Şimdi Ara

dünyanın en güzel dili (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
155
Cevap
6
Favori
7.751
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: turkeytv


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1st World Problems

    Saf Türk değilim dedin. Melez misin? Ben melezim de

    NESİN SEN

    BUNLARIN ALAYI NEYSE NEYSE

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arapçadır tabi
  • Konusma,telaffuz konusundan bahsediyorsan bence ispanyolca

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ysgramor

    Osmanlıca Öz Türkçe değildir.

    Öz Türkçe'den kastım eski Türkçemiz işte, yanlış kelime kullanmışım Eskiden kullanılıp da şimdi yerini yabancı sözcüklerin aldığı kelimeler bana çok daha hoş geliyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu kadar saçma bir konu hayatımda duymadım almana sorsan almanca ingilize sorsan ingilizce der veya bildiği 1-2 dili sayar..

    Siz kimsiniz de bütün dünya dilleri arasında en iyisi Türkçedir kim ne derse desin diye başlık açıyorsunuz.. Başlıkta belirtin bu benim kişisel görüşüm diye sanki bütün dilleri argolarına kadar biliyorsun da aralarında karşılaştırma yapıyorsun..
  • kalbin dile en güzel yansıyan dillerinden birine sahibiz kanımca

    geçen gün nette bi arkadaşımla konuşurken tekrar farkettim bunu ve bu konu başlığını görünce yazmak istedim

    konuştuğum arkadaşım bir ingilizdi ve şöyle demek istedim en basitinden ama diyemedim:))

    ''boşver be kardeşim, maksat gönüller bir olsun..!!
  • Österreichische Dialekt Wienerisch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her dili bilmiyorum ancak Türkçenin en güzel dil olmadığını düşünüyorum. Çok fazla yozlaşmış bir dil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Grey

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal

    Dünyanın en düz, en ezgisiz en dandirik dillerinden biri lan Türkçe. Hiçbir şiirselliği olmayan bir dil.

    Neye göre dandirik diyorsun ? kelime sayısına, telaffuzuna veya zorluğuna göre mi ? Türkçe için bunu dedin diye yazmıyorum, hangi dil olsa düşüncem aynı olurdu.Dandirik diyorsan eğer neden olduğunu söyleyeceksin. Boş mesaj olmaktan ileri gitmiyor malesef böyle yazınca.

    Ne bileyim, dilbilimci miyim ben terimler filan kullanıp bilimsel olarak açıklayayım sana. Hissel olarak konuşuyorum. Bir ingilizin konuşmasıyla bir türkün konuşması arasındaki fark. Veya bir italyanın vs vs. Adamlar sadece konuşurken bile bir armoni var dilde. Ne bileyim süreklilik gibi bir şey. Kulağa bir hoş geliyor. Hele ki müziklerden bahsetmiyorum bile. İngilizce bir şarkı çok melodikken, kulağa çok hoş gelirken Türkçe bir şarkı dümdüz, odun gibi hissiz geliyor kulağa.
    en basitinden, onlarda sanctuary bizde sığınak, onlarda sarcasm bizde,iğneleme, onlarda fly bizde uçmak. Sırf şu mastar denen şey bile kelimenin ruhunu bozuyo. Kabalaştırıyo filan.
    . Bu arada ilk cümle biraz sert olmuş sanki çıkışma gibi öyle değil yanlış anlaşılmasın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lokomatif Portakal -- 17 Ocak 2014; 19:34:04 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >








  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reislerin Reisi

     dünyanın en güzel dili


    %90 ı anlamadı işte tatlı bir dil var orada oyş çok tatlı






























    einstein mod on




  • ‘İlle bir bilim dili olacaksa, Türkçe çok daha uygun’

    İngilizce, bilim dili değildir. Bilim dili, matematiktir. Matematik gibi özellikleri olan bir dil olmalı ki, doğru bir bilim dili ortaya çıksın. Kuralları matematik gibi açık seçik, keskin olan, milyonlarca kelime türetme yeteneği olan bir tane dil vardır dünyada: Türkçe.

    Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu


    Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ile söyleşi
    Söyleşen: Hüseyin İçen

    Dünyanın çok az ülkesinde uygulanan bir durum var Türkiye’de. Anadilimizi bilim dili, kültür dili olarak geliştirmeye çalışıyoruz; ama bu arada Türkçe’yi bir yana bırakıp yabancı dillerde öğretimi yerleştirmeye çalışanlar var. Bu epey zaman önce başladı ve hâlâ üniversiteler, orta dereceli okullar anadilini bırakıp yabancı dilde öğretim vermeye çalışıyor. Bu iş, son zamanlarda anaokullarına kadar indi. Bu eğilim Türkiye’de hem anadilimizin hem de bilimimizin gelişmesine ciddi biçimde zarar vermeye başladı. Çok uzun zamandır bu sakıncaları gün ışığına çıkarmak için ter dökmüş bir bilim adamıyla, Sayın Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’yla bu konuyu konuştuk. Sinanoğlu ile yaptığımız uzun söyleşinin bilim dili olarak Türkçe’nin İngilizce ile karşılaştırmasının yapıldığı bölümleri sunuyoruz.

    - Türkiye’de devrim tarihi dersleri bile İngilizce yapılıyorsa, iş artık güldürüye dönmüş demektir. Yabancı dilde öğretim yanlıları derler ki, “Türkçe bilim dili olarak gelişmedi, teknik terimler yeterli değil. 20. yüzyılda daha önceki yüzyıllarla karşılaştırılamayacak kadar çok bilimsel bilgi elde edildi. Bu araştırmaların çoğu, yabancı dillerden özellikle İngilizce ile yapılıp yayımlanıyor. Biz de şimdi bölgesel bile olmayan küçük bir anadile sığınıp, onun içinde bilim yapmaya çalışırsak olmaz. Türkçe ile ancak yürüyebiliriz, koşmamız için İngilizce gereklidir.” Ne kadar doğru bu savlar?

    - Bir kere bunların hepsi yalan. Tamamen dışarıdan ayarlı, Türkiye’ye yutturulan bir hikâye. İngilizce birkaç yüzyıllık, yüzde 60’ı Latince bozması olan, kuralı kaidesi, yeni kelime türetme yeteneği olmayan bir dildir. İngilizce, bilim dili değildir. Bilim dili, matematiktir. Bunu her bilimci bilir. Dolayısıyla bir bilime ne kadar matematik girmişse, o kadar bilim olur. Matematik gibi özellikleri olan bir dil olmalı ki, doğru bir bilim dili ortaya çıksın. Kuralları matematik gibi açık seçik, keskin olan, milyonlarca kelime türetme yeteneği olan bir tane dil vardır dünyada. O da Türkçe ve lehçeleridir. Bilim dili olursa, Türkçe olur asıl. Türk diline, nasıl gelişmedi dersiniz? Her dalda bilim sözlükleri vardır, eski Türk Dil Kurumu da bu konuda birçok çalışma yapmıştır. Ben bilimsel bir konuşma yaptığım zaman, fizik, kimya ya da matematik olsun, içinde bir tane yabancı kelime geçmez. Hepsi Türkçe’dir ve çok daha iyi anlaşılır. Ayrıca, söylendiği, okunduğu gibi yazılan, herkesin her şeyi okuyabildiği tek dil Türkçe. Yani bilgisayar meseleleri için en uygun dil. Bazı bilgisayar programları çıktı, konuşuyorsun bilgisayar yazıyor. Bu işi yapabilmek için 20-30 yıl uğraştılar. İngilizce için bu son derece zor, Türkçe’de ise çok kolay olurdu.

    - “İngilizce, dünya dili oluyormuş ya da olmuş” diyorlar. Öyle mi dersiniz?

    - Bu da başka yalan. İngilizce öğrenmek başkadır, İngilizce ile öğretim yapmak başka. Dünya dili İngilizce olmuş değildir. Örneğin Avrupa’nın neresinde İngilizce? İngiltere’den başka bir yerde İngilizce göremezsiniz. Avrupa’nın resmi dili Almanca mı olsun, Fransızca mı olsun, ikisi de mi olsun diye, büyük bir tartışma var; İngilizce tartışma konusu bile değil.
    Türkçe’nin İngilizce’ye üstünlükleri

    - Türkçe ile İngilizce karşılaştırıldığında, iki nokta var dikkati hemen çeken: Bir tanesi, İngilizce’de çok sayıda kural olması; ama çok sayıda kuraldışı da var. Yani hem kuralları ezberlemek zorundasınız, hem de kuraldışı örnekleri. Bu da belleğe büyük bir yük. Öteki nokta, İngilizce’nin yazımı Türkçe’ye göre çok geri. Çünkü onlar hâlâ 500-1000 yıl öncesinin yazımını kullanıyor. Bu herhalde yazı dilinin kalıcılığını sağlayarak kültürlerinin kökeniyle bağlantılarını koparmamak isteğiyle ilgili. Bizde ise Cumhuriyet’in kurulmasından bu yana, konuşulduğu, okunduğu gibi yazma düşüncesi yerleşti. Bu da öğretimde büyük kolaylık elbette...

    - Bir kere dünyada en düzgün yazı şekli bizimki. Mesela ş harfi; Alman bunu 3 harfle yazıyor: “sch”; İngiliz 2 harfle yazıyor: “sh”. Bir de İngilizce’de her harf her çeşit okunur.

    - Yeni sözcük ve terim türetmede de Türkçe’nin geniş olanakları İngilizce’de yok. Bir köke ek takarak yeni bir sözcük üretme işinde, hem soneklerin zenginliği bakımından hem de dil devrimi eklerin işlekliğini arttırdığı için, Türkçe’nin üstünlükleri var. İngilizce’de bu iş nasıl oluyor?

    - İngilizce’de bir kelime 50 ayrı manaya gelir, kelime türetme yeteneği olmadığı için bir kelimeye bir sürü anlam yüklemişler. Bir sözcük her dalda başka anlama gelir, hiç kimse bir şey anlamaz. Türkçe bunların tam tersi. Örneğin biz sözcük türettiğimiz zaman, birbirine çok yakın anlamı olan şeylerin her birine bir karşılık buluyoruz. Tabii kuralına göre yapıyoruz. Böyle türetilmiş teknik bir terimi, sokaktaki bu işlerden haberi olmayan birine söylesen Türkiye’de, aşağı yukarı neden söz ettiğini anlar. Ben Japonlar’ın ne yaptığını gördükten sonra, atom, molekül gibi kavramları da Türkçeleştirdim. Örneğin “elektron” yerine “eksicik”. Hiç bilmeyen bir adama eksicik dediğinde, bunun eksi ve küçük tanecik gibi bir şey olduğunu anlar. “Correlation” diye bir laf var. Bu kelime, her dalda başka manaya gelir. İstatistikte başka manaya gelir, nicem (quantum) kimyasında başka manaya gelir. Bunların Türkçeleri açık seçik, keskin ve değişiktir. Mesela “eksicik kaçınımı” diye Türkçesini türettiğim, “electron correlation” diye bir terim var. Atom ve moleküllerde, bunların içindeki birçok eksicikler birbirlerini ite kaka dolaşıyor. Çekirdeklerin çevresinde dolaşırken bir taraftan da birbirlerini itiyorlar ve hareketlerinde sapmalar oluyor. Bunları hesaplamak çok zordur. Ben bununla ilgili yeni kuramlar oluşturdum, şimdi dünyanın her tarafında okutuluyor. Türkçelerini de ben türettim. Konuyu bilmeyen bir bilim adamına “correlation” desen, adamın aklına bambaşka şeyler gelir; ama “eksicik kaçınımı” deyince, eksiciklerin birbirinden kaçışmasından söz ettiğin anlaşılır.

    Eskiden İngilizler’in okullarında Latince zorunlu dersti. Dolayısıyla bilim adamları bir miktar Latince, Yunanca biliyordu. Yeni bir şeyin adını koyacakları zaman o dillerden bir şeyler türetirlerdi. 1930’larda Amerikan okullarında da varmış bu. New York’ta öğretmenlik yapan birilerine dedim ki, eskiden Latince, Yunanca öğretiyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz? “Dalga mı geçiyorsun” diye güldüler. New York Times’da çıkan anketlere göre, Amerika’da halk okullarından mezun olanların çoğunluğu İngilizce’yi dosdoğru okuyup yazmayı bilmiyormuş. Bunu hatırlattılar ve dediler ki: “Ne eğitimi? Okulda öğrenciler birbirini bıçaklamadan ya da öğretmene saldırmadan bir saat geçirebiliyorsa, öğretmeni ödüllendiriyoruz çok başarılı diye”. Dolayısıyla bunlar Latince bilmiyor. Buluş yaptı birisi, ne koyacak adını? O zaman bir cümle kuruyor. Her sözcüğün baş harfini alıyor ve terim yapıyor. Örneğin “random access memory”: RAM. Amerika’da sokaktaki cahil bir adama RAM desen, “koç”tan söz ettiğini sanır. Ama “bellek” desen, bir şeyi bellemek gibi bir şeyler çağrıştırır. Dışarıdaki dilbilimciler der ki, “Böyle baş harflerden yapılmış kelimenin adı ‘akronim’dir, yani ölü isim. Bir dilde bundan başka kelime yapma yeteneği kalmamışsa, o dil ölüyor demektir”.
    Yabancı dilde öğretim bilimi öldürüyor.

    - 19. yüzyılda İrlanda asıllı İngiliz yazar Bernard Shaw böyle bir işe girişmiş. İngilizce’de 42 tane ses var, ama biz 26 Latin kökenli harf kullanıyoruz diyor. Üstelik bazı harfler gereksiz, “q” ve “x” gibi; bazı seslerin karşılığı olacak harf ise hiç yok, bizim “ş” ya “ç” seslerimiz gibi. Shaw bunun üzerine bir yarışma açtırıyor. 42 harften oluşan bir abece yarışmayı kazanıyor ve Shaw’un bir kitabı bu abece ile basılıyor. Abece yenileme ya da düzeltme düşüncesi İngilizler’de hep var, ama bir türlü bu işe girişmeye cesaret edemiyorlar.

    - Shaw’ın Pygamalion adlı oyunu bu konu üzerinedir. İrlanda’dan birçok yazar çıkmıştır, örneğin James Joyce. Onun İngilizcesi’ni Amerikalılar anlamaz.
    Bir konu da, bilmen gereken yabancı dilin yaptığın mesleğe göre değişmesi. Mimari okuyorsan, İngilizler’in mimariyle ne ilgisi var, İtalyanca, İspanyolca öğrenmen daha yararlı.

    - Şöyle toparlayabilir miyiz, Türkiye’de artık orta dereceli okullarda, hatta anaokullarında bile yabancı dilde öğretim işine girişildi. Oysa şöyle olması gerekmez mi, bütün okullarda Türkçe öğretim yapılmalı, ayrıca herkes kendi alanında gerekirse yazıp, gerekirse biraz da konuşacak düzeyde yabancı dil öğrenmeli. Ne dersiniz?

    - Benim en az 250 tane yazım var, matematikte, kimyada. Birçok yayınım birçok dile çevrildi. Ortaya attığım yeni kuramlar var, dünyanın birçok yerinde kullanılıyor. Amerika’daki doktor öğrencilerime, İngilizce bilimsel yazı yazmayı öğretiyordum. Ben İngilizce’yi nasıl öğrendim? Yabancı dilde öğretim görmüş olsam, bilim adamı olamazdım, düşünme yeteneğim kalmazdı. Atatürk’ün kurduğu okulda ve Atatürk’ün kurduğu şekilde öğrendim. Bütün konuları çok iyi öğrendik, yabancı dili de yabancı dil dersinde öğrendik. Yöntemi budur. İnsanın öğrenmekte olduğu dilde, fiziğin kavramlarını anlaması, öğrenmesi mümkün müdür? Olsa olsa ezberler. Yabancı dilde öğretim, insanları cahil ve kafasız yapmak için bir İngiliz-Amerikan oyunudur. Bu kesinlikle bilinmeli. Yabancı dilde öğretim Türk okullarında başladığından beri, Türkiye’de bilim ilerlememiştir. Bu işlerle uğraşanların sayısı çok artmıştır, ama bilim gerilemiştir.

    - Sayın Sinanoğlu, teşekkürler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi x2y -- 17 Ocak 2014; 19:42:39 >




  • Java.

    bu arada je parle français
  • arapça öğrenmek isterim okunabilecek ve yazılabilecek o kadar eser var ki ...
  •  dünyanın en güzel dili
     dünyanın en güzel dili




  • Ben bugün havaalanında arkamda bekleyen muhtemel ingiliz kadının konuşması o kadar hoştu ki çok hoşuma gitti, filmlerde bile bu kadar kulağa hoş geldiğini fark etmemiştim. Bu ingilizce bu kadar güzel miydi dedim kendi kendime..

    Bugün karar verdim bence ingilizce..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • tüm dünya ingilizce konuşsa da bi rahata ersek
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MhmtClk

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal

    Dünyanın en düz, en ezgisiz en dandirik dillerinden biri lan Türkçe. Hiçbir şiirselliği olmayan bir dil.

    Beğenmiyorsan gidip başka bir ülkede yaşayıp oranın dilini öğrenebilirsin.

    hem şiirsel olarak berbat hemde kaba bir dil.Eleştiriye tahamülün olmalı hocam.Ocak,tüm gün çay içmeyi değil,saygı duymayıda öğretsin size
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rubin Carter


    quote:

    Orijinalden alıntı: ketrp

    Birçok dil ile karşılaştım ama Türkçe ve İngilizce dışındaki diller çok kaba geldi bana.

    Sızın taktırınız fakat ıngılızce turkcenın yanında oldukca yetersız bır dıl

    Önce Türkçe öğren sonra dilleri karşılaştırırsın.
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.