< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
yıllarca komünizmi kötülediler (2. sayfa)



-
-
Komünizm ve sosyalizm insan evriminin bu aşamasında mümkün değil. Toplumsal kazancı bireysel kazancın önünde tutan insan aklıyla mümkün olabilir. Ben günümüz toplumunda böyle bir talep göremiyorum. Ayrıcalık ve üstünlüğe daha meyilliler. Bu karar elbette üst beyinleriyle aldıkları bir karar değil. Hala alt beynin yönettiği bir canlıyız hayvandan pek farkımız yok. Zorla sosyalizm ya da komünizm denendi zaten. Bu şekilde olacak iş değil. Devrimle olmayacak, evrimle olacak.
-
Bu halk doğru insanı seçmez seçemez aydın/filozof diktatörlüğü en iyisiydi ama öldüğün an eskiye dönüyorlar ondan dolayı aydın/filozof diktatörlüğü de işlemiyor ne yapacağız bilmiyorum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Açlıktan ağzı kokan adam bile kapitalizmi savunuyor. Bu sistem asla yıkılmaz.
-
Sorun da orada. Marksist tip komünizmde kutsal kitaptaki cennetin tam eşdeğeri olmasa dahi cennet gibi gerçekleşmeyecek devletsiz, sınıfsız ve mülkiyetsiz (özel mülkiyetsiz) kolektivist bir toplumsal organizasyon tasavvur edildi ve vadedildi. Tabii haliyle bu gerçekleştirilemedi. Mülkiyet, devlet ve sınıf yeterince sofistike her toplumun en temel sosyal kurumları çünkü.
-
Cok makul mantikli bir tespit. Agziniza saglik. Görünüse göre öndeki en büyük engel, insanin yine kendisi, menfaatleri ve pis nefsi. Kimse özünde kimse ile esitlikci falan olmak istemiyor.
-
Komünizme karşı liberallerin savunduğu en tipik argümanlardan biri günümüz reel-komünist/sosyalist ülkelerin rejimlerinin, burjuva-kapitalist batı avrupa'daki rejimlere nazaran daha otoriter ve baskıcı rejimler olduğu yönünde oluyor genellikle. Bu konuya verilen yanıtlarda da bu türden sığ argümanlarla hareket edip komünizmi teorik olarak çürüttüğünü sananları görmemle, birkaç meseleye cevap verme gereği hissettim. Ki zaten sandıkları gibi bugün sosyalist ülkelerin hepsini bu türden baskıcı rejimler listesini almamak gerekiyor. Örneğin, Küba'nın sağladığı bütün bir sağlık, eğitim ve kültürel hizmetlerin hepsi vatandaşlarına ücretsiz temin edilmekte. ABD'nin inanılmaz yaptırımlarına, ambargolarına direnerek bunu başarmakta Küba. Ancak elbette, özellikle, Anglo-sakson ve Avrupa’nın hegemonik burjuva-neoliberal medyasında, sosyalist Küba’nın başarılarından bahsetmek yerine, kapitalizmi, insanlığın yaşayabileceği en iyi sistem gibi sunarak manipülatif haberlerle manipüle etmek daha yeğ bir şey. Burada, kesinlikle reel sosyalizmin 20.yüzyılın ikici yarısından itibaren içinde bulunduğu yozlaşmışlığı reddedip savunma niyetinde değilim. Sovyetler Birliği deneyimi Lenin'den itibaren yalnızca 20-30 yıl başarılı olabilmiş bir deneyimdi. Ancak mesele, sosyalizmi yalnızca bu türden kötü deneyimlerle alt etmeye çalışmanın kendisinin basbayağı çiğ bir girişim olmasıdır. Bugün kapitalist toplumlarda daha özgürce ve adil yaşandığını iddia eden liberallerin anlayamadığı ya da görmezden geldiği bir gerçek var ki, o da aslında günümüz geç kapitalizm koşullarında deneyimlediğimiz özgürlüğün kendisi, ''özgürlüksüzlüğü özgürlük olarak deneyimlemek''ten başka bir şey değil; ki asıl tehlike de bu bana kalırsa. Başka bir deyişle, özgürlük yanılsaması altında sömürüldüğünün, iktidarlar tarafından gözetlendiğinin farkına varmayan bir geç kapitalist toplumdan söz etmemiz gerekiyor. Bugünün özgürlüğü tüketme özgürlüğü, metalar arası mübadele özgürlüğünden başka bir şey değil. Ancak arka planda sermayeyi tehdit edebilecek herhangi bir hak arayışı, işçi eylemi ortaya çıktığında, kapitalist ülkelerde buna izin verilmesi söz konusu bile olamaz; anında sermayenin bekçiliğini yapan polis joplarını karşınızda bulmanız işten bile olmayacaktır.
Yıllar önce neoliberal düzenin temel taşlarını atan İngiliz Muhafazakar Partisi lideri başbakan Margaret Tatcher, kapitalizm için ''Başka bir alternatif yok'' ifadesini kullanmıştı. Bugünün liberalizm savunucularının fikirleriyle düpedüz paralel bu meşhur ifadenin sorunu, kapitalizmi binlerce yıllık toplum tarihinin en alternatifsiz sistemi olarak sunmasıdır. Kapitalizm daima, tarihin başlangıcından bu yana varolagelmiş bir sistem değil oysa ki. Kapitalizm öncesi pre-kapitalist dünyada, örneğin feodalizmde, serfler toprak ağasının hizmetinde çalışıp emeği karşılığında hem beslenme, hem barınma ihtiyacını toprak ağası tarafından sağlayabiliyordu. Ancak İngiltere'de başlayan çitleme hareketi, kapitalizmin tohumlarını ekti ve yavaş yavaş köylüler topraklarından zor yoluyla, kan dökülerek uzaklaştırılmaya çalışıldı. Bu durumda mülksüzleştirilme süreçleriyle beraber elinde emeğinden başka hiçbir şeye sahip olmayan bir işçi sınıfı ortaya çıkmaya başladı. Üstelik ücretli işçi olarak kapitalistin güdümü altında onlarca saat çalışsa bile, hem barınma ihtiyacını hem de beslenme ihtiyacını kendisi karşılamak zorunda kalan bir topluluk ortaya çıktı. Üstelik bu yeni sınıf, herkesin dudak bükerek reddettiği feodalizm koşullarında rahatça beslenme ve barınma ihtiyacını karşılayan serften daha beter halde geldi. Çünkü en temel gereksinimlerini karşılayamayacak kadar mülksüz ve yersiz-yurtsuz bir sınıftı bu. Kapitalistler, yalnızca hayatta kalıp çalışabilecek kadar ücret ödüyordu bu topluluğa. Yani niyetim burada, feodalizmin kapitalizmden daha yeğ bir üretim ilişkileri ağı oluşturduğunu iddia etmek değil, niyetim, kapitalizmle beraber, işçinin, serften daha beter hale geldiğini vurgulamaktır.
Mesela, yazımın en başında ifade ettiğim bu türden sığ liberal karşı çıkışların en tipik örneklerinden biri de, "iphone kullanıyorsun ama kapitalizmi reddediyorsun." argümanı. Kapitalizmin özellikle 19.yüzyıldan itibaren insanlığı ilerleten teknolojik devrimlerin hiçbirini herhangi bir sosyalist yadsımaz veya o teknolojik metaların kullanmanın haramvari bir şey olduğunu iddia etmez. Marx bile birçok yazısında ve her fırsatta kapitalizmin yarattığı olağanüstü ilerlemeyi övgüyle karşılar. Ancak, bu ilerleme doğrultusunda ortaya çıkan bolluğun, burjuvazi tarafından temellük edilmesi ve sınıfsal eşitsizliğin bir gereği olarak, bu bolluğa erişebilenlerle erişemeyenler arasındaki uçurumu derinleştirdiği için kapitalist üretim ilişkileri içinde bir sorun görür Marx.
Örneğin, fabrikadaki bir işçinin, makine karşısında 10 saat çalışarak ürettiği artı-değer, direkt olarak kapitalistin cebine girmekte ve işçi köle koşullarında çalışarak, yalnızca hayatta kalıp kendini yeniden-üretebileceği kadar bir ücrete tabii kılınmaktadır. Elbette bunu deyince de, yine aynı sığ liberal argümanlardan biri devreye girip ''o zaman onlar da fabrika açsalardı, çok çalışıp makine sahibi olsalardı'' denecektir. Hemen bir önceki paragrafta ifade ettiğim ilksel birikim ve zor yoluyla mülksüzleştirme, toprağından ve yerinden yurdundan etme olayları bunun cevabını açıkça vermektedir. Kapitalizm, daima zor yoluyla mülksüzleştirmesini sürdürmek zorundadır. Bu mülksüzleştirme devam ettiği için birileri sermaye sahibiyken, birileri emeğinden başka satabileceği bir şeye sahip olmamaya devam edecektir.
Kapitalizm kendisini daima yenilemek, devrimcileştirmek, adapte etmek zorunda olan tek sistemdir. Kapitalizm, yüzyıldır karşılaştığı onlarca krizi ancak bu şekilde alt edebilmektedir. Kapitalizmi, tarihteki diğer üretim biçimlerinden ayıran en önemli faktör de işte budur. Başka bir deyişle, kapitalizm o kadar kırılgan bir üretim ilişkileri ağıdır ki, kendini yenileyemediği takdirde yıkılması an meselesidir. Bu yüzden de kapitalizmde sermaye, daima emek sömürüsüne ihtiyaç duyar. Bu sömürü olmadan sermayenin ayakta kalması da mümkün değildir. Sermaye ile ücretli emeğin diyalektik bir ilişkiye girdiğini ve tam da bu diyalektik ilişki içerisinde sermayenin kendisini emek ile dolayımlayabilme durumunun, kapitalist üretim ilişkilerinin sürekliliği açısından elzem bir nitelik taşıdığını söylemek gerekiyor. Başka bir ifadeyle, Kantçı bir deyişle “kendinde şey” veya aşkın bir “töz” olmayan sermayenin ancak kendi karşıtı gibi gözüken unsurlarla kendisini dolayımlayabilmesi sayesinde ve bu unsurlarla çelişkiye girmesi vasıtasıyla ayakta kalabileceğini söyleyebiliriz. Bu unsurların başında ise emek yer alır; yani emek olmadan sermayenin varlığından bahsetmek mümkün değildir. Sermaye kendinde bir gerçeklik değildir; sermayenin bu dolaylı gerçekliğinin aksine emek ise dolaysız ve kendinde bir gerçekliktir. Bu anlamda emeğin söz konusu kendinde gerçekliği ve tarihsel olarak tüm üretim biçimlerinin “töz”ü olması, emeğin politik kurtuluşunun mümkün olduğunun kanıtıdırlar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 2 Eylül 2022; 15:51:14 >
-
İnsanlar neden Küba, Kuzey Kore gibi ülkelerden kaçmaya çalışıyor? İnsanlar neden Sovyetler Birliği'nden kaçmaya çalışıyordu?
Yıllardır insanlar komünist rejimlerden kaçmak için hayatlarını tehlikeye atıyor, Doğu Almanya'dan Batı Almanya'ya kaçışlar varken neden tersi olmuyordu?
Bu ülkelerden insanlar neden fırsatını buldukları ilk anda kaçmak için can atıyor bunu açıklayabilir misin?
Bir soru daha sorayım, neden bu komünist rejimle yönetilen/yönetilmiş ülkelerde sıradan insanların yurtdışına çıkması yasak?
Neden futbolcular, olimpiyat sporcuları, oyuncular vs komünist ülkelerden kaçıyordu?
Bu insanlar aptal mıydı ki sizin anlattığınız kadar güzel ise bu ülkelerden kaçmaya çalıştılar?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Siz yazdıklarımı okumamışsınız. Dolayısıyla yazdığınız cevaba ilişkin bir yanıt vermem altı delik kovaya su doldurmaya çalışmaktan başka bir şeye benzemeyecek. Sağlıcakla kalın.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Komünizmin savunucusu kaldı mı hala
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Alin size komunizm
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _turbo_ -- 3 Aralık 2022; 14:31:31 >
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
-
Yıl olmuş 2025 hala komünizm diyorlar. Küba müba diyorlar. Küba müba her şeyi başarmakta diyorlar. Haykırarak güldüm.. Evde kahkaha attım
Sodom'un 120 günü diyorum..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Headlong Into Carnage -- 4 Şubat 2025; 15:54:44 > -
O yazdıklarını küba her şeyi başarmakta falan satırlarını gördükten sonra şahsen aynı şekilde okumadım.
-
Bu rezillige cevap vermek icin gecenin bir saati bilgisayar basina oturdum sabaha birakirsam belki unuturum diye.
Fakirlikten kirildigi halde gercekten guzel saglik hizmeti verebilen bir Kuba disinda elinizde hicbir yasanilabilir komunist memleket yok. SSClerin tamami da yasanamaz yerlerdi. Stalin doneminde acliktan olen milyonlarca kisi de sizinkilerin ismini israrla DPRK olarak zikretmeye calistigi Kuzey Kore bunun icin yeterli degilse ne kadar kotu sartlarda calistigini tahmin bile edemeyecegin yuzmilyonlarca Cinli isci bunlarin canli veya olu sahitleridir, canlilarinin da pek cani yok zaten.
Butun komunist memleketlerin "def-i hacet etmesini" surekli olarak hain kapitalistlerin ambargolarina falan baglayarak fantezi dunyanizi susleyen o olmayan pastayi paylasma olayinin bir turlu gerceklesememesini aciklayamiyorsunuz, yani bizlere. Kendi aranizda konusurken eminim daha fazla proleterya, burjuva vs terim kullaniyor ama bu konuda biraz daha durust davraniyorsunuzdur diye dusunuyorum. Bu arada liberal argumanlara "basit, sig" falan diye sok atarken kendi argumanlarinizi terminolojiyle daha entelektuel gostermeye calisiyorsunuz ama karsinizdaki insanlar gerizekali ve ayni zamanda egitimsiz olmadiklari surece bu bir ise yaramiyor.
Bu kapitalizm feodaliteden daha kotu aslinda yoldas serflerin hic degilse barinacak yeri vardi argumaninizin ortasinda kocaman bir delik var, tam olarak sanayi devrimi buyuklugunde.
Cihangir'de duvarina cakili uc bes rafta kafe sahibinin bulabildigi en eski basim tarihli Fakir Baykurt ve Kemal Tahir romanlari olan kafelerinizde devrim fantezilerinizi konusurken mesaj gelince bipleyen telefonlariniz, benim su an bunlari yazdigim bilgisayar falan hep kapitalistler tarafindan gelistirilmis seyler. A ama bir dakika hain kapitalistler komunistlere surekli ambargo uyguluyor degil mi kaka adamlar, yoksa aslinda ilk islemci Intelski 4004 olacakti, halkin islemcisi. Kapitalizmin ortaya cikarttigi teknolojik devrimleri yadsisaydiniz bir de, yadsiyin ama bence yani biraz tutarli olmali insan, Marx da tutarli olmali sanki.
Yok kardes oyle kapitalizmin butun nimetlerinin icinde yasayacagim ama komunizm istiyorum. Icki icen zina eden ve bu durumda herhangi bir beis gormeyen kultur "Muslumanlari" gibisiniz.
-
Bahsettiğim sığ görüş ve marksist literatüre dair bilgisizliğinizi adeta açığa çıkaran peşin hükümleriniz konusunda ne kadar haklı olduğum, alıntıladığınız mesajımdaki şu paragrafı bile dikkatle okumak yerine halâ marksizmin kapitalist ilerlemeye karşı ilkel bir toplumsal düzeni savunuyormuş gibi düşünmenizde kendini ele veriyor.quote:
Orijinalden alıntı: AREryilmazBu rezillige cevap vermek icin gecenin bir saati bilgisayar basina oturdum sabaha birakirsam belki unuturum diye.
Fakirlikten kirildigi halde gercekten guzel saglik hizmeti verebilen bir Kuba disinda elinizde hicbir yasanilabilir komunist memleket yok. SSClerin tamami da yasanamaz yerlerdi. Stalin doneminde acliktan olen milyonlarca kisi de sizinkilerin ismini israrla DPRK olarak zikretmeye calistigi Kuzey Kore bunun icin yeterli degilse ne kadar kotu sartlarda calistigini tahmin bile edemeyecegin yuzmilyonlarca Cinli isci bunlarin canli veya olu sahitleridir, canlilarinin da pek cani yok zaten.
Butun komunist memleketlerin "def-i hacet etmesini" surekli olarak hain kapitalistlerin ambargolarina falan baglayarak fantezi dunyanizi susleyen o olmayan pastayi paylasma olayinin bir turlu gerceklesememesini aciklayamiyorsunuz, yani bizlere. Kendi aranizda konusurken eminim daha fazla proleterya, burjuva vs terim kullaniyor ama bu konuda biraz daha durust davraniyorsunuzdur diye dusunuyorum. Bu arada liberal argumanlara "basit, sig" falan diye sok atarken kendi argumanlarinizi terminolojiyle daha entelektuel gostermeye calisiyorsunuz ama karsinizdaki insanlar gerizekali ve ayni zamanda egitimsiz olmadiklari surece bu bir ise yaramiyor.
Bu kapitalizm feodaliteden daha kotu aslinda yoldas serflerin hic degilse barinacak yeri vardi argumaninizin ortasinda kocaman bir delik var, tam olarak sanayi devrimi buyuklugunde.
Cihangir'de duvarina cakili uc bes rafta kafe sahibinin bulabildigi en eski basim tarihli Fakir Baykurt ve Kemal Tahir romanlari olan kafelerinizde devrim fantezilerinizi konusurken mesaj gelince bipleyen telefonlariniz, benim su an bunlari yazdigim bilgisayar falan hep kapitalistler tarafindan gelistirilmis seyler. A ama bir dakika hain kapitalistler komunistlere surekli ambargo uyguluyor degil mi kaka adamlar, yoksa aslinda ilk islemci Intelski 4004 olacakti, halkin islemcisi. Kapitalizmin ortaya cikarttigi teknolojik devrimleri yadsisaydiniz bir de, yadsiyin ama bence yani biraz tutarli olmali insan, Marx da tutarli olmali sanki.
Yok kardes oyle kapitalizmin butun nimetlerinin icinde yasayacagim ama komunizm istiyorum. Icki icen zina eden ve bu durumda herhangi bir beis gormeyen kultur "Muslumanlari" gibisiniz.
"Mesela, yazımın en başında ifade ettiğim bu türden sığ liberal karşı çıkışların en tipik örneklerinden biri de, "iphone kullanıyorsun ama kapitalizmi reddediyorsun." argümanı. Kapitalizmin özellikle 19.yüzyıldan itibaren insanlığı ilerleten teknolojik devrimlerin hiçbirini herhangi bir sosyalist yadsımaz veya o teknolojik metaları kullanmanın yasaklanması gibi bir şey söz konusu değildir. Marx bile birçok yazısında ve her fırsatta kapitalizmin yarattığı olağanüstü ilerlemeyi övgüyle karşılar. Ancak, bu ilerleme doğrultusunda ortaya çıkan bolluğun, burjuvazi tarafından temellük edilmesi ve sınıfsal eşitsizliğin bir gereği olarak, bu bolluğa erişebilenlerle erişemeyenler arasındaki uçurumu derinleştirdiği için kapitalist üretim ilişkileri içinde bir sorun görür Marx"
Sosyalizmde kapitalizmin yarattığı bolluğun ve ürün çeşitliliğinin yitireleceğine dair komik anlamsız bir kaygı yöneltiyorsunuz her defasında. Ki bu da yanlış. Marx ve hiçbir marksist kapitalizmin yarattığı teknolojik ilerlemenin ve bolluğun kayda değer olmadığını söylemedi. Neredeyse hepsi Marx'la hemfikir olarak kapitalizmin bu ilerletici dinamiklerine övgü yağdırdı. Sorun,bu bolluğun arka planında büyük eşitsizliklerin ve sömürünün barınması. Aslında marksizmin kapitalizmle derdi tam olarak budur. Marx, sosyalizmin gelişmiş bir kapitalist ekonomide hayata geçirilebileceğini söyler ve doğu toplumlarının kapitalizme geçmeden sosyalizme geçmesinin mümkün olmadığını bile söyledi. Yani bugün eğer Sovyet deneyimi ve Çin deneyimleri başarısız olmuşsa, bunun sebebi orada sosyalizmin arefesinde varlığı şart olan gelişmiş kapitalist ekonominin yokluğundan kaynaklanmaktadır. Lenin belki de biraz aceleciydi, kim bilir
Yani karşı çıkışlarınızın hiçbir şekilde bir teorik dayanağı bulunmamakta. Bununla ilk kez karşılaşmıyorum. Gecenin köründe size marx'ın emek-değer teorisinden ve kapitalizmin üretici güçleri ile üretim ilişkileri arasındaki çelişkilerin yarattığı krizlerin onun yapısına neden içsel olduğundan da bahsedemeyeceğim. Merak ediyorsan önceki mesajlarıma bakabilirsin. Oralarda daha detaylı açıklamalarım var.
Emin olun, "sosyalizm gelirse katliamlar olacak, totalitler iktidarlar bizi ele geçirecek" gibi kendinizce yarattığınız ne kadar paranoya varsa, şu an küreselleşen kapitalist sistem içerisinde en uç noktalara varmış bir şekilde deneyimliyorsunuz bunları haberiniz yok.
Ayrıca ütopya diyerek burun kıvrılan sosyalizmden daha büyük bir ütopya, sizin büyük bir hayranlıkla selamladığınız serbest piyasa'dır. Serbest piyasa denen şey, hiçbir zaman kendisini tam manasıyla gerçekleştiremeyecek bir olgudur. Kapitalizmde bile Adam Smith'in "görünmez eli", devletin piyasaya müdahaleleri dolayasıyla gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hâl alagelmiştir
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 5 Şubat 2025; 4:10:5 >
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
-
Ahahaha
Paragrafi ben okudum da sen bugun yasadigin hayatin TAMAMININ kapitalizm altinda icat edilmis olduğu gercegini "Marx da zaten kapitalizmin bilmemnesini ovuyor" diyerek itibarsizlastiramayacagini anlayamıyorsun. Amerika SSCByi uzaya gomdu. Mikrocip diye bir sey uretti. SSCB klonladi ama gene de yetisemedi. Hayata dair bildigin her sey artik silikon tarafindan idare ediliyor. Kapitalistler bunlari insan beynine takip bilgisayarla arayuz kurmayi falan da basardi.
Ben tarlada patates ureteyim sen madende komur cikar komun komun yasayalim ama degil mi, hem teknoloji de var, kafan calisiyorsa gidip çelyabinsk bilmemekaçta Pu-239 uretirsin kanserden geberene kadar. Marksist literatur Cin'deki iscilerin hali icin ne diyor? KKde çim, bocek, fare yiyen sefil halk? Aa ama bir dakika onlar hep ABDnin suçu...
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Silikon Vadisi'nin beyinlerimize çip takıp, yapay zekanın hayatlarımızı kontrol etmesini sorgusuz sualsiz övgüyle karşılamamanı tavsiye ediyorum. Zira, en azından bir liberal olarak, bunun, bireylerin özgür olduğunu zannederken aslında ardında iktidarın gözetim mekanizmalarından birini de teşkil edebileceğine dair bir kaygı benimseyip uyanık olmanda fayda var. Öncelikle bunu belirteyim.quote:
Orijinalden alıntı: AREryilmaz
Ahahaha
Paragrafi ben okudum da sen bugun yasadigin hayatin TAMAMININ kapitalizm altinda icat edilmis olduğu gercegini "Marx da zaten kapitalizmin bilmemnesini ovuyor" diyerek itibarsizlastiramayacagini anlayamıyorsun. Amerika SSCByi uzaya gomdu. Mikrocip diye bir sey uretti. SSCB klonladi ama gene de yetisemedi. Hayata dair bildigin her sey artik silikon tarafindan idare ediliyor. Kapitalistler bunlari insan beynine takip bilgisayarla arayuz kurmayi falan da basardi.
Ben tarlada patates ureteyim sen madende komur cikar komun komun yasayalim ama degil mi, hem teknoloji de var, kafan calisiyorsa gidip çelyabinsk bilmemekaçta Pu-239 uretirsin kanserden geberene kadar. Marksist literatur Cin'deki iscilerin hali icin ne diyor? KKde çim, bocek, fare yiyen sefil halk? Aa ama bir dakika onlar hep ABDnin suçu...
Ayrıca Çin'i, Kuzey Kore'yi hiçbir şekilde savunmuyorum. Çin'de sosyalizm değil, bir devlet kapitalizmi var. Orada rejimin adı komünist, düzen ise doğrudan kapitalizmin başat merkezini teşkil ediyor.
Neyse uzatmaya gerek yok. Silikon Vadisi'ni, Trump gibi bir manyağın sabah-akşam propagandasını yapıp, aşırı sağcı AfD'yi desteklediğini açıklayan elon musk gibi soytarıları idol benimseyip onları bana argüman olarak kullanan biriyle gecenin bu saatinde bu kadar mesajlaşmak kâfi
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
-
Trump, Musk veya baska biri idolum degil. Senin kafa birkacyuz sene önce de buhar makinelerini istemiyordu. Her türlü teknolojik gelisme yaninda pek çok insani ve etik problemle gelir, bunlar da zamanla cozulur. Iktidarlarin gozetim mekanizmalarini elestirecek en son insan sen misin bilmiyorum ama o kisinin bir komunist olduguna eminim.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Komünist ülkelerde herkes iPhone sahibi olacakmış. Marx, kitabında herkese bir iPhone verilmesi gerektiğini söylemiş. Bu yüzden komünistlerin iPhone kullanmalarında bir sorun yokmuş. Hatta Che Guevara duvar kağıtlı iPhone kullanmayanları dövüyorlarmış
Türkçe yazmak çok uğraştırıcı yoldaş inan o kadar çok uğraştırıcı kural var ki, ingilizce yazmak çok daha az uğraştırıcı..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Headlong Into Carnage -- 5 Şubat 2025; 21:1:39 > -
Komünizmde bilgisayar bile alamazsın yasak. Küba da 20-30 sene önce geldi pc alma özgürlüğü.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X