Şimdi Ara

86 YILDA MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNE ULAŞABİLDİK Mİ ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
33
Cevap
0
Favori
1.131
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki

86 YILDA MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNE ULAŞABİLDİK Mİ ?


(En Son Oy Tarihi: 1.3.2010)
Giriş
Mesaj
  • “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. …Fakat yaptıklarımızı asla kafi görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.

    …Daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir.

    Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.

    …Bugün, aynı inanç ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

    Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmeleriyle, geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.

    Geçmişte sayısız medeniyet kurmuş bir milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha bir çok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar bunlar arasındadır.”






    Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır(çağdaş) medeniyet seviyesine ulaşabildik mi ?


    Siyasi tartışmalara dönmesin lütfen konu ulaştıysak nasıl ulaştık, ulaşamadıysak neden,niye ulaşamadık...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nike -- 29 Ekim 2009; 9:49:57 >







  • tersine geriledik...
  • Dalgamı geçiyon hemşerim
  • 10 Kasım 1938'den itibaren bütün kazanımları kaybetmeye başladık.
  • Cumhuriyetin ilk On Beş Yılda Yapılanlar

    Cumhuriyetin ilanıyla birlikte başlatılan toplumsal ilerleme mücadelesi, 'baş edilmesi güç' yokluklar ve yoksunluklar içinde sürdürülmüştür. Gerçekleştirilmesi istenen her yenilikçi girişim, önce o girişimi yapacak kadroların yetiştirilmesini gerekli kılıyordu. Hemen hiçbir alanda çağdaş eğitim görmüş yetişmiş kadro yoktu. Tarımsal ürünlerden başka bir geliri olamayan ülkede, yüksek öğrenim görmüş ziraat mühendisi sayısı yalnızca 20'ydi. (35) Türk doktor, mühendis, eczacı, diş hekimi, tüccar, bankacı, sanatçı, teknisyen, ekonomist vb. yok denecek kadar azdı.

    1912 yılında iç ticaretle uğraşan 18 bin işyerinin; yüzde 49'u Rumlara, yüzde 23'ü Ermenilere, yüzde 19'u levantenlere (Avrupa kökenliler) aitken, yalnızca yüzde 15'i Türklerindi. Zanaatçı dükkanları da dahil olmak üzere, 6500 imalat işyerinin yüzde 79'u Rum ve Ermenilerin, yalnızca yüzde 12'si Türklerindi. İçlerinde doktor, mühendis, tüccar, muhasebecilerin bulunduğu 5300 serbest meslek sahibinin yüzde 68'i Rum ya da Ermeniyken yalnızca yüzde 14'ü Türktü. (36) 1914 yılında, İzmir'de çalışan 95 doktordan yalnızca 7 tanesi Türktü; 43 eczacı içinde hiç Türk yoktu. (37)

    İç ve dış ticaret, sanayi, madencilik, mali sermaye kuruluşları ve bankacılık Müslüman ve Türk olmayanların tekelindeydi. İstanbul, İzmir, Trabzon gibi büyük liman kentlerinde ticareti tümüyle azınlıklar denetliyordu. 1922 yılında İstanbul'da; dış ticaretin yalnızca yüzde 4'ü, taşımacı şirketlerin yüzde 3'ü, toptancı mağazalarının yüzde 15'i; (içinde Türk olmayanların da bulunduğu) Müslümanlara aitti. Batı Anadolu'da bulunan küçük-büyük 3300 imalat işyerinin yüzde 73'ü Rumların olup, bu işyerinde çalışan 22 bin işçi ve ustanın yüzde 85'ini azınlıklar oluşturuyordu. (38 ) Yabancı devlet yetkilileri, azınlıkların ülkeyi terk etmesiyle; Türkiye'de ticari faaliyetlerin duracağına, bankaların çalışmayacağına, hatta Türk makinist olmaması nedeniyle demiryolu ulaşımının bile yapılamayacağına inanıyorlardı.

    *

    1924'de ilk bütçe hazırlandı. Gereksinimlere yanıt veren bir öncelikler programı hazırlandı. Dış borç alınmadı, üstelik Osmanlıdan kalan Duyun-u Umumiye borçları ödendi. Emperyalist devletlerin kışkırttığı ve Dersim ayrı tutulursa 1930 yılına dek süren gerici ve kürtçü ayaklanmalar, küçük devlet bütçesinden büyük paylar harcanarak bastırıldı. Güvenlik harcamalarının önemli yer tutmasına karşın, düzenli büyüme sağlanarak, yeni bir ekonomik düzen kuruldu.

    Başlangıç döneminin bu iç karartıcı koşullarına karşın büyük bir istek ve kararlılıkla devrimlere girişildi. Yapılan iş, sıradan bir ekonomik kalkınma girişimi değil, çok başka bir şeydi. Teknolojik üstünlüğü Batı'ya kaptırarak geride kalan Türkler, çağdaş zamana yetişip Batı'yı yakalamak için, tüm ulusça devrimci bir atılım içine girmişti. Cumhuriyet'i kuranlar, onu geliştirip güçlendirmeye ve toplumsal gönencini yükseltmeye kararlıydılar. Bu bir uygarlık özlemiydi. Hikmet Bayur'un 1939'da yaptığı değerlendirmeye göre, Cumhuriyetin 15 yılda başardıkları, 'Osmanlı İmparatorluğunun büyüklük devrinde' gerçekleştirdiği zaferlerden çok daha büyüktü. (39)

    Türk Devrimi'nin, toplumun her alanında gerçekleştirdiği devrimci dönüşümleri ayrı ayrı incelemek, çok geniş bir konudur. Burada, 15 yılda yapılan işleri, yalnızca başlıklarıyla belirtsek bile, önümüze uzun bir liste çıkar:


    - Demokratik bir anayasayla halk egemenliği üzerinde yükselen, yeni bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyet yönetimine geçildi

    - Saltanat ve Hilafet kaldırıldı

    - Kapitülasyonlara son verildi

    - Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, laiklik ilkesi yerleştirildi

    - Köylüye toprak, makina, tohumluk vb. dağıtıldı, tarım okulları, tohum ıslah istasyonları, örnek devlet tarım çiftlikleri kuruldu, Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı, Ziraat Bankası aracılığıyla köylüye kredi olanakları arttırıldı

    - Anadolu'nun içlerini denizlere bağlayan yeni demiryolları yapıldı, yabancıların elindeki demiryolları bedelleri ödenerek kamulaştırıldı

    - Duyun-u Umumiye'nin elindeki petrol, tuz, şeker, kibrit, tütün tekelleri devlet tekeli haline getirildi

    - Üretim ve tüketim kooperatifleri kuruldu, kooperatifçilik teşvik edildi

    - Dış ticaret devletleştirildi

    - Ülkenin sanayileşmesi için KİT'ler kuruldu (Sümerbank, Etibank, TKİ, M.T.A. vb.)

    - Özel sektör teşvik edildi

    - Özellikle liman şehirlerindeki, azınlıklardan oluşan tüccarlara ağır vergiler getirildi

    - 5 yıllık kalkınma planları yapıldı ve uygulandı

    - Şeriat vergisi ÖŞÜR kaldırıldı

    - Tekke ve tarikatlar kapatıldı

    - Eğitim birliği temelinde eğitim parasız hale getirildi ve yaygınlaştınldı

    - Halkın kültürel gelişimi ve örgütlenmesi için halk evleri kuruldu

    - Köy aydınlanması ve toprak sorununu çözme amacıyla köy enstitüleri planlandı, ön uygulamaları yapıldı

    - Millet mektepleri açıldı, okuma-yazma seferberliği ülkenin her yanına yayıldı

    - Fikir ve sanat eserlerini koruma yasası çıkarılarak, tarihsel ve kültürel değerler koruma altına alındı

    - Medeni Kanun kabul edilerek vatandaşlık hakları yerleştirildi

    - Yeni ticaret yasası çıkarıldı, çağdaş ticari kurumlar kuruldu

    - Soyadı Yasası çıkarıldı

    - Ulusal bankacılık geliştirildi, İş Bankası, Emlak Bankası kuruldu

    - Türk Tarih ve Türk Dil kurumları kurularak, ulusal tarihe ve Türkçeye sahip çıkıldı

    - Uluslararası takvim ve saat kabul edildi

    - Kabotaj hakkı ulusallaştırıldı, yerli üretim gümrük korumasına alındı

    - Arapça yazıdan vazgeçildi, latin alfabesi getirildi

    - Toprak yasası çıkarılarak, aşiretlerin bir kısım arazileri kamulaştırıldı ve yoksul köylülere dağıtıldı

    - Kılık kıyafet yasasıyla peçe, çarşaf, sarık, fes vb. kaldırıldı

    - Ağırlık ve mesafe ölçüleri uluslararası standartlara getirildi, okka, dirhem,arşın vb. yerine kg., gr. metre vb. kabul edildi

    - Enerji santralları, barajlar, şeker, çimento ve tekstil fabrikaları kuruldu

    - Hafta tatili Cuma'dan Pazar'a alındı

    - Ordu modernleştirildi

    - Kadın hakları geliştirildi, seçme seçilme ve çalışma hakları getirildi

    - Kültürel gelişme devlet desteğine alındı, Devlet Tiyatro, Bale ve Operası kuruldu

    - Yeni üniversiteler açıldı

    - Büyük adli reformlar yapıldı, seri mahkemeler kapatıldı, çağdaş hukuk kurumları getirildi, mecelle kaldırıdı

    - Defin ve mezarlık işleyişi yeni ve çağdaş kurallara bağlandı

    - Madenler devletleştirildi

    - Ormanlar ve göller kamulaştırıldı ve korumaya alındı

    - Gerici ve ayrılıkçı isyanlar bastırıldı

    - Barışçı dış politika egemen kılındı, özellikle komşu ülkelerle dostça ilişkiler geliştirildi

    - Duyun-u Umumiye borçları düzenli olarak ödendi

    - Karşıhksız para basılmadan, denk bütçe her yıl gerçekleştirildi

    - Halk sağlığı ve kitle sporu geliştirildi, hastaneler, hemşire okulları ve spor tesisleri yapıldı

    - Türk tarihinin ilk nüfus sayımı yapıldı

    - Toprak envanteri çıkarıldı, kadastro örgütü kuruldu

    - Sivil havacılık geliştirildi, uçak sanayi yatırımlarına özel önem verildi

    - İletişim yatırımları yapıldı, Radyo, Telgraf ve Telefon işletmeleri kuruldu, devlet posta örgütü yeniden yapılandırıldı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: spider003

    tersine geriledik...


    +1
  • Atatük öldüğünden beri ne kadar geriledik diye sorsan anlardım. kesinlikle hayır. hala daha Atatürk ü deccal olarak benimsemiş insanlar varken Türkiyede hangi çağdaş medeniyet seviyesinden bahsediyoruz ki.

    unutmayın: köy enstitüleri kurulduğunda bizler japonyadan öndeydik. afganistan ile aynı medeniyet seviyesindeydik. aynı tarzlarda giyim kuşam hakimdi. ama afganistana şeriat hakim oldu ve bu hale geldi. köy enstitüleri de kaldırıldıktan sonra başımız göğe erdi ama japonyadan geri kaldık. dünyanın devi olabilirdik ama bunu kendi ellerimizle ittik.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Sadece kendi çıkarını düşünen insanlar topluluğu ile ülkenin bütününün muasır medeniyete ulaşması mümkün değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CΛRNIVΛLE

    Sadece kendi çıkarını düşünen insanlar topluluğu ile ülkenin bütününün muasır medeniyete ulaşması mümkün değil.

    +1 Başımızdakiler bile bu devletin bir gram iyiliğini düşünmüyor.

    Eğitim sistemimiz çarpık.
    Şehirlerimiz çarpık.
    Nufüslama çarpık.
    Adalet sistemi devlet sistemi çarpık.
    Vergi sistemi desen çarpık demek iyilik olurdu.
    Refah seviyesi yerlerde aylık 550 TL, kira 300 TL
    İnsana verilen değer desen sıfır.
    Üniversitelerimiz desen yerlerde resmen al maaşı salla başına dönmüşler.(Bilimsel araştırmalar yerlerde şurda birkaç akademisyen hariç adam gibi bir konu üzerinde çalışan akademisyen görmedim. Hep ısıtılmış konular.Zaten çalışanlarda maaşları yükselsinler diye çalışıyo.Profesörler öğrencilerinden makale çalıyor. Bir adam profluğa kapıyı dayadımı daha makale çıkarmıyo. (Gözlerimle görüp onaylanmıştır bunlar)) E böyle olunca dünyadaki prestjileri 0'da.
    Teknoloji dersen resmen Tüketici yönünde. Üretici adına çalışan adam gibi bir firmamız yok. Sadece Japon,Kore, ABD kartelinde gelişen teknoloji var.
    Ülkede üniversite bitirmiş orta yaşlı sayısı çok az. Hadi onu geçtim lise bitirenlerin sayısı yerlerde. İnsanlarımızı öyle güzel alıştırmaşlarki üreticilik adına bir halt yok.Her şey devletten bekliyor. (Nerden mi biliyorum şu ülkede her çiftçi ülkeden yok hayvan yok tohum parası yok mazot parası dilenip duruyor.)
    Medyamızı dersen zaten o bölüme girersem sağ çıkamayız. Resmen Doğan Medyanın kartelliğinde peşinde Doğuş medyanın kartelinde ilerleyen bir sistem var bakın kaliteli sayılan reyting başı kanallara 3/2'si Doğan'a ait. E böyle olunca yapılan kaliteli yapım sayısı yerlerde.



    Şöyle bakınca şu ülkeye abi ne hallerdeyiz üzülüyorum ya üzülüyorum.




  • Evet: 1- Hayır: 22
  • muasır medeniyeti bilememde muasır irticaya ulaştık sanırım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rtlh.yil

    Eğitim sistemimiz çarpık.
    Şehirlerimiz çarpık.
    Nufüslama çarpık.
    Adalet sistemi devlet sistemi çarpık.
    Vergi sistemi desen çarpık demek iyilik olurdu.
    Refah seviyesi yerlerde aylık 550 TL, kira 300 TL
    İnsana verilen değer desen sıfır.
    Üniversitelerimiz desen yerlerde resmen al maaşı salla başına dönmüşler.(Bilimsel araştırmalar yerlerde şurda birkaç akademisyen hariç adam gibi bir konu üzerinde çalışan akademisyen görmedim. Hep ısıtılmış konular.Zaten çalışanlarda maaşları yükselsinler diye çalışıyo.Profesörler öğrencilerinden makale çalıyor. Bir adam profluğa kapıyı dayadımı daha makale çıkarmıyo. (Gözlerimle görüp onaylanmıştır bunlar)) E böyle olunca dünyadaki prestjileri 0'da.
    Teknoloji dersen resmen Tüketici yönünde. Üretici adına çalışan adam gibi bir firmamız yok. Sadece Japon,Kore, ABD kartelinde gelişen teknoloji var.
    Ülkede üniversite bitirmiş orta yaşlı sayısı çok az. Hadi onu geçtim lise bitirenlerin sayısı yerlerde. İnsanlarımızı öyle güzel alıştırmaşlarki üreticilik adına bir halt yok.Her şey devletten bekliyor. (Nerden mi biliyorum şu ülkede her çiftçi ülkeden yok hayvan yok tohum parası yok mazot parası dilenip duruyor.)
    Medyamızı dersen zaten o bölüme girersem sağ çıkamayız. Resmen Doğan Medyanın kartelliğinde peşinde Doğuş medyanın kartelinde ilerleyen bir sistem var bakın kaliteli sayılan reyting başı kanallara 3/2'si Doğan'a ait. E böyle olunca yapılan kaliteli yapım sayısı yerlerde.


    Şöyle bakınca şu ülkeye abi ne hallerdeyiz üzülüyorum ya üzülüyorum.






  • quote:

    Orijinalden alıntı: cİHAn_33


    quote:

    Orijinalden alıntı: rtlh.yil

    Eğitim sistemimiz çarpık.
    Şehirlerimiz çarpık.
    Nufüslama çarpık.
    Adalet sistemi devlet sistemi çarpık.
    Vergi sistemi desen çarpık demek iyilik olurdu.
    Refah seviyesi yerlerde aylık 550 TL, kira 300 TL
    İnsana verilen değer desen sıfır.
    Üniversitelerimiz desen yerlerde resmen al maaşı salla başına dönmüşler.(Bilimsel araştırmalar yerlerde şurda birkaç akademisyen hariç adam gibi bir konu üzerinde çalışan akademisyen görmedim. Hep ısıtılmış konular.Zaten çalışanlarda maaşları yükselsinler diye çalışıyo.Profesörler öğrencilerinden makale çalıyor. Bir adam profluğa kapıyı dayadımı daha makale çıkarmıyo. (Gözlerimle görüp onaylanmıştır bunlar)) E böyle olunca dünyadaki prestjileri 0'da.
    Teknoloji dersen resmen Tüketici yönünde. Üretici adına çalışan adam gibi bir firmamız yok. Sadece Japon,Kore, ABD kartelinde gelişen teknoloji var.
    Ülkede üniversite bitirmiş orta yaşlı sayısı çok az. Hadi onu geçtim lise bitirenlerin sayısı yerlerde. İnsanlarımızı öyle güzel alıştırmaşlarki üreticilik adına bir halt yok.Her şey devletten bekliyor. (Nerden mi biliyorum şu ülkede her çiftçi ülkeden yok hayvan yok tohum parası yok mazot parası dilenip duruyor.)
    Medyamızı dersen zaten o bölüme girersem sağ çıkamayız. Resmen Doğan Medyanın kartelliğinde peşinde Doğuş medyanın kartelinde ilerleyen bir sistem var bakın kaliteli sayılan reyting başı kanallara 3/2'si Doğan'a ait. E böyle olunca yapılan kaliteli yapım sayısı yerlerde.


    Şöyle bakınca şu ülkeye abi ne hallerdeyiz üzülüyorum ya üzülüyorum.









  • quote:

    Orijinalden alıntı: M.K.A

    muasır medeniyeti bilememde muasır irticaya ulaştık sanırım


    Sen irtica görmemişsin.
  • Bu kafa ile giderse bu millet daha neler görürüz neler..
  • en azından bilgisayarımız ve internetimiz var
  • Türkiye Muasır medeniyet seviyesine ulaşana kadar öyle bir seviye kalmaz.
  • EVET
    2% (1)
    HAYIR
    97% (38)


    Toplam oy : 39
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cadocx

    en azından bilgisayarımız ve internetimiz var

    Dünyanın en pahalı internetini kullanıyoruz. Verdiğimiz paranın da %50'si vergi zaten.
    O gün baktım adam %25 vergi alıyo cep telefonundan KDV hariç yuh dedim oha ya.
    Petrol desen %60'ı vergi.

    Ayrıca ogün gazetede okudum. Yoksulluk sınırı ülkede 2.673 TL Açlık sınırı 650 TL. Evet asgari açlık sınırının altında maalesef.
    Ayrıca dahada üzücü olan emekliliklerimizin %96'sı açlık sınırının altında maaş alıyor.
    Aldıkları maaşın %30'u da zaten vergilere gidiyor.

    İnsanın ister istemez aklına şu soru geliyor.
    A.K. o kadar vergi alıyorlar lan bu para nereye gidiyor?
    Ne halt yiyorlar niye bu ülkede halkın %40-50'e yakını yoksulluk sınırı %30-20'e yakını açlık sınırında maaş almak zorunda kalıyor.

    + Bir de TRT katkı payı artırıldı biliyorsunuz.

    Ya bu kanala gelen para nereye gidiyor?
    Şimdi ülkelerin devlet kanallarına bakınca

    Almanya'nın RTL
    İngiltere'nin BBC
    Japonya'nın NHK

    Bu kanalların yayınları karşısında bizim TRT'nin yayınları karşılaştırılamaz bile. Nerde bu para dizileri desen orta ile kötü arasında gidip geliyor. Programları desen şöyle adam akıllı üç programa anca rastlamışımdır.

    Daha çok yazarım çizerim ama sıkar bir yandan sonra şu ülkede sorunları yatırıp konuşmaya başlasanız bir yıl devam eder gider.




  • hep söyledim yine söylicem, Atamızın zamanında da kapitalist sistem uygulanıyordu ama ülke abd ye satılmıyordu

    1938 den sonra ve demokrat partiyle birlikte abd ye yaranma çabalarıyla ülke BATMIŞTIR....
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.