Şimdi Ara

Geçmiş görülebilir mi? (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
100
Cevap
1
Favori
2.405
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • GPS uydularının çalışma prensibi, İzafiyet teorisi konusunda oldukça kafaları karıştırıyor. GPS sisteminde dünya yörüngesinde dönen 21 adet uydu kullanılır. Bu uydularda zamanı ölçen hassas atom saatleri vardır. Sistemin doğru çalışması için bu saatlerin dünya yüzündeki (colorado) bir istasyondaki ana saat ile senkron çalışması gerekir. İzafiyet teorisinin öngörüsüne göre yörüngedeki saatlerin, sahip oldukları hızdan dolayı günde 7 nanosaniye geri kalması gerekirdi, oysa bu saatler günde 50 nanosaniye kadar ileri gitmektedir. Bunun nedeni uyduların daha az yerçekimi ivmesine maruz kalmasıdır. yerçekimi (kütle çekimi) de cisimler üzerinde ivmelenme ile aynı etkiyi yapar.

    GPS uydularının çalışmasında İzafiyet teorisi kullanılır, oysa felsefe olarak newton fiziğine muhtaçtır. Coloradodaki yer istasyonunun saati Newton'ın mutlak zaman kavramını temsil eder. Ancak izafiyete göre zaman algısını en yüksek hız olan ışık hızı belirler, çünkü zaman bir algı ise bunun için bilgi gerekir ve bilgi de ışık hızından daha hızlı taşınamaz. Ancak ışıktan daha hızlı bir şey varsa o da matematiğin hızıdır. Mesafeler ve ışık hızı göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamalar ile sistem çalışır. Aynı şekilde uydu saatlerinin senkronizasyonunda da mesafeler ve ışık hızı hesabı kullanılır. İzafiyet bir mühendislik meselesidir ve teknolojinin bir parçası olmuştur.

    Ayrıca uzay aracındaki atom saatlerinin geri kalmasının nedeninin fırlatılma ve dönüş esnasında maruz kalınan ivmeden dolayı olmadığına dair kesin bir şey söylenemez.
    _____________________________




  • kafama birşey takıldı şimdi, yerçekimi olmadan uzayda dolaşan uydulardaki saatler de aynı mıydı, yoksa birbirine göre farklı mıydı.

    Vereceğiniz cevabın çok önemli olduğuna inanıyorum.Sakın aynı olmasın
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye'nindir .

  • cvp gelmemiş galiba??


    bide konu sanki değişti biraz?
    _____________________________
  • sabredelim biraz ,çünkü cevap çok önemli


    quote:

    Orjinalden alıntı: pau_gasoll

    cvp gelmemiş galiba??


    bide konu sanki değişti biraz?
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye'nindir .

  • Vezir evet haklı olabilirsin.
    Evet GPS uydularındaki saatler ileri gidiyor bu doğru, İzafiyete göre geri kalması gerekirdi bu da doğru. GPS uydusundaki saat neye göre ileri gidiyor? Dünyadaki saate göre. Dünyadaki saat zaten yerçekimine maruz durumda. Belki de izafiyetin öngördüğü geri kalma olayı gerçekleşiyor. Ama mukayese kriteri olarak ele aldığımız dünyadaki saat zaten yerçekiminden dolayı geri kalıyor. Uydu uzaya çıktığı zaman üzerindeki yerçekimi azalıyor, yavaş çalışan dünya saatine göre saati hızlı çalışmış oluyor.

    Evet bunun için deneyleri yerçekimsiz ortamda yapıp saatleri o şekilde kontrol etmek gerekir. Einstein'in İzafiyetten başka bir de Lorenz izafiyeti var ve bu teoriye göre kütleçekimi altında saatler yavaşlar. Belki de kütleçekimi altında da saatler yavaşlıyordur hızdan dolayı da yavaşlıyordur.

    Ama sonuçta İzafiyet fizik için bir "teori" dir. Bu da demek ki bu yukarıdaki bahsettiğimiz olgular bu teoriyi ispatlamamış ya da çürütmemiş. Demek ki birileri bu gözlemleri farklı farklı yorumlamışlar ve tartışma devam ediyor. Ben sadece kendi bilgi birikimim ile yorum yaptım, araştırıp fizikçiler ne yorum yapmışlar incelemek lazım. Ama kanımca izafiyeti gerçek anlamda doğrulamak için gerçekten ışık hızına yakın hızlara çıkıp o şekilde deneyler yapmak lazım. Benim görüşüm bu şekilde.
    _____________________________




  • Peki ışık hızından daha fazla bir hıza ulaşabilmek şuan için düşünüldügünde şimdi veya ilerisi için mümkünmüdür?
    Silah teknolojisine harcanan emek ve sermaye bu ugurda harcansa belki ulaşırız ama
    _____________________________
  • peki şöle bişey var.mesela 10 dk. sonrasının gelecek olduğunu nerden bilelim o da bizim bi geçmişim ise?? yada geçmişimiz aslında bizim geleceğimiz ise?
    _____________________________
  • phizikçi arkadaşımız örnegi
    Test1:
    Işığın Güneş tarafından saptırılmasıydı.Kuramın bu doğal olayla denenmesi daha zordu. Einstein’in denklemleri, uzak bir yıldızdan gelen ışığın, tıpkı uzay gemisi asansöründeki ışık demeti gibi,Güneş çevresindeki kütlesel çekim alanının etkisiyle bir miktar eğileceğini gösteriyordu. Denklemlere göre sapmanın tam olarak 1.75 saniyelik bir yay olması gerekiyordu. Bu düşüncenin sınanması için uygun tek zaman Güneş’in tam tutulması anıydı.Tam Güneş tutulması, genel göreliliğin yayımlanmasından yaklaşık üç yıl sonra, 29 Mayıs 1919'da Güney yarımküresinde gözlenecekti. İngiliz Kraliyet Derneği, Afrika’nın batı kıyıları açığındaki bir adaya bir araştırma ekibi gönderdi. Tutulma gerçekleştiğinde, İngiliz fizikçi Arthur Eddington yıldız ışığında Einstein’in hesaplarında öngörülene yakın sapmalar buldu. Bu doğrulama Berlin’e bildirildiğinde,Einstein sonucun böyle olacağından kuşkusu olmadığını söyledi. Eğer ölçümler genel göreceliği doğrulamamış olsaydı ne düşüneceği sorulduğunda ise “ O zaman tanrıya acıyacaktım” diye yanıtladı.


    bu testi dikkatle okursanız (bence) çelişkili bir durum var burda ışıgının güneş çevresindeki kütlesel çekim nedeni ile egilecegi söyleniyor şimdi size şunu sormak istiyorum güneş tutuldugu zaman sadece dünyada tutulmuyormu ? burada tespit edilen sonuç sadece atmosfere giren ışıgın egimini tespit ediyor bence

    Bu yukardaki yorumumun yalnış anlanmaması için şunu belirtiyim ışık çekim kuvvetinden etkilenip egilmez demiyorum testin gercekleri tam manası ile yansıtmadıgı kanısındayım onun için



    Bu soruma cevap alamadıgım için birdaha sormak istedim yanıtlarsanız sevinirim
    _____________________________
    a href="http://imageshack.us"img src="http://img396.imageshack.us/img396/8179/trwinceez2.jpg" border="0" alt="Image Hosted by ImageShack.us" //a




  • benim kafama takılan dünyanın yerkeçimi dışında kalan uyduların saatleri arasında ,yani birinci uydu ile ikinci veya üçüncü arasında fark olup olmadığı idi.Yerçekimi sıfır olduğunda önemli parametrelerden biri sabit kalacağı için test daha gerçekçi olur.

    Bu soru bir alt soruyu da getiriryor .Uydular farklı hızlarla mı hareket ediyor ki saatleri faklı olsun.(bu gizli alt soruydu)
    Bilinecği üzere gps uyduları dünya üzerinde sabit noktalrda durmakta ve dünya ile birlikte aynı hızda dönmektedirler .>Dolayısıyla siz uzayın herhangi bir noktasına gittiğinizde durduğunuz zaman , dünya dönmekte olduğu için ,dünya yüzeyindeki her cismin bir relative hızı bulunacaktır.Ancak ivme sabit kladığı için uygun bir test ortamı oluşmuş olacaktır.

    Yapılması gereken çok basittir, 2 adet farklı ivme ile hızlanacak uydunun saatlerini sıfırlamak ve tekrar buluştuklarında kontrol etmektir.Soru basit ,cevap çok önemli olacaktır. Yorumu ben de rahatlıkla yapabilirim, einstein olmaya gerek yok.

    Dip not: unutmayalım saat demek sezyum un elektrononun kaç dönüş yaptıgıyla orantılıdır.Bunu şaşması demek spin hareketinin yavaşlaması veya hızlanması ,bizim dünyamızdaki şartlarda olaganüstü bir durum olmaktadır.Zaman yolculuğu gibi düşününüz.

    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    GPS uydularının çalışma prensibi, İzafiyet teorisi konusunda oldukça kafaları karıştırıyor. GPS sisteminde dünya yörüngesinde dönen 21 adet uydu kullanılır. Bu uydularda zamanı ölçen hassas atom saatleri vardır. Sistemin doğru çalışması için bu saatlerin dünya yüzündeki (colorado) bir istasyondaki ana saat ile senkron çalışması gerekir. İzafiyet teorisinin öngörüsüne göre yörüngedeki saatlerin, sahip oldukları hızdan dolayı günde 7 nanosaniye geri kalması gerekirdi, oysa bu saatler günde 50 nanosaniye kadar ileri gitmektedir. Bunun nedeni uyduların daha az yerçekimi ivmesine maruz kalmasıdır. yerçekimi (kütle çekimi) de cisimler üzerinde ivmelenme ile aynı etkiyi yapar.

    GPS uydularının çalışmasında İzafiyet teorisi kullanılır, oysa felsefe olarak newton fiziğine muhtaçtır. Coloradodaki yer istasyonunun saati Newton'ın mutlak zaman kavramını temsil eder. Ancak izafiyete göre zaman algısını en yüksek hız olan ışık hızı belirler, çünkü zaman bir algı ise bunun için bilgi gerekir ve bilgi de ışık hızından daha hızlı taşınamaz. Ancak ışıktan daha hızlı bir şey varsa o da matematiğin hızıdır. Mesafeler ve ışık hızı göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamalar ile sistem çalışır. Aynı şekilde uydu saatlerinin senkronizasyonunda da mesafeler ve ışık hızı hesabı kullanılır. İzafiyet bir mühendislik meselesidir ve teknolojinin bir parçası olmuştur.

    Ayrıca uzay aracındaki atom saatlerinin geri kalmasının nedeninin fırlatılma ve dönüş esnasında maruz kalınan ivmeden dolayı olmadığına dair kesin bir şey söylenemez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 7 Aralık 2006; 9:27:00 >
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .





  • Einstein, mekanikle elektromanyetizmayı birleşik bir kuram haline getirirken, uzay ve zaman üzerindeki düşüncelerimizde köklü değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Özellikle de, iki olayı ayıran zamanın, ancak bu olayın gerçekleştiği referans sstemi içerisinde ölçülmesi durumunda anlamı olabileceğini gösterdi. Bir başka referans sisteminden bakıldığında, iki olayı ayıran zaman aralığının görünürde uzun olduğunu ve bu sürenin, referans sistemlerinden birinin hızının diğerininkine göre ne kadar fazla olursa o kadar uzun olacağını ortaya koydu. Langevin'in ikizler paradoksu bunun daha iyi anlaşılmasını sağlar.

    İkiz kardeşleri ele alalım. Biri gezegenlerarası bir gezi için füzeyle yola çıkar; ikincisi yeryüzünde kalır. Dünyada kalan kardeş için, çok büyük bir hızla hareket eden diğer kardeşin kalbi kendi kalbine göre daha yavaş atıyor gibi gözükmektedir. Birinci kardeş Dünya'ya döndüğünde ikinciden daha genç olacaktır. Ama olay ikinci kardeş açısından incelendiğinde, füzede bulunana göre sonuç farklı olacaktır. Onun için, Dünya'da kalan hareket halindedir; o halde Dünya'da kalanın kalbinin kendi kalbine göre daha yavaş çarptığını görecektir ve karşılaştıklarında birinci ikiz, ikinci ikizin daha genç kaldığı izlenimini edinecektir. Peki, kim haklıdır? Ne biri, ne de öteki... İşte bu soruna ancak Genel Görelilik açıklama getirecektir.

    İkizler paradoksunda "aksayan" nokta, füzeyle giden ikizin belirli bir anda geri dönmüş olduğunun unutulmuş olmasıdır; zira ikizler tekrar Dünya'da buluşmuşlardır. Oysa, geri dönmek yavaşlamayı ve/veya yön değiştirmeyi gerektirmektedir. Demek ki füzedeki ikiz her zaman düzgün doğrusal hareket yapmamış, yönünü değiştirmiştir. Oysa Einstein'ın özel görelilik kuramının sonuçları ancak, birbirlerine göre herhangi bir bağıl ivmesi olmayan düzgün öteleme durumundaki sistemler için geçerlidir. Demek ki, bir paradokstan çok bir mantık hatası söz konusudur.

    Birbirlerine göre düzgün öteleme halinde olan referans sistemlerine uygulanan bu özel kuram, 1910'lu yıllarda Albert Einstein'ın zihnini meşgul ediyordu. Mantıksal olarak doğa yasalarının, bunları betimlemek için seçilen bakış açısı ne olursa olsun, aynı olması gerekiyordu. Bu yasaların yalnızca birbirine göre düzgün öteleme halinde olan referans sistemleri için değişmez olduğunu söylemek de keyfi bir yaklaşım gibi görünüyordu. Görelilik kuramını "genelleştirmek" mümkün olamaz mıydı?

    Einstein'ı meşgul eden bir başka sorun daha vardı: Henüz açıklanamamış olsa bile, Newton'dan beri, herhangi bir cismin harekete karşıkoyan "eylemsizlik" kütlesiyle başka cisimlerce çekilmesini sağlayan "kütleçekimsel" kütlesinin aynı olduğu biliniyordu. Bu sorun güncelliğini hala korumaktadır ve bu eşitliğin doğrulanmasına yönelik yüksek duyarlıklı deneyler yapılmaktadır.

    İşte bu sorunu araştıran Albert Einstein, kendisinin de dediği gibi, "hayatının en mutlu düşüncesi"ni buldu. Madem ki çekim kütlesiyle eylemsizlik kütlesi eşitti, bu durum eylemsizlikle kütle çekiminin iki ayrı bakış açısından yorumlanan bir ve aynı olgu olduğunu kanıtlamaz mıydı? Bu temelüzerine Einstein, uzay ve zaman kavramlarımızı bir defa daha değiştirmemize yol açacak karmaşık bir matematiksel kuram geliştirdi: uzay, üzerinde cisimlerin herhangi bir etkide bulunmadığı boş bir toplanma mekanı değildi; kütlelerin etkisiyle değişikliğe uğruyordu: her cisim, bir çeşit uzay-zaman oyuğu içinde yuvalanıyordu ve bu, cismin kütlesi arttıkça daha belirgin bir hale geliyordu.

    Bugüne kadar genel göreliliğin geçerliliği deneysel olarak hiçbir şekilde olumsuzlanamamıştır. Dahası, "ikili pulsarlar" ve kara delikler gibi bazı gök cisimlerinin incelenmesi genel görelilik kuramına giderek daha fazla haklılık kazandırmaktadır.

    Not:Alıntıdır
    Düzeltme: Alıntı olduğunu belirtmemişim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kontrolsuz_guc -- 7 Aralık 2006; 13:46:24 >
    _____________________________
    .: :.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: msurucu

    Bugüne kadar genel göreliliğin geçerliliği deneysel olarak hiçbir şekilde olumsuzlanamamıştır. Dahası, "ikili pulsarlar" ve kara delikler gibi bazı gök cisimlerinin incelenmesi genel görelilik kuramına giderek daha fazla haklılık kazandırmaktadır.


    Tamamen doğru bir tespit. Göreliliği test edebilmek için "ışık hızına yakın hızlarda laboratuvarlara" ya da "laboratuvarda oluşturulacak kara deliklere veya pulsarlara" ihtiyacımız yok. Zaten gerek astronomi gerekse yüksek enerji fiziği bulguları hergün göreliliği defalarca test ediyor. Hiç de az test edilen bir teori değil görelilik.

    Aynı olaylar başka (henüz ortaya çıkmamış) teorilerle de açıklanamaz mıdır? Elbette açıklanabilir, ama elimizde henüz olgunluğa erişebilmiş bu tür teoriler yok. Bu klasik fizikteki kinetik enerji ifadesinin aslında özel görelilikteki enerji ifadesinin bir kısmına yaklaşık olarak eşit olması gibi birşey. Birileri de aynı şeyi görelilik için yaparak "daha kapsamlı ve genel" bir teori ortaya koyabilirler. Ama bu durumda göreliliğin yanlışlığı değil ancak biraz eksik olduğu ortaya çıkarılmış olur.
    _____________________________




  • Yanlış anlaşılma olmasın, yukarıdaki yazı alıntıdır
    _____________________________
    .: :.
  • relativite kuramı ile ilgili elimizde yerçekimi etkisi (dünya dışında) göz ardı edilerek yapılmış herhangi bir test var mı acaba?
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .

  • google da pek bir şey bulamıyorum unutmassam ayrın bi hocalara sorim belki onların bazı blgileri vardır.paylaşırım tabi unutmassam
    _____________________________
  • aslında yerçekimi ve ivme birbirinden ayrılamaz şeylerdir.Bir yerde çekim gücü varsa oraya doğru bir hızlanma yani ivme söz konusudur.Herkez bilecektir ki bir uzay gemisi dünyaya belirli bir mesafe yaklaşınca yerkekimi sizi otomatik olarak hızlandıracak ve ivme mevcut olacaktır.

    Burada kafama takılan şey şudur.İvme sizin uzay gemisinde yakıt harcayarak da elde edebileceğiniz bir olaydır .F yani force ile F= m.a meşhur newton denklemi ile söylenir. Ama bu formul evrensel değildir.Einstein bu formulü değiştirmiş ve ısık hızlarında başka bir formul çıkarımı yapmıştır.

    neyse uzun mevzu , soru şudur .yerçekimi ivmesi olmaksızın sizin uygulayacağınız kuvvet ile ivme yaratalır ise bu atamik saatlerin durumu pratikte ne olmaktadır.Teorik olanı bilebiliyoruz zaten .
    Hızın illaa ışık hızı olması gerekmez .Uzayda saatte 30000 km/h hızlar kolayca elde edilebilemektedir.Bu hızda giden voyager ile bunun fırlattığı ve dünya etrafına yerleştirdiği GPS uydusu saati arasında zaman sekmesi mevcut mudur? soru budur
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .





  • up :)
    _____________________________
  • kaotikadan hala yanıt gelmemiş

    Ben soruyu tekrarlayayım, Gps uydularının kendi aralarında ölçülebilmiş ,zaman sekmesi var mıdır yok mudur?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 11 Aralık 2006; 17:20:24 >
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .

  • vezir, uyduların her biri yerdeki saate göre senkronize ediliyor fakat saatlerinin birbirlerine göre karşılaştırılması yapılıp yapılmadığını bimiyorum.
    _____________________________
  • sağolsın kaotika aam aıl kanıt yerçekimi etkisi dışında bir ortamda hızlerı farklı 2 saati karşılaştırmak yadsınamaz sonuucu verirdi.Neyse nasıl olsa birileri yapar yakında .eskiden 10 sene bekliyorduk uzayda bir deny için , şimdi zırt pırt yapılabiliyor , maliyetler azaldı kg başına uzaya çıkmanın .Hey gidi günler hey ..
    _____________________________
    JUPİTER ve yörüngesindeki tüm UYDULARI ve doğal kaynakları ,madenleri Türkiye&amp;#39;nindir .

  • ikiside gorulemez
    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.