İstanbul'da sahiller, plajlar, parklar ve piknik alanlarında alkol tüketmek yasaklandı (3. sayfa)

İçkinin komple yasaklandığı günleri göster allahım

Düzeltemediğini yasakla kafasıyla her seferinde geri gitmeyi başarıyoruz bir şekilde. Yeni bir karar değil ama bazı bölgelerde esnek tutuluyordu. İnsanları eğitmek, bilinçlendirmek yerine, adeta evcilleştirme yöntemleriyle tasma takıp kendilerince kötü saydıkları şeyleri yasaklamak 14. yüzyıl geleneklerinden bir tanesi. 52% gösterdi ki bu durumdan memnunlar ama geri kalan 48% bu tasmayı takmayacak kadar uyanık. Her şeyi sınırlayıp insanları tek düze bir yaşama zorlamak nasıl mantıklı geliyor aklım almıyor. O kadar alışmış ki tasmaya, komple yasaklansın falan diyor bir de. Sabır.

Teneke kola kutusuna, mataraya, termosa falan koyar yine içerler. Adamın ne içtiğine de gidip bakamazsın.

70'lerde serbestti. Beşiktaş'ın sahilindeki bütün kafeteryalar o zamanlar ailelerin haftasonları hava aldıkları yerlerdi. Bira, oralet, gazoz meyve suyu beraber satlırdı. İsteyen istediğini içer, kimse de birini rahatsız etmezdi. O yıllarda sokakta daha az gütürültü-patırtı hatırlıyorum.

Asıl problem artan nüfusa karşı parklar, bahçeler sahilllerin genişletilmemiş olması. Bu kadar yetrsiz, plansız ortak alanlarda insanların birbirleini rahatsız etmek için bir şey içmelerine de gerek yok. Sert içkilere sınırlama getirilebilir ama %5-10'luk içkileri bence abartıyorlar.

Uzun zamandır varmış ama uygulanmıyormuş, kimse farkında değil. Neden uygulanmıyor. Çünkü, dediğiniz gibi yasa doğru çıkarılmamış, toplumun geleneklerini, yaşam tarzı ve kültürünü dikkate almadan, teknik metin yazıyorlar sonra uygulayamıyorlar.

pek çok Batı ülkesinde de açık havada ve kamuya açık alanlarda içki tüketimi ile ilgili sınırlamalar vardır.

Mesela ABD’nin pek çok eyaletinde kamusal alanlarda alkol tüketimi yasaktır. Filmlerde bile görürsünüz, evsizler bile alkolü şişeyi kağıda sarararak tüketirler. Yasaktır.

İngiltere’de Londra’da genel olarak böyle bir yasak yoktur ama belediyeler bazı bölgelere yasak getirebilirler. Ancak orada da sokakta, başkalarını rahatsız edecek şekilde sarhoş olarak gezmek yasaktır. Gezerseniz hemen paketleyip götürürler.

Alkol tüketimi konusunda en rahat ülke olarak görülen Fransa’nın da başkentinde yani Paris’te kamusal alanlarda ve caddelerde içki içmek yasaktır. Caddelerde sadece içki ruhsatı olan kafelerde içki tüketebilirsiniz. Parklarda ise tamamen yasaktır. Şöyle Seine nehrine bakan bir banka oturup, iki kadeh şarap içeyim diyemezsiniz.

f.altaylı

"Bunlar Batı'da da var" diyenler ayrı komedi. Hani işin otoriteye başvurma safsatası kısmını geçtim, ne hikmetse bizdeki muhafazakarlar nefret ettikleri Batı'nın sadece işlerine gelen kısmına özeniyorlar. Batı'da halka açık alanda içki yasağı (ki varlığı bile şüpheli) alınıyor ama her köşe başında pub olması, alkolden kol gibi vergi alınmaması kısımları alınmıyor.

Doğrudur, batı ülkelerinde parklarla, sokakta içki içen insan pek görmezsiniz. İçenler de muhtemelen evdeki baskıdan dolayı sokakta içen keşler ya da evsizlerdir. O yüzden çoğu insan ya evinde ya da barlarda içer. Markette satılan bira 1 euro ise barda satılan biranın fiyatı maksimum 3'dür, hadi 4 olsun.

Yani o ülkelerde bizdeki gibi sırf zihniyeti uyuşmadığı için alkole ahlaksızca zam yapan hükümetler yok. Türkiye'de alkol üzerindeki vergileri indirin bakalım kaç kişi parklarda, orada burada içki içecek. Türkiye'deki uyuşturucu sorunu bile alkoldeki yüksek vergilerden kaynaklanıyor.

O yüzden işlerine gelince batıdan örnek veriyorlar ama icraatları bildiğin İŞİD - Taliban icraatı. Tipik islamist takiyyeciliği yani. İktidara gelirken güya kimsenin yemesine içmesine giyimine karışmayacaklardı. İstanbul barosu karşı dava açmış gerçi ama yeterli değil. Bu zihniyetle sadece hukuk zemininde mücadele edemezsiniz..yetmez

O kadar geriye gitmeye gerek yok;

90’ larda Caddebostan sahilde içip üzerine bir de sevişirdik.

Kaldırımdan geçenler dönüp bakmazdı bile “Bu araba neden zelzele olmuşcasına sallanıyor” diye…

Çok güzel.. İçkinin olduğu yer şeytanların dans pistidir.

Sahildeki çöplerin %80 i bira kutusu, şişesidir. Bir de kırılınca hayati sorun çıkarıyor. Omg kÖç ları kayalıkların arasını çöplük bellemişler. Şişeleri kafalarında kıracaksın. Milletin ayağını kesiyorlar.

Şu dincilerin insanların hayatına müdahale edip te sonra çıkıp OMO OVROPODO DO BOYLO demeleri ne kadar iğrenç bir ikiyüzlülük...

Madem öyle İstanbul sözleşmesini de kabul edin.Avrupanın yaptığı gibi.

Millet içki almasa maliye para bulamayacak hala neler diyorlar. Bir biranın içinde kaç para vergi var? Bunun vergisini alıp şu dindar geçinenlere bakanlık yardımı olarak dağıtınca, diyanetin bütçesine girip imamına maaş ödenirken sorun olmuyor tabi.

Aslında millet hiç almayacak o zaman görürüz devleti.