CHP'de neler oluyor! Barış Terkoğlu: Kılıçdaroğlu'nu ifşa etti! (5. sayfa)

Hala öyle mesajlar var diyorsun yani. 

Topu taca atmayı bırakıp gerçekleri konuşmaya başlarsan cevap alabilirsin. Hadi bakalım, bir şans daha vereyim dürüst olman için. Çünkü dürüst olmayan birine şimdi ne desem de fark etmez, sonra nasılsa yalan söylemeye devam eder.  

x (formerly twitter)

Öteki (@ajansoteki) on X

https://x.com/ajansoteki/status/1992208632923255119

x (formerly twitter)

TÜRKİSTAN HABER (@turkistanhaber_) on X

https://x.com/turkistanhaber_/status/1992256835361931738

Kendi milletvekilinin sözlerinden haberi yok galiba  

AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman: “CHP, hiçbir zaman Kürt halkının yanında olmadı atalarımızı idam etti.” İnkar ederlerse diye kürtçe olan konuşmasının tamamını koyayım.  

adamı savunduğumdan değil de sende "iran balon" vs yazıyordum. "danışıhlı dövüj" yazıyordun. "vuramaz" "onnar füzen değül, zu dopu fırlateyya" diye yazıyordun vs.

amerika hatta yok edecek yazıyordun.

ne oldu?

iran koydu mu? israil'e gömdü geçti. iran hani yıkılır yazmıştın ya... iran'a ruslar şimdi 5 reaktörlü nükleer koyacaklar.

iran bile geçecek sizin hükümeti :))))))

o yıhılmaz, radarda gürünmez bea ... dediğiniz b2'nin de hint okyanusu üzerinden iran'a 800km kala füzeyi bırakıp kaçması da işte birilerine kapak olsun. anca kağıt üstünde "stealth bea"  

Devlet aklını kişilerle sınırlı görmeye devam ettiğin sürece fotoğrafın bütününü kavrama şansın kalmaz çünkü lütfü savaş ya da özlem çerçioğlu gibi isimler idari ve yargısal süreçlerin işlediği alanın içindedir, bu alan kendi denetim mekanizmalarını işletir, bir zaman çizelgesi bulunur, tamamlandığında gereği yapılır.

Lütfü savaşmış, çerçioğluymuş… bu isimleri ortaya atmanızın sebebi onların suçlu ya da suçsuz olması bile değil, maksadınız devlet aklını siyasi operasyona bulaştırmak. Sizin yaptığınız siyasi eleştiri falan değil, kavram kargaşası yaratarak devleti aciz gösterme çabasıdır. Bilerek devlet aklıyla siyasi operasyon kavramlarını çorba ediyorsunuz. Yazdıklarınızın akıl, mantık ve devlet yönetimiyle ilgisi olmadığını siz de gayet iyi biliyor fakat işinize gelmediğinden meseleyi twitter geyik seviyesinde tutmaya çalışıyorsunuz.

iran balon, onda bir değişiklik yokta senin moskova aşkına benim diyecek başka bir sözüm yok hala..O anlamda dünden bugüne değişen bir yok yani. İran israil'in içinden geçmiş? yersen..Ulan adamlar Tahranı bombaladı ve bu İran tarihindede bir ilk oldu, varmı ötesi..İsrail dünyaya yaptığı tek iyilik şu iranlı mollaların kağıttan kale olduğunu göstermesi oldu. İsrail neyse İranda o, yesinler birbirlerini..

Putin'de çakal, İran'a çaktı reaktörleri-silahları ve Ukrayna savaşı ekonomisine can damarı sağladı İran üzerinden. Sende mollalara selam vermeye devam et işte..

İmralı'ya gidecek olan heyet vakti zamanı geldiğinde vatana ihanetten yargılanacaktır. Bir ülke böyle rezil bir duruma düşürülemez. Bu millet bunun hesabını sorar. Resmen rezalet. Hiçbir vasfı olmayan eli kanlı katil bir teröriste saygı duyan vatanseverliğini geçtim insanlığını sorgulasın. Bir de bu zatın ayağına milletin vekilleri gidecek fikirlerini dinleyecek. Söylenecek fazla bir şey yok.

Yok devlet aklıydı yok milli menfaatmiş gibi süreci aklamaya çalışanlar da rüzgara göre pozisyon almaya devam edebilir. Bu millet neyin ne olduğunu biliyor.

Bakın, artık mesele siyasi tartışma boyutunu aştı, sizin yaptığınız düpedüz yalan üretme gayretkeşliğidir. Israrla tamamen kendi hastalıklı hayal dünyanızdan uydurduğunuz bilmediğiniz bu sözde anlaşma iftirasını papağan gibi tekrarlayıp duruyorsunuz.

Eğer devletin masaya toprak bütünlüğünden, bayraktan, anayasadan veya üniter yapıdan zerre kadar bir parça koyduğuna dair elinizde somut bir delil, bir bilgi kırıntısı olsaydı, şimdiye kadar çarşaf çarşaf yazardınız. Ama yok. Elinizde sadece kendi niyet okumalarınız ve kuruntularınız var.

Tekrar söylüyorum: Devletin terör örgütüne çıkın teslim olun dayatmasını anlaşma diye yutturmaya çalışman, elinizde belge yokken anlaştılar diye üfürmen, siyaset değil müfteriliktir. Ya iddianı ispatla şunu verdiler de, ya da ispatlayamadığın yalanlarinla gürültü yapmayı bırak.

"Eğer devletin masaya toprak bütünlüğünden, bayraktan, anayasadan veya üniter yapıdan zerre kadar bir parça koyduğuna dair elinizde somut bir delil, bir bilgi kırıntısı olsaydı, şimdiye kadar çarşaf çarşaf yazardınız. Ama yok."

"elinizde belge yokken anlaştılar diye üfürmen, siyaset değil müfteriliktir. Ya iddianı ispatla şunu verdiler de"

delil olamazki!

"TBMM İçtüzüğüne göre toplantıda konuşulanlar “devlet sırrı” sayıldığından kamuoyuna açıklanmayacak ve tutanakları en az 10 yıl gizli kalacak"

ne konuşulduğu hakkında en ufak bir bilgi yok!

ama yok!

ben geçmişte, 20-30 yıldır yapılmış ziyaretlere bakarak

demekki boşa gidip gelmişler

demek ki bizi kandırmışlar,

boşa akbil basmışlar, diyebilirim.

çünkü, 88tane üyesi kalmış bir örgütün lideri

"kurucu önder" ilan edildi...

ama siz,

10yıl boyunca gizli kalacak tutanakların

ne oldugu hakkında tahminde bulunup,

süreç güzel diyorsunuz...

falcı açın ;) iyi para var!

Aynen! son 3 yılda savaşta olan rusya'nın cari dengesi +300 milyar $! Aynen koskoca iran bu açığı kapattı değil mi?

yahu palavralarına kendin de inanmıyorsun muhtemelen amma salla.

savaşta rusya'nın aksine nato gölgesinde sen son 3 senede neler yaptın cari denge olarak? -180 milyar $ ?

dur bakayım: AKP dönemi son 3 yılın Türkiye cari denge özeti

2024-62,054 -4.57%

2023-60,155 -5.22%

2022-10,133 -1.10%

toplamda -130 milyar $ ki bu dönem kayıp 128 milyar doların olduğu dönemi de kapsamakta!

kardeş! Amerikan abiniz ile yaveri ingiliz kardeşinin dönemi bitti :))))) yehudi kuzeninin borusu artık o kadar ötmüyor! Seve seve değilse küse küse o çin'in ayağına düşecekler yehudlar :D

sen ise hayal görmeye devam et.

Umut hakkı devlet yönetiminde kavramlar duygusallıkla değil, fayda-maliyet analiziyle ele alınır. Devlet, 40 yıldır başa çıkılamayan bir terör belasını, örgütü bizzat kurucusuna lağv ettirerek, yani kendi silahıyla vurarak bitirmek için hukuki bir yolu (umut hakkını) şartlı bir havuç olarak masaya koyuyorsa; bu teslimiyet karşılığı sunulan bir taktik hamledir.

Rahmetli ecevit döneminde paketlenip getirilen ama örgütü ve ideolojisi bitirilemeyen, aksine o günden bugüne binlerce vatan evladının kanına giren bir yapıyı, devlet bugün sadece hapiste tutmakla değil, zihnen ve fiziken yok etmekle meşgul. Bu yüzden mide bulantısı edebiyatı yapacağınıza, devletin bitirme iradesine odaklanın.

 Midenizin bulanması normaldir; zira bünyeniz, bu soğukkanlı hamlelere alışık değil; ama merak etmeyin, bu sürecin sonunda kazanan türkiye cumhuriyeti olacaktır. Tarih şuurundan ve devlet yönetme geleneğinden ne kadar bihaber olduğunuz, meseleleri sadece mide bulantısı gibi duygusal ve basit reflekslerle okumanızdan belli; zira kanuni sultan süleyman, haçlı birliğini parçalamak ve avrupayı içten çökertmek için martin luthere ve protestanlara destek verirken, bunu onları sevdiği için değil, devletin menfaatleri gerektirdiği için yapıyordu ve eminim o dönemde de sizin gibi sığ bakanlar buna anlam veremeyip burun kıvırırdi.

 şunu artık idrak etmeniz gerekir ki; karşınızdaki terör örgütü, kendi dinamikleriyle hareket eden, delikanlı bir düşman değil ki, ipi tamamen emperyalist güçlerin elinde olan, dışarıdan kumandalı bir maşadır; ve devlet aklı, masayla uğraşırken delikanlılık raconu kesmez, o masayı tutan eli kırmak ve oyunu bozmak için ne gerekiyorsa, hangi enstrüman kullanılması icap ediyorsa onu soğukkanlılıkla kullanır.

 Sizin nazik mideniz, devletin bu kirli tezgâhı bozmasını kaldırmıyorsa, bu sizin sorununuzdur; ama devlet sonuca bakar.

Memleket işleri böyledir dostlar. Yeri ve zamanı gelir 100 küsür bin Türk evladını katleden Yunanlıları en üst düzeyde ağırlamak durumunda kalırsınız. Devlet insani duygularla hareket etmez. Mustafa Kemal o gün için doğru olanı yapmıştır.

Şimdi içinizden şöyle karşı çıkan olabilir. Efendim Venizelos meşru bir temsilci, görüşecek tabi vs. Hiç farktmez dostum, Yunanlılar , İzmir'e , İstanbul'a, Ankara'ya yani vatana göz koydular ve bu uğurda çok zarar verdiler.. Teröristin verdiği zarardan hiç bir farkı olmadığı gibi AHLAKİ olarak eşdeğer bir girişimdir... Hatta devlet Venizolos şerefine Parti , yemek ve Balo düzenlemiştir, sıradan bir ağırlama da değildir... Şimdi dağılabilirsiniz..

Venizelos’un Gelişi

Yunan Başbakanı Venizelos’un İstanbul’a gelişi oldukça enteresan oldu. Daha birkaç yıl önce Türkiye’yi almak, Ankara’yı kendi ülkesine katmak isteyen bu adama, Tanrı Ankara’ya gelmeyi nasip etmişti. Fakat yenildikten sonra, askerleri denize döküldükten sonra, konuk olarak, acı duyarak.

Venizelos’un geldiği gün Atatürk, kendisini eski köşkte kabul etti. Bu ziyaret nedeniyle arkadaşlarıyla herhangi bir fikir yürüttüğünü hatırlamıyorum. Yalnız sabah giyinirken berber Mehmet’e takıldı:

-“Mehmet, bugün Venizelos’un ayağına gideceğiz. Kendisiyle görüşeceğiz. Buna ne dersin?”

Atatürk berberiyle sık sık şakalaşırdı. Mehmet bir ara düşündükten sonra:

-“Paşam, ben sizin yerinizde olsam ne gider, ne de görüşürüm. Çünkü o millet, bizim Selaniğimizi (berber de Selanik'liydi), toprağımızı, yerimizi aldı. Bu yetmiyormuş gibi, bir de Ankara'mızı almaya kalktı. Bütün bunlardan sonra siz onlarla dost gibi konuşacaksınız. Ben olsam yapmam.”

Atatürk, berberinin safça sözlerini dinlerken hiç kızmadı. Hatta onun samimiyetinden memnun bile kaldı.

-“Bu memleket işidir. Bu yüzden dost olmaya, dost görünmeye mecburuz. Hem bunu yapmazsak tarih bizi affetmez.”

Atatürk, işte ilk Türk-Yunan dostluğunun temellerini o gün atmıştı. Venizelos’la köşkteki görüşme iki saat kadar sürdü. Ertesi gün Gazi Orman Çiftliği'nde konuk onuruna otuz kişilik bir yemek verildi. Yemek çok samimi bir hava içinde geçti. Yunan Başbakanı, Atina’dan gelirken bir sandık şarap getirmişti. Atatürk de konuğa Ankara’dan ayrılırken bir kafes içinde beyaz renkli çok güzel bir Ankara Kedisi hediye etti.

Yunanistan Başbakanı Venizelos’un ziyaretine, bir süre sonra o devrin başbakanı İsmet İnönü, Atina’ya giderek karşılık vermiştir.

1 Turhan Gürkan, Atatürk’ün Uşağı İdim, Cemal Granda, İstanbul 1973, s. 341–342.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009

"Devlet taktiksel olarak masaya oturdu, teslimiyet değil."

geçmişe bakıyoruz;

“barış süreci”, “kardeşlik açılımı”, “müzakere”.

"Örgüt ipleri emperyalistlerin elinde olan bir maşa."

geçmişe bakıyoruz;

Çözüm sürecinde PKK bir muhatap olarak kabul edildi. Ama ipler emperyalistlerde?!!

"Devlet, örgütü kurucusuna kendi eliyle lağv ettirmeye çalışıyor."

liderini kurucu önder ilan ettin. Lagv derken? Böyle lağv mı olur. Olmaz.

"Devlet örgütü zihnen ve fiziken yok etmekle meşgul."

-zaten 88 kişiye indirmiş. Gitsin alsın yakalarından.

"Devlet menfaati gereği masaya oturulur, bu duygusallık değil."

kardeşlik projesi, anneler ağlamasın, barış ve demokrasi.

cyborglar bile bu kavramlara, duygusallık der.

"Bu süreç devletin oyunu bozma hamlesi."

-ipleri yırtdışında olan(sen yazmışsın) bir örgütü,

sen ülke içinde bitirmeye çalışıyorsun. :))

-oyunu bozmak için örgütle işbirliği yapılıyor.

silahları gömeceğiz, yeni anayasa yapcağız vs.

bu bozmak değil, anlaşma yapmaktır.

Özetle

geçmişsi rezilliklerle dolu bir hükümet için;

(valilere talimatı ben verdim)

Hem deki;

"Tarih şuurundan ve devlet yönetme geleneğinden ne kadar bihaber olduğunuz, meseleleri sadece mide bulantısı gibi duygusal ve basit reflekslerle okumanızdan belli."

Hem de gel;

AKP , PKK ile doğrudan görüşen, Öcalan’ı sürecin merkezine alan, bir yolda giden hükümeti savun.

Reis, senin yol ızun.

ama bu siyasi bilgisizlikle olmaz.

söyle yöneticine, sana eğitim versin.

yada hesabı başka bir kullanıcıya devret ;)

Putin ve İran diyince kuyruğuna basılmış gibi yaptığın çığırtkanlık ve hop oturup hop kalkma durumun kara mizah örneği..Ülkeni şunlar kadar savunmuyorsun. Benim umrumda değil yani putini iranı yada israili..Çinin ayağınamı düşerler yoksa ABD ile elmi sıkışlar, herkes kendi çıkarına göre hareket eder dünyada ve bu ülkelerin hiçbiride Türkiye ile dost değildir, çıkar ilişkileri düzleminde savaşmadan ilerlemek isterler.

Yani bana gelip Rusya ve Putin güzellemeleri yapma, ayıdan post, rusdanda dost olmaz..İran mollalarından ise hiç olmaz...İran'ı çok seviyorsanda oraya taşın, Moskova soğuklarında takılma.

Madem içeride ne konuşulduğunu bilmiyorsunuz, madem elinizde belge yok; o zaman hangi hakla, hangi bilgiye dayalı anlaşma yapıldığını iddia edebiliyorsunuz? Bilmediğiniz bir konuda ihanet senaryosu yazmanız, falcılık değilmi?

 Kaldı ki madem içeride ne konuşulduğu belli değil, kesin kötü şeyler oluyor diye paranoya yapıyorsunuz; o zaman dönüp chpye su soruyu sorma cesaretini neden göstermiyorsunuz:

 Ey chp! Madem vatanın satıldığını iddia ediyorsunuz, neden o komisyona üye vermekten kaçtınız? Neden o masada oturup, o tutanaklara şerh düşmekten, tarihe not düşmekten korkup sıvıştınız?

Cevabı ben vereyim: çünkü o masada olmak sorumluluk ister, devlet ciddiyeti ister. Dışarıdan vatan satılıyor diye palavra sıkmak, içeride devletin gerçekleriyle yüzleşmekten daha kolaydır da ondan. Sizin zihniyetiniz, dışarıda kalıp bilmediği şeyler hakkında iftira atmayı tercih eder. Chpnin o komisyonda olmaması, tam da sizin gibiler rahatça atıp tutabilsin, bilmiyoruz ama kesin öyledir diyebilsin diye kurgulanmış bir tiyatrodur.

Ayrıca o komisyondaki insanlar uzaydan gelmedi; milletin ve devletin bürokratları var. Siz meclise güvenmiyorsunuz, komisyona güvenmiyorsunuz, devlete güvenmiyorsunuz, seçilmiş vekile güvenmiyorsunuz... Pardon da siz kime güveniyorsunuz? Sadece kendi kuruntularınıza mi?

Eğer bu ülkenin kurumlarına, meclisine ve devlet aklına bu derece güvensizseniz, kusura bakmayın ama dükkanı kapatıp gidin. Kendi hayal dünyanızdaki ihanet senaryolarını pazarlamak mi sizin işiniz. Ama yemezler; millet kimin masadan kaçtığını, kimin de masada devlet için gövdesini taşın altına koyduğunu çok iyi görüyor.