Şimdi Ara

İnanç-Tevekkül

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
19
Cevap
1
Favori
681
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..







  • maide 33
    maide 51
    nisa 34
    tevbe 5
    enfal 12



    bunları oku tekrar konuşalım.
  • byob kullanıcısına yanıt
    8/ENFÂL-12 'İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: «Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, parmaklarına, parmaklarına vurun.' Mahvetti beni..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    8/ENFÂL-12 'İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: «Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüreğine korku salacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, parmaklarına, parmaklarına vurun.' Mahvetti beni..

    bi kerpeten bi tane de ekmek pıçaa lazım sana
  • Vesvese benimle bir oldu artık. Anlatır mısınız?
  • gogoccemio G kullanıcısına yanıt
    İşte o anda yazdığına göre o anıda okumak lazım mahvolma hemen

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..

    Bak abicim; Senin yaşadığın durum tamamen psikolojik... "Sevdiklerini kaybetme korkusu" ve "yalnızlık" Bu sıkıntıyı tevekkül etsende aşamazsın, etmesende aşamazsın haberin ola... En iyisi, hatta en ucuzu, bir devlet hastanesinin psikoloğundan randevu alıp terapiye başlaman... Kuvvet muhtemel ilk veya 2. seansta bu sıkıntıdan kurtulursun....

    Gelelim en önemli mevzuya... Tevekkül etmek sadece senin için değil, bir çok insan için hep sıkıntı olmuştur.... Bunu aşmak için Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumanı şiddetle tavsiye ederim.... Zaten Elhamdülillah ben Müslüman'ın diyen her mümin, Kur'an-ı Kerim'i okumakla yükümlüdür... Anlaya anlaya oku...Sindire sindire oku.. tekrar tekrar oku... Anladığın zaman zaten teslim olmuşsundur demektir.... Çok şükür bende okuyarak teslim olanlardanım... Hac hariç, üzerime farz olan tüm yükümlülüklerimide yerine getiriyorum....

    Hatasız kul olmaz... mesela bazen metroda giderken gözüm çok fena bir hatuna kayıveriyor :) zaten bulunduğum ortamda bütün hatunlar çok fena :)) Sonra yaptığım hatanın farkına varıp (yani Nur 30 suresine göre) içimden şu şekilde dua ediyorum: "Rab'bim ben sırtımı sana yasladım, işlediğim günahlardan merhametine sığınırım, bu kusurlarımı ört Rab'bim. beni cennetinin kullarından nasip et" diyorum....

    İşte tevekkül budur... Hata bile yapsan Rab'binin merhametini istemek ve ona güvenmektir... Ben Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumasaydım anlamasaydım kuvvet muhtemel senin gibi kendimi boşlukta hissederdim....

    Hatta yukarıdaki psikolojik sıkıntına çare olacaksa şunuda önerebilirim sana.... Her namazın sonunda Rabbena dualarını okuruz. bunun anlamıda şudur: Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri rahmetinle bağışla; ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Buda sana iyi gelecektir...




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Zina ve Ateizm
    7 yıl önce açıldı
    İslam Çupi Haklıymış
    7 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • nisa 34 beni bitiriyor zaten de biraz düşün, araştır.Objektif olarak bakınca Müslüman olmanın çok mantıklı olmadığını göreceğini düşünüyorum.
    İnanmak,ibadet etmek seni mutlu ediyorsa niye olmasın takıl tabi
  • Karanlıktan korkarken yanında bir meleğin olması seni rahatlatır fakat orada onun olduğunu göstermez.

    Tartışmaya davet değildir herkes düşünmekle ilgili konuşmuş yorum kattım çok az



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Prochnow -- 11 Aralık 2014; 23:17:37 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: janjarre

    quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..

    Bak abicim; Senin yaşadığın durum tamamen psikolojik... "Sevdiklerini kaybetme korkusu" ve "yalnızlık" Bu sıkıntıyı tevekkül etsende aşamazsın, etmesende aşamazsın haberin ola... En iyisi, hatta en ucuzu, bir devlet hastanesinin psikoloğundan randevu alıp terapiye başlaman... Kuvvet muhtemel ilk veya 2. seansta bu sıkıntıdan kurtulursun....

    Gelelim en önemli mevzuya... Tevekkül etmek sadece senin için değil, bir çok insan için hep sıkıntı olmuştur.... Bunu aşmak için Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumanı şiddetle tavsiye ederim.... Zaten Elhamdülillah ben Müslüman'ın diyen her mümin, Kur'an-ı Kerim'i okumakla yükümlüdür... Anlaya anlaya oku...Sindire sindire oku.. tekrar tekrar oku... Anladığın zaman zaten teslim olmuşsundur demektir.... Çok şükür bende okuyarak teslim olanlardanım... Hac hariç, üzerime farz olan tüm yükümlülüklerimide yerine getiriyorum....

    Hatasız kul olmaz... mesela bazen metroda giderken gözüm çok fena bir hatuna kayıveriyor :) zaten bulunduğum ortamda bütün hatunlar çok fena :)) Sonra yaptığım hatanın farkına varıp (yani Nur 30 suresine göre) içimden şu şekilde dua ediyorum: "Rab'bim ben sırtımı sana yasladım, işlediğim günahlardan merhametine sığınırım, bu kusurlarımı ört Rab'bim. beni cennetinin kullarından nasip et" diyorum....

    İşte tevekkül budur... Hata bile yapsan Rab'binin merhametini istemek ve ona güvenmektir... Ben Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumasaydım anlamasaydım kuvvet muhtemel senin gibi kendimi boşlukta hissederdim....

    Hatta yukarıdaki psikolojik sıkıntına çare olacaksa şunuda önerebilirim sana.... Her namazın sonunda Rabbena dualarını okuruz. bunun anlamıda şudur: Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri rahmetinle bağışla; ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Buda sana iyi gelecektir...



    Hocam cevabınız için teşekkür ederim. Haklısınız. Buradan da aldığım -sağ olsunlar- mesajlar neticesinde Kuran-I Kerim'i tefsir olarak okumaya başlayacağım. Namaz kılma durumumu düzeltmeye çalışacağım. Artık imkan da var okulumuzda. Babamla konuştuğumuzda o da aynı şeyi söyledi. Çocukluğumdan beri hep ölüm korkusu yaşarmışım. Öyle anlattı. Bir de vesveseye çok açıkmışım öyle söyledi. Kelime-i Tevhid'i sık sık tekrarlamamı bir de Allah'ın isimlerini anlamlarıyla öğrenmemi söyledi. Psikiyatriden randevu aldım daha önce ilaç verdi, sersem oldum. 22 yaşındayım ilaç kullanmak istemiyorum. Aklımla üstesinden gelmek istiyorum bu durumun. Yeniden randevu aldım. Yarın 11:30'da doktoruma da aynı şeyi söyleyeceğim. Aynı her iki manevi yönden de kendime terapi uygulamak istiyorum. İnşallah sizin de yardımlarınız, Allah'ın izniyle bu vesveselerden kurtulacağım. Tekrar teşekkür ederim her birinize..




  • Kardeşim yazılarında noktalama , paragraf gibi şeyleri kullan tam okunacak bir konu galiba diyordum yalnız gözlerim günün yorgunluğundan sonra dayanamadı.İyi geceler dilerim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    quote:

    Orijinalden alıntı: janjarre

    quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..

    Bak abicim; Senin yaşadığın durum tamamen psikolojik... "Sevdiklerini kaybetme korkusu" ve "yalnızlık" Bu sıkıntıyı tevekkül etsende aşamazsın, etmesende aşamazsın haberin ola... En iyisi, hatta en ucuzu, bir devlet hastanesinin psikoloğundan randevu alıp terapiye başlaman... Kuvvet muhtemel ilk veya 2. seansta bu sıkıntıdan kurtulursun....

    Gelelim en önemli mevzuya... Tevekkül etmek sadece senin için değil, bir çok insan için hep sıkıntı olmuştur.... Bunu aşmak için Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumanı şiddetle tavsiye ederim.... Zaten Elhamdülillah ben Müslüman'ın diyen her mümin, Kur'an-ı Kerim'i okumakla yükümlüdür... Anlaya anlaya oku...Sindire sindire oku.. tekrar tekrar oku... Anladığın zaman zaten teslim olmuşsundur demektir.... Çok şükür bende okuyarak teslim olanlardanım... Hac hariç, üzerime farz olan tüm yükümlülüklerimide yerine getiriyorum....

    Hatasız kul olmaz... mesela bazen metroda giderken gözüm çok fena bir hatuna kayıveriyor :) zaten bulunduğum ortamda bütün hatunlar çok fena :)) Sonra yaptığım hatanın farkına varıp (yani Nur 30 suresine göre) içimden şu şekilde dua ediyorum: "Rab'bim ben sırtımı sana yasladım, işlediğim günahlardan merhametine sığınırım, bu kusurlarımı ört Rab'bim. beni cennetinin kullarından nasip et" diyorum....

    İşte tevekkül budur... Hata bile yapsan Rab'binin merhametini istemek ve ona güvenmektir... Ben Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumasaydım anlamasaydım kuvvet muhtemel senin gibi kendimi boşlukta hissederdim....

    Hatta yukarıdaki psikolojik sıkıntına çare olacaksa şunuda önerebilirim sana.... Her namazın sonunda Rabbena dualarını okuruz. bunun anlamıda şudur: Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri rahmetinle bağışla; ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Buda sana iyi gelecektir...



    Hocam cevabınız için teşekkür ederim. Haklısınız. Buradan da aldığım -sağ olsunlar- mesajlar neticesinde Kuran-I Kerim'i tefsir olarak okumaya başlayacağım. Namaz kılma durumumu düzeltmeye çalışacağım. Artık imkan da var okulumuzda. Babamla konuştuğumuzda o da aynı şeyi söyledi. Çocukluğumdan beri hep ölüm korkusu yaşarmışım. Öyle anlattı. Bir de vesveseye çok açıkmışım öyle söyledi. Kelime-i Tevhid'i sık sık tekrarlamamı bir de Allah'ın isimlerini anlamlarıyla öğrenmemi söyledi. Psikiyatriden randevu aldım daha önce ilaç verdi, sersem oldum. 22 yaşındayım ilaç kullanmak istemiyorum. Aklımla üstesinden gelmek istiyorum bu durumun. Yeniden randevu aldım. Yarın 11:30'da doktoruma da aynı şeyi söyleyeceğim. Aynı her iki manevi yönden de kendime terapi uygulamak istiyorum. İnşallah sizin de yardımlarınız, Allah'ın izniyle bu vesveselerden kurtulacağım. Tekrar teşekkür ederim her birinize..

    Yardımcı olabildiysek ne mutlu bize :)

    Ben 40 yaşına dayandım ama bazen vesvese denen sıkıntıya düşmekten kurtulamıyorum... Yani hepimiz az yada çok vesveye düşeriz. İnsanlık hali, hatta insan olmanın bir parçasıdır vesvese....

    İlaç ve doktor konusunda haklısın. Malesef bir çok doktor hastasını telkin ile rahatlatmak yerine, ilaç verip kolaya kaçmayı doktorluk zannediyor... Umarım iyi bir doktora denk gelirsin...

    Biz buradayız ve her zaman sana destek veriririz rahat ol.... İçine vesvese düşerse alttaki sureleri oku rahatlarsın... Sureler kısa ama çok etkili... Özellikle Türkçe olarak okursan kendini çok sağlamda hissedersin...

    Fatiha (her zaman)
    İhlas;
    Nas;
    Felak;

    Okul hayatında'da başarılar dilerim;



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi janjarre -- 12 Aralık 2014; 0:11:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: janjarre

    quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    quote:

    Orijinalden alıntı: janjarre

    quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..

    Bak abicim; Senin yaşadığın durum tamamen psikolojik... "Sevdiklerini kaybetme korkusu" ve "yalnızlık" Bu sıkıntıyı tevekkül etsende aşamazsın, etmesende aşamazsın haberin ola... En iyisi, hatta en ucuzu, bir devlet hastanesinin psikoloğundan randevu alıp terapiye başlaman... Kuvvet muhtemel ilk veya 2. seansta bu sıkıntıdan kurtulursun....

    Gelelim en önemli mevzuya... Tevekkül etmek sadece senin için değil, bir çok insan için hep sıkıntı olmuştur.... Bunu aşmak için Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumanı şiddetle tavsiye ederim.... Zaten Elhamdülillah ben Müslüman'ın diyen her mümin, Kur'an-ı Kerim'i okumakla yükümlüdür... Anlaya anlaya oku...Sindire sindire oku.. tekrar tekrar oku... Anladığın zaman zaten teslim olmuşsundur demektir.... Çok şükür bende okuyarak teslim olanlardanım... Hac hariç, üzerime farz olan tüm yükümlülüklerimide yerine getiriyorum....

    Hatasız kul olmaz... mesela bazen metroda giderken gözüm çok fena bir hatuna kayıveriyor :) zaten bulunduğum ortamda bütün hatunlar çok fena :)) Sonra yaptığım hatanın farkına varıp (yani Nur 30 suresine göre) içimden şu şekilde dua ediyorum: "Rab'bim ben sırtımı sana yasladım, işlediğim günahlardan merhametine sığınırım, bu kusurlarımı ört Rab'bim. beni cennetinin kullarından nasip et" diyorum....

    İşte tevekkül budur... Hata bile yapsan Rab'binin merhametini istemek ve ona güvenmektir... Ben Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumasaydım anlamasaydım kuvvet muhtemel senin gibi kendimi boşlukta hissederdim....

    Hatta yukarıdaki psikolojik sıkıntına çare olacaksa şunuda önerebilirim sana.... Her namazın sonunda Rabbena dualarını okuruz. bunun anlamıda şudur: Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri rahmetinle bağışla; ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Buda sana iyi gelecektir...



    Hocam cevabınız için teşekkür ederim. Haklısınız. Buradan da aldığım -sağ olsunlar- mesajlar neticesinde Kuran-I Kerim'i tefsir olarak okumaya başlayacağım. Namaz kılma durumumu düzeltmeye çalışacağım. Artık imkan da var okulumuzda. Babamla konuştuğumuzda o da aynı şeyi söyledi. Çocukluğumdan beri hep ölüm korkusu yaşarmışım. Öyle anlattı. Bir de vesveseye çok açıkmışım öyle söyledi. Kelime-i Tevhid'i sık sık tekrarlamamı bir de Allah'ın isimlerini anlamlarıyla öğrenmemi söyledi. Psikiyatriden randevu aldım daha önce ilaç verdi, sersem oldum. 22 yaşındayım ilaç kullanmak istemiyorum. Aklımla üstesinden gelmek istiyorum bu durumun. Yeniden randevu aldım. Yarın 11:30'da doktoruma da aynı şeyi söyleyeceğim. Aynı her iki manevi yönden de kendime terapi uygulamak istiyorum. İnşallah sizin de yardımlarınız, Allah'ın izniyle bu vesveselerden kurtulacağım. Tekrar teşekkür ederim her birinize..

    Yardımcı olabildiysek ne mutlu bize :)

    Ben 40 yaşına dayandım ama bazen vesvese denen sıkıntıya düşmekten kurtulamıyorum... Yani hepimiz az yada çok vesveye düşeriz. İnsanlık hali, hatta insan olmanın bir parçasıdır vesvese....

    İlaç ve doktor konusunda haklısın. Malesef bir çok doktor hastasını telkin ile rahatlatmak yerine, ilaç verip kolaya kaçmayı doktorluk zannediyor... Umarım iyi bir doktora denk gelirsin...

    Biz buradayız ve her zaman sana destek veriririz rahat ol.... İçine vesvese düşerse alttaki sureleri oku rahatlarsın... Sureler kısa ama çok etkili... Özellikle Türkçe olarak okursan kendini çok sağlamda hissedersin...

    Fatiha (her zaman)
    İhlas;
    Nas;
    Felak;

    Okul hayatında'da başarılar dilerim;



    Hocam bu surelerin hepsini ezbere biliyordum, sık sık da okurdum fakat anlamlarını bilmiyordum. Ne güzeller.. İçimi açtılar, huzur verdiler. Bundan sonra okuduğum surenin anlamına da bakacağım. Gerçekten teşekkür ederim. Bu arada devlet hastahanesinin psikiyatr bölümüne gitmek vazgeçtim. Osman Abalı'dan terapi almaya karar verdim. İyi bir doktormuş, öyle yazıyor her yerde. Daha önce sınav stresim için gitmiştim zaten, memnun kalmıştım.
    Sizlere ayrı ayrı teşekkür ediyorum, aydınlattınız beni.
    Bir de ek olarak: Müslüman'lık bir üstü olarak kabul ettiğim İslamiyet, -bence- yeryüzüne indirilmiş en mükemmel, en kusursuz din. Dinler tarihine baktığımzda da, ondan öncesinde bile Sokrates, Platon gibi felsefi dehaların, nasıl 'sadece' mantıkla yine bu kapıya çıktığını görüyoruz. Sofi'nin Dünyası ve Aforizmalar'ı kaynak olarak kabul edersek.. Nietzsche gibi inançsız, ümitsiz ve mutsuz bir adama bile, İslamiyet yeryüzüne indirilmiş en doğru, insanı en çok önemseyen din olarak geldiyse, burada Müslüman'lık tercih edilebilir mi ya da edilemez mi diye sormaya gerek bile görmüyorum (kendimce). Kaldı ki ben Müslüman'ım, yeni bir inanç arayışım asla yok. Kimsenin inancına da müdahale etmem, edeni engellerim. Kıymetli büyüğüm İsmet Özel'in söylediği gibi, ''Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa, hiçbir yere varamayacağız demektir.'' Bu fikirle, bu inançla ve tam tevekkülle yoluma devam etmek istediğim için forumda böyle bir konu açtım. Naçizane fikirlerimi de yazmış oldum. Tekrar yardımlarınız için teşekkür ederim. Aklınıza fikrinize sağlık. Allah'a emanet olun. Sevgiyle..




  • simdi allahu ekber diyip kafa kesmek moda

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kalbin muhurlenmis Allah boyle olmasini istemis yapacak bir sey yok kadere razi olmaliyiz bak bende ateistim kabullendim ben.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • http://www.youtube.com/watch?v=U12TtBTneeA

    http://www.youtube.com/watch?v=tyxJvTj_3-E

    ------

    Programın tamamı için :http://www.youtube.com/watch?v=-J7Dg9M6HJo



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-62091E307 -- 13 Aralık 2014; 13:15:18 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: janjarre

    quote:

    Orijinalden alıntı: gogoccemio

    Merhaba arkadaşlar. Benim bir sıkıntım var ve nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum. Siz beni düzeltin..
    Şöyle anlatayım: İnanan bir insanım. Müslüman'ım. Allah'ı kabul ettim, Resulünü kabul ettim. Diğer bütün Peygamberlere ve sahabelere inanıyorum ve kabul ettim. Buraya kadar hiçbir sıkıntım yok. Fakat benim sorunum tevekkül edememek. Her şeyi biliyorum -yanlış anlaşılma olmasın, genel anlamda- inancım hakkında. Zaman zaman kendi kendime sorguladım da. Ve sonra her seferinde gördüm ki bazı soruların cevabı yok. Onları hissetmem gerekiyor. Orada tevekkül etmek gerekiyor. Burada da sıkıntı çekmiyorum fakat yaşadığım hayata yani aktif olarak hareket ettiğim şu dünyada o kadar çok korkum var ki. En büyük korkum ise ailem, onlara bir şey olacak korkusu. Kendi kendime, iyi bir kul olmadığımı söylüyorum, kötü bir insan değilim, kimseye kötülük yapmadım, düşündüm ama yapmadım. Korktum, Allah'ın adaleti var bildim fakat kulluk vazifelerimi, farz olanları yerine getirmiyorum. Orucumu tutuyorum ama bazen onu bile o şuura vararak yapmadığı görüyorum, biliyorum, hissediyorum. Ve yine çok hadsiz bir kul olarak diyorum ki: Bana ceza vermeyecek de kime ceza verecek? Benim yüzümden ya ailem zarar görürse diye kendimi yeyip bitiriyorum. Ama O'nun merhametini de biliyorum. Çok büyük. Bildiklerimizden, gördüklerimizden de çok hem de. Ve fakat yine de teslim olamıyorum. Hissediyorum -haşa- omzumda bir el var, 'Bak! Böyle!' diyor fakat ben yine de kendimi ondan çekiyorum ve her şeyi kendi acizliğimle, kendi kendime kontrol etmeye çalışıyorum. Şu an Üniversite okuyorum ailemden uzakta. Kaç ay oldu. Yine de her seferinde hıçkıra hıçkıra, sesim yükselerek ağlıyorum. Sebebi ben yokken onlara bir şey olursa? Halbuki biliyorum, ben olsam da hiçbir şey değişmeyecek. O 'Ol!' dediği zaman her şey oluverir. Ben O'nun gücünü, iradesini sorguluyorum. Bunu farkettiğimde ise korkuyorum. Bana ceza vermesinden ayrı, başka olarak ya kalbim mühürlenmişse diye. Kalbimin mühürlenmiş olmasından çok korkuyorum.
    Durumum bu arkadaşlar. Ve sizlere sorum şu: O'na nasıl daha yakın olabilirim? Nasıl her anımda O'nu hissedebilirim? Yani sadece zor durumda kaldığımda ya da çok mutlu olduğumda değil, herhangi bir gün veya zamanda hep yanımda nasıl hissedebilirim? Sonsuz bir güvenle nasıl tevekkül ederim, o keyfi şu aciz ruhuma nasıl tattırabilirim? Biliyorum O'na bir kere sırtımı yaslasam, hiçbir korku kalmasa içimde daha mutlu olacağım. Daha iyi bir kul olacağım, daha sağlıklı, gerçek bir Müslüman gibi. Umarım yardımcı olabilirsiniz. Tavsiyelerinizi bekliyorum sabırsızlıkla. Sevgiyle kalın..

    Bak abicim; Senin yaşadığın durum tamamen psikolojik... "Sevdiklerini kaybetme korkusu" ve "yalnızlık" Bu sıkıntıyı tevekkül etsende aşamazsın, etmesende aşamazsın haberin ola... En iyisi, hatta en ucuzu, bir devlet hastanesinin psikoloğundan randevu alıp terapiye başlaman... Kuvvet muhtemel ilk veya 2. seansta bu sıkıntıdan kurtulursun....

    Gelelim en önemli mevzuya... Tevekkül etmek sadece senin için değil, bir çok insan için hep sıkıntı olmuştur.... Bunu aşmak için Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumanı şiddetle tavsiye ederim.... Zaten Elhamdülillah ben Müslüman'ın diyen her mümin, Kur'an-ı Kerim'i okumakla yükümlüdür... Anlaya anlaya oku...Sindire sindire oku.. tekrar tekrar oku... Anladığın zaman zaten teslim olmuşsundur demektir.... Çok şükür bende okuyarak teslim olanlardanım... Hac hariç, üzerime farz olan tüm yükümlülüklerimide yerine getiriyorum....

    Hatasız kul olmaz... mesela bazen metroda giderken gözüm çok fena bir hatuna kayıveriyor :) zaten bulunduğum ortamda bütün hatunlar çok fena :)) Sonra yaptığım hatanın farkına varıp (yani Nur 30 suresine göre) içimden şu şekilde dua ediyorum: "Rab'bim ben sırtımı sana yasladım, işlediğim günahlardan merhametine sığınırım, bu kusurlarımı ört Rab'bim. beni cennetinin kullarından nasip et" diyorum....

    İşte tevekkül budur... Hata bile yapsan Rab'binin merhametini istemek ve ona güvenmektir... Ben Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumasaydım anlamasaydım kuvvet muhtemel senin gibi kendimi boşlukta hissederdim....

    Hatta yukarıdaki psikolojik sıkıntına çare olacaksa şunuda önerebilirim sana.... Her namazın sonunda Rabbena dualarını okuruz. bunun anlamıda şudur: Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri rahmetinle bağışla; ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Buda sana iyi gelecektir...



    PM atacaktım hocam, kapalıymış sizinki :( Hatırlarsınız beni :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • programmer_onur kullanıcısına yanıt
    Hemşerimsin Onur, unuturmuyum seni hiç :)) Umarım canını sıkan o mevzunun üstesinden gelmişsindir....
  • Faydalı konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.