Şimdi Ara

++ insanın yaratılış serüveni

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
46
Cevap
0
Favori
2.809
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ÖNEMLİ NOT:

    Burada bir bebeğin oluşumu yaratılış bakış açısı ile irdelenmiş olup tarafımdan evrim - yaratılış tartışmasına çekilmemesi konusunda istirhamım vardır ...

    dileyen arkadaşlar Allah ın cc ne güzel yarattığını dileyenler de insanın ne güzel evrildiğini düşünebilirler ...

    Ama ayrıntılara dikkat etmenizi özellikle istiyorum ...

    Çok faydalı bir konu ne zamandır açmaya niyetliydim bu güne kısmetmiş ...

    Biraz uzun ama okunmaya değer



    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)
  • HEDEFE KİTLENMİŞ KUSURSUZ BİR ORDU

    300 milyon elemana sahip olan bu dev ordu erkeklerin bedeninde bulunur. Ordunun askerleri ise spermlerdir. Boyları milimetrenin yaklaşık %1'i kadar olan spermler hedeflerine, yani yumurta hücresine ulaşmak için oldukça uzun bir yol kat ederler.

    Birlikte yola çıkan 300 milyona yakın sperm hücresinden en dayanıklı olan 1000 tanesi yumurtaya ulaşmayı başaracaktır. Bunların içinden de tek bir tanesi yarışı kazanacak ve yumurtayı dölleyecektir. Spermler bu yarışa başlamadan önce ilk olarak erkek üreme organlarında uzun bir yolculuğa çıkarak olgunlaşma aşamalarından geçerler. Bu olgunlaşma safhalarında spermlerin pek çok yardımcısı vardır.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Spermlerin Oluşum Aşamaları

    Bir yumurtanın döllenmesi için her seferinde yaklaşık 200-300 milyon sperm hücresi hazır hale getirilir. Bu çok dikkat çekici bir orandır, ancak sayının bu kadar yüksek olmasının önemli bir nedeni vardır. İleride detaylı olarak ele alınacağı gibi anne bedenine giren spermlerin çok büyük bir bölümü yolda ölür. Yumurtaya ulaşabilenlerin sayısı ise oldukça azdır. Dolayısıyla sperm sayısının çok yüksek olması ile birlikte, yumurtanın döllenmesini engelleyebilecek riskler de ortadan kaldırılmıştır. Milyonlarca bireyli bir ordunun elemanı olan spermler erkeklerdeki testis adlı üreme organlarında üretilir.

    Ancak testislerde pek çok aşamadan geçerek üretilen spermlerin yaşayabilmeleri için bulundukları bölgenin serin olması gerekmektedir. İnsanın normal vücut ısısı 37°C'dir. Bu, spermler için öldürücü bir sıcaklıktır. Bu nedenle spermler vücudun içinde yaşayamazlar. Testislerin en büyük özelliği ise vücudun dışında olmasıdır. Allah erkek bedeninde yarattığı bu özel tasarım sayesinde, spermlerin oluşmasına en uygun ortamı hazırlamıştır.

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Erkek üreme organları olan testisler gerek konumları, gerek üretim kapasiteleri, gerekse içerdikleri sistemlerle birer tasarım harikasıdırlar.

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Spermlerin oluşumunu sağlayan, yukarıda detaylı yapısı görülen seminifer tübüllerdir. Sağda seminifer tübül kesitinin tarayıcı elektron mikroskobunda çekilmiş görüntüsü, solda ise ana sperm hücrelerinin farklılaşması ve spermleri oluşturan diğer yapılar görülüyor.

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Seminifer tübülde spermlerin gelişim aşamaları yukarıda görüldüğü gibidir. Sperm ana hücreleri (spermatogonium) seminifer tüpçüklerinin çeperlerinde yer alır. Bu hücreler bölünüp"spermatid" adı verilen hücrelere dönüşürler. Bu işlemlerin son aşamasında ise spermin kuyruk ve baş kısmı oluşur. Bütün bu kompleks işlemlerden sonra içinde o kişiye ait bütün bilgilerin saklandığı erkek üreme hücrelerinin gelişimi tamamlanmış olur.

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Prostat bezinden (üstte) salgılanan sıvı sperm oluşumunda son derece önemli bir yere sahiptir. Bu sıvı sayesinde kadın üreme organlarındaki asit karışımının spermler üzerindeki öldürücü etkisi ortadan kaldırılır. Erkek bedeninde üretilen bir sıvının, başka bir bedende üretilen bir sıvının olumsuz etkisini kaldırabilecek özelliklere sahip olması Allah'ın benzeri olmayan yaratışının delillerindendir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıda meni sıvısı içinde hareket halindeki spermler görülüyor. Meni, çeşitli bezlerden salgılanan sıvıların oluşturduğu bir karışımdır. Bilinenin aksine bu karmaşık sıvıyı oluşturan parçalardan yalnızca spermler dölleme özelliğine sahiptir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Spermlerin her bölümünün farklı görevleri vardır. Spermin kuyruğu olmasa hareket edemez, orta kısmındaki mitokondriler olmasa enerji üretemez, hareketsiz kalır. Spermin baş bölümündeki akrozom denen kısım olmasa, bazı enzimler eksik olacağı için sperm yumurta hücresini delip döllenmeyi gerçekleştiremez. Spermdeki mükemmel tasarım Allah'a aittir.

    YENİ BİR İNSANIN OLUŞUMU

    Üreme hücrelerinin üretimi kadınlarda, erkeklerde olduğu gibi sürekli değildir. Bu üretim belli dönemlerde gerçekleşir. Bu dönemleri tesbit etme görevi de hipofiz bezine aittir. Hipofiz bezi, belirli dönemlerde yumurtalıktaki ana yumurta hücrelerinin olgunlaşmasını sağlayacak bir hormon salgılar. Bu hormon etki edeceği yeri çok iyi bilir ve doğruca yumurtalığa giderek yumurta olgunlaştırma vaktinin geldiğini haber verir. Bunun üzerine yumurtalık hücreleri bu emri hemen anlar ve yumurtanın olgunlaşması için yumurtalığın içinde yoğun bir faaliyet başlatırlar.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yumurta Hücreleri Gelişmeye Başlıyor...

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Üstte rahmin iç yapısı görülüyor. Yumurtanın üretilmesi ve yolculuğunu tamamlaması için kadın bedeninde her türlü önlem alınmış ve özel bir sistem yaratılmıştır. Örneğin fallop tüpünün içinde bulunan milyarlarca hücre yumurtayı rahme ulaştırmakla görevlendirilmişlerdir. Yanda olgunlaşan yumurtanın içine atıldığı fallop tüpünün resmi görülüyor.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıda temsili resmi görülen ve büyüklüğü bir tuz taneciğinden küçük olan yumurta hücresi bir insanın oluşumundaki en önemli parçalardan biridir. Bu tek hücrenin oluşması için gerekli olan sistem dünya üzerinde şu anda yaşayan ve şimdiye kadar yaşamış olan bütün kadınlarda mevcuttur. Bu, Allah'ın kusursuz yaratışıdır.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Rahim ve yumurtalıktaki hormonal etkilerin özeti. Yumurtanın olgunlaşması kendi kendine gerçekleşen bir olay değildir. Yumurtanın gelişim evreleri beynin altındaki hipofiz bezinin salgıladığı hormonlarla yönlendirilir. Karmaşık ve birbirine bağlı işlemler sonucunda döllenmeye hazır, canlıyla ilgili bütün bilgileri taşıyan yumurta hücresi oluşur

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Yumurta hücreleri yumurtalıktaki folikül denilen yapıların içinde gelişir. Bu şemada tek bir yumurta hücresinin gelişim aşamaları ve folikülden çıkışı görülmektedir. Bu evrelerin tümü belli bir dönem boyunca, bütün kadınlarda sürekli tekrarlanır. Her ay yeni yumurta hücreleri oluşur, aynı hormonlar aynı dönemlerde tekrar tekrar salgılanır, kadın vücudu sanki döllenme olacakmış gibi hazırlanır. Ancak son aşamada spermin olmasına ya da olmamasına göre vücuttaki hazırlıkların yönü değişir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yumurtanın folikülden çıkmasıyla birlikte oluşan korpus luteum, progestoren ve östrojen hormonlarını salgılamaya başlar. Progesteron hormonu rahim duvarını uyarır. Bu hormonların etkisiyle rahim duvarında değişimler başlar. Bu değişimlerdeki amaç, döllenmeden sonra embriyonun yerleşmesi için uygun bir ortam hazırlamaktır. Bu işlemlerin tümü bütün kadınlarda aynı sırayla aynı mükemmellikte gerçekleşir. Bu işlemler de çok açık bir plan ve tasarımın ürünüdürler.

    DÖLLENME ÖNCESİNDE YAPILAN HAZIRLIKLAR

    Yumurta hücresi spermlerin kadın bedenine ulaştıkları yerden 20-25 cm uzaktadır. Bu uzaklık, spermlerin büyüklüğünün yaklaşık 3000 katıdır. Spermlerin, kendi boyutlarına oranla düşünüldüğünde oldukça uzun olan bu mesafeyi kat edebilmeleri için ciddi bir desteğe ihtiyaçları vardır.

    Nitekim spermle yumurtanın buluşması gerçekleşmeden önce hem kadın hem de erkek bedeninde birtakım hazırlıklar başlar. Bu hazırlıkların büyük çoğunluğu spermin anne bedenindeki yolculuğunda ona kolaylık sağlamak içindir. Örneğin rahmin içinde çeşitli kasılma ve dalgalanmalar meydana gelir. Rahim ve fallop tüpünde her zamankinden farklı yönde gerçekleşen bu hareketlilik spermin yumurtaya doğru gidişini kolaylaştıracaktır. Bu kasılmalardaki dikkat çekici olan nokta ise kasılmaya neden olan maddedir. Prostoglandin adındaki bu madde erkek bedeninden gelen spermlerle birlikte hareket eden sıvının (seminal kesecik sıvısının) içinde bulunur. Başka bir bedenden gelmesine rağmen bu madde, anne rahminin yapısını bilir ve onu etkileyerek beraberinde getirdiği spermin ilerlemesini kolaylaştırır.

    Döllenmenin gerçekleşmesi için rahimde meydana gelen değişiklikler bununla sınırlı kalmaz. Bu dönemde kanallar genişler. Östrojen hormonlarının etkisiyle mukus (rahim salgısı) artar. Mukus, içindeki sodyum klorürün çok zenginleşmesi gerektiğini bilirmişcesine kendisini hazırlar, elastikleşir ve saydam hale gelir. Bu değişimlerin sonucunda mukusta birbirleriyle paralel uzun aralıklı düz bir yapı ortaya çıkar. Mukusun bu yapısı spermin kuyruk hareketleriyle bu aralıklardan kolayca geçmesini sağlayacak bir şekle dönüşür.

    Bu dönüşümün -spermlerin rahat hareket etmesinin yanısıra- çok önemli bir etkisi daha vardır: Bu sayede kanallar sadece normal yapıdaki spermlerin geçmesine izin vererek depo ve filtre görevi de görmüş olur. Çünkü spermler bazen döllenme için şekil itibariyle uygun yapıya sahip olmazlar. Bu nedenle bu kanallarda elenirler.

     ++ insanın yaratılış serüveni


     ++ insanın yaratılış serüveni


    Spermler anne vücudundaki zorlu ve uzun yolculuğu atlatabilecekleri dayanıklı bir yapıya sahiptirler. Ancak yandaki resimde de görüldüğü gibi bozuk spermler de mevcuttur. Anne bedeninde bozuk spermlerin yol boyunca eleneceği ve sağlam olanların ayırt edilerek yumurtaya ulaşacağı bir tasarım vardır. Böylece yumurta daima sağlıklı spermle birleşir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


     ++ insanın yaratılış serüveni


     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yumurtalıktan bırakılan yumurta, olağanüstü bir zaman ayarlamasıyla fallop tüpü tarafından yakalanır. Fallop tüpündeki milyonlarca tüycük ve özel tasarlanmış folikül hücresi ortaklaşa çalışırlar. Tüycüklerin hareketi spermlerin yumurtaya ulaşmasında önemli rol oynar. Buradaki zamanlama önemlidir. Çünkü üreme hücrelerinin vücut içinde belli bir yaşama süreleri vardır. Bir süre sonra her iki hücre türü de öleceklerdir. Nitekim fallop tüpündeki işlemler de spermlerin ve yumurta hücresinin kısıtlı olan yaşama süresi içinde gerçekleşir. Burada üzerinde dikkatle durulması ve unutulmaması gereken çok önemli bir nokta vardır. Hücrelerin, hücrelerden oluşan et parçalarının ortaklaşa hareket etmesi, zaman ayarlaması yapması, düşünmesi, bilinçli hareket etmesi mümkün değildir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıdaki şematik anlatımda yumurta hücresinin oluşum aşamaları ve yumurtanın spermle karşılaşarak döllenme olayının gerçekleşmesi görülüyor.

     ++ insanın yaratılış serüveni
     ++ insanın yaratılış serüveni
     ++ insanın yaratılış serüveni


    Olgunlaşmış yumurtanın, yumurtalıktan dışarı bırakılmasına az bir zaman kala fallop tüpü isimli bir organ, bu yumurtayı yakalayabilmek için harekete geçer. Hassas dokunuşlarda yumurtalığın üzerinde yumurta hücresi bulmaya çalışır. (1-2) Çünkü olgunlaşmış yumurtanın döllenebilmesi için mutlaka fallop tüpünün içine girmesi gerekir. Sonunda fallop tüpü olgunlaşan yumurtayı bulur ve içine çeker. Artık yumurta hücresinin yolculuğu başlamıştır. (3) Yumurta döllenebilmek ve anne rahmine ulaşabilmek için fallop tüpü boyunca uzun bir yol kat etmek zorundadır. Nitekim fallop tüpünün içinde bulunan milyonlarca hücre yumurtayı rahme ulaştırmakla görevlendirilmiştir. Bu hücreler yüzeylerinde bulunan silya isimli tüycükleri aynı yöne doğru hareket ettirirler. Böylece adeta elden ele çok kıymetli bir yükü taşır gibi, yumurta hücresini gitmesi gereken yöne doğru ilerletirler. Yumurta, kendisi arayan spermlerle karşılaşır. (4) Spermlerden yalnızca bir tanesi yumurtaya girmeyi başaracaktır. (5) Döllenmiş yumurta fallop tüpündeki tüycüklerin yardımıyla anne rahmine doğru ilerler. (6)

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Büyük resimde spermler tarafından sarılmış bir yumurta hücresi, sağdaki resimlerde ise çeşitli sperm hücreleri görülmektedir. Sperm, yumurtanın yapısını birebir etkileyecek özelliklere sahiptir. Bu özelliklerden tek bir tanesi, örneğin yumurtanın bütün korunma mekanizmalarını delerek spermin içeri girmesini sağlayacak enzimlerin varlığı dahi başlı başına bir yaratılış delilidir.

     ++ insanın yaratılış serüveni

    Spermler yumurtaya ulaştıklarında içlerinden yalnızca bir tanesi yumurtanın koruyucu kabuğunu delmeyi başarır. (1) Spermin yumurtanın içine girmesiyle birlikte yumurtada çeşitli değişiklikler olur ve yumurta diğer spermlere kapanır. (2-3) Son aşamada spermin kuyruk kısmı koparak dışarıda kalır. (4) Döllenme gerçekleşmiştir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Sperm yumurtaya girdiği anda kuyruğunu atar. Yukarıdaki resimlerde yumurtanın içine girmeyi başaran bir spermin kuyruk bölümünün kopması aşama aşama görülmektedir. Bu işlem çok gereklidir. Çünkü yumurtanın içinde sürekli hareket etmekte olan kuyruk bir süre sonra ona zarar verecektir. Spermin kuyruğunu atması, uzaya gönderilen füze ve uzay mekiklerinin, atmosferden ayrılırken artık ihtiyaç duymayacakları yakıt tanklarını ve motorlarını bırakmalarına benzer. Spermin böyle birşeyi akletmesi, yumurtaya zarar vermeyecek en uygun zamanda kuyruğunu koparıp atması kuşkusuz son derece bilinçli bir harekettir.

    İLK HÜCRE ÇOĞALMAYA BAŞLIYOR

    Kendisi için hazırlanan bu güvenli yere doğru ilerleyen embriyo da günden güne bölünerek çoğalmaya devam eder. Her 30 saatte bir bölünme gerçekleşir. 2, 4, 8, 16 olarak bölünen hücreler bir süre sonra küçük bir hücreler kümesi oluşturarak, yakınlarında dolaşan başarılı olamamış sperm hücreleri ile birlikte fallop tüpünden rahme doğru yavaşça yol alır.

    Fallop tüpü kanalında olup bitenler ise, büyütülerek incelendiğinde ortaya çıkan görüntü sanki bir okyanus dibini seyretmek gibidir. Bu hücre kümesi (embriyo) yolculuğuna fallop tüpünde meydana gelen dalgalanmalar sayesinde devam edebilir.

    Spermi yumurtaya doğru iterek döllenmenin gerçekleşmesini sağlayan dalgalanma hareketi, bu kez yumurtayı rahme taşır. Fallop tüpündeki hücreler yüzeylerinde bulunan silya isimli tüycükleri aynı yöne doğru hareket ettirirler. Böylece adeta çok kıymetli bir yükü taşır gibi, yumurta hücresini gitmesi gereken yöne doğru taşırlar.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Çoğalan hücrelerin oluşturduğu kümenin dış görünümü bir et parçası şeklindedir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Fallop tüpünün yardımıyla rahme ulaşan hücre topluluğu (blastosit) rahim duvarına tutunur. Yuvarlak bir cisim görünümünde hiçbir kancası ya da tutunacak başka bir çıkıntısı vs. olmayan hücre topluluğunun rahme tutunmayı başarması bir yaratılış mucizesidir. Embriyonun bu işlemi başarmasını sağlayan, dış tabakasındaki hücrelerin (trofoblastlar) salgıladıkları enzimdir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    İçteki hücre topluluğu 9 ay boyunca kendisine hizmet edecek dış bölümden kendisini ayırır. Sadece ileride yeni gelişecek olan plasenta ve embriyo arasındaki bağlantıyı sağlayacak göbek kordonu olacak bölge kalır ve embriyoblast hücreleri yassı bir şekil oluşturarak "embriyonik disk" adını alır.

    Daha sonraki büyüme, bu diskin iki tarafında simetrik olarak meydana gelir. Bu işlemler insan vücudundaki ilk düzenlemelerin başlangıcıdır. Bu düz çizginin her iki tarafında ektoderm ve endoderm, ikisi arasında da mezoderm denen yeni hücreler oluşmaya başlar. Bu üç katmanın her biri ileride bebeğin vücudunun ayrı bölümlerinin oluşumunu sağlayacaktır.


    En dışta kalan hücre tabakası olan ektodermden, sinir dokusunun yanısıra, salgı yapan bez ve epitel doku gelişir. Bu dokulardan da beyin, omurilik, duyu organları ve göz mercekleri oluşacaktır. Ayrıca üst deri, ter bezleri, diş minesi, saç ve tırnakları da bu tabaka oluşturacaktır. Embriyonun en iç tabakası olan endoderm de, sindirim ve solunum sistemini oluşturan organları (karaciğer, akciğer, pankreas vs) ve ilgili bezlerin (tiroit, timüs vs.) gelişimini üstlenmiştir.

    Mezoderm olarak adlandırılan üçüncü tabaka ise bu iki tabakanın arasında oluşur. Bu tabakadan bağ, destek, kan ve yağ dokusu gelişir. Bu dokulardan da kıkırdaklar, kaslar, damarlar, iskelet ve dolaşım sistemi, iç organların iç yüzeyini çevreleyen epitel hücreler oluşmaya başlar. Vücuttaki bütün dokulara ait hücreler bu kök hücrelerden oluşacaktır.

     ++ insanın yaratılış serüveni

     ++ insanın yaratılış serüveni
     ++ insanın yaratılış serüveni


    İnsanın oluşum aşamaları bir mucizeler zinciridir. Hücreler bir düzen içinde birleşerek bedeni şekillendirirler. Elleri, gözleri, kulakları, kan damarları, bacakları, kalbi, beyni, sinir hücreleri inşa ederler. Her hücrenin DNA'sındai insan bedeninin bütün detaylarını anlatan milyarlarca bilgi bulunur.

    Ancak embriyodaki hücreler hangi organa ait olacaklarsa sadece o organa ait bilgiyi milyarlarcasının içinden bulur ve okurlar. Bu bilgiye göre hücreler organları, dokuları inşa ederler. Bir hücrenin DNA'daki bilgiyi çözebilmesi mutlaka üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. DNA'da bulunan bilgileri hücrenin çekirdeğine kim yazmıştır? Hücreleri, adeta bir insan gibi, bu bilgileri okuyarak hareket etmeleri için kim programlamıştır? Bu soruların tek bir cevabı vardır.


    O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mümin Suresi, 67-68)

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Annenin savunma hücreleri embriyoyu yok etmek için yaklaşırlar. (üstte) Ancak vücuttaki mükemmel tasarım sayesinde yumurtaya zarar veremezler.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Trofoblast hücreleri embriyoyu oluşturan diğer bütün hücrelerden ayrılarak, embriyonun anne karnındaki gelişimiyle ilgili tüm destek görevleri üstlenmiş bir hücre grubudur. Bu hücrelerin embriyo ve anne arasında kurdukları dengeler sayesinde embriyo, gelişimini güven içinde sürdürür. Örneğin annenin damarlarının embriyoya basınç yapmasını ya da annenin savunma sisteminin bebeğe zarar vermesini bu hücreler engeller.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıda rahmin duvarlarına gömülmüş durumdaki emriyo (blastosit) görülmektedir. Embriyo rahimde kan damarlarının yoğun olduğu bir bölgeyi bulur ve buraya tutunur. Toprağa atılan tohumların bir yandan filizlenip bir yandan da kök salmaları gibi embriyo da bir yandan büyümesini devam ettirir, bir yandan besin sağlayacağı dokunun derinliklerine doğru ilerleyerek kendisine yeni besin kanalları üretir. (Keith L. Moore, The Developing Human - Clinically Oriented Embryology, W. B. Saunders Company, 1983, Canada, s. 36) Bunları yapanlar embriyonun dışında bulunan trofoblast denilen özel hücrelerdir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


     ++ insanın yaratılış serüveni


    Bebek ve anne bedeni arasındaki bağlantıyı sağlayan göbek kordonunun içinden 3 ayrı hat geçer. Bu hatlardan biri embriyoya besin ve oksijen taşır. Bu sayede embriyo sıvı dolu bir ortamda yaşadığı ve ciğerleri suyla dolu olduğu halde boğulmaz, sindirim sistemi olmadığı ve yemek yiyemediği halde açlıktan ölmez. Diğer iki hat ise embriyonun ürettiği atıkları embriyodan uzaklaştırır. Görüldüğü gibi embriyo mükemmel bir tasarımla yaratılmıştır.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Embriyonun değişen ihtiyaçlarını hesaplayan ve bu ihtiyaçları eksiksiz olarak karşılayabilen yegane makine plasentadır. Plasentanın en dış tabakasında bulunan hücreler, annenin kan damarları ile embriyo arasında bir tür filtre oluştururlar. Örneğin besinlerin geçişine izin verirken savunma sistemi elemanlarının geçişine izin vermezler. Plasentayı oluşturan da hücrelerdir.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıdaki resimde rahim duvarına yapışmış bir şekilde duran embriyonun üç haftalık hali görülmektedir. Bir et parçasına benzeyen bu hücre yığını bölünmeye devam edecek ve zaman içinde dünyayı görmemizi sağlayan gözlerimizi, kokuları algılamamızı sağlayan burnumuzu, koşmamızı, yürümemizi sağlayan ayaklarımızı, ellerimizi oluşturacaktır. İç organlarımız da bu hücrelerden oluşacaktır.

    DAMAR SİSTEMİNİN OLUŞUMU

     ++ insanın yaratılış serüveni
     ++ insanın yaratılış serüveni
     ++ insanın yaratılış serüveni


    Birbirlerinden bağımsız bir şekilde duran bu hücreler aslında damar hücreleridir. (1-2) Sonra birden bu hücreler birbirlerine tutunmaya ve kendi aralarında bağlantılar kurmaya başlarlar. (3-4) Ve hücreler damarları oluştururlar. (5-6) Sonuçta damar hücreleri o kadar mükemmel bir boru sistemi inşa ederler ki, bu boru sistemi üzerinde herhangi bir çatlak ya da delik olmaz. Damarların iç yüzü adeta elle yapılmış gibi pürüzsüzdür. Damar hattının toplam uzunluğu 40.000 km'den fazladır. Bu uzunluk dünyanın çevresinin toplam uzunluğu kadardır.

    KALBİN OLUŞUMU

     ++ insanın yaratılış serüveni




    Kalbin oluşumu çok açık bir yaratılış mucizesidir. Çoğalmakta olan bazı hücreler birden kasılmaya ve gevşemeye başlarlar. Ardından bu hücrelerin yüzbinlercesi biraraya gelir ve kalbi oluştururlar. Bu kalp bir ömür boyu atmaya devam edecektir. Döllenmenin 23. gününde embriyonun kan damarları birbirleriyle birleşmeye başlar. 25. günde kalp tek bir odacık halinde belirir. 26 ve 27. günlerde ise odacıklar gelişmeye başlar. 33. günde artık karıncık ve kulakçıklar belirginleşmiştir ve 40. günde kalp artık iyice gelişmiştir. Yukarıda embriyonun kırmızı bir nokta halinde kalbi görülüyor.

    Gözün Mucizevi Yaratılışı

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Embriyoda gözün oluşumu özetle yukarıda görüldüğü gibidir. Ön beyinden dışarı doğru bir çıkıntı oluşur. Bu çukurun en dıştaki hücre tabakasına (ektoderme) değdikleri noktalarda burada içe doğru çöküntüler meydana gelir. Optik çukur denilen bu çöküntüler zamanla gözü oluşturur.

    Bebeğin Yaşam Suyu: "Amniyon Sıvısı"

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Yukarıda amniyon zarı içindeki embriyo görülüyor. Amniyon zarının içinde bulunan sıvı embriyoyu sarsıntılara ve darbelere karşı korur. Bundan başka embriyonun bağırsaklarının emilim için hazırlanması, böbreklerinin çalışmasına yardım etmek, embriyo için gerekli olan ısıyı sabit tutmak da amniyon sıvısının görevlerindendir. Amniyon sıvısının varlığı annenin sağlığı için de önem taşımaktadır. Bu sıvı sayesinde bebeğin rahme baskı yapması engellenmiş olmaktadır.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Amniyon sıvısı olmadan bir bebeğin anne karnında gelişmesi mümkün değildir. Nitekim amniyon sıvısının üretimi ilk insandan bu yana kusursuz bir şekilde gerçekleşmektedir.

    Hazırlıklar Tamamlanıyor

    Cenin giderek dış dünyaya hazır hale gelirken, organlar arasında olağanüstü bir işbölümü yapılır. Yapılacak işler ve gelişmeler dünyanın şartlarına göre belirlenmiştir. Anne karnında kullanılmayan gözler dünyadaki ışık şiddetine, kulaklar da dünyadaki seslerin özelliklerine göre inşa edilir. Aynı şekilde, mide ve diğer sindirim organları dünyadaki besin maddeleriyle uygun çalışabilecek bir fizyolojik sistemle donatılır. Sindirim sisteminde görev alan hücreler hiç tanımadıkları yiyecekleri analiz etmeye ayarlı bir şekilde programlıdır.

    Karbonhidratları, proteinleri, yağları analiz etme yeteneğinin yanısıra hangisinin hangi organ için gerekli olduğunu bilebilecek ve bu besinlerin vücudun diğer hücrelerine gönderilmesini sağlayacak bir programa sahiptirler. Cenin bu yönüyle planlı ve programlı bir şekilde dış dünyaya hazırlanmaktadır. Burada bir kez daha dikkat çekmek gerekir ki, yeni bir insanın bedenini oluşturan bu organlar ve hücreler, hiç görmedikleri, hiç duymadıkları, hiç şahit olmadıkları bir ortam için hazırlık yapmaktadırlar. Annenin bedeninden ayrıldıktan sonra kendilerini nasıl bir ortamın beklediğini bilir şekilde bir gelişim göstermektedirler.

     ++ insanın yaratılış serüveni


    Plasentanın görevlerinden biri de embriyoyu annenin savunma hücrelerinden korumaktır. Ancak bu koruma belli bir aya kadar devam eder. 9. aya gelindiğinde bu durum bir anda değişir ve annenin kanındaki antikorlar (savunma hücreleri) plasenta aracılığıyla cenine geçer. Çünkü dünyaya geldikten sonraki ilk 6 ay boyunca bebeğin bağışıklık hücreleri oluşmayacaktır. Bu ise bebek için ölüm demektir. Dolayısıyla plesantanın antikorların geçişine izin vermesi son derece önemlidir. Plesantayı oluşturan hücrelerin bu şuurlu hareketleri kendi kendilerine yapamayacakları her insan için açık gerçeklerdir.

    Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir... (Hac Suresi, 5)

    Dünya Hayatındaki İlk Besin: ANNE SÜTÜ



     ++ insanın yaratılış serüveni


    Anne bedenindeki her detay bebeğin ihtiyacına uygun olacak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin anne sütü bebeğin doğumuyla birlikte salgılanmaya başlar. Ancak hamilelik döneminde çeşitli hormonların denetiminde sütün oluşumu için gerekli bütün hazırlıklar yapılır. Anne sütünde bebeğin ihtiyacı olacak her türlü madde mevcuttur. Genel özellikleri düşünüldüğünde anne sütünün yerini hiçbir maddenin tutamadığı açıkça görülmektedir.

    Anne Sütü Bebeği Her Aşamada Korur


    Anne karnındaki korunmuş ve mikropsuz alandan çıkıp dünyaya gelen bebek, dış dünyada birçok mikropla savaşmak zorundadır. Anne sütünün en önemli özelliklerinden biri de bebeği enfeksiyonlara karşı korumasıdır. Anne sütünden bebeğe geçen koruyucu hücreler (antikorlar), bebeğin daha önceden hiç tanımadığı mikroplarla adeta bilgisi varmış gibi savaşmaya başlamasını sağlar. Özellikle doğumdan sonraki ilk birkaç günde salgılanan ve "kolostrum" adı verilen sütte bol miktarda bulunan antikorlar koruyucu etkilerini doğrudan gösterirler.

    Anne sütünün bebeğe hafif enfeksiyonlardan çok ağır enfeksiyonlara karşı sağladığı bu koruma, özellikle ilk birkaç ayda büyük önem taşır ve emzirmenin süresi ile orantılı olarak yararı artar.

    Anne sütünün bebeğe olan faydaları her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bilimin anne sütü ile ilgili yeni keşfettiği gerçeklerden biri ise bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)




  • Deep alıntının kaynağını yazmayı unutmuşsun, Adamlar o kadar emek hacayıp yazmışlar haklarını yemeyelim değil mi.

    www.insanmucizesi.com/ Harun Yahya
  • tartışma olmasın diye yazmadım ...

    mühim olan bilgidir ...
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)
  • aynı konuyu deneme amaçlı gereksizlere de açmıştım

    ama onlardan daha olumlu tepki geldi

    burada yapılan yorum ise kaynağın ne olduğu yönünde ...



    http://forum.donanimhaber.com/m_5093159/tm.htm
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)
  • doğru yere açmışsın ondan olumlu tepki gelmiş.

    harun yahya'nın tüm eserleri bu bölümde var zaten, burada yazınca tekrar oluyor. ordakiler için yeni bir şey.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 20 Aralık 2005 13:01:36 >
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    doğru yere açmışsın ondan olumlu tepki gelmiş.

    harun yahya'nın tüm eserleri bu bölümde var zaten, burada yazınca tekrar oluyor. ordakiler için yeni bir şey.



    burada harun yahya nın bir eserini sunmuyorum ben size !!!

    özellikle evrim geçen ifadeleri, evrimi eleştiren cümleleri sildim ...

    amacım insanın embriyosundan bebekliğe kadar geçen dönemi anlatmaktı ...

    ancak o kadar araştırmama rağmen bu kadar ayrıntılı resimli başka bir kaynak göremedim ...

    ve de tartışma yapacak ifadeleri mümkün mertebe uzaklaştırarak bir derleme yaptım ...

    ben burada HY yi savunan bir yazı değil de bir bilimsel argüman sunuyorum ama sizin refleksleriniz de var tabii ki ...

    bu tepkide kendinizce haklısınız ne diyeyim
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Deep benimkisi kayağın güvenilirliği hakkında bir eleştiri değildi. En azından alıntıdır falan yazsaydın altına. Böyle kendi emeğin gibi duruyorda yanlış olmuş.
    _____________________________
    Damlayan su taşı deler. Taşi delen suyun gücü değil, damlalarin sürekliliğidir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    Deep benimkisi kayağın güvenilirliği hakkında bir eleştiri değildi. En azından alıntıdır falan yazsaydın altına. Böyle kendi emeğin gibi duruyorda yanlış olmuş.


    yok be dostum kendi emeğim gibi durur mu hiç ?

    ama haklsın en azından alıntı yazabilirdim ...

    ama dikkat edersen üzerinde biraz çalışma yapılmış, resimler özenle seçilmiş, bazı yerler koyu yazılmış, bir saat civarında da emek vrilmiş bir konu ...

    yani öyle copy/paste diye hafife almak üzer beni ...
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)
  • Ha kaynağı yazarım ama yazının güvenilirliği sarsılır diyorsan bu güvensiz kaynak üzerine bir kez daha düşün derim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: pacman

    Ha kaynağı yazarım ama yazının güvenilirliği sarsılır diyorsan bu güvensiz kaynak üzerine bir kez daha düşün derim.


    ne alaka ?

    senin bu kadar biyoloji merakın varken konu hakkında bilimsel yorum değil de kaynak tartışmasına girmeni teessüfle karşılıyorum ...

    özellikle ilk mesajımı okumana rağmen böyle bir girişimde bulunman hoş olmamış ...

    bu yazılanların herbirinin bir kaynağı vardır, kaynakta sıkıntı da yok zaten ...

    ayrıca not olarak denilmiş ki ...

    bu yazı yaratılış düşüncesi içeriyor (+18) isteyen evrimsel düşünebilir ...

    ayrıca;

    bu kadar bilimsel verilere rağmen yazı bilimsel bir iddia içermemekte sadece var olan bilgiler bir araya derlenmiş vaziyette sunulmaktadır dolayısıyla yazı güvenilir mi değil mi diye bir iddia da bulunmak abesle iştigaldir
    ...

    ANCAK

    yaptığın yorumlar konuda anlatılmak istenenden ÇOK ÇOK uzaktadır ...

    İsteyen Yaratıcı isteyen de evrimsel aşamaları düşünsün denilmiş ...

    Yani bir diretme de söz konudu değil ...

    bence bu şekilde yorum yapacağın yere biraz incelelersen daha faydalı olur
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)




  • Deep uğraşıp bazı yerleri keşmişsin vs. sağol ama. yazıya şöyle bi baktım, hala STV belgeseli kıvamında. " Plesantayı oluşturan hücrelerin bu şuurlu hareketleri kendi kendilerine yapamayacakları her insan için açık gerçeklerdir. " tarzı bir çok cümle içeriyor. sonra aralara bir takım ayetler serpiştirilmiş. Bunları da ayıklarsan tam anlamıyla tarafsız bir yazı elde etmiş olursun.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    Deep uğraşıp bazı yerleri keşmişsin vs. sağol ama. yazıya şöyle bi baktım, hala STV belgeseli kıvamında. " Plesantayı oluşturan hücrelerin bu şuurlu hareketleri kendi kendilerine yapamayacakları her insan için açık gerçeklerdir. " tarzı bir çok cümle içeriyor. sonra aralara bir takım ayetler serpiştirilmiş. Bunları da ayıklarsan tam anlamıyla tarafsız bir yazı elde etmiş olursun.


    dostum;

    yukarıda zaten açıklama yapmışım ...

    yazıyı okuyanlar önceden önlemini alsın diye ...

    isteyen o yerlere evrimsel ifadeler yerleştirebilir ...

    ben de tarafsız bir yazı yadığıma iddia etmiyorum ve en başında da bu durumu izah ediyorum ...

    şimdi siz bir yazı yayınlasanız içerisinde evrim kelimesi geçse bu ifadeleri kaldırır mısınız ?

    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    Deep uğraşıp bazı yerleri keşmişsin vs. sağol ama. yazıya şöyle bi baktım, hala STV belgeseli kıvamında. " Plesantayı oluşturan hücrelerin bu şuurlu hareketleri kendi kendilerine yapamayacakları her insan için açık gerçeklerdir. " tarzı bir çok cümle içeriyor. sonra aralara bir takım ayetler serpiştirilmiş. Bunları da ayıklarsan tam anlamıyla tarafsız bir yazı elde etmiş olursun.


    dostum;

    yukarıda zaten açıklama yapmışım ...

    yazıyı okuyanlar önceden önlemini alsın diye ...

    isteyen o yerlere evrimsel ifadeler yerleştirebilir ...

    ben de tarafsız bir yazı yadığıma iddia etmiyorum ve en başında da bu durumu izah ediyorum ...

    şimdi siz bir yazı yayınlasanız içerisinde evrim kelimesi geçse bu ifadeleri kaldırır mısınız ?



    Deep;
    Öncelikle yazdığın yazıyı bilimsel olarak görüp görmediğin önemli. Eğer öyleyse @Lacrima'nın da dediği gibi "şuur, v.s...." gibi kelimeler oturmamış. Yazdığın yazının tarfasız olmadığını söylemişsin ve yazının başında "Burada bir bebeğin oluşumu yaratılış bakış açısı ile irdelenmiş olup tarafımdan evrim - yaratılış tartışmasına çekilmemesi konusunda istirhamım vardır ..." demişsin. Bizler evrimsel bakış açısıyla ve tümüyle teknik bilgiler içeren ve konunun bu yönde irdelenmesini istediğimiz yazılar yazdığımızda ne atalarımızın maymunluğu kalıyor ne de hayvanlığı. Bazı kısımlarda sen bile ayet ve hadislerle bu olayın içine dahil oluyorsun. (Hakaret ediyorsun demiyorum tabbi ki) Sizler kendi aranızda inançlarınız doğrultusunda bir şeyler paylaşmayı istediğiniz zaman birtakım şeyler istirham edebiliyo iken bizlere yapılan hakaret ve aşağılamalara, konuya senin tabirinle "paldır küldür" dalmalara ne diyeceğiz?
    _____________________________




  • quote:

    Sizler kendi aranızda inançlarınız doğrultusunda bir şeyler paylaşmayı istediğiniz zaman birtakım şeyler istirham edebiliyo iken bizlere yapılan hakaret ve aşağılamalara, konuya senin tabirinle "paldır küldür" dalmalara ne diyeceğiz?


    ben de hiç tasvip etmiyorum ve son derece rahatsız oluyorum kardeş ...

    ama ne yapabilirim ki, bazan ben de tepki gösteriyorum ...

    burada farklı fikirlerin dostça tartışılması taraftarıyım, bazı eleştiriler canıma tak etse de hep güleryüzlü cevaplar yazıyorum ...

    amacım herkes konumunda kabul edip diyaloğa girebilmek ...

    bu konuda başarılı olduğum da söylenebilir ...
    _____________________________
    Zamanını dolu işlere harcamazsan, boş işler zamanını harcar. (deep)
  • deep,
    tartışma yaratmadan sadece bilgi vereyim demişsin ama,
    yazıya "tasarlanmış","dizayn edilmiş" gibi yorumlar eklemiş olman
    bilgi verme amacını gölgelemiş.

    aynı bilgi kaynaklarını evrimi destekleyici kanıtlar olarak da sunulabilir.
    evrim propagandası yapılıyor diye veryansın ediyorlar ama bu forumda açılan konulara
    ve genel olarak medyaya bakılırsa yaratılış-tasarım iddiasının daha fazla propagandası yapılıyor.
    propagandanın hedef kitlesi de sokaktaki adam.yani konuda fazla bilgisi olmayan insanlar.
    onların buna "inanmasını" istiyorlar.
    _____________________________
  • @deep impact

    emeğine sağlık..benim için faydalı oldu..

    her canlının soyunu devam ettirmesi gerekiyor...

    buna ne evrim teorisi nede din karşı çıkabilir..

    ama memelilerdeki üreme mekanizması ne kadar karışıkmış..daha bilimin alması gereken çok yol var anlaşılan..
    _____________________________
    .
  • nowanda,
    sakın yanlış anlama amacım sana muhalefet etmek değil, sen kendi görüşünü belirtmişsin, ben de kendi görüşümü belirtiyorum.

    Evet bu yazı harun yahyadan alıntı, ben bu yazıyı okurum ama içerisindeki bilgileri abartılı buluyor hatta güvenmiyor olabilirim. bence niyet önemli. Evet bu yazıda tasarlanmıştır deniliyor hatta "Allah erkek bedeninde yarattığı bu özel tasarım sayesinde, spermlerin oluşmasına en uygun ortamı hazırlamıştır." gibi ifadelere yer veriliyor. Herkes elbette bir şeylere inanacak ve bir şekilde inancını yansıtacak, kendisi ile aynı görüşte olanlarla görüşlerini paylaşacak ya da karşı görüşte olanlara kendi görüşü hakkında bilgiler verecek. Ben bu yazılarda açıkça tahrik unsuru, sataşma, kışkırtma ya da tartışmaya davet unsuları görmedim. belki de yazının orijinalinde vardı fakat yazıyı koyan tarafından çıkarıldı ya da silindi. Niyet önemli demiştim, bu davranış ta yazıyı koyanın niyetinin tartışma yaratmak olmadığını gösteriyor.
    Oysa denseydi ki: "Nasıl oluyor da bu gerçeği görmüyorsunuz", "bu gerçekler evrimcilerin iddialarını çürütmüştür" ya da "nasıl oluyor da bunların tesadüfen oluştuğuna inanabiliyorsunuz aklınız alıyor mu?" gibi ifedelere rastlasaydım ben de niyetin tahrik olduğu sonucunu çıkarırdım. Elbette yazıyı koyan gizliden bu mesajı vermeye çalışacaktır, dedim ya niyet önemli.

    Ben de bir yazı yayınlasam ve yazının içerisinde "evrinmiştir" ya da "evrim geçirmesi sonucu bu hale gelmiştir" gibi ifadeler bulunsa ve başkası çıksa dese: "Sen evrim propogandası yapıyorsun, evrim çürütüldü..." felan dese o zaman ne tepki vermemiz gerekiyor.

    nowanda netekim ben seni çok iyi anlıyorum. Biz ne zaman içerisinde "evrim" kelimesi geçen bir şeyler söylesek bize bu yapılıyor, yapılmıyor değil. Bir şekilde bunu kırmamız lazım, niyetimizin ne olduğunun anlaşılması lazım. Bir ortam yakalamak istiyorsak, bu noktada bize ve buradaki herkese geniş olmak düşer.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    nowanda netekim ben seni çok iyi anlıyorum. Biz ne zaman içerisinde "evrim" kelimesi geçen bir şeyler söylesek bize bu yapılıyor, yapılmıyor değil. Bir şekilde bunu kırmamız lazım, niyetimizin ne olduğunun anlaşılması lazım. Bir ortam yakalamak istiyorsak, bu noktada bize ve buradaki herkese geniş olmak düşer.


    onu sana bu şekilde davrananlara yapabilirsin..
    ama sana hep saygıyla yaklaşmış birine yapman biraz haksızlık değilmi...

    foruma sınavla girilmiyor..sonuçta her tip var burda...
    belkide her ateistin katli vaciptir diyende vardır..
    ne olursan ol gene gel diyende vardır...

    herkesi aynı kefeye koyymamak lazım değil mi?..
    _____________________________
    .
  • Uranium,
    Eksik kelimeler kullandığım için yanlış anlaşılmış olabilirim.
    Aynı cümleleri daha zengin kelimeler kullanarak yazıyorum:

    Biz ne zaman içerisinde "evrim" kelimesi geçen bir şeyler söylesek bazı kişiler tarafından bize bu yapılıyor, yapılmıyor değil. Bir şekilde bu kısır döngüyü kırmamız lazım, Aynı şeyi bizim yapmamamız lazım. Niyetimizin ne olduğunun anlaşılması lazım. Bir ortam yakalamak istiyorsak, bu noktada bize ve buradaki herkese geniş olmak düşer.

    Şimdi anlaşıldı umarım.
    _____________________________
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.