Şimdi Ara

Ekmek çaldım, hapise atıldım (Part 7 geldi)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
30
Cevap
0
Favori
855
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yaşadığım olayı anlatıyorum beyler toplanın. İçimi dökeyim dedim.

    Not: Şu müzikle okumanızı tavsiye ediyorum



    Beni ablam ile eniştem büyüttü. Eniştem iş kazasında ölünce ablama ben bakmaya başladım
    Onun 5 çocuğu vardı, gece gündüz çalışıyordum bir lokma ekmek için.

    O sıralar tam ekonomik kriz çıktığı yıllardı, haliyle işten atıldım. İlkokul mezununu kim napsın ekonomik krizde? Günlerce iş aradım durdum, evde ablam ve 5 küçük çocuğu. En büyüğü 11 yaşında. Hepsi aç susuz benden gelecek yardımı bekliyorlar.

    Kafayı yemek üzereydim. Onları gördükçe içim cız ediyordu. Bir akşam vakti bir sokakta dolaşıyorum, düşünmekten saçım beyazlamış. Ne yapıp ne edip eve ekmek götürmek zorundayım, yoksa çocuklar ölecek!

    Baktım ilerde fırın var, fırıncı yeni gelmiş odunları bir köşeye diziyor. Sessizce yaklaştım, adam kapının az ötesinde ama fırına girdiğimi farketmedi. Büyük bir Ekmeği raftan aldığım gibi fırından çıktım ama heyecandan Ve gerilimden ölüyorum, hayatımda ilk defa hırsızlığa girişmişim fakat ne yapabilirdim ki bu durumda? Başka ihtimal bırakmamışlardı. O adrenalin ile hızlıca kaçmaya çalışırken fırının dışındaki kaldırıma ayağım takılmaz mı! Allah kahretsin! Ekmeği elimde sıkıca tuttum ama ayağım inanılmaz acıdı. Tabi şerefsiz fırıncı gördü, ilk başta ne olduğunu anlamadı olsa gerek, ben yerimden kalkıp hızlıca elimde ekmek ile kaçarken bu herif durumu fark etti ve elindeki odunu bana doğru fırlatarak küfürler savurmaya başladı.

    Şerefsizin çocuğu arkamda, beni kovalıyor. Tabi bende de inanılmaz korku ve suç duygusu ile birlikte adrenalin olunca çılgın eşekler gibi koşuyorum! Önüme bakmıyorum bile, o adrenalini yaşayanlar bilir, o an insan dünyadan soyutlanıyor. Tabi benim gibi şanssız doğmuş şanssız büyümüş birinin başına ne gelsin beğenirsiniz? Şuan bile küfürler savurduğum karton arabası, hani çöpçü kılıklı adamlar yoldan karton filan toplarlar ya, el arabaları vardır naylondan. İtin oğlu birden önüme çıkınca ben tepetaklak. Ekmek bir tarafa ben bir tarafa. Baktım fırıncı geliyor, küfür ettiğimin oğlu dedim. Bir ekmek için bu kadar uğraştın. Sus lan ****** diye küfürler ederek beni tekmelemeye başladı. Tabi it, benim 2 katım kadar kalıplı ve uzun boylu.

    Bu şerefsiz beni doğru karakola götürdü, mahkemeye çıktık işte. O dönemde de hırsızlık artmış, hırsızlara hiç acınmıyor mahkemelerde. Neymiş efendim özel mülke tecavüzmüş, mal hırsızlığı imiş. Ulan dedim 5 çocuk? Tabi üstümde takım elbise yok, yırtık pırtık gömlek ile adi bir pantolon. İlkokul mezunu köylü bir tipim. Avukat tutacak para olsa niye ekmek çalayım anasını satıyım? Çaylak bir yeni yetme avukat tutmuş mahkeme. Sonuç olarak 20 ay hapis cezası yedim! 20 ay! Lanet olası 20 ay! Ömrümden gidecek olan 20 ay! Peki ya ablam ve çocukları ne olacaktı? Onlardan bir daha haber alamadım, tek bildiğim ablamın bir çocuk ile başka bir şehre çalışmaya gittiği. Geri kalan 4 çocuk? Heralde ölmüştür açlıktan. Ya da kuruma vermiştir. Bunların sorumlusu olan insanlıktan, zenginlerden, eşitsizlikten hesap soracağıma ant içtim! Ben bu cezayı hak etmemiştim, o çocukların ne suçu vardı? Zengin veletler gününü gün ediyordu, her istediği oluyordu. Ya o çocukların? 25 kuruşluk lolipop gördüklerinde içleri giden o gelecek hayali olmayan çocukların? Sistemde bir şeyler yanlış gidiyordu, buna ufak da olsa darbe vuramazsam kendimi affetmeyecektim. Bu haksızlığı yapanlar kadar en az da bu haksızlığa ses çıkarmayanlar suçluydu! Hepsinin inlerine girecek ve onların kabusu olacaktım. En azından hayalim böyleydi, işler pek yerinde gitmedi.


    20 ay olarak girdiğim hapse, 20 yıl sonunda çıktım! 20 yıl! 240 ay!
    7304 gün! Ömrümden çalınan 175.316 küsür saat!
    20 ay olarak girdiğim hapis yaşamında 5 defa kaçma girişiminde bulundum. Kimi zaman saatlerce yakalanmadım da. Her defasında ceza sürem arttı, arttı, arttı ve 20 yılı buldu. Peki 20 ay ceza almış birinin aklından zoru mu var ki ceza alacağını bile bile hapisten kaçmaya kalksın? Bunu ancak o şartlar altında yaşamışsanız bilebilirsiniz. Başka türlü asla!

    Günün birinde o sonsuz gibi gelen 20 yılın ardından hapisten çıktığımda neler yaşadığımı burada anlatmak isterim, eğer dinleyen olursa. :)

    Part 2


    Öyle böyle derken 20 yıl geçti. Aslında geçmek bilmedi ama 20 yıl içinde yaşadığım sıkıcı ve mahkum hayatı anlatıp sıkmayacağım sizleri.

    Hapisten çıkmışım. Cebime günümüz parası ile 125 TL verdiler! 20 yıl hapiste çalışmamın karşılığı 125 TL! Kimi kimsesi mesleği olmaması önemli değil, 20 yıl hapis yemiş eşkıya sonuçta!

    Böyle durumlarda suçun artmamasını beklemeyin. Hapis hayatı beyler, hapis hayatı insanın ruh sağlığını bozar! Üstüne üstün haksız yere 20 yıl hapis yatmış biri, hapisten çıktığınde başkalaşmış, dönüşüm geçirmiş hal alır! Artık sadece saf kötülüğü ve intikamı düşünür. Onun için iyilik, merjamer, sevgi gibi kavramlar içi bboş palavlalardır. İnancını yitirmiştir. Peki soruyorum sizlere, niye 20 yıl hapis yattım? Cezamı çekip beni topluma hazırlamak Ve iyileştirmek istedikleri için mi? Tümüyle palavra! Eğer hapisten çıktığımda, hapse girmeden önceki halime göre daha kötü, daha vicdansız biri haline gelmişsem; sistem bozuktur!

    Ootobüs benzeri bir şeye atlayıp çekip gittim cezaevi yolundan. Nereye gittiğim hakkında bir hiçbir bilgim yoktu. Bu cehennemden kurturayım da, nereye gidersem gideyim. Ama, ama hiç müsade ederler mi? Otobüste kokana bir kadın, neymiş çok pis kokuyormuşum, hastalık bulaştırırmışım! Ya o ya ben imiş. Tabi, kılık kıyafet ve dış görünüş burada devreye girince yaka paça atıldım kodumun otobüsünden!

    Baylar, sizce benim yaşadıklarımı yaşamış insanların, birer sosyopat haline gelmesi kimlerin suçu? Suç işleyen kadar suça teşvik edenler niye görmezden geliniyor?

    Part 3


    O güneş altında yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. Belki saatlerce belki günlerce. Hiçbir fikrim yok. Başımda boyacı şapkası, üstümde pis bir yakalı tişört, altımda paçaları yırtık bir pantolon. Elimde tutunmak için yolda bulduğum bir değnek benzeri bir edavat. Beni görenler heralde dilenci sanıyor. Bilmiyorlar ki dilencilerden bile sefil durumdayım!

    Artık o kadar yürümüşüm ki, ayağım adım atmıyor. İt gibi susamışım da. Az ileride çeşme vardı. Neyse hayvan gibi su içip bir süre soluklandım. Gelen geçen bana iğrenerek bakıyor o arada. Az ileride nalbur dükkanı var. Gidip sordum, buralarda pansiyon benzeri bir şey var mı diye. Az ileride Han varmış. Tarif etti. Neyse ayağım hanın kapısına da ulaştı sonunda, it gibi açım. Hancı beni gördü ve ne istiyorsun? Dedi. Sesindeki amacı görecektiniz var ya, sokak köpeğine seslenir gibiydi. Yutkundım ve varsa bir parça yemek ile bir yatak dedim. Tepeden tırnağa inceledi beni bu herif bir süre, paran var mı? Dedi. Cebimden paramı gösterdim, itoğlu itin yüzü birden değişti. Lütfen, buyrun gibi beylik laflar!

    Neyse baylar lafı uzatmayacağım. Bu handan atıldım. Param olmasına rağmen atıldım! Çünkü müşteriler rahatsız olmuş! Açım ulan aç! Kime ne anlatıyorsun?

    Küfürler savurarak çıktım dışarı. Hava iyice kararmış. Yürüdüm, yürüdüm. Evlerin içinde şen şakrak aile sesleri, çatal kaşık sesleri. Mis gibi yemek kokuları! O an ne içim gidiyor bir bilseniz. Artık açlık öyle bir hâl almış ki, sağlıklı düşünemiyorum. Gittim gecekondu benzeri bir evin kapısını çaldım. Adam kapıyı bir müddet sonra açtı, içeride karısı ve iki küçük çocuğu. Ne istiyorsun? Bu sefer akıllıca ddavranıp önce paramı gösterdim. Dedim, yoldan ggelmişim bir kase çorba ve şu kapının önünde uyumam için bir yastık ile çarşaf verirseniz size borcumu öderim. Parayı görünce yüzü değişti bunun da. Bakarız birader tabi dedi. Sonra birden aklına gelmiş gibi sordu, niye ilerideki hana gitmedin? Beni almadılar dedim. Safım ya. Bu herif bundan işkillenmiş olsa gerek, kem küm etti ve sonuç olarak kapı yüzüme kapandı.

    Bu detayları kısaca geçiyorum, o an yaşanılanları ayrısına kadar anlatmak sıkabilir.

    Baktım başım dönüyor. Hem açlım hem uykusuzluk. Gözüm yolun kenarındaki bir bölmeye çarptı. Hemen gittim, baktım burada uyuyabilirim. En azından açlığımı unuturum dedim. Tam yerleşecem, itin oğlu it dişlerini göstererek havlamaya başladı. Hoşt hoşt! Gık yok. Belli ki burası da sokak itinin evi ve sokak iti bile beni istemiyor! O anki küfürlerimi tahmin edebililirsiniz. Sokak iti kadar değerim yoktu lan!

    PART 4


    Başım aşağıda, öyle yürüyorum. O sırada Yaşlıca bir kadın beni gördü. Gel oğlum dedi. Al buyur senin de ihtiyacın var. Bir miktar para verdi. Çok sağol teyze dedim. Parayı aldım. Buralarda nerede konaklayabilirim diye sordum? Hanı tarif etti. Başıma gelen olayı anlattım. Vah vah etti, daha da üzüldü. O zaman dedi, seni asla geri çevirmeyecek birisi var. Onun evine git. Az ileride, soldan 2.ev. çevredeki tek sarı boyalı ev orası. Kendisi imamdır, Bilal Emin efendi derler kendisine oğlum. Onun kapısını çal hele. Eyvallah dedim, o eve doğru yola koyuldum. Çok geçmeden vardım, sıradan bir eve benziyordu ama iki katlı bir müstakil evdi. Bir süre tereddüt ettikten sonra kapıyı tıklattım. İçeriden yaşlıca bir ses, buyrun girin dedi. Kapının kolunu çevirir çevirmez açıldı, demek kapı kilitli değildi.

    İçerisi nezih bir ortamdı. İki tane yaşlı kadın ve bir tane yaşlı adam. Yaşlı adam heralde İmam Bilal Emin efendi. Durumumu anlattım, böyle böyle. Eğer yemek artı barınak verirseniz ücretini veriririm. Güler yüzle karşıladı, tam da yemeğe başlayacaktık baya şanslısın, geç otur dedi. İnsanlık ölmedi ya! Paranın lafı mı olur, madem kapımı çaldın. Artık benim misafirimsin. Şaşırmıştım, hapisten çıktıktan beri ilk defa doğru düzgün davranmıştı birisi bana.

    Yemeğe oturduk, ev halkından kısaca bahsetti. Yanındaki kız kardeşi imiş, 50 yaşını geçkin. Öteki yaşlı kadın da evin yardımcısı gibi bir şey. Beni bir güzel doyurdu, ben kimim neyim hiç sormadı. Çok iyi bir insan olduğu her halinden belliydi. Yemek bitiminde heralde çok uykun var gözlerinden belli dedi ve kız kardeşine misafir yatağını hatırlamasını söyledi. Allah var ki tam 20 yıldan uzun süre doğru düzgün yatakta yatmamışım! Kafayı vurduğum gibi kendimden geçmişim. Uyandığımda saat gecenin 04.05 i. Duvardaki saate ay ışığı vuruyordu. Bir süre öylece tavana baktım. Sonra ruhsuz bir şekilde kalktım, toparlandım. Aklımda tek bir düşünce vardı, oturma salonundaki gümüşten vazo Ve çatal bıçak takımı.

    Part 5

    Ulan diyordum, ben 20 yıl çalıştım 125 lira kazandım. Bunlar yattıkları yerden hayatım boyunca kazanamayacağım paralar kazanıyor. Adalet mi bu? Halbuki İmam efendi hiç de varlıklı gözükmüyordu. O gümüş bir iki parça hariç ev tümüyle fakir evi görünümünde idi. Ama ben öyle düşünmek istemiyordum. Sessizce durup, usulca odaya yaklaştım. Elimdeki çuvara sessizce yerleştirdim gümüş eşyaları. İnanılmaz yavaş gerçekleşmişti ses çıkmaması için. Ama sonunda başarmıştım. Ayaklarımın ucuna basıp nefesimi tutarak yürüdüm, İmam Efendi uyuyor ve yüzüne ay ışığı çarpıyordu. Onu düşünmemem gerekiyordu ve öyle de yaptım. Usulca yürüdüm ve evden dışarı çıkmayı başardım. Basamaktan atladım ve yoluma koyuldum gecenin serinliğinde.

    Part 6

    Bana yardım eden tek insanın evinden değerli eşyalar çaldım. Bunu hiç utanmadan yaptım. Artık ben başkalaşmıştım. İntikam meleği olmuştum. İntikamı böyle böyle alacaktım toplumdan!

    Öğleye doğru yakalandım. O tip kılık ve çuvalla dikkat çekmiş olsam gerek. İçindeki gümüş eşyaları gördüler, iki kişiydi bu bekçi kılıklı herifler. İçlerinden biri bunların İmam Efendinin malı olduğunu, daha önce İmam Efendinin evide gördüğünü söyledi. Beni yaka paça İmam efendinin evine götürdüler. Mahçup olmuştum ve utanmıştım yine de. İmam Efendi'nin bana karşı yaptığı iyiliklerden birkaç saat sonra onun evine bu biçimde getirilmeme utanmıştım.

    Part 7

    Buyrun evladım? Dedi İmam efendi. Bilal Emin amca, bu soysuz herif senin gümüşleri çalmış heralde. Onu meydanda yakaladık.

    İmam Efendi yüzüme baktı, çalındığını biliyordu. Kesin yüzüme tükürecek ve mahkemede görüşeceğiz demesini bekliyordum. Ama öyle olmadı, hayır dedi. Onları ben armağan ettim.

    Bekçiler neye uğradığını şaşırtmıştı. Ama en çok ben afallamış, duyduğuma inanmamıştım. Tekrarladı, onları ben armağan ettim. Demek hırsızlık değilmiş diyip bıraktı bekçiler. Onlar çekip gitti. İmam efendi yüzüme bakarak, ama oğlum keşke habersiz gitmeseydin, sana şu uzun süredir elimde boş boş duran cumhuriyet altınını da armağan edecektim.

    O anki hissettiklerimi anlatmak, kabul edersiniz ki imkansız! O nasıl bir adamdı da, kendine karşı işlenen bu kötülüğe böylesine peygambervari iyilikle karşılık veriyordu? Gözlerim büyümüştü, gözümde yaşlar dolmuştu. D Ben kapının önünde çömelmiş, ellerim yüzümde ağlıyordum. Hıçkıra hıçkıra. İmam Efendi yanıma yaklaştı ve elleriyle başımı okşadı. Ağlama dedi. Ben sana bunları veriyorum ama karşılıksız değil, senden bir şey alıyorum; ruhunu. Artık ruhun bana ait ve ruhundaki tüm kötülüğü atmanı, artık tamamen iyi bir ruh olmanı sana emrediyorum! Artık ruhun bana ait ve sadece iyilik için kullanacaksın bu ruhu. Hadi kalk, daha gidecek nice yolun, yaşayacak nice olayın var. Hadi yolun açık olsun oğlum, Allah kazadan beladan korusun.

    Şoka uğramış bir şekilde yola çıkmıştım...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi J.Valjean -- 26 Eylül 2015; 17:47:02 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Anakinmisin kardeş niye ekmek çalıyorsun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Csb yazma sen

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel CSB okudum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > buna odaklanın
  • 1 tane ekmeği fırıncıdan istesen %70 bedavaya verir bu neyin kafası

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Best of the csb kainat

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Okuyun cidden çok iyi csb böyle uyarlama csbleri hep sevmişimdir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • nick-konu uyumu
  • Best csb

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yav he he seni ezik fakirr. Benim turbo abim var o bana bakıyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Koca forumda sefilleri okuyan bi insan evladı yokmu la

    Edit:1 tane varmış



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nate Dogg -- 25 Eylül 2015; 22:03:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • kriz 2000 de başladı. 20 yıl ceza evinde kalmışsın. demek ki en az 2020 den yazıyorsun. hoşgeldin abi, ben hala bekar mıyım bi baksana?
  • Çok güzel sonraki bölümü bekliyorum

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: muskeder

    kriz 2000 de başladı. 20 yıl ceza evinde kalmışsın. demek ki en az 2020 den yazıyorsun. hoşgeldin abi, ben hala bekar mıyım bi baksana?

    Sadece 2000'de kriz olmadı evlat, ne mutlu sana ki tüp yağ ekmek kuyruğuna girilen dönemde doğmamışsın

    https://sinestezi.wordpress.com/2009/02/20/turkiye-de-ekonomik-krizler-1969-1974-1978-ve-1980-krizleri/

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nick-Mesaj-Konu-Avatar-CSB Muhtesem kombosu alkisladim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: J.Valjean


    quote:

    Orijinalden alıntı: muskeder

    kriz 2000 de başladı. 20 yıl ceza evinde kalmışsın. demek ki en az 2020 den yazıyorsun. hoşgeldin abi, ben hala bekar mıyım bi baksana?

    Sadece 2000'de kriz olmadı evlat, ne mutlu sana ki tüp yağ ekmek kuyruğuna girilen dönemde doğmamışsın

    https://sinestezi.wordpress.com/2009/02/20/turkiye-de-ekonomik-krizler-1969-1974-1978-ve-1980-krizleri/

    yani en az 45 yaşındasın öyle mi?

    Türkiye'de böyle olaylar, böyle hayatlar illa ki olmuştur. hatta bir tanesinin köşesinden de ben döndüm sayılır. ama sana inanasım gelmiyor, kusura bakma.





  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aç kalıp yiyeceğeniz kadar bir ürün çalarsanız bir suçu yoktur. Hukuça bir adı var bunun daha güzel salla

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • nice csb
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.