Şimdi Ara

Her soruya cevap verilir, soru sorulmaz / Soru-Cevap, Beyin Fırtınası Topiği

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
696
Cevap
10
Favori
31.421
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ╒╬══════════════════════════════════════════╬╕
    Her Soruya Cevap Verilir, Soru sorulmaz
    ╘╬══════════════════════════════════════════╬╛



    Burada aklınıza gelen her türlü ve her türden soru, soru(hesap) sorulmadan cevaplandırılır.




    Ufak, cevabı sonu gelmeyen tartışmalara sebep olmayacak, özgür ve özgün soruların mantıklı bir şekilde cevaplandığı bir konu olması umudunu taşıyorum.
    Bu şekilde bu mantıklı soru-cevaplarla kaliteli bir arşiv elde edebiliriz...


    Umarım güzel bir Beyin ve fikir fırtınası olur...


    ▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄▄
    █▓░Güzel soru ilmin yarısıdır.░▓█
    ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀


    ╔═════════════════════════════════╗
    İlimi öğrenmenin anahtarı soru sormaktır.
    ╚═════════════════════════════════╝



    Ek: Başlık gelicek orjinal fikirlerle, önerilerle (artık) değiştirilemez...



    Teşekkürler.

    ***



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 13 Aralık 2010; 17:10:38 >







  • İlk olarak ben sorıyım sorumu;

    Belki sizde denemişsinizdir, parmağımızı bir bardak suyun yüzeyinden yavaşça çektiğimizde bardaktaki su sanki parmağımıza yapışımış gibi parmağımızla birlikte biraz havaya kalkar.

    Bunun sebebi nedir

    Aceba Einstein'nın söz ettiği kütle çekim böyle bir şeymi...Bu olayı sağlayanda bumudur.
    Yoksa ardında apayrı benim bilmediğim bir şeymi var?
  • Önceden böyle bir konu vardı. zincirleme konular diye. Sonradan evrim topiği ile birleştirilde ve Dönüp gelinen aynı <<< NOKTA >>> Zincirleme konular oldu. Bu topiğin içerinde böyle bir özellik de vardır. Yani sedece evrim değil aklımıza takılan her konuda oraya yazabiliriz.

    Sizin sorunuza gelince, bu olayın adı yapışım, kılcallık ya da kapilarite olayıdır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1lcall%C4%B1k
  • quote:

    Orjinalden alıntı: El-Cezeri

    İlk olarak ben sorıyım sorumu;

    Belki sizde denemişsinizdir, parmağımızı bir bardak suyun yüzeyinden yavaşça çektiğimizde bardaktaki su sanki parmağımıza yapışımış gibi parmağımızla birlikte biraz havaya kalkar.

    Bunun sebebi nedir

    Aceba Einstein'nın söz ettiği kütle çekim böyle bir şeymi...Bu olayı sağlayanda bumudur.
    Yoksa ardında apayrı benim bilmediğim bir şeymi var?



    Atlamış gibi olmayayım ama bildiğim kadarıyla o kuvvetin adı tutunum (kohezyon) kuvveti. Su moleküllerinin bir kısmı malumunuz ellerimize tutunur (adhezyon - yapışma kuvveti) ve bardakta kalan su moleküllerini de kendine doğru çeker. Bu ağaçlarda suyun üst yapraklara çekilmesine etken olan kuvvetle aynıdır.

    Kütle çekim kuvvetini ilk ortaya atan ise einstein deil (yanlış bilmiyorsam) Newton'dur. Ancak bu kuvvetin gözlenebilmesi için kütlelerin çok büyük olması gerekir. (en azından 100 - 200 ton , onun için de özel laboratuar ortamında ya da uzay ortamında olunması gerekir.) öteki türlü kuvvet çok küçük olacağından kuvvet gözlenmez.




  • @kaotika
    'Dönüp gelinen aynı <<< NOKTA >>> Zincirleme konular' başlığı daha çok evrimin, tanrının ve hiç bir zaman bir sonuç elde edilemiyecek sonu gelmeyen uzun uzadıya konuların tartışıldığı bir konu durumundadır.Orada akan tartışmalar sürekli bu eksende gerçekleşir...

    Ayrıca söz konusu konunun girişnde şunlar yazar: Burada forumun sürekli sonuç alınamasa da dönüp dolaşıp aynı noktaya gelinen konuları işlenir.
    Bu ifade bu konunun amacını net bir şekilde ifade ediyor...

    Ancak bu konunun doğası çok farklı.
    Ufak, cevabı sonu gelmeyen tartışmalara sebeb olmıyacak, soruların mantıklı bir şekilde cevaplandığı bir konu olması umudunu taşıyorum.
    Bu şekilde bu mantıklı soru-cevaplarla kaliteli bir arşiv elde edilebilir...
    -----

    Mesala bakın benim sorduğum bu ufak soruyu siz cevapladınız ve bende size beni aydınlattığınız için teşekkürediyorum.
    Verdiğiniz kaynak uzun bir araştırma yapabilmemi sağlayabilecek kapasitede...

    saygılarımla...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 13 Mart 2008; 21:47:13 >




  • el cezeri,
    Yok yok,
    Konunun adını "Dönüp gelinen aynı nokta" diye hare rama arkadaşımız kinayeli bir bir biçimde yazdı. Bu o kadar önemli değil. Ama aynı sizin bahsettiğiniz konu gibi zincirleme konularımız vardı. Beyin fırtınası gibi birşey. İşte o konu dönüp gelinen aynı nokta konusu ile birleştirildi. Aslında çoğu kişi de unutmuştur bu konunun aslında o konu olduğunu yani konunun içeriğinde sadece evrim ve din olmadığını, aklımıza takılan her konuda beyin fırtınası yapabileceğimizi.
  • @kaotika
    Ama malesef ki söz konusu konunun ne girişindeki yazı ne başlık nede içersinde süre gelen tartışmalar böyle bir izlenim bırakmıyor...

    Elbette eskiden olmuş olabilir, şimdi değiştirilmiştir...
    Ancak bu böyle bir ihtiyacın varlığınıda ortadan kaldırmıyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 13 Mart 2008; 21:58:14 >
  • Bir soru da benden olsun, içi su dolu bir şişeyi, ters çeviripte yine içi su dolu bir kaba sadece ağız kısmı suya batacak şekilde daldırırsak, şişenin içindeki su boşalmayacaktır.
    Bu bilgiden hareket ile kesilen bir başı anında içi kan dolu bir kaba koyarsak beyin yaşar mı? Biraz daha ileri gidip damarlardan gerekli destekle beyne sürekli kan pompalanması süretiyle beyn yaşatılabilir mi?
    Rastlamadım ama eminimki bu deneyi birileri yapmıştır.
  • Beyin konusunda bir şey söyleyemem zira çok karmaşık bir organ, ne yapar ne eder öngörülmez :D

    Ancak şişe konusu ilkokulda yapılan bir deneyle ilişkilendirilebilir:

    Ağzına kadar su dolu bir bardağın üstünü hava almayacak şekilde kağıt ile kapatıp ters çevirirseniz bardaktaki su boşalmaz. Çünkü suyun boşalmak için kağıda uygulayacağı sıvı basıncı açık hava basıncından küçüktür. Su basıncı hava basıncını yenemez ve su bardakta kalır.

    Şişe sorusunda da aynı olay geçerli. Şayet şişe ağzına kadar su dolu ise ters çevrildiği zaman su yüzeyde bir basınç oluşturacak ancak bu basınç açık hava basıncını yenemeyeceği için şişedeki su boşalmayacaktır.


    (Her soruya atlıyorum ama sevdim bu bölümü ya :) )
  • kesik başı direkt kovaya daldırırsak yaşamaz. Çünkü kan devirdaim yapamaz. Ancak kan damarları bağlanırsa teorik olarak yaşar. Ancak bunun deneyini yapmak hiç de etik değildir. Hayvanla bile deneyini yapmak hiç bir zaman etik olmamalıdır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    kesik başı direkt kovaya daldırırsak yaşamaz. Çünkü kan devirdaim yapamaz. Ancak kan damarları bağlanırsa teorik olarak yaşar. Ancak bunun deneyini yapmak hiç de etik değildir. Hayvanla bile deneyini yapmak hiç bir zaman etik olmamalıdır.


    Aslında buradan çok da güzel bir soru çıkabilir.
    İşte soru; Bilimde etik olur mu?

    Ayrıca teknolojik ve bilimsel birçok gelişmede merak ve bu merakın sonucu yapılan araştırmalardan çıkmıyor mu? Yine bu araştırmaları yaparken tesadüfi olarak birçok veriye de ulaşılmıyor mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metalok -- 13 Mart 2008; 22:21:06 >
  • Pardon,
    omurilik kesildiği zaman travmadan dolayı beyin durabilir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    kesik başı direkt kovaya daldırırsak yaşamaz. Çünkü kan devirdaim yapamaz. Ancak kan damarları bağlanırsa teorik olarak yaşar. Ancak bunun deneyini yapmak hiç de etik değildir. Hayvanla bile deneyini yapmak hiç bir zaman etik olmamalıdır.


    Aslında buradan çok da güzel bir soru çıkabilir.
    İşte soru; Bilimde etik olur mu?

    Ayrıca teknolojik ve bilimsel birçok gelişmede merak ve bu merakın sonucu yapılan araştırmalardan çıkmıyor mu? Yine bu araştırmaları yaparken tesadüfi olarak birçok veriye de ulaşılmıyor mu?


    Ben şahsen insanlık adına da olsa başka canlılara acı çektirilmesini savunmuyorum. Her ne olursa olsun.




  • bu cok güzel bir topig oldu herkes için faydalı olacağına inanıyorum
  • Birinin acı çekmesi milyonların çekmesine tercih edilebilir.
    Tabi bunu kafa örneği için demiyorum.
    Kimbilir Kanser ve aıds çalışmaları için neler yapılıyor ??
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Birinin acı çekmesi milyonların çekmesine tercih edilebilir.
    Tabi bunu kafa örneği için demiyorum.
    Kimbilir Kanser ve aıds çalışmaları için neler yapılıyor ??


    Evet eğer bir kişi gönüllü olarak topluma faydalı olabilecek bir deneye denek olmayı kabul ediyorsa buna ancak fedakarlık denilir. Fakat kişi veya bir hayvan istemeden denek yapılıyorsa bu yanlıştır bence.
  • Bilimde etik olur mu?

    Denek olarak kullanılacak kişiye araştırmanın amacı belirtilmeli ve mutlaka rızası alınmalıdır. Hepimizin de bildiği gibi bazı deneylerde denekler acı çekebilir. Bu gibi durumlarda çekilecek acıyı en aza indirgemek ve bunun hakkında deneğe bilgi vermek gerekir.

    Öyle araştırmalar vardır ki deneğe deneyin gerçek amacını açıklarsanız bir anlamı kalmaz. Örneğin Milgram'ın itaat deneyinde deneklere bunun bir öğrenme deneyi olduğu söylenmiş ve denekler aldatılmıştır. Aslında bu deneyde ölçülmek istenen öğrenme değil deneklerin otoriteye ne kadar itaat ettiğidir. Tarihte bunun gibi etiğe aykırı birçok deney var. Ama günümüzde insanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde etik kurallar da gözönünde bulunduruluyor.

    Eğer denek bir insansa ve bilerek aldatılmışsa deney sonucunda o kişi kendini aldatılmış hissedecektir. Bu durumda deneğe kendisinin de deneyin bir parçası olduğu, bu ortamı kurmak için çok uğraştıklarını ve amacın söylenmemesi gerektiği anlatılmalıdır. Yapılan deneyin insanlık için çok önemli olduğu deneğe söylenmelidir. Böylece bir nebze olsun deneğin psikolojik kaygıları azalabilir.

    Ayrıca yapılacak deney ister hayvan ister insan üzerinde olsun acı en aza indirgenmelidir. Bu deney ile çok önemli veriler elde edilecek ise deneklere aşırı olmamak koşulu ile acı veren durumların yaşatılmasında sorun yoktur diye düşünüyorum.

    Biraz konunun dışında oldu ama etik konusunda ben de bunları düşünüyorum.




  • Bilimde etik konusu çok tartışılacak bir konudur.

    Ben hemen konuya başka bir soru ile devam etmek istiyorum.

    Jet motoruna sahip uçaklar, motora giren basınçlı havanın yakıt ile yanıp, daha yüksek basınç kazandırılarak, dışarı atılması suretiyle oluşan itme gücüyle hareket eder.
    Roketlerde kullanılan motorlar ise havayı dışardan almazlar. Hava roketin içinde depo edilmiştir, onu kullanırlar. Zaten bundan sonrasıda uçaklardaki motorun çalışma prensibiyle aynıdır.

    Benim aklıma takılan kısım ise; gerek roket motoru olsun gerekse uçak motoru olsun, dışarıya verdikleri yanmış egzoz gazının itim gücüyle hareket ederler. Şimdi yanmış gaz egzozdan çıkarken direkt havanın direnciye mi karşılaşıyor? İtim gücünün dayanağı dışarıdaki hava mıdır? Değilse nedir?
    Esas soru, uzaya gönderilen roketler için ise orada hava yokken itim gücünü nereden elde ediyorlar?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Bir soru da benden olsun, içi su dolu bir şişeyi, ters çeviripte yine içi su dolu bir kaba sadece ağız kısmı suya batacak şekilde daldırırsak, şişenin içindeki su boşalmayacaktır.
    Bu bilgiden hareket ile kesilen bir başı anında içi kan dolu bir kaba koyarsak beyin yaşar mı? Biraz daha ileri gidip damarlardan gerekli destekle beyne sürekli kan pompalanması süretiyle beyn yaşatılabilir mi?
    Rastlamadım ama eminimki bu deneyi birileri yapmıştır.


    bi işkence vardı.. insanın kafasını kesip sıcak bi sacın üstüne koyuyolar ve insan başsız gövdesini görüyo tabi bu 2-3 sn lik olay
  • metalok,
    Uzay roketleri etki tepki prensibi ile çalışıyorlar.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.