Şimdi Ara

Her soruya cevap verilir, soru sorulmaz / Soru-Cevap, Beyin Fırtınası Topiği (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
697
Cevap
10
Favori
31.420
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Yellenen astronot olduğu yerde sabit kalır çünkü yellenmeyi uzay giysisinin içine yapacaktır. Bu durumda dış ortama gaz püskürtüp :) bir itme kuvveti sağlamış olmaz.

    Kalsiyumun kemiğin yapısına katılmasının bayağı karmaşık bir mekanizması olduğuna eminim. Ancak kemiği seçen kalsiyum değil tam tersine kemik kalsiyumu seçiyor. Kemikteki kemiğin yenilenmesinden görevli hücreler kandaki kalsiyumu kandan alıp kullanıyorlar. Yani seçici olan mineraller veya vitaminler filan değil hücreler. Zaten yanlış hatırlamıyorsam hücre zarlarına "seçici geçirgen zar" deniyor.

    Bu soruyu, hep şöyle diyen bi arkadaşıma düzgün bi cevap verebilmek için sormuştumda; O kalsiyum çok mu akıllı, o kemiği buluyor ve oraya katılıyor. Neden göze değilde kemiğe.
    Eğer şimdi dediğin cevabı verirsemde; O kemik çok mu akıllıda gidipte o kalsiyumu bulup onu yapısına katıyor diyecek.
    Yani bunuda açıklarsan,açıklayabilirsen sevinirim.




  • @Arukard

    Kandakı ve kemıktekı kalsıyum mıktarını belırleyen bu yapıların kendılerı degıl, kalsitonin hormonu ve parathormonudur.kemıkte kalsıyum eksıklıgı hıssedıldıgı zaman kalsitonın hormonu kana salgılanır ve kandan kemıge kalsıyum gecısını uyarır.tam tersı durumda bu gorevı parathormon yapar.sonuc olarak endokrin sistemı sayesınde kalsıyumun eksık oldugu uyarılır ve bu hormonlarla denge saglanır.

    Edit:harf hatası



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CThirty -- 26 Nisan 2008; 23:58:35 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: farukaan

    Hemen bunun bilimle ilgisi falan yok diye kızmayın.Cevap bulamadığım için soruyorum.Sizede olurmu,Bazen biriyle konuşurken onun yada o ortamda başka birisinin ne söyliyeceğini,yada ne yapacağını,eyleme geçirmeden saniyeler önce tahmin etmek ve bu anı daha önce yaşadım diyebilmek.Bir anı daha önce yaşamak,sanki zamanda ileri gidip sonra tekrar geri gelmek gibi.Bu nasıl oluyor???? İnanın çok merak ediyorum.


    Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki @farukaan, bu topicin adı '' Her soruya cevap verilir, soru sorulmaz '' yani istediğin soruyu en özgür biçimde (tabi mantığı elden bırakmamak tercihimiz) sormak ve bunun karşılığındada salt cevap almak, sorulan soruyu yargılamamak, 'hesap' sormamak. Bu bağlamda dilediğiniz soruyu çekinmeden sorabilirsiniz. İnanıyormki çok orjinal ve kaliteli soru-cevaplar elde edicez.Ki ediyoruzda. Arkdaşlar çok kaliteli sorular ve tam açıklayıcı cevaplar veriyorlar, hepsine teşekkür.

    --------------

    Sorunuza gelince;
    Bildiğim kadarıyla, bunun nedeni biz insanların yaratılmadan önce ruhlar aleminde yani Kalü belada bu hayatın birbirini yaşadık. Bazen bu ilk yaşamımızdaki hatıralar fikrimizde canlanır ve bir tür rüya, hayalmiş gibi aklımıza gelir ve ''ben bu anı daha önce yaşamıştım sanki'' denir. Ayrıntılı bilgiyi ufak bir araştırmayla bulabilirsin...

    Birde bunun bilimsel karşılığı vardır Dejavu yani;

    quote:

    yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusudur. Ânı daha önceden yaşamışlık halidir. Fransızca; déjà (daha önceden) ve voir (görmek) fiilinin geçmiş zamanda çekimi olan vu nun birleşiminden türemiştir.

    Beynin, yorgunluk veya başka sebeplerden dolayı bir görüntü, ses, vb. herhangi bir girdiyi, giriş anı sırasında algılayamamasından kaynaklanabilir. Beyin bu girdiyi algıladığında kişi bu olayı daha önce yaşadığı hissine kapılabilir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Tun4

    @Arukard

    Kandakı ve kemıktekı kalsıyum mıktarını belırleyen bu yapıların kendılerı degıl, kalsitonin hormonu ve parathormonudur.kemıkte kalsıyum eksıklıgı hıssedıldıgı zaman kalsitonın hormonu kana salgılanır ve kandan kemıge kalsıyum gecısını uyarır.tam tersı durumda bu gorevı parathormon yapar.sonuc olarak endokrin sistemı sayesınde kalsıyumun eksık oldugu uyarılır ve bu hormonlarla denge saglanır.

    Edit:harf hatası


    Teşekkürler, bu yeterli benim için.

    Ama bir soru daha sorucam;

    Otistiklerin hafızalarının çok kuvvetli olduğu bilinir. Peki otistikler, doğdukları günü, bebeklik dönemlerini vs hatırlıyorlar mı?
    Bu arada unutulmasın diye en başta sorduğum soruyu tekrar sorayım;
    Mentollü şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda, su içince neden boğazımız ağrır ve su çok soğukmuş gibi gelir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    quote:

    Orjinalden alıntı: Tun4

    @Arukard

    Kandakı ve kemıktekı kalsıyum mıktarını belırleyen bu yapıların kendılerı degıl, kalsitonin hormonu ve parathormonudur.kemıkte kalsıyum eksıklıgı hıssedıldıgı zaman kalsitonın hormonu kana salgılanır ve kandan kemıge kalsıyum gecısını uyarır.tam tersı durumda bu gorevı parathormon yapar.sonuc olarak endokrin sistemı sayesınde kalsıyumun eksık oldugu uyarılır ve bu hormonlarla denge saglanır.

    Edit:harf hatası


    Teşekkürler, bu yeterli benim için.

    Ama bir soru daha sorucam;

    Otistiklerin hafızalarının çok kuvvetli olduğu bilinir. Peki otistikler, doğdukları günü, bebeklik dönemlerini vs hatırlıyorlar mı?
    Bu arada unutulmasın diye en başta sorduğum soruyu tekrar sorayım;
    Mentollü şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda, su içince neden boğazımız ağrır ve su çok soğukmuş gibi gelir.



    Otistik nedir ?




  • Otistik: Otizm yaşam boyu süren sosyalleşme, dil, iletişim becerileri ve ilgi alanlarını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Örneğin çocuğunuz göz göze gelmekten kaçınır. Başkalarına karşı ilgisizlik duyar, yaşıtları ile ilişki kuramaz. Başkalarının sevinç ve üzüntüsü onları ilgilendirmez. Ayrıca çoğu zaman tek ve sınırlı bir alana sahip olma ihtiyacından olurlar. Değişikliklere direnç gösterir, anlamsız sözleri üst üste tekrarlayabilirler. İletişimde de zorluk çekerler. Örneğin çocuğun bulunduğu ortamın dışındaymış gibi görünmesi, konuşmada gelişememe, gecikme veya zorlanma, dokunulmaktan ve aile bireylerinin fiziksel temasından hoşlanmamak tepkisiz kalmak vs.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ßy Spécops.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    quote:

    Orjinalden alıntı: Tun4

    @Arukard

    Kandakı ve kemıktekı kalsıyum mıktarını belırleyen bu yapıların kendılerı degıl, kalsitonin hormonu ve parathormonudur.kemıkte kalsıyum eksıklıgı hıssedıldıgı zaman kalsitonın hormonu kana salgılanır ve kandan kemıge kalsıyum gecısını uyarır.tam tersı durumda bu gorevı parathormon yapar.sonuc olarak endokrin sistemı sayesınde kalsıyumun eksık oldugu uyarılır ve bu hormonlarla denge saglanır.

    Edit:harf hatası


    Teşekkürler, bu yeterli benim için.

    Ama bir soru daha sorucam;

    Otistiklerin hafızalarının çok kuvvetli olduğu bilinir. Peki otistikler, doğdukları günü, bebeklik dönemlerini vs hatırlıyorlar mı?
    Bu arada unutulmasın diye en başta sorduğum soruyu tekrar sorayım;
    Mentollü şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda, su içince neden boğazımız ağrır ve su çok soğukmuş gibi gelir.



    Otistik nedir ?


    Otistik olan. Asosyal, sosyalleşemeyen, toplumdan uzak olanlara deniyodu sanırsam.




  • Arukard; mentolle ilgili sorduğun soruyu biraz araştırdım ve öğrendiğim kadarı ile mentol ve bu tür serinlik hissi veren maddelerin işleme mekanizması daha çözülememiş. Bir anlamda ne idüğü belirsiz maddeler :)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    quote:

    Orjinalden alıntı: ßy Spécops.


    quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard


    quote:

    Orjinalden alıntı: Tun4

    @Arukard

    Kandakı ve kemıktekı kalsıyum mıktarını belırleyen bu yapıların kendılerı degıl, kalsitonin hormonu ve parathormonudur.kemıkte kalsıyum eksıklıgı hıssedıldıgı zaman kalsitonın hormonu kana salgılanır ve kandan kemıge kalsıyum gecısını uyarır.tam tersı durumda bu gorevı parathormon yapar.sonuc olarak endokrin sistemı sayesınde kalsıyumun eksık oldugu uyarılır ve bu hormonlarla denge saglanır.

    Edit:harf hatası


    Teşekkürler, bu yeterli benim için.

    Ama bir soru daha sorucam;

    Otistiklerin hafızalarının çok kuvvetli olduğu bilinir. Peki otistikler, doğdukları günü, bebeklik dönemlerini vs hatırlıyorlar mı?
    Bu arada unutulmasın diye en başta sorduğum soruyu tekrar sorayım;
    Mentollü şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda, su içince neden boğazımız ağrır ve su çok soğukmuş gibi gelir.



    Otistik nedir ?


    Otistik olan. Asosyal, sosyalleşemeyen, toplumdan uzak olanlara deniyodu sanırsam.


    Biz öyle değilmiyiz sanki




  • Bir sorum daha olucak;
    Uzayın sonsuz olduğu kesin midir? Kesinse neye göre kesinleşmiştir. Kesin değilse, neden uzayın sonsuz olduğu, neye göre sonsuz olduğu düşünülüyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Bir sorum daha olucak;
    Uzayın sonsuz olduğu kesin midir? Kesinse neye göre kesinleşmiştir. Kesin değilse, neden uzayın sonsuz olduğu, neye göre sonsuz olduğu düşünülüyor.



    Büyük patlama oldu, etrafa parçacıklar saçıldı, galaksiler, yıldızlar, gezegenler bilimum uzay cisimleri oluştu ve oluşmaya devam ediyor.
    Uzay sürekli bir genişleme sürecindedir.
    Genişleme sürecinin de en uç noktası olması gerekir, ki genişleme devam edebilsin.
    Galaksilerin, yıldızların... en uç noktasından sonra ne olabilir?
    Bence hiçlik var.
    Sonsuz bir hiçlik...
    İçinin doldurulabileceği kadar doldurulacağı bir hiçlik...

    Evrenin yaratılması için uzay boyutu oluşturulmuş, kendi içinde sonsuz bir boyut...

    Not: Yaratma derken Tanrı, Allah ya da başka bir ruhanı güçten bahsetmiyorum.
    Artık kim yarattıysa diyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok


    quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Bir sorum daha olucak;
    Uzayın sonsuz olduğu kesin midir? Kesinse neye göre kesinleşmiştir. Kesin değilse, neden uzayın sonsuz olduğu, neye göre sonsuz olduğu düşünülüyor.



    Büyük patlama oldu, etrafa parçacıklar saçıldı, galaksiler, yıldızlar, gezegenler bilimum uzay cisimleri oluştu ve oluşmaya devam ediyor.
    Uzay sürekli bir genişleme sürecindedir.
    Genişleme sürecinin de en uç noktası olması gerekir, ki genişleme devam edebilsin.
    Galaksilerin, yıldızların... en uç noktasından sonra ne olabilir?
    Bence hiçlik var.
    Sonsuz bir hiçlik...
    İçinin doldurulabileceği kadar doldurulacağı bir hiçlik...

    Evrenin yaratılması için uzay boyutu oluşturulmuş, kendi içinde sonsuz bir boyut...

    Not: Yaratma derken Tanrı, Allah ya da başka bir ruhanı güçten bahsetmiyorum.
    Artık kim yarattıysa diyorum.


    Peki bu kesinmidir? Yani kesinlikle uzayın sonsuz olduğu gerçek midir?




  • Bilim dünyasında bir şeylere kesin demek genellikle hüsranla sonuçlanır. Atom maddenin parçalanamayacak en küçük yapı taşı derlerdi bugün atomdan sonra yüzlerce alt parçacıktan bahsediliyor. Bence uzayın sonsuz yada sonlu olduğunu bulmamız pek mümkün değil. Uzayın bir sonu varsa o son başka bir uzayın başlangıcı olabilir başka bir uzayı bu uzaya ait cihazlarla saptamamızın mümkün olduğunu sanmıyorum.
  • @Arukard,
    Tabiki kesin değildir.
    Tahmindir.

    @vasago,
    Bence, bizim içinde bulunduğumuz uzayın sonunda başka bir uzay olamaz...
    Belki başka bir boyutta olabilir.

    Bu söz de benimdir:)
    "Her uzay kendi evreninde sonsuzdur"
  • quote:

    Orjinalden alıntı: junayerturk

    quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011


    quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17

    Soru I: Dunyanin agirliginin atmosferde toz haline gelen gok taslari yuzunden arttigi soyleniyor. Bunun milyonlarca yildir devam etmesi
    dunyanin hizini azaltmis olabilir mi?

    Soru II: Eger ayi yok etsek(havaya ucursak), Dunya daha mi hizli doner? Eger donerse felaketlere yol acar mi?

    Lutfen saglik biriymisim gibi ciddiye alip cevaplayin

    cevap1.
    evet doğru ve dünyamız yavaşlıyor ama çok az miktarda

    cevap2.
    hayır daha yavaş döner çünkü bir kütle sistemi tpolam kütlesi arttığında daha hızlı döner kütlesi azaldığında daha yavaş döner
    mesela galaksilerin kütlesi tahmini hesaplanırken galaksinin dönüş hızına bakılır



    ben tam tersını bılıyorum. kutlesı ne kadar artarsa donme ve kavusma hızı da o kadar yavaslar.

    ornek:

    merküri
    Dolanma süresi 87,97 gün
    0,241 yıl
    Kavuşum süresi 115,9 gün

    jupiter
    Dolanma süresi 4.335,3 gün
    11,87 yıl
    Kavuşum süresi 398,86 gün

    bır de ay dunyanın daha yavas donmesını saglamıyor muydu. cekım daha mı hızlı yapıytordu donusu mu. bunu cok ıyı hatırlayamıyorum. aslında hatırladıgımı sanıyordum ama sız boyle kesın ve kararlı yazınca bu bıraz dusundurdu benı. gecmısde bır belgeselde ızlemıstım hatırladıklartım eger yanlıs degılse. ayuın ve dunyanın bırbırlerını cekme kuvvetınden kaynaklanan bır yavaslama duydum gıbı hatırlıyorum sankı.

    bunu tam tersı de olabılır cekım hzlandırabılır de donusumu. sımdı kafam karıstı. sız bunu yazarken bır yerden okuyup da mı yazdınız. bu konuda bana kaynak gosterebılır mısınız. gercekten merak ettım sımdı. yanlıs bılmıs olmak ıstemem.

    bır de 1. soruda Dunyanin agirliginin atmosferde toz haline gelen gok taslari yuzunden arttigi soyleniyor. Bunun milyonlarca yildir devam etmesi
    dunyanin hizini azaltmis olabilir mi?
    sızın cevabınız evet doğru ve dünyamız yavaşlıyor ama çok az miktarda olmus. demek kı agırlık arttıkca hız yavaslıyor.






    1. soru için cevap ın mantığı şu dönme kinetik enerjisi mevcut olan bir sisteme(bu dönme kinetik enerjisi sabit demektir) sonradan kütle eklenirse mevcut enerji daha fazla kütleye bölüştürüleceği için dönme hızı azalır
    2. soru biraz karmaşık fakültede hocalarla bi tartışıyım sonra açıklama yazarım




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kahraman076

    Rüyamda konsantre olup yerden 15-20 metre havalanarak 400-500 metre uçuyorum daha sonra yerçekimine yeniliyorum. terar konsatre olup 400-500 metre ucuyorum sonra yavaş yavaş iniyorum.

    üç yıl aynı rüyayı haftada en az iki defa gördüm ve dört yıldır bu rüyayı hiç görmedim yıllardır aynı rüyayı tekrar görmek için çabalıyorum ama başaramadım.

    Aynı rüyayı neden tekrar takrar görürüz? veya üç yılda yüzlerce defa gördüğüm rüyayı neden yıllardır hiç görmüyorumdur?



    o dediğin rüya pisikiyatri testlerinde sorulan bir soru ama olumlu yada olumsuz cevabın ne anlam geldiğini bilmiyorum
    bir defasında psikiyatrise gitmiştim ve benden doldurmamı istediği testte birsürü soruyla birlikte buda vardı

    ayrıca çocukken yıllarca aynı rüyayı bende gördüm ama 10 küsür yıl oldu hiç görmeyeli

    bu sorunun ne manaya geldiğini bende merak ediyorum ama psikoloji yada psikiyatri konusunda uzman birileri ancak cevaplayabilecektir




  • Yıllarca kıldan ince kılıçtan keskin olan Sırat Köprüsü'nün varlığını ve köprüden geçmek için kurban kesmemiz gerektigini Hocalardan duyduk ve inandık. köprüyü geçen kişi cennete, geçemeyen ise cehenneme gidecek.

    bugün üç kişiye sordum neden kurban keseriz diye verdiği cevap Sırat köprüsün den geçmek için.

    gerçekten sırat köprüsü var mı? Hocalardan duyduğumuz Sırat köprüsü'nün Kurbanın Kuran'ı Kerim'deki yeri nedir? yoksa sırat köprüsü hurafemi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi desert eagle 39 -- 27 Nisan 2008; 23:39:39 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011


    quote:

    Orjinalden alıntı: Kahraman076

    Rüyamda konsantre olup yerden 15-20 metre havalanarak 400-500 metre uçuyorum daha sonra yerçekimine yeniliyorum. terar konsatre olup 400-500 metre ucuyorum sonra yavaş yavaş iniyorum.

    üç yıl aynı rüyayı haftada en az iki defa gördüm ve dört yıldır bu rüyayı hiç görmedim yıllardır aynı rüyayı tekrar görmek için çabalıyorum ama başaramadım.

    Aynı rüyayı neden tekrar takrar görürüz? veya üç yılda yüzlerce defa gördüğüm rüyayı neden yıllardır hiç görmüyorumdur?



    o dediğin rüya pisikiyatri testlerinde sorulan bir soru ama olumlu yada olumsuz cevabın ne anlam geldiğini bilmiyorum
    bir defasında psikiyatrise gitmiştim ve benden doldurmamı istediği testte birsürü soruyla birlikte buda vardı

    ayrıca çocukken yıllarca aynı rüyayı bende gördüm ama 10 küsür yıl oldu hiç görmeyeli

    bu sorunun ne manaya geldiğini bende merak ediyorum ama psikoloji yada psikiyatri konusunda uzman birileri ancak cevaplayabilecektir


    hiç psikologa gitmediim ama cevabınızdan sonra bu hafta gidecem merak ettim




  • - Usudugumuzde neden tuylerimiz diken diken olur?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kahraman076

    Yıllarca kıldan ince kılıçtan keskin olan Sırat Köprüsü'nün varlığını ve köprüden geçmek için kurban kesmemiz gerektigini Hocalardan duyduk ve inandık. köprüyü geçen kişi cennete, geçemeyen ise cehenneme gidecek.

    bugün üç kişiye sordum neden kurban keseriz diye verdiği cevap Sırat köprüsün den geçmek için.

    gerçekten sırat köprüsü var mı? Hocalardan duyduğumuz Sırat köprüsü'nün Kurbanın Kuran'ı Kerim'deki yeri nedir? yoksa sırat köprüsü hurafemi?




    "Mahşerde muhakeme ve muhasebe işlerinden sonra Cehennemin üzerinde bir köprü (Sırat) kurulur. Allah şefaate izin verir. (Mü'minler) ya Allah selamet ver, selamet ver, diye dua eder durur''. Ya Rasulallah, köprü nedir? diye sorulduğunda; "Kaypak ve kaygan bir yoldur. Orada; kancalar, çengeller ve Necidde bilen sa'dan denilen sert dikencikler gibi dikenler vardır. Mü'minler amellerine göre kimi göz açıp kapayıncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi rüzgar gibi, kimi kuş gibi, kimi iyi cins yarış atları gibi, kimi deve gibi süratle geçerler. Mü'minlerden kimi sapasağlam kurtulur. Kimi de tırmalanmış (hafif yaralı) olarak salıverilir. Kimileri de Cehennem ateşi içerisine dökülür" (Buhari, Müslim, Tirmizi'den naklen Mansur Ali Nasıf, Tâc, V, 394-395).

    Ebû Sa'id el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre, Sırat köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir. Sırat'ın uzunluğu bin senelik yokuş, bin senelik iniş ve bin senelik de düzlüktür. Bu mesafe bazı insanlar için olacaktır. Her bir kimsenin bu mesafeyi geçmesi, amelleri ile orantılı bir zamanda olacaktır (Mansur Ali Nasıf, Tâc, V.394; Acluni, Keşfül-Hafa, II, 31). Bazı ulemâya göre Sırat'ın kıldan ince, kılıçtan keskin olduğuna dair rivayetler, bu köprünün üzerinden geçmenin pek müşkil ve zor olduğundan kinayedir.

    Kuran'da bildiğim kadarıyla Sırat'la ilgili bir ayet yok...Bunun yanında hadislerin bazılarının uydurma olabilme ihtimali var ancak bir hadis birden fazla sahabe kitabında geçiyorsa bu hadisin doğru olma ihtimali yüksektir...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Shady -- 28 Nisan 2008; 0:16:54 >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.