Forza Horizon 2 ile Bir Pazar Sürüşü (IGN Türkiye)

Xbox’ın yeni nesil açık dünya yarış oyununa ilk dokunuşumuz.



Forza Horizon 2’deki ilk yarışımızda, Sant’Agata Bolognese’in dışında, altımızda son çılgın minotaur (mitolojik yarı boğa yarı insan canavar) yeni Lamborghini Huracán olduğu halde start çizgisinde damalı bayrağın sallanmasını bekliyoruz. Çok satan Gallardo’nun tahtına kurulan Huracán, tehditkar çizgileriyle ekranımızda pırıl pırıl parlarken, 5.2 litrelik V10 motorundan çıkansabırsız,boynundaki tasmadan kurtulmaya çalışan bir aslan misali homurtular odamızı dolduruyor.



Beş jetten oluşan hava akrobasi timi, arkalarından İtalyan bayrağının renkleri olan yeşil, beyaz ve kırmızı duman çizgileri püskürterek üzerimizden geçtiği sırada, tepedeki sımsıcak İtalyan güneşi Huracán’ın sarı kaportasını kavuruyor.

Pilotlar neredeyse aynı anda gaz pedalına yükleniyor ve ilk kontrol noktasına giden yolda birkaç saniye kazanabilmek adına yakınlardaki bir tarlaya doğru yöneliyor. Bir anda gelişen bu çılgın off-road telaşındaki otomobiller, posizyon kapabilmek için engebeli zeminde ileri doğru atılıyor. Çarpılan çitlerler kıymıklara dönüşüyor; gürleyen süper arabaların altında parçalanan bitkiler, talaş taneleri gibi sağa sola savruluyor.

Off-road macerası , yarışın yeniden asfalta ulaşmasıyla kısa bir sürede sona eriyor ve otomobiller yollarına Akdeniz kıyılarının serinliğinde devam ediyor. Bu bölüm, talihsiz İtalyan kırsalını darmadağın etmenin dışında birazcık daha ince bir beceri gerektiriyor. Burada kaçınmak gereken sadece duvarlar ve korkuluklar yok, sivil araçlar da mevcut. Önümüze bir anda şerit değiştiren bir dört kapılı çıkabiliyor; bazı rakiplerimiz bunlardan başarıyla sıyrılırken, bazıları o kadar da kolay kurtulamıyor.

Lamboghinimizi deniz kenarında bir yılan gibi salınan virajlarında ustaca uçururken, iğneye iplik geçirir gibi trafiğin karmaşasında kıvrılırken, kullanımı kolayca kavrabiliyoruz. Forza’nın tipik üstün sürüş dinamikleri sanki, Motorsport serisinden Horizon 2’ye tertemiz bir geçiş yapmışız hissini veriyor.

Başka bir deyişle, Güney Avrupa düzenlemesi fırından yeni çıkmış tazelikte olsa da direksiyonun arkasında hissettiklerimiz birebir aynı gibi.

Ya da en azından, hava durumu değişinceye kadar...



Kraliyet Soyağacı

“Playground’u aşağı yukarı beş sene önce kurduk,” diyor Forza Horizon 2’nin yaratıcı direktörü Ralph Fulton. “Bir tutkumuz vardı. En iyi yarış oyununu yapmak istiyorduk. Yenilenmiş yarış oyunları yapmak istiyorduk. Bütün janrayı ileri taşıyacak yarış oyunları yapmak istiyorduk.”

Playgraund Games, Londra’ya 90 dakika mesafede bulunan Leamington Spa’da bir atölye kurmuş. Leamington Spa, yarış oyunu yetenekleri ve geçmişten günümüze, dünya çapında birinci sınıf yarış oyunlarıyla ünlü, bereketli bir kırsal bölge. Burası, Playground’un, 2012 yılında muhteşem bir çıkış yakalayan Forza Horizon’ından sorumlu ekibini topladığı zengin bir saha.

“Bir vizyonumuz vardı,” diyor Fulton. “Açık yollarda sürecek bir otomobil, müzik, heyecan, aksiyon dolu macera festivali vizyonumuz vardı. Ve öyle şanslıydık ki Turn 10 vizyonumuza inandı, bize inandı ve bunu yaratmamıza önayak oldu.

“Ve sanıyorum ki bunun kanıtı da, sınavı da oyunu çıkardığımızda geldi. Oyunumuzu dünyaya saldık ve ne oldu biliyor musunuz? Aldığımız tepki sonucu havalara uçtuk. İnsanlar kabul etmişti.

“İnsanlar onunla bağlantı kurdu. İnsanların onu kabul etmelerini, ‘duygusal bir tepki’ olarak düşünmeyi seviyorum. Bu güne geldiğimizde, Horizon festivaline hala yeni insanların geldiğini görüyorum, çünkü Horizon, Xbox 360’da satmaya devam ediyor. Deneyimlerini, Turn 10’deki çocuklarla ya da kendi aramızda oyun hakkında konuştuğumuz sırada kullandığımız aynı kelimeleri kullanarak ifade ediyorlar.”

Bu felsefi olgular – güzellik, özgürlük ve eğlence – stüdyomuzun baştan aşağı anayasasını teşkil eder. Aynen böyledir. Playground’un yaratıcılık merkez üssünün duvarlarında bu sözcükler yer alır. Şu anda bile, ilk Forza Horizon’ın ruhunu tanımlayan bu kelimelerin, birçok önemli açıdan Forza Horizon 2’yi bilgilendirdiği çok açıktır.



Avrupa Tatili

Horizon 2’nin güzelliğinin büyük kısmı muhteşem yeni düzenlemesinden ileri geliyor. Horizon 2’nin temelini Güney Avrupa oluşturuyor – özellikle Fransa’nın güneyi ve Kuzey İtalya’nın bazı yerleşim yerleri. Fulton, bu bölgelerin ilk Horizon için potansiyel alanlar olarak düşünüldüğünü fakat buralara iki farklı bölüm olarak bakıldığını doğruluyor.

“Avrupa’nın bu bölgeleri Horizon 1 için masanın üzerindeydi, ama biz bu yerleri ayrı ayrı düşünüyorduk,” diyor. “Ya Kuzey İtalya’yı yapacaktık ya da Fransa’nın güneyindeki Côte d'Azur tarafını.”

“Horizon 2’ye başladığımızda şöyle dedik: ‘Hadi gelin, bütün bu alana bir ağ atalım. Bakalım, bu bölgeleri birleştirdiğimizde ne elde edeceğiz?’

“[Orası] uçsuz bucaksız, gözalıcı manzaralara, nefis, bozulmamış doğal bir dekora ve inanılmaz bir çeşitliliğe sahip bir mekan. Alplerin eteklerinden Akdeniz’e uzanan bir doğa harikası. İtalya’daki Tuscany tepelerinden, Fransa sınırını geçtikten sonra karşımıza çıkan muhteşem Provence ve büyüleyici Côte d'Azur’a uzanan bir bölge. İnanılmaz çeşitliliği, hayranlık verici doğal yapısı, mükemmel manzaraları insanı keşfe davet ediyor. Büyük bir start için muhteşem bir dünyayla başlamak çok da zor olmadı.”

Horizon 2’de sergilenecek dünyanın sadece küçücük bir kısmını görmemize rağmen, ilk oyunun Colorado’suyla arasında korkunç büyük bir fark olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Horizon 2’de incelediğimiz birkaç bölüm, dalga dalga uzanan çayırların eşliğinde kıvrılan sessiz köy yollarından, küçük bir Avrupa kasabasının parke taşı döşenmiş caddelerine, tozlu toprak yollardan dağları delen beton tünellere kadar devasa bir çeşitliliği gözler önüne seriyor.

Aslına bakarsanız konu, Playground’un Horizon 2 için seçtiği lokasyonlara geldiğinde, görünümün her şey olmadığı ortada.



“Avrupa’nın bu bölümünün ikonik kasabalarını ve ikonik şehirlerini aldık, ama hepsini olduğu gibi seçmedik zira o kadar güzel, o kadar görsel çeşitliliğe sahipler ki,” diye açıklıyor baş oyun tasarımcısı Martin Conner. “Hangilerini alıp hangilerini almacağımız noktasında verdiğimiz en önemli kararlara, bu kasabaların üzerine kurulu oldukları yol ağları etken oldu.

“Yıllar boyunca bu kasaba, köy ve şehirler, doğanın içinde yol ağlarını örümcek ağı misali genişletmiş, dolayısıyla bir yarış oyununun perspektivinden baktığınızda Horizon 2’nin size ne çeşit seçenekler sunacağını hayal edebilirsiniz.

“Neredeyse klostrofobik duygular hissedeceğiniz Tuscany’deki bu çok yoğun kasabalarından çıkıp, Côte d'Azur’a ulaşıyorsunuz ve sizi 80 ila 100 metre genişliğinde bulvarlar karşılıyor. Trafiğin içinde makaslar attığınız saatte 400Km’likbir yarıştır bu artık. İşte oyunun çeşitliliğini ortaya koyan da bu şehir ve kasabaların ta kendileridir.”

Bütün bunlar bir yana, Horizon 2’ye daha iyi bir görünüm kazandırmak için güzel görüntülerden fazlası gerekti. İlk Forza Horizon, mükemmel görünüşlü bir oyundu fakat, yeni donanımın gelişiyleForza Horizon 2’nin güzellik ayağının perdahlanması daha karmaşık çözümleri gerektirdi.



Işık OL'sun

“Yeni nesil güzelliğinin doku çözünürlüğünden ibaret olduğuna inanmıyoruz,” diyor Fulton. “Bunlar eski nesle ait kavramlardır. Yeni nesil güzelliği ışıkla ilgilidir.

“Işıkla ve ışığın dünya üzerindeki yüzeylerde nasıl oynadığıyla ilgilidir. Onlara nasıl reaksiyon gösterdiğidir. O yüzeylerden nasıl yayıldığıdır. Bir otomobilin kaportasında parıldama şekliyle ilgilidir. Tüm dünyanın, Arnavut kaldırımlı bir sokakta oluşmuş bir su birikintisinin yüzeyinden size nasıl yansıdığıyla ilgilidir.

“Gerçeklik hissini veren kusurların gerçek anlamda ortaya dökülmesiyle alakalıdır. Burada, bir fren diski üzerindeki çiziklerden bahsediyorum. Aski bir ahır kapısının pul pul olmuş boyasından, paslanmış metalinden bahsediyorum. Yeni neslin güzelliği işte budur.”

Fulton, ekiplerinin, öncelikle grafik motoruyla, görsel bazlı ışıklandırma sistemiyle ve Forza Motorsport 5’in fiziksel modelleme materyalleriyle işe başlayarak bu durumu gayet iyi kavradıklarını ortaya koyması sonucu büyük bir avantaja sahip bir şekildeişe giriştiğini açıklıyor.

“Bu oyundaki mücadelemiz gerçekten de dinamiği yaratmak konusunda oldu,” diye devam ediyor. “O sistemlerin çalışmasını sağlamak ve koca bir dünyada günün herhangi bir zamanıyla ve hava durumuyla kombin etmek gerçekten çok zorlayıcıydı.

“Ölçeği de doğru tutturmak zorundaydık. Işıkla doldurmamız gereken kocaman bir dünya vardı elimizde. Araç farlarından gelen ışıklardan, sokak lambalarından gelen ışıklardan bahsediyorum.”

Gerçekçi görünmek zaten Forza 2’nin öne çıktığı konulardan biriydi. İleriki günlerde oyunun hava durumu efektleriyle ilgili daha fazla detaya gireceğiz ama ışıklandırma mevzusu açılmışken şunu söylemeliyiz ki oyunun görüntülerini ayrı ayrı analiz ettiğimizde, Horizon’ın güneşinin, sokak lambalarının ve otomobil farlarının nasıl da dünyayı doğru bir şekilde aydınlattığına hayranlık duyduk.

“Işık, bizim için gerçek anlamda çok önemli bir mevzu ve bu oyun için seçtiğimiz referans noktaları, ışık kalitesiyle isim yapmışlardır,” diyor sanat yönetmeni Ben Penrose. “Bu oyunda hiçbir şeyi şansa bırakmak istemedik. Gidip gördüğümüz ve oyuna aktarmaya çalıştığımız mekanların neye benzediği hakkında bir izlenim vermek istemedik sizlere. Mümkün olduğunca onları modelleme yoluna gittik ve bütün işleri Forza 5’den aldığımız fiziksel temelli yapı ile birlikte çalıştırdık.”

“Böylece fiziksel olarak doğru ve kesin bir dünya atmosferi modeli üzerinde uzlaştık,” diyerek gülümsüyor Penrose.

Teknik yönetmen Alan Roberts ise, Rayleigh saçılımı olarak bilinen bir optik fenomenin ayrıntılarından bahsederek sohbete giriş yaptı. Roberts, Rayleigh saçılımını, hem gün ortası gökyüzünün canlı mavi tonuna, hem de gün batımındaki kızıl ve sarı tonlarına neden olan bir etken olarak tanımlıyor. Uzun sözün kısası, Horizon 2’deki gözyüzü mavidir, çünkü bilim öyle söylüyor; yoksa, bir sanatçı pencereden dışarı bakıyor da, gördüğü renk tonunu oyuna uygulamaya karar veriyor diye bir şey yok.

“Bu da şu anlama geliyor ki biz, ışığın partiküller halinde atmosferle etkileşmesini kopyalayabiliriz,” diye konuşuyor Roberts. “Artık sanatçıların, gökyüzünün renklerini bir renk kartelasından seçmesine gerek kalmamıştır; biz, atmosferdeki partiküllerin miktarını modelliyoruz ve ışık da buna göre reaksiyon gösteriyor.”

Penrose, tam burada bir ekleme yapma ihtiyacı hissediyor: “Gerçek hayatta da böyledir, burada da aynen böyle işliyor.”

İkili, Horizan 2’nin atmosferinden partikülleri soyup çıkararak bir adım daha ileri gidiyor. Artık yıldızları görebiliyoruz (bu arada Penrose bizi, modellemenin bire bir kesin olduğu konusunda temin ediyor) çünkü, Taylor’un dediğine göre, “şu anda artık ayda ya da atmosferi olmayan bir gezegende gibiyiz.”

Horizon 2’deki fiili gece de tamamen farklı bir takım teknoloji çözümleri gerektiriyor. Playground, önceki jenerasyondaki ışıklandırma tekniklerini Horizon 2 planları için yeterli bulmuyor.

Sonuç olarak, Playground ekibinin işlerini en doğru şekilde yapma çabalarının yanında, ilerlemenin bu derece çarpıcı bir şekilde gelişim göstermesini iyi bir haber olarak alıyoruz. Farların taşra sokaklarını dilimlemesinden, iyi aydınlatılmış bir tünelin ışıklarının bir otomobilin kaportası üzerinden yansımasına kadar herşey mükemmel görünüyor.

“Horizon’la birlikte, far ışıklarının dinamiğini öne çıkardık,” diyor Penrose. “Artık bir sahnede görünen her bir ışık devingen (dinamik) olmuştur, öyle ki biz bunu, yeni nesil platformlara taşıyabildiğimiz bir başarı olarak görüyoruz.

“Far ışıkları artık standart ışık olmaktan çıkmış bir halde; bilindik bir far ışığının sapmalarını, renk saçaklanmalarını almış ve modellemişler; işte, tam da bu yüzden, kullandığınız aracın farından çıkan ışığın belli objeler üzerinden aldığı reaksiyonu görebiliyor, kenarlarında belli belirsizoluşan gökkuşağını gözlemleyebiliyorsunuz.”



Gittiğimiz Yerde Yollara İhtiyacımız Yok

Göz kamaştırıcı bir düzenlemeyle, her bir parçasıyla Forza Motorsport 5’deki emsalleri kadar etkileyici otomobilleriyle Horizon 2, tüm güzelliğiyle karşımızda duruyor. Peki ,Horizon’ı ayakta tutan diğer payandaları ne durmuda? Özgürlük ve eğlenceden ne haber? Fulton detaylarıyla anlatıyor.

“Büyük ihtimalle, insanların Horizon hakkında konuştuklarında en çok kullandıkları sözcük, özgürlüktür,” diye sözlerine başlıyor Fulton. “Sanırım, bu çok açık, öyle değil mi? Bu bir açık dünya oyunu. Forza Motorsport’da bir pist üzerindesinizdir. Birdenbire sizi özgür yollara salıyoruz.”



Playground, işi bir adım daha öteye taşımak istiyor; ekip, ilk Forza Horizon’da kullanmak zorunda olduğunuz yolların etrafındaki bariyerleri ortadan kaldırıyor. Giriş bölümünde tarif ettiğimiz, bizi bir tarlanın üzerinden diğer tarafa atlatan yeni felsefe işte bu. Bu tek bir olgu bile, ilk Horizon’a kıyasla daha iyiye doğru nasıl bir sıçrama yapıldığını açık seçik bir şekilde görebilmemizi sağlıyor.

“Eğer gerçek dünyada bir bariyer yoksa, bir duvar yoksa, bizim oyunumumuzda da olmamalı görüşünü benimsemiş durumdayız,” diye devam ediyor Fulton. “Sürücünün, gerçek dünyada olduğu gibi otomobilini istediği yere doğru sürebilmesini istiyoruz.”

“Bu da şu demek oluyor, Forza Horizon 2’nin dünyası, sadece Horizon’dan büyük değil, aynı zamanda üç kat daha fazla sürüş yapılabilecek alana sahip; üç kat daha oynanabilir boşluğa sahip. Yani, artık bilindik yollara mahkum olmayacaksınız; isterseniz yoldan gideceksiniz, isterseniz doğruca bir çitin içinden. Ya da bir üzüm bağına dalacaksınız. Veya bir ormana ya da bir tepeye tırmanacaksınız. Birden farkettik ki insanların hissettiği özgürlük duygusu Horizon için çok önemliymiş!”

İlave edilen bu özgürlük, sunulan ekstra alanla sınırlı kalmıyor. Bu fazladan alan Playground’a, oyuncuların yapacakları daha fazla şeyi sığdırma imkanı sağlamış; bunlar sadece yarışmakla ilgili de değil. Biriktirecek ve keşfedecek daha fazla şey, izini sürecek daha fazla sır ve ambarlar mevcut.

“Daha önce hiç sahip olmadığımız kadar içeriğe sahibiz,” diyor Fulton. “Oyuna katkı sağlayan, dünya ölçeğinde 700’den fazla etkinlik mevzu bahis; aşırıya kaçmadan, oyunu yüzde yüz oranında bitirmek için sanırım bir 100 saate ihtiyacınız olacak. Bu oyunu yarışlı, yarışsız, keşifle ve aracınızın burnunu istediğiniz noktaya çevirip o yönde devam etmenizi ve araştırmanızı sağlayacak öğelerle doldurduk. İşte özgürlük budur.”

Asıl mesele, bu genişletilmiş özgürlük alanının oynanışa ne tip şekillerde yansıyacağı. Örneğin, Martin Connor, Horizon 2’nin uzun mesafeli (12’ye kadar arabanın kırsal alanlarda yapacakları) yarışların yaratılışını, bariyerlerin inmesiyle birlikte organik olarak bir anda ortaya çıktığı şeklinde tanımlıyor.

“Çevrimiçi oyunumuzu açıp çalıştırdığımızda o an için onu destekleyecek hiçbir içerik yoktu; işte bu şekilde doğmuş oldu,” diyor Connor. “Kelimenin tam anlamıyla serbest dolaşıma ulaşmıştık. Şirketimizdeki insanlar ilk defa, beraberce, senkronize trafik içinde serbestçe dolaşmanın nasıl bir duygu olduğunu gördüler.”

“Yapabildikleri birkaç şeyden biri, dünyanın diğer kısmında bir grup GPS rotası çizip, belirledikleri bir rotaya doğru yarışmaya başlamak oldu. Bir yola bağlı kalmaktansa, bir sinek sürüsü gibi tarlalara, ormanlara daldılar.

“Sonraki birkaç günde heyecanla masama gelip ‘Bunu oyuna dahil etmelisin’ diyenlerin sayısını unuttum. İşte uzun mesafeli (cross country) yarış olayı böyle doğdu.”

Fulton’un The Bucket List (Kova Listesi) olarak açıkladığı diğer özellik de benzer durumlar neticesinde doğmuş.



“Bu da aslında, birbirine ‘Hey, bunu gerçekten yapmak zorundasın. Bir Raptor alıp, yolunu sadece farlarının ışığı aydınlatırken, geceleyin o ormana dalmalısın’ ya da ‘Kırmızı bir Ferrari’ye atlamalı ve sahil boyunca gaza basmalısın, aynen OutRun gibi,’ diyen tasarımcılar sayesinde başlamıştı,” diyor Fulton. “Bu meydan okumalar, bu yiğitlenmeler bizim Bucket List özelliğimize dönüştü.

“The Bucket List temel olarak, oyunculara ‘İtalya’dayken, Fransa’dayken bunları bunları yapmalısınız’ dediğimiz bir görevler listesidir. Buna olanak sağlamak için de arabaları sağa sola bırakıyoruz. Yani, arabanızla etrafta dolaşacaksınız ve bir McLaren P1 göreceksiniz ya da karşınıza bir Lancia Stratos çıkacak. Yolun kenarına park edilmiş olacaklar ve siz de gidip bu otobomillere atlayabileceksiniz ve sonra biz de size ayarlanmış bir görev vereceğiz.

“The Bucket List hakkında harika olan şey ise listeyi, oyunun çıkışından sonra güncelleyecek olmamız. İlk gün, tamamlamanız gereken iki tane Bucket List’e sahip olacaksınız. Ama çıkış ertesinde sizin için ücretsiz olarak yeni Bucket Listler güncellemeye devam edeceğiz ve siz de bizim dünyamızda harika şeyler yapmaya devam edeceksiniz.”



PGR Ruhu Yaşıyor

İş eğlence konusuna gelince, Fulton, eğlence teriminin çok geniş bir anlamı olduğunu savunuyor.

“Eğlence, epey genelleyici bi sözcük,” diye kabul ediyor Fulton. “Eğlenceli olduğu iddia edilen bir çok oyun halay ediyorum.”

Tam burada, Folton’un çok önemli olarak betimlediği Horizon 2’nin iki anahtar öğesi mevcut. Bunlar, Forza Motorsport 5’in Drivatar teknolojisinin ikinci oyunda çıkışı ve PGR (Project Gotham Racing) benzeri düzenlemelerin Horizon 2’nin ‘skill’ sistemine uyarlanması.

Fulton’a göre Forza Motorsport 5’deki Drivatar teknolojisi, ‘single-player’ yarış oyunlarını sonsuza kadar kökten değiştirmiş.

“Dönüp geriye bakacağımız,geri dönüşü olmayan nokta, işte o noktadır,” diyor. “Tüm oyunların AI’larıyla (Artificial Intelligence – Yapay Zeka) değerlendirilecekleri bir noktadır bu nokta. Drivatar teknolojisi dünyanızı gerçek insanlarla doldurduğunda, artık, CPU kontrollü botlarınızın sizi kurtaracağını düşünmüyorum.

“Arkadaşlarınız, topluluk üyeleriniz, onların kullandıkları otomobiller, hoşlandıkları kılık kıyafetler ve en önemlisi, kendilerine has sürüş tarzları. ‘Cloud’da nasıl sürmeleri gerektiğini öğrenmeleri. Bir virajı nasıl aldıkları. Nasıl sürat yaptıkları. Nasıl araba solladıkları ve bunun, herkesin oyununa aktarılması.

“Horizon 2’de Drivatar teknolojisinin düğmesine bastığımız gün yarış deneyimi tamamen değişti, dediğimizde bu, abartı olarak algılanmamalı. Yarışlar bir anda çok daha farklı oldu. Drivatar’ın öngörülemeyen vasıfları aniden, 3 arabanın aynı viraja kafa kafaya girmesini sağlamaya başladı; sadece gerçek insanların yapacağı şeyler yapmaya başladı. Bilgisayar kontrollü AI bunu asla düşünemez ya da o yönde programlanamaz.”

Forza Motorsport 5’deki Drivatarların öngörülemezliği, yarışı çok daha reaktif bir hale getirirken, önceden hazırlanmış konserve misali önümüze sunulmuş hissinden de uzak tutuyor. Aynı şey, bizim Horizon 2 deneyimimiz için de geçerli. Bazıları, sivil araçların etraflarından manevra yaparken, sanki diğerlerinde daha usta sürücülermiş duygusu yaratıyor.



“Forza 5’in çıkışından sonraki bir dönemde, şirketimizin duyuru panosunda, insanların benim Drivatar’ımın videolarını yolladığı şöyle bir başlık açılmıştı: bir pislik gibi araba kullanıyor,” diye açıklıyor Fulton. “Tabii bu arkadaşların şirketle ilişiği kesilmiş durumda,” diye de bir espri patlatıyor ardından. “Onlar için bu tarz şeyleri yaptıran kavrama güçleri, sosyal medyada ve kişisel olarak, yüz yüze anlatacağınız bu anılmaya değer anlar, Forza Horizon 2’deki Drivatar ile çok daha üst seviyelere çıkıyor.”

Ve, evet, Forza Motorsport 5 Drivatar’ınızda edindiğiniz onca eğitimi Forza Horizon 2’de kullanabileceksiniz.

Saniye saniye yarıştaki bir diğer değişim ise Skills sistemi. Her ne kadar eğlenceli olsa da Fulton’un da hemfikir olduğu gibi ilk Forza Horizon’ın yan ürünlerinden biri olmanın ötesine geçemedi. PGR’dan gelen küçük bir destekle bu da değişiyor.

“PGR serisinden beri hiçbir oyun, kazanmayı bu kadar tarz haline getirmemiştir diye düşünüyorum,” diyor Fulton. “Forza Horizon 2’yle stil sahibi olarak sürüş yapmak, kazanmak kadar önemlidir ve biz de, tam da bu yüzden, Skills sistemini, yaptığınız her şeyin önüne – ve merkezine – koyduk.”

“Oyun içide yapmaya çalıştığımız şey, harika bir sürüş tarzını, en az birinci gelmek kadar ödüllendirdiğimizden emin olmak oldu. Eğer her ikisini de becerebilirseniz, daha fazla güçlenirsiniz. Bazen altıncı gelseniz bile, eğer görmeye değer bir yarış performansı gösterdiyseniz, iyi bir ödülü hakketmiş olabilirsiniz. Çünkü etkili bir sürüş kadar görülmeye değer bir sürüş de bizim için aynı kefededir.”

Skill'leri arka arkaya kullanmak size sadece XP kazandırıp ilerlemenize katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Skills sistemi yeni Perk sisteminde de bağlanmış durumda. İlk Perk’ünüz, serbest dolaşımla elde ettiğiniz Skill’lardan XP kazanmanıza imkan sağlıyor. Daha yüksek bir Perk seviyesi, bir King oyununda size ekstradan iki saniyeliğine görünmezlik kazandırarak hızlı bir kaçış yapmanıza yardımcı olabilecek.

“‘Perk’lerin herbiri size bir avantaj sağlıyor;oyunun bazı bölümlerinde oynanışınızı geliştiriyor,” diyor Fulton. “Bu ‘perk’lerin kilitlerininin tamamını açmak için oyun içinde onlarca saatlik bir oynanış gerekmekte.”



Xbox Live'ın İçine "Live"ı Koymak

Horizon 2’nin çekirdek değerlerini genişletmek adına eklenen dördüncü bir çift sözcük mevcut: internete bağlı. Playground Games, Horizon 2’nin çevrimiçi bağlanabilirliğinitam anlamıyla kusursuz hale getirmek için çalışmış.

Sonuç, biz oyuncuların geleneksel olarak single-player ve multiplayer olarak tanımlayacağımız aradaki çok küçük farklılık olarak ortaya çıkıyor. Tek başına ve çok oyunculu oynanışı, iki münferit mod olarak değerlendirilen İlk Horizon’ın aksine, Horizon 2’de, dünyanın herhangi bir yerinde, istediğiniz anda her ikisinden birine geçiş yapabiliyorsunuz.



“Gerçek yeni nesilden kastım budur,” diye açıklıyor oyun tasarımcısı Ben Thaker-Fell. “Bekleme yok, her şey anında.”

“Yalnız başınıza oynuyorsanız, etrafta dolanıp XP peşinde koşuyorsanız, isteyeceğiniz son şey, arkadaşlarınız çevrimiçi oldu diye o ana kadar yapmış olduğunuz ilerlemeyi kaybetmek olacaktır; sosyalleşmekle oyununuzda ilerlemek arasında kalmak istemezsiniz.

“Böylece, bu birleşik sistem sayesinde hem arkadaşlarınıza katılabilecek hem de yalnız başınıza oynarken ne yapıyorsanız, aynen devam edebileceksiniz. Beni, çevrimiçi oyun oynamaya iten anahtar faktörlerden biri budur – daha önce yaptığım şeyi bırakmak zorunda olmamam. Ve dediğim gibi, bu iş özel sunucular vasıtasıyla anında gerçekleşebiliyor. Lobiler yok, yükleme yok; doğrudan geçiş var, istenilen anda.”

Bize bir demo izlettiler. Buzdağının görünmeyen kısmındaki böylesi bir sistemin bariz karmaşıklığına rağmen, bir moddan diğerine geçiş, aynen söyledikleri gibi bir anda oldu. Bir yol boyunca giden bir arabayı izledik; oyun tek kişilik moddaydı ve harita, trafikle, ışıklarla ve atmosferik durumlarla doluydu. Bir düğmeye basılmasıyla, oyun tek kişilik moddan çevrimiçine geçerken oyun kamerası, hala hareket halinde olan arabanın ön tarafına doğru kaydı. Daha cümlemizi tamamlamadan Drivatarlar gerçek oyuncularla yer değiştirdi ve şartlar ve trafik, senkronize bir şekilde bir çevrimiçi devam eden oturuma geçti. Bütün bunlar olurken arabamız, birkaç saniye öncesi gibi aynı yolda yoluna devam diyordu. Kesinlikle hatasız bir geçiş olduğunu gözlemledik.

“Aslında ben, uzun bir süre önce, tasarımcılarıma, single-player ve multiplayer terimlerini kullanmayı yasaklamıştım,” diyor Fulton. “Bunlar eski moda tabirler, eski generasyona ait terimler; bunları yasakladım çünkü insanların iki ayrı sistem olduğunu düşünmelerine teşvik ediyor.

“Bunun artık bir anlamı kalmadı; yalnızsanız Drivatarlarla, çevrimiçiyseniz arkadaşlarınızla oynayabileceğiniz, birleşik bir yapıya sahip tek bir oyunumuz var. Bu da şu anlama geliyor, her neredeyseniz, ister serbest dolaşımda olun, ister yarışlarda, ister çevrimiçi olun, ister yalnız takılın, yaptığınız herşey oyunda ilerleminize katkı sağlıyor. Her zaman seviye atlıyorsunuz. Oyunun her neresinde olduğunuza bakılmaksızın, her zaman yeni ödüller kazanıyorsunuz.”

Çevrimiçi deneyimdeki iyileştirmeler de sadece teknikselliğe dayanmıyor. The Horizon 2 ekibi, kulüpler konusunda da en başa dönmüş; artık 1000 kişiye kadar üyesi olan kulüpler yaratabileceksiniz. Bu kulüplere Car Meets adını vermişler.

“Gerçekten de gerçek dünyada ne oluyorsa, ondan esinlenildi,” diye açıklıyor Fulton. “Arabanızı bir Car Meet’in önüne çekebilir ve çevrimiçi olarak orada takılabilirsiniz. Böylelikle sosyalleşebilecek, yeni insanlarla tanışıp muhabbet edebileceksiniz.”



Bir Car Meet’de arabanıza özel yaptırdığınız tasarımları ya da modifikasyonların havasını atabilir ya da diğer insanlarınkine göz atabilirsiniz. Oyuncular Car Meet’lerde, birbirlerinden kıyafet, oto aksesuar ve hatta olduğu gibi bir araba alabilecek. Bunun ötesinde, Car Meet, diğer insanlarla parti yapabileceğiniz bir ortam hizmeti de veriyorken orada sadece arkadaşlarınızın çevrimiçi olmasını da bekleyebileceksiniz. Durağan bir lobinin aksine Car Meet’lerde diğer oyunculara meydan okuyabilir ve Showdown Races olarak adlandırılan çabuk bir yarış teklifi yapabilirsiniz. Showdown Race’ın tamamlanması sonrası doğrudan Car Meet’e geri döneceksiniz. Yani, birkaç dostunuzla buluşacaksınız ama bazıları geç kaldı, oyuncu tag’lerine boş boş bakıp duracağınıza, elinizdeki zamanı değerlendirmek için hızlı bir yarışa girişebilirsiniz.

Yarışlara ek olarak, Horizon’ın daha da çılgın olan, King gibi multiplayer modları Horizon 2’de yer bulmuş. Fakat bu sefer, görev için önceden ısmarlanan arenalar tasarlanmış. Oyuncu sayısına (maksimum 12) göre ölçeklendirilen bu arenaların hoş ve değişken olacağı sözü veriliyor. Bizim gördüğümüz arena, yarı gömülü taş levhaların oluşturduğu bozuk bir zemin ve sürüş yeteneklerini zorlayacak dar bir kemerli geçidin bulunduğu yemyeşil bir tepenin üzerine tünemiş yıkık bir manastırdı. Thaker-Fell ayrıca, çevrelerinden dolanılması gereken konteynerlerle dolu bir endüstriyel yükleme limanı olduğundan bahsetti.

Xbox One - Yarış Tutkunlarının Yuvası

“Bir stüdyo olarak gerçekten yapmak istediğimiz şey, amacımız, bütün yarışçılar için Xbox One’da bir yuva kurmak,” diye açıklıyor Turn 10 yaratıcı direktörü Dan Greenawalt. “Xbox One’ı yarış eviniz yapmak. Kendi benzersiz tadı olan, benzersiz vizyonu olan Horizon 2 gibi bir oyuna sahip olmakla bu iş yapılmış sayılır ki Forza Motorsport da kendi benzersiz tadına sahiptir ve üstüne üstlük her ay güncellemeler almaktadır. Diğer yandan müşterilerimizle her zaman iletişim halindeyiz ki bu, diyalog yaratmak, Xbox One’ın çok iyi becerdiği bir şey.”

Playground’un çekirdek kadrosunu bir yana koyarsak, Ralph Fulton, Forza’nın arkasındaki gerçek gücün, stüdyosunun Turn 10’le yapmış olduğu ortaklık olduğuna inanıyor.

“Birlikte çalışan iki ekip,” diyor. “Fikirleri bir araya getiren, yaratıcılıklarını birleştiren, tek bir teknoloji tabanı üzerine çalışan dünya çapında mühendis ekipleri deneyimlerini ve bilgilerini paylaşmakta.”

“Bu da bize daha fazla yenilik yapma fırsatı sunuyor;diğer ekiplere göre daha fazla zorlama, daha ileri gitme şansı tanıyor. Dan’in de dediği gibi, yarış oyunları için gerçek bir yuva, yarışseverler için Xbox One’da gerçek bir yuva yaratabileceğimiz inancını paylaşıyoruz.”

Daha fazla Horizon 2 haber ve gelişmeleri için bizi takip bizi önümüzdeki günlerde ve haftalarda takip etmeyi unutmayın. Yaratıcı direktör Ralph Fulton’la yaptığımız uzun bir söyleşi, oyunun bazı marka çalışması etkinlikleyle ilgili haberler, Horizon 2’nin çevrimiçi oynanışının derinlemesine incelenmesi, Horizon 2’nin inanılmaz sesiyle kamera arkası görüntüleri ve daha da fazlası Haziran ayı boyunca sizlerle olacak. Bizden ayrılmayın...