Şimdi Ara

vejetaryenim soruları alayım (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
133
Cevap
1
Favori
2.025
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • B12 eksikliğinden parkinson hastası gibi gezersin yakında Ek olarak bu durumu bi halt sanıyosun sanırım vejeteryanım hepinizden üstünüm hihihi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aydinsukru -- 10 Ocak 2016; 20:12:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aydinsukru

    B12 eksikliğinden parkinson hastası gibi gezersin yakında Ek olarak bu durumu bi halt sanıyosun sanırım vejeteryanım hepinizden üstünüm hihihi

    b12 yi takviyeli ürünlerden almaya çalışıyorum
    . Öyle bir şey sandığımı nereden çıkardın ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tsuda kullanıcısına yanıt
    Sindiremez demek yanlış olur beta-1-4-glikozidaz sindirim enzimi hayvanlarda bulunmadığı için kuvvetli alfa1-6 bağları yıkılamaz bu yüzden sindirim sonucu enerji kaynağı olarak selülozdan faydalanamayız Ancak kalınbağırsaktaki mutualist bakteriler tarafından insan kalınbag. da sindirilir emilim olmadığından bizler faydalanamayız bu olay sindirim kanalında gazların açığa çıkmasına neden oluyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa

    @Hiparci
    Veganlığa geçmeyi ne zaman düşünüyorsunuz hocam ? Ve ya düşünüyor musunuz ? Çünkü ben bunu bir basamak olarak görüyorum bir açıdan. Bir de ailenizle olan sorunları nasıl çözdünüz ? Her yanlarına gittiğim de kavga etmekten cidden sıkıldım. Şakalaşarak başlayan tartışma sonunda ciddi ciddi kavgaya dönüşüyor. Dikkat çekmek için ve ya farklı olduğu için falan böyle yaptığımı düşünüyorlar sanırım.. Birde hocam kaç yaşındasınız ? 26 yıl baya uzun bir süre

    bahsettiğin problemleri çocukken uzuunca bi süre yaşadım, lise okumak için farklı şehre çıkıp kendi başıma yaşamaya başladıktan sonra kurtuldum o tartışmalar, baskılar ve zorlamalardan. Açıkçası ailenle bunu aşabileceğini sanmıyorum çünkü aileler; çocukları söz konusu olunca dünyada karşılaşabileceğin en inatçı insanlar haline dönüşüyor ve söylediklerinden asla vazgeçmiyorlar. karşıdakinin söylediği şeylere kafaları basmıyor. bu sevgilerinden kaynaklanıyordur muhtemelen.
    aramızda bir fark var, benim vejetaryenliğim tercih değil mecburiyet. etin kokusunu ve tadını midem kaldırmıyor, geri gönderiyor. Veganlığı kesinlikle düşünmüyorum ve et yiyebiliyor olsam kesinlikle affetmez etçil olurdum.
    kısacası doğduğumdan beri vejetaryenim
    Deneyim kısmına gelirsek; dostum yaşını bilmiyorum ama 25 yaşın altında isen ve mecbur değilsen bırakmanı öneririm. çünkü beyin gelişimi 25 yaşına kadar olur ondan sonra durur derler. Et yememek ciddi anlamda hasarlar oluşturuyormuş. Ben kendi adıma hasarın henüz ciddi olan aşamasına gelmedim ama yavaş yavaş oraya gittiğimi hissedebiliyorum. Kendimde gördüğüm yan etkiler unutkanlık (ki ben ilkokulda 100 sayfalık bir romanı 1 kere okuyup sonra onun 70 sayfa özetini yazabilecek biri olarak herkesi kendime hayran bırakırdım. şimdi birkaç farklı görevim olduğunda not alıp 2 gün sonra ne görevim vardı aceba diye not defterine bakmam gerekiyor), vücut dirençsizliği (küçükken her yaz çadırlarla elektriğin olmadığı yaylalara taşınıp, gaz lambası ile aydınlanan, odunların sırtında taşınıp çadıra getirildiği, kazmalarla kuyu kazıp suyun çıkarıldığı yerlerde geçirdim çocukluğumu. 3 yıl boyunca sabah namazı vaktinde 3 kilometre yürüyüp okula giderdim falan. direncim o zamanlar doğada tek başına rahatça yaşayabilecek seviyedeydi. şimdi bir gripte 2 hafta pert oluyorum), sükûnet (etin insanı vahşileştirdiğini söylerler. eksikliğinin ise insanın hayvani olan doğasını öldürdüğünü ve dolayısıyla sakinleştirip öfke-hırs-arzu-istek gibi özellikleri yavaş yavaş yokettiğini söylerler. cinsel istek de bu softluğa dahildir. ki doğrudur. vejetaryenlik başlangıcından yaklaşık bir on yıl sonra fazlasıyla sakin ve ruhsuz biri olduğumu farkettim. kimseyi iplemiyordum, kızmıyordum, yada değer verip ilgi göstermiyordum. atıyorum öfke eksikliğinin zararı şöyle olabilir; bir hoca sana kafayı takıp not vermeyince sende kızıp "alıcam lan o lanet notu" demek yerine, peki verme anasını satayım diyip bırakıyosun. dünyayla ve insanlarla iletişimin doğal olarak yavaş yavaş kopuyor. tüm bu bahsettiğim ilgisizlik hali "kibir" denilen şeyin en saf hallerinden biridir. şu anda benim bu dünyada gereksiz yere yer kaplayan biri olduğumu düşünür beni tanıyanlar.), halsizlik (halk arasında şeker diye bildiğimiz hastalığın getirdiği ani halsizlikler gibi enerji düşmesi, hiç birşey yapmaya mecalinin olmaması gibi problemler de yaklaşık 15 yıl sonra ortaya çıkmaya başlıyor), dikkat eksikliği bu vejetaryenlikle mi alakalı yoksa kişisel bir durummu bilmiyorum.
    Biraz daha uzatabilirdim ama ruhun yeterince bunalmıştır eminim yahut saçmaladığımı ve abarttığımı da düşünüyor olabilirsin. Bence yol yakınken dön bu işten



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HerGiyotineBurnunuSokma -- 10 Ocak 2016; 20:40:28 >




  • Ben vejeteryan değilim ama ete verecek para olmadığı için bende uzun zamandır vejeteryanım

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tsuda


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dovahkiin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Otçul falan değildir insan. Otçul olsaydı köpek dişleri olmazdı. Ayrıca et yemezseniz kan değerleriniz düşük çıkar, bağışıklığınız düşer.

    Atların da köpek dişi var bu onların etçil olduğunu mu gösterir?

    Başka bir bakış açısına göre de suyu diliyle içen hayvanlar etçil, emerek içenler otçuldur. İnsan otçul o zaman?

    Ayrıca et yemeyenlerin kan değerlerinin düşük olduğunu gösteren çalışmayı atar mısın merak ettim.

    İnsanlar selülozu sindiremez. Bu nedenle de otçul değiliz.

    Aaa haklısın ben bu ayrıntıyı nasıl atladım.

    Domates, patates, patlıcan, pancar, muz, çilek, vişne, badem, incir hep et.
    Maymunlar, şempanzeler, goriller de etçil zaten. Toplanıp fil avlayıp yiyorlar.




  • Dovahkiin kullanıcısına yanıt
    Sakkaroz ile selülozu aynı mı sanıyorsun?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hiparci

    quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa

    @Hiparci
    Veganlığa geçmeyi ne zaman düşünüyorsunuz hocam ? Ve ya düşünüyor musunuz ? Çünkü ben bunu bir basamak olarak görüyorum bir açıdan. Bir de ailenizle olan sorunları nasıl çözdünüz ? Her yanlarına gittiğim de kavga etmekten cidden sıkıldım. Şakalaşarak başlayan tartışma sonunda ciddi ciddi kavgaya dönüşüyor. Dikkat çekmek için ve ya farklı olduğu için falan böyle yaptığımı düşünüyorlar sanırım.. Birde hocam kaç yaşındasınız ? 26 yıl baya uzun bir süre

    bahsettiğin problemleri çocukken uzuunca bi süre yaşadım, lise okumak için farklı şehre çıkıp kendi başıma yaşamaya başladıktan sonra kurtuldum o tartışmalar, baskılar ve zorlamalardan. Açıkçası ailenle bunu aşabileceğini sanmıyorum çünkü aileler; çocukları söz konusu olunca dünyada karşılaşabileceğin en inatçı insanlar haline dönüşüyor ve söylediklerinden asla vazgeçmiyorlar. karşıdakinin söylediği şeylere kafaları basmıyor. bu sevgilerinden kaynaklanıyordur muhtemelen.
    aramızda bir fark var, benim vejetaryenliğim tercih değil mecburiyet. etin kokusunu ve tadını midem kaldırmıyor, geri gönderiyor. Veganlığı kesinlikle düşünmüyorum ve et yiyebiliyor olsam kesinlikle affetmez etçil olurdum.
    kısacası doğduğumdan beri vejetaryenim
    Deneyim kısmına gelirsek; dostum yaşını bilmiyorum ama 25 yaşın altında isen ve mecbur değilsen bırakmanı öneririm. çünkü beyin gelişimi 25 yaşına kadar olur ondan sonra durur derler. Et yememek ciddi anlamda hasarlar oluşturuyormuş. Ben kendi adıma hasarın henüz ciddi olan aşamasına gelmedim ama yavaş yavaş oraya gittiğimi hissedebiliyorum. Kendimde gördüğüm yan etkiler unutkanlık (ki ben ilkokulda 100 sayfalık bir romanı 1 kere okuyup sonra onun 70 sayfa özetini yazabilecek biri olarak herkesi kendime hayran bırakırdım. şimdi birkaç farklı görevim olduğunda not alıp 2 gün sonra ne görevim vardı aceba diye not defterine bakmam gerekiyor), vücut dirençsizliği (küçükken her yaz çadırlarla elektriğin olmadığı yaylalara taşınıp, gaz lambası ile aydınlanan, odunların sırtında taşınıp çadıra getirildiği, kazmalarla kuyu kazıp suyun çıkarıldığı yerlerde geçirdim çocukluğumu. 3 yıl boyunca sabah namazı vaktinde 3 kilometre yürüyüp okula giderdim falan. direncim o zamanlar doğada tek başına rahatça yaşayabilecek seviyedeydi. şimdi bir gripte 2 hafta pert oluyorum), sükûnet (etin insanı vahşileştirdiğini söylerler. eksikliğinin ise insanın hayvani olan doğasını öldürdüğünü ve dolayısıyla sakinleştirip öfke-hırs-arzu-istek gibi özellikleri yavaş yavaş yokettiğini söylerler. cinsel istek de bu softluğa dahildir. ki doğrudur. vejetaryenlik başlangıcından yaklaşık bir on yıl sonra fazlasıyla sakin ve ruhsuz biri olduğumu farkettim. kimseyi iplemiyordum, kızmıyordum, yada değer verip ilgi göstermiyordum. atıyorum öfke eksikliğinin zararı şöyle olabilir; bir hoca sana kafayı takıp not vermeyince sende kızıp "alıcam lan o lanet notu" demek yerine, peki verme anasını satayım diyip bırakıyosun. dünyayla ve insanlarla iletişimin doğal olarak yavaş yavaş kopuyor. tüm bu bahsettiğim ilgisizlik hali "kibir" denilen şeyin en saf hallerinden biridir. şu anda benim bu dünyada gereksiz yere yer kaplayan biri olduğumu düşünür beni tanıyanlar.), halsizlik (halk arasında şeker diye bildiğimiz hastalığın getirdiği ani halsizlikler gibi enerji düşmesi, hiç birşey yapmaya mecalinin olmaması gibi problemler de yaklaşık 15 yıl sonra ortaya çıkmaya başlıyor), dikkat eksikliği bu vejetaryenlikle mi alakalı yoksa kişisel bir durummu bilmiyorum.
    Biraz daha uzatabilirdim ama ruhun yeterince bunalmıştır eminim yahut saçmaladığımı ve abarttığımı da düşünüyor olabilirsin. Bence yol yakınken dön bu işten

    Hocam sanırım boş vermişlik ve sanırım biraz da dikkat eksikliğim var. Ama bilmiyorum. Etik olan bu geliyor ve bir kere başlamışken bırakırsam kendime ihanet etmiş gibi olmayacak mı ? Daha huzurlu ve mutlu hissediyorum. Daha sakin, sessiz. Uzun vade de ne gibi zararları olacak pek bir fikrim yok. Yazın için çok teşekkür ederim. Sormak istediğim şeyler olursa sana ulaşmaya çalışırım hocam




  • Şu steak ağzınızı sulandırmıyor mu? Sulandırmıyorsa cidden sorun var demektir, yada vejeteryansınız.

     vejetaryenim soruları alayım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kızıl Karadeniz

    Senin inadina adana kebap siparisi verdim.

    Hsfahaf güldürdün hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CanERYVZ

    Şu steak ağzınızı sulandırmıyor mu? Sulandırmıyorsa cidden sorun var demektir, yada vejeteryansınız.

     vejetaryenim soruları alayım

    Sulandırmıyor artık. Bakınca hayvanın canlı ve masum hali gözümde canlanıyor artık..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ates ve et yemek evrimde beynimizi bu kadar gelistiren ana etmen.Insan otculmus demek :(



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jeodempp -- 10 Ocak 2016; 23:29:59 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zidaneee


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kızıl Karadeniz

    Senin inadina adana kebap siparisi verdim.

    Hsfahaf güldürdün hocam


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 3,5 aydır et yemeyip vejeterya'nım ben diyeni de ilk defa gördüm, duydum..
  • Bende 22 yildir vejeteryanim
    Balik tavuk kirmizi et hic yemem

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bende 7 ay bir süre kadar vejeteryan oldum. Sorularınızı bana da sorabilirsiniz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Iron Fist

    İyi bok yemişsin soya ürünleriymişVicdaniymiş Doğanın kanunu bu üstün olan yer bari kaplanda acısın saman yesin

    Doğaya göre insan otçuldur. Sağlıklı bir şekilde et yemeden yaşayabiliyoken, sırf zevk masum hayvanları kesmen mi doğanın kanunu ?

    Otçul falan değildir insan. Otçul olsaydı köpek dişleri olmazdı. Ayrıca et yemezseniz kan değerleriniz düşük çıkar, bağışıklığınız düşer.

    Bence bitki de yemeyin, onlar da canlı değil mi? Ya da yolda yürümeyin, akar denen küçük eklembacaklıları öldürüyorsunuz. Ellerinizi yıkamayın, bakteriler ölüyor.

    Doğa acımasızdır.

    o köpek dişleri et parçalamak için değil... 1 kg pişmemiş kemikli çiğ eti hiçbirtürlü yiyemessin... Ama benim rott kemikleri bile kırarak yiyor.. Köpek dişleri 10 cm falan... Senin o dişler koparmak için dostum.Birçok otoburda rastlayabilirsin...

    8 yıl oldu et yemiyorum vejetaryenim her 5 ayda bir kan değerlerime baktırıyorum et yiyen bütün aile fertlerinden iyi değerlerim.. 35 yaşına geldim ne tansiyonum ne başka bir şeyim var.. Ayrıca son 5 yıldır falan hiç hasta olmadım.. Hiç..


    Bir insan elinden geldiği kadar dikkat etmeli yolda yüyürken de dikkatliyim merak etme.. Ayrıca bitkiler canlı ama duyarsızdır.. Ve bir elma yediğinde ağacı yok etmezssin veya bir domates yediğinde.... Mesela bir marul çığlık atmaz onu kestiğinde... 2 havuç yan yana geldiğinde oyun oynamaz , mutlu olmaz..... Sen bir turp ile bir kuzu yu ayırt edemiyorsan zaten konuşmanın pek anlamı yok seninle..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Iron Fist

    İyi bok yemişsin soya ürünleriymişVicdaniymiş Doğanın kanunu bu üstün olan yer bari kaplanda acısın saman yesin

    Doğaya göre insan otçuldur. Sağlıklı bir şekilde et yemeden yaşayabiliyoken, sırf zevk masum hayvanları kesmen mi doğanın kanunu ?

    Otçul falan değildir insan. Otçul olsaydı köpek dişleri olmazdı. Ayrıca et yemezseniz kan değerleriniz düşük çıkar, bağışıklığınız düşer.

    Bence bitki de yemeyin, onlar da canlı değil mi? Ya da yolda yürümeyin, akar denen küçük eklembacaklıları öldürüyorsunuz. Ellerinizi yıkamayın, bakteriler ölüyor.

    Doğa acımasızdır.

    o köpek dişleri et parçalamak için değil... 1 kg pişmemiş kemikli çiğ eti hiçbirtürlü yiyemessin... Ama benim rott kemikleri bile kırarak yiyor.. Köpek dişleri 10 cm falan... Senin o dişler koparmak için dostum.Birçok otoburda rastlayabilirsin...

    8 yıl oldu et yemiyorum vejetaryenim her 5 ayda bir kan değerlerime baktırıyorum et yiyen bütün aile fertlerinden iyi değerlerim.. 35 yaşına geldim ne tansiyonum ne başka bir şeyim var.. Ayrıca son 5 yıldır falan hiç hasta olmadım.. Hiç..


    Bir insan elinden geldiği kadar dikkat etmeli yolda yüyürken de dikkatliyim merak etme.. Ayrıca bitkiler canlı ama duyarsızdır.. Ve bir elma yediğinde ağacı yok etmezssin veya bir domates yediğinde.... Mesela bir marul çığlık atmaz onu kestiğinde... 2 havuç yan yana geldiğinde oyun oynamaz , mutlu olmaz..... Sen bir turp ile bir kuzu yu ayırt edemiyorsan zaten konuşmanın pek anlamı yok seninle..

    Cevap vermeyim vermeyim diyorum şu konuda alıntılayanlara da...

    O dişler tam da et parçalamak için var. Koyunda, inekte, geyikte ve benzeri hayvanlarda göremezsiniz. İnsanların ataları kemikli çiğ eti yerlerdi, ne zaman ateşi kontrol etmeyi öğrendiler o zaman çene kasları küçüldü ve beyinlerinin büyümesi için yer açıldı. Ayrıca, sadece ot yiyerek imkanı yok böyle bir beyin geliştiremezsiniz. Sadece çiğ et yiyerek de geliştiremezsiniz çünkü kaslarınız kafanızda fazla yer kaplar. İnsanlık işte burada hile yaptı.

    Goriller, maymunlar otçul diyenler de komik bu arada. Maymunlar böcek yer, esaret altındaki goriller de eti bayıla bayıla yerler. Gorillerin et yememesinin tek sebebi avlanmak için yeterince çevik olmamaları. Yiyebilseler yerlerdi ve oldukça zeki olurlardı, emin olun.

    http://m.livescience.com/24875-meat-human-brain.html

    Ben insanlar otçuldur demiyorum, insanlar etçildir de demiyorum. İnsanlar hepçildir, hepsini yiyebilirler ve yerlerse iyi olur.

    Yatakta her dönüşünüzde milyonlarca akar ölüyor, bence bir yere yattığınızda dönmeyin de. Kendilerinin sinir sistemi vardır çünkü, acıyı hissedebiliyorlar. Çığlık da atıyorlardır. Mantığınıza göre basitçe dönerek milyonlarca canlının yaşam hakkını alıyorsunuz, dönmeyin hatta yatmayın. Sizin yatmanız yüzünden canlılar acı çekiyor. Bu vicdanı anlayamıyorum. Eziyet edilen hayvanlara ses çıkarın tamam, ona biz de karşıyız. Ama çıkıp katil olmamak için vejeteryanız/veganız derseniz orada saçmalıyorsunuz. Siz doğduğunuz andan itibaren milyarlarca canlının katilisiniz.

    Edit: Bakın, et yiyen bir babun!

     vejetaryenim soruları alayım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 11 Ocak 2016; 2:32:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Iron Fist

    İyi bok yemişsin soya ürünleriymişVicdaniymiş Doğanın kanunu bu üstün olan yer bari kaplanda acısın saman yesin

    Doğaya göre insan otçuldur. Sağlıklı bir şekilde et yemeden yaşayabiliyoken, sırf zevk masum hayvanları kesmen mi doğanın kanunu ?

    Otçul falan değildir insan. Otçul olsaydı köpek dişleri olmazdı. Ayrıca et yemezseniz kan değerleriniz düşük çıkar, bağışıklığınız düşer.

    Bence bitki de yemeyin, onlar da canlı değil mi? Ya da yolda yürümeyin, akar denen küçük eklembacaklıları öldürüyorsunuz. Ellerinizi yıkamayın, bakteriler ölüyor.

    Doğa acımasızdır.

    o köpek dişleri et parçalamak için değil... 1 kg pişmemiş kemikli çiğ eti hiçbirtürlü yiyemessin... Ama benim rott kemikleri bile kırarak yiyor.. Köpek dişleri 10 cm falan... Senin o dişler koparmak için dostum.Birçok otoburda rastlayabilirsin...

    8 yıl oldu et yemiyorum vejetaryenim her 5 ayda bir kan değerlerime baktırıyorum et yiyen bütün aile fertlerinden iyi değerlerim.. 35 yaşına geldim ne tansiyonum ne başka bir şeyim var.. Ayrıca son 5 yıldır falan hiç hasta olmadım.. Hiç..


    Bir insan elinden geldiği kadar dikkat etmeli yolda yüyürken de dikkatliyim merak etme.. Ayrıca bitkiler canlı ama duyarsızdır.. Ve bir elma yediğinde ağacı yok etmezssin veya bir domates yediğinde.... Mesela bir marul çığlık atmaz onu kestiğinde... 2 havuç yan yana geldiğinde oyun oynamaz , mutlu olmaz..... Sen bir turp ile bir kuzu yu ayırt edemiyorsan zaten konuşmanın pek anlamı yok seninle..

    Cevap vermeyim vermeyim diyorum şu konuda alıntılayanlara da...

    O dişler tam da et parçalamak için var. Koyunda, inekte, geyikte ve benzeri hayvanlarda göremezsiniz. İnsanların ataları kemikli çiğ eti yerlerdi, ne zaman ateşi kontrol etmeyi öğrendiler o zaman çene kasları küçüldü ve beyinlerinin büyümesi için yer açıldı. Ayrıca, sadece ot yiyerek imkanı yok böyle bir beyin geliştiremezsiniz. Sadece çiğ et yiyerek de geliştiremezsiniz çünkü kaslarınız kafanızda fazla yer kaplar. İnsanlık işte burada hile yaptı.

    Goriller, maymunlar otçul diyenler de komik bu arada. Maymunlar böcek yer, esaret altındaki goriller de eti bayıla bayıla yerler. Gorillerin et yememesinin tek sebebi avlanmak için yeterince çevik olmamaları. Yiyebilseler yerlerdi ve oldukça zeki olurlardı, emin olun.

    http://m.livescience.com/24875-meat-human-brain.html

    Ben insanlar otçuldur demiyorum, insanlar etçildir de demiyorum. İnsanlar hepçildir, hepsini yiyebilirler ve yerlerse iyi olur. Yatakta her dönüşünüzde milyonlarca akar ölüyor, bence bir yere yattığınızda dönmeyin de. Kendilerinin sinir sistemi vardır çünkü, acıyı hissedebiliyorlar. Çığlık da atıyorlardır. Mantığınıza göre basitçe dönerek milyonlarca canlının yaşam hakkını alıyorsunuz, dönmeyin hatta yatmayın. Sizin yatmanız yüzünden canlılar acı çekiyor.

    Bu vicdanı anlayamıyorum. Eziyet edilen hayvanlara ses çıkarın tamam, ona biz de karşıyız. Ama çıkıp katil olmamak için vejeteryanız/veganız derseniz orada saçmalıyorsunuz. Siz doğduğunuz andan itibaren milyarlarca canlının katilisiniz.

    Edit: Bakın, et yiyen bir babun!

     vejetaryenim soruları alayım


    peki öğretelim...

    İlkokul bilgisi... 1. sınıf

    İlk insanlar otçuldur... Toplayıcıdır.. Meyve sebze ve kabuklularla beslenmişlerdir... Zaten alet edavatı keşfedene kadar hayvan avlayamadılar avlamaları mümkün değildi.. Daha daha sonra eti keşfetmişlerdir ama onlarda çiğ olarak değil kurutma yöntemi ile eti tüketmişlerdir ateşi kullanana kadar...

    Sonra...

    Bak bu Hepçil ağzıdır..

     vejetaryenim soruları alayım


    Buda Hepçil..

     vejetaryenim soruları alayım


    Buda yine senin örnek verdiğin hepçil babun

     vejetaryenim soruları alayım


    Bu etçil..

     vejetaryenim soruları alayım



    Bu otçul

     vejetaryenim soruları alayım



    VE Buda insan...

     vejetaryenim soruları alayım




    Artık hangisinin otçul hangisinin etçil olduğunu ayırt edebilmişsindir... Ayrıca... Etçil ile otçul farkını yani insanla farkını görelim



    izledim ama hala anlamadım diyorsan ufak bir yazı ile destekleyelim


    etle beslenen hayvanlardan aslan, köpek, sırtlan, kurt ve kedinin, diğer hayvanlar
    âleminden ayrılan belirgin özellikleri vardır. birincisi vücut boylarının aşağı yukarı 3 katı
    uzunluğunda olan çok kısa ve basit bir sindirim sistemine sahiptirler. bunun nedeni etin
    vücutta uzun süre kalmasıyla, çabucak çürümesi ve sonuçta oluşan zehirli maddelerin kan
    dolaşımına geçmesi tehlikesidir. etle beslenen hayvanların kokuşan etten oluşmuş
    bakterileri, vücut dışına çabucak atabilmesi, kısa sindirim sistemi sayesinde olabilmektedir.
    kemik ve liflerin sindirilebilmesi için midelerinde, otoburlardan on kat daha kuvvetli
    hidroklorik asit bulunmaktadır. gecenin serinliğinde avlanıp, gündüz saatlerini uyuyarak
    geçiren etoburların vücutlarını serin tutmak için ter bezlerine gereksinimleri yoktur. bu
    nedenle derileriyle değil dilleriyle ter dökerler, bu da etoburların önemli bir özelliğidir.
    diğerleriyse gündüz saatlerinde zamanlarının çoğunu yiyecek toplayarak geçirirler ve
    vücutlarını serin tutmak için derileri aracılığıyla ter dökerler.

    etoburlarla diğer hayvanlar arasındaki başka belirgin bir fark da diş yapılarıdır.
    bütün etobur hayvanların, kaplanın, aslanın, eti koparmak için güçlü pençeleri ve ön dişleri vardır.
    et yemeyen hayvanlarda bulunan ve yiyecekleri öğütmede kulandan azıdişleri et obur
    hayvanlarda yoktur. tahıl ürünlerinin aksine, etin ön sindirim için çiğnenmesi fark etmez;
    et, mide ve kalınbağırsakta sindirilir. örneğin kedi ön sindirim işlemini hemen hemen hiç
    yapmaz, azıdişleri yoktur, sadece ön sivri dişleri vardır. ot ve yaprak yiyenlerle, bitki ve
    çeşitli sebzelerle beslenenlerdeyse, tükürükteki pityalin maddesiyle birlikte, sindirim ağızda
    başlar, iyi sindirim için gıdaların iyi çiğnenip pityalinle karıştırılması gerekir. bu nedenle ot
    ve yaprak yiyen canlıların yirmi dört özel öğütücü dişi vardır. besinleri öğütebilmek için
    çene yapısı etoburlardaki aşağı yukarı harekete ilaveten, sağa sola hareket edebilecek
    özelliğe sahiptir. kesici dişleri olmayan ot obur canlılar suyu emerek içerken, etle beslenen
    canlılar dillerini kaşık gibi kullanarak su içmektedirler. otoburlar, etoburlar gibi çürüyücü
    besinler almadıklarından ve otsu besinlerin sindirilmesi için nispeten daha fazla bir zaman
    gerektiğinden, daha uzun bir bağırsak sistemine sahiptirler. bağırsakları beden boylarının
    on katıdır.

    new york malabedenes tıp merkezi'nden dr. williem collens, etoburların kolestrol ve
    doymuş yağları vücutlarında tutabilecek hemen hemen sınırsız bir kapasiteye sahip
    olduğunu saptamıştır. fakat gıdasına iki ay hayvansal gıda karıştırılan deney tavşanında
    yapılan otopside, bu canlının dolaşım sisteminde yağlanma ve damar sertliğinin oluşmaya
    başladığı görülmüştür. insan sindirim sistemi de etle beslenen diğer hayvanlar gibi eti
    sindirmek üzere düzenlenmediğinden, et yenmesi, birçok hastalığa, özellikle kolestrol ve
    buna bağlı kardiyovasküler hastalıklara yol açabilmektedir.

    üçüncü grup ise sadece meyveyle beslenen, insanlara bu yönüyle yakın olan, anthropoidea
    maymunlarıdır. bu maymunlar beslenmelerini çoğunlukla meyve ve kuruyemişler üzerine
    kurmuştur. derilerinde terlemek için milyonlarca gözenek vardır ve besinlerini çiğneyip
    öğütmek için parçalayıcı dişlere sahiptirler. tükürükleri alkaliktir, aynı ot ve yaprak
    yiyenler gibi pityalin içerirler. bağırsakları meyve ve sebzelerin yavaş sindirilmesi için
    bedenin on iki katı uzunluğundadır.

    insan, karakter olarak meyveyle beslenenlere çok benzemekte, otla beslenenleri
    andırmakta, etle beslenenlereyse hiç uymamaktadır. insanın sindirim sistemi, diş ve tırnak
    yapıları ve beden fonksiyonları etle beslenen canlılardan tamamen farklıdır.
    insanın sindirim sistemi anthropoidea maymunlarda olduğu gibi beden boyunun on iki
    katıdır. suyu öteki vejetaryen canlılar gibi emerek içerler. diş ve tırnak yapıları da
    vejetaryen hayvanlarınki gibidir ve tohumların ön sindirimleri için de, tükürük yapısı, pityalin içerir.

    insanlar fizyolojik bakımdan kesinlikle etle beslenmeye uygun yapıda değildir, insanın
    anatomik yapısı ve sindirim sistemi, milyonlarca yıl boyunca meyveler, kuruyemişler,
    tohumlar ve sebzelerle beslenerek evrimleştiğini göstermektedir. ayrıca insan, genel
    eğilimleri, iç güdüleri ve davranışlarında etobur özelliği taşımaz, insanların, kendileri için
    hayvan öldürecek başka insanlara ihtiyaçları vardır. eğer herkes ihtiyaç duyduğu eti
    karşılamak için öldürme eylemini kendisi yapmak zorunda kalsaydı, birçok kişi bundan çok
    rahatsız olurdu, aç kalırdı. insanlar, diğer et yiyen hayvanlarda olduğu gibi eti çiğ olarak da
    yiyemezler. bunun yerine haşlayarak, fırınlayarak, kızartarak veya kan kokusunu çeşitli sos
    ve baharatlarla giderip, onu çiğ durumdan uzaklaştırarak ve orijinal halini saklayarak
    yiyebilirler. buna örnek olarak bir bilim adamı şöyle bir açıklama getirmiştir:
    "aç bir kedi, bir parça çiğ et kokusu aldığında büyük bir arzu duyarken, meyve kokusuna
    karşı hiç bir tepki vermez. eğer insanlar bir kuşun üstüne atlayıp, hala canlı olan organlarını
    parçalayıp, ılık kanını emebilirse, doğanın kendilerini et yeme içgüdüsüyle donattığını
    söylemek mümkündür." öte yandan bir salkım üzüm, bir şeftali insanların ağzını
    sulandıracaktır. büyük evrim teorisyeni charles darwin dahil birçok bilim adamı, ilk
    insanların meyve ve sebzeyle beslendiğini ve tarih boyunca da anatomilerinin fazla
    değişmediğini tespit ederek, insanların, bedensel ve fizyolojik yapılarına uygunluk
    bakımından doğal besinlerinin meyve, sebze ve tohumlar olduğunu kabul etmişlerdir.

    (...)

    genelde daha sağlıklı olmak ve evrimleşmek isteyen bir kişi için, bedenin içersine ikinci bir
    beden sokmamasının daha doğru ve yararlı olduğu düşüncesindeyim. ayrıca geçmişte ve
    günümüzde yaşayan birçok dâhinin, sanatçının, politikacının, müzisyenin ve bilim adamının,
    leonardo'dan, einstein'a kadar, zirveye imza atmış pek çok kişinin vejetaryen olduğunu
    vurgulamak, sanıyorum, et yemeyen kişilerde beslenme bozukluğuna veya zekâ düzeyinde
    eksiklik olacağına dair iddiaların geçersiz olduğunu kanıtlar.

    bitkiler ise genelde çok yavaş, duygusal tepki gösterir. çok geniş bir zaman dilimi
    içerisinde, son derece yavaş toksin salgılarlar. ağaçlar ve bitki âlemi uyku bilincindedir. bu
    yüzden olumsuz herhangi bir madde salgılamazlar. ancak bitkinin tümünü tüketmiyorsanız,
    sürekli olarak, örneğin bir ağacın aynı dalından yaprak koparıyorsanız veya sürekli olarak
    aynı tarafını kesiyorsanız, uzunca bir süre sonra, o bitkinin o dalında da veya o ağacın o
    kısmında da olumsuz bazı maddeler veya toksinler oluşmaya başlar. afrika'da araştırma
    yapan botanikçiler, zürafaların sürekli olarak kendilerine kolay gelen aşağıdaki dallan veya
    hep aynı ağacın aynı dallarını yemediklerini, her gün bir sonraki ağaca geçerek ve ara ara
    yükseklik değiştirerek beslendiklerini gözlemlemişlerdir. yaptıkları araştırmalarda, bir
    ağacın hep aynı tarafının dalı yenildiği veya koparıldığı takdirde, zamanla o kısmın toksin
    oluşturduğunu, hastalık yapabileceği için, hayvanın onu yemediğini bulmuşlardır.

    vejetaryen kişilere yöneltilen eleştirilerden biri de, hayvanlar da, bitkiler de canlı olduğuna
    göre, ikisini de yemek arasında pek bir fark olmadığıdır. fakat daha önce açıkladığım gibi,
    bu, bilimsel olarak doğru değildir. çünkü bitkiler acı çekmiyor, ayrı bir bilinç halinde ve
    düzeyinde, uyku bilincinde oldukları için tüketildiklerinde, toksin oluşturmuyor, insan
    bedenine zararlı herhangi bir madde üretmiyorlar. ayrıca biz çoğu zaman bitkilerin kendisini
    değil, onun ürününü veya bir bölümünü, yani elma ağacını değil, elmayı, tüm fidanı değil,
    fasulyesini yiyiyoruz. veya o bitkinin normal evrimini tamamlayıp, zaten yok olacağı bir
    dönemde onu tüketiyoruz. örneğin karpuzu, çileği, armudu, enginarı, baklayı
    olgunlaşmadan koparmamak iyi olur; böylece hem bitkinin daha iyi ürün vermesini
    sağlarsınız, hem de zaten kısa bir süre sonra, doğadaki yaşam süresini doldurduğu için
    çürüyüp yok olacağından, onu tüketmekle ona bir zarar vermemiş olursunuz. oysa bir
    hayvan, öldürüleceği zaman, çok yoğun bir şekilde, negatif maddeler salgılar; kuantum
    düzeyindeki duygular, düşünceler, endişe, korku ve heyecan vücutta bazı olumsuz
    maddelere dönüşür. bir köpeğin aniden size doğru koşarak gelmesi, sizde korku
    duygusunun adrenalin salgılanmasına yol açıyorsa, yani hisler maddeye dönüşüyorsa,
    hayvanlar da his düzeyinde daha derin sezgilere sahip oldukları için, öldürüleceklerini
    hissettiklerinde şiddetli bir negatif duygu karışımıyla kimyasal hormon salgılarlar. bunlar da
    kana geçerek maddeye dönüşür. bu hayvanın etini tüketen kişi de, bu negatif maddeleri
    bedenine almış olur. buna bağlı olarak, uzun süre et ağırlıklı beslenildiği zaman bedende
    birçok olumsuz etkiler görülür. bu negatif maddeler bedene sürekli ve yoğun olarak girdiği
    takdirde, olumsuzluklar sadece bedenle sınırlı kalmayıp, kişinin bilincinde bulanıklılıklara ve
    ruhsal yapısında daha saldırgan bir tabloya yol açar.


    Ayrıca akarları yatakta dönerek öldüremessin..



    Ek olarak şunuda ekliyim ki saçma sapan ilk insanlar eti kemikleri yiyordu parçalıyordu dişleriyle safsatasına kendin de inanma...

    İlk insan veya en eski kafatasları diyelim..

     vejetaryenim soruları alayım


     vejetaryenim soruları alayım


     vejetaryenim soruları alayım


     vejetaryenim soruları alayım


     vejetaryenim soruları alayım



    gördüğün gibi et parçlayıcı kemik kırıcı vs dişleri yok.. hani at ama destekli at araştır biraz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Devian -- 11 Ocak 2016; 2:51:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Osuramayan Kaplumbağa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Iron Fist

    İyi bok yemişsin soya ürünleriymişVicdaniymiş Doğanın kanunu bu üstün olan yer bari kaplanda acısın saman yesin

    Doğaya göre insan otçuldur. Sağlıklı bir şekilde et yemeden yaşayabiliyoken, sırf zevk masum hayvanları kesmen mi doğanın kanunu ?

    Otçul falan değildir insan. Otçul olsaydı köpek dişleri olmazdı. Ayrıca et yemezseniz kan değerleriniz düşük çıkar, bağışıklığınız düşer.

    Bence bitki de yemeyin, onlar da canlı değil mi? Ya da yolda yürümeyin, akar denen küçük eklembacaklıları öldürüyorsunuz. Ellerinizi yıkamayın, bakteriler ölüyor.

    Doğa acımasızdır.

    o köpek dişleri et parçalamak için değil... 1 kg pişmemiş kemikli çiğ eti hiçbirtürlü yiyemessin... Ama benim rott kemikleri bile kırarak yiyor.. Köpek dişleri 10 cm falan... Senin o dişler koparmak için dostum.Birçok otoburda rastlayabilirsin...

    8 yıl oldu et yemiyorum vejetaryenim her 5 ayda bir kan değerlerime baktırıyorum et yiyen bütün aile fertlerinden iyi değerlerim.. 35 yaşına geldim ne tansiyonum ne başka bir şeyim var.. Ayrıca son 5 yıldır falan hiç hasta olmadım.. Hiç..


    Bir insan elinden geldiği kadar dikkat etmeli yolda yüyürken de dikkatliyim merak etme.. Ayrıca bitkiler canlı ama duyarsızdır.. Ve bir elma yediğinde ağacı yok etmezssin veya bir domates yediğinde.... Mesela bir marul çığlık atmaz onu kestiğinde... 2 havuç yan yana geldiğinde oyun oynamaz , mutlu olmaz..... Sen bir turp ile bir kuzu yu ayırt edemiyorsan zaten konuşmanın pek anlamı yok seninle..

    Cevap vermeyim vermeyim diyorum şu konuda alıntılayanlara da...

    O dişler tam da et parçalamak için var. Koyunda, inekte, geyikte ve benzeri hayvanlarda göremezsiniz. İnsanların ataları kemikli çiğ eti yerlerdi, ne zaman ateşi kontrol etmeyi öğrendiler o zaman çene kasları küçüldü ve beyinlerinin büyümesi için yer açıldı. Ayrıca, sadece ot yiyerek imkanı yok böyle bir beyin geliştiremezsiniz. Sadece çiğ et yiyerek de geliştiremezsiniz çünkü kaslarınız kafanızda fazla yer kaplar. İnsanlık işte burada hile yaptı.

    Goriller, maymunlar otçul diyenler de komik bu arada. Maymunlar böcek yer, esaret altındaki goriller de eti bayıla bayıla yerler. Gorillerin et yememesinin tek sebebi avlanmak için yeterince çevik olmamaları. Yiyebilseler yerlerdi ve oldukça zeki olurlardı, emin olun.

    http://m.livescience.com/24875-meat-human-brain.html

    Ben insanlar otçuldur demiyorum, insanlar etçildir de demiyorum. İnsanlar hepçildir, hepsini yiyebilirler ve yerlerse iyi olur. Yatakta her dönüşünüzde milyonlarca akar ölüyor, bence bir yere yattığınızda dönmeyin de. Kendilerinin sinir sistemi vardır çünkü, acıyı hissedebiliyorlar. Çığlık da atıyorlardır. Mantığınıza göre basitçe dönerek milyonlarca canlının yaşam hakkını alıyorsunuz, dönmeyin hatta yatmayın. Sizin yatmanız yüzünden canlılar acı çekiyor.

    Bu vicdanı anlayamıyorum. Eziyet edilen hayvanlara ses çıkarın tamam, ona biz de karşıyız. Ama çıkıp katil olmamak için vejeteryanız/veganız derseniz orada saçmalıyorsunuz. Siz doğduğunuz andan itibaren milyarlarca canlının katilisiniz.

    Edit: Bakın, et yiyen bir babun!



    peki öğretelim...

    İlkokul bilgisi... 1. sınıf

    İlk insanlar otçuldur... Toplayıcıdır.. Meyve sebze ve kabuklularla beslenmişlerdir... Zaten alet edavatı keşfedene kadar hayvan avlayamadılar avlamaları mümkün değildi.. Daha daha sonra eti keşfetmişlerdir ama onlarda çiğ olarak değil kurutma yöntemi ile eti tüketmişlerdir ateşi kullanana kadar...

    Sonra...

    Bak bu Hepçil ağzıdır..



    Buda Hepçil..



    Buda yine senin örnek verdiğin hepçil babun



    Bu etçil..




    Bu otçul




    VE Buda insan...





    Artık hangisinin otçul hangisinin etçil olduğunu ayırt edebilmişsindir... Ayrıca... Etçil ile otçul farkını yani insanla farkını görelim



    izledim ama hala anlamadım diyorsan ufak bir yazı ile destekleyelim


    etle beslenen hayvanlardan aslan, köpek, sırtlan, kurt ve kedinin, diğer hayvanlar
    âleminden ayrılan belirgin özellikleri vardır. birincisi vücut boylarının aşağı yukarı 3 katı
    uzunluğunda olan çok kısa ve basit bir sindirim sistemine sahiptirler. bunun nedeni etin
    vücutta uzun süre kalmasıyla, çabucak çürümesi ve sonuçta oluşan zehirli maddelerin kan
    dolaşımına geçmesi tehlikesidir. etle beslenen hayvanların kokuşan etten oluşmuş
    bakterileri, vücut dışına çabucak atabilmesi, kısa sindirim sistemi sayesinde olabilmektedir.
    kemik ve liflerin sindirilebilmesi için midelerinde, otoburlardan on kat daha kuvvetli
    hidroklorik asit bulunmaktadır. gecenin serinliğinde avlanıp, gündüz saatlerini uyuyarak
    geçiren etoburların vücutlarını serin tutmak için ter bezlerine gereksinimleri yoktur. bu
    nedenle derileriyle değil dilleriyle ter dökerler, bu da etoburların önemli bir özelliğidir.
    diğerleriyse gündüz saatlerinde zamanlarının çoğunu yiyecek toplayarak geçirirler ve
    vücutlarını serin tutmak için derileri aracılığıyla ter dökerler.

    etoburlarla diğer hayvanlar arasındaki başka belirgin bir fark da diş yapılarıdır.
    bütün etobur hayvanların, kaplanın, aslanın, eti koparmak için güçlü pençeleri ve ön dişleri vardır.
    et yemeyen hayvanlarda bulunan ve yiyecekleri öğütmede kulandan azıdişleri et obur
    hayvanlarda yoktur. tahıl ürünlerinin aksine, etin ön sindirim için çiğnenmesi fark etmez;
    et, mide ve kalınbağırsakta sindirilir. örneğin kedi ön sindirim işlemini hemen hemen hiç
    yapmaz, azıdişleri yoktur, sadece ön sivri dişleri vardır. ot ve yaprak yiyenlerle, bitki ve
    çeşitli sebzelerle beslenenlerdeyse, tükürükteki pityalin maddesiyle birlikte, sindirim ağızda
    başlar, iyi sindirim için gıdaların iyi çiğnenip pityalinle karıştırılması gerekir. bu nedenle ot
    ve yaprak yiyen canlıların yirmi dört özel öğütücü dişi vardır. besinleri öğütebilmek için
    çene yapısı etoburlardaki aşağı yukarı harekete ilaveten, sağa sola hareket edebilecek
    özelliğe sahiptir. kesici dişleri olmayan ot obur canlılar suyu emerek içerken, etle beslenen
    canlılar dillerini kaşık gibi kullanarak su içmektedirler. otoburlar, etoburlar gibi çürüyücü
    besinler almadıklarından ve otsu besinlerin sindirilmesi için nispeten daha fazla bir zaman
    gerektiğinden, daha uzun bir bağırsak sistemine sahiptirler. bağırsakları beden boylarının
    on katıdır.

    new york malabedenes tıp merkezi'nden dr. williem collens, etoburların kolestrol ve
    doymuş yağları vücutlarında tutabilecek hemen hemen sınırsız bir kapasiteye sahip
    olduğunu saptamıştır. fakat gıdasına iki ay hayvansal gıda karıştırılan deney tavşanında
    yapılan otopside, bu canlının dolaşım sisteminde yağlanma ve damar sertliğinin oluşmaya
    başladığı görülmüştür. insan sindirim sistemi de etle beslenen diğer hayvanlar gibi eti
    sindirmek üzere düzenlenmediğinden, et yenmesi, birçok hastalığa, özellikle kolestrol ve
    buna bağlı kardiyovasküler hastalıklara yol açabilmektedir.

    üçüncü grup ise sadece meyveyle beslenen, insanlara bu yönüyle yakın olan, anthropoidea
    maymunlarıdır. bu maymunlar beslenmelerini çoğunlukla meyve ve kuruyemişler üzerine
    kurmuştur. derilerinde terlemek için milyonlarca gözenek vardır ve besinlerini çiğneyip
    öğütmek için parçalayıcı dişlere sahiptirler. tükürükleri alkaliktir, aynı ot ve yaprak
    yiyenler gibi pityalin içerirler. bağırsakları meyve ve sebzelerin yavaş sindirilmesi için
    bedenin on iki katı uzunluğundadır.

    insan, karakter olarak meyveyle beslenenlere çok benzemekte, otla beslenenleri
    andırmakta, etle beslenenlereyse hiç uymamaktadır. insanın sindirim sistemi, diş ve tırnak
    yapıları ve beden fonksiyonları etle beslenen canlılardan tamamen farklıdır.
    insanın sindirim sistemi anthropoidea maymunlarda olduğu gibi beden boyunun on iki
    katıdır. suyu öteki vejetaryen canlılar gibi emerek içerler. diş ve tırnak yapıları da
    vejetaryen hayvanlarınki gibidir ve tohumların ön sindirimleri için de, tükürük yapısı, pityalin içerir.

    insanlar fizyolojik bakımdan kesinlikle etle beslenmeye uygun yapıda değildir, insanın
    anatomik yapısı ve sindirim sistemi, milyonlarca yıl boyunca meyveler, kuruyemişler,
    tohumlar ve sebzelerle beslenerek evrimleştiğini göstermektedir. ayrıca insan, genel
    eğilimleri, iç güdüleri ve davranışlarında etobur özelliği taşımaz, insanların, kendileri için
    hayvan öldürecek başka insanlara ihtiyaçları vardır. eğer herkes ihtiyaç duyduğu eti
    karşılamak için öldürme eylemini kendisi yapmak zorunda kalsaydı, birçok kişi bundan çok
    rahatsız olurdu, aç kalırdı. insanlar, diğer et yiyen hayvanlarda olduğu gibi eti çiğ olarak da
    yiyemezler. bunun yerine haşlayarak, fırınlayarak, kızartarak veya kan kokusunu çeşitli sos
    ve baharatlarla giderip, onu çiğ durumdan uzaklaştırarak ve orijinal halini saklayarak
    yiyebilirler. buna örnek olarak bir bilim adamı şöyle bir açıklama getirmiştir:
    "aç bir kedi, bir parça çiğ et kokusu aldığında büyük bir arzu duyarken, meyve kokusuna
    karşı hiç bir tepki vermez. eğer insanlar bir kuşun üstüne atlayıp, hala canlı olan organlarını
    parçalayıp, ılık kanını emebilirse, doğanın kendilerini et yeme içgüdüsüyle donattığını
    söylemek mümkündür." öte yandan bir salkım üzüm, bir şeftali insanların ağzını
    sulandıracaktır. büyük evrim teorisyeni charles darwin dahil birçok bilim adamı, ilk
    insanların meyve ve sebzeyle beslendiğini ve tarih boyunca da anatomilerinin fazla
    değişmediğini tespit ederek, insanların, bedensel ve fizyolojik yapılarına uygunluk
    bakımından doğal besinlerinin meyve, sebze ve tohumlar olduğunu kabul etmişlerdir.

    (...)

    genelde daha sağlıklı olmak ve evrimleşmek isteyen bir kişi için, bedenin içersine ikinci bir
    beden sokmamasının daha doğru ve yararlı olduğu düşüncesindeyim. ayrıca geçmişte ve
    günümüzde yaşayan birçok dâhinin, sanatçının, politikacının, müzisyenin ve bilim adamının,
    leonardo'dan, einstein'a kadar, zirveye imza atmış pek çok kişinin vejetaryen olduğunu
    vurgulamak, sanıyorum, et yemeyen kişilerde beslenme bozukluğuna veya zekâ düzeyinde
    eksiklik olacağına dair iddiaların geçersiz olduğunu kanıtlar.

    bitkiler ise genelde çok yavaş, duygusal tepki gösterir. çok geniş bir zaman dilimi
    içerisinde, son derece yavaş toksin salgılarlar. ağaçlar ve bitki âlemi uyku bilincindedir. bu
    yüzden olumsuz herhangi bir madde salgılamazlar. ancak bitkinin tümünü tüketmiyorsanız,
    sürekli olarak, örneğin bir ağacın aynı dalından yaprak koparıyorsanız veya sürekli olarak
    aynı tarafını kesiyorsanız, uzunca bir süre sonra, o bitkinin o dalında da veya o ağacın o
    kısmında da olumsuz bazı maddeler veya toksinler oluşmaya başlar. afrika'da araştırma
    yapan botanikçiler, zürafaların sürekli olarak kendilerine kolay gelen aşağıdaki dallan veya
    hep aynı ağacın aynı dallarını yemediklerini, her gün bir sonraki ağaca geçerek ve ara ara
    yükseklik değiştirerek beslendiklerini gözlemlemişlerdir. yaptıkları araştırmalarda, bir
    ağacın hep aynı tarafının dalı yenildiği veya koparıldığı takdirde, zamanla o kısmın toksin
    oluşturduğunu, hastalık yapabileceği için, hayvanın onu yemediğini bulmuşlardır.

    vejetaryen kişilere yöneltilen eleştirilerden biri de, hayvanlar da, bitkiler de canlı olduğuna
    göre, ikisini de yemek arasında pek bir fark olmadığıdır. fakat daha önce açıkladığım gibi,
    bu, bilimsel olarak doğru değildir. çünkü bitkiler acı çekmiyor, ayrı bir bilinç halinde ve
    düzeyinde, uyku bilincinde oldukları için tüketildiklerinde, toksin oluşturmuyor, insan
    bedenine zararlı herhangi bir madde üretmiyorlar. ayrıca biz çoğu zaman bitkilerin kendisini
    değil, onun ürününü veya bir bölümünü, yani elma ağacını değil, elmayı, tüm fidanı değil,
    fasulyesini yiyiyoruz. veya o bitkinin normal evrimini tamamlayıp, zaten yok olacağı bir
    dönemde onu tüketiyoruz. örneğin karpuzu, çileği, armudu, enginarı, baklayı
    olgunlaşmadan koparmamak iyi olur; böylece hem bitkinin daha iyi ürün vermesini
    sağlarsınız, hem de zaten kısa bir süre sonra, doğadaki yaşam süresini doldurduğu için
    çürüyüp yok olacağından, onu tüketmekle ona bir zarar vermemiş olursunuz. oysa bir
    hayvan, öldürüleceği zaman, çok yoğun bir şekilde, negatif maddeler salgılar; kuantum
    düzeyindeki duygular, düşünceler, endişe, korku ve heyecan vücutta bazı olumsuz
    maddelere dönüşür. bir köpeğin aniden size doğru koşarak gelmesi, sizde korku
    duygusunun adrenalin salgılanmasına yol açıyorsa, yani hisler maddeye dönüşüyorsa,
    hayvanlar da his düzeyinde daha derin sezgilere sahip oldukları için, öldürüleceklerini
    hissettiklerinde şiddetli bir negatif duygu karışımıyla kimyasal hormon salgılarlar. bunlar da
    kana geçerek maddeye dönüşür. bu hayvanın etini tüketen kişi de, bu negatif maddeleri
    bedenine almış olur. buna bağlı olarak, uzun süre et ağırlıklı beslenildiği zaman bedende
    birçok olumsuz etkiler görülür. bu negatif maddeler bedene sürekli ve yoğun olarak girdiği
    takdirde, olumsuzluklar sadece bedenle sınırlı kalmayıp, kişinin bilincinde bulanıklılıklara ve
    ruhsal yapısında daha saldırgan bir tabloya yol açar.


    Ayrıca akarları yatakta dönerek öldüremessin..



    Ek olarak şunuda ekliyim ki saçma sapan ilk insanlar eti kemikleri yiyordu parçalıyordu dişleriyle safsatasına kendin de inanma...

    İlk insan veya en eski kafatasları diyelim..












    gördüğün gibi et parçlayıcı kemik kırıcı vs dişleri yok.. hani at ama destekli at araştır biraz.

    Alıntıları Göster
    Akarları yatakta dönerek öldürürüm. Döndüğümde yatak havalanıyor, uçmaya gelemezler kendileri.

    İlkokul bilgileri! Karışık gidiyorum.

    İnsan sindirim sistemi, insanın boyunun 4-5 katı uzunluktadır. 12 değil. Buradan sonra okumayacaktım ama okudum.

    Perspektif herşeydir. Dokunma hissi de öyle. Kaninlerim cidden daha keskin ve uzun.


    Negatif madde kısmı baya güldürdü. Nörotransmitterlerin kanla beyne gidebileceğini sanmıyorum


    Size diyorum ki, insanlar çiğ et yerdi, pişirmek bu hale getirdi onları. Evet, tabi ki pişirip yiyoruz etleri çünkü hile yaptık! Afrika savanlarında sandığınız kadar meyve yok, insanlar da gökten inmedi oraya, insanlar avcı ve toplayıcıydı. Sadece toplayıcı değil. Meyvede, yemişte pek aminoasit yok biliyorsunuz. Bazı aminoasitleri almazsanız da ölürsünüz.

    Einstein'ın mektuplarını atmıştım, lütfen. Adam ölmeden 1 yıl önce et yediğini söylüyordu.

    Şu erken ölümleri, kardiyovasküler sorunları ve kolesterolü sadece buffalo etiyle beslenen kızılderililere anlatsanıza? Modern koşullardaki Avrupalılardan ve Amerikalılardan 4 yıl kısa yaşıyorlar, bence gayet güzel bir sonuç. Ot yemekten başka şansı olmayan papua yeni gine yerlilerinin çocukları büyüyemeden ölüyorlar, protein eksikliğinden.




    Siz gerçekten tüm gün gezip otları yiyen danayı yemenin kötü bir fikir olduğunu düşünüyorsunuz. Hayvanı yiyerek onun yediklerini yediğinizin farkında değil misiniz? Ot yiyerek 10 saatte alacağınız proteini 1 saatte et yiyerek alıyorsunuz, kazandığınız zamana bakın!

    Neyse, alıntılara cevap vermiyordum. Bundan sonra da vermeyecem. İlle de konuşmak istiyorum diyen olursa PM var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 11 Ocak 2016; 3:17:13 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.