Şimdi Ara

Bir insanın farklı renkleri gördüğünü test edemeyiz. [BENCE] (19. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
440
Cevap
20
Favori
9.845
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1718192021
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • oha, çocukluğumdan beri düşünmekten kendimi alamadığım bir teori.
  • gerçekte herşey renksizdir zaten.Üstüne vuran ışık kümesi rengi oluşturur.
  • Konuyu okudum, 7 sayfa yorumu okumadım ama aşağı yukarı ne yazıldığını kestirebiliyorum.

    Şimdi anladığım kadarıyla şunu ifade ediyorsun; kırmızıysa kırmızı, maviyse mavi, ikisinin bilgisinin de beynimizde yer aldığı doğru fakat gerçekte hangisinin hangi rengi temsil ettiği bilinemez diyorsun.

    Bu meseleyle yaptığım her yorum anlamsız olacak çünkü herhangi bir fiziksel kanıt olduğunu düşünmüyorum bununla ilgili. Ama bir de şöyle düşünelim, herhangi bir sanatçının resim yaparken kendi yeteneğiyle uygun renkleri seçmesi ve bu renklerin insanların %85-90'ı üzerinde aynı olumlu, estetik etkiyi bırakması en azından yüksek oranda aynı renk algısına sahip olduğumuzu gösterir bence. Belki mavi ve biraz daha açık mavi olguları algısal olarak insana farklı gelebilir ama kırmızı veya mavinin farklı estetik biçimlere bürünmelerinin imkanlar dahilinde olduğunu düşünmüyorum ben, aksi halde Da Vinci, Picasso gibi gerçekten yetenekli ressamların eserleri insanların büyük kısmı üzerinde aynı estetik tepkiyi oluşturamazdı düşüncesindeyim.

    Maalesef günümüzde her ne kadar çeşitli yollarla temellendirilmeye çalışılsa da insan zihni tam olarak izah edilemediği için böyle algısal farklılıkların görülebiliyor olma ihtimali düşündürüyor insanı. Renklerde ortaya attığımız bu algısal farklılık fikri seslerde ve kokularda da geçerli olabilir mesela. Neticede 6,5 milyar insanın da aynı türden bir algıya sahip olduğunu iddia etmek imkan yok ki mümkün değildir.




  • Benim de kafama hep takılırdı bu. Belki benim mavi gördüğümü başkası başka bi renk görüyor.
  • Sen ağacı pembe renginde görüyorsun diyelim.

    Yeşil ağaç olur mu diye düşünürsün tabi önüne seçenek koysalar yine alıştığın gibi görmek istersin.

    Edit: Yeni doğan bir çocuğa ağaçları hep turuncu öğret 20 yaşına kadar hep turuncu ağaç görsün bilsin daha sonra yeşil ağaç görmesi aynı senin turuncu ağaç görmen gibi olacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hawloo -- 9 Nisan 2014; 23:55:02 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Düşündüm biraz,konunun içinden çıkıcam diye ama içinde kaldım,şöyle bi düşünceye vardım
    Ben renkleri normsl görüyorum ama sen kırmızıyı yeşil yeşili de kırmızı goruyorsun mesela
    Baska bi adam da yeşili sarı sarıyı yeşil kırmızıyı da mavi görüyor mesela
    Brn şimdi bu adama kırmızıyı gosterip bu kırmızı desem adam kırmızıyı mavi gördüğü için... Haa o adam maviyi kırmızı biliyor ama dogru


    Önce Bunu Okuyun: Okumayın teori yanlışmış
    Not: bugda kaldım

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • bende çok düşünmüştüm bu konuyu yalnız deilmişim :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hawloo

    Sen ağacı pembe renginde görüyorsun diyelim.

    Yeşil ağaç olur mu diye düşünürsün tabi önüne seçenek koysalar yine alıştığın gibi görmek istersin.

    Edit: Yeni doğan bir çocuğa ağaçları hep turuncu öğret 20 yaşına kadar hep turuncu ağaç görsün bilsin daha sonra yeşil ağaç görmesi aynı senin turuncu ağaç görmen gibi olacaktır.

    Ben olaya farklı bir açıdan yaklaşmıştım, fakat bu da kabul edilebilir bir görüş olabilir tabi. İlk intibahta neyi gördüğümüz ve bunu neye göre alışkanlık haline getirdiğimiz de açıklanmalı ama bu durumda. Burada kelimelerle nesnelerin özdeşleşmesi meselesi var, benim kastettiğimde ise sen ve ben aynı anda gök kuşağı görüyorsak ve ikimiz de gök kuşağına karşı aynı estetik tavırla yaklaşıyor ve aynı estetik yargılarda bulunuyorsak bunda %99,9 nesnenin kendisinde rengin tanımının olması vardır bence, zaten direkt olarak orada gördüğümüz renk cümbüşüyle ilgili bir estetik yargıda bulunuyoruz...

    Tüm bunlara karşılık, eğer görmeyle ilgili insandan insana değişen çok farklı protein çeşitlerinin sentezlenmesi gibi bir durum söz konusu olsaydı bu durum tartışmaya bile açık olmadan "evet, algısaldır, insandan insana değişebilir" şeklinde yorumlanırdı, tabii fizyolojik bazı aksaklıklarda oluşan görme sorunlarından (renk körlüğü vesaire) bahsetmiyorum ben, tüm insanlar için geçerli bir durum olmasından bahsediyorum bunun. Fakat bilimsel statüde de bunun bir kanıtı yok en nihayetinde. Ben sezgisel yaklaşımda da nesnel yaklaşımda da kendimce yaptığım çıkarıma göre rengin kendine ait bir vasıf taşıdığını ve bunun insandan insana (öz nitelik bakımından) değişmeyeceğini düşünüyorum. Tabii her şey mümkün, ne olursa olsun ben bu meselenin net bir biçimde kanıtlanamayacağı görüşündeyim




  • Şöyle ki, biz kıyafet giyerken kombin yapıyoruz. Eğer kırmızı-mavi (senin gözünde) güzel bir kombinse, benim gözümde birbirine çok abes renkler olabilir. Ben de sana kırmızı-mavi çok kötü bir kombin diyebilirim. Fakat sen zevkler faklıdır diyebilirsin. O zaman genel toplumsal yargılar üzerinden konuşalım. Siyah ve beyazı yanyana %95'imiz severiz. E herkes faklı görüyorsa, bu %95'lik oran nasıl oluşuyor? Siyah-Beyaz dediğimiz renkleri herkes farklı görüyor, ama siyah ceketin altına herkes beyaz gömlek yakıştırıyor. Senin dediğin gibi olsa, bazıları çıkar derki "yaa siyah ceketin altına beyaz gömlek olur mu hiç?" der. Ama ben diyen kimseyi görmedim. Burdan da kesin bir sonuca ulaşamayız ama sadece %1'lik yanılma payı olur.
  • Onur0021 kullanıcısına yanıt
    Ama şimdi benimsemek var o rengi. O da o renge o renk gittiğini alışacak.

    Yani bence herkes aynı rengi görür ama herkes aynı rengi görür diyemem şimdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Karanlık herkese karanlıktır = Siyah yani siyah ortak renktir bu durumda çünkü gözün görememesi için ortamda ışık bulunmaması gerekir. Bir kişiye siyahın tam zıttı bildiğin renklerin en parıldayanı siyaha en uzak olanı derseniz size beyazı gösterecektir.
  • Bütün sayfaları teker teker okumadım ama felsefi olarak daha önce sorulmuş, yanıtsız kalmış fakat bilimsel olarak yanıtlanmış bir soru bu. Öncelikle başlığa yazan arkadaşlara birkaç yorum yapıp sonra sorunuzun hem felsefi hem de bilimsel cevabını vermeye çalışayım;

    1) "Tek gerçek olan Allah'tır" tarzı bir yorum gelmiş. Bugünlerde hem siyasette hem günlük hayatta, hatta ve hatta heryerde dinimiz ve dini konular çok tartışılır oldu. Ben de bir inanç sahibiyim ancak böyle bir konuya böyle bir cevap verilmesi ya büyük bir bağnazlıktır ya da saçmalıktır. Kanıtsal olarak düşünürsek de halkımızın ufacık bir felsefeye bile kafa yormaya çalışmaktansa "herşey Allah'tır, herşey Allah'tandır" lafını yapıştırıp konuyu çözmüş tribine girmesi gerçeğini karşımıza getiriyor.. Yapmayalım böyle şeyler arkadaşlar. Şüphesiz herşey Allah'tan ama birazcık düşünmek, kafa yormak da bizden..

    2) Renk diye birşey yoktur denmiş. Vardır. Herşeyin rengi vardır, ışık onlara renk vermez; renklerini görünür yapar.


    Şimdi gelelim felsefeye;

    Öncelikle başlık sahibinin ne demek istediğini anlayamayanlar olmuş bolca gibi görünüyor. Burada başlık sahibinin demek istediği beynimizdeki kodlamanın farklı olabileceği ama yine de sosyal veya bilimsel ortamlarla asla bunun tespit edilemeyeceği çünkü beynin yaptığı işlemlerin sonucunu değiştirmeyeceği yönünde. Diyelim ki önümde bir renge boyanmış bir kutu var. Onu gördüğüm zaman gözümün içindeki renk reseptörleri 0011 sinyalini gönderiyor. Benim için o renk her daim 0011. Bir başka insana aynı kutuyu gösteriyorsunuz ve onun gözü beyne 1010 sinyalini gönderiyor. Başlık sahibinin demek istediği;

    1) hepimiz kutuyu da rengini de sorunsuzca görüyoruz.

    2) topluluk içerisinde hepimiz o renge aynı ismi veriyoruz (ne olduğu farrketmez).

    3) o rengin aynısı ve benzeri olan bütün renkleri de tespit edebiliyoruz. Bir sorun yok.

    4) ancak sadece gözlerimiz farklı bir sinyal işleyerek o rengi adlandırıyor.

    Buna göre o rengin aynısı veya benzeri olan bütün renkler aynı sinyali çağrıştıracağı ve beynimizde aynı uyarıyı oluşturacağı için iki insan da o kutuya baktıklarında aynı rengi söyleyeceklerdir. Ancak gözleri farklı bir sinyalleme algıladıysa bile bunu asla farkedemeyeceklerdir. Çünkü gözün beyinle iletişim kurmak için kullandığı ve dünyayı algıladığı dil ile insanların birbirlerini anlamak ve tanımlamak için kullandıkları dillerin hiç ama hiç alakaları yok. Bu yüzden böyle bir fark varsa bile insan oluşumuzu ve diğer insanların insan oluşunu (yani görme olayının neticesini) etkilemiyor, sadece birinin başka bir renk için için ya da bir nesne için kullandığı sinyali biz o kutunun rengi için kullanıyor olabiliriz ve herkesin kendi beyni sadece kendi gözüyle iletişim kuracağı için bu dillerin herkeste farklı olması hiçbir sorun yaratmaz. Hiç bir şekilde de ortaya çıkmaz.

    Felsefi tavsir bu (daha çok bilimsel örnek gibi dursa da aslında bu felsefi tasviri)

    Şimdi gelelim bilimsel kısma; Belki bir takım düşünce modelleri veya algılama biçimleri için bu teori doğru olabilirdi ama renkler için değil. Renkleri hepimiz aynı görüyoruz. Yani kırmızı olanı birimizin yeşil ya da mor gibi görmesi söz konusu değil. Sadece bazılarımız daha az sayıda renk görüyorlar, bunun dışında fark yok. Bu dediğimi bilimsel olarak destekleyeyim;

    1) Her ışık retinayı bir miktar yakar.

    2) her ışığın bir dalga boyu ve dalga karakteristiği vardır. Buna göre retina gibi, insanların %99.9'unda aynı olan bir organik yapıya verebileceği etkiler de %99.9 aynıdır.

    3) Gözün arkasındaki reseptörler de aynı şekilde hemen hemen her insanda aynıdır. Sadece uç dalga boylarında farklılıklar gösterip çok çok çok az insanın daha az ya da daha fazla renk görmesine sebep olabilir.

    4) Renklerin matematiksel dizilimleri vardır.

    5) Bu matematiksel dizilmleri ve yansıttıkları ışığın karakteristikleri bir araya gelince, ister göz olsun ister tek hücreli bir canlının yüzeyi olsun, organik ortamda yaratacakları frekans ve tepki aynıdır. Buna göre görme eylemi için yaratılmış bir organizmada bütün renklerin sıralaması aynı olmak zorundadır. Çünkü bizim günlük hayatta renk dediğimiz kavram bilimsel ortamda nesninen yüzey karakteristiği ve onun yansıttığı ışığın dalga karakteristiklerinin oluşturduğu bir matematiksel ifadedir. Buna göre aydınlıkla karanlık, parlakla mat, bulanıkla net karışamıyorsa, morla kırmızı da karışamaz. İnsan gözünün görebildiği renkler morla kırmızı arasındadır.. Eğer mordan kırmızıya doğru bir insana sırayla bütün renkleri yavaş bir geçiş olarak gösteriyor olsaydınız aslında kulağına doğru kalından inceye doğru bütün frekansları dinletiyormuşsunuz gibi bir etki yaratırdı. Dolayısıyla mi notasının sol notasıyla karışması mümkün değildir çünkü mi, fa ve re'ye; sol de fa ve la'ya matematiksel olarak bağlıdır. İkisinin fiziksel olara kulağın içindeki kemikleri titretme şekilleri çok farklıdır. İkisini ters anlayan birisi diğerlerini düzgün anlayamaz, mümkün değildir. Aynısı renkler için de geçerli, çünkü bir sıraları ve hem orantısal hem de toplamsal olarak matematiksel bağlılıkları var. Retina ve reseptörler üzerinde de aynı sırayla ve bağlantılarla tahribat yaptıkları, beyin de bu tahribatın sinyallerini okuduğu için bu sinyallerin de birer sırası ve birebir aynı şekilde bağlı matematiksel ifadeleri olmak zorunda.

    Dolayısıyla göz bazı renkleri hiç görmeyebilir (hatta köpekler ve bazı yılanlar siyah-beyaz görürler) ama bir rengi, başka bir insanın beyninde başka bir rengi tanımladığı sinyalle tanımlanacak şekilde göremez.

    Bu da demek oluyor ki beyin denen, dijital sinyallerle dolu ortamın da anaolg olarak dış dünyadan veri toplaması gerekiyor ve verinin şiddeti, algılama hassasiyeti değişse de veriler evrensel olduğu sürece algılama sisteminin algılama şekli de hep aynı olmak zorunda. Bu da beyinlerimizin birbirleriyle nasıl kolayca iletişim kurabildiği, aynı dili kavrayabildiği konusuna ufak bir ışık tutuyor. Kısaca kırmızı evrenseldir, kırmızıyı algılayabilen her göz için de kırmızıdır..




  • Onur0021 kullanıcısına yanıt
    Üst tarafta belirttiğim yazıdada dediğim gibi ; eğer böyle birşey varsa siyah beyaz herkes için aynı renklerdir siyah ışığın olmadığı beyaz ise ışığın en yüksek olduğu yerdir. bu yüzden siyah ışığı çeker beyaz ise yansıtır. Bu nedenle siyah ve beyazın herkes için şüphesiz aynı algılanacağı kanaatine varabiliriz.

    Siyah renk kodu : #000000
    Beyaz renk kodu ise : #FFFFFF
    bu iki renk kodu birbirine en uzak olan kodlardır.
    Beyaz kodu başta ise siyah kodu sondadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Old school -- 10 Nisan 2014; 0:47:30 >
  • Belki de biz renk körüyüz, renk körü diye adlandırdığımız insanlar normal görüyor.
  • hawloo kullanıcısına yanıt
    "Zevki benimsemek" diye bir şey olabilir mi bilmiyorum. Ama eğer olsa bile bu herkesin benimseyeceği anlamına gelmez. Burda milyarlarca insandan bahsediyoruz. Şuna da eminki bu milyarlarca insanın %98'i siyahla beyazı yakışıtırır. Bu insanların hepsi mi siyah-beyazın yakıştığını benimsemiş? Çok çok düşük bi' ihtimal.
  • DeLiCe_DoLuCa D kullanıcısına yanıt
    Arkadaşın açıklaması için teşekkürler.

    Bilim kısmını her ne kadar anlamasam da çok iyi yazı olmuş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Old school kullanıcısına yanıt
    Tamamda benim hiç birşey göremediğim karanlıkta gördüğüm renk (ve ya beynimde oluşan görüntü), senin siyah dediğin renkten farklı olduğunu düşün. Ve benim gördüğüm rengin bana etrafta hiç birşey göstermediğini düşün. Ya da daha basit anlatayım, senin karanlık dediğin şey (yani renksiz ortam), benim beynimde başka bi tonda olabilir. Misal senin karanlık dediğin şey araba, benim karanlık dediğim şey uçak. Fakat işlevleri aynı. Sen araba görünce, ben uçak görünce, ikimiz de hiç bişey göremiyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Onur0021 -- 10 Nisan 2014; 0:53:43 >
  • Senin amacın aslında aynı renge aynı adı mı veriyoruz sorusuna cevap bulmaksa. şüpheye düştüğün kişiyi al karşına , istediğin renkteki boyaları da al ve karıştırarak işe başla eminim işin içinden çıkman 10 sn içinde olacaktır.

    Mesela: senin sarı dediğin boya ile senin kırmızı dediğin boyayı karıştırdık, sonuç turuncu dediğin bir renge ulaştı. sonra benim sarı dediğimle benim kırmızı dediğim rengi karıştırdık ve yine benim turuncu dediğim renkte boya ortaya çıkar. eğer karışımlar aynı renkteyse problem yok. ama farklıysa işte o zaman bir şekilde farklı renklere aynı adı veriyoruz.

    gayet net...
  • Bir de şöyle bir seçenek var, herkesin gözüne gelen renk sinyalleri aynı fakat beynin bunu işleyişi farklı olabilir. Benim beynim A sinyalinden kırmızı renk oluşturur, senin beynin A sinyalinden mor renk oluşturur. Fakat herkesin A sinyalinden aldığı görüntüye yeşil diyor olabiliriz. Yani herşey senin beyninin içinde bitiyor. İleride eğer olurda insan beyninden bi' hdmi çıkışı alabilirseler bir ekrana yansıtırlar. İki kişiyi yan yana koyarlar ve Ahmetin A sinyalinden algıladığı rengin ismini ekrana bakarak Mehmet söyler. Eğer Ahmet ve Mehmet farklı renk isimleri söylüyorsa bu renkleri hepimizin farklı yorumladığını kanıtlar yada daha basiti, ikisinin de beyninde oluşan rengi yansıtırlar ve fark var mı yok mu anlarlar fakat henüz böyle bir teknoloji yok maalesef.
  • nabruk_nabruk N kullanıcısına yanıt
    Hiç net değil. Ortaya çıkacak olan renklere de zaten aynı isimle sesleniyoruz. Yani ben kırmızıyla-sarıyı karıştırdığımda bana hep aynı sonuç çıkıyor. Ben de bu sonuca turuncu diyorum. Sende kırmızı ve sarı dediğin rengi karıştırınca sürekli aynı sonuç çıkacak. Sen ortaya çıkan sonuca turuncu diyeceksin (senin gördüğüne), bende benim gördüğüme turuncu diyecem.
  • 
Sayfa: önceki 1718192021
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.