Müslüman olanlara soruyorum; eğer alaskada doğup büyüseydiniz islamı tercih edermiydiniz? (21. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: FarklıAkıl

Yapılan bilimsel araştırmalarda ne bu hikayede adı geçen Firavun'a ne de burada anlatılan olaylara dair somut kanıt bulunamıyor bilim dünyasında. Yani bu olayın gerçekliğini bilemiyoruz sadece hikaye statüsünde şu an için.

Bırakın cesedini adını dahi bulabilmiş değiliz Mısır kayıtlarında.

quote:

Orijinalden alıntı: FarklıAkıl

Dostum senin ayet dediğin şey teknik olarak bir adamın kendisini mağaraya veya odasına kapatıp birkaç saat sonra bana gaipten şunu şunu dediler tarzı açıklamalarıdır. Yani biz bir şeyin doğruluna karar verebilmek için kanıtlara ihtiyaç duyarız, eğer bu hikaye doğruysa ve bu kadar büyük çaplı bir olay yaşandıysa elbet tarihi kayıtlarda bunun izlerini görebilmemiz gerekir sonuçta o zaman Mısır devleti öyle ilkel , kayıt tutulmayan rezil bir kabile devleti değil fakat sorun şu ki biz bu olaya dair somut kanıt veya belgelere rastlayamıyoruz buda bu olayı kesin olmuştur dememiz önündeki en büyük engel.

quote:

Orijinalden alıntı: ali_ihsan21

Mesajının sadece ilk cümlesini okudum, sen kendi içindeki çürüklere bak bırak başkasını.

Karikatür çizdi diye birilerinin öldürülmesini makul görüyorsan kendi zihniyetini temzilemekten başla işe.

quote:

Orijinalden alıntı: Nevfel

Kuran'ı Kerim de neden o zaman Allah sürekli insanları aklınız yok mu, düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz gibi ifadelerle uyarıyor?

İslam akıl, mantık ve bilime uygun bir dindir. Semavi diğer dinler ise tahrif edilmiştir. Semavi olmayan insan uydurması saçma sapan yunan, mısır veya hint mitolojisi dinlerin zaten bilimle vs ile hiçbir alakası yoktur olamaz. Onları değerlendirme dışı tutalım.

Allah'a inanmayan sizin gibiler aslında atomlar adedince ilaha inanıyorsunuz, kabul etmek zorundasınız. Nasıl mı?

Mesela ortada yeni örülmüş bir duvar var. Şimdi bu duvarın ustasını hiç görmeyen bir insan geldi "bu duvar kendi kendine, bu duvarı oluşturan tuğlaların trilyonlarca atomunun bir araya gelmesi, tesadüfen yağışlı ve fırtınalı bir havada çimento ve kumu oluşturan atomlarında yine tesadüfen çimento ve kumu oluşturması ve tuğlalar ile tesadüfen muntazam bir şekilde bir araya gelmesi ile milyon senede oluşmuştur" dese, o sırada bir başkası da bu duvarı usta ördü dese, sence hangisi bilime uygun bir cevap vermiş olur?

İlk adam aklına sığışmadığı ve ustayı da duvar cinsinden aradığından ustayı inkar ederek trilyonlarca atoma ustalık kabiliyeti verdi ve akılsız bir işe imza attı.

İkinci adam duvarı gördü, muntazam ustalığı ve işciliği gördü. Bu duvarı yapan duvar cinsinden olamaz, duvarda onun maharetini ustalığını görüyorum ama ustayı görmesem de bu duvarı mutlaka bir usta yapmış diyerek bilimsel bir sonuca vardı.

İşte kainatı ve dünyamızı gören bir insan Allah yoktur diyerek kainattaki zerreler atomlar adedince ilah kabul etmek zorundadır ve bu da saçmalığın daniskasıdır. Diğer bir insan da kainata ve dünyamıza bakar ve müthiş sanat ve mahareti görür Allah'a iman eder akıllı bir iş yapar. Allah'ı kainat cinsinden aramaz. Duvarı yapanı duvar cinsinden, arabayı yapanı araba cinsinden, kitabı yazanı kitap cinsinden vs. aramak gibi saçma bir işle uğraşmaz.

Allah'a inanmamak imkan dahilinde değildir. Akıllı olan her insan Allah'a iman eder başka seçeneği olamaz. Ama bu zamanda insanlar türlü türlü safsata ile uyutuluyor maalesef.

quote:

Orijinalden alıntı: Choqo

Din yoksa bu nasıl oluyor? Bu videoya ve kanaldaki diğer videolara göz atın.

quote:

Orijinalden alıntı: Periah

Dine inanmak gaibe inanmaktır dediğiniz anda kişisel sorumlulukların büyük bölümünden bireyi zaten kurtarmış oluyorsunuz.

Gaib bilinmeyen demektir. Bilinmeyen kanitsiz demektir. Dolayısıyla gaib kanitsiz ve temelsiz olan herhangi birşey demektir.

Dolayısıyla Allah'a inanan da gaibe inanıyor, ineğe kutsal diyem de gaibe inanıyor, Feng sui'yr inanan , Zeus'a inananda gaibe inanıyor.

Dolayısıyla bu insanların inançlarının derecesi arasında bir fark ve sorumluluk açısından hucbir ayrım yoktur.

Kuran eski dönem Arap şiir geleneğine göre yazılmıştır. Şiirsel bir anlatımı olmasının nedeni sözsüz edebiyat geleneğinde insanların sözlerinin unutulmaması için böyle yapılması gerekliliğidir. Kur'an'a benzer bir metin yazılmasının nedeni yazılması değil yazarsaniz başınıza bir iş gelme, linç edilme, öldürülme korkusudur.

Peygamberin yaşadığı dönemde ve öncesinde bulunduğu toprakta başka bir sürü peygamber adayı vardı. Hatta kendisi de bu diğer peygamber adayları ile mücadele etmiştir. Ayrıca Kuran'da yazanlar Kur'an'a has şeyler değil daha eski yahudi hikayelerine Arap mitolojisinden parçalar eklenmesidir.

En basitinden Müslümanlık öncesi Arap mitolojisinde çin denen bir varlık vardır. Bu cin eski kutsal kabul ettiğiniz hiçbir kitapta yokken ne hikmetse bir anda Arap mitolojisindeki cini Kuran da görürüz. Fakat cin denen şey İncil'de Tevrat veya zeburda yoktur. Olduğu yer ise

1 - Arap mitolojisi İslam öncesi.

2 - Kuran dir.

Kisacasi bunun gibi pekcok ayrıntı ve Kur'an'ın kendi içinde yaşadığı toplumun kültüründen pekcok öğe barindirdigini ve insan yazımı olduğunu kanıtlamak zor değildir.

Fakat daha çok yeni olarak bir öğretmenin kafasının kesildiği başka kişilerin bogazlandigi bir ortamda bunları çıkıp anlatacak adamı kolay kolay bulamazsınız. Bu durum sadece bugün içinde geçerli değildir.

İbni Rusd'un eserlerini okursanız ölüm korkusu nedeniyle düşüncelerini İslam'a uydurmak için ne kadar çaba sarfettiginin acı bir anlatımı ile karşılaşırsınız. Tüm hayatı öldürülme korkusu gölgesinde geçmiştir.

Keza ünlü İslam bilgini sayılan pekcok kisininde benzer hatıraları ve İslam'a karşı şüpheci bir bakışı olduğunu fakat bunu sakladıklarını bilmeyen kitle bu kişilerle övünür .