Şimdi Ara

## Yolculuk Sırasında Karşılaşılan İlginç ve Komik Olaylar ## (12. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
244
Cevap
19
Favori
12.756
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 1.İzmirden aksaraya geliyoz hanımla arka koltukta bir abla yanında annesi sanırım var birde ufak çocukları var.Gece oldu herkes uyudu bizde uyuduk sabah beş sıraları otobüsün ışıkları yandı bi uyandım ayağımın dipinde bir şey var.Bi baktım bi çocuk ayağım dibine gelmiş arakadaki abla çoçuğu ayağının dibine yatırmış gecede çocuk yuvarlana yuvarlana bizim sıraya gelmiş çocuğu aldık ablaya geri uzattık
    2.Şöfor bir arkadaş anlattı ordu-istanbul arası otobüs şoförlüğü yapıyor yanına bi eleman vermişler bizim arkadaşın uykusu gelmiş otobsü buna vermiş aşağı inmiş uyumaya aradan bir zaman geçtikten sonra bu yukarı çıkmış şoförün yanına gitmiş birde ne görsün çorum tabelesi bu salak samsunda yolu karıştırmış çoruma dönmüş millette uyuyor çaktırmadan otobüsü çevirip istanbul yoluna geri dönmüşler
    3.Aksaray'dan izmir'e gidiyorum gece oldu önde iki bayan oturuyor arkalarındada iki apachi elemanlar kızlar uyurken cam tarafından kolunu uzatmış kızın saçı ile oynuyor.Muavinde arkadan bunu bir gördü geldi bunu tuttu kavga başladı ilk molada bunları otobğsden attılar.
    iki senedir otobüse binmiyorum kendi aracımla yolculuk yapıyorum dünya varmış bir daha otobüslere binmek nasip etmez kazma adamalarla muhatap olmuyon.




  • kendi arabamızla giderken ordu civarlarında bi siyah caddy vardı bi tanede sarı tır neden bilmiyorum ama tır caddynin önünde caddy geçmey çalıştıkça arkayı adamın üzerine savuruyor ama öyle böyle değil neyse sonra bi kaç kişi geçti felan bizde geçtik tırın yanından bizde de siyah golf var adam ne sinirle bakıyor neyse ileri gittik felan bu caddy nasıl geçtiyse tırı geçmiş polisin yanında bekliyordu
  • dolmuştayız;bi abla zınk diye kaldırımdan minibüsün önüne fırladı.adam zar zor kadına 1 metre kala durdurdu minibüsü .sonra kafayı camdan çıkarıp '' bu enişteye benzemez abla; altına aldımı öldürür'' diyince tüm minibüs bastıydı kahkahayı[8D]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi legen.(WFI).dary -- 20 Ağustos 2011; 3:37:57 >
  • Babamla istanbula gidiyorduk.
    En arkanın önündeki sağdaki koltuklarda oturuyorduk.
    Arkadaki eleman 5 dk da 1 telefonla bağıra bağıra telefonla konuşuyordu.Taa şoför bile duyabilirdi hatta.
    Neyse böyle böyle adam konuşmaya devam ediyo bağıra bağıra kürtçe bişeyler söylüyo hiçbişey de anlayamadık.Adamı defalarca uyardılar adam inadına susmadı
    Bide yolculuğun sonuna doğru ayakkabılarını çıkartıp uzatınca çorap kokusunu çekmek zorunda kaldık burnumuzu tutuyorduk resmen

    Kısacası kötü bir yolculuk oldu.
  • Sene 2003 malatya da acemi birliğimi yaptım dağıtım iznine geliyordum istanbula tam hangi firma olduğunu hatırlamıyorum dandikten bir firmaydı. otobüste ben ve 45-50 yaşlarında hafif kilolu bir bayan vardı müşteri olarak.. malatyadan izmite gelene kadar muavin + 2 şöför canı sıkıldıkça bayanla birlikte oldular değiş dokuş yaparak.. hatta bir ara muavin abi çekinme kadına sordum bir şey demedi sende gel dediğini de bilirim.. cenabet cenabet yolculuk yaptılar. Allahtan başımıza birşey gelmedi..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi n0mad34 -- 20 Ağustos 2011; 6:06:31 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gsakin

    Sene 2003 malatya da acemi birliğimi yaptım dağıtım iznine geliyordum istanbula tam hangi firma olduğunu hatırlamıyorum dandikten bir firmaydı. otobüste ben ve 45-50 yaşlarında hafif kilolu bir bayan vardı müşteri olarak.. malatyadan izmite gelene kadar muavin + 2 şöför canı sıkıldıkça bayanla birlikte oldular değiş dokuş yaparak.. hatta bir ara muavin abi çekinme kadına sordum bir şey demedi sende gel dediğini de bilirim.. cenabet cenabet yolculuk yaptılar. Allahtan başımıza birşey gelmedi..


    icraatı uyudukları yerdemı yapıyolardı? ve otobüste bulunan diğer kişiler ses çıkarmadımı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: legen.(WFI).dary


    quote:

    Orijinalden alıntı: gsakin

    Sene 2003 malatya da acemi birliğimi yaptım dağıtım iznine geliyordum istanbula tam hangi firma olduğunu hatırlamıyorum dandikten bir firmaydı. otobüste ben ve 45-50 yaşlarında hafif kilolu bir bayan vardı müşteri olarak.. malatyadan izmite gelene kadar muavin + 2 şöför canı sıkıldıkça bayanla birlikte oldular değiş dokuş yaparak.. hatta bir ara muavin abi çekinme kadına sordum bir şey demedi sende gel dediğini de bilirim.. cenabet cenabet yolculuk yaptılar. Allahtan başımıza birşey gelmedi..


    icraatı uyudukları yerdemı yapıyolardı? ve otobüste bulunan diğer kişiler ses çıkarmadımı?


    Benim yazdıklarımı tekrar okurmusun.. bende kadın var müşteri olarak.. o işi yaptıkları yer en arka koltuk.




  • ucaktayım yurtdışına giderken,gece saat 3 midem nasıl bulanıyor.Tuvalete gideceğim yolda da bi teyze var 70 küsür yaslarında agri bastırınca kapının karısına gectim sırtı duvara verdim neyse.Teyzem bi geldi,o da tuvalete gidecekmiş,uçağın çıkış kapısını yani bildiginiz dis kapiyi zorlamaya basladı zaten karnım agriyo sinirlerim bozuktu bunun üstüne bir gülme krizine girdim 3 hostes geldi kadına siz ne yapmaya calısıyorsunuz amacınız ne hepimizi öldürmek mi diyolardı




  • Balıkesir merkezde sadece bir tane avm vardır. Oda biraz uzak olduğu için bedava otobüsü vardı ama saat kaç olursa olsun tamamiyle dolu olurdu. Biz arkadaşımla otobüse bindik yine her yer doluydu bir yer boştu onada ben oturdum. O ayakta giderken arkadan teyzenin biri gel oğlum kucağıma otur istersen dedi arkadaşıma (Arkadaşım 1.80 boyunda 70 kilo) Arkadaşım hayır teyze falan dediysede kadın kucağına değilde yanına oturmasına ikna etti bir koltukta sıkışa sıkışa yolculuk yaptılar
  • Up
  • 5 yaşındaydım Trabzon'dan Ankara'ya geliyoruz.Şoför koltuğunun arkasındayız.Benim çişim geldi o zamanda otobüslerde tuvalet yok.Molaya da daha çok var.Biraz tutayım falan derken en son çare su şişesine işemek oldu havada karanlık görmüyorum nereye yaptığımı.Sonradan fark ettim ki şoförün kafasına yapıyomuşum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: forumid_12

    Boy 1.94 :D Makine bölümünde okuyunca kız gördünmü bünye biraz değişiyo. Neyse son günler. Fakülteye bi uğrayım dedim. Otobüse bindim. Tek erkek benim. Ve tıklım tıklım. Bende heycan elim terliyo filan. Kampüs içinde ilk fakülte mühendislik fakültesi. Adam durdu önünde. Baktım inen yok. Herkes bana bakıyo. Göğsüm kabardı bi anda. Havalandım. Tam inecem adımı bi attım. Otomatik kapının üst tarafındaki kutusuna kafayı bi geçirdim. Hiç bozuntuya vermedim ama arkamada bakamadım.






  • quote:

    Orijinalden alıntı: Manchester City


    quote:

    Orijinalden alıntı: Cehennemden_Cennete

    5-6 yıl oldu sanırım o zaman Kocaeli Üniversitesinde okuyordum, ev Pendik'deydi. Her gün Trenle gidip geliyordum okula. Bi gün okuldan çıktım yine bindim trene, kulağımda CD çalar takılı, oturuyorum koltuğumda.. Birden öyle bir gaz birikti ki içimde, artık patlayacağım sandım. Ve ben bunu sessizce imha ederim deyip bacağımı şöyle hafifce kaldırdım ki gazı çıkarayım... Ulan kulağımda da kulaklık var ama öyle bir gaz çıkarmışım ki, kulağımda müzik bangır bangır çaldığı halde ben bile duydum.

    Sonra... Sonrası malum... Zaten tüm vagon kızlı,erkekli üniversite öğrencisi dolu... Herkesin gözleri bende.. Hemen kaldırdım bana ihanet eden kıçımı ve gidip ilk vagona oturdum.



    harbiden bomba olmuş




  • Otobüsle istanbuldan orduya gidiyoruz memlekete 2 saat falan geçti muavin mikrofonla duyuru yaptı '' 30 dakikalık mola vereceğiz aracınızda değerli eşya bulundarmayınız ayy pardon yanlış oldu dedi güldü kapattı mikrofonu , kadın sonra koltukları dik konuma getiriniz yemek servisi yapacağız dedi
  • Otobüsün en arka koltukları rahat olur felsefemden yola çıkarak bayram tatilindeki boşluğuda fırsat bilerek teyzemlerin bodrumdaki yazlığına gitmeye karar verdim..Kamil koç'dan aldım bileti..Akşamın köründe gidiyorum sabah ineceğim.Önümdede bir çift var acayip yılışık bişeyler(Paso öpüşme yiyişme halleri:))Neyse çocuk polatlıda hızlıca indi koşa koşa tuvalete gitti falan..Çakmadık mevzuyu..Gece saatleri herkes uyumuşken bbböööğğğgggghhh diye bir ses ve eleman abartmıyorum 5lt kustu ve sevgilisinin üstüne..Kusmadan önce bi hareketlenme olmuştu zaten ama böyle birşey olamaz arkadaş herif kustukca kustu yaa..Muavine gerçekten acıdım..Neyse muavin elinden geldiğince temizledi örtü örttüler falan ama otobüs full dolu.Mecbur kusmuğun üstündeki örtüde takılıyolar:)Biri hareket edince hemen koku sarıyor otobüsü..Lan düşününce bile kötü oluyorum:)




  • reserved
  • 2007 senesinde üniversite için dershane hocası ile beraber tercihleri yaptık.Gideceğimiz yer belli aslında,Gaziantep Üniversitesi.Hem okulda hem dershanede aynı sınıfta olduğumuz arkadaş ile tercihlerimiz aynı.Sonuçlar açıklandı;Gaziantep Üniversitesi.
    Danışman hocamızın üniversite arkadaşı da Gaziantep'te yaşıyormuş,o bahaneyle o da bizimle geldi.İlk defa Doğu bölgesine gitmişiz zaten,izzet-i ikram,hizmetler bitmiyor,Gaziantep mutfağı da güzel,yedikçe yiyoruz.3 gün Gaziantep'te kaldık,işlerimizi hallettik,İstanbul'a dönüyoruz.Ancak sadece evimde tuvalete girebilme problemim devam ediyor,hala başka ortamlarda büyük tuvalete giremiyorum.
    Neyse İstanbul'a az kaldı ama önceki gün yediğim sulu cin biberleri etkisini göstermeye başladı.İçimde kasırgalar kopuyor,suratım renkten renge giriyor.
    Muavine tuvalete girmem lazım diye belirttim,otobüsün tuvaletini gösterdi,girdim içeri Ben de.Yanımda da 15-20 tane ıslak mendil.
    Aradan on dakika geçti,muavin Ben tuvaletten çıkmayınca merak etmiş yanımda oturan arkadaşıma sormuş.O da,''Midesi bozuk,daha çıkmaz.'' deyince muavin koşa koşa tuvaletin kapısına geliyor,kapıya vuruyor,''Yapma,yapma! '' diye bağırıyor.Tabi iş işten geçmiş,hızımı almışım,hepsini çıkartmadan çıkar mıyım hiç?
    İşim bitti,çıktım tuvaletten,muavinin suratı bir karış,''Güzel kardeşim,hiç otobüs tuvaletine büyük yapılır mı?'' diye afra-tafra yapıyor.''Arızalıdır,girilmez.'' diye kağıdı yapıştırdı tuvalet kapısına,sanki umumi tuvalet.
    Aradan 1-2 hafta geçti.Yine aynı firmayla İstanbul'dan Gaziantep'e gideceğiz.
    Muavin belli ki unutmamış-unutamamış Beni,bavulları bagaja yerleştirdikten sonra döndü;''Ağabey bak ihtiyacın varsa ofisin üst katında tuvalet var,anahtarı vereyim de işini hallet,sonra bu meret kolay kolay temizlenmiyor.'' deyince gülmeyle karışık bir utanma aldı Beni.
    Çok şükür o yolculuğu kazasız belasız atlattık.


    Bu yaz bizim kuru temizleme dükkanının çamaşırhane kısmının servisini yapıyoruz.Sabahtan öğleye kadar kuzenim,öğleden akşama kadar da Ben direksiyondayım.Ama sabahtan akşama kadar beraberiz,gırgır şamata zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz.
    Sabah servisinde Gümbet'ten dükkana doğru dönüyoruz,trafik tıklım tıklım,ilerlemiyor neredeyse.Yolun sağ tarafındaki kaldırımda da bize doğru yürüyen(arada 50-60 metre var) iki tane turist ablamız var,ikisinin de kilosu almış başını gitmiş.Tam bakıp,yorum yaparken birisi kaldırımdaki merdiveni fark edemedi herhalde,yuvarlanmaya başladı.Ama hani bozuk para elinizden kayar,gittikçe gider ya,aynen o hesap yuvarlandıkça yuvarlanıyor,duramıyor.
    Bizi bir gülme aldı,durduramıyoruz kendimizi.
    O sırada da trafik açılmış,gülmekten arabayı kaldıramıyor kuzen,arkadan korna sesleri geliyor.Kuzen kendisini biraz toparlar gibi oldu,ilerledi,sinyali verdi,yolun yanında durdu.İçimden ''Ne kadar insaflı çocuk,helal olsun yardım edecek.'' diye geçiriyorum ama kuzen camı açtı,parmağı ile işaret etti turiste,başladı gülmeye.Turistin de bacakları sıyrılmış biraz,eliyle ovalıyor ama kuzenin o halini görünce o da bastı kahkahayı.
    Kuzen trafiğin etkisiyle de yola devam etti tabi.
    Ertesi gün turist arabadaki logodan dükkanı bulmuş,dükkana gelmiş,Amcam'a epey şikayet etmiş bizi.Amcam da olayı anlatınca gülmeyle karışık epey kızdı bize,dükkanın imajı zedelenmesin diye arabadaki reklamı söktürdü.


    2005 senesinde teyzemin oğlu ile Almanya'daki fuara gidiyoruz.Bindik uçağa,konuşuyoruz,ediyoruz.
    O sırada önümüzde bir tartışma,hostes yolcuya bir şeyler anlatmaya çalışıyor,bizim yolcu Türk tabi,anlamıyor.
    Eleman şu tepesinde ışığı yanıp sönen Ericsson telefonunu ceketinin cebine koymuş,ceketi de acil çıkış kapısının koluna asmış.Hostes ceketi alıp yolcunun kucağına verdi,telefonunu kapatmasını istedi.Adam yine anlamadı tabi,oradan birisi Türkçe'ye çevirdi hostesin dediklerini,''Telefonunuzu kapatın.'' diye uyardı.Adam söylene söylene ''Otobüs sanki,frenleri tutmayacak ib.enin.''


    Yine İstanbul'dan Gaziantep'e doğru gideceğiz.Her zaman bilet aldığımız firmada bilet bulamadık,zaten bayram dönüşü çoğu firmada bilet yok mecbur başka firmadan yalvar yakar bilet aldık.
    Otobüse girdik,yerimiz en arkanın iki önü.Oturanlar bize tip tip bakıyor yerimize doğru geçerken.Yolculuk başladı,aradan 1-2 saat geçti geçmedi.Önümüzdeki yolcularda bir hareketlenme,herkes koltuklarının üzerindeki bagajlardan paketler falan çıkartıyor,otobüsün içi bir anda lokanta gibi kokmaya başladı.İçeride lahmacun kokuları,şiş kokuları...Teyzenin birisi çıkarttı sürahiyi ayran yapıyor.Tepsi çıktı,amcamın biri başladı çiğ köfte yoğurmaya.
    Biz bir ara durduk,birbirimize bakıyoruz arkadaş ile.''Firma adının hakkını veriyor,tüm ağalar çayırda gibi yayıldı.'' falan diyoruz.
    O sırada arka tarafta davulların vurmaya başlaması ile oturduğumuz yerden resmen zıpladık.
    Meğerse düğün için adamlar otobüs kiralamış,toplu halde eğlene eğlene Gaziantep'e gidiyorlarmış.Firma da otobüste iki kişilik boş yer olduğunu görünce öğrenciyiz,işimiz olsun diye bize satmış biletleri.
    İlerleyen saatlerde sağ olsunlar düğün alayı bizi de eğlenceye kattı,ikramlarını bize de yaptılar,otobüsün ince koridorunda sağlı-sollu halaya girdik,ani frenlerde,virajlarda beraber devrildik,fosur fosur sigara içerek gittik,beraber çiğ köfte yeyip,Gaziantep'teki düğünde de yer aldık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi R0ME -- 8 Aralık 2011; 14:27:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: R0ME

    2007 senesinde üniversite için dershane hocası ile beraber tercihleri yaptık.Gideceğimiz yer belli aslında,Gaziantep Üniversitesi.Hem okulda hem dershanede aynı sınıfta olduğumuz arkadaş ile tercihlerimiz aynı.Sonuçlar açıklandı;Gaziantep Üniversitesi.
    Danışman hocamızın üniversite arkadaşı da Gaziantep'te yaşıyormuş,o bahaneyle o da bizimle geldi.İlk defa Doğu bölgesine gitmişiz zaten,izzet-i ikram,hizmetler bitmiyor,Gaziantep mutfağı da güzel,yedikçe yiyoruz.3 gün Gaziantep'te kaldık,işlerimizi hallettik,İstanbul'a dönüyoruz.Ancak sadece evimde tuvalete girebilme problemim devam ediyor,hala başka ortamlarda büyük tuvalete giremiyorum.
    Neyse İstanbul'a az kaldı ama önceki gün yediğim sulu cin biberleri etkisini göstermeye başladı.İçimde kasırgalar kopuyor,suratım renkten renge giriyor.
    Muavine tuvalete girmem lazım diye belirttim,otobüsün tuvaletini gösterdi,girdim içeri Ben de.Yanımda da 15-20 tane ıslak mendil.
    Aradan on dakika geçti,muavin Ben tuvaletten çıkmayınca merak etmiş yanımda oturan arkadaşıma sormuş.O da,''Midesi bozuk,daha çıkmaz.'' deyince muavin koşa koşa tuvaletin kapısına geliyor,kapıya vuruyor,''Yapma,yapma! '' diye bağırıyor.Tabi iş işten geçmiş,hızımı almışım,hepsini çıkartmadan çıkar mıyım hiç?
    İşim bitti,çıktım tuvaletten,muavinin suratı bir karış,''Güzel kardeşim,hiç otobüs tuvaletine büyük yapılır mı?'' diye afra-tafra yapıyor.''Arızalıdır,girilmez.'' diye kağıdı yapıştırdı tuvalet kapısına,sanki umumi tuvalet.
    Aradan 1-2 hafta geçti.Yine aynı firmayla İstanbul'dan Gaziantep'e gideceğiz.
    Muavin belli ki unutmamış-unutamamış Beni,bavulları bagaja yerleştirdikten sonra döndü;''Ağabey bak ihtiyacın varsa ofisin üst katında tuvalet var,anahtarı vereyim de işini hallet,sonra bu meret kolay kolay temizlenmiyor.'' deyince gülmeyle karışık bir utanma aldı Beni.
    Çok şükür o yolculuğu kazasız belasız atlattık.


    Bu yaz bizim kuru temizleme dükkanının çamaşırhane kısmının servisini yapıyoruz.Sabahtan öğleye kadar kuzenim,öğleden akşama kadar da Ben direksiyondayım.Ama sabahtan akşama kadar beraberiz,gırgır şamata zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz.
    Sabah servisinde Gümbet'ten dükkana doğru dönüyoruz,trafik tıklım tıklım,ilerlemiyor neredeyse.Yolun sağ tarafındaki kaldırımda da bize doğru yürüyen(arada 50-60 metre var) iki tane turist ablamız var,ikisinin de kilosu almış başını gitmiş.Tam bakıp,yorum yaparken birisi kaldırımdaki merdiveni fark edemedi herhalde,yuvarlanmaya başladı.Ama hani bozuk para elinizden kayar,gittikçe gider ya,aynen o hesap yuvarlandıkça yuvarlanıyor,duramıyor.
    Bizi bir gülme aldı,durduramıyoruz kendimizi.
    O sırada da trafik açılmış,gülmekten arabayı kaldıramıyor kuzen,arkadan korna sesleri geliyor.Kuzen kendisini biraz toparlar gibi oldu,ilerledi,sinyali verdi,yolun yanında durdu.İçimden ''Ne kadar insaflı çocuk,helal olsun yardım edecek.'' diye geçiriyorum ama kuzen camı açtı,parmağı ile işaret etti turiste,başladı gülmeye.Turistin de bacakları sıyrılmış biraz,eliyle ovalıyor ama kuzenin o halini görünce o da bastı kahkahayı.
    Kuzen trafiğin etkisiyle de yola devam etti tabi.
    Ertesi gün turist arabadaki logodan dükkanı bulmuş,dükkana gelmiş,Amcam'a epey şikayet etmiş bizi.Amcam da olayı anlatınca gülmeyle karışık epey kızdı bize,dükkanın imajı zedelenmesin diye arabadaki reklamı söktürdü.


    2005 senesinde teyzemin oğlu ile Almanya'daki fuara gidiyoruz.Bindik uçağa,konuşuyoruz,ediyoruz.
    O sırada önümüzde bir tartışma,hostes yolcuya bir şeyler anlatmaya çalışıyor,bizim yolcu Türk tabi,anlamıyor.
    Eleman şu tepesinde ışığı yanıp sönen Ericsson telefonunu ceketinin cebine koymuş,ceketi de acil çıkış kapısının koluna asmış.Hostes ceketi alıp yolcunun kucağına verdi,telefonunu kapatmasını istedi.Adam yine anlamadı tabi,oradan birisi Türkçe'ye çevirdi hostesin dediklerini,''Telefonunuzu kapatın.'' diye uyardı.Adam söylene söylene ''Otobüs sanki,frenleri tutmayacak ib.enin.''


    Yine İstanbul'dan Gaziantep'e doğru gideceğiz.Her zaman bilet aldığımız firmada bilet bulamadık,zaten bayram dönüşü çoğu firmada bilet yok mecbur başka firmadan yalvar yakar bilet aldık.
    Otobüse girdik,yerimiz en arkanın iki önü.Oturanlar bize tip tip bakıyor yerimize doğru geçerken.Yolculuk başladı,aradan 1-2 saat geçti geçmedi.Önümüzdeki yolcularda bir hareketlenme,herkes koltuklarının üzerindeki bagajlardan paketler falan çıkartıyor,otobüsün içi bir anda lokanta gibi kokmaya başladı.İçeride lahmacun kokuları,şiş kokuları...Teyzenin birisi çıkarttı sürahiyi ayran yapıyor.Tepsi çıktı,amcamın biri başladı çiğ köfte yoğurmaya.
    Biz bir ara durduk,birbirimize bakıyoruz arkadaş ile.''Firma adının hakkını veriyor,tüm ağalar çayırda gibi yayıldı.'' falan diyoruz.
    O sırada arka tarafta davulların vurmaya başlaması ile oturduğumuz yerden resmen zıpladık.
    Meğerse düğün için adamlar otobüs kiralamış,toplu halde eğlene eğlene Gaziantep'e gidiyorlarmış.Firma da otobüste iki kişilik boş yer olduğunu görünce öğrenciyiz,işimiz olsun diye bize satmış biletleri.
    İlerleyen saatlerde sağ olsunlar düğün alayı bizi de eğlenceye kattı,ikramlarını bize de yaptılar,otobüsün ince koridorunda sağlı-sollu halaya girdik,ani frenlerde,virajlarda beraber devrildik,fosur fosur sigara içerek gittik,beraber çiğ köfte yeyip,Gaziantep'teki düğünde de yer aldık.

    Valla hocam ne yalan söyleyeyim uçak ve son otobüs maceranızı okudum sadece ama Otobüste çiğ köfte falan gerçekten çok iyi xD hahaha




  • harbiden bomba..
    yapmaa yapmaa
  • Yerimizi alalım, aklıma gelince yazacağım.
  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.