Şimdi Ara

Caner Taslaman vs Forum Üyeleri (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
356
Cevap
3
Favori
8.045
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?




  • Bill Russell kullanıcısına yanıt
    ------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dumprep -- 7 Mayıs 2020; 21:53:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    ------------------------------



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dumprep -- 7 Mayıs 2020; 21:53:51 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?

    Evet var. Sadece bir tanede degil.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?

    Evet var. Sadece bir tanede degil.

    Yazar mısın?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?

    Evet var. Sadece bir tanede degil.

    Yazar mısın?

    Pc basina gectigimde yazarim.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?

    Evet var. Sadece bir tanede degil.

    Yazar mısın?

    (Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resule itaat de Kur’an-ı kerimin emridir.)

    (Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]

    (Resulüm de ki: “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]

    (Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanıp hepsini beğenmek demektir.)

    (De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32] Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)

    (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

    (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)

    (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

    (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

    (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

    (İhtilaflı bir işin hükmünü Allah ve Resulünden [Kitap ve sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

    (Biz her Peygamberi, kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]

    Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve kelime-i şehadette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor. İki âyet-i kerime meali:

    (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • çağırın gelsin inşallah gelir ama sizi o bile adam edemez
  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    O kisiyi dinlememeni tavsiye ederim.

    Caner Taslaman mı?

    Evet. Sadece Kuran diyen kisileri gordugun an arkana bakmadan kac. Bu dedigime uyarsan bana obur dunyada cok tesekkur edeceksin.

    Hocam o hadislerin İslamiyet'e zarar verdiğini düşünüyor Caner hoca. Ayrıca İslamiyet'e bilimsel ve felsefi yönden de yaklaşıyor.

    Yani Peygamberin sozlerinin islama zarar verdigini mi soyluyor ?

    Iyiki Allah Kurani koruyacagini soyledi. Yoksa Kuranda da begenmedikleri kurallari bir kenara atarlardi.

    Kütüb-i Sitte en sahih olarak kabul edilen kaynaklar. İçlerinde bir sürü hikaye var. Edip Yüksel bu hadislerdeki çelişkileri güzel gündeme getiriyor. Hadislerin bizzat peygamber döneminde yazılması ve hatta bizzat kendisi yazması gerekirdi diye düşünüyorum. Ondan 200-500 sene sonra bir sürü kitap yazılıyor. O kadar süre geçtikten sonra gerçekliğinden emin olamayız. E dersen ki zaten dilden dile dolaşıyordu, kitap haline getirildi. Kulaktan kulağa oyununu bilirsin, ilkokulda oynuyorduk. Çok basit görünen bir cümle bile çok değişebiliyor. Burada 200-500 sene gibi süre var. Bir de herkes peygamberi sevmez ki. Birçok düşmanı da araya hadis karıştırır ya da hadisleri bozar. Rivayet etme yöntemi güvenli değil. Bizzat peygamberin yazıya aktarması gerekiyordu. Kuran gibi korunarak gelmesi gerekiyordu. Allahu Teala Kuran'ı kendisinin koruyacağını bize bildiriyor fakat hadisler hakkında bir bilgi vermiyor. Yani hadisler doğru olsa bile dini kaynak nasıl olsun? Kuran yetmez mi? Allah yetmez mi?

    Dediğim gibi eğer Allah Kuranı Kerimi koruyacağını söylemeseydi bunlar yine işine gelmeyen kuralları bir kenara atacaklardı.

    Evet, Allah (Celle Celaluhu) hadisleri koruyacağını söylememiş. Fakat Kuranda Peygamberimin (Aleyhi Salatu ve selam) hükümlerine uyun demiş. Hadislerin korunacağı ile ilgili bir ayet olmadığı için ben bunları bir kenara mı atacağım yani ? Ben sana kaç tane Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) hükümlerine uyun diye ayet getiririm. Bu forumda birçok kişiyede gösterdim. Ben bu ayetleri görmezden gelemem. Dedimki bana Peygamberin (Aleyhi Salatu ve Selam) sözlerine inanmayın diye bir ayet getirin. Getiremediler. Şimdi sadece Kuranı Kerim diyenler bu ayetleri uygulamayarak çok büyük bir hata yapmıyor mu ?

    Birde bana yoldan çıkmış gibi ifadeler kullanıyorlar. Ben Kuranın emirlerini yerine getiriyorum. Eğer yanlışım varsada yarabbi sen ayetlerinde emretmiştin onun için uydum derim. Tabii yanlış yoldaki insanların aktarmalarınada uymamak gerekir. Mesela Ehli Sünnet çizgisindeki hadislere güvenirim. Onları alıp uygulamaya çalışırım. Çünkü Ehli Sünnet demek Kur'an, hadis, sünnet ve ashabın yolundan gitmektir. Bu yoldan sapanlar bid'at ehlidir.

    Peygambere itaat edin ayeti var fakat onun hükümlerine uyun ayeti var mı?

    Evet var. Sadece bir tanede degil.

    Yazar mısın?

    (Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resule itaat de Kur’an-ı kerimin emridir.)

    (Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]

    (Resulüm de ki: “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]

    (Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanıp hepsini beğenmek demektir.)

    (De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32] Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)

    (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

    (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)

    (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

    (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

    (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

    (İhtilaflı bir işin hükmünü Allah ve Resulünden [Kitap ve sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

    (Biz her Peygamberi, kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]

    Allahü teâlâ, Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve kelime-i şehadette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor. İki âyet-i kerime meali:

    (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]



    Bunları hiç kimse inkar etmiyor. Kuran'ı parçalara bölmek yerine aşağıdaki ayetlerle birlikte değerlendirmeniz daha iyi olur. Ona uymak Kuran'a uymaktır. Çünkü o, Kuran ile hüküm vermiştir. Kuran dışında sorumlu olduğumuz bir kitap haber verilmemiş.

    Resulün görevi sadece tebliğ etmektir. Buna karşılık postacı gibi söylemlerle güya küçük düşürdüğümüzü göstermeye çalışıyorsunuz fakat bu benzetmeniz hatalıdır. Çünkü postacı, postanın içeriğini bilmez. Resul ise onu bizzat yaşayarak tebliğ etmekle yükümlüdür.

    Ayrıca tüm rivayetleri gözardı etmek mümkün değil. Dini kaynağımız Kuran'dır fakat tarihi kaynak olarak rivayetler kullanılabilir. Peygamberimiz önceki elçilerin rivayetlerinden hüküm çıkarmamıştır. O sadece Kuran'a uymuştur.
    quote:


    ''İbrâhim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Çünkü onlar kendi toplumlarına şöyle demişlerdi: “Biz, sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzak kimseleriz. Sizi kabul etmiyoruz. Siz tek Allah'a inanıncaya kadar, aramızda asla ortadan kalkmayacak düşmanlık ve kin baş göstermiştir.” Ancak İbrâhim'in babasına, “Senin için bağışlanma dileyeceğim. Allah'a karşı senin için hiçbir şey yapamam” demesi istisnadır. Onlar, “Ey Rabbimiz! Sana güvendik, yalnız sana yöneldik ve sonunda dönüş sanadır” diyerek dua etmişlerdi.'' (Mümtehine 4)

    ''Şüphesiz, sizden Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah'ı çok ananlar için, Allah'ın Peygamberinde güzel bir örnek vardır.'' (Ahzab 21)


    Bu iki ayette farklı kişiler için aynı ifadeler kullanılıyor. İbrahim peygamberin güzel örneklerini Kuran'dan öğreniyoruz fakat Muhammed peygamber için aynı ifade kullanıldığında rivayetlere imanın delili olarak sunuluyor. Buna göre tutarlı olması açısından İbrahim peygamberin de sözlerinin harici kitaplarla günümüze kadar ulaşması gerekirdi ve onun örnekliği eksik kalmazdı. Oysa ikisinin örnekliği de Kuran'da sayfalarca anlatılıyor.


    quote:


    ''Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin, karşı gelmekten çekinin; eğer yüz çevirirseniz bilin ki, peygamberimize düşen sadece açıkça tebliğ etmektir.'' (Maide 92)

    ''Peygamber, tebliğ etmekten başka bir şeyle yükümlü değildir. Allah, sizin açıktan yaptığınız her şeyi ve bütün gizlediklerinizi bilir.'' (Maide 99)

    ''De ki: 'Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin.' Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki o Peygamber, kendisine yükletilenden ve siz de kendinize yükletilenden sorumlusunuz. Eğer O'na itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz, Peygambere düşen sadece, apaçık tebliğdir.'' (Nur 54)

    ''Ve onlara, o şehrin halkını misal ver. Onlara resûller gelmişti.Onlara iki (resûl) göndermiştik. Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine (onları) üçüncü (resûl) ile azîz kıldık (destekledik). O zaman onlar: "Muhakkak ki biz, size gönderilmiş resûlleriz." dediler. Dediler ki: "Siz, bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz. Ve Rahmân bir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz
    (Resûller) dediler ki: "Bizim, gerçekten size gönderilmiş resûller olduğumuzu Rabbimiz biliyor." Ve bizim üzerimizde açıkça tebliğden (bildirmekten) başka bir şey (sorumluluk) yoktur.'' (Yasin 13-17)

    ''Eğer yüz çevirirlerse, sana, “ancak açıkça bildirmek” düşer.'' (Nahl 82)

    ''Eğer yalanlarsanız, biliniz ki sizden önce de nice toplumlar peygamberlerini yalanlamışlardı. Peygamberin üzerinde, apaçık tebliğden başka bir görev yoktur.'' (Ankebut 18)

    ''Allah'a itaat ediniz, Peygambere de itaat ediniz. Yüz çevirirseniz biliniz ki Peygambermize düşen, apaçık bir duyurmadır.'' (Tegabun 12)

    ''“Benim elimden gelen sadece Allah'ın mesajını ulaştırmak ve emirlerini bildirmektir. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı gelirse, bilsin ki ona içinde süreli kalacağı cehennem ateşi vardır.” (Cinn 23)

    ''Onlara vadettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de senin canını alsak da, vazifen sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek Bize düşer.'' (Rad 40)

    ''Ey şanlı Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez.'' (Maide 67)

    ''Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.'' (Zuhruf 44)

    ''Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?'' (Ankebut 51)




    Resul, Kuran ile hüküm vermiştir :

    ''Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!'' (Nisa 105)


    ''Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir şereftir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.'' (Zuhruf 44)

    ''Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Doğrusu kavmim şu Kur'an'ı terkedilmiş halde bıraktılar." (Furkan 30)



    Ayrıca şu yazıyı okumanızı öneririm :

    quote:

    ELÇİYE (RESULE, PEYGAMBERE) İTAAT NE DEMEKTİR?

    Kuran’daki İslâm’a karşı delil getirme çabasında olan gelenekçi İslâmcılar “Allah’a ve resulüne itaat edin” şeklindeki ayetleri gösterip; Kuran’da “Allah’a ve Resulüne uymamız söyleniyor. Kuran’a uymak Allah’a uymaktır, hadislere uymak Peygamber’e uymaktır” demektedirler.

    Söz konusu ayetlerde Peygamberimiz hep “Resul” kelimesi ile anlatılmaktadır. Peygamber Farsça kökenli bir kelimedir ve Kuran’da geçmez. Kuran çevirilerinde elçi manasına gelen “resul” kelimesi ya aynen “resul” diye ya da “Peygamber” diye çevrilir. Kuran’da geçen “resul” kelimesinin tam karşılığı “elçi” kelimesidir. Bu kelime hem Allah’ın elçisi, hem de herhangi bir elçi manasında kullanılır. “Resul” diye geçen kelimeyi “elçi” diye çevirmek tam doğru bir çeviri olmaktadır. Nitekim bir çok çeviri de böyledir.

    “Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.” 24 Nur Suresi 52

    “Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.” 3 Ali İmran Suresi 132







    ELÇİ KELİMESİNİN KULLANILMASI HER ŞEYİ AÇIKLIYOR

    Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin çoğu “resul” kelimesinin manasını ve kullanılış tarzını bilirler, fakat genç neslin resul kelimesinin manasını bilememesi ihtimaline karşı yukarıdaki açıklamayı yaptık. (Kuran çevirilerinin yeni neslin anlayabileceği tarza adapte olması, Osmanlıca ve az anlaşılan kelimelerden arındırılması gerektiği ayrı bir yazı konusu olduğu için bu konulara burada değinmeyeceğiz.) Yukarıdaki ayetlerde “resul” kelimesinin “elçi” manasında olduğunu iyice anlamak, ayetin manasını da tam kavramayı sağlar.

    Biz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e niye uyarız? Çünkü O Allah’ın elçisidir. Yani Allah’ın mesajını alıp da getiren kişidir. Elçinin mesajı Allah’ın gönderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah’a, hem de o mesajı getiren elçiye uyulmuş olur. Aynı zamanda mesajın kendisine (Kuran’a) uyulduğunu söylersek bu da doğru olur. Elçiye “elçi” denmesinin sebebi kendisinin olmayan mesajı taşımasındandır. Yani Allah, Resul (elçi) kelimesiyle, Hz. Muhammed’in kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlara, elçiyi devreden çıkartıp Allah’a varmanız mümkün değildir dersini veriyor. İtaat edilmesi emredilen kişi olan elçi, kendisi namına değil, göndericisi (Allah) namına konuşmaktadır. Bu yüzden “O’na (elçiye) itaat, gönderene (Allah’a) itaattir” mantığı, Kuran’ın bu ayetleriyle verilmektedir. Allah’ın elçi yollaması, bizle irtibat kurmak için seçtiği yegane yoldur. Elçi mesajı insanlara ileteceği, ona davet edeceği için elçiye itaat (Hz. Muhammed’e) onu gönderene (Allah’a) itaat olacaktır.



    “Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.” 4 Nisa Suresi 80



    İnsanlar Allah’ın mesajı Kuran’ı Hz. Muhammed’in (elçinin) ağzından duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmedi ki ! Peygamberimiz’in getirdiği mesaja uymayan birçok insan “Bu insan sözüdür.” veya “Biz bir insana mı uyacağız?” şeklinde karşı çıkmışlardır. Oysa Allah “Allah ve elçisine itaat edin.”ayetleriyle; Hz. Muhammed’e, elçiliği yüzünden, o mesajın gerçek sahibi Allah olması yüzünden uyulacağını göstermektedir. Yani Allah, “Allah ve elçisine itaat edin.” ayetleriyle uyulanın bir tek Allah olduğunu göstermektedir, bu da 4.Nisa Suresi 80. ayette bir daha anlaşılmaktadır. Yoksa; Allah Kuran ile hükümler koydu, Peygamber hadislerle ilave hükümler yaptı, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri açıklamak, dinimizi Allah ve Peygamber ortak yapımına çevirmek olur. Bu da Allah’ın din üzerindeki tekeline tecavüzdür ki bir şirk türüdür. Geleneksel İslamcıların bu sapışını birçok eserlerinde görebiliriz: “Peygamberimiz dinimizde hüküm koyucudur. Haram ve helali tespit eder.”[Rivayet İlimlerinde Haberi Vahitlerin İtikat ve Tefri Yönlerindeki Değeri, sayfa 108] Oysa Kuran’da Allah dışında hüküm koyucu aranmaması söylenir.

    “Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.” 6 Enam Suresi 114







    MUHAMMED İSMİNİN KURAN’DA KULLANILIŞ TARZI

    Diğer bir ilginç nokta da Kuran’da, Peygamberimiz’in ismi olan Muhammed’in geçtiği 4 ayetten 3’ünde de Muhammed’in elçi olduğu vurgulanmasıdır.

    “Muhammed yalnızca bir elçidir.” 3 Ali İmran Suresi 144

    “Muhammed Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.” 33 Ahzab Suresi 40

    “Muhammed Allah’ın elçisidir.” 49 Fetih Suresi 29



    Kuran’da Muhammed isminin geçip elçiliğin vurgulanmadığı tek ayette ise Muhammed’e indirilene inanılması yani Kuran’a inanılması gerektiği söylenir.



    “İman edip, salih işler yapanlar ve Muhammed’e indirilene ki, O Rablerinden bir gerçektir iman edenlerin kötülüklerini örtüp bağışlamış, durumlarını düzeltmiştir.” 47Muhammed Suresi 2



    Peygamberimiz’in Muhammed ile aynı köke sahip Ahmed ismiyle (veya sıfatıyla) geçtiği tek ayette ise Ahmed’in elçiliği vurgulanır.



    “Hani Meryem oğlu İsa “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi Ahmed olan bir elçinin de müjdecisiyim” demişti.” 61 Saff Suresi 6

    Daha evvel gördüğümüz gibi Kuran’da hiçbir yerde ”Allah’a ve Muhammed’e itaat edin.” diye bir ifade bulunmaz. Kuran’da sürekli “Allah’a ve elçisine itaat edin.” şeklinde bir ifadenin geçmesi Hz. Muhammed’e, ancak elçilik vazifesinden dolayı itaat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Muhammed isminin geçtiği tüm ayetlerde(biri hariç) elçiliğinin vurgulanması, tek istisna ayette ise Muhammed’e indirilene(Kuran’a) uyulması gerektiğinin söylenmesi tüm yanlış anlamalara kapıları kapatmıştır.





    PEYGAMBER SADECE KURAN’LA UYARIRDI

    Peygamber insanları sadece vahiy (Kuran) ile uyarırdı. Peygamber’e Kuran ayetleri gelmediğinde ise Peygamber’in bir şeyler uydurmasını istediler. Oysa bunun mümkün olmadığı, Peygamber’in sadece vahye uyduğu aşağıdaki ayetlerden anlaşılır.



    “De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum.” 21 Enbiya Suresi 45

    “Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir.” 7 Araf Suresi 203



    Allah birçok ayette Kuran’ı indirdiğini, Kuran’ı vahyettiğini söyler. Aşağıdaki ayette göreceğiniz gibi Peygamber’in resullük(elçilik) vazifesi Kuran’ın tebliğ edilmesidir. Eğer Peygamberimiz bunu yapmasaydı elçilik vazifesini yapmamış olacaktı. Elçinin vazifesi Allah’ın indirdiğini tebliğ etmek ise, elçiye itaat de Allah’ın indirdiğine itaat olacaktır.
    ”Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.” 5 Maide Suresi 67



    “De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.” 6 Enam Suresi 19







    HZ. İBRAHİM’İN HADİSLERİ NEREDE?

    Kaşif Ahmed Şehzade, Allah’a ve elçiye itaatten kastın; Allah’ın elçisiyle gönderdiği mesaj olan Kuran’a uymak olduğunu söyler ve Kuran’da aktarıldığı gibi Peygamberimiz’in bizim için örnek olduğunu, fakat Peygamberimiz’e dair bilgiler için de tek geçerli ve yeterli kaynağın Kuran olduğunu söyler. Şehzade, Mümtehine Suresi 4. ayeti örnek göstererek şöyle der: “Aşağıdaki ayet, Hz. İbrahim’in örneğini geleneklerin ve ona atfedilen sözlerin arasından seçeceğimizi mi söylüyor? Hayır, bu ayet öyle söylemiyor. Ayette anlatılmak istenen Hz. İbrahim’in davranışının, tavrının Kuran’da açıklanan şeklinin inananlar için örnek olduğu ve inananların onun örneğinde olduğu gibi hareket etmeleri gerektiğidir.” (Kaşif Ahmed Şehzade, The Authority of Quran)



    “İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır.” 60 Mümtehine Suresi 4

    Eğer Peygamberimiz’i örnek almaktan kastın; hadislere ve Peygamber’in kavminin geleneklerine uymak olduğu söylenirse; o zaman İbrahim Peygamber’i örnek almamızı söyleyen ayete göre, İbrahim Peygamber’in kavminin geleneklerini öğrenmemiz ve İbrahim Peygamber’in hadislerini de bulmamız gerekmektedir. Oysa durum Kaşif Ahmed Şehzade’nin dediği gibidir. Peygamberimiz’in de, İbrahim Peygamber’in de davranış şekilleri Kuran’da anlatılır ve örnek almamız istenen bu davranışlardır.

    Peygamber’in vahiy olan Kuran dışında Allah’a karşı bir şeyler uydurması için çabalar daha Peygamber hayattayken başlamıştır. Peygamber hayattayken buna engel olmuştur, fakat Peygamber’in vefatından sonra, hele bir de 4 Halife dönemi de geçince, Peygamber’in döneminde başlayan vahiy dışında uydurmalar oluşturma çabaları ne yazık ki gördüğümüz kötü sonuçları doğurmuştur.



    “Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.” 17 İsra Suresi 73



    Kuran Allah’ın kitabıdır, fakat insanlar onu Hz. Muhammed’in (elçinin) sözü olarak duydular. Kuran’ın aşağıdaki ayetlerinde geçen ifade tarzları bu mantığı daha iyi kavramamızı sağlamaktadırlar.

    “Allah ve elçisinden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu.” 9 Tevbe Suresi 1





    “Bir de Allah ve elçisinden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var.” 9 Tevbe Suresi 3







    KURAN AYETLERİNDE ANLATILANLARA UYMAK ELÇİYE UYMAKTIR

    Görüldüğü gibi Allah’ın kendisinden ve elçisinden ültimatom olduğunu, duyuru olduğunu söyledikleri aynı zamanda Kuran ayetleridir. Aynı mantığı Kuran’ın başka yerlerinde görebiliriz. Örneğin; 4 Nisa Suresi 13. ayete kadar miras ile ilgili hükümler anlatılır. 13. ve 14. ayet ise şöyledir:

    13 “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır .Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” 4 Nisa Suresi 13

    14 “Kim Allah’a ve elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.” 4 Nisa Suresi 13,14

    Allah 13. ayete kadar hükümlerini anlatırken 13. ve 14. ayette bunlara uymak, Allah’a ve elçisine uymak olarak gösterilmektedir. Ne yazık ki Kuran’ı iyice araştırmadan, iyice düşünmeden, ayetleri sırf kendi fikirlerini doğru çıkartmak için çekiştirenler, bu ayetleri görmezlikten gelmiş ve ileri sürdükleri fikirlerle dini, Allah ve Peygamber yapımı bir şirkete; Peygamber’i, Allah’ın hükümlerine hüküm katan, Allah’ın hükümlerini gerektiğinde nesh eden (silen) bir şahsa dönüştürmüşlerdir. İçine düştükleri bu çelişkiyi fark eden bazı gelenekçiler açmazlarını kapamak için daha da vahim bir iddiaya kalkışmışlardır. Bu iddiaya göre Peygamber’in mevcut hadis kitaplarındaki hadisleri de vahiy neticesidir. Daha önceki bölümlerden hadislerin Kuran’la, mantıkla, kendi aralarında, bilimle, insafla çeliştiklerini görenler bu iddianın korkunçluğunu anlarlar. Bu iddia ile Peygamber’e atılan iftiralar, Allah’a iftiralar atmaya dönüştürülmüş olur. Yine bundan önceki bölümlerde gördüğümüz gibi Peygamber bir tek Kuran’ı yazdırmıştır. Madem Kuran dışında uyulması gereken kaynaklar, vahiyler vardı; o zaman Peygamber onları neden yazdırmadı? Aşağıdaki ayete göre Peygamber’in uyduğu vahiy Kuran’dır. Din düşmanlarının değişmesini istedikleri de Kuran’dır. Kuran dışında dini kaynaklar olsa Peygamber de onlara uyardı, din düşmanlarıysa onların da değişmesini isterlerdi.



    “Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler k: “Bundan başka Kuran getir veya bunu değiştir.” De ki: ‘Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım.” 10 Yunus Suresi 15



    Peygamber ancak Allah’ın vahyi olan Kuran’a uyar. Gündelik hayatta Peygamber’in bazı hatalar yapması bile mümkündür. Kuran’da Peygamber’in hatalarının belirtilmesi, Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünü, her hareketini vahiy olarak göstermeye çalışan iddiayı yalanlar.







    PEYGAMBERİN DE HATALARI OLABİLİR

    “… İnsanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. Oysa Allah kendisinden çekinmene daha çok layıktı.” 33 Ahzab Suresi 37



    “Allah seni affetsin, doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara beklemeden izin verdin?” 9 Tevbe Suresi 43



    “1Surat astı ve yüz çevirdi 2Kendisine o kör geldi diye 3Nereden biliyorsun belki o temizlenip arınacak 4Veya öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.”

    5O kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince

    6Ki sen ona yöneliyorsun

    7Sana ne onun arınmasından

    8Ama koşarak sana gelen var ya

    9Odur içi titreyerek korkan

    10Sen ona aldırmıyorsun

    11Hayır, çünkü o bir öğüttür..” 80 Abese Suresi 111



    Ahzab Suresi’ndeki örnekte; Peygamber’in özel hayattaki bir durumda insanlardan çekinmiş olduğu ve böyle yapmaması gerektiği anlatılır. Tevbe Suresi’nde; Allah uğrunda mücadele ederken Peygamber’in yanlış tutumu, yanlış taktiği gösterilir. Abese Suresi’nde ise inkarcı bir kişiye dini anlatmak uğruna, Peygamber’in kör bir kişiye vakit ayırmadan aynı kişiyi ikna etmek için uğraşına devam etmesi anlatılır. Abese Suresi’nde Peygamber’in bu davranışı düzeltilir ve böyle davranmaması söylenir. Görüldüğü gibi bu üç örnekte; hem Peygamber’in hatalı üç davranışı düzeltilmiştir, hem de Peygamber’in Kuran dışındaki her sözünün vahiy olması gibi saçma bir iddianın zemini yok edilmiştir. Peygamber’in sünneti başlığıyla dini dejenere etme çabasında öyle izahlar yapılmıştır ki; bu izahlara göre Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu bile sünnete delil oluşturmaktadır. Sibai esSünnet kitabı sayfa 47’de şu izah yapılır. “Peygamberimiz’e dair her ne izah nakledilmiş ve rivayet edilmiş ise ister Peygamberlikten öncesi ile ister Peygamberlikten sonrası ile ilgili olsun sünnet kapsamı içindedir.” Oysa Kuran’da Peygamberimiz’in Peygamberlikten önceki durumu şöyle anlatılır.



    “Seni sapmış bulup da doğru yola iletmedi mi?” 93 Duha Suresi 7



    “İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir , iman nedir bilmezdin?” 42 Şura Suresi 52



    Ayetlerde Peygamber’in daha evvel sapmış olduğu, kitabı, imanı bilmediği açıkça söylenir. Peygamber’in imanı bilmediği dönem nasıl olur da örnek olur. Nasıl din diye insanlara takdim edilebilir? Hiç şüphesiz bu iddialar Kuran’ın yukarıda görülen ayetleri ve daha bir çok ayeti ile çelişiktir. (Kitabın bir sonraki bölümünde aynı konuyla ilgili ilave izahlar bulunabilir.) Peygamber’e Kuran’ın bir benzerinin, mislinin verildiğine dair izahlar da Kuran’a ters düşen izahlardır. İnsanların yazdıkları hadis kitaplarını Allah’ın kitabı Kuran gibi dinin kaynağı olarak gösterenler, şu ayeti iyice okumalıdırlar:



    “Kitabı kendi elleriyle yazıp sonra az bir değer karşılığında satmak için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun. Vay elleriyle yazdıklarından dolayı onlara, vay kazanmakta olduklarına.” 2 Bakara Suresi 79







    KURAN’IN BİR BENZERİ YOKTUR

    “De ki; ‘And olsun eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler.” 17 İsra Suresi 88





    Allah Kuran’ın bir benzerinin oluşturulamayacağını söylerken, mezhepçi İslâmcılar Peygamber’in hadislerinin de Kuran’ın bir benzeri olduğunu söylerler. (Bkz. Ebu Davud Kitabı Sünen Hadis No:4604) Madem Peygamber’de bir benzeri var, niye Peygamber onu yazdırıp insanları aydınlatmadı? Yoksa Buhari, Müslim gibi kitapların içindekilerin Kuran’ın bir benzeri olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Buraya kadar Buhari ve Müslim’den incelediğimiz hadisler bu iddianın felaketliğini ortaya koymaya yeter.



    “Ey Peygamber ! Allah’ın sana helal kıldığını eşlerini memnun etmek isteyerek neden haramlaştırıyorsun?” 66 Tahrim Suresi 1



    Tahrim Suresinin bu ayetine göre, Peygamber’in sadece kendisine bile bir şeyi haramlaştırması mümkün değilken, diğer insanlara ilave haramlar yaptığını söylemek hiçbir şekilde Kuran’la bağdaşmaz. Kuran’ı bir bütün olarak anlamaya yanaşmayan gelenekçi zihniyet, Kuran’ın tek bir ayetini alır ve Kuran’ın bütünlüğünü hiçe sayarak ayeti düşünmeden çekiştirir.







    HİKMET KURAN’DADIR

    “Nitekim biz size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan bir elçi gönderdik.” 2 Bakara Suresi 151



    Kimileri de bu ayetteki “hikmet” kelimesi ile sünnetin, hadislerin kastedildiğini, böylece Kuran’a hadisler ile ilaveler yapılabileceğini söylemişlerdir. Oysa “hikmet” kelimesinin “sünnet”, “hadis” gibi bir manası olmadığı gibi, bu kelimeyle Kuran dışında bir kaynak oluşturulabileceğine dair bir delil de yoktur. Aksine hikmetin Kuran’da olduğuna dair bir çok ayet vardır.



    “Elif, Lam, Ra; Bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.” 10 Yunus Suresi 1

    “And olsun hikmetli Kuran’a” 36 Yasin Suresi 2

    “Şüphesiz o (Kuran ) bizim katımızda olan ana kitapta mevcuttur. Yüce ve hikmet doludur.” 43 Zuhruf Suresi 4



    Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları, emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle denmektedir.



    “Bunlar sana Rabbinin hikmet olarak vahyettikleridir.” 17 İsra Suresi 39



    İsra Suresi’nin 39. ayetine kadar bahsedilenler(yani Allah’ın hikmet olarak vahyettikleri) şunlardır: Allah’la beraber başka ilahlar edinmeyin(22. ayet), Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana babaya iyi davranın(23. ayet), Anne babaya nasıl davranılacağı(24. ayet), Rabbimizin iç dünyamızı bilmesi(25. ayet), Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermek, israf etmemek (26. ayet)…

    Görüldüğü gibi, gerek Peygamber’in sünneti adına, gerek hikmet adına Kuran’a müracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (Sünnet) için de hikmet için de tek güvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın Kuran’daki sınırları, hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elçiye (Peygamberimiz’e) itaattir. Kuran Peygamber’in ağzından duyulmuştur. Zaten bir çok Kuran ayeti de Peygamber’e “De ki” emriyle başlar. Kuran, Allah’ın elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in getirdiği Allah’ın mesajıdır. Peygamber’in tüm çabası da bu mesajın kılavuzluğuyla insanlara rehberlik etmektir. Bu yüzden aslen Allah’ın olan bu mesaja uymak, hem göndericisi Allah’a, hem getiricisi elçiye uymaktır. Allah’ın dini Kuran’la tamamlanmış olmuyorsa, o zaman Kuran’ın fonksiyonu nedir? Allah neden Kuran ile dini yarım bırakıp, diğer kısmını belirsiz kaynaklara bıraksın? Allah’ın dine daha da ilave etmek istediği şeyler olsaydı, Kuran’ı iki veya üç kat daha kalın yapıp, bu sorunu çözebilirdi. Oysa Kuran kendisinin detaylı olduğunu söylemektedir. Geçmiş kavimlerin başına gelenleri tekrarla anlatan Kuran, kendi içeriğinin dışında din adına lazım olan ilave bilgiler olsaydı onları da içerirdi. Kuran’ı inceleyenler binde bir rastlanma ihtimali olan konularda bile Kuran’ın gerekli izahları yaptığını görürler. Örneğin zorda kalıp kan, leş, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvandan başka bir şey bulamayanların, bunları haddi aşmadan yiyebileceği açıklanır ki; bu durum binde bir kişinin başına, hayatında bir kez gelebilecek bir olaydır. Peki o zaman Kuran’ın gündelik yaşamda sık sık karşımıza çıkacak, her gün uygulanacak bilgileri eksik bıraktığı nasıl düşünülebilir. Kuran bu bilgileri açıklamamışsa demek ki bu detaylar gereksizdir ve dinin bir bölümü veya şartı değildirler.







    ELÇİ VE EMİR SAHİBİ DİNİN SAHİBİ YAPILIRSA

    “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu Allah’a ve elçiye arz edin.” 4 Nisa Suresi 59



    İnsanlar topluluklar halinde yaşarlar. Bu toplu yaşamda ortak kararı, ortak prensipleri, kimi durumlarda ortak orduyu, savaş ve barış kararı gibi kritik kararları da hayata geçirmek gerekir. Elçi (Hz. Muhammed) kendi döneminde toplumun başı olarak bir çok kritik kararı alırdı. Bunlara da uymak gerekirdi, çünkü Hz. Muhammed o dönemde hem elçi, hem de “emir sahibi” (ululemr) olarak toplumun başıydı. Peygamber’in vefatından sonra Müslümanlar’ın içlerinden seçecekleri kişi veya kişiler bu vazifeyi yerine getirebilir ve onlara da itaat gerekir. Fakat bu itaat hiçbir zaman Allah’ın hükümlerine ilave hükümler yapılması manasına gelmez. Çünkü Kuran’dan Kuran’ın her şeyi açıkladığını, detayları verdiğini ve dinin Kuran’a eşit olduğunu anlıyoruz. Eğer ki elçiye itaatten ve emir sahiplerine itaatten ilave farz veya haram yetkisi anlaşılsaydı ortaya şu mantıksız tablo çıkardı: Yenmesi haram olanları örnek olarak ele alalım; Kuran’da 1 Leş, 2Kan, 3 Domuz eti, 4 Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar haram kılınmıştır. Elçiye itaatten kasıt elçinin ilave haramlar getirmesi olsaydı elçi 5 Midye, 6 Karides, 7 Eşek eti şeklinde haram listelerini genişletebilirdi. Nitekim mezhepçiler bunu iddia etmektedirler. Peki o zaman bir dönem Sünni Müslümanlar’ın halife olarak emir sahibi kabul ettikleri Yavuz Sultan Selim 8 Tavuk, 9 İnek eti, 10 Palamut balığı şeklinde bu listeyi uzatıyor olsaydı ve “Elçiye itaat ayetleriyle bunları haram kılıyorsanız, Emir sahibine itaat ayetiyle de, ben bunları aynı mantıkla, aynı şekilde haram kılıyorum.” deseydi ne derdiniz? Elçiye itaat edin ayetiyle, Kuran’ın hükmünün iptal yetkisinin (neshin) Peygamber’e verildiği şeklindeki iddiayı hatırlayalım. [25. Bölümdeki nasih mensuh konusunu hatırlayın] O zaman biri çıkıp aynı mantıkla emir sahibi de kendinden evvelki dini hükümleri değiştirebilir iddiasını yapar ve emir sahibi “Zinayı, hırsızlığı helal yapıp, namazı orucu kaldırıyorum, bunlar da benim nasihlerim (iptal yetkisini kullanmam).” derse ne diyeceksiniz? Bunun için sizin mantığınızda olduğu gibi emir sahiplerine itaat edin ayetini çekiştirip, kendini Allah gibi dini hüküm koyucu mertebesine çıkarırsa sonuç ne olur? Eğer elçiye itaatle elçi ilave helaller, haramlar ve iptaller yapabiliyorsa o zaman aynı tarzdaki ayetle emir sahiplerinin (Yöneticilerin) de aynı hakka kavuşmaları gerekirdi. Görüldüğü gibi Kuran’ı bir bütün şeklinde kabul etmeden çekiştirmeye kalkmanın sonu felakettir.





    ALLAH’A İTAAT = KURAN’A İTAAT = ELÇİ’YE İTAAT



    Kuran’ın İslam’ına inanan her Müslüman elçiye (Hz. Muhammed’e) itaatin gerekliliğini bilir. Kuran’ın Müslümanlar’ı, bu yüzden Allah’a ve elçisine itaat ayetlerinin kendilerine karşı delil gösterilmesini çok garip karşılarlar ve bu iddiayı yapanların Kuran’ı bilmediğini veya çekiştirdiğini kavrarlar. Kuran’ın Müslümanlar’ına göre elçiden bize miras kalan ve elçinin bize miras olarak bırakmaya çalıştığı yegane kaynak Kuran’dır. Kuran yeterlidir, bizi ilgilendiren yegane vahiydir ve Peygamber’in başka bir kaynağı yazdırmaması da Kuran’ı yegane kaynak olarak bıraktığının delilidir. Hadis kitabı diye toplanmış kitaplar ve dini, Kuran ile Kuran’dan kat kat fazla hadislerin şirketsel oluşumlarının bir neticesi olarak gösteren mezhepçi kitaplar, Peygamber’e iftiralarla doludurlar. Kuran’ı tek kaynak kabul edip tüm bu kaynakları reddetmek, din adına tek otoriteyi Kuran’a (Allah’ın mesajına) vermek, hem mesajın sahibi Allah’a, hem mesajı getiren elçiye itaat etmek demektir. İnşallah bu izahlar Allah’a itaati, Kuran’a itaati ve elçiye itaati ayırıp adeta din adına ayrı otoriteler varmış gibi gösterenlerin; mesajın sahibini, mesajın kendisini ve mesajı getirip duyuran elçiyi birbirlerinden ayırmalarını önler. Mesajın sahibi Allah’la görüşemeyeceğimiz ve mesajı getiren elçi vefat ettiği için bize kalan mesajın kendisi olan Kuran’dır. Mesajla yetinmemiz mesaja güvenmemiz sorunları çözmeye yetecektir.



    “Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?” 29 Ankebut Suresi 51




  • Hümiyettin kullanıcısına yanıt
    Bana Peygamber sadece teblig edicidir ayetlerini gosterme. Onlarin ne anlama geldigini bilmiyorsan zaten Kurani anlamaman normaldir.

    Allah benden baska kimseden korkmayin diyor. Ben ani bir seslede korkuyorum. Simdi o korkma ile bu korkma ayni mi ?

    Ayetler acikca ortada. Acikca Peygamberin hukumlerine uymayin diye bir ayet varsa getir yoksa milletin kafasini karistirma.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Bana Peygamber sadece teblig edicidir ayetlerini gosterme. Onlarin ne anlama geldigini bilmiyorsan zaten Kurani anlamaman normaldir.

    Allah benden baska kimseden korkmayin diyor. Ben ani bir seslede korkuyorum. Simdi o korkma ile bu korkma ayni mi ?

    Ayetler acikca ortada. Acikca Peygamberin hukumlerine uymayin diye bir ayet varsa getir yoksa milletin kafasini karistirma.

    Adı üstünde elçi değil mi? Nasıl Allah'ın dinine karışacak?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Bana Peygamber sadece teblig edicidir ayetlerini gosterme. Onlarin ne anlama geldigini bilmiyorsan zaten Kurani anlamaman normaldir.

    Allah benden baska kimseden korkmayin diyor. Ben ani bir seslede korkuyorum. Simdi o korkma ile bu korkma ayni mi ?

    Ayetler acikca ortada. Acikca Peygamberin hukumlerine uymayin diye bir ayet varsa getir yoksa milletin kafasini karistirma.

    Adı üstünde elçi değil mi? Nasıl Allah'ın dinine karışacak?

    Kendisine ilmi veren Allah oldugu icin nasil Allah in dinine karsi yanlis hukum verecek ? Ayrica Peygamberimiz yanlis bir sey soylerse kendisine ne olacagi hakkinda ayet vardi yanlis hatirlamiyorsam.

    Gec oldu, sonra tartisiriz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Bana Peygamber sadece teblig edicidir ayetlerini gosterme. Onlarin ne anlama geldigini bilmiyorsan zaten Kurani anlamaman normaldir.

    Allah benden baska kimseden korkmayin diyor. Ben ani bir seslede korkuyorum. Simdi o korkma ile bu korkma ayni mi ?

    Ayetler acikca ortada. Acikca Peygamberin hukumlerine uymayin diye bir ayet varsa getir yoksa milletin kafasini karistirma.

    Adı üstünde elçi değil mi? Nasıl Allah'ın dinine karışacak?

    Kendisine ilmi veren Allah oldugu icin nasil Allah in dinine karsi yanlis hukum verecek ? Ayrica Peygamberimiz yanlis bir sey soylerse kendisine ne olacagi hakkinda ayet vardi yanlis hatirlamiyorsam.

    Gec oldu, sonra tartisiriz.

    Haşa peygamber Allah'ın ortağı mı?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Bana Peygamber sadece teblig edicidir ayetlerini gosterme. Onlarin ne anlama geldigini bilmiyorsan zaten Kurani anlamaman normaldir.

    Allah benden baska kimseden korkmayin diyor. Ben ani bir seslede korkuyorum. Simdi o korkma ile bu korkma ayni mi ?

    Ayetler acikca ortada. Acikca Peygamberin hukumlerine uymayin diye bir ayet varsa getir yoksa milletin kafasini karistirma.

    Peki, farklı bir anlam ifade ediyorsa sadece o ayetlere özel olarak bir açıklama yaparak yanlışımı düzeltmenizi istiyorum.

    Peygamberin hükümlerine uyulmamasını söyleyen bir ayet olamaz. Eğer olsaydı bu kitap kendi için çelişkili olurdu.
  • Ateistler amma nefret besliyormuş Caner Beye

    Neymiş efendim hiçbir uluslararası konferansa katılmamış, adı bilmem ne listesinde yokmuş. Ağzı çok laf yapıyormuş da aslında bir şey bilmiyormuş.

    Ateistler söylüyorsa doğrudur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crantola

    Ateistler amma nefret besliyormuş Caner Beye

    Neymiş efendim hiçbir uluslararası konferansa katılmamış, adı bilmem ne listesinde yokmuş. Ağzı çok laf yapıyormuş da aslında bir şey bilmiyormuş.

    Ateistler söylüyorsa doğrudur.

    Şehzadem caner hocayı foruma davet edebilir misiniz?
  • Kişileri ve toplulukları tartışmayı bırakıp fikirleri tartıştıymaya başladığınız zaman gerçekten bir yol almaya başlarsınız yoksa şimdi başlar 10 yıl da tartışsanız herkes kendi görüşünü kabul ettirmek için türlü türlü yollar arayacak konu bakımından da bir sınırlama yok zaten bekle ki sonu gelsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: orientem

    Kişileri ve toplulukları tartışmayı bırakıp fikirleri tartıştıymaya başladığınız zaman gerçekten bir yol almaya başlarsınız yoksa şimdi başlar 10 yıl da tartışsanız herkes kendi görüşünü kabul ettirmek için türlü türlü yollar arayacak konu bakımından da bir sınırlama yok zaten bekle ki sonu gelsin.

    Evet ortaya fikirleri atıp tartışmak gerekir ama başkasının fikrini biz değil de o kişi kendi fikrini ifade etmelidir. Caner Taslaman'ın iyi tartıştığını TV'de görüyoruz. Gelip burada üyelerle tartışması güzel olur diye düşündüm. Birçok insan da bilgilenip bundan faydalanacaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: orientem

    Kişileri ve toplulukları tartışmayı bırakıp fikirleri tartıştıymaya başladığınız zaman gerçekten bir yol almaya başlarsınız yoksa şimdi başlar 10 yıl da tartışsanız herkes kendi görüşünü kabul ettirmek için türlü türlü yollar arayacak konu bakımından da bir sınırlama yok zaten bekle ki sonu gelsin.

    Evet ortaya fikirleri atıp tartışmak gerekir ama başkasının fikrini biz değil de o kişi kendi fikrini ifade etmelidir. Caner Taslaman'ın iyi tartıştığını TV'de görüyoruz. Gelip burada üyelerle tartışması güzel olur diye düşündüm. Birçok insan da bilgilenip bundan faydalanacaktır.

    Ben tartışma fikrine değil de konuda Caner Taslamanı tartışanlara yazdım bu yorumu. Gelip burda hadi gelin karşılıklı tartışalım demenin de çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum mesela Allah'ın varlığına 12 delil diye bir kitap yazmış buradaki fikirleri üzerine konuşabiliriz örneğin. Hatta bana göre ne kadar daraltsak o kadar iyi çünkü o konu üzerine o kadar derine inebiliriz. En büyük sorunlardan biri budur bana göre konuların derinlemesine anlatılmaması ve dinlenmemesi. Herkes aceleci, istiyor ki 2 cümle ile sen ona bir şeyler öğret. İşi somut hale getiriceksek mesela forumda konuşmak için bu 12 delilin içinden de irade seçilebilir. Yapay zekanın teknoloji dünyasında bu kadar popüler olduğu bir zamanda tartışma yerinin "donanımhaber" de olması itibariyle güzel bir başlık olabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: orientem

    quote:

    Orijinalden alıntı: Save The Day

    quote:

    Orijinalden alıntı: orientem

    Kişileri ve toplulukları tartışmayı bırakıp fikirleri tartıştıymaya başladığınız zaman gerçekten bir yol almaya başlarsınız yoksa şimdi başlar 10 yıl da tartışsanız herkes kendi görüşünü kabul ettirmek için türlü türlü yollar arayacak konu bakımından da bir sınırlama yok zaten bekle ki sonu gelsin.

    Evet ortaya fikirleri atıp tartışmak gerekir ama başkasının fikrini biz değil de o kişi kendi fikrini ifade etmelidir. Caner Taslaman'ın iyi tartıştığını TV'de görüyoruz. Gelip burada üyelerle tartışması güzel olur diye düşündüm. Birçok insan da bilgilenip bundan faydalanacaktır.

    Ben tartışma fikrine değil de konuda Caner Taslamanı tartışanlara yazdım bu yorumu. Gelip burda hadi gelin karşılıklı tartışalım demenin de çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum mesela Allah'ın varlığına 12 delil diye bir kitap yazmış buradaki fikirleri üzerine konuşabiliriz örneğin. Hatta bana göre ne kadar daraltsak o kadar iyi çünkü o konu üzerine o kadar derine inebiliriz. En büyük sorunlardan biri budur bana göre konuların derinlemesine anlatılmaması ve dinlenmemesi. Herkes aceleci, istiyor ki 2 cümle ile sen ona bir şeyler öğret. İşi somut hale getiriceksek mesela forumda konuşmak için bu 12 delilin içinden de irade seçilebilir. Yapay zekanın teknoloji dünyasında bu kadar popüler olduğu bir zamanda tartışma yerinin "donanımhaber" de olması itibariyle güzel bir başlık olabilir.

    Başka bir forumda aynı konuyu açtığımda benzer yorumlar gelmişti. Caner'in fikirlerini tartışırız falan demişlerdi. Mesela Allah'ın varlığının 12 delili diye kitabı var. İddiayı ortaya atan kendisi. Kendisinin iddiasını ifade edip tartışması daha iyi olur kanımca. Başka insanlar da bi şekilde savunmaya çalışabilir ama en iyisi bizzat onla tartışmaktır. Bir diğer olay ise onun iddialarını, fikirlerini eleştirebiliriz burada ama burada kendisi olmayınca cevap hakkı olmaz ve uygun olmaz bence. Bu konuda Caner Taslaman şöyledir böyledir diye açmadım ama o tartışıldı. Konuyu açma amacım; Caner hocayı buraya davet edip üyelerle güzel bir tartışma ortamı oluşturmaktı. Kendisini tanıyan ya da iletişime geçen birisinin ona ulaşmasının uygun olacağını düşündüm. Tanımayan birisi yazınca dikkate alacağını sanmam, daha önce de yazdım kendisine fakat geri dönüş olmadı.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.