Şimdi Ara

ben eşcinselim baba lütfen affet beni

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
221
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • not: şu an hapiste olan bir arkadaşımın hayatındaki 5 kişinin ölümüne sebep olmuş bir olayın anlatıldığı bir hikayedir bu. kendisinin isteği ile kaleme aldığım bir yazıdır. gerçek kişiler anlaşılmasın diye isimler ve mekanlar değiştirilerek anlatılmıştır.

    burak aslen ankaralı idi. ankara'da doğup büyümesine rağmen asla sevemedi ankara'yı. kendini bildi bileli doğup büyüdüğü yerlerin erkeklik algısından uzak oluşu, belki de sebebini bilmediği bazı yönelimlerin nedeni idi ona göre, asıl sebeplerini çözemese de. amma velakin nefret ettiği şeyler hayatını ilerleyen dönemlerde çok değiştirecek, yaşamın kıyısında gitgeller yaşamasına sebep olacaktı.

    ankara'dan uzaklaşma şansını üniversite ile bulmuştu burak. ailesinden ve ankara'dan uzak olmak, özgür yaşamak için istanbul'u tercih etmişti. ailesi pek istemese de direnci baskın gelmişti. istanbul'da bir üniversitede güzel sanatlarda okumaya başlamıştı. müziğe yeteneği vardı. para kazanmak ve hobisini profesyonel anlamda da yaşamak üzere geceleri kurdukları bir grupla barlarda müzik yapmaya da başlamışlardı. iyi kazanıyordu öğrenci olmasına rağmen. çok uzun sayılmayacak bir sürede kendi kitlelerini oluşturmuşlardı.

    bir de çocukluk aşkı vardı burak'ın. adı zeynep'ti. uzaktan akraba idi. lisede iken kısa süre birlikte olmuşlardı ve aileleri onları ilerisi için birbirlerine yakıştırmışlardı bile. bu durum burak'ı korkutmuş ve zeynep'ten soğutmuştu. zeynep'se ayrılığı asla kabullenemedi. kendini hep burak'a ait hissetti. burak zeynep'in ilk erkeği idi. birlikte olduğu terk erkekti. ve kendince burak ile evlenmek en büyük hayali idi. burak istanbul'u yazınca normalde dışarda okumasına sıcak bakmayan ailesi, burak'ı damat diye kendilerine yakıştırdıklarından, zeynep'in istanbul'da okumasına ses etmemişlerdi fazla. burak her ne kadar zeynep'ten ayrılsa da, aile ortamında ayrı olduklarını söyleyemiyordu. baskıyı daha fazla hissetmek istemiyordu. bu durum zeynep'i de umutlandırmıştı. zeynep'in kendiliğinden anlamasını umduğu şeyler, burak ket vuramadığı için zeynep'e ileride büyük vicdani sızılar yaratacaktı.

    burak yakışıklı bir çocuktu ve kızların ilgisini çekiyordu. ilişkim olsun diye uğraşan biri değildi. zeynep'ten sonra hayatına kimse girmemişti. hayatına girmek isteyenleri reddetmese veya hayatından uzaklaştırmasa da, onlara kalbinin kapısını açma gibi bir düşüncesinin olmaması kendisini bazen düşündürüyordu. müzik guruplarındaki tijen, kendisine aşık olmuştu. tijen aynı zamanda grubun çıkacağı barları da organize eden, grubu bir arada tutan ve para kazanmalarını sağlayan kişiydi. bu sebeple burak, tijen'e karşı her zaman tavizkardı. tijen'in kendisine daha sıcak davranışlarını bu açıdan tölere ediyordu. normal şartlarda insanlarla sıkı fıkı birisi değildi.

    tijen'in yakınlaşmaları zeynep'in radarından kaçmamıştı. artık sevgili olmasalar da bunu asla kabullenemeyen zeynep, burak'a karşı hep fazla korumacı ve sahiplenici davrandığından tijen tarafından da nefret kazanmıştı. zeynep ve burak'ın hayat tarzlarındaki farklılık diğer yandan istanbul'da artmıştı. ailesi zeynep'in istanbul'a gitmesinden sonra zeynep'ten bir takım isteklerde bulunmuştu. tek başına yaşadığından ve akıllarının zeynep'te kalmalarını istemediklerinden zeynep'in tesettüre girmelerini istemişlerdi. zeynep muhafazakar kesime yakın bir kız olsa da tesettürü kendi isteği ile kabul edebilecek biri değildi. dindardı ama kapanmayı daha önce düşünmemişti. ama burak'tan uzak kalmamak için bunu kabul etmişti. tesettüre girmesi ile birlikte ailesinin de isteği ile cemaat evlerinin toplaşmalarına da gitmeye başlamıştı. bu durum da burak'ı zeynep'ten daha fazla soğutmuştu. zeynep de burak'a bunlara kendisi için katlandığını anlatmıştı bir gün konser bitiminde. zira burak'ın kendisinden utandığını hisseden bakışları, tijen'in zeynepi kastederek küçümser konuşmalarına şahit oluşu zeynep'in kadınlık gururunu zedelemişti. burak zeynep'i aklında tamamen bitirse de zeynep'e karşı bu konuşmadan sonra hem vicdan yapmış hem de arkadaşlarına karşı korumacı bir tutum takınmasına sebep olmuştu. bu durumsa zeynep'i umutlandırmıştı boş yere. burak bunun farkında değildi.

    zeynep'in bir de yakın bir arkadaşı vardı. adı kübra idi. her şey hakkında fikir üretme zorunluluğu varmışçasına hareket eden, herkesi kıskanan, zeynep'i kıskançlık yapma konusunda gazlayan, ilişkiler konusunda bilgisiz ve aynı oranda kibirli biriydi. zeynep'e nazaran daha açık görüşlü olsa da, zeynep'in tutarsız davranışlarına sebep olan kendisi idi.

    bir gün taksim'de bir barda çıkıyordu burak ve arkadaşları. kübra ve zeynep de gelmişlerdi. gözleri hep grup arkadaşı tijen'de idi. tijen de bunu bildiğinden burak'a yakın duruyordu hep sahnede. amacı onları delirtmekti. burak iyi bir gece geçiriyordu ve solosu büyük alkış almıştı. içkiyi fazla kaçıranlardan, bardaki o gecenin güzel kızlarından küt saçlı ve havalı bir kız sahneye atlamıştı. elindeki birayı havaya kaldırmış, arkadaşlarına dönüp çığlık atmış ve sonra burak'a dönüp ona sarılmıştı. burak'ın beklemediği bir anda da burak'ın dudaklarına yapışmıştı. herkesin gözü önünde cereyan eden bu olaya burak gafil avlansa ve ilk anda tepkisiz kalsa da, tijen kıskançlığından müdahale etmiş ve mikrofonu alıp bir iki espiri yaparak kızı uzaklaştırmaya çalışmıştı. direk müdahale edip burak'a karşı meftun gözükmek de istemiyordu, fazla tepkisiz kalmak da. kız sahneden indikten sonra zeynep kıza saldırmıştı. tesettürlü oluşu yüzünden sarhoş kız kendisinin onurunu kırıcı şeyler söylemişti herkesin önünde. hem mekanın bar oluşu, hem de zeynep'in iddia ettiği gibi burak'ın böyle bir kızla yakışmayacağı söylemi zeynep'in ağırına gitmişti. tijen ile gözgöze geldiğinde tijen gülüyordu. burak ise ne yapacağını bilmez halde zeynep'i kurtarmaya çalışıyordu. sahneden indi burak. zeynep'i aldı ve ordan uzaklaştı.

    burak kendi evine götürdü zeynep'i. uzun zamandır ilk defa gerçekten bir şeyleri konuşmaya fırsat bulmuşlardı. örtülü konuşma yoktu o gece. ya herro ya merro idi. ikisi için de zor bir gece idi. zeynep, tüm mutaasıp duruşuna rağmen lisede birlikte olduklarını, bunun burak için çok şey ifade etmese de kendisi için çok önemli olduğunu vurguladı. sırf ona yakın olabilmek için istanbul'a geldiğini, istanbul'da kalabilmek için ailesinin tesettüre girmesini istemesine ses çıkarmadığını, burak için bu halinden dolayı sürekli aşağılandığını, burak'ın bunların zeynep için ne kadar değerli olduğunu anlaması gerektiğini anlattı. burak görmezden geldiği şeyleri o gece daha iyi anlamıştı. zeynep'in gözlerinde kendisini görmüş, empati kurmuş, her ne kadar zeynep'e karşı kalbi doğrulmasa da yeniden, bir şansı hak ettiğini düşünmüştü ve kendini zeynep için zorlamaya karar vermişti. üniversite boyunca aseksüel gibi yaşıyordu burak. zeynep'ten başkası girmemişti hayatına. kimseye bir his de duyamıyordu. artık zeynep'e de. zeynep'e karşı zorladı kendisini. zeynep de o gece burak'ı uzun aradan sonra böyle samimi yakalamanın etkisi ile onu kaybetmemek için ve onu elde etmek için tüm tabularını tekrar yıkmaya karar verdi. otururlarken usulca öptü burak'ı. burak ne reddetti ne de cevap verdi zeynep'in öpücüklerine. zeynep, burak'ı bir yandan öpüyor, bir yandan da yavaşça soyuyordu. sonra kendisi de soyunmaya başlamıştı. burak hiçbir şey yapmıyordu. hiçbir şey hissetmiyordu. enteresan bir şekilde bu hissizlik hissi burak'ı meraklandırmıştı ve neler olacağını görmek için. akışına bırakmıştı. kontrolü tamamen zeynep'e bırakmıştı.

    zeynep hayalini kurduğu şeyleri tüm cüretkar tavrıyla sergiliyordu. burak'ın başını avuçlarında küçültmüş, saçları parmak aralarından saçılırken vücudunu bırak'in teninde yüzdürüp boynunu öperek nefesini kulaklarında hissetmesini sağlamıştı. burak gözlerini kapamıştı. tüm önyargılarından arınmaktı derdi eğer varsalar. bu hissizlikten kurtulabilmenin belki de bir yoluydu ona göre. zeynep diğer elini burak'ın eliyle buluşturmuştu. burak'ın kucağına oturup organını organında gezdirerek burak'ın ısınmasını sağlamıştı. susturduğu kadınlığı o gece patlamış bir yanardağ gibiydi zeynep'in. burak'ı şaşırtan sözler söyleyip onu ne kadar istediğini kulağına fısıldıyor ve aynı zamanda burak'ı içine alıyordu. iki elini de kavramıştı burak'ın. onu yatırıp cezalandırırcasına üstüne kapaklanıyor, ona sahip olduğunu hissettirmeye çalışıyor ama bunun yanında gidip gelirken burak'ın içinde hayvanlaşmasından daha da şehvete kapılıyordu. burak'ın zeynep'e karşı soğukluğunu bir nebze olsa da yendiği bir gece idi o gece. zeynep sabaha kadar burak'a hayatındaki son geceymişçesine renkli bir zevk cümbüşü yaşatmıştı.

    sabah olduğunda burak uyanmış ve zeynep'i görünce yanında düşüncelere dalmıştı. normalde bir erkeğin daha mutlu olması gerektiğini düşünmüştü. ne sahnede kendisini öpen kız, ne tijen, ne zeynep... kendisini başını döndürecek kadar heyecanlandırmıyordu burak'ın. bu onu asla mutlu olamayacakmış hissine kaptırmıştı. gece yaşadıklarından sonra zeynep sanki hayatındaki tek insan olacakmış gibi hissetmişti. sahip olacağı bu hayattan da mutlu değildi. kendisini sıkışmış hissetti burak. bir not bıraktı zeynep'in yanına: "beni arama lütfen, bunu açıklamanın bir yolu yok ama biz olamayız. çok özür dilerim".

    evden çıkmıştı burak. gideceği tek yer tijen idi. tijen'e anlattı olanları. tijen, zeyneple olan duruma hem üzülmüş hem sevinmişti. burak o eve dönmek istemiyordu artık. sonraki günlerde tijen vasıtası ile evdeki eşyaları aldırmış ve evi boşalttırmıştı. okula da gitmez olmuştu. zeynep ile karşılaşmak istemiyor, onun kendisini bulmasını istemiyordu. okulu dondurdu. sadece geceleri farklı yerde çıkarak hayatını kazanmanın derdinde idi burak.

    zeynep'ten haber almıyordu. onu sormuyor soruşturmuyordu. telefonlarına çıkmıyordu. hattını da değiştirdi sonra. bir gece tijen evlerinde parti vermişti. herkes eğlenirken burak bir köşede sessizce insanları izliyordu. enstrümanıyla doğaçlama bir şeyler çalıyordu. tijen'in arkadaşlarından özgür gelmişti yanına. onunla sohbet etmeye başlamıştı. özgür de burak gibi sesiz biriydi. burak daha önce onunla pek sohbet etmemişti. bu kadar yakışıklı ve sportmen bir vücuda sahip bir çocuk böyle kızlarla dolu bir gecede neden kızlarla ilgilenmez de kendisi ile sohbet eder sormuştu. gülümsemişti özgür. geçiştirmişti soruyu. sonra da muhabbet ortasında durduk yere ben eşcinselim demişti. burak tepkisizdi. nasıl bu durumu anladığını sordu. ilk başlarda farkında olmadığını, kadınlara fazla ilgi duymadığını, çocukken kendisine tacizde bulunan bir komşusunun yaptıklarını ise hiç aklından çıkaramadığından bahsetmişti. bu sebeple erkek erkeğe bir ilişkiyi hep kafasında kurguladığını ama yapmadığını, sonrasında bir gün eşcinsel olan ev arkadaşının bir gece yatağına sokulduğunu, kendisini öpmeye başladığını, bundan rahatsız olmadığını, neler olacağını merak ettiği hissi ile akışına bıraktığını, ilk gece pek bir şey hissetmese de sonrasında hoşuna gitmeye başladığını ve erkeklerden hoşlandığını anladığını anlatmıştı. bunun üzerine burak da çocukken tacize uğradığını ilk defa o gün anlatmıştı birine. dayısının tacizine uğramıştı burak. küçükken anlamasa da aklı erdikçe dayısının kendisini severken kucağında, yaptığı hareketlerin, organının sertleşmesini hissetmesinin yarattığı hissi ömrü boyunca atamamıştı üzerinden. aklı erdikten sonra dayısı kendisi ile, kendisi de dayısı ile hep uzak olmuştu. bulundukları ortamda beraber olmamaya gayret etmişlerdi. çocukluktan beri gözgöze gelmemişti dayısı ile burak. burak bunları gözleri dolarak anlatmış ve kendisi ile derin düşüncelere dalmıştı. o gece konuştukları sonraki günler hep kafasını kurcaladı burak'ın.

    özgür, onun için kendi bulma anahtarı olabilirdi. kafasından atamadığı bu düşünceleri özgür açığa çıkarmıştı. hayatında bilmediği yeni bir burak ile mi tanışacaktı bilmiyordu. korkuyordu ama gerçekle yüzleşmek de istiyordu. sadece bunu kendine itiraf edecek kadar cesaret toplamaya çalışıyordu belki de. hep kafasında kurguladı durdu. sessizleşti. özgür de burak'a daha yakın olmaya başlamıştı. burak'tan hoşlanmıştı. ama onun neler yaşadığını bildiğinden onu bir anda ürkütmek istemiyordu. ona hassas davranıyordu ve ısrarcı olmuyordu. burak, birkaç gün özgür'de kalacağını söyledi tijen'e. kendine itiraf etmese de akışına bırakmıştı. olacağına varsın istiyordu hayatı. özgür ilk gün sadece sohbet ve muhabbet etmişti özgür ile. lafı hep dolandırıp durdu ikisi de. ama aslında ikisinin de aklında hep birlikte olmak fikri vardı. 2 gün sonra içtiler. ikisi de sarhoş olmuştu. belki konuşmasalar da bu yüzleşmeyi ayık halde yapamayacağına inandıklarından burak'ın, konuşulmamış bir anlaşmaya varmışlardı. sohbet sırasında bir anda susmuştu ikisi de. sonra özgür, elini burak'ın bacağına koydu. bir şeyler konuşacaktı ve burak bunu hissetmişti. kalbi çarpmaya başlamıştı. zeynep'le sevişirken hissetmediği bir heyecandı bu. bu hem kendisinde merak uyandırıyor ve devamını ürkekçe istemesine neden oluyor, hem de hayatını geride bırakacağı düşüncesi gelince aklına korkmaya başlıyordu. bu da heyecanını katlıyordu. özgür ondan hoşlandığını dolambaçlı ve onu öven sözlerle söylemeye başlamıştı. bu bekleyiş burak'ı daha fazla titretmeye başlamıştı. viskisini burak'a uzattı özgür. titrek elleriyle tuttu bardağı ve birkaç yudum aldı burak. heyecandan genzine kaçan viskinin etkisi ile titreyen elleri bardağı yeterince kavrayamadı ve dudaklarından süzülmeye başladı viski. özgür yakınlaştı ve dudağındaki viskiyi yalayarak yapıştı dudaklarına burak'ın. burak gözlerini kapadı tıpkı zeynep'te olduğu gibi. varsa önyargısı arınmak için... hislerini kıyaslamayı düşündü. heyecan duyuyordu ve hoşuna gidiyordu. karşılık vermek geliyordu içinden özgür'e. o gece seviştiler özgür ile. burak tüm gece uyumadı. hayata yeni başlamış gibi hissediyordu. tüm hayatı boyunca yaşadığı boşluk hissinin yeri dolmuştu sanki. dayısına hem kızıyordu hem de yeni hayatının nasıl olacağını düşünüyordu. karışık duygular içinde idi.

    ertesi gün babasını aradı burak. sabaha kadar ailesi bu durumu öğrense n'oluru düşünmüştü. belki de bunu ölçmek ve onlarla iletişiminde gücünü test etmek için uzun zaman sonra aradı babasını. numarasını değiştirdiğinden burak, ailesi ona ulaşamamıştı. zeynep'ten kaçayım derken ailesinden de kaçmış oldu dolaylı olarak. ailesi ile çok görüşen biri değildi. onların kendisini arayacağını çok düşünmemişti. ama babası heyecanlı ve sinirli bir sesle acilen ankara'ya dönmesini istemişti. tek gitmek istemedi. özgür'den beraberinde gelmesini istedi. yola çıktılar. eve geldiklerinde zeynep ve ailesini de kendisini beklerken buldular. zeynep hamile idi. ailesi zeynep'i okuldan almıştı. hamilelik ortaya çıkınca zeynep gizleyememiş durumu ve ailesine olanları anlatmak zorunda kalmıştı. ailesi de burak'ın ailesine. hamileliğin ortaya çıkması da çok zaman önce olmamış. yaklaşık 1 hafta önce. aradan geçen 4 aylık süreçten sonra çocuğu aldırmayı düşünmüyordu kimse. üstelik 3 ayı geçmişti de. eskiden beri ailelerin birbirine yakıştırdığı zeynep ve burak, onları sinirlendirecek bir sürece girmiş olsalar da izledikleri yol kızmak ve hemen evlendirmek yolunda gidiyordu. babası ilk gördüğünde bir tokat atmıştı burak'a ve aileler kızıp bir an önce evlenerek bu pisliği temizlemelerini telkin etmişti. burak geldiğine göre tez elden nikah ve düğünsüz bir evlilik yapılacaktı zeynep hamile olduğundan dolayı. tek düşündükleri elalem ne der idi. zeynep sanki kötü şeyler olacağını anlamışçasına susuyordu. o ortamda burak'ın tek tesellisi de, tek gücü de bu olmuştu.

    özgür'e baktı ve sonra ayağa kalktı. evlenemeyeceğini söyledi. bunu anlayamayacaklarını bilse de bir kadınla evlenemeyeceğini söyledi. herkes anlamsızca bakmıştı. artık eşcinsel olduğunu itiraf etmişti burak. zeynep'in babası da "madem ****sin bu çocuk nerden çıktı, gebertirim seni" demişti. burak'ın üstüne yürüyüp yumruklamıştı burak'ı zeynep'in babası. burak karşılık vermedi. istediği şey herkesin hıncını alması ve kendisini rahat bırakması idi. herkesi geride bırakmayı kafaya koymuştu o an. burak'ı da özgür'ü de ayakta duramayacak hale gelene kadar dövmüşlerdi. evde herkes birbirine girmiş, herkes bağırıyor ama o karmaşada kimse birbiri ile anlaşamıyordu. kanlar içinde yığıldığı yerden kalmıştı burak. o sırada aileler birbiri ile bağırışıyordu. zeynep ile göz göze geldi burak. sonra da zeynep burak ve özgür... zeynep işte o an yüzleşmişti gerçekle... belki de öncesinde zeynep'in söylemlere rağmen bu kadar derin anlamamasının sebebi buydu. zeynep usulca kalktı yerinden ve içeriye gitti. burak'ın içinden bir şeyler aktı gitti korku ile ama zeynep'i de durdurmadı. basireti bağlandı. o halde ne diye dokunabilirdi ki zeynep'e insanların içinde...

    bir süre sonra bir bağırış çağırış sesleri geldi sokaktan. ev kalabalığı kendini unutup dışarıya baktı camdan. yerde zeynep yatıyordu kanlar içinde. telaşla herkes aşağıya koştu. zeynep'i hastaneye yetiştirdiler. zeynep ve doğmamış çocuğu hayata veda etti o gün. hastane polisi zor aldı burak ve özgür'ü zeynep'in ailesinin elinden. burak eve uğramadı o olaydan sonra. özgür ile istanbul'un yolunu tuttular. zeynep'in annesi de yaşananlara dayanamayıp kalp krizi geçirmiş genç yaşta ve kurtulamamıştı. zeynep'in babası da tüm olanlardan sonra burak'a ulaşamadığından hıncını burak'ın ailesine boşaltmıştı. eşinin vefat ettiği gece silahı ile burak'ın ailesinin evini basıp rastgele ateş etmişti. anne ve babası yaralanmış ama küçük kardeşi vefat etmişti. burak tüm bunları aylar sonra öğrenmişti. yaşananlardan sonra zeynep, zeynep'in annesi ayşe teyzesi, doğmamış çocuğu ve küçük kardeşi hayata yummuştu gözlerini. burak ve özgür, burak'ın kardeşinin mezarında uzunca süre ağladılar. birbirlerine baktılar. tüm bu olanlardan sonra burak, her şeyin suçlusu olarak dayısını görüyordu. iki taciz maduru küçük çocuk büyümüş ve birbirlerine karşı toplumun kabul etmediği bir aşk yaşamıştı. tüm bu kötülüklerden doğan bu aşkı kimse kabul edememiş, onların tek tesellisi olan bu aşk onca cana mal olmuştu.

    burak ve özgür soluğu burak'ın dayısının evinin yakınlarında aldılar. onun eve dönüşünü beklediler. nihayet dayısını görmüştü burak uzaktan. elinde bir çocuk vardı ama tanıdığı biri değildi. çocuğa alınmış bir poşet dolusu oyuncak ve çocuğun elinde kağıt helva vardı. o kağıt helva ve oyuncaklar burak'ın beynine kan sıçratmıştı. çocukluğundan unutmak istediği kareler canlanmıştı. kendisini de taciz etmek için evine götürmeden önce kağıt helva ve oyuncak alırdı dayısı. öldürmek istediği dayısına o saatten sonra daha fazlasını yapmak istedi burak. istemsizce küfrederken, bu durum özgür'ü de nefretle doldurmuştu. içeri girdiler dayısı ve çocuk. 10 dakika sonra da burak ve özgür... kapıyı çaldılar. elleri ile kapı deliğini kapamışlardı. dayısı biraz geç de olsa kapıyı açtı. kafasına vurarak girdiler içeri. çocuk yarı çıplaktı. önce çocuğu odadan içeri götürüp bağladılar. dışarı bırakırlarsa çocuk başkalarını çağırabilirdi. dayısına yapacakları bitene kadar buna hiçbir şeyin mani olmasına müsade edemezdi burak. çocuğu içeri odaya kilitlediler. dayısını özgür ile birlikte bağladılar. ağzını bantladılar. işkence ede ede öldürdüler. sonra da oturup sigara içtiler. ağladılar...

    burak bir mektup yazdı cesedin yanı başında. tüm olanları en başından itibaren anlatan bir mektup. gözyaşları damladı arada yazarken mektuba. mektubun sonunda tüm olanlar için özür dilerken burak, son cümlesi "ben eşcinselim baba lütfen affet beni" idi. hiçbir şeyi geri getiremeyeceğini, değiştiremeyeceğini, her şey için üzgün olsa da kendisinden nefret etse dahi onu böyle kabul etmesini istiyordu babasından... cesedin yanında bıraktı mektubu ve mektubun altına dayısının kanı ile bir parmak izi bıraktı. mektubun görüntüsünü telefonla bir arkadaşına mail attı burak... mektup konusunda ise "1 sene sonra görüntüyü aç kardeşim" yazıyordu. o gün bugündü. burak mektubun bir kopyasını bana yollamıştı. ufak kağıda da başka bir foto eklemiş. bir kağıda, "yaşadıklarımı bir hikaye olarak yaz, senden tek isteğim bu..." yazıyordu. bu yazılanlar burak'ın benim kalemimden yazılmış hayatıdır. hiç kimseye kendi hayatını dilediğince anlatamayan bir adamın, anlaşılmak üzere benden son isteğidir. gözyaşları ile yazdığım, birçok cana mal olmuş, benim için de bu saatten sonra acı dolu bir hikayedir.







  • Okumayın zebani.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • durumumuz yoktu okuyamadım kardeş
  • ekşiden kopyala yapıştır yapmış
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sportmen_

    ekşiden kopyala yapıştır yapmış

    orada açanda benim
  • Okumadım Kb

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mıçarken iyi gitti

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Sevdiğim kız bana abicim diyor
    9 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • okudum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hicbir dhli bunu okumaz


    bune la ozet ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerçek bir dh li bu yazıyı okumaz
  • escinsellerin sebebi aileden . buragi dayisi kucukken kucagina almis seyi kabarmis vs vs memleketindeki kızı hamile birakmis kiz buna cullanmis. ailesine ben escinselim demeye gitmis kizin ailesi felan buna saldirmis. kzi intihar etmis bu iki gayde dayisini oldurmus

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ozeti bile uzun oldu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • durumum yoktu.
  • Eksiden alinti diye yazsaydin bari

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kardeş bunu insan okuyacak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Okumayın eşcinsel oldum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.