Şimdi Ara

Zekanın gizlenmek zorunda olması

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
1
Favori
224
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • En sevilen insanlar en aptal ve saf gözükenlerdir.


    Zeka, "kas ve kuvvet" gibi bir güç değildir.


    Kaslı ve kuvvetli adamı, gördüğün an anlarsın ve yumruk yemeden geri çekilirsin. Ancak zeki birini gördüğün an anlayamazsın. Sağlam bir yumruğu yediğinde anlarsın


    Kas ve kuvvet, dosta güven, düşmana korku verir.


    Ama zeka, hem düşmana hem de dosta korku verir.


    Zeki olduğunda sana güvenmezler, güçlü olduğunda güvenirler.


    Yani zeka sır gibi saklanmalıdır, gösterdiğinde güvenilmez ve sevilmeyen biri oluyorsun.


    İnsanın sosyal doğasında ne büyük bir çelişkiler var değil mi?




  • Çok fazla sorunlu insanın, sorunludan kastım, fazlasıyla bilgisiz, travmalı, tepkisel karakterin bulunduğu yerde - bilhassa umursamaz - bir zeka gösterimi nefret oklarını üzerine çekiyor. Bu aforoza kadar gidebiliyor. Zeka daha nitelikli ortamlarda belki kıskançlığa yol açsa da gene de takdir topluyor. Bir nitelik hatta akılcılıkla beraber erdem addediliyor.


    Bu arada zeka(m) en emin olamadığım konulardan biri. Bazen tam bir aptal gibi hissediyorum, bazen de parlak bir dahi. Bu anlamda zeka daha çok bilişsel bir kıvraklığın, yaratıcılığın, anlamlandırabilmenin, kavrayabilmenin, yorumlayabilmenin, ifade edebilmenin koşullara göre değişen bir miktarı. Diğer bir deyişle bazen daha zeki, bazen daha ahmağız.


    Bu çerçevede genelde iyi olduğumuz konularda zeki, olmadıklarımızda - ki bu genelde iyi olduğumuz konulardan daha fazladır - şapşalız. En azından ortalamayız.

  • Sosyal çelişkilere ek olarak... bence zeka ve bilgi uzun süre saklanamaz. Bilgisizlik ve yeteneksizlikler saklanabilirler ama zeka kendini belli eder. Saklanması mümkün değil.


    Neyse ki zekanın da kendi içinde çelişkileri var. Uzun süre, klinik bir yöntemcilikle zekanın tek bir doğrultuda ölçülmesine alıştık ve istatistik bir veri netliğinde olduğu hissine kapıldık. 90'lardan itibaren odaklanma, dikkat performansı gibi klinik dışı araştırmalarla beraber Daniel Goleman'ın 'Duygusal Zeka'sı gibi pek çok itiraz geldi ve zekanın çok akslı olduğunu hatırladık. Mesela spastisite (klinik değil, olgu olarak) tahmin edilemezlik yönünden yüksek bir zekayı temsil ederken anlamlandırma (semiyotik) gibi sistematik alanlarda eksikli bir zekaya denk gelebilir. Bunun gibi, hangi zekanın nerede önceliklendiği ile ilgili kararlarınızda ortaklıklar bulduğunuzda zeki kişilerin de aralarında karşılıklı güveni tecrübe etmeleri mümkün. Bu halde karşılıklı güven daha uzun sürede kazanılıyor ama güvenin zarar görmesi de bence daha zor oluyor.





  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Zekanın özüne dair iyi bir noktasını değindin :

    Herkes, kendini kaslı ve güçlü sanamazken, herkes , kendini zeki sanabiliyor.

    Yani en aptal insan bile kendinin zeki olduğunu iddaa etmeye meyilli oluyor.

    Bu kadar ölçülmesi zor ve belirsiz bir kavramı yarıştırmak, düşük zeka belirtisi olabilir.

    Çünkü gerçek zeka, çatışmaya odaklanmak yerine hedefe odaklı olmalı.

  • Karbon 12 K kullanıcısına yanıt

    Zeka gerçekten çok çeşitli birşey. Yüksek analitik zeka sahibi birisi, sosyal zeka konusunda yerlerde olabiliyor.

    Ancak insanların çoğunun vasat olduğunu düşünürsek, bence %80'i kadarı. Bu zekayı o %80'den gizlemek gerekiyor.

    Zeki insanlar elbette kolaylıkla kimin zeki olduğunu kendi aralarında anlayabiliyor. Gizlemek onlara karşı mümkün olmuyor.

    Doğrusu birinin senden daha zeki olduğunu anlamak, daha aptal olduğunu anlamaktan kat be kat daha zor.

    Ancak yine de zeki birinin aptaldan daha büyük tehdit olabileceği ihtimali de var.

  • Perceptron kullanıcısına yanıt

    Etkin bir zekanın gölgelerde yürüyeceği cazip bir varsayım ama gerçek zekanın nasıl tanımla(n)dığına bağlı. Tabii ki insanlar gerçek zekanın ne olduğuna dair hemfikir olmadıkları veya olamadıkları için genelgeçer bir tanım bulunmuyor. Ama makul bir hareket noktasından ve noktalarından - çok boyutlu bir ölçüm ne kadar zor hatta belki de imkansız olsa da - yürüyebiliriz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • drozgur1 D kullanıcısına yanıt

    Zeka değil de deha demek daha doğru olur. Schopenhauer, dehasını saklamayıp münzevileşti. Zekilerin değil de dahilerin kaderi bu.

  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    Doğru diyorsun. Biri kendine güçlüyüm diyebilir fakat o gücünü kanıtlayacak hamleyi yapıp yapamaması kolaylıkla belirler kendi yargısının doğruluğunu. Fiziksel güç, kas bunlar somut şeyler olduğundan kolaylıkla tespit edilebiliyor.

    Zekaya aynısını diyemiyoruz çünkü soyut bir kavram. E haliyle soyut olunca da göreceli bir kavram olmaya kayıyor. Göreceli olunca da çık çıkabilirsen işin içinden.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • evrimsel biyoloji okuduğun zaman aslında saçmaladığını anlıyor olacaksın. zeka, hayatta karşına çıkan problemleri çözme yetisidir. hepsi bu. eğer burada gerçekten tebrik edilmesi gereken bir meziyet varsa o da iradedir.


    insanları yapabileceği, erişebileceği noktaya çıkartan, potansiyelini gerçekleştirmesini sağlayan yegane şeydir irade. ortalama zekaya sahip iradeli insan yüksek zekaya sahip işlevsiz bir insandan daha kıymetlidir. ağustos böceği karınca misali.


    beyaz yakanın zeka takıntısından vazgeçmesi gerek, ekşi sözlükte tonla bu mentalitede insan kaynıyor ki beyaz yakanın tapınağıdır ekşi sözlük.

  • Zeka suan insanin basina bela

    Seni geride tutuyor hatta her seyi hesap etmekten eyleme gecisi zorlaştırıyor

    Zeki miyim bilmem ama ihtiyacim olan seyin zeka olmadigini biliyorum

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.