Şimdi Ara

Akıl Ve Zeka Arasındaki Fark?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
4.018
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Uludağsözlükten Alıntı:

    Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. ikisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur.

    Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve yanlışlarını değerlendirebilmek yeteneğidir. Akıl, insanı hayvandan ayırt eden en önemli faktördür.

    Hayvanlar yalan söyleyemez ama insanlar sık sık bu yola başvurur. işte insandaki yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda fikir yürütebilme, görüş belirtebilme yeteneği akıldır. 'Ah şimdiki aklım olsaydı' lafını çok işitmişizdir.

    Demek ki, akıl insan olgunlaştıkça da değişiyor ve insanın kendisi de bunun farkına varıyor. Bir insan değişik fikirlerle diğerinin aklını karıştırabilir. Hayret verici, şaşırtıcı şeyler insanın aklını durdurabilir.

    Bir şeyin içeriğini anlamamak 'akıl erdirememek' olarak nitelendirilirken başkalarının çözemediği bir sorunu çözen kişiye 'bir tek o akıl etti' denilir. Birine bir yol göstermek ona 'akıl vermek'tir. Bir şeyi hatırlamak, unutmamak 'akılda tutmak'tır. 'Akılsız' tanımı ise doğru ve isabetli düşünemeyen anlamında kullanılır.
    Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekanın 12 yaşına kadar hızla geliştiği sonra
    gelişme hızının yavaşlayarak 20 yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zeka seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir. Zeka hayvanlarda da vardır. Hayvanlarda zeka bir nevi içgüdüsel olaydır.
    Şüphesiz hayvan zekası insana göre gelişmemiştir ama her iki zeka türü de sinir sistemi ile ilgilidir. insanı ayıran, evriminde oluşmuş konuşabilirle özelliği, dik durabilmesi, el yapısı nedeniyle aletleri kullanabilmesi ve gelişmiş beyin ve sinir sistemidir.
    Zeka, bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir müzik bestecisi kendi duygusal yapısının içersinde en karışık eserleri aklıyla değil zekası sayesinde oluşturur.
    Biz bu kişilere 'müzik dehası' diyoruz. Ancak bu müzik dehaları en basit bir matematik problemini bile çözemeyebilirler. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterebiliyor. Akıl somut olarak ölçülemez ama zeka pek sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülmeye çalışılıyor.


    Siz bu konuda hakkında ne düşünüyorsunuz ? Bir insanın akıllı mı zeki mi olduğunu nerden anlarız? (ya da heriki özelliğ taşıdığını)







  • Akıl insanları hayvanlardan ayıran tek şeydir derseniz yanlış bir yola saparsınız. Akıl da hiçbir şeydir zeka da öyle. Sanırım burda akıl bilinç ile benzer bir anlamda kullanılmış.

    Zeka denilen şeyi her insanın içindeki potansiyelin çeşitli yansımaları olarak görüyorum. Bazıları kafayı fiziğe takmıştır ve kendini o yönde eğitmiştir, ona zeki deriz. Aynı zekayı hayatın b.ktanlığına çalıştırmış insana ise genelde zeki denmez. Zeka hep problem çözme yeteneği olarak algılanır, ama nedense "hayat" problemini çözmeye çalışanlara zeki denmez. Zaten çözülmez.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ßy Spécops.

    bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla

  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Akıl insanları hayvanlardan ayıran tek şeydir derseniz yanlış bir yola saparsınız. Akıl da hiçbir şeydir zeka da öyle. Sanırım burda akıl bilinç ile benzer bir anlamda kullanılmış.

    Zeka denilen şeyi her insanın içindeki potansiyelin çeşitli yansımaları olarak görüyorum. Bazıları kafayı fiziğe takmıştır ve kendini o yönde eğitmiştir, ona zeki deriz. Aynı zekayı hayatın b.ktanlığına çalıştırmış insana ise genelde zeki denmez. Zeka hep problem çözme yeteneği olarak algılanır, ama nedense "hayat" problemini çözmeye çalışanlara zeki denmez. Zaten çözülmez.


    Bu doğru işte genelde sayısal alanda kafa yoran insanlar zeki diye nitelendirilirken, bir bitki konusunda hünerlerini sergiliyeni yahut enstrümanla harika işler çıkartanı aynı şekilde zeki kategorisine sokulmaz. Garip.




  • Zekayı anlamak ve gruplandırmak, senelerdir bir kesimin ilgi alanı olmuştur. Bazıları akışkan ve kristalize zeka tanımarı yapmış, bazıları ise zekayı bir bütün olarak ele alıp, bir ırmağın kollara ayrılması gibi farklı alanlarda kendini gösterebileceğini söylemiş. Sanıyorum şu anki geçerli kuramlardan birisi Gardner'ın birden fazla zeka türü olduğunu söylediği kuramıdır. Bunlar:

    Dilsel / Sözel Zekâ
    Matematiksel / Mantıksal Zekâ
    Görsel / Alansal Zekâ
    Bedensel / Kinestetik Zekâ
    Müziksel / Ritmik Zekâ
    Sosyal / Kişiler Arası Zekâ
    Kişiye Dönük / İçsel Zekâ
    Doğacı Zekâ

    Konuya dönecek olursak, bence akıl, zekaya oranla biraz daha soyut bir kavram, ve içerik olarak da daha geniş. Bir de dile farklı şekillerde yerleşmiş olmasındandır herhalde, çok farklı anlamlarda kullanılabiliyor; hatta bazen bellek ve zekayı da kapsayacak şekilde kullanılıyor.




  • İlla herşeye evrensel bir kalıp uyduracaksınız

    Akıl ve zekanın bolluğu ve azlığı, bir insanın maymuna akılsız diyişi ile sınırlıdır. Sen maymun değilsin ki! Neden kendi niceliklerini maymuna ve ardından evrene monta ediyorsun!

    Nitelik ve nicelik bakımından akıl ve zeka insanlar arasında bile değişim göstermekte. Alinin akıl kanunları ve bu kanunların nicelikleri ile sizinki arasında çok fark olabiliyor. Böylece zekanın yaptırım kuvveti olgular ile ölçülemiyor. Örneğin hafızanızdaki başarı olgusu, "aynı nedensellik ilkesi içinde barınıyor olsa dahi" insanlar arasında sonuçların niteliği ve niceliği farklılaşıyor.

    Sonuç olarak akıl kanunlarınız karşısında sahip olunan zeka yetisi evrensel bir kıstasta değil sahip olunan akıl kanunları doğrultusunda nitelenir. Tabi günümüzdeki "akıl kanunları" zekaya evrensel bir kıstas belirlemiş durumda. Bunun sebebi doğuştan kazanılan aklın gerçerliliğidir. Oysa gerçeklik, zekanın perspektif yoluyla doğuştan gelen akla meydan okuması ile kazanılır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SonOfPatriot

    İlla herşeye evrensel bir kalıp uyduracaksınız

    Akıl ve zekanın bolluğu ve azlığı, bir insanın maymuna akılsız diyişi ile sınırlıdır. Sen maymun değilsin ki! Neden kendi niceliklerini maymuna ve ardından evrene monta ediyorsun!

    Nitelik ve nicelik bakımından akıl ve zeka insanlar arasında bile değişim göstermekte. Alinin akıl kanunları ve bu kanunların nicelikleri ile sizinki arasında çok fark olabiliyor. Böylece zekanın yaptırım kuvveti olgular ile ölçülemiyor. Örneğin hafızanızdaki başarı olgusu, "aynı nedensellik ilkesi içinde barınıyor olsa dahi" insanlar arasında sonuçların niteliği ve niceliği farklılaşıyor.

    Sonuç olarak akıl kanunlarınız karşısında sahip olunan zeka yetisi evrensel bir kıstasta değil sahip olunan akıl kanunları doğrultusunda nitelenir. Tabi günümüzdeki "akıl kanunları" zekaya evrensel bir kıstas belirlemiş durumda. Bunun sebebi doğuştan kazanılan aklın gerçerliliğidir. Oysa gerçeklik, zekanın perspektif yoluyla doğuştan gelen akla meydan okuması ile kazanılır.

    Neredeyse her yorumunda mutlaka bir özlü söz çıkıyor ve bu özlü söz konunun anahtarı oluyor. Açmasını bilene tabii ki...




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • zeka önüne konulanı görür

    akıl ufuklara nazar eder

    eskiden akıllı çoktu

    şimdilerde zekiler fazla

    büyük sorun ..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 6 Nisan 2010; 17:22:31 >
  • zeka sadece beyindeki fiziksel olaylarla ölçülebilir(mesela beyindeki kıvrımlar arttıkça kişi daha zeki oluyormuş)akıl ise daha soyut bir kavramdır başka insanlar tarafından bizim üzerimizde oluşturulur aynı ismimiz gibi
  • Zeka bilgisayarın işlemcisi gibidir. Ne kadar iyi ise bilgiyi o kadar hızlı ve verimli işler.
    Akıl ise zekanın işlediği bilgi diye düşünüyorum.
  • Akıl, zekaya bağımlı değildir ama zeka, akla bağımlıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seymes -- 7 Nisan 2010; 3:38:47 >
  • Şimdi daha iyi anlaşılacak konu.

    Dünya'nın en zenginlerinin ortak noktası, akademik bir kariyeri olmak bir yana üniversite eğitimi dahi almamış olmalarıdır.


    Akıllı insanlara örnek.


    BİLL GATES

    Serveti: 53 milyar dolar

    Hikayesi: Microsoft’un kurucusu. Babası orta gelirli bir avukattı ve onun da bir avukat olmasını hayal ediyordu. Ancak Gates kendine çok farklı bir yol çizip dünyanın en zengin ismi oldu.


    Kim takar avukatlığı desenize. :)


    LAKSHMİ MİTTAL

    Serveti: 28.7 milyar dolar

    Hikayesi: Arcelor Mittal’in kurucusu. 1950’de fakir bir ailenin üyesi olarak Hindistan’da doğdu. Ailesinden 20 kişiyle birlikte yaşıyorlar, ipten yapılmış yataklarda uyuyup bahçelerinde yakılan odunlar üzerinde pişen yemekleri yiyorlardı.

    LARRY ELLİSON

    Serveti: 27 milyar dolar

    Hikayesi: Chicago’da orta sınıftan bir aile tarafından evlat edinildi. Oracle’ın kurucusu olan Ellison çok parlak bir öğrenciydi ancak annesi ölünce üniversiteyi ikinci sınıfta bırakıp iş hayatına atıldı

    AMANCİO ORTEGA GAONA

    Serveti: 25 milyar dolar

    Hikayesi: İspanya’nın en zengin, dünyanın 10’uncu zengin kişisi. Inditex’in kurucusu. Babası bir demiryolu işçisiydi. Mağazalarda tişört satarak başladığı iş hayatında Zara mağazalar zinciriyle sonuçlanan bir başarı öyküsü yazdı.

    KARL ALBRECH

    - Serveti: 23.5 milyar dolar

    Hikayesi: Essen’li bir madencinin oğlu. Annesinin manavında iş hayatına atıldı. İlk Aldi marketini (Albrecht-Discount) 1961’de kurdu.


    INGVAR KAMPRAD

    - Serveti: 23 milyar dolar

    Hikayesi: İş hayatına çocukken bisikletle komşularına kibrit satarak başladı. Stockholm’den çok ucuza kibrit alıp, yine ucuza ama yüksek kâr marjıyla satabileceğini farketti. IKEA zincirini kurdu.

    SHELDON ADELSON

    - Serveti: 9 milyar dolar

    Hikayesi: Babası Boston’da taksi şoförüydü. 12 yaşında iş hayatına gazete satarak başladı. Finansal danışmanlık yaptı. Üniversiteyi tamamlayamadı.






    Zeki insalar ise, bu akıllı insanların hesabını belli bir maaş karşılığında tutan insanlardır.




  • Alıntılarla bir yere kadar, ne yani dünyanın en zengin insanları üniversite terk derken ne demeye çalııyorsunuz?

    Akıl ve zeka arasındaki fark şudur: akıl , bir anlatıyı tahayyül edebilme, canlandırabilme gücüdür.Zeka, anlatılan şeyi anlayabilme, kabul etme ve yapıya katma gücü, bir nevi kapasite, potansiyeldir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sayeh-eh Khodah

    Alıntılarla bir yere kadar, ne yani dünyanın en zengin insanları üniversite terk derken ne demeye çalııyorsunuz?

    Akıl ve zeka arasındaki fark şudur: akıl , bir anlatıyı tahayyül edebilme, canlandırabilme gücüdür.Zeka, anlatılan şeyi anlayabilme, kabul etme ve yapıya katma gücü, bir nevi kapasite, potansiyeldir.

    Tribe girmene gerek yok arkadaşım kendimde Üniversite mezunuyum ama gerçek böyle. Akıllı olsaydık, herhangi bir üniversite eğitimine ihtiyaç duymazdık zaten. Demek istediğim bu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness

    Zekayı anlamak ve gruplandırmak, senelerdir bir kesimin ilgi alanı olmuştur. Bazıları akışkan ve kristalize zeka tanımarı yapmış, bazıları ise zekayı bir bütün olarak ele alıp, bir ırmağın kollara ayrılması gibi farklı alanlarda kendini gösterebileceğini söylemiş. Sanıyorum şu anki geçerli kuramlardan birisi Gardner'ın birden fazla zeka türü olduğunu söylediği kuramıdır. Bunlar:

    Dilsel / Sözel Zekâ
    Matematiksel / Mantıksal Zekâ
    Görsel / Alansal Zekâ
    Bedensel / Kinestetik Zekâ
    Müziksel / Ritmik Zekâ
    Sosyal / Kişiler Arası Zekâ
    Kişiye Dönük / İçsel Zekâ
    Doğacı Zekâ

    Konuya dönecek olursak, bence akıl, zekaya oranla biraz daha soyut bir kavram, ve içerik olarak da daha geniş. Bir de dile farklı şekillerde yerleşmiş olmasındandır herhalde, çok farklı anlamlarda kullanılabiliyor; hatta bazen bellek ve zekayı da kapsayacak şekilde kullanılıyor.


    Varsayalım ki farklı zeka türleri farklı beyin bölümlerinde oluşuyor. Bu durumda matematiksel zeka, müzik zekası ve sözel zeka aynı yerde bulunuyor demektir. Değişik örnek kişileri incelediğimizde bunu çok rahat söyleyebiliriz. Diğerlerini bilmiyorum ama yukardaki 3 taneden birine diğer insanlara göre daha çok hakim olan diğer iki tanede de diğer insanlara göre daha üstün oluyor.




  • Son Noktayı koyuyorum.


     Akıl Ve Zeka Arasındaki Fark?



    Zeka, en bilinen anlamıyla insanın düşünme, gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamıdır. İlk kez karşılaşılan ya da ani olarak gelişen olaylara uyum sağlayabilme, anlama, öğrenme, analiz yeteneği, beş duyunun, dikkatin ve düşüncenin yoğunlaştırılması, ayrıntılara dikkat edilmesi zeka sayesinde gerçekleştirilir. Zekanın farklı tanımlarının olmasına karşılık, zekaya ilişkin teorilerin tümünde zekanın, kişinin doğuştan sahip olduğu, çoğunlukla kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir birleşim olduğu belirtilir.

    Zekanın Yeri: Beyin

    Zekanın beyinde yer aldığı kabul edilir. Bir insan beyninde 10 milyardan fazla sinir hücresi bulunmakta, her bir hücre ortalama 10.000 hücre ile bağlantı içerisinde çalışmaktadır. Nöron adı verilen bu sinir hücrelerinde sinyaller, çok karmaşık elektro-kimyasal olaylar zinciriyle meydana gelen ve sayısı saniyede 1000’e kadar çıkabilen titreşimler halinde iletilmektedir.

    "Bir kişi yeni bir ortamda karmaşık problemler çözerken beyninin hangi alanlarını kullanır?" sorusu, zekanın iki temel unsuru olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bunlar "yeni bir bilgiyi işleme hızı" ve "belleğin hızı"dır. Zeki kişiler kısa süreli belleklerinde daha çok sayıda bilgi tutabilmekte ve bu bilgiler üzerinde çeşitli işlemler gerçekleştirebilmektedirler.

    Araştırmalar daha zeki insanların, beyin aktivitelerini daha küçük alanlara sığdırarak, karmaşık işlemleri çözümleyebildiklerini göstermektedir. Bu kişilerin beyinlerindeki aktive olan alanlar, o iş için kendilerine gerekli olan alanlardır. Daha az yetenekli kişilerin ise aynı işlem için beyinlerinde çok daha geniş bir alanı aktive etmeleri ve bunun için de çok daha fazla enerji harcamaları gerekmektedir. Kısaca bilimsel bulgular, daha zeki beyinlerin daha verimli çalıştıklarını ortaya koymaktadır. Peki bunun sebebi nedir?

    Beynin yapıtaşları sinir hücreleri yani nöronlardır. Nöron adı verilen sinir hücreleri, diğer hücrelerden farklı olarak dendrit ve akson denilen bölümlere sahiptir. Dendrit çok sayıda kısa uzantıdan oluşur ve hücrenin kökleri gibidir. Aksonlar ise hücrenin gövdesinden çıkan uzun, tek bir parçadan oluşan, uyarıların gönderildiği ince liflerdir ve beyne mesajların taşınmasında görev alırlar. Beynimizdeki sinir hücrelerinin yüz trilyon bağlantı noktası vardır. Bu bağlantı noktalarında büyük bir moleküler trafik sürekli devam eder. Her sinir hücresinde, bilgiyi almak üzere bulunan dendrit ve hücrenin uzun bölümünü oluşturan ve bilgi çıkışını sağlayan aksonların çevresi onları korumakla görevli miyelin adlı bir maddeyle kaplıdır. Hücreler arası bilgi aktarımı da sinapslar sayesinde olur. Sinapslar komşu sinir hücrelerinin birbirlerine çok yaklaştıkları fakat tam olarak değmedikleri küçük bölümlerdir.

    Kişiler arasındaki zeka farkları, sinir hücresi temel alındığında, dendrit sayısı, nöron sayısı, sinaps sayısı, sinapslardaki bilgi aktarımının kalitesi ya da miyelin kalitesi gibi birçok alandan kaynaklanabilir. Ancak sözü geçen alanların hiçbirini, ölçmek ve değerlendirmek mümkün değildir.
    Bu nedenle, zekanın biyolojik temellerini anlamamıza yardımcı olabilecek iki değişik model vardır.

    1. Miyelin Hipotezi

    Bir elektrik kablosu daha iyi izole edildiğinde, nasıl elektriği daha hızlı iletir, daha verimli çalışır ve kısa devre yapma olasılığı azalırsa, daha sağlam şekilde miyelinle kaplanmış aksonlar da, daha çabuk ve daha az kayıpla çalışırlar. Bu görüş, kişinin gelişimiyle de desteklenmektedir. Kişinin öğrenme hızı yaşamının 15. yılına kadar hızlıdır ve 65. yıldan sonra da düşmeye başlar. Bu zamanlama, miyelinin oluşumu ve tekrar yıkılması ile de paraleldir.

    2. Nöral Ayıklama Hipotezi

    Kişinin beynindeki sinaps sayısı hep aynı kalmaz. Kişi büyüdükçe, beyinde yeni bağlantılar oluşur. Ancak bu bağlantılar zaman içinde gerilemeye başlar. Bu sürece "nöral temizleme/ayıklama" adı da verilir. Yaşamın ilk beş yılında oluşan bağlantılar, yaşamın 15. yılına kadar ayıklanmaya başlar.
    Beynin kendisinin de sinir hücrelerinden oluştuğu düşünüldüğünde, kendi kendini araştıran, inceleyen, analiz edenin bu hücre bağlantılarının ötesinde bir şuur olduğu apaçık bir gerçektir. Elbette bu şuur, beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir hücrelerine ait değildir. Bu nedenle bu soruya herşeyin maddeden ibaret olduğunu iddia eden materyalistler ve Darwinistler cevap verememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur. Allah bütün bu algıları her insanın ruhu için ayrı ayrı yaratmaktadır. Bu algıları yaratan Allah mutlak tek varlıktır.

    Zeka ve Akıl Farkı

    Zeka ve akıl çoğu zaman aynı anlamda kullanılsa da tamamen farklı iki kavramdır. Zeka, sebep ile sonuç arasındaki bağlılıkları bulmak, benzerlik ve farklılıkları anlamaktır. Akıllı bir insan, zekanın sağladığı tüm avantajları kullanmasının yanında, zeki bir insanın sahip olmadığı bir kavrayış ve yeteneğe de sahiptir.

    Akıl, insana zekanın çok üstünde bir anlayış kazandıran, derin düşünebilme, doğruyu bulabilme ve her konuda çözüm getirebilme yeteneğidir. Dahası akıl, hayatın her alanına hakim olan ve pek çok konuda başarı sağlayan bir yetenektir. Kişinin doğruyu yanlıştan ayırabilmesini ve böylece yaşamın her safhasında en doğru şekilde düşünebilmesini, en sağlıklı değerlendirmeleri yapabilmesini ve en isabetli kararları alabilmesini sağlamaktadır.


    Milli Gazete


    Akıl ile zeka arasındaki fark nedir?
    Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça akli gelişir.

    Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır.

    Zeka bir insanin her türlü olay karşısında ayni yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez.

    Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir.

    Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algi ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir.

    Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.