CHP'de neler oluyor! Barış Terkoğlu: Kılıçdaroğlu'nu ifşa etti! (6. sayfa)

"Madem içeride ne konuşulduğunu bilmiyorsunuz, madem elinizde belge yok; o zaman hangi hakla, hangi bilgiye dayalı anlaşma yapıldığını iddia edebiliyorsunuz? Bilmediğiniz bir konuda ihanet senaryosu yazmanız, falcılık değilmi?"

geçmişe bakıp, x konudaki davranışlara göre

sonuç veya tahmin çıkarmak,

yüzbinlerce yıldır yapılan birşey.

havadurumundan, ekonomik göstergelere kadar.

geçmişe, o yokmuş gibi davranıp, tahmin çıkarmak,

gerçeklikten kopuk senaryo çıkarmaktan öteye gidemez!

Sonra da, kandırıldım diye ortada gezerler.

Bu konu hakkında ciddi analiz yapanlar var. Yaşanan süreci meşru zemine oturtmak için şanlı tarihimizi çarpıtıp örnek verenler var. Venizelos ile Atatürk görüşmesinin konuyla ilgisi yok. Yunanistan'la biz savaş meydanlarında hesaplaştık savaşın sonunda Yunanistan için ağır yaptırımları olsa da iki taraf için de onurlu bir anlaşma yapıldı. Yaklaşan ikinci dünya savaşı sebebiyle de iki ülke birbiriyle yakınlaştı. Bebek katili Öcalan'ın sıfatı ne kimi temsil ediyor.

Öcalan hiç bir sorunun çözümü olamaz. Milletin temsil eden hiç kimse bir katilin ayağına gidemez. Giderse de bunun hesabı vakti geldiğinde sorulur. Eğer ülkede bir sorun varsa bunun çözümü meclistir. Öcalan'ın ayağına gidilecekse yarın Fetöye iade-i itibar verilmesinin de önü açılır. Böyle saçmalık mı olur.

Demek suçlu olmaları yada olmamaları bile değil

Elinde on binlerce kişinin kanını taşıyan bir Deprem suçlusu için hem de.

Yazık,insan bir parti uğruna bu durumlara düşmemeli.

Dünya lideri mesajı duruyormuş demek

Ee ne diyon Seyit Rıza için?

@captain_turkiye

Fazla lafı uzatmaya gerek yok.Olan şey 1999'da çökertilmiş bir terör örgütünün 2002 ve sonrasında yeniden Türkiye'nin başına bela edilişinin son ve en önemli adımlarını yaşıyoruz.Yani PKK devlet içerisine yerleştiriliyor ve Öcalan tüm Kürtlerin lideri olarak tanımlanıyor.Tam da Öcalan'ın ve PKK'nın istediği şekilde...Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bugünde karşımıza Sevr anlaşması konmuş durumda...

Tabii bazıları işine gelmediği için 1999'da terör örgütünün hiçbir taviz verilmeden çökertildiği gerçeğini kabul etmezler.Zira bunu kabul etmeleri durumunda şuan yaşanılan rezalete kılıf uyduramayacaklardır.Halbuki bu verilerle sabittir.Mesela yıl yıl verilen terör saldırılarında şehit olan asker sayıları 1999'dan sonra kesin bir şekilde düşmüştür.Buyrun yıl yıl verilen şehit sayıları;

1984: 36 şehit

1985 : 79 şehit     

1986 : 64 şehit     

1987 : 77 şehit    

1988 : 88 şehit     

1989 : 172 şehit   

1990 : 189 şehit 

1991 : 279 şehit 

1992 : 655 şehit  

1993 : 719 şehit  

1994 : 997 şehit   

1995 : 764 şehit  

1996 : 623 şehit 

1997 : 529 şehit 

1998 : 253 şehit 

1999 : 13 şehit (Apo'nun yakalandığı yıl) 

2000 : 2 şehit 

2001 : 2 şehit 

2002 : 3 şehit 

2003 : 3 şehit

2004 : 5 şehit

2005 : 7 şehit

2006 : 8 şehit

2007 : 22 şehit

2008 : 134 şehit (I.Açılım Süreci Başlangıcı)

2009 : 55 şehit

2010 : 88 şehit

2011 : 96 şehit

2012 : 130 şehit

https://21yyte.org/veritabanlari/terorle-mucadelede-verdigimiz-sehitler-1984-2013/9249

Görüleceği üzere bugün İmralı yolcusu olanlar ve Öcalandan medet umanlar 2002'de sadece '3 şehit' verildiği bir dönemden bugünlere geldiler.Türk devleti o dönem PKK'nın başını ezmiş,liderini içeriye tıkmış,ülke içerisinde kıstırmış ve kalanlarını K.Irak'ta ki mağaralarda kendiliğinden dağılmaya mahkum etmişti.Hatta 2002'de artık Türkiye'de terörün beli kırıldığına ve yok edildiğine kanaat getirilerek 30 Temmuz 2002'den itibaren 1984'ten beri G.Doğuda uygulamada olan OHAL'i kaldırmaya başlamıştı;

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/23-yil-sonra-resmen-olagan-hal-112742

Peki ne olduda 2002'de Türkiye'de PKK saldırıları nedeniyle sadece '3' şehit verilirken 2025 yılında PKK için taviz üstüne taviz verilir hale gelindi?Ne oldu da PKK ile görüşülmeden ve Öcalan muhattap alınmadan,devletin temel direkleri dönüştürülmeden PKK'nın bitmeyeceği algısı yaratılmaya başlandı?Ne oldu?

Olan şey üç harfle açıklanabilir.BOP...Yani 'Büyük Ortadoğu Projesi'...Birilerin ilk yıllarında gururla 'Biz bu projenin eşbaşkanlarındayız' dediği BOP...

Birincisi 2002'de Türkiye'de zihniyet değişimi yaşandı.2002'ye kadar Türkiye PKK'yı bir terör örgütü olarak görmüş ve buna göre devlet politikası geliştirmişti.Nitekim bu politika başarılı olmuş ve PKK çökertilmiş,dağılma aşamasına gelmişti.Hem yurt içinde hem de yurt dışında barınamaz hale gelmişti.PKK ve Öcalan'ın Kürtleri temsil etmediği gerçeği kamuoyuna yerleştirilmiş ve PKK her açıdan ideolojik olarakta mağlup edilmişti.

Fakat 2002'den sonra Türkiye'nin teröre bakışı birden bire 'Kürt sorunu' olarak değiştirildi.Böylece PKK ile mücadele etmek yerine onun ideolojisini tartışmaya,onun görüşlerini daha çok kamuoyunda gündeme getirmeye başlandı.Tüm bunlarda demokratikleşme adı altında pazarlandı.Halbuki böyle yapılarak PKK'nın görüşleri devlet tarafından kabul edilen görüşler olarak algılandı ve PKK tabana yayılma fırsatı buldu.Demokratikleşme adı altında PKK ideolojisini yayan STK'lara,derneklere vs dokunulmadı.Yine bu süreçte Öcalan'ın kitaplarına uygulanan yasak kaldırıldı ve Öcalan'ın kitapları alenen satılır hale geldi.Kısacası PKK'nın rahat rahat ülke içerisinde propaganda yapmasına göz yumuldu.

İkincisi ise 2003'te ABD'nin Irak'ı işgal etmesine Türkiye'yi yönetenler tam destek verdi.Böylece Iraktaki PKK tamamen ABD koruması altına girdi ve yeni baştan kuruldu.2003 öncesinde can çekişen terör örgütü ABD'nin koruması ve destekleriyle yeniden toparlandı.Zaten 2003'ten sonra dikkat çekici olan PKK saldırıları yeniden artmaya ve şehit sayıları yükselmeye başladığı az önce paylaştığım tabloda görülebilir.Halbuki çok değil 2002'de seçimlerden hemen hemen bir ay önce Bülent Ecevit olası bir Amerikan işgalinin Irak'ı istikrarsızlaştıracağını,terör örgütüne alan açacağını ve Türkiye'nin buna izin vermeyeceğini,Amerika Irak'a girerse ve Türkiye aleyhine K.Irakta gelişmeler yaşanırsa Türk ordusunun K.Irak'a gireceğini açık açık duyuruyordu.Ama ne hikmetse bu açıklamasından 1 ay kadar sonra Türkiye'de yeni kurulmuş bir siyasi parti hem de tek başına olacak şekilde iktidara geldi ve akabinde ABD işgaline tam destek verdi.Ne tesadüf değil mi?

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ecevit-kuzey-irakta-fiili-devlet-askeri-mudahale-nedeni-38419528

Üçüncüsü ise Suriye'de iç savaş çıkartılması.Bu iç savaş nedeniyle Suriye'de devlet otoritesi ortadan kaybolmuş ve YPG güç kazanmıştır.Bugünkü YPG Suriye İç Savaşının net sonucudur.Zaten Suriye'de iç savaş çıkartılmasının bir nedeni de buydu.Önce mevcut devlet düzeni öyle ya da böyle yıktırılmış,yıkılan devlet düzeni içerisinde YPG'ye her türlü destek verilerek bir aktör olma durumuna getirilmiş ve bugünde hem Suriye'nin hem de Türkiye'nin başına bela edilmiştir.

Halbuki ne kadar ilginçtir ki geçtiğimiz günlerde eski dışişleri bakanı ve başbakan Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin devrilmesi için elinden gelen herşeyi yaptığı Esad'ın 2005 yılında kendilerine hem Suriye'de hem de Irak'ta PKK'ya karşı ortak askeri harekat yapmayı teklif ettiğini ancak kendilerinin buna şiddetle karşı çıktığını ifade etmişti.Esad benzer öneriyi 2019'da da yapmış ancak o dönem 'Binlerce insanın katilini muhattap almayız' diyerek reddedilmişti.Ne ironidir ki dün Esad'ı muhattap almayanlar bugün binlerce Türk'ün katili olan birinin elini sıkmak için İmralıya koşar haldeler...Ne kadar trajikomik bir durum değil mi?

https://t24.com.tr/haber/davutoglu-esad-in-kuzey-irak-teklifini-anlatti-siddetle-karsi-ciktim-turk-kurt-catismasini-tetiklerdi,1277700

Üstelik PKK ile görüşülerek PKK'nın tasfiye edileceği yanılgısına 2008 yılında düşürülmüş ve 2015 yılına kadar bu yönde devlet politikası takip edilmişti.Fakat ne kadar ilginçtir ki PKK ile görüşerek ve PKK görüşlerini yasallaştırarak dağıtma işi ters tepmiş ve bu dönemde PKK'ya rekor katılım yaşanmıştı.Bu 2020'de ki İçişleri Bakanlığı verileriyle sabittir.PKK'ya rekor katılım I.Açılım Sürecinin en aktif olduğu 2012-2015 yılları arasında olmasıda ayrıca dikkat çekicidir;

www.icisleri.gov.tr

T.C. İçişleri Bakanlığı - Bakanımız Sn. Süleyman Soylu: Terör Örgütüne 2020 Yılındaki Katılım, 1984 Yılının da Altında

https://www.icisleri.gov.tr/bakanimiz-sn-suleyman-soylu-teror-orgutune-2020-yilindaki-katilim-1984un-de-altinda-kaldi

I.Açılım Süreci sonunda PKK G.Doğuda birçok İl ve İlçeyi ele geçirmiş ve buralardan sökülüp atılması ancak TSK'nın şehirlere girmesi sayesiyle mümkün olmuştur.Tarihimize 'Hendek Çatışmaları' olarak geçen bu ayaklanma ancak 793 güvenlik görevlisinin (asker,polis ve korucu) şehit olmasıyla mümkün olabilmiştir.Yani 2002'de sadece 'üç' şehit verildiği bir dönemde iktidara gelen zihniyetin yönettiği I.Açılım Sürecinin bilançosu tam tamına 793 şehit olmuştur.

www.aa.com.tr

PKK 478 günde bin 107 ocağa ateş düşürdü

https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/pkk-478-gunde-bin-107-ocaga-ates-dusurdu/682563

Halbuki 1974 Kıbrıs Harekatında Türkiye sadece 498 şehit vermişti.2015-2016 arasında ise kendi şehirlerini terör örgütünden geri alabilmek için 793 güvenlik görevlisini şehit vermek zorunda kalmıştı.Sadece bu kıyas bile terör meselesini PKK ve Öcalan ile görüşerek çözmeye çalışmanın ve özellikle tüm Kürtleri PKK ve Öcalan'ın temsilcileri olarak damgalamanın Türkiye'de çok ağır faturalar çıkartacağının habercisidir.

Ayrıca bu İmralı görüşmelerini 1930'da Ankara'yı ziyaret eden Venizelos ile karşılaştırmak yanlıştır.Zira Venizelos 1930'da Ankara'ya geldiğinde Yunanistan Lozan Anlaşması ile Türkiye üzerindeki tüm iddialarından vazgeçmiş,Türkiye'yi resmen tanımış,Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini kabul etmiştir.Böylece Türkiye ve Yunanistan arasındaki düşmanlık hali son bulmuştur.Dahası Venizelos Yunanistan Krallığı'nın (o dönem krallıktır) meşru Başbakanıdır ve iki devletin İtalya'ya karşı ortak hareket etmeleri menfaatlerinedir.Bundan dolayı o dönem iki devlet yakınlaşmış ve Balkan Antantını kurmuştur.

Öte yandan yine aynı dönemlerde Türkiye'de çıkan Şeyh Sait isyanı ve diğer bölücü isyanların liderleri muhattap alınmamış,isyanları bastırılmış,tek bir taviz verilmemiş ve suçlular İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak asılmıştır.Bir yanda isyancı lideri diğer yanda Türkiye'nin bütünlüğünü resmen kabul etmiş ve Milli Mücadelede mağlup olarak yenilgiyi kabul etmiş bir devletin başbakanı vardır.

Öcalan'ın durumu da Şeyh Sait ve diğer bölücü isyancılardan farklı değildir.Bir devlet başkanı 'hiç' değildir.Bir devletide temsil etmemektedir.Türkiye Cumhuriyetini yıkmak ve bölmek amacıyla terör örgütü kurmak ve terör örgütünü yönetmek ve katliam emirleri vermekle suçlu bulunarak içeri atılmış bir mahkumdur.Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin kendi hapishanesinde mahkum olarak tuttuğu bir terör örgütü liderini muhattap alması onu mahkum olmaktan çıkarır,terör örgütünü ve katliamlarını meşrulaştırır bir harekettir.Kimse kimseyi kandırmasın...Durum tam olarak budur.

noldu alındın mı?

tam olarak neye alındın?

- ağaç dallarıa mı?

- Suriye vizesi için yüzlerce dolarlık harçlara mı?

- itrail'e petrol taşımana mı?

- siyonistçi amerikancı olmana mı?

- coninin , dandik(!) iran ihalarını kopyalamasına mı?

- Merz'in bile kendi topraklarında putin karşısında %20'yi geçemeyecek olmasına mı?

neye darıldın da dudak bükeysun daaa?

ya bak Türk olduğunu var sayıyorum. Sence önce git bi diyabakırda Türk olarak iş yeri aç Türkçe isimle... veya bitlis de olur yani sen seç beğen... sonra burada vatan millet edebiyatı yap.

Ben o güzel sallanıyor diyorum ama sen fena rezil oldun. Bari dine gibi yapay zekaya algı falan yaptır. Sen düz yalan söyleyip sonra üstüne yatıyorsun. 

Burada benim dediğimi söylediğim şeyleri gösterene kadar bu mesajı hatırlatacağım. Yani sonsuza kadar. 

Siz, 20 yıl önceki türkiyenin şartlarına, o günkü askeri ve siyasi imkanlarına bakıp bugünü okumaya çalışıyorsunuz. Oysa denklemdeki en önemli değişken değişti: Türkiyenin kudreti.

Siz ise elinizde bugüne dair tek bir veri, tek bir belge olmadan kesin yine aynısı olacak diyerek, tembelliğinizi ve vizyonsuzluğunuzu tarihsel öngörü diye pazarlıyorsunuz.

Ayrıca dikkatimden kaçmadı; chp ve komisyon ile ilgili sorudan arkana bakmadan kaçmışsın.

Ama chp neden orada yok biliyor musun? Sadece korkaklığından değil; terörü besleyen, türkiyenin ayağına pranga vuran o dış mihraklı toplum mühendisleri, yani küresel efendileriniz izin vermediği için yok. Iradeniz ipotek altında olduğu için o masaya oturmaya cesaret edemediniz, kaçtınız.

Siz burada bize gazel okuyarak bu siyasi korkaklığa kılıf uydurmaya çalışırken, içerideki o iradesizliği örtmek için genel başkanınızın ne yaptığını da ibretle izliyoruz: Küresel bir dayatma olan lgbt mevzusunu ortaya atıp suni gündemle hedef şaşırtmaya çalıştı.

Ama yemezler; biz sizin hangi sufleyi nereden aldığınızı da, cambaza bak oyunuyla neyi gizlemeye çalıştığınızı da gayet net görüyoruz. 

"Siz, 20 yıl önceki türkiyenin şartlarına, o günkü askeri ve siyasi imkanlarına bakıp bugünü okumaya çalışıyorsunuz."

imkan derken? İmkanla ne alakası var.

yönetici değiştimi?

elebaşı değiştimi?

şakşakçılar değiştimi?

hepsinin cevabı hayır.

uzun uzun boş boş yazıyorsun.

oysa

ben sana hükümetin kendi açıklamalarını paylaşıyorum.

Çöözüm sürecinden, osloya...

geçmiş bu diyorum,

devlet aklı diyip duruyorsun.

devletlerin planları olur.

88teröristin kaldığı bir örgütün lideri,

30yıl tüm bakanlarının görüştüğü tutuklu bir lideri,

Mecliste "kurucu önder" ilan eden bir hükümetin

bırak devlet aklını, kendi aklı oldugu bile şüpheli.

geçmişe bakıp, geleceği okursun.

okumazsan, kandırıldım diye ortada gezer durursun.

Bak cem efendi; senin o devlet ayrı, hükümet ayrı teranen, eski türkiyenin vesayetcilerin, fetö ağzının ve darbe severlerin ezberidir. şunu zihnine kazı: Sandıktan milletin iradesiyle çıkan hükümet, devletin yürütme gücünün ta kendisidir. Devlet seçilmiş iradenin yönettiği canlı bir organizmadır.

Devlet teröristin kellesini alır diyorsun; 40 yıldır on binlerce kelle alındı, dağlar terörist mezarlığına döndü, peki bitti mi? Bitmedi. Neden? çünkü sinekleri öldürerek bataklık kurumuyor. Senin o sığ mantığın sadece tetiği çekmeyi bilir, devlet aklı ise o silahı tutan eli, arkasındaki küresel aklı ve ideolojik zemini yok etmeyi hedefler.

Bize apo sevici yaftası yapıştırmaya kalkmak ise senin ne haddine, ne de çapına sığar!

Apoyu kendi ağzıyla feshettirip, binlerce teröristi tek kurşun atmadan teslim alarak tarihin çöplüğüne gömmek için bu stratejiyi kuruldu.

Asıl apoya hizmet eden, bu statüko devam etsin, terör bitmesin, türkiye enerjisini tüketsin diye çırpınan ve çözümün önüne takoz koyan sizin zihniyetinizdir.

Anayasa meselesini de terörle pazarlık gibi göstermek, ancak siyasi körlükle açıklanabilir. 

Senin kelle alma fantezilerinle devlet yönetilmez; devlet, sonuç alır, bitirir ve geçer. Biz o terör belasını bitiriyoruz, sen de kenarda durup şakşaklamak yerine izleyip ders alacaksın.

benim seni moskovadan çıkarıp suriye üzerinden avrupa turu yaptırmam yarım saati geçti. sen moskovaya geri mi döndün?

dediğim gibi soruma cevap alamadım. turlardan hangisini beğenmedin?

- ağaç dallarıa mı?

- Suriye vizesi için yüzlerce dolarlık harçlara mı?

- itrail'e petrol taşımana mı?

- siyonistçi amerikancı olmana mı?

- coninin , dandik(!) iran ihalarını kopyalamasına mı?

- Merz'in bile kendi topraklarında putin karşısında %20'yi geçemeyecek olmasına mı?

mobilden atarken denk geldim. chatgpt olayı artık üstüne yapışında, uyarılarımızı da dikkate almış. birkaç cümle başını büyük harften küçük harfe çevirmiş  

"Senin kelle alma fantezilerinle devlet yönetilmez; devlet, sonuç alır, bitirir ve geçer. "

süleyman soylu ve onu atayan adam hakkında

çok ağır bir eleştiri yapıyorsunuz!

"kırsalda terörist vardı, bugün tertemiz. 29 Ekim 2023'te, Cumhuriyetimizin 100. yılında bu ülkenin dağlarında bir tek terörist kalmayacak."

"PKK'yı Türkiye'de çökerttik. Dağlarda 85 terörist kaldı. 14 Mayıs, PKK'yı toprağa gömmenin seçimidir."

"Çok mesafe aldık. Milletimize karşı yüzümüz eğik değildir. Jandarma teşkilatı tarihin en büyük başarılarını yaşamaktadır"