Ama Bıktırdınız Artık (6. sayfa)

2001 yılında emekli olmuş matematik öğretmeniyim.Tek katlı evimi yaptırırken kaba inşaatını yapan bir usta vardı.Hemen her gün "yahu hoca,senin aldığın para yoz,alnın terlemeden para kazanıyorsun"diyordu.Ben de ya sabır diyordum.Canımın sıkkın olduğu bir gün yine aynı sözleri sarf etti.Çıktığı sehpadan inmesini söyledim.Bana bak dedim!Madem benim kazandığım para yoz,sana bir teklifim var.Kent kahvesine gideceğiz.Benim bir saatlik dersim 45 dk.Sana yarım saat veriyorum.Benim gibi matematik de anlatma!İster şarkı söyle,ister siyaset,ister hikaye anlat!Üstelik burada 1 saatte kazandığının iki katını vereceğim.Erkeksen gelirsin dedim."Hoca sen de amma alınganmışsın" dedi.

Ben de "sen yemek yediğin kaba işiyorsun,yazık"dedim.Bir daha iş bitinceye kadar bir şey diyemedi..

Burada yazılanlara bakıyorum.Öğretmenin maaşına laf edenler ile bu karşılaştığım kişi aynı kalıptan...

Öğretmenlere karşı kimsenin kini filan olduğu yok ama insanlar adaletsizliğe sinirleniyor ;

1-Pandemi döneminde öğretmenler ilk baştan beri tatildeler ancak diğer kurumlar tam anlamıyla işe gelmeme gibi bir durumları hiç olmadı.

2-Okulların açılmasına yakın uzaktan eğitime devam diye twitter kampanyaları büyük tepki

3-İşçiler,beyaz yakalılar vs. çalışırken öğretmenlerin hiç işe gitmemesi insanlarda en basit tabiriyle ben kazanıyorum vergimle yatan öğretmen maaş alıyor mantığını büyüttü.

4-Öğretmenlerin tatil storyleri hiç bitmek bilmedi(herkesin bir öğretmen tanıdığı,akrabası vardır)

5-Uzaktan eğitim denilen şey hiç doğru düzgün uygulanmadı (Kendi kardeşimden biliyorum)

he devlet baba öğretmenlerin maaş düzenlemesinde bi değişiklik yapsaydı ya da sokaktaki 112, polis, bekçi vb. diğer kurumlar ile birlikte çalıştıklarını görseydi vatandaş bu kadar tepki göstermezdi ancak öğretmener kamu görevlisi olmasına rağmen hiç bir görevde yer almak istemediler.

hocam bi raporda bize lazım :( Pandemiden beri izin yapmadık

Arkadaşlar öğretmen olmak ile eğitimci olmak farklıdır.Her meslekte olduğu gibiyüz karası insanlar var fakat çok iyi öğretmenlerimiz'de hala var.Bir öğrenci iyi olması için önce ailede başlar ama bizim insanlarımız çocuklarının şımarıklığından bıktığı için yolluyor okuls öğretmende ailesi ilk eğitimini terbiyesini vermemiş benmi uğraşayım deyip sallamıyor işine bakıyor.Her eiğitim okuldan önce aile ile başlar çocuklarımızın ilk öğretmeni anne baba olarak bizler olmalıyız ki düzgün bir evlat faydalı bir insan yetiştirelim.

Bazı öğretmenler çıkıp eşe dosta hava atacağım diye şöyle rahatız, böyle iyi şartlarda çalışıyoruz, şöyle tatil yapıyoruz diye övünürse olacağı bu :)

En büyük sorun neredeyse insan başına üniversite düşüyor olması..

Güzel özetlemişsiniz durumu sonda dediğiniz gibi devletin verdiği görevleri bile bizim asli görevimiz değil diyerek sendika aracılığıyla iptal ettirdiler. Aslında insanların öğretmenle alıp veremediği bir durum yok ama sürekli kendilerinden nefret ettiriyorlar.

Özür dilenecek bir şey yok ama genellemeleri abartmamak lazım. Öğretmenler her yaz duruyor ve uzaktan eğitim vs. vermiyor zaten. Bu onların hakları. Ancak yine gece gece yazan velilere gruplarından cevap vermek zorunda kaldılar. çünkü tek iletişim yolları Whatsapp grupları idi bu süreçte. Eskiden veli gider bankaya iyi bir para yatırır, okula dekont getirip sınav kılavuzu alırdı. Şimdi kılavuzlar ücretsiz ve Google'da var. Ama veli her şeyi öğretmene soruyor. Aldığı cevabı beğenmeyince inada biniyor. Kılavuzu bir dayanak olarak kabul etmiyor. Bunlarla boş yere öğretmen uğraşıyor. MEB, düğün günü öğretmeni BEP planı hazırlaması için aramamızı istiyor vs. garip saçmalıklar var.

Uzaktan eğitime devam edilmeli olayını da yapan her öğretmen değil. Diğerlerinin de haklı olarak ciddi korkuları var. Pandeminin ilk dönemleri çocukların dışarı çıkmalarının yasak olması ile öğretmenlerin uzaktan eğitim istemesinin nedeni de aynı. Çocuklar sosyal mesafeyi korumaya özen göstermiyor. Kendilerini korumaya yeterli özeni göstermiyor. Bu şekilde hastalığı çok kolay kapıp hiç belirti göstermeden uzun süre taşıyabiliyor ve çevresine yayabiliyor. Hatta son bir araştırma 36 güne kadar hastalığı ciddi belirti olmadan taşıyabildiklerini söylüyor. Kendi öğrencilerimi çöpün içine girmiş, buldukları kilotları birbirlerine atarak oynadıklarını gördüm. O pislik içinde olmaya dikkat etmeyen küçük çocuklar, ne yazık ki önlemlere de yerde bulduğu maskeyi ağzına takan dede düzeyinde dikkat edecekler. Sınıftaki bir hasta öğrenci hastalığı etrafındaki 40 öğrenciye ve öğretmenlerine, onlar da diğer sınıflara, ailelerine vs. aktararak ciddi düzeyde vakalara yol açılabilir. Ayrıca genel olarak MEB'de de durumla ilgili ciddi bir belirsizlik ve plansızlık var. Okullar eğitimi başlatmak için değil, özel okullara öğrenci kaydettirmeyi sağlamak için açılmış gibi bir hava var. Hiçbir şey net değil, kararlar günlük ve ani. Bu belirsizlik içinde kimse kendini riskte hissetmek istemiyor. Ha bunlara rağmen öğretmenler yine de ciddi sıkıntılar çıkarmadı. Öğretmenlerin tamamı seminerine zamanında ve sıkıntısız geldi. Hepsi de okulların açılmasını istiyor ki, uzaktan eğitimde hemen hemen hiçbir verim alınamadı. Öğretmenler öğrencilerin gözleri önünde eridiğini yaptığımız çevrimiçi sınavlarda gördü zaten. OBP'si 95 olan öğrenci lise yerleştirme sınavında 300 puan alamadı uzaktan eğitim sayesinde yahu. Öğrenciler de gelmek istiyor artık. Ama bu hastalık durumu varken bu risk varken bu çok ciddi önlemler ve planlama gerektirir. Hani okulda öğrencilerin arasında şu kadar mesafe olacak ama serviste yanyana oturacaklar vs. Bu şekilde önlemlerle iş ortada...

Ben de sağda solda sürttüm. 220 kilometrelik bir yürüyüşe çıktım. İlk gün 20. kilometrede tırmanışta bacağımı zorlayınca, sonraki gün topallaya topallaya 12 KM yürüyüp bıraktım yürüyüşü. Yürüyüş kültürümüz olmadığı için rota pangallığa dönmüş, dikenden yılandan yürünmüyor yol. İnsandan uzak ne kadar orman içi gizli akarsu şelale varsa hepsine gitmeye çalıştım. Lanet olsun, insan girmez dediğim yerde bile yere atılmış maskeler gördüm.  Daha dün 300 KM bisiklet sürdüm. Etrafta herkes tatil yaparken, kişisel koruyucu önlemlerini alıp uygun bir tatil yapmalarına bir şey diyemiyorum. Herkes yapıyor. Kendilerine dikkat etmeyenlerin çilesini de zaten kendileri ve okulları, öğrencileri çekiyor. Bu okullar karantinada ve uzaktan eğitim bile yürümüyor buralarda şimdi.

Ağlamayan bebeğe süt yok. Abartmadıkça şikayet edilmesinde sıkıntı yok. Yapıcı ve saçma olmayan şikayetler iyidir. Ha sosyal medyadaki bazı sözde öğretmen toplulukları tüm mesleği rezil ediyor, o başka.

Olaya nereden bakarsanız bakın öğretmenlerin bu serzenişi çok yersiz hele ki yıllık bu kadar tatilleri varken. 7-8 Tane günlük resmi tatil var, bayram tatilleri genellikle birleştiriliyor hafta sonlarını saymıyorum 5 er den 10 gün yapar. Ee sömestir tatili yaz tatili ağa tam maaş alırken kaç gün mesai yapıyor bu öğretmenler?

Yok efendim gırtlak patlatıyormuş, yok efendim hiç kolay değilmiş, tapuda sabahtan akşama kadar dosyalar içinde anasını ağlayan tapucular ne yapsın? Yazın güneşin altında kışın kar yağmur altında çalışan kadastro teknisyeni ne yapsın? Tarım müdürlüklerinde hayvanlara aşı yapan memur ne yapsın? Gece gündüz nöbette bayram seyran bilmeyen gerektiğinde hayatını riske atan sağlık çalışanları itfaiyeciler, polis, asker, gardiyanlar ne yapsın?

Gelmiş burada hala şikayet hala şikayet, yahu azıcık utanın uluslarası testlerde eğitim kalitesinde sürekli sıralamamız düşüyor neredeyse afrika ülkeleri gibiyiz. Eğitim kalitemiz diplerde, gençlik bitmiş bugün ukala, ahlaksız, saygısız, hiç bir şeyi takmayan bir nesil yetişiyorsa bunda hükümet politikaları kadar siz öğretmenlerinde suçu var, hani çalışıyorsunuz ya! Doğru aklınız sadece kendi menfaatlerinize gelince çalışıyor, iş paraya gelince normal memur işe giderken siz arsa, tarla, daire, araba almaya gitmeyi sonra kar bulup satmayı bilirsiniz, 50 liralık işi 20 liraya, 20 liralık işi bedavaya yaptırmaya çalışırsınız, çünkü aldığınız parayı sadece siz hak ediyorsunuz!... Yahu çoğunuz öğretmen odasında çay vs için aradığınızda topladığınız 5-10 lirayı vermemek için kırk takla atıyorsunuz, yok efendim ben bir şey içmiyorum, yok efendim ben kendi sallama çayımı yanımda getiriyorum. Evet bu tarz olaylar en çok sizin kurumlarınızda oluyor.

Şu pandemi döneminde çoğunuz yattınız topluma faydalı bir şey yapmaktan kaçındınız, hem de sizin dışınızda neredeyse bütün memurlar işe giderken neymiş efendim salgın varmış, aman efendim tehlikeliymiş, sokağa çıkmamak lazımmış bla bla bla, ama öğrenci velisi çağırınca saati 125 liraya 150 liraya cebinizde kolonyayla ben tedbirimi aldım diye özel ders vermeye koşarak gittiniz, bizim öğretmenlerin çoğu sadece demogoji yapmayı menfaatine göre iş yapmayı bilir.

Hasılı işini hakkıyla yapan, aldığı parayı hakeden, işini yaparken topluma faydalı olmaya çalışan tüm memurların aldıkları para bereketli olsun, helali hoş olsun. Aldığı parayı haketmeyenlerinki de zehir zıkkım olsun.

Çok şanslıymışsınız sayı çok fazla.

6 aydır yatıyorlar izin verilse 6 yıl daha yatarlar kimsenin gıkı çıkmaz. Öğretmenlerin %98inin kafa yapısı ne kadar yatarsam o kadar iyi.

Öğretmenler hakkında söylenen arkadaşlar kendi mesleklerini yazabilir mi? Baksan hepsi bir baltaya bile sap olamamış ya birisinin yanında çıraktır ya kaportacı ya işportacı yada hiç bir b.ka yaramayan boşuna oksijen tüketen birisidir. Ben aklı başında, düzgün eğitim almış, kendisini geliştirebilmiş, okumuş ve okumanın ne demek olduğunu kavramış bir kişinin gelipte burada öğretmenleri kötüleyebileceğine inanmıyorum. Bunlar ya hasretinden çatlayan, hayatları boyunca asgari ücrete mahkum olmak zorunda olan eğitimsiz kesim yada eğitimi ve eğitimciyi bilinçli olarak yıpratmak ve zayıflatmak isteyen hain kesimdir.