Şimdi Ara

Dünya' nın En Pasif Taraftarıyız.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
884
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 3 senedir yaşadıklarımız ortada. Her geçen gün dozajı daha da arttırıyorlar. Yakında stada girerken, federasyon yetkililerince teker teker kırbaçlanırsak eminim ki buna bile sesimiz çıkmayacak.

    Yönetim, resmi siteden giydirmekten öteye gidemiyor. Biz ise taraftar olarak ''yeteeeeer yıldırım demirören yeteeeer'' diye bağırarak komik duruma düşmekten vazgeçmiyoruz.

    Ya bizlere farkında olmadan birşey enjekte edip beynimizi uyuşturdular, ya da medya ile bunu sağlayarak kitlesel biçimde bizleri pasif hale getirdiler.

    Dünyanın saygı duyduğu bir karaktere olan minnet ve vefa duygularını dile getirmek isteyen 2 oyuncumuzun ceza alması için çaba sarfediliyor. Ki bu oyunculardan biri, takımı sırtlayan Drogba. Hiç bir mantıklı izahı olmayan, art niyetten başka hiçbir yola çıkmayan bu iğrenç girişime bile sadece ''bildiri yayınlayarak'' tepki vermekle yetiniyoruz.

    Ne zaman organize bir şekilde hareket edilerek birşeyler yapılacak ? Ne zaman binlerce kişi toplanılıp federasyon binasına yürüyüş düzenlenecek, bu şahısların istifası için baskı oluşturulacak ?

    Tek bildiğimiz şey küfür etmek. Örgütlenip bu rezalete bir son verelim demiyor kimse. Sadece oturduğumuz yerden küfür ediyoruz. 3 senedir bize beslenen bu nefret Fenerbahçe' ye beslense 50 kere istifa ettirilmişti TFF yönetimi. Mahalledeki ilkokulun, okul aile birliği kadar bile örgütlenme gücümüz yok.

    Neyi bekliyoruz beyler, belini doğrultamayacak konuma gelene kadar tekmelenmeyi mi ?

    Yemin ediyorum kanıma dokunuyor artık, hazmedemiyorum. Sinir sistemim kaldırmıyor. Bir taraftar olarak ben, Demirören' i gördüğü yerde komaya sokma girişiminde bulunacak kadar nefretle yüklü iken, kulübü yönetenlerin, taraftara liderlik edenlerin etliye sütlüye bulaşmadan olayları izlemesi beni çıldırtıyor.

    Maalesef ki Dünya' nın en pasif taraftarıyız. Galatasaray taraftarı olarak, beyin mertebesinde uç noktalarda tıkanma yaşıyoruz. Beynimiz uyuşmuş durumda.

    Aksini iddia eden varsa sabaha kadar tartışırım.







  • Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil. Futbola herkes senin gibi bakamıyor. Benimde içinde bulunduğum taraftarlar başarıya veya paraya bakmaz. Amatörde oynasa ne yazar ki? Arma sevdalısı olmak başka bir duygudur. Takımın yelken yarışlarına tekne kiralayıp katılmak ve denizden tezahürat yapmaktır. Kimsenin gitmediği masa tenisi maçlarına gitmektir. U15 Akademi Ligi'ne gidip çocuklara, geleceğimize tezahürat yapmaktır. Arkadaş bazı konularda haklı. Beni Galatasaray'ın iç durumu şahsen ilgilendirmez mümkünse beter olsunlar ama taraftarlıkla alakalı olan kısma katılıyorum. Taraftar bir bütündür. Renk ayrımı gözetmeksizin tribünlerin kültürü vardır.

    Galatasaray tribünü Alpaslan Dikmen ile beraber hakkın rahmetine kavuştu. O adamı çok arayacaksınız. Pasif kalmanızın sebebi lidersiz... hatta liderden öte bir yol göstericinizin olmaması. Adnan Polat dönemi ile beraber bitti o dönem. Tribünü kontrol eden adamı böylesine itekler ve taraftarın önüne atarsanız, haliyle o da desteğini çeker. Tribünlerin içinden gelen adam Haldun Üstünel bile harcandı. Galatasaray Lisesi var olduğu sürece Galatasaray taraftarı müşteriden ve kukladan öteye gidemez. Çünkü Lise tarafından dışlanan taraftarın önüne atılır. Alpaslan Dikmen etkin olduğu zamanlar Nevizade'ye efendi olunduktan sonra Fenerbahçe'liside, Beşiktaş'lısıda oturur birasını içerdi. Maç günleri haricinde de aynı şekilde diğer semtlere gelen ezeli rakipler gayet güzel ağırlanırdı. Tribünleri barıştıran ve dik tutan bir adamı kaybettik. O gittikten sonra tekrar akbabalar tarafından leşe üşüşüldü. Bizde GFB denen kanser var zaten senelerdir. Muhalefetin maşası olmaktan öteye gidemedi. Beleş biletler ve rantlar bitince oldu bunlar.

    Daha çok yazarım yazmasınada, genel olarak arkadaşın dem vurduğu konular doğru. Tribünün içinde olan adamlar bunları bilirler. Kusura bakmayın ama Sinop'tan gelip bir kere Galatasaray maçını izleyen ile İstanbul'da her maça giden Galatasaray'lı farklıdır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkstrom

    quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil.

    Kusura bakmayın da tarif ettiğiniz profil tamamen sorunlu insanları kapsıyor.

    Bir insan, bir zevk için, bir takım için eşinden ayrılıyorsa, insan öldürüyorsa ve bunu başkaları da normal karşılayabiliyorsa, o topluluğu tamamı ( işi yapan ve normal karşılayanlar ) sorunludur, destek almaları gerekir.

    Yani eşinden ayrılmayı da geçtim, bahane arıyordu oldu diyebiliriz, ki yine de çok kolay birşey değil evlilik bozmak, ama adam öldürmeyi gelip burada söyleyip bunu "taraftarlık" olarak adlandırmak saçmalıktan öte birşey değildir. Ben böyle kişilerle aynı ortamda bulunmayı hiç ama hiç istemem. Hatta böyle bir durumda futbolu batsın, insan canından kıymetli değil, futbola ilgiyi azaltmak için ne varsa yapılmalı diye düşünürüm.




  • haklısın ultraslanın da artık hükümetinden izin almadan hiç bişey yapamadığını hesaba katarsak iyice pasifleştiğimiz doğrudur tff binasına 10 binler toplanabilir bu onların gözünü korkutur ama bence bu olay aynı gezi parkı gibi olacak taraftar sabrediyo içine atıyo ama bir gün patlayınca günlerce sokaklardan alamayacaklar..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkstrom

    quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil. Futbola herkes senin gibi bakamıyor. Benimde içinde bulunduğum taraftarlar başarıya veya paraya bakmaz. Amatörde oynasa ne yazar ki? Arma sevdalısı olmak başka bir duygudur. Takımın yelken yarışlarına tekne kiralayıp katılmak ve denizden tezahürat yapmaktır. Kimsenin gitmediği masa tenisi maçlarına gitmektir. U15 Akademi Ligi'ne gidip çocuklara, geleceğimize tezahürat yapmaktır. Arkadaş bazı konularda haklı. Beni Galatasaray'ın iç durumu şahsen ilgilendirmez mümkünse beter olsunlar ama taraftarlıkla alakalı olan kısma katılıyorum. Taraftar bir bütündür. Renk ayrımı gözetmeksizin tribünlerin kültürü vardır.

    Galatasaray tribünü Alpaslan Dikmen ile beraber hakkın rahmetine kavuştu. O adamı çok arayacaksınız. Pasif kalmanızın sebebi lidersiz... hatta liderden öte bir yol göstericinizin olmaması. Adnan Polat dönemi ile beraber bitti o dönem. Tribünü kontrol eden adamı böylesine itekler ve taraftarın önüne atarsanız, haliyle o da desteğini çeker. Tribünlerin içinden gelen adam Haldun Üstünel bile harcandı. Galatasaray Lisesi var olduğu sürece Galatasaray taraftarı müşteriden ve kukladan öteye gidemez. Çünkü Lise tarafından dışlanan taraftarın önüne atılır. Alpaslan Dikmen etkin olduğu zamanlar Nevizade'ye efendi olunduktan sonra Fenerbahçe'liside, Beşiktaş'lısıda oturur birasını içerdi. Maç günleri haricinde de aynı şekilde diğer semtlere gelen ezeli rakipler gayet güzel ağırlanırdı. Tribünleri barıştıran ve dik tutan bir adamı kaybettik. O gittikten sonra tekrar akbabalar tarafından leşe üşüşüldü. Bizde GFB denen kanser var zaten senelerdir. Muhalefetin maşası olmaktan öteye gidemedi. Beleş biletler ve rantlar bitince oldu bunlar.

    Daha çok yazarım yazmasınada, genel olarak arkadaşın dem vurduğu konular doğru. Tribünün içinde olan adamlar bunları bilirler. Kusura bakmayın ama Sinop'tan gelip bir kere Galatasaray maçını izleyen ile İstanbul'da her maça giden Galatasaray'lı farklıdır.

    sen ne saçmalıyosun bide üşnememiş yazmış aziz yıldırımın tribüne yaptıklarını ne çabuk unuttunuz..




  • Darkstrom kullanıcısına yanıt
    Adam , gayet güzel konuşmuş . Sonuna kadar haklı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Orijinalden alıntı: LegendDarkKnight

    Orijinalden alıntı: Darkstrom


    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil.

    Kusura bakmayın da tarif ettiğiniz profil tamamen sorunlu insanları kapsıyor.

    Bir insan, bir zevk için, bir takım için eşinden ayrılıyorsa, insan öldürüyorsa ve bunu başkaları da normal karşılayabiliyorsa, o topluluğu tamamı ( işi yapan ve normal karşılayanlar ) sorunludur, destek almaları gerekir.

    Yani eşinden ayrılmayı da geçtim, bahane arıyordu oldu diyebiliriz, ki yine de çok kolay birşey değil evlilik bozmak, ama adam öldürmeyi gelip burada söyleyip bunu "taraftarlık" olarak adlandırmak saçmalıktan öte birşey değildir. Ben böyle kişilerle aynı ortamda bulunmayı hiç ama hiç istemem. Hatta böyle bir durumda futbolu batsın, insan canından kıymetli değil, futbola ilgiyi azaltmak için ne varsa yapılmalı diye düşünürüm.



    Bak güzel kardeşim herkes senin gibi doğrucu tavuk olamaz. Sana doğru gelen başkasına yanlış gelir. Dünyada aynı karakterde insanlar yok. Gelipte benim örnek verdiğim insan tiplerini eleştirmen ne kadar abesle iştigal ise, herkesin senin gibi düşündüğünü sanman ondanda saçma. Madem konuyu açtın, ben de birkaç açıklama yapayım...

    Birincisi, senin tribünlerle alakan olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Galatasaray'lı olmayı ben size öğretecek değilim ama iş tribünlere gelince bir iki bilgi verebilirim. Tribünler ortak noktadır. Hangi takımın taraftarı olursan ol bu değişmez. İkincisi ise, dünyanın en iyi, en iyiliksever adamıda olsa tribünlere geldiğinde 180 derece değişir. Askerlik ile aynıdır aşağı yukarı. Sürü psikolojisi hakimdir. Tribünde hiç tanımadığın ve bir dahada görmeyeceğin adamla omuz omuza yaparsın. En sağlam dostluklar oralarda kazanılır. Bir kere olsun deplasman otobüsüyle git ne demeye çalıştığımı çok iyi anlayacaksın.

    Şimdi bunları yaşamış bir adama sen kalkıpta ters laf edersen eşinide boşar, adamda öldürür. Ben her nasıl karşımdakinin şahsına küfür etmiyorsam ve saygı gösteriyorsam, aynı şekilde bir insanın kutsal saydığı değerlerede küfretmeyip, saygı göstereceksin.

    Şimdiki nesil tribün nedir bilmiyor. Rakibe küfredilen, maç öncesi ve bitiminde toplu halde bir yerlere saldırılan ve sahada takımının armasını taşıyan oyuncuya giydiren insanlar topluluğu oldu. Nefret tohumları ekildi. Bunun sorumlusu çapsız yöneticiler ve medyadır. Birbirine düşman olarak gösteriliyoruz. Ben, 80'li yıllarda derbileri Galatasaray ve Beşiktaş'lılarla iç içe izledim. Daha ufacık çocuktuk. 90'lı yıllarda tribün grupları oluşmaya ve varolanlarda isim koymaya başladı. Bu noktadan sonra rant başladı. Beleş biletler, tanıdıklara geçilen kıyaklar, birilerinin telkinleriyle yapılan tezahüratlar ve istifa çağrıları, ihaleler, birşeyler yapacağız diye toplanan paralar... ticarete döküldü iş. Paranın olduğu yerde daima rekabet ve düşmanlık vardır.

    Ben bunları sana özel yazmıyorum. Senin gibi hayata toz pembe bakan ve gerçeklere gözünü kapatanlara yazıyorum. Sen yinede istersen o kişilerle aynı ortamda bulunma...

    Orijinalden alıntı: pearl g.

    sen ne saçmalıyosun bide üşnememiş yazmış aziz yıldırımın tribüne yaptıklarını ne çabuk unuttunuz..






  • İyi de arkadaş sadece PFDK'ya sevk ettiler. Sonucunda da ceza falan verilmedi. Neyin astarafistosunu yaşıyonuz anlayamadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkstrom

    quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil. Futbola herkes senin gibi bakamıyor. Benimde içinde bulunduğum taraftarlar başarıya veya paraya bakmaz. Amatörde oynasa ne yazar ki? Arma sevdalısı olmak başka bir duygudur. Takımın yelken yarışlarına tekne kiralayıp katılmak ve denizden tezahürat yapmaktır. Kimsenin gitmediği masa tenisi maçlarına gitmektir. U15 Akademi Ligi'ne gidip çocuklara, geleceğimize tezahürat yapmaktır. Arkadaş bazı konularda haklı. Beni Galatasaray'ın iç durumu şahsen ilgilendirmez mümkünse beter olsunlar ama taraftarlıkla alakalı olan kısma katılıyorum. Taraftar bir bütündür. Renk ayrımı gözetmeksizin tribünlerin kültürü vardır.

    Galatasaray tribünü Alpaslan Dikmen ile beraber hakkın rahmetine kavuştu. O adamı çok arayacaksınız. Pasif kalmanızın sebebi lidersiz... hatta liderden öte bir yol göstericinizin olmaması. Adnan Polat dönemi ile beraber bitti o dönem. Tribünü kontrol eden adamı böylesine itekler ve taraftarın önüne atarsanız, haliyle o da desteğini çeker. Tribünlerin içinden gelen adam Haldun Üstünel bile harcandı. Galatasaray Lisesi var olduğu sürece Galatasaray taraftarı müşteriden ve kukladan öteye gidemez. Çünkü Lise tarafından dışlanan taraftarın önüne atılır. Alpaslan Dikmen etkin olduğu zamanlar Nevizade'ye efendi olunduktan sonra Fenerbahçe'liside, Beşiktaş'lısıda oturur birasını içerdi. Maç günleri haricinde de aynı şekilde diğer semtlere gelen ezeli rakipler gayet güzel ağırlanırdı. Tribünleri barıştıran ve dik tutan bir adamı kaybettik. O gittikten sonra tekrar akbabalar tarafından leşe üşüşüldü. Bizde GFB denen kanser var zaten senelerdir. Muhalefetin maşası olmaktan öteye gidemedi. Beleş biletler ve rantlar bitince oldu bunlar.

    Daha çok yazarım yazmasınada, genel olarak arkadaşın dem vurduğu konular doğru. Tribünün içinde olan adamlar bunları bilirler. Kusura bakmayın ama Sinop'tan gelip bir kere Galatasaray maçını izleyen ile İstanbul'da her maça giden Galatasaray'lı farklıdır.

    galatasaray lisesi; niteliksizinin, diktatörünün, basiretsizinin kulüp yönetimine çöreklenmesine en büyük engeldir.
    liseliler olduğu sürece taraftar niye kukladan öteye geçemiyor? bunu bir açıklayabilir misin? taraftar koyun gibi önüne konanı yuhalıyorsa, bu "lise, taraftarın önündeki en büyük engeldir" lafına kanıt değildir.

    galatasaray lisesi, kulüpten de eskidir. taraftar çok iyi günler de yaşadı, 10 yıl öncesine kadar lise yoktu da bir anda mı çıktı? hayır.
    taraftar profili değişti. geçen konu da açtım, her haltı ıslıklayan, mandela için yapılan anonsu bile yuhalayan koyun sürüsü bir taraftar var. şu her haltı liseye bağlama hevesinden vazgeçin. galatasaray sahipsiz değildir, ayağa da düşmeyecektir. bu, kulübün teminatıdır.
    tarftarın önündeki tek engel cehalettir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkstrom

    quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil. Futbola herkes senin gibi bakamıyor. Benimde içinde bulunduğum taraftarlar başarıya veya paraya bakmaz. Amatörde oynasa ne yazar ki? Arma sevdalısı olmak başka bir duygudur. Takımın yelken yarışlarına tekne kiralayıp katılmak ve denizden tezahürat yapmaktır. Kimsenin gitmediği masa tenisi maçlarına gitmektir. U15 Akademi Ligi'ne gidip çocuklara, geleceğimize tezahürat yapmaktır. Arkadaş bazı konularda haklı. Beni Galatasaray'ın iç durumu şahsen ilgilendirmez mümkünse beter olsunlar ama taraftarlıkla alakalı olan kısma katılıyorum. Taraftar bir bütündür. Renk ayrımı gözetmeksizin tribünlerin kültürü vardır.

    Galatasaray tribünü Alpaslan Dikmen ile beraber hakkın rahmetine kavuştu. O adamı çok arayacaksınız. Pasif kalmanızın sebebi lidersiz... hatta liderden öte bir yol göstericinizin olmaması. Adnan Polat dönemi ile beraber bitti o dönem. Tribünü kontrol eden adamı böylesine itekler ve taraftarın önüne atarsanız, haliyle o da desteğini çeker. Tribünlerin içinden gelen adam Haldun Üstünel bile harcandı. Galatasaray Lisesi var olduğu sürece Galatasaray taraftarı müşteriden ve kukladan öteye gidemez. Çünkü Lise tarafından dışlanan taraftarın önüne atılır. Alpaslan Dikmen etkin olduğu zamanlar Nevizade'ye efendi olunduktan sonra Fenerbahçe'liside, Beşiktaş'lısıda oturur birasını içerdi. Maç günleri haricinde de aynı şekilde diğer semtlere gelen ezeli rakipler gayet güzel ağırlanırdı. Tribünleri barıştıran ve dik tutan bir adamı kaybettik. O gittikten sonra tekrar akbabalar tarafından leşe üşüşüldü. Bizde GFB denen kanser var zaten senelerdir. Muhalefetin maşası olmaktan öteye gidemedi. Beleş biletler ve rantlar bitince oldu bunlar.

    Daha çok yazarım yazmasınada, genel olarak arkadaşın dem vurduğu konular doğru. Tribünün içinde olan adamlar bunları bilirler. Kusura bakmayın ama Sinop'tan gelip bir kere Galatasaray maçını izleyen ile İstanbul'da her maça giden Galatasaray'lı farklıdır.

    Adam öldürmekten bahsediyorsun ve bunun başkalarına göre doğru olabileceğini ifade ediyorsun. Dostum yazdıklarını bir daha düşün.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Rahatı Kaçan Ağaç


    quote:

    Orijinalden alıntı: Darkstrom

    quote:

    Orijinalden alıntı: SS10

    Güzel diyorsunuz da ne yapabiliriz yani böyle saçma insanlar için elimize silah alıp TFF binasını mı basalım?

    Futbol bu alt tarafı, bu kadar gerçek hayatlarla bağlamak ne derece doğrudur tartışılır. Bakın Juve'yi eledik, kendini beğenmiş italyanlara gününü gösterdik ve bütün dünyanın saygısını kazandık. Bunun mutluluğunu yaşayalım, onlar bizim saf dışı bıraktığımız juve'nin gittiği uefa da bile değilken biz 16dayiz.

    Çok fazla dert etmeye değmez yani bunları, biz başarıların tadını çıkaralım.

    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil. Futbola herkes senin gibi bakamıyor. Benimde içinde bulunduğum taraftarlar başarıya veya paraya bakmaz. Amatörde oynasa ne yazar ki? Arma sevdalısı olmak başka bir duygudur. Takımın yelken yarışlarına tekne kiralayıp katılmak ve denizden tezahürat yapmaktır. Kimsenin gitmediği masa tenisi maçlarına gitmektir. U15 Akademi Ligi'ne gidip çocuklara, geleceğimize tezahürat yapmaktır. Arkadaş bazı konularda haklı. Beni Galatasaray'ın iç durumu şahsen ilgilendirmez mümkünse beter olsunlar ama taraftarlıkla alakalı olan kısma katılıyorum. Taraftar bir bütündür. Renk ayrımı gözetmeksizin tribünlerin kültürü vardır.

    Galatasaray tribünü Alpaslan Dikmen ile beraber hakkın rahmetine kavuştu. O adamı çok arayacaksınız. Pasif kalmanızın sebebi lidersiz... hatta liderden öte bir yol göstericinizin olmaması. Adnan Polat dönemi ile beraber bitti o dönem. Tribünü kontrol eden adamı böylesine itekler ve taraftarın önüne atarsanız, haliyle o da desteğini çeker. Tribünlerin içinden gelen adam Haldun Üstünel bile harcandı. Galatasaray Lisesi var olduğu sürece Galatasaray taraftarı müşteriden ve kukladan öteye gidemez. Çünkü Lise tarafından dışlanan taraftarın önüne atılır. Alpaslan Dikmen etkin olduğu zamanlar Nevizade'ye efendi olunduktan sonra Fenerbahçe'liside, Beşiktaş'lısıda oturur birasını içerdi. Maç günleri haricinde de aynı şekilde diğer semtlere gelen ezeli rakipler gayet güzel ağırlanırdı. Tribünleri barıştıran ve dik tutan bir adamı kaybettik. O gittikten sonra tekrar akbabalar tarafından leşe üşüşüldü. Bizde GFB denen kanser var zaten senelerdir. Muhalefetin maşası olmaktan öteye gidemedi. Beleş biletler ve rantlar bitince oldu bunlar.

    Daha çok yazarım yazmasınada, genel olarak arkadaşın dem vurduğu konular doğru. Tribünün içinde olan adamlar bunları bilirler. Kusura bakmayın ama Sinop'tan gelip bir kere Galatasaray maçını izleyen ile İstanbul'da her maça giden Galatasaray'lı farklıdır.

    Adam öldürmekten bahsediyorsun ve bunun başkalarına göre doğru olabileceğini ifade ediyorsun. Dostum yazdıklarını bir daha düşün.

    Şu yazıları nerenizle okuyorsunuz çok merak ediyorum. Ben genel olarak bir taraftarın, daha doğrusu holiganın neler yapabileceğini söyledim.

    Sizler hayatın gerçeklerine gözünüzü kapatıyorsunuz. Eskişehir tribünündeki çocuğu yaralayan, geçen sene bir taraftarı kalbinden bıçaklayıp öldüren, Volkan Demirel'e çakı atan, Elmander'in kafasını yaran, silah çekip Fenerbahçe'den kupa isteyen, ne işi var maçta diye çemkiren eşini dövüp hastanelik edenlerde bu tribünlerden çıkıyor. Ben tek tek değil, genel olarak bahsediyorum. Adam öldürmek ne zamandan beri birilerinin doğru göstermeye çalıştığı birşey oldu? Hiç mi görmüyorsunuz yahu TV'de gösterilenleri? Türk Milleti balık hafızalıdır ama bu kadarda olmamalı.




  • VGroove kullanıcısına yanıt
    Hıncal bu taraftar kulübü ayakta uyutuyor dediğinde resmen taşlaya taşlaya kovmadılar mı bu kulüpten... Belki Hıncal bir çok yönden yanlış şeyler söyledi ama şu kulbün basiretsizlikleri hakkında da bir o kadar doğru laf etti. Hele ki bu taraftara daha ilk eleştiriyi, tepkiyi koyan oydu. Şimdi troll Hıncan diye dalga geçiyoruz. Asıl troll bu taraftarın ta kendisidir kusura bakmasın. Aydınlanmanın, Tevfik Fikret'in yolundan giden bir kulüp profilinden resmen koyun profiline döndük. Neyin hakkımız olduğunu bile bilmiyoruz ki ses çıkartalım. Forumlara bakıyorum, sosyal medyaya bakıyorum, Galatasaraylıyım diyen insanların çoğunda Galatasaray'a ait değerlerin kırıntısını bulamıyorum. Hakkaten lanet olsun böyle taraftara.
  • Muhtemelen Beşiktaşlı arkadaşlar bu yorumumu eksileyecek, canları sağolsun.

    Bu akşam Beşiktaş' ın başına gelen olaylar bir yönden iyi oldu. Beşiktaş taraftarın da uyanması, takımlarına sahip çıkması, gerekirse ayaklanması lazım. Belki de federasyonun ipini çeken bu olay olacak..

    Umarım haftaya Trabzon' u, ondan sonraki hafta da Bursa' yı biçerler de toplu bir ayaklanmanın kıvılcımları atılmış olur.
  • Adamlara örgütlenelim deyince silah alıp tff binasını mı basalım diyolar. alın size bi taraftar profili.
  • Orijinalden alıntı: Darkstrom

    Orijinalden alıntı: LegendDarkKnight

    Orijinalden alıntı: Darkstrom


    Bak ben senelerdir tribündeyim. Fenerbahçe için eşiyle kavga edip ayrılan, Fenerbahçe kötü gidiyor diye dalga geçen arkadaşını kesip hapse giren adamlar tanıyorum. Dişinden tırnağından artırıp maça giden, ürün alan ve ölesiye destek olan adamlar var. Üstelik deplasmana otobüsün bagajında giden, cebindeki son parayla takımının atkısını alan adamlar var. Dediğin şey o kadar basit değil.

    Kusura bakmayın da tarif ettiğiniz profil tamamen sorunlu insanları kapsıyor.

    Bir insan, bir zevk için, bir takım için eşinden ayrılıyorsa, insan öldürüyorsa ve bunu başkaları da normal karşılayabiliyorsa, o topluluğu tamamı ( işi yapan ve normal karşılayanlar ) sorunludur, destek almaları gerekir.

    Yani eşinden ayrılmayı da geçtim, bahane arıyordu oldu diyebiliriz, ki yine de çok kolay birşey değil evlilik bozmak, ama adam öldürmeyi gelip burada söyleyip bunu "taraftarlık" olarak adlandırmak saçmalıktan öte birşey değildir. Ben böyle kişilerle aynı ortamda bulunmayı hiç ama hiç istemem. Hatta böyle bir durumda futbolu batsın, insan canından kıymetli değil, futbola ilgiyi azaltmak için ne varsa yapılmalı diye düşünürüm.



    Bak güzel kardeşim herkes senin gibi doğrucu tavuk olamaz. Sana doğru gelen başkasına yanlış gelir. Dünyada aynı karakterde insanlar yok. Gelipte benim örnek verdiğim insan tiplerini eleştirmen ne kadar abesle iştigal ise, herkesin senin gibi düşündüğünü sanman ondanda saçma. Madem konuyu açtın, ben de birkaç açıklama yapayım...

    Birincisi, senin tribünlerle alakan olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Galatasaray'lı olmayı ben size öğretecek değilim ama iş tribünlere gelince bir iki bilgi verebilirim. Tribünler ortak noktadır. Hangi takımın taraftarı olursan ol bu değişmez. İkincisi ise, dünyanın en iyi, en iyiliksever adamıda olsa tribünlere geldiğinde 180 derece değişir. Askerlik ile aynıdır aşağı yukarı. Sürü psikolojisi hakimdir. Tribünde hiç tanımadığın ve bir dahada görmeyeceğin adamla omuz omuza yaparsın. En sağlam dostluklar oralarda kazanılır. Bir kere olsun deplasman otobüsüyle git ne demeye çalıştığımı çok iyi anlayacaksın.

    Şimdi bunları yaşamış bir adama sen kalkıpta ters laf edersen eşinide boşar, adamda öldürür. Ben her nasıl karşımdakinin şahsına küfür etmiyorsam ve saygı gösteriyorsam, aynı şekilde bir insanın kutsal saydığı değerlerede küfretmeyip, saygı göstereceksin.

    Şimdiki nesil tribün nedir bilmiyor. Rakibe küfredilen, maç öncesi ve bitiminde toplu halde bir yerlere saldırılan ve sahada takımının armasını taşıyan oyuncuya giydiren insanlar topluluğu oldu. Nefret tohumları ekildi. Bunun sorumlusu çapsız yöneticiler ve medyadır. Birbirine düşman olarak gösteriliyoruz. Ben, 80'li yıllarda derbileri Galatasaray ve Beşiktaş'lılarla iç içe izledim. Daha ufacık çocuktuk. 90'lı yıllarda tribün grupları oluşmaya ve varolanlarda isim koymaya başladı. Bu noktadan sonra rant başladı. Beleş biletler, tanıdıklara geçilen kıyaklar, birilerinin telkinleriyle yapılan tezahüratlar ve istifa çağrıları, ihaleler, birşeyler yapacağız diye toplanan paralar... ticarete döküldü iş. Paranın olduğu yerde daima rekabet ve düşmanlık vardır.

    Ben bunları sana özel yazmıyorum. Senin gibi hayata toz pembe bakan ve gerçeklere gözünü kapatanlara yazıyorum. Sen yinede istersen o kişilerle aynı ortamda bulunma...

    Orijinalden alıntı: pearl g.

    sen ne saçmalıyosun bide üşnememiş yazmış aziz yıldırımın tribüne yaptıklarını ne çabuk unuttunuz..




    1- Konuyu ben açmadım
    2- GS'li değilim
    3- Benim söylediklerimin "doğrucu davut" örneği ile alakalı olamaz, normal olması gerekenler
    4- Tuttuğu takımla dalga geçildi diye insan öldürmeyi normalize eden ve aksini toz pembe görmek olarak adlandıran biriyle konuşmak tamamen yersiz, sana iyi forumlar, bana artık cevap yazmana gerek yok.




  • NTV SPORDA AYI BELGESELİ VAR ŞU AN
  • Ultraslan kuklasıyla daha çook umarsınız aktif taraftar grubun.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.