
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Öncelikle her trafik lambasına, her yaya geçidine, her kavşağa bir kamera koyuyoruz.. 1 hafta içerisinde muasir medeniyet seviyesine çıkıyoruz !! Çözüm çok basit.. Kontrol varsa düzen var, saygı var.. Kontrol yoksa düzen yok saygı yok..

    (Londra'daki kameralı yollar ile kamerasız arasindaki farktan bu çıkarımı yapıyorum. Kamera yoksa hız hemen artıyor, kural ihlalleri, kırmızıda geçme .. bizden bir farkları kalmıyor)
  • Devletin millete saygısı yok ki milletin birbirine olsun. Bizim belediye sağolsun uzunca bir süredir kaldırımları yeniliyor, bazı yerlerde sokakları da taşla döşüyor. Geçen hafta sıra bizim sokağa gelmiş olacaklar ki yığdılar sağa sola taşları gittiler. Bugüne kadar sesleri solukları çıkmadı. Bugün öğleden sonra megafonla park halindeki araçlar için bangır bangır çağrı yapmaya başladılar. Acele çekin aracınızı yoksa çekilecek diye.

    Avrupa'ya hiç gitmedim ama eminim orda pek çok ülkede bu tür yol yapımı veya benzeri işler yapılmadan günler öncesinden hangi günlerde çalışma yapılacağı sokak sakinlerine duyruluyordur. Bugün hafta içi, adam belki aracını bıraktı evinin önüne işe gitti. Siz insanlara önceden bildirmiyorsunuz ki şu tarihler arası çalışma var diye. Bir de gelmişler araçları çekiyorlar. Gel de sinirlenme.

    Ama millet olarak da hakediyoruz aslında (buna ben de dahilim) Aracımız çekildiğinde en fazla gidip otoparkta görevliye biraz bağırıp çağırıyoruz sonra paşa paşa cezamızı ödeyip geliyoruz. Aslında kitleler halinde hukuk çerçevesinde hak savunmayı bilsek durum böyle olmaz ama herkes çok yoğun, herkesin çok önemli işleri var, kimse mahkemelerle uğraşmak istemiyor falan filan...




  • aslında bu park konusunada epey deyinmek lazım hiç bir kanunda sokak yol cadde kaldırım bir şahsın olamaz imkanı yok bunun o yol devletindir kamuya açıktır.ama nasıl açık yani işgal edemezsin ama bizde bu mantıkta yanlış herkes evinin dükkanının önünü istediği gibi parselliyor arabasını çekio tente çekio tellerle çevirio bakkallar damacanaları colaları kasaları sıralıyo ama bunların hepsi aslında yasak bir evin otoparkı olmalı yoksa aracını otoparka koymalı yada bahcen varsa bahceye cekersin(benimde otoparkım yok kapının önüne koyuyorum :D ) yada ücretini ödeyip otoparka bırakırsın bu avrupada böle ama gel bide türkiyeyi gör her yer işgal edilmiş durumda:D kaldırımdan yola inmeden yürüyebilen kaç kişi var? hadi yola indin park etmiş arabalardan ordada yürüyebilen kaç kişi var?istanbul için durum bu diğer şehirlerin sokak aralarını bilmiyorum ama istanbulun sokak araları bile muaazzam şekilde arabalar tarafından parsellenmiş durumda

    kapısının önüne başkası araba park etti die türkiyede kaç kişi öldürüldü nedense insanlar sahipleniyor ama kapının önündeki yol senin değildir kamuya açıktır kamunundur devletin belediyenindir işletmesinide devlet belediye yapar kamu faydalanır.


    bazen yola inicem die o park eden arabaların tamponuna sürtüp çamur içinde kalıorum okadarda sıkışık park erdiolar bazen aklımdan geçmio değil şu parklanmayı park alanları dışında tamamen yasaklasalar die:D


    ya nekadar ters şey var bu türkiyede insan düşündükçe çıldırası geliyor:D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi garcia1905 -- 26 Ekim 2010; 1:16:07 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: civcivx

    1. Türk insanı genel anlamda saygısızdır. Çevrenizde günlük bir gözlem yapın, farketmeniz çok kolaydır. (Ben saygılıyım diyen kendini istisnalar statüsüne koyabilir.) Hiçbir yerde göstermediği saygıyı trafikte göstermesini beklemek anlamsız olur.

    2. Tek çözüm cezadır. Cezayı 1 yer, 2 yer, 3. sünde illalah eder ve bir daha bak bakalım en ufak bir hata yapıyor mu. Türk insanını caydırmak için laf, söz, broşür, görüntü vb. faydasızdır. Cebinden devlet gücü ile parasını aldın mı uslanır sadece. Ankara'da Mobese devreye girdi. Umarım çatır çatır cezalar kesiliyordur şimdi. Darısı önce İstanbul'a, sonra tüm Türkiye'ye...

    Bir de tespit: Forumda ıvırı-zıvıra açılan başlıklar okunma ve yanıtlanma rekorları kırıyor ama böyle önemli bir konuya uğrayan bile neredeyse yok. Hangi araba daha hızlı, hangi modelin torku yüksek gibi konular kadar heyecanlı bulunmuyor demek ki...


    tamamına katılıyorum




  • kısa vadede
    sıkı denetim, tavizsiz ceza ve o cezaların asla affedilmemesi var.
    (karayollarında her 3 km e bi radarlı kamera koyun,
    çatır çatır ceza kesin,
    ve en önemlisi, o cezaları asssla affetmeyin, faizi çok olsun, ödemeyeni hapse atın hatta idam edin.
    vergi kaçıranlarıda idam edin.
    bakın bakalım aanında düzelmiyormu bu ülke.
    hep derim, sirkteki ayılar bile kurallara uyuyorken bizim insanımızın uymamasının tek nedeni var, ortada otorite yok.
    uzun vadede ise eğitim.
    bunların hiç birini yapamazsan, 3 tane çocuk yap, onları kendin gibi yetiştir(saygılı, görgülü,kurallar uyan...vs)
    o çocuklarda 3 er çocuk yapsın, onlarıda kurallara uygun olarak yetiştirsinler, böyle devam etsin.
    başkada yapacağınız bişi yok zaten.
  • keşke herkes bu bilince ulaşabilse. ben daha yeni ehliyet almıştım, hatta arabayı alalı 1 hafta olmuştu ve hatalı sollamamdan dolayı kaza yapmıştım. öncelikle ehliyetin bu kadar kolay verilmemesi lazım. insan o ehliyetin sorumluluğunu kaldırabilmeli, çünkü en ufak bir saçmalamanız insanların canına mal olabiliyor. top gearda izlemiştim, neden en iyi sürücüler hep finlandiyadan çıkar falan diye bir muhabbet vardı, meğer adamların ehliyet alması 3 sene sürüyormuş. ben artık arabaya her bindiğimde "oğlum saçma sapan hareketler yapma sakin sür" diye kendime telkinde bulunuyorum. bir şekilde, trafikte sorumsuzca araba kullanan adamların ehliyetini almak lazım. hani makas yapan, soldan yardırıp sağdaki çıkışa giren veya 120yle giderken tamponuna dayanıp selektör yapanlardan bahsediyorum.
  • araba alalı yaklaşık 1 yıl oldu. Normalde çok sakin bir insanım hayatta kimseye bağırmam çağırmam efendiyim diyebilirim ya da ben öyle olduğunu düşünüyordum taa ki geçen ay ablam bize gelene kadar.
    Aldım gezmeye götürdüm onları AVM otoparkında araçtan indik ablam "ne olmuş sana böyle" dedi. Ne oldu diye sordum keşke trafikteki halini bir görseydin dedi yaptıklarımı bir bir saydı yüzüme. Çok haklıydı aslında. Normal zamanda babama saygıda kusur etmeyen ben araca binince ona bile bağırmışım farkında olmadan.
    bu olaydan sonra birkaçgün kendimi izledim aracın içinde. Gerçekten çok kolay sinirleniyorum, bağırıp çağırıyorum. Daha sonra nedenleri inceledim neden böyle olduğumu sorguladım. Sebep tamamen trafik çevre. Sen ne görüyorsan onu uyguluyorsun, etrafındaki sürücü sana bir bağırıyor iki bağırıyor üçüncüde bir bakmışsın sende ona karşılık veriyorsun.

    O zamandan sonra söz verdim kendime saygı herşeyden önce gelmeli bırak kırsın önüne çalsın korna sen cevap verme belki insanlığından utanır oda benim gibi kendini sorgular bir ihtimal daha düşünceli saygılı, sabırlı olur

    hepimize trafikte hoşgörülü yolculuklar diliyorum




  • Almanya'da yaşayan bir vatandaş anlattı.

    Birgün araba ile giderken farkında olmadan kırmızı ışıkta geçmiş. Kameralar bunu tesbit etmiş. Bizde olsa adresinize bir fotoğraf ile ceza makbuzu gelir. orada öyle olmamış. Kapısına 2 adet görevli gelmiş. önce cezayı tahsil etmişler. Sonra adamı 6 aylık bir rehabilitasyona, eğitime tabi tutmuşlar. başta kırmızı ışıkta geçme konusu olmak üzere kurallardan ve kurallara uyulmasının öneminden, uyulmazsa toplumda ne gibi bozulmalar olacağından bahsetmişler. İş bu kadarla kalmamış. 6 ay sonra adamı tekrar trafiğe çıkarmışlar. Yanına bir tane trafik kontrolörü vermişler. 2 hafta boyunca o kontrolörle trafikte dolaşmışlar. Ne zaman bir kırmızı ışığa rastlasalar kontrolör bizim gurbetçiye şu sözü tekrarlatıyormuş.

    Kırmızı ışıkta geçmek suçtur. Ben kurallara uyan biriyim. Kırmızı ışıkta geçmeyeceğim.

    Gurbetçi diyor ki: Adam 2 hafta boyunca beni böyle aşağıladı. Şimdi ister Almanya'da olsun, ister Türkiye'de olsun ne zaman bir kırmızı ışığa denk gelsem bu kelimeler ve bu aşağılanmalar aklıma gelir ve asla kırmızı ışıkta geçmem

    diyor.

    Bize de böyle bir şey lazım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: civcivx

    1. Türk insanı genel anlamda saygısızdır. Çevrenizde günlük bir gözlem yapın, farketmeniz çok kolaydır. (Ben saygılıyım diyen kendini istisnalar statüsüne koyabilir.) Hiçbir yerde göstermediği saygıyı trafikte göstermesini beklemek anlamsız olur.

    2. Tek çözüm cezadır. Cezayı 1 yer, 2 yer, 3. sünde illalah eder ve bir daha bak bakalım en ufak bir hata yapıyor mu. Türk insanını caydırmak için laf, söz, broşür, görüntü vb. faydasızdır. Cebinden devlet gücü ile parasını aldın mı uslanır sadece. Ankara'da Mobese devreye girdi. Umarım çatır çatır cezalar kesiliyordur şimdi. Darısı önce İstanbul'a, sonra tüm Türkiye'ye...

    Bir de tespit: Forumda ıvırı-zıvıra açılan başlıklar okunma ve yanıtlanma rekorları kırıyor ama böyle önemli bir konuya uğrayan bile neredeyse yok. Hangi araba daha hızlı, hangi modelin torku yüksek gibi konular kadar heyecanlı bulunmuyor demek ki...


    yazılan cezalar sonra forumda konu başlığı olarak açılıyor...

    bir tek anamıza bacımıza küfredilmediği kalıyor




  • ben de şunu yazayım,


    benim de şikayetçi olduğum konu da ticari araç sürücüleri.. özellikle ticari bir aracın önünde seyrediyorsanız vay halinize.. adam azrail gibi geliyor canını alacak gibi tamponuna giriyor ve selektör yapıyor.. adam önemli bir kişi sonuçta.. altında da turbo dizel bir araç bizim gibiler ile dalga geçmek için.. canımızı hiç saymak için.. ne de olsa patronun arabasıdır ya da şirketin.. ve her şekilde hor kullanılması vaciptir.. hiçbir kurala uymaz.. ne takip mesafesi ne kırmızı ışık, makasa da girer herşeyi yapar.. size tavsiyem böyle bir araç gördünüz mü verin yol gitsin.. başına ne gelecekse size zarar vermesin... bu tarz sürücüler İstanbul ve diğer büyük şehirlerde bol miktarda var.. açıkçası ben bu ticari araçların bu kadar güçlü olmasına ve direksiyonuna da hasbel kadar 20 lik bir yeni yetmenin geçmesine karşıyım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: meteg



    ben de şunu yazayım,


    benim de şikayetçi olduğum konu da ticari araç sürücüleri.. özellikle ticari bir aracın önünde seyrediyorsanız vay halinize.. adam azrail gibi geliyor canını alacak gibi tamponuna giriyor ve selektör yapıyor.. adam önemli bir kişi sonuçta.. altında da turbo dizel bir araç bizim gibiler ile dalga geçmek için.. canımızı hiç saymak için.. ne de olsa patronun arabasıdır ya da şirketin.. ve her şekilde hor kullanılması vaciptir.. hiçbir kurala uymaz.. ne takip mesafesi ne kırmızı ışık, makasa da girer herşeyi yapar.. size tavsiyem böyle bir araç gördünüz mü verin yol gitsin.. başına ne gelecekse size zarar vermesin... bu tarz sürücüler İstanbul ve diğer büyük şehirlerde bol miktarda var.. açıkçası ben bu ticari araçların bu kadar güçlü olmasına ve direksiyonuna da hasbel kadar 20 lik bir yeni yetmenin geçmesine karşıyım..





    Bir zamanlar ekmek arabası olarak kullanılan Dodge 250'ler vardı. Benzinli otomobil araba gibi seriydi. Her nedense bu arabalara hep manyak şoförler denk gelirdi. kaç kere haberlerde gördük. gazetelerde, internette okuduk. Sokak aralarında kaç kere çocukların ölmesine, sakat kalmasına sebep oldular bu Dodge 250 sürücüleri. Minibüs ve dolmuş sürücülerine rahmet okuturlardı. Şimdi kalmadı o arabalar ve manyak sürücüleri. Bir anda kayboldu.




  • bence bu araçların amacına uygun kullanılması ve sürücülerinin kuralları süistimal etmemeleri ve de trafikteki insanların hayatını tehlikeye atmamaları için bunların hızları kısıtlanmalı.. şehiriçinde 80 km yi geçmemeli.. kaza yapanların çoğu aşırı hız nedeniyle kaza yapıyor..
  • Bir laf vardır öyle bir ceza kesiceksinki gerektiğinde bile bile hata yapana bi daha g.tünü doğrultamiyacak.

    civcivx arkaşında dediği gibi bizim ülkede çoğu kişiye laf anlatmaya yetmiyor broşür,reklam vs.

    Genç olmama rağmen kendimi hep tutuyorum sırf kurallara uymak için sakinlik en güzelidir diyorum içten içe adam gibi aracımı kullanıyorum keyifle evime gidiyorum.
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.