Şimdi Ara

## D-SLR > Terimler & Teknik bilgi ##Çekim teknikleri ipuçları (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
112
Cevap
9
Favori
42.879
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bu güzel oldu..
    yazanlardan epey bildğim bilgi olmasına rağmen hepsini baştan okuyacağım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mithgor -- 27 Temmuz 2008; 11:02:30 >
  • hocam emeğine sağlık

    verdiğin linkteki içerik le sayfadaki aynı mıdır? birde o linkteki indirebilir içeriğin kaynağı nedir?
  • hayır hocam burdaki kaynakla linkteki kaynak aynı değildir
  • ELİNE SAĞLIK
  • elinize sağlık güzel olmuş... ayrı bir başlık altında da sadece lens ve makine incelemeleri olsa çok iyi olur?
  • hocam onu makinası olan arkadaşlar yapacaklar artık yada herkes msn de toplanım kullanıcı incelemeleri toparlıyacak bi arkadaşta açıcak konuyu diğer sitelerden almak kötü olur bu olaydan daha farklı bi olay oluyor herkes bişey demiş biri iyi diyip %81 vermiş biri yine iyi demiş %75 vermiş ortalık karışıyor
    en iyisi kullancıı yorumu ve incelemesi olur ama okadar zahmete girilirmi bilemiycem
  • Evet STALKER hocam dediğin eklemeyi yaptım.Topik çok şahane gidiyor.
  • hakıkaten super olmus ellerınıze saglık devamını beklerız
  • Çok güzel bir kaynak olacak, tebrikler..
  • Elinize sağlık merak ettiğim şeyler vardı, favorilerime ekledim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kirkit

    elinize sağlık güzel olmuş... ayrı bir başlık altında da sadece lens ve makine incelemeleri olsa çok iyi olur?


    bence de süper fikir.. özellikle hangi amaca hangi lens alınmalı tarzı incelemeler çok verimli olur..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cmk


    quote:

    Orjinalden alıntı: kirkit

    elinize sağlık güzel olmuş... ayrı bir başlık altında da sadece lens ve makine incelemeleri olsa çok iyi olur?


    bence de süper fikir.. özellikle hangi amaca hangi lens alınmalı tarzı incelemeler çok verimli olur..



    +1 cok verımlı bır calısma daha eklenmıs olur
  • teşkilatlandırmayı yapın ozaman :D bizde düzenlemesini yaparız kullanıcılar yorumlarını makina özelliklerini felan görüşlerini bildirsin bi word dosyasında yada pdf olarak onu forumda düzenli olarak yayımlarız konu halinde
  • öncelikle bu konu süper olmuş. S.T.A.L.K.E.R eline sağlık,üst konu olduğu içinde yöneticiye teşekkürler.madem ki böle bi konu var benimde şöyle bi sorum var.(şiir gibi oldu)

    Objektiflerde belli kodlar var.ne biliyim işte;AF,VR,AL II gibi...(yanlışsa özür)

    acaba bunlar üreticiden üreticiye değişen kodlarmı,yoksa bazı kodlar her marka için aynı mı?aynı olur veya olmaz bu kodlarla ilgili bi ufak bilgilendirme yaparsanız iyi olur.hem ben öğrenmiş olurum,hem konu kapsamı bi derece artmış olur...

    Herkese İyi akşamlar...
  • hocam bir bilgi edinirsem tabiki eklerim
  • quote:

    Orjinalden alıntı: S.T.A.L.K.E.R

    hocam bir bilgi edinirsem tabiki eklerim


    saol üstad güzel olmuş,,,
  • 10 numara bir paylaşım..
    Bazı konulardaki eksikliğimi giderdim.

    Ellerinize sağlık.Teşekürler..
  • Sigma lens tipleri ve kısaltmaları

    EX: Sigma’nın ‘Excellence’ – Mükemmel olarak tabir ettiği sınıfa ait lensler için kullanılan kısaltmadır. Canon L serisinin olduğu gibi, Sigma’nın en üst optik ve gövde kalitesindeki objektifleridir. Gövdenin görünüşü ve üzerindeki EX logosu ile ayırt edilebilirler.

    APO: Apokromatik lensin kısaltmasıdır. Bu lenslerde kromatik (renk) sapmalarını azaltmak için düşük dağılımlı (Special Low dispersion- SLD ve Extraordinary Low Dispersion – ELD) camlar kullanılır. Tele objektiflerde kullanılan bu özellik sayesinde APO olmayan objektiflere göre düzeltilmiş renklerin yanında daha keskin ve yüksek kontrastlı görüntü sağlanır.

    DG: Hem 35mm SLR hem de DSLR makinelerde kullanabilen, bunun yanında sensörden ışık yansımalarını önlemek için ekstra optik kaplamaya sahip olmasıyla DSLR’ler için optimize edilmiş objektiflerdir.

    DC: Sadece küçük sensöre sahip DSLR’lerde kullanılabilen lenslerdir. Full-frame DSLR ve 35mm SLR’lerde kullanılamaz. DG lenslere göre daha ufak ve hafiftir.

    OS: Optical Stabiliser – Optik Dengeleyici teriminin kısaltmasıdır. Canon’un IS ve Nikon’un VR sistemiyle benzer şekilde çalışır ancak Sigma çok sınırlı sayıda objektifinde bu özelliği sunmaktadır.

    HSM: ‘Hypersonic Motor’ teriminin kısaltmasıdır. Canon’un USM, Nikon AF-S, Konica Minolta SSM sistemlerine benzer olarak daha hızlı ve sessiz fokus yapma imkanı sağlar.

    IF:
    Internal Focus – Dahili fokus anlamına geşen IF, objektifin fokus yaparken ortadaki optik elemanlarının hareket etmsi, yani fokus sırasında objektifin boyunun değişmemesi anlamına gelir. Objektif boyu değişmediğinden bu lensler çekim sırasında daha stabildir.

    RF: Rear Focus - Art fokus, IF sistemine benzerdir ancak bu sistemde en arkadaki optik elemanlar yer değiştirerek fokus sağlanır. Ultra geniş açılı objektiflerde kullanılır.

    DF: Dual Focus – Çift Fokus sisteminde, makine AF modunda iken objektifin fokus halkasının döndürülmesine olanak sağlanır. Böylece makine modunu değiştirmeden manuel fokus yoluyla daha hassas netleme yapılabilir.

    Conv: Bu ibareyi taşıyan Sigma lensler Sigma APO Telekonvertörleriyle uyumludur, ve konvertör ile kullanıldıklarında da AF özelliğini korurlar.

    ASP: Aspherical – Asferik objektifler tasarım avantajları sayesinde normal lenslerden daha ufak boyutlu ve hafiftirler.


    Tamron lens tipleri ve kısaltmaları

    Di: Digitally Integrated – Dijital makineler için özel kaplamaya sahip lenslerdir. Sigma DG serisine denk gelmektedir.

    Di II: Sadece APS-C boyutunda görüntü sensörlerine sahip Dijital SLR fotoğraf makineleri ile uyumludur. (Sigma DC serisi muadili)

    VC:
    Vibration Compensation – Titreşim Telafisi sistemi: Tamron’un optik titreşim önleyici sistemidir. İlk olarak 28-300mm f/3.5-6.3 XR DI VC LD modelinde kullanılmaktadır.

    AD: ‘Anomalous Dispersion’ – Anormal Dağılım kelimelerinin kısaltılmışıdır. Belli dalga boylarındaki ışığın girişini engelleyerek kromatik sapmaları azaltmayı amaçlayan özel bir camdır.

    ASL: Objektifte asferik (aspherical) lens kullanıldığını belirtir. Bu optiğin kullanıldığı objektifler daha küçük ve hafif dizayn edilebilir.

    IF:
    Internal Fokus – Fokus yaparken dış boyutları değişmeyen objektiflerdir.

    LD:
    Low Dispersion – Düşün Dağlımlı camların kullanıldığı lenslerdir.

    SP: Super Performance kelimelerinin kısaltılmışı olan SP serisi, Tamron’un en üst seviye lens serisini tanımlamaktadır. Yapım ve optik kaliteleri ile normal lenslerinden ayırılabilmektedir. Sigma EX serisine karşılık gelmektedir.

    XR: Extra Refactive Index Glass – Ekstra Refraksiyon ( Işığı Kırma Gücü) cam kullanılan lensleri temsil eder.


    Nikon lens tipleri ve kısaltmaları

    AF:
    Auto Focus kelimelerinin kısaltmasıdır. Fotoğraf makinesi gövdesi içinde bulunan fokus motoru ile çalışan modelleri tanımlar.

    AF-S:
    Auto Focus – Silent (Sessiz Auto Fokus) karşılığıdır. ‘Silent Wave Motor’ – ‘Sessiz Dalga motor’ adı verilen ve Canon’un USM ve Sigma’nın HSM sistemine benzer ve objektif içinde ultrasonik kotor bulunduran lens sınıfıdır. Makine içi motorla fokusa göre daha hızlı ve sessizdir.

    AF-I:
    1992-1996 yılları arasında üretilen telefoto lenslerde kullanılan ve daha sonra yerini AF-S sistemine bırakan Oto Fokus sistemidir.

    VR:
    Nikon’un ‘Vibration Reduction’ -Titreşim azaltıcı sistemine sahip lens serisini temsil eder. Canon’un IS, Sigma’nın OS sistemlerine benzer çalışır ve optik elemanların titreşimi azaltıcı yönde hareket ettirilmesiyle daha net fotoğraflar elde etmeye yarar.

    DX:
    1.5x crop çarpanlı ve Dijital Nikon SLR lerde kullanılan sensörler için dizayn edilmiş lenslerdir.

    D:
    ‘Distance/Dimension’ – Mesafe/Boyut anlamına gelen D kısaltması, objektifin Nikon’un 3D Matrix Ölçüm sistemine sahip makineleriyle uyumlu olarak çalışabileceğini gösterir.

    G:
    G kısaltmasına sahip olan objektifleriin diyafram halkaları yoktur ve diyafram ayarı sadece elektronik olarak fotoğraf makinesinden ayarlanabilmektedir. Bu fark dışında D serisi lenslerle aynı özelliklerdedir.

    ED:
    ‘Extra Low Dispersion Glass’ – Ekstra Düşük Dağılımlı Cam’ın kısaltmasıdır. ED camlar kromatik sapmaları azaltmaktadır.

    IF: ‘Internal Focus’ – Dahili Fokus özelliğine sahip bu lenslerde sadece objektifin içinde kalan optik elemanlar hareket etmekte, böylece fokus sırasında lensin boyu değişmemekte ve öndeki eleman dönmemektedir.

    Micro: Nikon Macro özellikli objektiflerine ‘Micro’ ismini vermektedir.

    N: Nikon’un son geliştirdiği Nano Crystal Coat – Nano Kristak Kaplama özelliğine sahip lenslerini işaret etmektedir.

    PC:
    ‘Perspective Control’ – Perspektif kontrollü objektiflerdir. Sadece shift ve tilt-shift lensler bu sınıfa aittir.


    Canon lens tipleri ve kısaltmaları

    EF: Canon’un 1987 yılında üretmeye başladığı EOS fotoğraf makineleri sisteminin objektif mount (bağlantı) sistemidir. Electronic Focus teriminin kısaltmasıdır.

    EF-S: Canon’un 2003 yılında EOS 300D ile birlikte tanıttığı bu mount sistemi, 1.6x crop çarpanlı APS-C sensör boyutlarına sahip giriş ve orta seviye DSLR’lerde (EOS 400D, 20D, 30D...) kullanılmaktadır. ‘S’ harfi short back focus (kısa arka fokus) kısaltmasıdır. Lensin en arkadaki optik elementin sensör yüzeyine EF lenslere göre daha yakın olduğu anlamına gelir. EF lensler EF-S mount sistemine sahip makinelerde kullanılabilirken, EF-S lensler sadece bu bağlantı sistemine sahip makinelerde kullanılabilir.

    IS: Image Stabilization (Görüntü Stabilizasyonu) teriminin kısaltmasıdır. Canon bu özelliği orta ve profesyonel sınıftaki objektiflerinde sunmaktadır. Konica Minolta’da kullanılan AS (AntiShake) ve Sony’nin yeniden adlandırdığı SSS (Super Steady Shot) sisteminde sabitleme sensörün hareket ettirilmesiyle sağlanırken, farklı olarak IS sisteminde objektif içindeki bir optik elemanın hareket ettirilmesiyle sağlanır.

    USM:
    Auto Focus için kullanılan Ultra Sonic Motor kısaltmasıdır. Piezoelektrik elemanların kullanıldığı USM, oldukça hızlı ve sessiz fokus yapmaya imkan tanır. Micro-USM ve Ring-USM olmak üzere 2 çeşidi vardır. Micro-USM (MM-Micromotor) daha ucuz ve yavaşken, ring-USM daha hızlıdır ve aynı zamanda makine AF modundayken tam zamanlı manuel fokusa (FTM-Full time manual) imkan tanır.

    AFD: Arc-From Drive teriminin kısaltması olan AFD USM’den önceki AF mekanizmasını temsil eder. USM’ye göre yavaş ve gürültülüdür.

    L: Canon’un en üst kalite sınıfındaki profesyonel objektiflerini temsil eder. ‘L’ Luxury’’nin kısaltmasıdır. Üzerlerindeki kırmızı ince çizgi sayesinde ayırt edilebilirler. L serisi objektiflerin hemen hepsi beyaz renktedir, metal gövdeli ve suya karşı korumaları sayesinde oldukça sağlam yapılıdır. L serisi lenslerde en az 1 florit ve 1 asferik veya çok düşük dağılımlı (ultra-low dispersion-ULD) optik eleman bulunmaktadır.


    TS-E: Tilt-shift lensleri tanımlayan kısaltmadır. Oldukça yüksek fiyatlı özel amaçlı objektiflerdir. Perspektif ve alan derinliği kontrolü için kullanılmaktadır.

    MP-E: Macro Photo Electronic kelimelerine karşılık gelir. Bu lensler makro fotoğrafçılık için özel olarak üretilmiştir ve AF özellikleri yoktur.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: S.T.A.L.K.E.R

    />


    D-SLR Terimler Teknik Bilgi Ve Öneriler Topiği


    İndirilebilir kaynak

    Dosya adı -----------------Dosya türü ---- Link
    Profosyonel Fotoğrafçılık ........ PDF ............ http://www.speedyshare.com/543920368.html
    İçerik
    Çekim teknikleri ve bir çok öneri 53 sayfa gayet güzel ve anlaşılır anlatım
    konuya eklemek isterdim ama çok sayfa tutuyor
    Linkteyi kaynak forumdaki kaynaktan farklıdır


    D-SLR Nedir ?

    Digital single-lens reflex
    "Sayısal Tek Mercek Yansımalı" anlamına gelir.(Digital Single Lens Reflex) SLR şeklinde bilinen değişebilen objektifli filmli fotoğraf makinalarının aksine ışık algılayıcısı olarak film değil CCD ya da CMOS görüntü algılayıcı kullanır.Buradan alınan ışık bilgisi kameranın içinde değişik sayısal işlemlere, dengeleme ayarlarına ve dosya sıkıştırmasına uğradıktan sonra basıma yahut depolamaya hazır hale gelir.

    CCD ve CMOS

    CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik devreler gibidir sürekli kullanılan elektronik film görevi görürler. Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar sensör/devre vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital ortama yansıtırlar.
    Örnek 5MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini sensör bulunur.

    Megapixel

    Dijital fotoğrafçılıkta en sık duyacağımız terimlerden birisidir. Çekilen bir fotoğrafın, toplamda ne kadar milyon pikselden oluştuğunu belirtir. Bu, yatay ve dikey piksellerin yani çözünürlüğün çarpımı ile elde edilen bir sayıdır ve yaklaşık değere yuvarlanır.
    Günümüzde mega piksel (MP) tabanı 2 ve üzeridir. Yani bugün bir dijital kamera almak isterseniz, 2MP altında bir cihaz bulma şansınız pek yok. 2 MP ise, 1600x1200 çözünürlüğü demektir.
    Şu sıralar en yaygın çözünürlük, 5 MP ve 6 MP dir. 5MP fotoğraflar genelde consumer serisi cihazlardadır ve 2560x1920 çözünürlüğündedir. 6MP ise, daha çok profesyonel SLR cihazların taban çözünürlüğüdür ve 3072x2048 çözünürlüğü sağlar. Dikkat edilirse, profesyonel cihazlarda yatay ve dikey çözünürlüklerin oranı, diğerlerine göre biraz daha farklıdır.

    Ölü Piksel

    Makinedeki CCD/CMOS sensörlerinden birisinin arızalı olması durumudur. Bu durumda ilgili piksele karşılık gelen alanda hiçbirşey olmaz. Ölü pikseller bazen beyaz bir nokta, bazen renkli bir nokta şeklinde belirir ve her fotoğrafta bulunur.
    Bu bir hatadır. Tıpkı LCD ekranlarda olduğu gibi, ölü piksellerin fazlalığı çok rahatsız edicidir. Fazla sayıda ise, cihaz değiştirilmelidir. Hatta yüksek kaliteli profesyonel cihazlarda, tek bir ölü piksele bile tahammül olmaz ve garanti kapsamındadır.
    Ölü piksellerin giderilmesi, photoshop gibi yazılımlarla çok kolay yapılabilir ama çok fazla ölü piksel olursa, bu iş çok yorucu bir hale gelebilir.

    Film Rasyosu

    Bir dijital filmin çözünürlüğünde, yatay alanın, dikey alana oranına image ratio veya rasyo denir. Profesyonel seri cihazlar, genelde 35mm klasik filmle eşdeğer olarak, 3/2 rasyosunu kullanırlar. Yani yataydaki her üç piksele karşılık, dikeyde iki piksel oranını korurlar. Örneğin 6MP bir dSLR makine, 3072x2048 çözünürlüğünde foto çeker.
    Buna karşılık consumer ve prosumer serisi cihazlar, ideal ekran rasyosu olan 4/3ü kullanır. Bunlarda, yatayda her 4 piksele karşılık, dikeyde 3 piksel ile orantı kurulur.
    Burada bir önemli noktaya gelmiş oluyoruz. Profesyonel cihazlar genelde kağıt üzerine baskı alanında çalıştıklarından, kağıt baskı temellerini baz alırlar. Oysa giriş ve orta seviye cihazlarda hedef doğrudan kağıt değil, ekrandır ve ekran çözünürlüklerindeki yaygın olan 4/3 rasyosunu baz alırlar.
    Tabi bu durum, giriş seviyesi cihazlarla çekilen fotoların kağıda bastırılamayacağı anlamına gelmez. Onlar da fotoğraf kağıdına basılır ve hiçbir sorun yaşanmaz. Sadece kağıt ebatlarına göre sağdan soldan/yukarıdan aşağıdan ufak kırpmalar yapılabilir ki, bazen aynı kırpmalar, profesyonel cihazlar için de yapılmaktadır.

    Noise

    Noise, bir fotoğraftaki istenmeyen noktacıklardır. Film dünyasında buna grain adı verilirken, dijital dünyada noise (gürültü) denmektedir. Sensörlerin kendisine düşen ışığı doğru analiz edememesi ile ilgili bir durumdur ve noise seviyesi yükseldikçe, görüntü kalitesi düşer.
    Günümüzde iyi makineler, çok az noise üretmeleriyle ünlüdür. Buna karşılık daha düşük kalite makineler, daha fazla gürültü üretirler ve görüntü kalitesini bozarlar. Bu noktacıklar, özellikle açık renk alanlarda iyice çekilmezleşebilir.
    Noise seviyesi, muhtelif parametrelerle ilgilidir. Ortak noise problemleri, yüksek ISO değerlerinde ve az ışıklı ortamlarda kendisini gösterir. Buna karşılık ortak olmayan noise problemleri de vardır ve makineden makineye farklılık gösterebilir.
    Bazı makinelerin dijital algoritmaları, noise seviyesini düşürecek şekilde gelişmişken, bazıları değildir. Benzer şekilde bazı yüksek MP değerine sahip makinelerde CCD/CMOS taki devreler kalitesizdir ve fazla noise üretir.
    Bu durum, devrelerin birbirine yakınlığı ile de ilgilidir. Nasıl işlemcilere daha fazla transistör sığdırdıkça, daha fazla ısı sorunu ortaya çıkıyorsa, CMOS ve CCD lere de daha fazla piksel koymak, daha çok noise üretmesini sağlamaktadır zira noise, pikseller arası elektronik bir sorundur.
    Bu sebeple, kaliteli profesyonel cihazlar yüksek MP değerlerine sahip olmalarına rağmen, ışık devrecikleri arasındaki mesafe daha fazladır ve sensörler birbirini daha az etkiler. Buna karşılık daha ucuz makinelerde sensörler daha sıkışık bir alana toplanır ve noise artar zira sensörler birbirine parazit yapar.
    Pahalı makineler büyük sensörler kullanabilir. Büyük sensörler daha pahalı, daha maliyetlidir ve makinenin ebatları da buna müsaittir. Oysa müşteri seviyesi cihazlar daha ufak sensör kullanır ve maliyetten kurtarmaya çalışır. Kaldı ki, giriş seviyesi cihazlar genelde ufaktır ve bir de yer sorunları vardır.

    ISO

    Eskilerin ASA dediği ISO, filmin ışığa duyarlılığını belirler. ISO değerleri, genel olarak 50, 100, 200, 400, 800, 1600 şeklinde gider. Ama bazen ara değerler de kullanılabilir (80 gibi). Kimyasal fotoğrafçılıkta, fotoğraf üzerindeki kimyasalların daha duyarlı olması, dijital fotoğrafçılıkta da, elektronik ışık sensörlerinin daha duyarlı olması ile sağlanır. 200 ISO ile çekilen fotoğraf, tüm diğer parametreler aynı olması durumunda (ışık koşulları, diyafram, enstantene), 100 ISO ile çekilene göre iki kat fazla ışık alır.
    Yani ISO değerleri de, aynı pozlama süresi ve diyafram gibi (f-stop), ışığı artırmak veya azaltmak için kullanılır. Kimyasal fotoğrafçılıkta ISO değeri, fotoğrafçı tarafından kafasına göre değiştirilemez. Makineye takılan film makarası ne ise, onu ayarlayıp kullanmalıdır ama dijital fotoğrafçılıkta iş biraz farklıdır. Kullanıcı, sensör duyarlılığını dilediği gibi değiştirebilir.
    Yüksek ISO değeri olan filmlere “hızlı film” denir zira bu filmler, daha fazla ışık aldıkları için, daha kısa pozlama süresi kullanma olanağı sağlarlar. Örneğin, diyaframın aynı olduğu bir durumu düşünürsek, 100 ISO bir film/CCD duyarlılığı ile, bir pozu ideal olarak 1/15 sn pozluyorsak, 200 ISO bir filmde aynı ışık miktarını 1/30 ile elde ederiz.
    İlk başta aklımıza “o zaman hep yüksek ISO kullanıp, ışıktan ve zamandan kazanalım” gibi bir fikir gelebilir. Ama kazın ayağı öyle değildir. Zira filmin/CCD’nin ışığa duyarlılığı yükseldikçe yani ISO arttıkça, fotoğrafta “grain” (gren) adı verilen kumlanma oluşur. Dijital fotoğraflarda bunun adı ise “noise” yani çok küçük noktacıklar şeklindedir.
    Bu durumda yüksek ISO bize hız sağlarken, düşük ISO da netlik sağlayacaktır. Ama bazen netlik yerine, hız ve ışıktan kazanma önem kazanır. Mesela gece bir hatıra fotoğrafı çekmek istiyoruz ama tripod yanımızda değil. Bu durumda uzun pozlama yapamayız, yaparsak net görüntü elde edemeyiz. Ama ISO’yu birkaç stop artırarak, pozlama süresini birkaç stop düşürebiliriz. Böylece kısa süre içinde titretmeden fotoğraf çekebiliriz. Ama küçük kumlanmalara (veya noise) razı olmak kaydıyla.


    Sayfa 1



    helal s.t.a.l.k.e.r.




  • Bir sorum olacak:

    özümüzün merceği takribi kç mm?

    35mm denklikde ve doğal haliyle kaçar mm yazarsanız sevinirim.

    Bu arada üzel paylaşım sağolun.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.