15.PİYADE ER EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI / AMASYA MERKEZ

Temmuz celbiydim döndüm. Çok kötüydü çok. Gidecek arkadaşlara sabır diliyorum.

Selam hocalar. Temmuz celbiydim bir gün dinlendikten sonra size genel olarak tavsiyelerimi yazıyorum. Aklıma gelen kritik şeyler oldukça mesajı editlerim.

- Amasya'da Askercell zorunlu. "Ya hattı alın ya da telefonu kargolayın." diyecekler haberiniz olsun. Yalnız işin içinde şöyle bir tezatlık var, içtimada olmayan adamı komutanlar telefonla arayın nerede öğrenin diyordu. İçeride herkes sivil hattı kullandı kimseye “Sen niye sivil hat kullanıyorsun?” diye sorulmadı. Sadece bir kişi komutanın önünde bacak bacak üstüne atıp telefonla konuştuğu için sivil hat kullanmaktan tutanak yedi o kadar. Yeri geliyordu komutanları bile telefonla arıyorduk. Ben kıdemliydim üsteğmeni sivil hattımla arıyordum öyle garip bir yerdi. Yani hattı getirmemezlik yapmayın içeride herkes kullanıyor. Zaten Askercell’i ikinci-üçüncü hafta açılan bir sürü de insan vardı. Birisinin hiç açılmadı adam boş yere 850 lira verdi.

- Kimisi için önemli olan bir şey söyleyeyim. O tuşlu telefonların SD kartları oluyor ondan bir tane alıp içine istediğiniz şarkıları atarsanız koğuşta dinlersiniz. Ben önemsemedim ama aradan bir 10 gün geçince müzik dinleme ihtiyacı hissediyorsunuz. İsterseniz üşenmeden kendinize bir karışık mp3 hazırlayın. Bir tane de kulaklık alırsınız bölükte sağda solda otururken elde kola, ağızda cuğara, kulakta müzik takılırsınız. Bizde bir eleman hoparlörden güncel müzikleri dinletiyordu herkes etrafına toplanıyordu. Herif mobil pavyon gibi geziyordu ortalıkta

- Askerden önce hamama giderseniz o sizi bitene kadar idare eder. Orada öyle uzun uzun duş alma şansınız olmayacak. Suyu döküp çıkacaksınız. Cehenneme düşerseniz zaten duş şansınız da olmayacak. O yüzden bu taktiği size kimse vermez bak hamama gidin bana dua edersiniz.

- Gitmeden saçınızı da kısacık kestirin son hafta koyun kırpar gibi tıraş ediyorlar siz sadece enseyi aldırır kurtarırsınız. Bunun sebebi saçında bir ton hastalığı olan insan var aynı makineyi kullanacaksınız. En azından enseyi alır hemen duşa girersiniz bunu da sakın atlamayın.

- Temassız bir banka kartı götürün orada uzun uzun sıra bekleyeceksiniz. Karta şifre girenlere tüm sıra küfür ediyordu haberiniz olsun.

- Askeriyede fotoğraf çekimi için bir keresinde nakit istediler ve yine ödemesi Mehmetçik Vakfı'na yatan bir sigortadan bahsedildi onun da ücretini nakit aldılar. Normalde nakit geçmiyor da yine de fotoğraf çektirmek istersiniz vs. üstünüzde 5 tane yüzlük bulundurun.

- Sigara içiyorsanız 2 karton götürün çünkü kantinde her gün farklı bir sigara gelir mecburiyetten içmek zorunda kalırsınız. Kantine Touch Blue, kısa Parliament falan gelmiyor kimsenin içmediği, daha önce görüp duymadığı sigaraları getiriyorlar.

- Askeriyeye girişte sevk belgenizin çıktısı olması gerekiyor. Bazıları bunu unutup içeriye giremedi haberiniz olsun yine yazayım dedim.

- Gelirken valizinize döneceğiniz gün için temiz giysiler koymayı unutmayın. Bunlar ayrı bir poşette olsun. Bunun sebebi ilk gün geldiğiniz kıyafetler ile ter içinde kalıp onları 1 ay valizde bekleteceğinizden dönerken giymek istemeyebilirsiniz.

- İlk gün için çok önemli bir şey söyleyeceğim. Valizin içinde açılmamış şişe su ile gelin çünkü ilk gün koğuşa gidene kadar günün sonuna gelmiş oluyorsunuz. Kantine gidip de su alacak fırsatınız olmayacak. İlk gece o kadar koşturmanın üstüne susayacaksınız ve su bulamayacaksınız. Ben sabah kalkıp dişimi fırçalayacaktım macun ağzımda bir türlü köpürmüyordu dilim damağım o kadar kurumuştu yani. Bunu da not edin.

- Botu 1 numara büyük alın. Daha doğrusu ilk önce kendi numaranızı giyin eğer tam olduysa bir büyüğünü alın. Benim normalde giydiğim numara bana bol durdu. Dar olursa ayaklarınız daha çok şişip daha çok su toplar. Tırnak batması riskiniz de artar.

- Bot ve spor ayakkabı için kilit alın çünkü ilk günlerde botlar çok karışır. Adam girişte botu 45 alır sonra bu bol geldi der başkasının 42 numarasını alır böyle heriflerden çok gördük.

- Dönüş biletinizi en geç 10 gün kala almaya bakın. Sakın son günlere hatta son haftaya bırakmayın hiçbir yerde bilet bulamazsınız. Amasya’ya 5000 asker geliyor valla bir gün daha kalmak zorunda kalırsınız haberiniz olsun. Ya da Çorum’dan, Samsun’dan aktarma yaparsınız.

- Hiç sakal tıraşı olmadıysanız gitmeye 1-2 hafta kala ufak ufak günlük tıraşa başlayın orada kendini kesen çok insan vardı.

- Giriş sizin için sıcağın altında çok zor geçecek. Sürekli oradan oraya koşturup evrak dolduruyorsunuz. En son kamuflajları falan alıp bölüğünüze gidiyorsunuz. İki tip bölük var, cehennem ve prenses. Ben prensese düştüm şartlar cehenneme göre daha iyiydi. Cehennem bölüğünde 3 günde bir duş hakkınız var. Sivil eşya deposuna gitme şansınız yok. Duş-tuvalet vs. her şey koğuşun dışında ve uzakta yer alıyor. Prenses bölüğünde her şey koğuşun içerisinde olması gerektiği gibi. 7/24 duş imkanınız var. Sadece sıcak suyun saatleri vardı. Ben soğuk yıkanacağım derseniz istediğiniz zaman giriyordunuz. Sivil eşya depomuz koğuşun alt katındaydı 2-3 günde bir açılıyordu valizinizden dolabınıza malzeme taşıyabiliyordunuz. Ben askeriyeye saat 2-2.30 gibi girdim prensese düştüm. Benden daha erken girenler cehenneme düşmüş. Bunu genel olarak böyledir diye söylemiyorum benim celbimde durum buydu.

- Temmuz'da Amasya inanılmaz sıcaktı 45 dereceleri gördük. Saat 7-8 gibi Güneş kavurmaya bir başlıyor akşam 7-8'e kadar. Giderken mutlaka kaliteli bir güneş kremi götürün ilk günden itibaren açıkta kalan her yerinize uygulayın. Bayağı yanıp kararacaksınız. Ben beyaz tenliyim hayatımda ilk defa bu şekilde karardım ve ilk günkü yanıklarımda kollarım su topladı. Sakın es geçmeyin güzel bir krem alın her yemek molasından sonra kollarınıza, ensenize, kulakların üstlerine ve arkalarına, boynunuza iyice sürün.

- Temmuz ayında gittiğim zaman nizamiyeye girdikten sonra aldıklarım: kamuflajlar, botlar, eşofman takımı, kulak tıkacı, künye, şapka, 2 tişört, 2 don, 2 çorap, bir adet baş havlusu ve bir adet vücut havlusu.

- Bölüğe gelince aldıklarım: Tıraş köpüğü, tıraş bıçağı, permatik, diş fırçası, diş macunu, bir kalıp sabun, bir küçük şişe şampuan, 2 dolap askısı.

- İlk günler için birkaç tane temiz çamaşır-çorap götürün. Onlar 2 tane veriyor siz de 2-3 götürürseniz iyi olur. Cehenneme düşerseniz sivil eşyaya gitme durumunuz olmayacak o yüzden fazla eşya almayın. Dolaplar küçük ve dolap düzenine göre yerleşeceksiniz. Bizim dolaplara en fazla 7-8 çamaşır sığardı. Altta çamaşır üstte havlular olacak şekilde yerleşiyorsunuz ve çamaşırlar gözükmeyecek. Bunlar her sabah kontrol ediliyor zaten gittiğiniz zaman bunlar size anlatılacak merak etmeyin. 30 tane çamaşır alırsın cehenneme düştüğünde sivil eşyayı sadece son gün görürsün o kadar malzeme ziyan olur. Zaten dördüncü-beşinci günde sizi ihtiyaçlarınızı almak için merkez kantine götürecekler orada her şeyi alacaksınız. Tıraş çantası, kirli-temiz çamaşır torbası zorunlu. Bunları ister giderken götürün ister kantinden alın size kalmış. Size ilk günlerde dolap düzeni vs. her şey anlatılacak almanız gerekenleri de kantinden aldıracaklar. Orada verilen jilet ve diş fırçası kalitesizdi. Diğer malzemelerden şikayetçi olmadım o yüzden bu ikisini götürseniz iyi olur. Kantinde daha kaliteli 3 bıçaklı jiletler de var 5 bıçaklı jiletler de. Sonra gider oradan da alırsınız. İlk günler için asker cüzdanı, bot için vatka, ayak için pudra, tıraş olmayı bilmiyorsanız kan taşı, bot ve spor ayakkabı için kilit, terlik, tıraş kolonyası ve losyonu, iyi bir güneş kremi, tuvalet kağıdı, tırnak makası, cımbız götürseniz yeterlidir.

- Dolaplar kitlenmiyor. Sabah içtimadayken komutan gidip koğuşları gezer yatak ve dolap düzenini kontrol eder. Dolaplar kitlenmediği için çok sigara çalınırdı bunu aklınızda tutun. Çok değerli şeyleriniz varsa sakın götürmeyin. Öyle pahalı bir tıraş makineniz falan vardır bunları yanınıza almayın. İlk günlerde herkes birbirinden çekindiğinden cesaret etmiyorlar ama 2. haftadan itibaren deodorant, şampuan, sigara, çamaşır, tıraş bıçağı vs. bir bakmışın uçmuş gitmiş. O yüzden gelirken bir şey götürmeyin evinde kaliteli bir tıraş losyonun, parfümün vardır gözünün yaşına bakmazlar. Bedelli bölüğü diye kimse ilişmez demeyin anasının babasının parasını yatırdığı bir ton it kopuk olacak. Eskiden bunları adam etsinler diye askere güle oynaya gönderirlerdi şimdi bedelli parasını ödüyorlar gerçekten çok garip. O yüzden kantindeki malzemeler ile idare edin. Zaten oraya da market ürünleri geliyor öyle adı sanı duyulmamış ürünler yok. Marketteki şampuan kantinde de satılıyor.

- Çamaşır yıkanma olayı yok. Millet lavaboda kirlisini yıkardı ya da kantinden temiz çamaşır alıp duştan duşa kullan at yapardı. Seçim size kalmış. Ben internetten 12'li set alarak gittim, kantinden de çamaşır aldım en güzel tişört ve don askeriyenin verdikleriydi.

- Ayaklarınızı gün içinde fırsat buldukça sabunla yıkayın ve temiz çorap giyin. Ayak tırnaklarınızı gitmeden önce güzelce kesin orada rahat edersiniz. Ayak mantarı ve tırnak mantarı çok yaygın. Sürekli yıkadıktan sonra kurulayıp pudra kullanın. Bunu yapmaya üşenmeyin orada mantar kapan bir dünya insan oldu ömürlerinin sonuna kadar losyon vs. kullanıp duracaklar. Ayak bakımı için üşenmeyin sonra çok pişman olursunuz. Çıplak ayakla sakın duşta vs. yerlere basmayın ve kimse ile çorap-terlik değiştirmeyin. Genel olarak kişisel eşyaları paylaşmayın binbir türlü hastalığı olan insan var. Bizim son hafta 3. bölükte uyuz patladı kantin sıralarında falan yakın durmayın temas etmeyin diye uyarıyorlardı. 45 derece havada hiç yıkanmadan askerliği bitiren insanlar göreceksiniz kendinize dikkat edin.

- Vatka için size kendi bulduğum bir taktiği vereyim sonra tüm bölük yapmaya başladı bayağı rahat ettik. Botun içine ya da çorabın içine koyduğunuz zaman sürekli kayıp duruyor o yüzden çorabı giydikten sonra vatkayı topuğunuza yerleştirip çorabı üstten aşağıya doğru katlayın. Vatka çorabın arasında sıkışık sabit dursun yani. Böylelikle günü kurtarırsınız.

- Vücut kıllarınız uzunsa gitmeden önce bunları almanız sizi sıcakta bayağı rahat ettirir. En azından makine ile kısaltın.

- Yaz günü giderseniz sizi orada en çok zorlayan şey sıcak, susuzluk olacak. İçtima öncesi su alıp kamuflajın cebine koymayı alışkanlık edineceksiniz. Eğitim alanlarına da seyyar arabalar geliyor istirahat verildiğinde oradan su alırsınız. Amasya öyle güle oynaya askerlik yapabileceğiniz bir yer değil. Komutanlar oldukça sıkı öyle tembelliğe falan hiç toleransları yok. 26 gün de olsa olması gerektiği gibi askerlik yapacaksınız haberiniz olsun. Sürekli yürüyüp koşturmaya hazırlıklı olun. Ben askerde 1 ayda 8 kilo verdim. Bazen o bölükte bir tanesi denyoluk yapacak fatura herkese kesilecek. Askerde ödül, ceza almamaktır bunu aklınızda tutun.

- Orada ilk hafta size kiminle nasıl konuşmanız gerektiğini, nasıl tekmil vermeniz gerektiğini, bir sorunu nasıl bildirmeniz gerektiğini vb. hepsini defalarca anlatacaklar merak etmeyin. Oraya herkes ilk defa gidiyor ve her şey sıfırdan anlatılıyor. Türkiye'nin dört bir yanından gelen insanlar var. Hayatında okul yüzü görmemiş birinin bile anlayacağı şekilde izah ediliyor. Bir hafta geçirince bütün düzene alışacaksınız. Askerliğin havalı yanları da var tuğgeneral görüp selam vereceksiniz o da size selam verecek. Selam almak zorunlu yani öyle rütbeli görüp önünden geçip gidemiyorsunuz. Selam vermek zorundasınız o da almak zorunda. Ama tabi sistemde şöyle bir boşluk var rütbeliye selam vermeden geçerseniz sizi “Ne selam vermeden geçiyorsun?” diye azarlar. Ama siz gidip rütbeliye “Sen benim selamımı niye almadın?” diyemiyorsunuz.

- Askerde mantık aramayacaksınız, verilen emri sorgulamayacaksınız, işleyişe kafa yormayacaksınız. Giderken beyninizi evde bırakıp da gidin. Bize ilk gün komutan bir laf kullandı “Burada ince düşünene kalın girer.” dedi.

- Askerde içtimalarda falan hep ortalarda durun. İlk sıralara ya da son sıralara yerleşirseniz rastgele iş kitlenir. “Her takımdan ilk 3 sıra gelsin.” derler gidersiniz. Ya da “Arka 5’li gelsin.” derler. İstirahat zamanlarında da fazla ayak altında dolanmayın “Mehmetçik gel buraya.” lafını her an duyabilirsiniz. Bu genelde bir yerden bir yere bir şeyler taşınacak bildirisi olur.

- Yemekhane benim dönemim için kötüydü diyebilirim. 3-4 sefer gerçekten güzel diyebileceğim yemek çıktı. Ben yemek ayırt etmem yeter ki güzel hazırlansın ama açık konuşayım kötüydü. Özellikle makarnayı ve pilavı çok kötü yapıyorlardı. Hadi pilav neyse de bir makarna nasıl bu kadar kötü yapılır gerçekten anlamadım. Yemeklere alternatif olarak pide, dürüm, kantindeki ıvır zıvırlar vardı.

- Gerçekten hastaysanız revire gidin ve durumunuzu doğru şekilde ifade edin. Eğitimden kaytarmak için ya da burnum akıyor gibi basit sebeplerle revire giderseniz 4 gün istirahat yapıştırırlar herkesin evine gittiği gün siz arkalarından bakarsınız. Doktor istirahat öncesi genel olarak soruyor "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye. "Kötüyüm." dersen istirahat yazar. "Bugünü atlatıp uyuyayım yarına toparlarım." dersen kurtarırsın. Tabi gerçekten kötüsünüzdür istirahate ihtiyacınız vardır yalan söyleyin demiyorum. Sağlığınızla kumar oynamayın ama hapşırdınız diye de revire gitmeyin.

- Orada çok ağır bir hastalık süreciniz olacak. Başta kuru öksürük ve hapşırık ile başlayıp sonrasında ateş, mide bulantısı, kusma, ishal, boğaz ağrısı ve halsizlik ile devam edecek. Ben bir gece 00.30 gibi ateş ve mide bulantısıyla uyandım beni apar topar revire götürdüler. Serum yedim ve ilaç yazıldı. İlaçlar bir gün sonrasında size ulaşıyor. Döner dönmez de doktora kontrole gittim direkt antibiyotik tedavisine başladım. Son birkaç gün kala göz enfeksiyonu da yayıldı herkesin gözleri kıpkırmızı ve uykuda çapaktan gözler kapanıyordu. Orada el yıkamayı bilmeyen, mıntıka yaptıktan sonra yemeğe oturan bir ton pis adam göreceksiniz bunlar yüzünden olan size olacak. Elini yıkamayı bilmeyen adamı tuvalet mıntıkasına verecekler o adam çıkar çıkmaz sigara içecek sonra koğuşta gece öksürerek, hapşırarak hastalığı yayacak.

- Ben takım kıdemlisiydim bir de bölük kıdemlisi vardı ikisine de gönüllü olmayın. Bir dünya avelin sorumluğunu aldım. Takımdaki adam bir halt yer "Nerede kıdemli? diye sorarlar. O hata yapana hiçbir şey denilmiyor. Kıdemliye "Bu bir daha bunu yapmayacak." diyorlar. Özellikle son gün o çarşaf değişiminde ananızdan doğduğunuza pişman edecekler. 10-15 tane hıyar çarşafını değiştirmeden aşağı indi hepsini 3-4 arkadaşımla değiştirdik. O çarşafları değiştirmeden çıkamazsınız gittiğiniz zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız. İşin kötüsü ben seçmedim kıdemli olmayı komutan "Sen güzel tekmil veriyorsun seni kıdemli yaptım." dedi "Emredersiniz." deyip geçtim. Orada öyle "Ya komutanım başkasını alın..." falan reddetme şansınız yok. 2 tane laf kullanacaksınız: "Emredersiniz!" ve "Sağ ol!".

- İlk anlarda mesleklere göre sorular sorulacak. Eğer eğitimden kaytarayım yata yata askerliği bitireyim diyorsanız, komutan "Aranızda depocu olmak isteyen var mı?" diye sorarsa kendinizi yere atın, parçalayın depocu olun. Bunlar sabahtan akşama kadar komutanlarla oturup çay-sigara içti. Eğitim alanının yerini bilmezler, uygun adım bilmezler, marş bilmezler. Biz güneşin altında kavrulduk bunlar gölgede oturdu çayını içti. İşimiz nakliye-kargo falan deyin kendinizi depoya aldırın.

- Her yere oturmayın kene yapışan bir sürü insan oldu. Öyle ormanın derinlerine falan gidip yatıp uzanmayın. Kene yapışanı direkt revire götürüyorlardı kimseden de bir sıkıntı duymadım ama dikkat etmenizde fayda var.

- İnsanlarla fazla didişmeyin ama kendinizi de kullandırmayın. Orada karakteri sıkıntılı olan bir dünya insan olacak. İki seçeneğiniz var; samimi olup kendinizi kullandırısınız, zıt gidip düşmanlığını kazanırsınız. Bir sıkıntınız olduğu zaman hır gür yerine gidin durumu komutanınıza güzelce izah edin komutan gerekeni yapar. Güzel tekmil veren, nizami konuşan insanları komutanlar çok sever. Bir komutanın gözüne girdiğiniz vakit sırtınız yere gelmez. Bunu yalakalık için söylemiyorum öyle adamı kimse sevmez sadece efendilikten ve nizamdan bahsediyorum. Askerde sabrınızı çok zorlayan adamlar olacak kendinize mukayyet olun. Sorunlarınızı komutanlarınıza iletin. Askerde bir kavgaya karıştığınız zaman başınızdan geçecek süreci araştırın aklınızın bir köşesinde dursun.

- Komutandan komutana da çok fark var. Bazı komutanı görürsünüz kantinden aldığını eliyle pay eder oturur askerlerin arasına yer, içer, karı kız muhabbeti yapar, dertleşir… Bazısı var bir şey sormanız gerekir 50 kere düşünürsünüz. O yüzden ilk denk geldiğiniz komutan böyle abi kardeş kıvamında yaklaşırsa diğerleri de öyledir sanmayın. Genel olarak rütbelilerle bir sorununuz olmaz size çavuş vs. ter döktürür. Ben bizim bölüğün çavuşuyla muhatap olmaktansa albayla muhatap olmayı tercih ederdim.

- Bu arada komik ama acıklı bir şey söyleyeyim
Son hafta size "Tören yürüyüşüne katılmayacak olan var mı?" diye sorulacak. Ben katılmanızı öneririm çünkü gidene kadarki tüm mıntıkayı yürümeyen ekibe yaptıracaklar. Normalde her gün takım takım mıntıka yapılır ama tören haftası mıntıka sadece katılmayanlara yaptırıldı. Biz bir gün kan ter içinde provadan geldiğimizde yürümeyen ekibi elinde kola-sigarayla otururken gördük. İçlerinden bazıları "İyi yürüdünüz mü ehehehehe" dedi o günden sonra kıyamet koptu. Millet tuvalette, duşta bokunu duvarlara sürmeye başladı o yüzden ben size yürümenizi öneririm. Sizden de birkaç tane boş boğazlı bu lafı kullanırsa o mıntıkayı başınıza bela ederler. Zaten askere gitmişsin törene katılmamazlık etmeyin derim hayatınızda bir sefer yaşayacağınız bir şey. Benim gibi çoğu kişinin ailesi gelmedi ona rağmen bağırabildiğimiz kadar bağırıp elimizden gelen en iyi yürüyüşü yaptık. Askerlik o yönden güzel bağırın bağırabildiğiniz kadar kimse size niye bağırıyorsun demiyor.

- Terhis bilgilerim sisteme tam 28 günde düştü.

Evet dostlar genel olarak aklıma gelen her şeyi yazdım imlada kusur olduysa mazur görün. Allah hepinize sağ salim dönmeyi nasip etsin. Yorumu öne çıkararak daha çok insanın bilgi almasını sağlayabilirsiniz.