Şimdi Ara

Bilim niçin tanrı ile ilgilenmez. (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
156
Cevap
0
Favori
3.640
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Bu cümleyi inanan biri dese ne demek istediğini çok iyi anlarım.

    Ama siz deyince durum değişiyor. Doğayı tanrı bilenler derken herşeyi tabiata verenler demek istemiştim.

    Bu durumda bildiğim kadarıyla sizin tanrınız tabiat olmuyor mu? Size göre herşey tabiattan değil mi? Yoksa madde mi sizin tanrınız?

    Bunların yanında şunu da merak ediyorum; size göre tanrı ne demek?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa_ogr

    Bu cümleyi inanan biri dese ne demek istediğini çok iyi anlarım.

    Ama siz deyince durum değişiyor. Doğayı tanrı bilenler derken herşeyi tabiata verenler demek istemiştim.

    Bu durumda bildiğim kadarıyla sizin tanrınız tabiat olmuyor mu? Size göre herşey tabiattan değil mi? Yoksa madde mi sizin tanrınız?

    Bunların yanında şunu da merak ediyorum; size göre tanrı ne demek?


    Dostum senin yaptığın yanlış. Din dogmatiktir. Dine( Müslümanlığa) inanan bir insan, bunu tartışmamalıdır. Sen bunu kanıtlamaya çalışarak yanlış yapıyorsun. Tanrının, senin onun varlığını kanıtlamana veya insanları ikna edici sözler söylemene ihtiyacı olduğunu düşünüyor musun?

    İnanç kişinin kendisiyle alakalıdır. Bu söylediklerimi iyice düşünürsen sevinirim. Cevap yazıp yazmaman önemli değil.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: bilan
    Dostum senin yaptığın yanlış. Din dogmatiktir. Dine( Müslümanlığa) inanan bir insan, bunu tartışmamalıdır. Sen bunu kanıtlamaya çalışarak yanlış yapıyorsun. Tanrının, senin onun varlığını kanıtlamana veya insanları ikna edici sözler söylemene ihtiyacı olduğunu düşünüyor musun?

    İnanç kişinin kendisiyle alakalıdır. Bu söylediklerimi iyice düşünürsen sevinirim. Cevap yazıp yazmaman önemli değil.



    Tamam dostum .

    Dinin dogmatik oluşundan kastınız nedir?

    Bu arada size göre yanlış yaptığım nokta nedir?

    Sence Allah, Peygamberlere haşa ihtiyacı olduğu için mi onları göndermiş.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa_ogr


    quote:

    Orjinalden alıntı: bilan
    Dostum senin yaptığın yanlış. Din dogmatiktir. Dine( Müslümanlığa) inanan bir insan, bunu tartışmamalıdır. Sen bunu kanıtlamaya çalışarak yanlış yapıyorsun. Tanrının, senin onun varlığını kanıtlamana veya insanları ikna edici sözler söylemene ihtiyacı olduğunu düşünüyor musun?

    İnanç kişinin kendisiyle alakalıdır. Bu söylediklerimi iyice düşünürsen sevinirim. Cevap yazıp yazmaman önemli değil.



    Tamam dostum .

    Dinin dogmatik oluşundan kastınız nedir?

    Bu arada size göre yanlış yaptığım nokta nedir?

    Sence Allah, Peygamberlere haşa ihtiyacı olduğu için mi onları göndermiş.


    Dogmatik olması kurallarının, sözlerinin, emirlerinin tartışılamaz, değiştirilemez olmasıdır. Allah , Peygamberleri, insanlar onlara ihtiyaç duyduğu için göndermiş. Dine göre inanan insanın bunları sorgulamaması gerekir. Sorgulamayı düşünüyorsa eğer insan, dine karşı geldiğini bilmeli ve bunu göze alarak hareket etmelidir.

    Bunun yanı sıra dini hiç bilmeyen birilerine anlatmak doğru olabilir, ama dini "Bilim Düzlemine" taşımış, kanıtlarla, kuramlarla hareket etmeyi kendine esas almış insanlar ile dini tartışmanız yanlıştır. Çünkü inanç, bilimsel gerçeklere dayanmaz, inanç insanın içindedir. Ben bilime inanıyorum diyen bir insanı dini anlatmaya çalışmak, o dini, o platformda zayıf ve hatalı gösterir. Bilimsel gerçekler karşısında dini gerçekler insana komik gelebilir çünkü din inançtır ve insan herşeye inanmaya açık bir varlıktır. İster doğru olsun, ister olmasın.

    Son olarak şöyle bir öngörümü sizler ile paylaşmak istiyorum.

    Günün birinde olurda, Bilim, Tanrının ve Dinlerin var olmadığını %100 bir şekilde ispatlasa dahi, büyük bir çoğunluk inanmaya devam edecektir ve bir gün Tanrının ve Dinlerin varlığını gözümle %100 görürsek eğer ( İsa MEsih Dünya' ya Geri GelmeSi gibi) o günde bir çokları buna inanmayacak, bir oyun olduğunu öne sürecek ve bir bilimi savunacaktır.

    İşte Bu gerçeklikte Bilime karşı Dini yada Dine karşı Bilimi savunmanın bir doğruluğu yoktur. (tabi benim kendi düşüncem)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada



    "islam alimi" diye bazı kişilerin varlığını kabul etmek, islamı reddetmekle aynı anlamdadır. islamda kul ile Allah arasında 3. kişilere yer yoktur.
    kendinden menkul birilerini eğer islam-alimi sıfatıyla nitelendirir, onun söyledikleriyle paralellik kurarsan, Allah'a ve peygamberine eşdeğer bir varlık oluşturmuş olursun. gerçek bir müslümanın, "ben müslümanım" diyip, kendine paye çıkaranlara "orada dur bakalım" diyip yüzüne t...mesi gerekir.
    zaten, inanan insanların başına ne geldiyse, bu "kendinden menkul müslüman" 3. kişiler yüzünden geldi... tarih ve bugün bunun binlerce örneğiyle doludur...


    güzel. kaldırıp atalım ne kadar alim-ulema varsa ve kendi görüşlerimizden başkasını tanımayalım. varsa yoksa kendi yorumlarımız olsun. asla başkalarının fikirlerine değer vermeyelim emeklerine saygı duymayalım. çünkü bu din 1400 senedir hiç bir alimin çabası olmadan bu günlere intikal etti. yetişen alimler kendi kendilerine yetiştiler. tüm hocalar aslında Allah'a eş koşulan birer put, tüm mürşidler uydurma, kendilerini bir şekilde insanlara lanse eden gözboyayıcı sahtekarlar öyle mi?

    herkes aklına eseni doğru kabul etsin, hiç kimse kendinden başkasını tanımasın.

    inanan insanların başlarına ne geldiyse ne yüzünden geldiğini ben sana söyleyeyim; ortaya atlayan bazı sahtekarların sahtekar olduklarını ölçüp biçecek bilgi birikimine sahip olmadıkları için kandırıldılar. sen şimdi tutar da tüm alim - mürşidleri kaldırır atarsan sahtekarlara kanan saflardan senin ne farkın kalır?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: narada



    islamiyet için artık şu gerçekti: evrenin her atomu birbirinden bağımsız olarak hareket eder. hiçbirşey bir diğerinin nedeni ya da sonucu değildir. insan, bu atomların hiçbir hareketine müdahil olamaz; çünkü insan, Allahın yarattığına karışamaz. çünkü birşeyin NEDENİNİ araştırmak ve bu NEDENE yönelik bir SONUCA ulaşmak, insanın Allah'a şirk koşmasıdır, Allahın yarattığını ve yaratılış amacını sorgulamasını ve yaratılış-amacını değiştirmesini getirir.

    batılıların "doğunun bilgisi, batının bilimi" şeklinde yaptığı ayrım da buradan kaynaklanır, islami toplumların "bilimsel geriliğinin" nedeni de.

    aslında konu çok uzun, verilebilecek onlarca örnek var, ama benim parmaklarım yoruldu..

    eğer merak eden olursa daha sonra devam ederiz.

    yazdıkların çeşitli insanların kendi görüşleri, yorumları. bir kısmı da senin yorumların. bunları alıp "islamda bu böyledir" demek sağlıklı olmaz. daha önce verdiğin daha doğrusu tevil ettiğin ayetler de delil olmaz zira tek tek ayetleri alıyorsun ve kendi görüşüne uygun olan manayı yüklüyorsun.




    emin misin? hiçbir yorum eklemiyorum. al birkaç tane daha:


    Araf/178. Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.

    Araf/186. Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.

    Ibrahim 4.. Allah’ın emirlerini onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir..

    Zümer/36. Allah kuluna kâfi değil midir? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur.


    bunları reddediyor, ya da anlamlarını farklılaştırıyorsan (Bakara 2/39) (bunu başarabiliyorsan) söyleyecek hiçbir söz bulamam.



    bu tarzı ve bu ifadeleri hiç tasvip etmiyorum ve tartışma adabına uygun bulmuyorum.

    "al bir kaç tane daha" diyerek peşinden ayet yazmayı asla ve asla kabullenemem. bunu yetişmiş bir insana yakıştıramam. bunu ancak "eline klavye alanın yazdığı bir yazı" olarak görebilirim. zaten her zaman söylemişimdir, bu forumlar eline klavye alanın yazı yazdığı yerler olma yolunda hızla ilerliyor. aklı başında insanlar bu gibi tarza sahip olanlar yüzünden forumları terkediyor.

    ne demek "al bir kaç tane daha"

    uygunsuz bir şey mi yakaladın da "al bir kaç tane daha" diye ortaya atıyorsun?

    sana göre yanlış olabilir. söylersin cevabını alırsın. ama "al sana bir kaç tane daha" diye ortaya sanki sahte para bulmuş gibi ayet atamazsın. sonra biri de çıkar sana aynı tarzda cevap verir kalbin kırılır.

    evet hidayet Allah'tandır. kendisine karşı bayrak açanlara Allah yolunu göstermez. onları kendine çekmez. daldıkları ortamda onları bırakır. bu senin çok mu garibine gitti yoksa?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 21 Mayıs 2007; 0:28:07 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: bilan
    Dogmatik olması kurallarının, sözlerinin, emirlerinin tartışılamaz, değiştirilemez olmasıdır. Allah , Peygamberleri, insanlar onlara ihtiyaç duyduğu için göndermiş. Dine göre inanan insanın bunları sorgulamaması gerekir. Sorgulamayı düşünüyorsa eğer insan, dine karşı geldiğini bilmeli ve bunu göze alarak hareket etmelidir.


    Öğle namazı neden 10 rekattir diye tartışılmaz elbet. Fakat namaz neden 5 vakit olmuştur, bu konuyu İslam alimleri izah etmişler. Veya Allah'ın sıfatlarının kainatta tecellileri nasıl oluyor. "fenzur ila asari..." diye ayetler var ki kainata bakıp bunlar üzerinde düşünmeye sevkediyor.

    quote:


    Bunun yanı sıra dini hiç bilmeyen birilerine anlatmak doğru olabilir, ama dini "Bilim Düzlemine" taşımış, kanıtlarla, kuramlarla hareket etmeyi kendine esas almış insanlar ile dini tartışmanız yanlıştır. Çünkü inanç, bilimsel gerçeklere dayanmaz, inanç insanın içindedir. Ben bilime inanıyorum diyen bir insanı dini anlatmaya çalışmak, o dini, o platformda zayıf ve hatalı gösterir. Bilimsel gerçekler karşısında dini gerçekler insana komik gelebilir çünkü din inançtır ve insan herşeye inanmaya açık bir varlıktır. İster doğru olsun, ister olmasın.


    http://www.risale-inur.org/yenisite/moduller/risale/index.php?tid=113

    Bakın burada fenlerin diliyle Allah'ı isbat etmiş... demek ki bilimsel nazar da olabiliyormuş.

    quote:


    İsa MEsih Dünya' ya Geri GelmeSi gibi o günde bir çokları buna inanmayacak, bir oyun olduğunu öne sürecek ve bir bilimi savunacaktır.


    Zaten Hz. İsa'nın gelmesini herkes görmeyecek. Ve herkesin bilmesi de gerekmiyor. aksi taktirde açık bir şekilde Hz. İsa olduğu anlaşılsa imtihan sırrı kalkar.




  • @narada

    öncelikle şunu belirtmek istiyorum:
    sözler,beyanlar,anlatılmak istenenler anlatan ile doğrudan alakalı olduğundan,
    bir beyanla karşılaştığınızda orada anlatılmak istenileni doğru ve amacına uygun anlayabilmek için,
    anlatanın konumunu,anlatılanların durumunu,neden anlattığını ve kimin anlattığını bilip,mana çıkarmada bunların rehberliğini kaçırmamak gerekir.

    sözgelimi bir yönetici bir projede bir işçi ile konuşurken söylediği bir sözü,
    bir işçi aynı projede bir üstündeki konuma söylerse aynı etkiyi yapmadığı gibi negatif sonuçlar doğurmasıda malumunuzdur.(bu basit örneğin bizim derin sohbetimizle alakası, hayal gücümüzün genişliğine bırakılmıştır.)

    quote:

    "Örneğin bir parça pamuğun ateşte yandığını ele alalım. İnançsız rasyonalist felsefeciler, pamuğu yakan şeyin ateş olduğunu savunacaklardır.
    Bunu inkar ediyor ve diyoruz ki: Yanmanın aracı, pamuktaki siyahlığı ve kısımlarının ayrışmasını yaratışıyla, Allah'dır; meleklerin aracılığıyla veya aracılığı olmadan, pamuğun yanmasını ve kül haline gelmesini sağlayan Allah'dır. Çünkü ateş hiçbir eylemi olmayan, cansız bir şeydir; ayrıca onun (yanmanın) aracı olduğunu gösteren ne bir kanıt vardır ki? Gerçekten de, felsefecilerin ellerinde, bir nesnenin ateşle teması üzerine yanma olayının meydana geldiğine ilişkin gözlemlerden başka hiçbir kanıt yoktur; ama gözlemleme, bir neden-sonuç ilişkisi değil, eşzamanlılığı kanıtlamaktadır. Gerçekte, Allah'tan başka bir neden yoktur.." (Tahafut al-Tahafut, İbn-i Rüşd)


    herhangi bir şeyde, (olay, olgu, nesne...) NEDEN aramak, Allah'tan başka bir NEDEN ARAMAK anlamına gelir.


    şimdi burayı beraber irdeleyelim:

    herhangi bir şeyde bir neden aramak,ALLAH a inanan biri için ,gözlem ve deney sonucu ulaşılan sebebin ve sebebin meydana gelmesinden sonraki durumun ve o durumun ortaya çıkmasından sonra olabilecek sebeplerin ve o sebeplerin ...vs.vs. hiç farketmez:
    MÜSEBBBİB -ÜL ESBAB yani bütün sebeplerin müsebbibi olan ALLAH ın icraatını keşf,tanışıklık elde etme,varlık amacımızı doğru irdeleyebilme ve ona göre tutum belirleme,irtibat kurabilme ve acizliğimizi,zayıflığımızı itiraf etme ,
    dolayısı ile potansiyel durumumuza göre hareket etmek demektir...

    şimdi ben derimki evim yandı:
    neden?:
    1-ev yanabilen malzemeden oluşmakta idi.
    2-oksijen ile teması olan bir boşlukta idi.
    3-yanma için gerekli olan atmosfer evin bulunduğu yerde mevcuttu.
    4-yanmayı başlatacak kıvılcım için,elektronlar,fotonlar ve bilumum atomaltı dünyanın mekanizmaları ,hep birlikte koordineli olarak hareket edebiliyorlardı.
    5-kıvılcımın temas ettiği yerdeki parçacıklar bu etkileşimdeki bir sonraki durum olan yanma işlevine doğru görevlerini kusursuz olarak yerine getirdikleri gibi geriye kalan tüm diğer parçacıklarıda haberdar ederek onların da bu yeni durumdan dolayı yapacakları vazifeleri,alacakları mevziyi biliyorlardı.
    6-perde nin hemen altına kurulmuş ütü masasında ütü sıcak iken eşarbın üzerinde unutulmuş.
    7-eşarp ısınınca erimiş,eriyen sıcak madde alevlenerek perde ile temas etmiş
    8-perde yanmaya başlamış.
    9-ütüyü orda unutan kişi hastaymış o gün.
    10-hasta olan kişi dün halı saha da top oynamış.
    11-halı saha yı oraya yaptıran kişi ,aslında müteaahhitle bina anlaşması yapacakmış fakat,bir arkadaşı ikna etmiş.
    12-müteahhit aslında orayı alacakmış fakat daha iyi bir arsa üzerinde pazarlık bitirdiği için zaten fazla üzerine gitmemiş..
    13-aminoasit havuzunda doğru parçacıklar doğru zamanda doğru bir etkileşim ile canlılığa doğrulmuşlar.
    14-nebulalar,sistemler ,big bang yada herneyse...
    vs. vs. vs.

    gazali ne demiş?

    Gerçekte, Allah'tan başka bir neden yoktur.."

    çünkü gazali biliyorki:
    bu kainatta sürekli ve çok kolay ve şaşmadan ,dinlenmeden devam edegelen hayat ,
    ALLAH var ettiği için var,ALLAH istediği için devam ediyor.

    evet gazali o zaman fotonları,parçacıkları bilmiyor,fakat o zamanda bu zamanda değişmeyen bir hakikat ten bahsediyor.

    sebepler bu alemi tasarlayamaz,işletemez,varedemez...

    işte GAZALİ bildiği bu hakikat ve bakış açısı ile diyor ki:

    biz gözlemlediğimiz nedenleri kanıt olarak kabul edemeyiz.

    çünkü gözlenen keyfiyet gözlemciye göre değişebilir.
    ustad sanki kuantum a atıf yapmış.

    pamuğun siyahlaşıp,alev alması ve bunu bizim yaptığımız gözlem, onun nedeninin ateş olduğu anlamına gelmez.
    tüm kainatın ortak olarak hareket ettiği,birbiri ile iletişim halinde bulunan tüm kainat parçacıklarının ışık hızından daha büyük bir hızda haberleşmesi ve gözlemci olana yeni durumu göstermesi anlamına gelir.

    burada da işte "eşzamanlılık" müthiş bir ifade dir.GAZALİ ye atfen .(ALLAH rahmet eylesin.)

    şimdi bu cümlelerden hiçbirşeyin nedeni ni aramayalım,sorgulamayalım çıkarırsanız art niyetlisiniz demektir.

    herşeyin nedeni ALLAH tır.fakat varlığımızı sürdürdüğümüz bu alemin gizleri,bize göstereceği o kadar çok şey varki!!!

    görmek için cern de parçacıkları hızlandırmalı,nasa da atmosfer ötesine bakmalı, vs.vs bulunduğumuz konum olan gözlemci durumumuza göre davranarak gözü bize veren hesabına GÖZÜN HAKKINI VE ŞÜKRÜNÜ vermeliyiz....


    ve işte hayyam ne demiş,ibn haldun u kim sevmemiş gibi magazinsel, hallac mansur gibi anlaşılamamış aşıklar,bilimde ilk müslümanların terakkisi,sonrakilerin garip bilim,ilim zaafiyeti hatta düşmanlığı senin ve benim asıl tartışmamızın kaynağı değil,belki ibretle bakılacak,dersler alınacak bilgiler yumağıdır.


    quote:

    “Allah kimi dilerse onu saptırır, ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.” (Enam suresi, ayet:39) deniliyor. bu şu demektir: "sen kendini binadan atıyorsun, çünkü ben seni saptırıyorum..."

    diyelim ki ben inanmıyorum. Çünkü: “Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.” (Yunus suresi, ayet:99) beni inanmam konusunda dilemedi...


    diyelim ki ben doğru yolda değilim. Çünkü: "Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır” (Enam suresi, ayet:125) beni doğru yola koymak istememiş, küfür karanlığında bırakmak istemiştir ve “Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!” (Enam suresi, ayet:149) doğru yola eriştirmemiştir.

    niçin peki? çünkü “Tanrı dilediğini yapar.” (Hud, ayet:107)


    insanın iradesi burada nerede? çıkıyor mu??


    fakat burası önemli işte.hatta burası kafa patlatılması gerekli olan yer.
    çünkü burada ilahi beyan var.HERŞEYİ VAR EDEN,VARLIKTA TUTAN,
    var ettikleri içinde en yüksek payeyi verdiği insana hitab ediyor,muhatab kabul ediyor,taltif ediyor...

    bütün noksan sıfatlardan münezzeh ,hikmetsiz icraatı namümkün ,varlığı ise kendinden,tüm varedilenlerin varedicisi,sahibi ALLAH ;
    var ettiği ve varlıkta tuttuğu yegane akıl ve irade sahibi insana varlık amacını iletiyor.
    ne yapması gerektiğini,nasıl düşünmesi gerektiğini,ne ile karşı karşıya olduğunu nereden geldiğini,nereye gideceğini hatırlatıyor,merhametin iktizası en güzel beyan ile en güzel nakledici,en güzel anlayan,en güzel anlatan ve en güzel yaşayan hz.muhammed sallallahu aleyhi vesellem ile gözlemcinin önüne sunuyor,(tüm duyu organlarını onları yaratanın en iyi bildiğinden şüphe olmaz),duyularına sesleniyor...(verdiği nimetlerin potansiyellerine göre sesleniyor.)

    akıl nimetine diyor ki:
    evet öyle ya ALLAH kudreti herşeye yetendir,öyle ise neden herkesi müslüman,takva sahibi,kendisi için yaşayan,
    en çok istediği kul olma nasıl ise öyle kul olanlar haline getirmiyor.

    diye söylenecek bu tarz tüm düşüncelerin önünü kapatıyor diyor ki:


    “Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”

    ama dünya hayatı rabbinin rızasını kazanma için yaşama yeridir,tüm insanlığın müslüman olması razı olduğu kullar haline gelmesi,kimsenin kimseden farksız tek tip kul olma arenası değil...

    RAB TEALE bunu dilemiş olsa zaten onun saltanatında sürekli buna dosdoğru inanan ,vazifelerini yerine getiren yarattıkları mevcut olurdu.

    öyle ise neyin bizce adaletli olduğundan ziyade ALLAH ın bizden istediği nedir?önemli olan bu.
    kur'an ALLAH ın kelamıdır,bizim ALLAH ın icraatlerini beğendirilme,kendi dar bakışlarımızla O'NUN uluhiyetine,padişahlığına tenkit edeceğimiz ,yorum yapacağımız,böyle olsa daha iyi olurdu diyeceğimiz hitap değil.

    kur'an -ı okurken bizim kainattaki nokta oluşumuz küçüklüğümüzden,O'nun kainatı yarattığı ve bize verdiği nimetlerin istifade amacı, nedeni ve nasıl olması gerekliliği düşünülmeli,ALLAH kelamına(HERŞEYİN SAHİBİ,KUDRETİ SONSUZ,RAHMAN,RAHİM,HADİ,ŞAFİ,KAFİ,BAKİ,ZAHİR,BATIN VB.) isim ve sıfatların sahibi nin kelamına,
    aciz,zayıf,muhtaç, insana ait sıfatlardan bakış ta çıkarılacak fikirler bulunduğunuz konumdan çıkacak fikirler,bulunduğumuz konuma seslenişin alması gerektiği dersi,öğretiyi,usulu,yöntemi,düşünceyi almalıdır.

    biz yaratıcı değiliz ki,yaratıcının hitabına bu kritikle bakalım.yaratıcı yarattığına elbetteki sen benim olmasını istediğim için varsın konumundan hitap edecek,söylemini meydan okuyarak yapacak,haddini bil diyecek.

    “Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”

    evet insanlar bilinki ALLAH dilese idi herkes inanırdı.o kadar.

    peki neden yeryüzündeki tüm insanlar inanmadı?

    çünkü ALLAH tüm insanların inanmasını dilemedi.o kadar.

    ALLAH dilediğini dilediğine verir.o kadar.

    tüm bunlar insanı şaşırtmalı,şüpheye mi götürmeli,yoksa ALLAH düşüncesini kavileştirmeli,tanışıklığını pekiştirmeli mi?

    cevabı tekrar,ALLAH ın kelamına bakarak bulmalıyız.
    Fatiha suresi:
    1-Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

    2-Hamd yalnızca Alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

    3-O Rahmandır ve Rahimdir.

    4-Din gününün malikidir.

    5-(Allah'ım!) Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.

    6-Bizi doğru yola ilet.

    7-Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazabına uğrayanların ve sapanlarınkine değil!

    amin.

    çünkü SEN dilersen olur,dilemezsen olmaz ben, SENİN benim razı olduğun kullarından olmamı dilemeni ,lutfetmeni diliyorum SEN den...

    yaratıcı SEN sin,yarattığın potansiyelle isteyen benim,
    hiç birşeye muhtaç olmayan yaratıcının külli-iradesi ile,muhtaç olan yaratılmışın cüz-i iradesi ni anlamadan,
    YARATMA İRADESİ NEDİR?yaratılmasını isteme iradesi nedir? diye düşünmeden,kur'an i hitabı değerlendirmek ,
    hem yanlış,hem tehlikeli,hemde zulümdür....

    konu çok hassas ,uzun oldu biraz.bitireceğim,
    fakat bir not:tefsir amacı ile yazmış,ben biliyorum işte diye buraya sunmuş değilim.
    sadece bakış açısı gösterme niyeti ile yazdım.
    yoksa senin örneklediğin ayetlerin en güzel tefsirleri yazılmış,her zamanda yeni bir solukla yeni bir nefesle yeni bilgiler,yeni tecrübeler içinde yeni çağa akisleri yazılacaktır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: narada



    "islam alimi" diye bazı kişilerin varlığını kabul etmek, islamı reddetmekle aynı anlamdadır. islamda kul ile Allah arasında 3. kişilere yer yoktur.
    kendinden menkul birilerini eğer islam-alimi sıfatıyla nitelendirir, onun söyledikleriyle paralellik kurarsan, Allah'a ve peygamberine eşdeğer bir varlık oluşturmuş olursun. gerçek bir müslümanın, "ben müslümanım" diyip, kendine paye çıkaranlara "orada dur bakalım" diyip yüzüne t...mesi gerekir.
    zaten, inanan insanların başına ne geldiyse, bu "kendinden menkul müslüman" 3. kişiler yüzünden geldi... tarih ve bugün bunun binlerce örneğiyle doludur...


    güzel. kaldırıp atalım ne kadar alim-ulema varsa ve kendi görüşlerimizden başkasını tanımayalım. varsa yoksa kendi yorumlarımız olsun. asla başkalarının fikirlerine değer vermeyelim emeklerine saygı duymayalım. çünkü bu din 1400 senedir hiç bir alimin çabası olmadan bu günlere intikal etti. yetişen alimler kendi kendilerine yetiştiler. tüm hocalar aslında Allah'a eş koşulan birer put, tüm mürşidler uydurma, kendilerini bir şekilde insanlara lanse eden gözboyayıcı sahtekarlar öyle mi?

    herkes aklına eseni doğru kabul etsin, hiç kimse kendinden başkasını tanımasın.

    inanan insanların başlarına ne geldiyse ne yüzünden geldiğini ben sana söyleyeyim; ortaya atlayan bazı sahtekarların sahtekar olduklarını ölçüp biçecek bilgi birikimine sahip olmadıkları için kandırıldılar. sen şimdi tutar da tüm alim - mürşidleri kaldırır atarsan sahtekarlara kanan saflardan senin ne farkın kalır?


    islamda insanlar, alim - mürşid olduklarını iddia ediyorlar ve kendilerini böyle satıyorlarsa, evet, hepsi "yetişen alimler kendi kendilerine yetiştiler. tüm hocalar aslında Allah'a eş koşulan birer put, tüm mürşidler uydurma, kendilerini bir şekilde insanlara lanse eden gözboyayıcı sahtekarlar"dır.
    kişi, kendi ile Allah arasındaki mertebeleri aşmak/üst mertebelere tırmanmak amacıyla bunu yapar. başkalarını yönlendirmek, başkalarının inançlarına müdahil olmak, başkalarını yargılamak/cezalandırmak ya da ödüllendirmek için değil. eğer, "alim"ler dediklerinin bu iş sonucunda (ister vicdani ister maddi, ikisi de aynı kapıya çıkar) keseleri doluyorsa, yaptığı şey allah için değil, kesesi içindir ve tam da yazdığın cümleye uygundur.

    diyorsun ki: "herkes aklına eseni doğru kabul etsin, hiç kimse kendinden başkasını tanımasın."
    o zaman sorarım sana, kuran niçin var??? bir zamanlar Abdulhamit'in Kuran çoğaltılmasın, ulema sınıfından başkası anlamaya çalışmasın diye yaptığı gibi, şimdilerde kendini dindar sanan okumuş-yazmış kesimin söylenenler yeterince anlaşılmasın diye arapçaya sığındığı gibi, yaratılan "sözde gizemli dünya", "asla anlaşılamayan dünya" haline dönüşür ve sonucu yine tam da yazdığın cümleye uygundur.

    ve üstelik, kendi yazdığınla çelişmeyi sürdürüyorsun. bir yandan alimler falan diyor, hemen arkasından "ortaya atlayan bazı sahtekarların sahtekar olduklarını ölçüp biçecek bilgi birikimine sahip olmadıkları için kandırıldılar" diyorsun. kandırıldığını "alimler" söylemez, çünkü kandıranlar zaten onlardır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver




    önce düzeyin için teşekkür ederim.
    şu an birhayli geç bir saat ve biraz rahatsızım. söylenecek çok şey var ve bu boyutta tartışmak oldukça güzel.

    daha sonra yazacağım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada


    kişi, kendi ile Allah arasındaki mertebeleri aşmak/üst mertebelere tırmanmak amacıyla bunu yapar. başkalarını yönlendirmek, başkalarının inançlarına müdahil olmak, başkalarını yargılamak/cezalandırmak ya da ödüllendirmek için değil. eğer, "alim"ler dediklerinin bu iş sonucunda (ister vicdani ister maddi, ikisi de aynı kapıya çıkar) keseleri doluyorsa, yaptığı şey allah için değil, kesesi içindir ve tam da yazdığın cümleye uygundur.



    arzu eden arzu ettiğini yalanlayabilir. tabi adabına uyarak.

    biz insan yetiştirmeyi görev addeden ve dini kendisinden sonra gelenlere nakletmeye hayatlarını adamış tüm alim ve mürşidleri hayırla yad etmeye devam edeceğiz.

    arada çıkan sahtekarları gerçeklerinden ayırdedemeyenlerin düştükleri durumlara bakarak gerçek alim ve mürşidlere dil uzatanlarla herhangi bir konuda uzlaşabileceğimizi sanmıyorum. kesesi için çalışanlar zaten burada konumuz değildi onları savunduğumuz yok.

    demişsin ki;"sorarım sana Kur'an neden var"
    dikkat edersen o Kur'anın içeriside alimlere danışılmasını tavsiye eden, alimleri öven ayetler var. ama kendi yorumlarımız bize yetmeli tabiiki, ne gerek var değil mi alimlerin bazı görüşlerine? silip atmak gerekir hepsini ki, bizi kandımasınlar, sırtımızdan geçinip Allah ile aramıza girmesinler.

    bu "Allah ile kul arasına girmek" nasıl oluyor onu da anlayabilmiş değilim. birisi birine bir şey tavsiye etse bir şey talim ettirse hemen "Allah ile kul arasına girdi" oluyor. tamam vardır bazı kendini bilmezler ama bunlar var diye tüm her şey silinip atılmaz ki. insanlara bilmediklerini öğreten hocalar, alimler bir çırpıda nasıl harcanıp "Allah ile kul arasına giriyorlar" diye tahkir edilir anlamak mümkün değil. ayıklarsın sapı samandan olur biter.

    Kur'anı okuyanlar bilirler ki meseleler Kur'anda ana hatlarıyla bildirilmiştir. teferruatını ve açıklamalarını ise hz.Peygamber yapmıştır. daha sonra takip eden alimler bu görevi üstlendiler. Peygambere ve alimlere uymayı tavsiye eden ayetler var. hal böyleyken "alalım elimize Kur'anı başka hiç kimsenin söylediğini asla dinlemeyelim" tarzında bir yaklaşım sıhhatli olmaz.

    alalım tıp kitaplarını evde doktor olalım demek gibi bir şey bu. ne alakası var demeyin çok alakası var. ikisi de aynı kapıya çıkar. ikisi de eğitmeni devreden çıkartıp kendi zannı ile başbaşa kalmak anlamına gelir. zan ise, çoğunlukla bir şey ifade etmez.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4


    quote:

    Orjinalden alıntı: narada


    kişi, kendi ile Allah arasındaki mertebeleri aşmak/üst mertebelere tırmanmak amacıyla bunu yapar. başkalarını yönlendirmek, başkalarının inançlarına müdahil olmak, başkalarını yargılamak/cezalandırmak ya da ödüllendirmek için değil. eğer, "alim"ler dediklerinin bu iş sonucunda (ister vicdani ister maddi, ikisi de aynı kapıya çıkar) keseleri doluyorsa, yaptığı şey allah için değil, kesesi içindir ve tam da yazdığın cümleye uygundur.



    arzu eden arzu ettiğini yalanlayabilir. tabi adabına uyarak.

    biz insan yetiştirmeyi görev addeden ve dini kendisinden sonra gelenlere nakletmeye hayatlarını adamış tüm alim ve mürşidleri hayırla yad etmeye devam edeceğiz.

    arada çıkan sahtekarları gerçeklerinden ayırdedemeyenlerin düştükleri durumlara bakarak gerçek alim ve mürşidlere dil uzatanlarla herhangi bir konuda uzlaşabileceğimizi sanmıyorum. kesesi için çalışanlar zaten burada konumuz değildi onları savunduğumuz yok.

    demişsin ki;"sorarım sana Kur'an neden var"
    dikkat edersen o Kur'anın içeriside alimlere danışılmasını tavsiye eden, alimleri öven ayetler var. ama kendi yorumlarımız bize yetmeli tabiiki, ne gerek var değil mi alimlerin bazı görüşlerine? silip atmak gerekir hepsini ki, bizi kandımasınlar, sırtımızdan geçinip Allah ile aramıza girmesinler.

    bu "Allah ile kul arasına girmek" nasıl oluyor onu da anlayabilmiş değilim. birisi birine bir şey tavsiye etse bir şey talim ettirse hemen "Allah ile kul arasına girdi" oluyor. tamam vardır bazı kendini bilmezler ama bunlar var diye tüm her şey silinip atılmaz ki. insanlara bilmediklerini öğreten hocalar, alimler bir çırpıda nasıl harcanıp "Allah ile kul arasına giriyorlar" diye tahkir edilir anlamak mümkün değil. ayıklarsın sapı samandan olur biter.

    Kur'anı okuyanlar bilirler ki meseleler Kur'anda ana hatlarıyla bildirilmiştir. teferruatını ve açıklamalarını ise hz.Peygamber yapmıştır. daha sonra takip eden alimler bu görevi üstlendiler. Peygambere ve alimlere uymayı tavsiye eden ayetler var. hal böyleyken "alalım elimize Kur'anı başka hiç kimsenin söylediğini asla dinlemeyelim" tarzında bir yaklaşım sıhhatli olmaz.

    alalım tıp kitaplarını evde doktor olalım demek gibi bir şey bu. ne alakası var demeyin çok alakası var. ikisi de aynı kapıya çıkar. ikisi de eğitmeni devreden çıkartıp kendi zannı ile başbaşa kalmak anlamına gelir. zan ise, çoğunlukla bir şey ifade etmez.




    cevabını Mesnevi versin.

    Musa yolda bir coban gordu. Coban soyle dua eduyordu:"Ey kerem sahibi Allah! Nerdesin ki sana kul, kurban olayim! Carigini dikeyim, sacini tarayayim! Elbiseni yikayayim, bitlerini kirayim. Ulu Allah, sana sut ikram edeyim. Elinizi opeyim, ayaginizi ovayim. Butun turkulerim, nagmelerim senin icindir. Butun kecilerimsana kurban olsun."
    O coban bu cesit sacma sapan seyler soleyip duruyordu.
    Musa;
    "Kiminle konusuyorsun?" diye sordu.
    Coban;
    "Bizi Yaradanla, bu yeri, gogu yaradanla," diye cevap verince, Musa dedi ki:
    "Vah vah! Sen sersemlemissin. Daha Musluman olmadan kafir oldun. Bu ne sacma soz, bu ne kufur, bu ne olmayacak sey? Agzina pamuk tika. Carik sana yakisir. Bir gunese bu cesit seylerin ne luzumu var? sen bunlari kime soyluyorsun? amcana, dayina mi? Buyuyup gelismekte olan sut icer, ayaga muhtac olan carik giyer."
    Coban;
    "Ya Musa, agzimi bagladin, simdi pismanliktan canimi yaktin," dedi. Elbisesini yirtip yana yana bir ah cekti, basini alip cole dogru yola dustu.
    Bu arada Allah'tan Musa'ya soyle bir vahiy geldi:
    "Kulumuzu bizden ayirdin. Sen birlestirmeye mi geldin ayirmaya mi? Ben herkese bir karakter,bir yapi verdim. Onun icin ovgu olan sozler, sana kotuluktur. Ona gore baldir sana gore zehirdir.
    bilmezmisinki biz soze bakmayiz, gonle bakariz, oze bakariz."




  • o kıssanın değişik bir versiyonu daha var, orada çoban su üzerinde koşarak gemideki zata gelir. bu kıssaları ezberledik artık.

    ama din, kıssalar değildir dostum.

    insanlar o çoban gibi olmak için aklına geleni yapsın aklına geleni söylesinler. içlerinden biri tuttursa bini sapıtsın. biri çoban gibi olsun, bini burnunun dikine gitsin nereye toslarsa toslasın
  • C4 yi
    quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    o kıssanın değişik bir versiyonu daha var, orada çoban su üzerinde koşarak gemideki zata gelir. bu kıssaları ezberledik artık.

    ama din, kıssalar değildir dostum.

    insanlar o çoban gibi olmak için aklına geleni yapsın aklına geleni söylesinler. içlerinden biri tuttursa bini sapıtsın. biri çoban gibi olsun, bini burnunun dikine gitsin nereye toslarsa toslasın


    C4 yine çok güzel cevap vermişsin
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    o kıssanın değişik bir versiyonu daha var, orada çoban su üzerinde koşarak gemideki zata gelir. bu kıssaları ezberledik artık.

    ama din, kıssalar değildir dostum.

    insanlar o çoban gibi olmak için aklına geleni yapsın aklına geleni söylesinler. içlerinden biri tuttursa bini sapıtsın. biri çoban gibi olsun, bini burnunun dikine gitsin nereye toslarsa toslasın



    tam da öyle işte...

    yani SENİN SEÇTİĞİN doğrusudur, ama bu YANLIŞTIR. sen doğruyu biliyorsundur, AMA KISSAYI böyle çeviren yanlış biliyordur. kaldı ki, onun zaten ÖNEMİ DE yoktur... (siz öyle buyurdunuz ya, öyledir eminim.)

    yani SENİN YAPTIĞIN YORUM geçerlidir, ama bir başkası başka bir yorum yaptığında O YANLIŞTIR.

    yani, kendini birşeyin "Doğrulama merkezi" olarak koyabilir, başkalarının yaptığının "yanlışlığını" ortaya koyabilirsin. SENİN AKLINA UYGUN olan şey geçerliliğini korur, AKLINA UYGUN OLMAYAN ise geçerli değildir. (tek tek ayetler bile, "öyle diyor ama, baaakkk ne için öyle diyooorrr" şeklinde senin tarafından açıklanmaya muhtaçtır.)

    o zaman, kimin gücü kime yeter, kimin üfürüğü kime kadar uzanırsa, O DOĞRU olacaktır, herkes kendini, örneğin Kurana göre değil, üfürüğü güçlü olana göre ayarlayacaktır. buna din denmez; buna dense dense, tüccarlık denir....




  • işte narada ve C4 ün sohbetide bir hakikate işaret ,bir olmazsa olmazı ilan ve dolayısı ile,
    RAB TEALA nın isim ve sıfatlarına ışık tutması açısından,seyahati ilahi icraat,hakim ve kadir olanı tesbih,hamd ,sena...


    yani demişlerki:

    hayat ve o hayatın meyvesi,hayatta olduğunu bilen hayat sahibi insan,
    kritiğe tabi tutulduğunda biliyorizki:

    quote:

    yani, kendini birşeyin "Doğrulama merkezi" olarak koyabilir, başkalarının yaptığının "yanlışlığını" ortaya koyabilirsin. SENİN AKLINA UYGUN olan şey geçerliliğini korur, AKLINA UYGUN OLMAYAN ise geçerli değildir. (tek tek ayetler bile, "öyle diyor ama, baaakkk ne için öyle diyooorrr" şeklinde senin tarafından açıklanmaya muhtaçtır.)

    o zaman, kimin gücü kime yeter, kimin üfürüğü kime kadar uzanırsa, O DOĞRU olacaktır, herkes kendini, örneğin Kurana göre değil, üfürüğü güçlü olana göre ayarlayacaktır. buna din denmez; buna dense dense, tüccarlık denir....


    işte bu organizasyonda,bu fıtratlarda ,melekelerde,potansiyelde bulunan insan için ,
    VAR EDENİN merhameti,hikmeti,kudreti gereğinin iktizası "peygamber" şarttır.

    ve bu peygamber,onlar gibi ,onların içinden olmalıki,anlatıklarını yaşama gibi hem örnek olmalı,hem yapılabilirliğine delil,
    hem de anlattıklarının tesiri açısından, hali ilede rehber,yol gösterici,düzenleyeci,toparlayıcı olsun.

    hemde o nakl(kur'an) ile yaşama nasıl olur onu göstersin,
    ta ki hiçkimse ALLAH ım biz senin bu istediklerini kavrayamadık,emirlerinin uygulanabilirliği,
    test edilmemişti,yapan bir örnek olsa daha iyi olurdu , demesin.




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.