Şimdi Ara

Müslüman olanlara soruyorum; eğer alaskada doğup büyüseydiniz islamı tercih edermiydiniz? (15. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
414
Cevap
3
Favori
17.542
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
147 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1314151617
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kisma

    Etmezdim

    Yahudi misin? Yahudi isen Peygamberlerini katleden bir kavimden ne hayir gelecek. Yaptıklarınızla boğulursunuz insallah.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ederdim... milyon kere gelsem dünyaya yine İslam'ı kabul ederim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Allah herkese irade verip doğru ile yanlışı seçmesine izin veriyor zaten seni hayvanlardan ayıran en büyük özelliğinde bu. Gerçekten akıl sahibi bir insan araştırarak doğruyu bulabilir . Kainat bir kitap . O kitabı okuyabilmek için sadece akıl gözünüzü açıp bakmanız gerekiyor . Kainatın her zerresinde Allahın ilminin ve sıfatlarının bir yansıması var ve bu denge düzenin bir idare edeni ve devam ettireni var . Havada ki azot ve oksijen miktarı oranları bizlerin ve canlıların ihtiyacına göre düzenlenmiş. Ve oranlarda bir kayma olmadan sürekli devam ediyor peki bu düzeni kim idare ediyor? Sadece kısa bir örnek çok daha detaylandırılabilir . Ve Kur'an zaten sorularının cevabını veriyor . Kısaca akıl ve mantık sahibi doğru yolu bulabilir .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bar0n. kullanıcısına yanıt

    Evrim olmasaydı dediklerin bir nebze mantikli olabilirdi.


    Dünyadaki azot ve oksijen sana göre değil sen evrim yoluyla azot ve oksijene göre gelisiyorsun.


    Bide o azot ve oksijen oranı değişiyor uzun vadede.


    Söylediğin şey dünya güneş etrafinda değil güneş ve evrendeki tüm gezegenler dünyanın etrafında dönüyor gibi birşey...




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 31 Ekim 2020; 13:34:24 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Sana verilen tek gözün bile şu andaki en kral telefon kamerasından ve muhtemelen fotoğraf makinalarından misli misli fazla yaklaşık 576 mega piksele sahipken, bir yaratan olmadigini ve onu göremediğini va sana birşey verilmediğini söylüyorsun. Hayatı, yasami, mevsimleri, biraz düşün derim.


    Bir adam 49 yıl mağarada evde yazmış gibi ben de yazarım diyorsun. Ama düşünmüyorsun ki Kur'an-ı Kerim'de bir benzerini yazın anlamında meydan okuma var hadi buyur elinden tutan yok.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hristiyan olarak devam ederdim büyük ihtimal

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • miskiab M kullanıcısına yanıt

    Gözün evrimini arastirmani öneririm. Göz verilen değil daha ilkel organların gelişmesiyle zaman içerisinde olusmustur.


    Burada hemen söyleyeyim indirgenemez kompleksli adı altında bir yerlerden bulduğun bir yazıyı yapistiracaksan bunu ortaya atan bilim adaminin 1996 yılında bu iddianın curutuldugunu kabul ettiği ve teorisini geri çektiğini de bilmen gerekli.


    Kısaca biz bugün gözün nasıl oluştuğunu aşağı yukarı biliyoruz. Verilmediğini ve her zaman bugünkü gibi olmadığını ve yarın da değişeceğini biliyoruz. Yani bilmeyen insanı dediğin size inandirabilirsin fakat nasıl oluştuğunu bilen insanı nasıl inandiracaksin ?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Dediklerinizi anlıyorum fakat olay şu: Din'e inanmak zaten gaibe inanmaktır. Yani görülmeyen fakat inanılan bir şeydir. Görmediğim hiç bir şeye inanmam gibi bir sözcük falanca yerde falanca kimse falanca iş yapmış ama ben görmedim inanmıyorum demekle aynıdır. Siz ben gerizekalı değilim görmediğim bir şeyi neden var diyeyim diyorsunuz. Buradaki ince ayrım şu bu kavram din ve inanış kavramı bilimle kanıtlanacak bir şey değildir. Dolayısıyla buna inanmak ve inanmamak sizin tercihinizdedir. Burdaki asıl olay insanın bunu akıl edip olayları kavramları evreni yaşamı yaşam amacını birbiriyle bağdaştırmanız aklınız ile farkına varabilmeniz beklenilmekte. Zaten aklı dengesi olmayanların da buna tabi tutulmadığını belirtmeme gerek yok sanırım. O yüzden sürekli akledin düşünün gibi ikazlar vardır.


    Ayrıca bir adam diye bahsettiğiniz ve onun yazmış olabileceği olayı yanlıştır. Kur'an daki gibi bir nizamla yazılamayacağını zaten farketmeniz ve araştırıp anlamanız gerekir. Zaten Kur'anda da "Eğer kulumuz (Muhammed)a(sav) indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz."

     "Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının." ayetinde bu da belirtilmiştir.Şayet sizin dediğiniz gibi olsaydı Efendimiz de bir insandı biz de bir insanız. Sizden de böyle bir şey beklenebilirdi.


    Bu kadar nimeti Allah mı yarattı sorusu da aslında gene baştaki konuya bağlanıyor. İnsan olarak acizliğinizin farkına varmanız gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Küçücük bir virüs yüzünden bile kıvrılan bir insanoğlu elbette yaradan karşısında ufacık bir gücü bile yoktur. Hidayete ermeniz dileğiyle.





  • Eğer Alaska’da doğup büyüseydim önce bi islamı araştırırdım. Musa’nın denizi ortadan ikiye ayırdığı kısma gelince kitabı kapatır bu ne saçma din aq der bulunduğum ortamı terkederdim.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Senin elementlerinden daha doğru belli ki.

  • generation z kullanıcısına yanıt

    Dine inanmak gaibe inanmaktır dediğiniz anda kişisel sorumlulukların büyük bölümünden bireyi zaten kurtarmış oluyorsunuz.


    Gaib bilinmeyen demektir. Bilinmeyen kanitsiz demektir. Dolayısıyla gaib kanitsiz ve temelsiz olan herhangi birşey demektir.


    Dolayısıyla Allah'a inanan da gaibe inanıyor, ineğe kutsal diyem de gaibe inanıyor, Feng sui'yr inanan , Zeus'a inananda gaibe inanıyor.


    Dolayısıyla bu insanların inançlarının derecesi arasında bir fark ve sorumluluk açısından hucbir ayrım yoktur.


    Kuran eski dönem Arap şiir geleneğine göre yazılmıştır. Şiirsel bir anlatımı olmasının nedeni sözsüz edebiyat geleneğinde insanların sözlerinin unutulmaması için böyle yapılması gerekliliğidir. Kur'an'a benzer bir metin yazılmasının nedeni yazılması değil yazarsaniz başınıza bir iş gelme, linç edilme, öldürülme korkusudur.


    Peygamberin yaşadığı dönemde ve öncesinde bulunduğu toprakta başka bir sürü peygamber adayı vardı. Hatta kendisi de bu diğer peygamber adayları ile mücadele etmiştir. Ayrıca Kuran'da yazanlar Kur'an'a has şeyler değil daha eski yahudi hikayelerine Arap mitolojisinden parçalar eklenmesidir.


    En basitinden Müslümanlık öncesi Arap mitolojisinde çin denen bir varlık vardır. Bu cin eski kutsal kabul ettiğiniz hiçbir kitapta yokken ne hikmetse bir anda Arap mitolojisindeki cini Kuran da görürüz. Fakat cin denen şey İncil'de Tevrat veya zeburda yoktur. Olduğu yer ise

    1 - Arap mitolojisi İslam öncesi.

    2 - Kuran dir.


    Kisacasi bunun gibi pekcok ayrıntı ve Kur'an'ın kendi içinde yaşadığı toplumun kültüründen pekcok öğe barindirdigini ve insan yazımı olduğunu kanıtlamak zor değildir.


    Fakat daha çok yeni olarak bir öğretmenin kafasının kesildiği başka kişilerin bogazlandigi bir ortamda bunları çıkıp anlatacak adamı kolay kolay bulamazsınız. Bu durum sadece bugün içinde geçerli değildir.


    İbni Rusd'un eserlerini okursanız ölüm korkusu nedeniyle düşüncelerini İslam'a uydurmak için ne kadar çaba sarfettiginin acı bir anlatımı ile karşılaşırsınız. Tüm hayatı öldürülme korkusu gölgesinde geçmiştir.


    Keza ünlü İslam bilgini sayılan pekcok kisininde benzer hatıraları ve İslam'a karşı şüpheci bir bakışı olduğunu fakat bunu sakladıklarını bilmeyen kitle bu kişilerle övünür .




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 31 Ekim 2020; 14:3:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Alaskaya kadar gitmene gerek yok. Istanbuldan Bulgar yada yunan siniri 250 KM , Ayvaliktan Midilli adasi 25km, 25 KM otede dogsan yada istanbulda yasadigini farz edelim 250km hadi biraz daha git Bukreste dogdugunu farz edelim (660km) orthadox hristiyan olarak dogardin ve islami arastirip bulmaya bir ihtiyac duymazdin. Cunku bedevi kulturunun ozenilcek hicbir yani yok.

  • İslam dini gönül dinidir zorlamayla baskıyla müslüman olunmaz kendilerini öyle bir baskı zorlama dayatma yapılıyorsa merak etmesinler zaten islam dininin ferdi değillerdir.


    lakin bunun olmadığını çok iyi bilmelerine rağmen sırf bu dine nefretlerini kinlerini kusmak için bu ve benzeri başlıkları açanlara tavsiyem bir virüslük nefesiniz var nefesinizi bir başka yerde harcayın




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi joven -- 31 Ekim 2020; 14:20:15 >
  • hocam haklısınız sağcı bir aile de dünyaya gelmiş iseniz size hep sağcı düşünceler dayatılır ve hep karşı tarafı kötüleyen diyaloglar olacağı için sizde ister istemez karşı düşünceyi kötü bişeymiş gibi görüp aileye ayak uydurucaksınız tabi gözünüzü açmazsanız


    tıpkı bir erkek çocuğunun babasına özenip babasının tuttuğu takımı tutup onun yolundan gitmesi gibi


    misal verelim teknolojinin olmadığı bir yerde dünyaya gelseniz ve pizzanın tadını almasanız pizza diye bişeyin varlığından haberiniz olmazsa canınız pizza çekmez


    dinlerde böyle bişey işte

  • gene klasik dh ateizm reklamı konusuna hoşgeldiniz

    sanki yeni bir şey bulmuş gibi aynı soruyu yüzyıllardır farklı şekillerde soruyorsunuz

    KURAN'da atanız firavn Hz. Musaya şu soruyu sormuştu


    bkz.

    https://sorularlaislamiyet.com/hazreti-musa-firavunun-diger-milletlerin-durumunun-ne-olacagi-seklindeki-bir-sorusuna-muhatap-0


    İlgili ayetlerin meali şöyledir:


    “Firavun: ‘Sizin Rabbiniz de kimmiş ey Mûsâ!’ dedi. ‘Rabbimiz,’ dedi, ‘her şeyi yaratan, sonra da onu yaratılış gayesine uygun yola koyan,Yüce Yaradandır (buna iyice inan)’ Firavun dedi ki: ‘Peki o zaman, önceki nesillerin durum ve âkıbeti ne olur?’ ‘Onların durumu, Rabbimin yanındaki bir kitaptadır. O, ne şaşırır, ne de unutur’ dedi. O’dur ki yeri size beşik yaptı. Orada sizin için yollar ve geçitler açtı. Gökten de size yağmur indirdi. İşte o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık.” (Taha, 20/49-53)


    İbn Kesir’e göre bu ayet hakkında yapılan en doğru yorum şudur: Hz. Musa, “kâinatı yaratan olan Allah’dır ki beni de peygamber olarak gönderdi” deyince, Firavun; “o zaman daha önce gelip de senin Rabbine ibadet etmeyen, putlara tapanların durumu nasıl olacak?” Yani “onlar yok olup gittiler, onlara cezanın verilmesi nasıl söz konusu olabilir?” dedi. Bunun üzerine Musa “Onların isimleri, yaptıkları, bütün durumları Rabbimin katında yazılıdır. O asla unutmaz ve de yanlış yapmaz” diyerek cevap verdi.(krş. İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri).


    Fahreddin Razî bu konuda birkaç yoruma yer vermiştir:


    a. Hz. Musa, Allah’ın varlığı yanında ahiretin varlığını da ispat etmeye çalışınca, Firavun; “eğer Allah’ın varlığı bu kadar açık ise, daha önceki insanların önemli bir kesimi neden inanmadılar” diye sordu, bununla Hz. Musa’yı susturmak istiyordu.


    b. Bu surenin “İnan ki, bize: ‘Dini yalan sayıp ondan yüz çeviren, mutlaka azaba uğrayacaktır!’ diye vahyedildi” Mealindeki 48. ayetinde ifade edildiği üzere, Hz. Musa (as) Firavun’u azapla tehdit edince, o da “daha önceki kavimler de bu dediklerini inkâr etmişlerdi ve hiç de azap görmemişlerdi; peki onların durumu nasıl olacak, buna ne cevap vereceksin?” dedi.


    c. Razî’nin desteklediği bu üçüncü görüşe göre, Hz. Musa (as)’ın davetine karşı çıkan Firavun: “Benden başka rab mi var? Sizin Rabbiniz de kimmiş ey Mûsâ!” diye sorunca, Hz. Musa, “Rabbimiz,” dedi, “her şeyi yaratan, sonra da onu yaratılış gayesine uygun yola koyan Yüce Yaradandır” diyerek çok kuvvetli bir delil ortaya koyunca, Firavun daha fazla delil getirip de açıkça üstün konuma girmemesi, halkın da buna bakarak ona uymaması için Hz. Musa’nın sözünü kesti ve onu hikâyelerle meşgul etmek adına “Peki o zaman, önceki nesillerin durum ve âkıbeti ne olur?” diyerek böyle bir soruyu ortaya koydu. Ancak Hz. Musa (as), bu tuzağa düşmedi, hikayelerle meşgul olmak yerine, Allah’ın varlığı konusunda ortaya koyduğu deliller muvacehesinde, âdeta kaldığı yerden konuşmaya devam etti ve “Onların durumu, Rabbimin yanındaki bir kitaptadır. O, ne şaşırır, ne de unutur” dedi ve ekledi “Rabbim O’dur ki yeri size beşik yaptı. Orada sizin için yollar ve geçitler açtı. Gökten de size yağmur indirdi. İşte o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık." (krş. Razî ilgili yer)

    Selam ve dua ile...

    Sorularla İslamiyet




    başka ülkede doğman senin aklını kullanmana engel değil ALLAH ın varlığını düşünmene engel değil biri gelip de senin kalbine kilit mi vuruyor başka ülkede doğunca?

    anne babasının çocuğu kendi dinine çevirme durumu var

    ALLAH tan başkasına ibadet etmeye seni zorlarsa itaat etmemen KURANda emrediliyor

    akıl fikir vermiş ALLAH sana elinle put yapıp da onun karşısında türlü şekillerde tapınmaya ihtiyacın yok

    halk kendi kendini yönetiyor güya ama 100 lerce yıl önce ölmüş birinin fikirlerini uygulamak zorunda değilsin onu körü körüne kabul etmek zorunda değilsin ama bayram diye kutlatılmaya çalışıldı yıllarca bunlar insanlara.


    keyif ve zevke gelince en alasını düşünüyorsun değil mi

    büyük ekran tv ler son model arabalar katlar yatlar

    ALLAH ı neden düşünüp de tek bir ilah olduğunu akıl etmiyorsun

    bak kainattaki düzen muhteşem

    ALLAH o kadar güç ve kuvvet sahibi ki sana akıl vermiş seni yaratmış ve sana bir ömür vermiş gelip geçici bir hayat vermiş

    neden yaratmış ve neden ölüyorsun

    neden zamanın kısıtlı?

    eee boyun eğmekten başka çaren yok

    hadi sözünüzde haklıysanız ölümü kendinizden çevirin de ölümsüz olun

    ALLAH ölümü yaratmış hadi siz ölmemeye çalışın eğer gücünüz yeterse

    güya uzaya gittiler ee naptınız gittiyseniz

    ALLAH ın arzının gücünün sınırlarının dışına mı çıktınız?

    hayır



    çıktık diye milleti kandırdılar

    yemin bile edemediler çıktıklarına bazıları youtube da videoları var


    uzun lafın kısası ALLAH var ve birdir

    başka ilahlar olsaydı kainatta düzen bozulurdu

    hristiyanlar gibi ALLAH 3 demek insana yarar sağlamaz

    akla ve mantığı aykırıdır

    ineğe tapmak da ne iştir kes ye mis gibi





  • Tabikide İslami seçerdim. Tartışmaya kapalı bu konu. Ayrıca Alaska gözünüzde büyütmeyin derim size. Herşey YouTube de izlediğiniz gibi ütopya değil oralarda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: miskiab

    Sana verilen tek gözün bile şu andaki en kral telefon kamerasından ve muhtemelen fotoğraf makinalarından misli misli fazla yaklaşık 576 mega piksele sahipken, bir yaratan olmadigini ve onu göremediğini va sana birşey verilmediğini söylüyorsun. Hayatı, yasami, mevsimleri, biraz düşün derim.


    Bir adam 49 yıl mağarada evde yazmış gibi ben de yazarım diyorsun. Ama düşünmüyorsun ki Kur'an-ı Kerim'de bir benzerini yazın anlamında meydan okuma var hadi buyur elinden tutan yok.

    Gel de bunu göz sorunu olanlara anlat.

    Tanrınız defolu üretim mı yapmış?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Hocam size uzunca bir cevap yazacağım .


    Allah'a iman edip nasıl tanıyabilirdik ? Bu nasıl mümkün olurdu özetle İcraatıyla tanıyabilirdik . Bize Allah'ı tanıtan üç külli tanıtıcı var. 

    1-Kur'anı Kerim . Kur'an bize Allah'ı tanıtıyor.En büyük tanıtıcı Kur'an.  

    2- Peygamber Efendimiz. Bize Allah'ı tanıtıyor , Esmasıyla , Sıfatlarıyla anlatıyor . 

    3- Kainat kitabı . Yani gördüğünüz bütün mevcudat bize Rabbimizi tanıtıyor, anlatıyor , bildiriyor. Mesela Rabbimiz bize bildirdiği uzunca tefekkür ayetlerinden bahsediyor Ne diyor bize ; Düşünmez misiniz i akıl etmez misiniz .. Varlık alemlerinden örnekler gösteriyordu bize. Mesela Biz yeri yaydık , dağları direk diktik (kainatın içerisinde ki dünyanın sanki bir geminin direkleri gibi dengesi sarsılmasın diye), denizleri hizmetinize verdik ,bilirsiniz ki sizin için orada rızıklar vardır , inciler ve mercanlar vardır diyor . Niçin akıl sahiplerinin düşünmesi için bize tarif ediyor. Şimdi Bütün mahlukatta görülen ölçülü nizam ölçülü düzgünlükten bahsedelim. 


    Atıyorum sandelye örneği verelim. Sandalye ortalama bir insanın ölçülerine göre , standart olmayıp çok uzun olsaydı; ben o sandalyeden istifade edemezdim değil mi ? Ama hem benim istifade edebileceğim şekilde , hemde vucüduma uygun şekilde olduğu zaman ondan yararlanabiliyorum. Nedir bu bir ölçülü düzgünlüktür.. Yani birşeyin düzgün olması sadece kullanım için uygun olmuyor . Ölçülüde olması gerekiyor . Ben istifade ediyorsam sandalyenin bana göre uygun olması gerekiyor . Mesela elimizi örnek alalım . Her bir parmaklarımız birbirine uyumlu değil mi . Birinden biri çok uzun olsaydı bu bizim için ölçülü olmazdı . Yine kaşımız da , kirpiklerimizde , saçımızda sakalımızda yüzümüzde var . Peki ağaçlarda , gökyüzünde , suda toprakta herşeyde var mı ? Var. Bütün mahlukatta görülen ölçülü düzgünlük , mizanlı intizam ihitalı herşeyi kuşatmış bir ilme dedil olur . 


    Şimdi bir bina var ve bu binadan içeri giricez bu binayı yapan kişi hakkında fikir sahibi olucaz. desem ki bu binayı yapan bir kişinin hiç bir ilmi yoktur. Bunu diyebilir miyiz ? hayır o zaman yapılışında bir ilim var burada. Ozaman kainatta bir ilim var . Allahın subuti sıfatları İrade , İlim , Kudret , Görme , İşitme vs . Şimdi İlim sıfatı , kainatta ki tespiti Ölçülü düzgünlük. Hiç bir bilim adamının, ataistin , bataryalist kim olursa olsun inkar edemediği birşey var şu kainatta ; ölçülü düzgünlük.


    Peki soruyorum güneş panellerini yapan adam güneşi bilmiyor olabilir mi? Şemsiyeyi yapan adam yağmuru bilmiyor olabilir mi ? Radyoyu yapan adam frekansları bilmiyor olabilir mi ? 

    Peki bu kainatta ki bu ölçülü düzgünlük insan bilmeden yapılabilir mi ? :) İnsanı bilmiyorsun . ölçülü düzgünlük var kainatta . Kainatta kim yaşacak ? Peki önce kim yaratıldı kainat mi insan mi ? 

    Kainat önce yaratıldı ama insana uygun yaratıldı . Peki bu nasıl oluyor ? Kainatı kim yarattıysa daha insanı yaratmadan , insan yok insan için hazırlanıyor . Havası,yemesi, içmesi , suyu herşeyi ölçülü düzgünlük içerisinde kainatta olmayan bir varlık için kainat hazırlanıyor . Oksijen değerlerinden suya kadar . Toprağın verimliliğinden , güneş ışınlarına kadar herşey ölçülü düzgün bir halde hazırlanıyor . Ne demiştik şemsiyeyi yapan yağmuru bilmiyor olabilir mi ? O zaman diyeceğiz ki ya bu kainat insanı tanıyor biliyor dikkat edelim insanın herşeyini bilmesi gerekiyor midesini , mide asitlerini , dişlerini , dişlerinin sağlamlık oranlarını , ciğerlerini , ciğerlerinin hava ile uyumunu , beynini , cevizi , kulağı , sesi , kalsiyumu kemiği herşeyi bilmesi gerekiyor . İnsana ait ne kadar bilgi varsa bu kainatın o bilgiye sahip olması lazım ki insanın yaşayacağı hayatını devam ettirebileceği şu kainatı hazırlayabilmesi için .. Mümkün mü? 


    Dünyanın en akıllı varlığı insan hala kendini çözemiyor .Göz nedir? Dna nedir ? Daha bunu çözememiş insan kendi kendini yapıyor olabilir mi ? Peki bu kainatı kendisi için hazırlamış olabilir mi ? Kainatın kendisi de insan içi hazırlık yapamayacağına göre .. Dikkat edelim öyleyse insanı bilen , tanıyan , ihtiyaçlarını farkında olan ve her insana göre bir hayat .. kaderle taktir eden birisi var ki ölçülü düzgün olarak bütün bu kainatı daha insanı yaratmadan önce hazırlamış .. 

    Yani şöyle geniş bir perspektiften bakalım . Ben neden Allaha inanıyorum? Neden Allahı kabul ediyorum ? Neden bir tek Allah var diyorum ? Çünkü kainatta ki bütün varlıklar bana hizmet ediyor ve benim istifadem için şu kainatta yerlerini almışlar ..

    Düşünüyorum ya bu kainat beni tanıyor ve bana hizmet ediyor , benim bütün hücrelerimden , vucüdumun organlarını hislerine kadar herşeyini biliyor ve bildiği için bana bu kainat emrime verilmiş . Mümkün mü ? yada bu kainatı ben emrime göre hazırlamışım sonra gelip kainata oturmuşum .. Mümkün değil dimi ? Neden ? Çünkü insanın aciz ve kudreti olmadığı çok aşikar şekilde ortadadır .. 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bar0n. -- 31 Ekim 2020; 14:51:20 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1314151617
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.