Şimdi Ara

En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (27. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
1.481
Cevap
21
Favori
75.624
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2526272829
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu sayfayı canlı görmek beni mutlu ediyor. Bazen bi bakıyorsun 2 hafta kimse yazmıyor buraya. Şimdi herkes burada. Herkesin belirttiği bu ''doygunluk noktası'' bir gerçek. Animelerde buna ulaşmadım henüz. Ama başka şeylerde yaşamıştım. Umarım o noktaya hiç ulaşmam diye umuyorum ama gerçekten zor. Şimdilik tam gaz olmasa da belli bir hızda devam ediyorum. Anime olarak başladığım bu dünyada artık mangalar da ilgimi çekiyor. Benim gidecek daha çok yolum var. :)) Neyse konuyu dağıttım yine buraya yorum yapan herkese teşekkürler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sen to Chihiro no Kamikakushi
    Spirited Away


    Macera, doğaüstü türlerini içeren bu anime 10 yaşında olan tatlı mı tatlı Chihiro isimli kız çocuğu olan ana karakterimizin ailesi ile birlikte kırsal kesimde yeni bir hayata başlamasından hemen öncesini konu alıyor. Yolu tam olarak çıkaramayan babamız biraz inatla karışık ailesini çok farklı yollara sokuyor ve sonrasında olanlar oluyor. Az da olsa drama içerdiğinden türlere eklenmiş ama bence tür olarak eklenecek seviyede bir drama yok. O sebeple drama sevmeyenler dramayı görünce korkmasınlar. Muhteşem ötesi çizimlere, çizim detaylarına ve çizim açılarına sahip 2001 yapımı bu anime tartışmasız benim izlediğim en iyi animasyona ve çizime sahip. Animeyi izleyecek olanları görsel bir şölen bekliyor haberleri olsun. Müzikleri ise çizimleri gibi alanında en iyilerden birisi olacak kadar iyi olmasa da birçok animeye göre güzeller. Anime içinde şu an yaşadığımız dünya ile ilgili, genel tarih ve japonya'nın tarihi ile ilgili ve daha çıkaramadığım birçok gönderme içeriyor. Macera ve doğaüstü anime türlerini sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir anime. Benim 10 vermediğime bakmayın benim favori türlerimi içermemesinden kaynaklı ben biraz puan kırdım. Ama bahsettiğim türleri sevenlerin büyük ihtimal eşsiz başyapıt listelerine girecektir anime.

    9/10



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi defaulticus -- 30 Mayıs 2020; 17:47:56 >




  • Kiznaiver
    En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Daha önce izlediğim başka bir animeye çok benziyor hangisi hangisinden esinlendi bilmiyorum ama başta bu hoşuma gitmedi bırakmak istedim.Neyse devam ettim bir şekilde aslında konu güzeldi ama çok tatmin olmadım.Ana karakterler duyguyu tam veremedi.Yan karakterler daha iyiydi diyebilirm.Konusu ilginç ve güzel sonuda fena değil.İzlenir mi izlenir ama daha iyi animeler izlemiştim.7 puan verebilirim.Ha ayrıca opening müziği çok kötü izleyecek varsa atlasın😂Ayrıca yuri oluyor sanırım o var ana konu olmasada.Rahatsız edici sahneler vardı az ama sevmedim o kısımları.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SenseiReki -- 3 Haziran 2020; 5:53:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • SenseiReki kullanıcısına yanıt
    Konuya hosgeldin. Gune standart bir anime incelemesi ile baslamak gibisi yok : )

    Bu seri arsivimde vardi en azindan izlenebilir bir puan almis.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Genel olarak anime konusuna baktığımda gördüğüm şey herkesin hayalkırıklığı içerisinde olduğu. Çünkü aramızda gitgide animelerde kalitenin düştüğüne yönelik bir algı oluşuyor veya zaten bindebir çıkan gerçekten klasik olan animeleri tükettikten sonra vasatlara doğru gittiğimiz için haliyle gökyüzüne uzanan beklentilerimizi karşılayan seriler göremiyoruz. Birde bunun üzerine ne kadar çok anime izlersek o kadar çok klişe görmeye başlıyoruz.

    Animelerin içine düştüğü bu durum şahıslardan öte sistemin bu şekilde çalışmasından kaynaklanıyor. Çünkü animeler genelde mangalara, mangalar ise ticari kaygı güden ve devamlılığı zorunlu olan dergilere dayanıyor. Mangaka ise başarılı olduğu andan itibaren geçimini sağlayabilmek için sürekli başarılı olma baskısı altında kalıyor. Mangakaların kaliteli hikaye yazamayışlarının birkaç nedeni olduğunu düşünüyorum.

    1 - Kervan yolda düzülür anlayışı. Yani bir mangaka hikayesine başladığı zaman bunun sonunu düşünmüyor. Önemli olan ilgi çekici bir konu ve başlangıç yapmak sonunu sonu gelince düşünürüz gibi bir algı var. Veya hikayeye başladıktan sonra aradan geçen yıllar ve bir ton dış etken nedeniyle düşündüğü kurgu ile 2 yıl sonraki sonucun alakası olmuyor. Bu hikayede bütünlüğü kötü etkiliyor, çünkü belki hikaye ticari kaygılarla uzatılıyor, belki yazarın fikir dünyası değişiyor ve hikayenin örüntüsü bozuluyor zamanla, ayrıca bir haikye uzadıkça aklınızda tutmanız gerekenler artıyor kompleksleşiyor ve bağlayıcılığı zorlaşıyor.

    2 - Mangaka dış etkenlere çok açık. Başarılı oldun, hikayen yayınlandı peki ya sonra ? Her hafta demoklasin kılıcı gibi popülerlik anketleri tepende sallanıyor. Hayran mektupları algını etkiliyor, keza artık tek başına yazan ve kurgulayan biri değilsin her yazdığın yanındaki bir ekip ve editör tarafından kontrol ediliyor. Yani özgür değilsin böyle bir ortamda mangakanın sanat kaygısı yerini başkalarının onaylayacağı şeyler yazma dürtüsüne bırakıyor. Yani bu durumda güvenli sularda kalmak daha cazip hale geliyor.

    3 - Kurumsallaşma. Burada bahsetmek istediğim derginin veya animenin ve komitenin tarzının mangakaya dayatılması. Yani her hafta bir editör geliyor mangaka ile toplantı yapıyor. Yazdığı müsveddler üzerinde düzeltme yapıyor ve içeriğin değişmesine neden oluyor. Elbette yeni başlayan birinin belki çok bariz hatalar yapmasını engelliyor olabilir bu süreç fakat bunun dışında mangada bulunan amatör ruh ölüyor diye düşünüyorum. Editörler mangakaları belli bir kalıba sıkıştırıyorlar. Genelgeçer kendi benimsedikleri doğrulara uygun eserler yazılmasına yol açıyorlar. Halbuki sanat cesur ve aykırı olmalıdır. Dergiler veya kurumlar ise cesur ve aykırı şeyleri pek sevmezler.

    Tüm bunlar ışığında zaten bir mangakanın elinden gerçekten sanatsal değeri olan bir metin çıkması aslında beklenecek bir durum değil tersine bir sürprizdir. Manganın formatı ve işleyiş süreçleri onu halk için sanat anlayışına sürükler. Geniş kitlelere hitap etmeye çalışan her türlü sanat bayağılaşır bu genelgeçer bir kuraldır. Dolayısıyla eğer bizi tatmin edecek eserler arıyorsak mümkün olduğunca genel halka hitap etmeyen daha niş kitleleri etrafında toplayan türlere yönelmeliyiz belki de...

    Bütün bunları niçin yazmak istedim peki çünkü daha yeni Shinsekai Yori adında muhteşem bir anime izledim ve nette şöyle bir yazılara bakarken bunun bir roman uyarlaması olduğunu öğrendim. İçimden şu düşünce geçti eğer bir mangaka yazsadı zaten bu kadar tutarlı ve güzel olamazdı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 4 Haziran 2020; 9:27:31 >




  • Periah kullanıcısına yanıt
    Kapitalizm her yerde. Geçim derdi ile yazan çok. Baskı çok. Editörler rezil de eder vezir de eder. Güzel yazmışsın eline sağlık senpai :)

    Bu arada shinsekai yori candır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Violet Evergarden'ı izledim. Fena değildi, duygusal yönü ağır basan bir animeydi, bana çok hitap etmedi.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Shinsekai Yori ( Yeni Dünyadan )

    Normalde çok sık anime izlemediğim için stüdyolara vb. pek önem vermem, işin arka planına dikkat etmezdim. Son zamanlarda yaşadığım bazı büyük hayalkırıklıkları yüzünden artık dikkat etmemek elimden gelmiyor : ) Shinsekai Yori animesini yapan stüdyo A1 pictures ve gerçekten oldukça kaliteli işlere imza atıyolar ( Genel olarak değil, teknik olarak ). Animenin görselleri, müzikleri, teknik arka planı çok güzel yapılmış. Oldukça hoş manzaralar ile karşılaştım, animede verilmek istenen duyguyu çizimler ile pekiştirdikleri sahneler mevcut ve burada stüdyo daha bir önplana çıkıyor çünkü bu anime bir roman uyarlaması. Yani çizimler tamamen kendileri tarafından yapılmış.

    Roman uyarlaması olduğundan bahsetmişken bunun en büyük artısı kesinlikle hikaye üzerine olmuş. Animenin öyküsü, kurgu kesinlikle çok iyi. Başından sonuna kadar tutarlı ve ilmik ilmik işlenmiş bir öykü izliyoruz. Seri oldukça uzun bir zaman dilimine yayılıyor ve bu zaman dilimi boyunca kurgu gittikçe daha güzel, karanlık ve hüzünlü bir hale bürünüyor. Animeyi izlerken sürekli birilerinden nefret ettim fakat nefret ettiğiniz kişilere bir yerde de hak veriyorsanız o animenin kurgusu sıradan bir kurgu değildir.

    Karakterler naylondan değil animede herkesi koruyan gözeten gizli bir el yok. Yani insanların başına birşey gelecekse geliyor kurguyu mahvetmek uğruna, seyirciyi üzmemek adına eser hiçbir noktada katledilmemiş. Bunu animenin roman uyarlaması olmasına bağlıyorum. Keza tutarlı oluşunu, olgun oluşunu, mantıklı oluşunu herşeyi roman uyarlaması olmasına bağlıyorum. Animeyi izlerken kısa süre sonra hikaye sizi içine çekiyor ve gerçekten ne olacağını merak ediyorsunuz. Kurgunun içerisine konan sürpriz gelişmeler tahmin edebileceğiniz nitelikte değil bu nedenle hikaye açıldıkça büyüsü bozulmuyor. Romanın derinliğini korumayı başardıklarını düşünüyorum. Tabiki animesi bu şekildeyse romanı kesinlikle daha güzeldir. Ama güzel manzaralar ve müzikler eşliğinde olayları kendi gözünüzle görmenizin yeri de bence ayrı.

    Shinsekai Yori beni oldukça etkileyen bir anime oldu. Seriyi bitireli 2 gün geçti fakat bittiğinden beri içimde bıraktığı rahatsızlık duygusu hala duruyor. Bu güzel animeyi bu yazıyı okuyan bütün arkadaşların izlemesini şiddetle öneririm.

    10/9



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 5 Haziran 2020; 9:36:59 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    İtazura na Kiss

    Çok enerjik, aklı havada pek de zeki olmayan iyi kalpli bir kızın okulun en başarılı, duygusuz ve yakışıklı öğrencisine aşık olması ve onunla olan ilişkisini oldukça uzun bir zaman dilimine yayarak anlatan bir anime. Bu açıdan baktığımızda animenin başında aldığım hava ile animenin sonu çokda aynı hissettirmiyordu.

    İtazura na kiss başarılı bir anime değil. En başta ortaokula giden herhangi bir çocuğun yazabileceği kadar basit ve dandik bir senaryoya sahip özellikle animenin ilk yüzde 70i için konuşuyorum. Bir roman yazıldığında daha ilk ve en temel kural şudur. Hikayeyi mümkün olduğunca az tesadüf ve zorlama olaylara dayandır. Başarılı bir yazar öykünün doğal akışı içerisinde düğümler oluşturup bunları çözebilen kişidir. İtazura no Kiss'de bunlar yok. Kurguda yok hiçbirşey yok.

    Anime ilerledikçe biraz olgunlaşmasa bu animeye rahatlıkla çizgi film diyebilirdim. Hatta ergenlik çağına ulaşmamış çocuklara izlettirinde diyeibilirdim ama animeyi yarıda kestirip atmadım ve sonuna kadar izledim . Sanırım oldukça çok boş zamanım var... En azından anime yerinde saymadı. Karakterler yaşları ilerledikçe biraz olsun olgunlaştı. Hikayenin temas ettiği noktalar birazcık daha iyi hale geldi. Ama zaten seviye o kadar yerlerde sürünüyordu ki anime çok kötüden kötüye terfi etti diyebilirim. En azından son bölümlere gidildikçe aile saadati, karı koca arasındaki ilişkinin ergen ilişkisine üstünlüğü sayesinde katlanılabilir bir hale geldiğini söyleyebilirim.

    Bu arada bu animenin gerçekten çok seveni olduğunu düşünüyorum. Myanimelist incelemesin 9 puan verenler mi dersiniz, üzerine bir sürü film ve dizi çekilmesini mi dersiniz. Gerçekten insanlar oldukça basit varlıklar...

    10/4 (İlk yüzde 70i 10/3, kalan yüzde 30u 10/5)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 7 Haziran 2020; 11:3:17 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Inuyashiki

    Gantz mangasını yazan kişinin eserlerinden biri bu anime. Çizimler olsun, karakterler olsun, bazı olaylar ve animenin genel atmosferi olsun Gantz'a oldukça benziyor. Zaten mangaka da bunu saklamaya hiç çalışmamış...

    Animenin çizimlerinde dikkat ettiğim nokta insanların içindeki çirkinliği sanki yüzlerine vurmuş gibi görünmeleri oldu. Animede insanlar hiç sevimli görünmüyor tam tersine çizim tarzı onları itici bir hale getirmiş. Keza bu animede ana karakterin yaşlı ve çirkin bir adam olması da zaten genel atmosferi destekliyor. İnsanların birbirlerine karşı olan acımasızlığı, toplum içerisindeki yalnızlıkları ve hayatın çirkinliği karşısında bir başına çaresiz kalışlarını izliyoruz. Animenin merkezinde bulunan iki karakterde sadece yaşadıklarını hissetmek için iyilik veya kötülük yapıyorlar. Şehir yaşamında ruhsuz bir robottan başka birşey değiller çünkü
    robot olduklarında ise aslında sürekli bastırılmış olan duyguları açığa çıkıyor ve insan oluyorlar...


    Gantz benzetmesinden az çok anlayacağınız gibi anime oldukça sert sahneler içeriyor. Yalnız her ne kadar oldukça uç noktalarda olaylar olsada karakterlerin ve kurgunun içi dolu gibi gelmedi bana. Evet anime kendisini izlettiriyor fakat karakterlerle pek fazla özdeşleşebildiğimi veya karakterlerin neden öyle olduklarının yeterince hissettirilemediğini düşünüyorum.

    Bahsetmek istediğim bir başka nokta ise animenin pek steril bir ortamda geçmemesi. Yani günümüzde kullanılan bazı siteler veya şahıslar yer yer animede görünüyor. Yani diğer seriler gibi sanki bu dünyadan, siyasetten, kültürden kopmuş bir fanusun içerisinde yaşayan bir dünyada geçmiyor en azından.

    Sonuç olarak Inuyashiki izlenebilir bir anime. 18 yaşından büyükseniz ve gerçek dünyada geçen bir bilimkurgu arıyorsanız bakabilirsiniz. Sadece çok uç olayların gösterilebilmesi o animenin derin olduğunu göstermiyor bana kalırsa. Mangaka modern yaşamın çıkmazlarını iyi yakalıyor ama bunların altını dolduramıyor.


    10/7



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Haziran 2020; 19:17:48 >




  • Inuyashiki tam benim aradığım tarzda animeydi. İçinde cıvıklık yok ve ciddi bir atmosferi var. Ayrıca aksiyon unsurları da doyurucu sayılırdı :) Bu tarz başka seriler biliyorsanız önerebilir misiniz hocam?
  • Ajin var bu tarzda.

    Birde tarzi yakin olmasa da Hai to Gensou no Grimgar var bu animeye ciddi atmosferli Sao diyebilirsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Ajin var bu tarzda.

    Birde tarzi yakin olmasa da Hai to Gensou no Grimgar var bu animeye ciddi atmosferli Sao diyebilirsin.
    Ajin'i izleyeceğim. Grimgar'ı beğenmemiştim. Bölüm sayısına göre temposu çok ağırdı bence.
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Grimgarı ben beğenmiştim, ama sevmeyenler hiç sevmiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kingocd kullanıcısına yanıt
    Ben sevmeyenleri de gayet iyi anlıyorum herkese hitap eden bir tarz değil. Ama bende beğenmiştim o animeyi mlsf devamı gelmedi...

    Belki ilerde mangasını okurum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Haziran 2020; 18:41:24 >


  • Yahari Ore no Seishun Love Comedy wa Machigatteiru. Zoku
    Bölüm sayısı: 13+13+ 2 ova
    Türü: Slice of life, okul, romantik, dram, komedi


    Kısa adı oregairu. Başrol Hikki, Hyouka'daki Hotaru'ya çok benziyor ama geri kalan karakterler hiç benzemiyor. Kulüp animesi ama hiç ilgimi çekmedi benim. Yine de izletti kendini. Kulüp animesi deyince K-On gibisi yok bence.
    Bu animeyi çok seven varmış baya. Ama bana hitap etmedi malesef.
    6/10




    Mirai Nikki
    Bölüm sayısı: 26+1 ova
    Türü: Aksiyon, Psikolojik, Gerilim, Gizem, Doğaüstü, shounen


    Bu animenin türünde ecchi neden yazmıyor anlamış değilim. Fazlasıyla vardı. Dedim türünde yazmıyor o kadar önemli değil ama yanılmışım, bu kadar ecchi olduğunu bilsem izlemezdim. Kan, vahşet ve bu tarzda ecchi ile resmen liseli gençlerin hayallerini süsleyen fazlasıyla shounen bir yapım olmuş.

    Konusuna gelirsek animenin adından gelen herkesin kendi gelecek günlüğü var. Tabii verilen kararlara göre gelecek değişip duruyor sürekli. 12 gelecek günlüğü kullanıcısı turnuva tarzı ölümcül bir yarışa girer. Aklıma Turnuva filmi geldi. Böyle öl veya öldür tarzı bir konu hiç eskimeyecek sanırım. Animeler arasında da Fate/stay night ve btooom var. Hiçbiri de bi seinen Fate/Zero tarzında anime yapmıyor malesef. Mirai Nikki'de çok fazla tutarsızlık vardı. Mesela polisin sanki dünyada başka kullanacak hiç adam kalmamış gibi liseli gençler ile operasyon yapması gibi...

    Aslında Elfen Lied'e yaptığım gibi 1 puan verirdim ama merak ettirip sonuna kadar izletti yine de tavsiye etmem.
    3/10




    Kuuchuu Buranko
    Bölüm Sayısı: 11
    Türü: Komedi, Dram, Psikolojik, Seinen


    Bu animeyi izlerken Bir Psikiyatristin Gizli Defteri kitabını okuyormuş gibi hissettim. O kitapta sıradışı 25 vaka vardı. Tabii kitap profesyonel yazılmış baya. Bu animede de 11 bölümde 11 vaka görüyoruz. Tabii anime olunca işler biraz daha karışık. Başrol karakterimiz Psikiyatrist doktorumuz da sorunları çözüyor. İlgi alanına giren sevebilir bu animeyi. Bu konuda bir anime yapılması çok ilginç ve cesurca olmuş.
    Animede plasebo etkisinin de anlatılması güzel olmuş. Animede plasebo demiyor tabi. Ekşi sözlükte plasebo hakkında ne denmiş bakın :
    60'lı yılların sonunda Amerika'da 500'e yakın kanserli hastanın üzerinde kullanılmış ve bu hastaların %40'ı bu yeni ilaca öylesine inanmışlardır ki düzelmişlerdir. Testlerden sonra "size sadece şekerli su" verdik dendiğindeyse sadece %10'unun inanması bi o kadar acayiptir.

    Animede kullanılan çizim iyi mi desem kötü mü desem bilemedim. Ama ilginç olmuş, sevdim ben. Ayrıca 4. duvar aşılarak seyirciye bilgi verilmesi de gayet iyiydi.
    9/10

    Edit: mirai nikki puanı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi maybe4you -- 30 Haziran 2020; 14:54:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • maybe4you kullanıcısına yanıt
    Kuuchuu Buranko bu animeyi ilk defa duydum. Listeme ekledim Seinen olması bile izlemek için bir neden.
  • Periah kullanıcısına yanıt
    Zodion Z kullanıcısına yanıt
    @Zodion teşekkür edelim. Onun tavsiyesiydi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: maybe4you

    @Zodion teşekkür edelim. Onun tavsiyesiydi.
  • Natsume Yuujinchou
    Natsume's Book of Friends


    Hayattan kesit, iblis, doğaüstü, drama ve shoujo(erkek karakterlerden dolayı genç kızlara daha uygun) türlerini içeren bu anime, Natsume Takashi isimli genç bir erkek çocuğunun herkesin göremediği bazı şeyleri görmesi ile beraber gelişen olayları konu alıyor. Bu anime görsel olarak normal sayılabilecek bir anime. Ama insanı dinlendirici müzikleri ve özellikle her sezonu ayrı bir kalitede olan opening ile ending songları bu zamana kadar gördüğüm animeler içerisinde en iyilerdi diyebilirim. Japon mitolojisi hakkında da güzel detaylar içeren bu anime, episodik bir yapı ile bölümleri ayırmış. Neredeyse her bölümün kendine has bir hikayesi mevcut. Bu bazen 2-3 bölüm de olabiliyor. Drama ağırlıklı ilerleyen bu anime insanın mutluluktan dahi hüzünlenmenizi sağlayacak kadar kaliteli hikaye işleyişine sahip. Bunları da ana karakterin duygularını sömürerek yapmıyor. Çok sade bir şekilde size sunarken sizi etkilemeyi de başarıyor. Özellikle bazı bölümleri var ki draması ile ünlü birçok animeyi yaratıcılıkla beraber sollayıp geçecek kalitede. İnsanı bu kadar sakinleştiren, içini ısıtan bir anime izlememiştim. Son olarak buradan bu animenin mangasını yazanları tebrik etmek isterim. 13 bölümlük 6 sezonda neredeyse her bölüm için ayrı bir hikaye yazıp bunları da izleyiciyi baymadan kurgulayabilmeyi başarmak kolay bir şey değil. Ve mangası hala devam edecek gibi gözüküyor. Her sezonu ile azar azar üstüne koymaya devam ediyor. Kalite olarak belli bir çizgisi var ve o çizgiden genellikle çıkmıyor(bazı muhteşem bölümleri hariç). Özellikle episodik yapısına takılmıyorsanız, bir animede ağırlıklı olarak sakinlik ve drama, bunların yanında çok olmasa da doğaüstü ve iblis türlerini arıyorsanız kesinlikle izlemeniz gereken bir anime. Clannad, your lie in april ve violet evergarden animelerinden oluşan favori listeme yeni bir üye katılmış oldu.

    9.5/10



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi defaulticus -- 20 Haziran 2020; 18:45:40 >




  • 
Sayfa: önceki 2526272829
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.