Bildirim
Türkiye'nin Ekseni var mı.?Olmalı mıdır(Olmalı mıydı).?
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 

1 Misafir - 1 Masaüstü

Giriş
Mesaj
-
-
Soğuk savaşta tarafsız kalmak taraflı olmaktan daha yıpratıcı olurdu. Peki Batı yerine SSCB yaklaşsak ne olurdu derseniz, hiç birşey farketmezdi derim. Birine yaklaşınca diğerinden uzaklaşacaksın haliyle birinin dostluğu diğerinin düşmanlığını getirecekti. Aşşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı içinde çıkılmayak bir durum yani..... -
Bence tarafsız kalmak bize daha fazla yarar sağlardı,düşünsenize kimseye düşman değilsiniz en azından. -
böyle durumlarda kimseye yakın durmazsanız herkes tarafından düşman ilan edilirsiniz. türkiye de seçimini yaptı. buseçim halen devamlılığını sürdürüyor. günümüzde de iran ve amerika arasındaki gerilimde türkiye büyük ihtimalle amerika yanında yerini alacaktır. önümüzdeki günlerde de amerika ve iran arasında iplerin kopacağını tahmin ediyorum, tabiki işin içinde israil ve türkiye de olacaktır. türkiyenin sınırlarındaki mayınların israil tarafından temizlenmesi, iranın ise bu durum karşısında sınıra duvar örmesi kısa vadede ortalığın bayağ bi karışacağının habercisi bence.
iranın nükleer silah yapım tarihinin büyük ihtimalle 2010 içinde olacağını düşünürsek bu sene içinde savaş kapıda gibi...
korktuğum durumun genişleyip israil türkiye ve hatta rusyayı da kapsaması. böyle olursa 3. dünya savaşı nı bile görebiliriz ve böyle bir savaş nükleer olabilir.
iç karartıcı bir komplo inşallah gerçekleşmez...
quote:
Orijinalden alıntı: kemomando
Bence tarafsız kalmak bize daha fazla yarar sağlardı,düşünsenize kimseye düşman değilsiniz en azından.
-
Şu meşhur Bulgar kahin kadın da 2010'da bir dünya savaşının başlayacağını söylemiş, bakalım tutacak mı -
Türkiye'nin ekseni,tamamen kendi ekseni-halkı olmalıdır. Tarihe baktığımız da, bizi ,yine biz yıkmışız. Örneğin Harzem-selçuklu savaşı sonun da iki büyük devlet,Moğol orduları tarafın'dan tarihten silinmiştir. Yine aynı şekilde Yıldırım - Timur savaşın sonucun da,osmanlı fetret dönemi girmiş ve parçalanmaktan kıl payı kurtulmuştur. Zamanın padişahı Çelebi Mehmet de,O nedenle osmanlının ikinci kurucusu denir.
Peki günümüz de ki mevcut dünya kontojtürünü,Türkiye nasıl değerlendirmelidir ?
Türkiye; öncelikle içerde ki ağa,paşa,bey vesaire geçinen insan müsvetlilerini temizlemeli ve hukukun üstünülüğünü, birilerin tekelinden çıkarmalıdır! Yani insan odaklı çalışarak milletmizi, devlet ile karşı karşıya getirecek uygulamaları,bertaraf etmelidir. Dine,ırka,dile... dayanan ayrımcı uygulamaları ve yasakları kaldırımalıdır. Bu düzenlemeler, ,milletimizin devlet ile barışması amaçlamaktadır.
Devlet ile barışan milletimiz,içimizde yaşan provakatörleri prim vermeyecek ya da onarın entrikalarına kanmayacak yüzlerine vuracaktır. Tamamiyle gereçekci olarak, ''Türk'ün, Türk'ten başka dostu yok'' gibi beylik lafları bırakmalıyız. Türkiye günümüz de savaşa girecek olsa,kendisine en yakın Türk devleti olan Azerbeycan sadece seyreder! Fakat içer de ki, kandırılan bazı kardeş halklarımız ise birebir savaşarak vatanına milletine hizmet edecek olduğunu unutmamalı! ve gerekli düzenlemler yapılmalıdır.
İçer de çelikleşmiş bir Türkiye;kısa vade de bölgesin de, orta ve uzun vade de pasiflere kadar etkin-yön belirleyeci bir güç olacaktır.
Uluslararası strateji de ise,yerli savunma sanayisinin gelişmesine destek vererek Suriye,Libya,pakistan, kazakistan... dost ve kardeş ülkelerin savunma alanlarını güçlendirmeli ve ikincil bir ülke tarafından tehdit ve oyunlarına karşı bağışılık kazandırılmaları sağlanmalıdır. Böylelikle 2 kutuplu dünya düzeni,Türkiye'nin başlı başına bir kutup merkezi olarak ayrılmasına ve yeni dünya sisteminin kurulmasını sağlayacaktır...
Özetle yazımızın başda da dediğimiz gibi,Türkiyenin ekseni,kendi ekseni olmalıdır.
Kısaca yukarı da ki arkadaşımızın fikirlerine de katılmadığımı bildirmek isterim. şöyle ki:
1. olarak Amerika bir çok yönden çöküş dedir ve yeni bir savaşı kesinlikle göze almaz!
2. Türkiye ne israil'e ne de irana yanaşması söz konusu değil. Fakat iki ülke ile de stratejik anlaşmalarımız var. İran ile Pars doğalgaz sahasının TPAO'nun işletmesi, İsrail ile ise daha çok askeri konularda işbirliğimiz vardır.
Zannedersem iranın sınıra duvar örmesi de, yanlış anlaşılmış.İran terör ile mücadele eden bir ülkedir. Bu neden ile kendi çapında bazı önlemler alması normaldir. Nasıl biz sınır barajları inşa ediyorsak (1),İranda terör için duvar örüyor.(2)
3. olarak 3. Dünya savaşının çıkacağını veya çıkmayacağını günümüzde öngerebilir değildir.
Fakat gerçek olan bir şey var ki,olanğandışı bir şey olmaz ise Türkiye'nin geleceği çok parlak olacaktır.
Saygılarımla.
1.http://arsiv.sabah.com.tr/2007/02/28/siy112.html
2.http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=adbc0039-b7bf-494d-954d-80f1d3fc5d9f
-
Keşke eksen yaratan bir ülke olabilsek. Bu ancak güçlü bir Türkiye ile mümkün ama şu anda bu devlet anlayışı ile mümkün değil. -
Esas olan esnek olabilmektir. Eksenlerin niteliği, ismi, tarafı önemli olsa da, hepsi geçicidir. Esnek ve sürekli olmalıyız. -
quote:
Orijinalden alıntı: Yazat
Esas olan esnek olabilmektir. Eksenlerin niteliği, ismi, tarafı önemli olsa da, hepsi geçicidir. Esnek ve sürekli olmalıyız.
Katıldığım bir görüş, esnek siyaset ana felsefemiz olmalıdır. -
quote:
Orijinalden alıntı: chakra
Keşke eksen yaratan bir ülke olabilsek. Bu ancak güçlü bir Türkiye ile mümkün ama şu anda bu devlet anlayışı ile mümkün değil.
Peki nasıl bir devlet anlayışıyla mümkün hocam? -
başkasının işçisi olmaktansa kendi işinin patronu olmak orta ve uzun vadede yararlıdır
Bir süre cefasını çeksekte ileride sefasını süreriz.
Tabiki bunun için 80yıldır dayatılan halkın yönetimde sözde sözsahibi oldugu terör din laiklik gibi "besleme" uyuşturucularla uyutuldugu sistemden sıyrılıp gerçek bir cumhuriyete geçiş yapmalıyız -
quote:
Orijinalden alıntı: nasozby
quote:
Orijinalden alıntı: chakra
Keşke eksen yaratan bir ülke olabilsek. Bu ancak güçlü bir Türkiye ile mümkün ama şu anda bu devlet anlayışı ile mümkün değil.
Peki nasıl bir devlet anlayışıyla mümkün hocam?
Bireyi esas alan komple sivil ve özgürlükçü bir anayasa ve gerçek anlamda seçilmişlerin yönettiği demokratik bir devlet anlayışı ile mümkün. Sen demokrasini devamlı kesintiye uğratırsan, ara askeri dönemlerden arta kalan yarım porsiyon demokrasi çerçevesinde devlet olursan böyle başkalarının eksen oluşturmalarını izlersin, ekonomin de büyük ve egemen olmaz, başkalarının oluşturduğu eksenleri izlersin, hangisinde olmalıyım dersin.
-
bunun adına real politik denir.. esasen napolyon fransasının basbakanı(adını unuttum) tarafından başlatılan bu tutum her ulkenin uluslararası arenada kendi cıkarlarına ne uygun geliyorsa onu yapmasıdır.. yani bu siyasiler ustu bir durum.. değişmeyecek bir devlet politikası olmalı.. bunun en yakın örneği churhill dir.. adamı hic sevmem ama ulkesi icin en iyisi olanı yapmış biri.. şimdilerde bizimkiler bu tutumun icinde.. bir bir tarafın yanında bir karşı tarafın.. bu da gerekli konularda bildiğiniz gibi bizim yararımıza.. uydu ülke olmaktansa denge politikalı bir ülke en cok kazandıran yatırım :))
edit:: yanlış anlaşılmasın.. bizimkiler diyerek iç politika hakkında konuşmuyorum.. uluslararası sadece ve bu konuda sadece..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi onurmaurer -- 3 Mayıs 2010; 12:47:21 > -
Bu tip sistemde ülkeler için genellikle ''Tavşana kaç tazıya tut'' prensibi uygulanır.. Yani iki kutuplu dünya sisteminde iki taraf savaşmayan ama farklı rejimler yaratan rekabet içerisindedir.. Acaba düşünüyorum da, Stalin bizden doğu illerimizi ne için istemişti, bunun akabinde neden koşarak Amerika'nın kucağına oturduk, yoksa bu bir Rus-Amerikan ortak Türkiye'yi kucağa oturtma projesi miydi?
Bana kalırsa tarafsız kalmak ya da kendi tarafını oluşturmak daha mantıklı olurdu, en azından 700 yıllık Osmanlı egemenliğinden gelmiş bir Türkiye'nin bu kadar aciz ve etkisiz olması hoş olmadı, belki yapacak başka çare de yoktu, basiretsiz ve vizyonsuz devlet adamları yüzünden..
Bunun için cin gibi devlet adamları yetiştirmek gerek, ve bunun arkasında duran da bir nitelikli bir halk.. Aksi halde parmaklarında oynatırlar.. Avrupa siyasetinin kıvraklığı bizimkileri cebinden çıkarır, sokar sonra tekrar çıkarır, maymun gibi oynatırlar..
quote:
3. olarak 3. Dünya savaşının çıkacağını veya çıkmayacağını günümüzde öngerebilir değildir.
Bana kalırsa böyle kesin köşeli tezleri savunmayın.. Gelişmiş ve güçlü dediğimiz devletler 10-20 senelik doktrinler yayınlarlar ve planlarını bunlara göre hazırlarlar, yani bir nevi bizim MGK gibi işlev gören kurumları vardır, ama onların ki daha gelişmiştir, tabii böyle olunca 10-20-30 senelik planlar hazırlarlar, buna göre stratejiler üretirler, politik, ekonomik ve askeri stratejileri belirlerler.. Eğer bu cümleyi ''sıradan bir vatandaş'' olarak söylüyorsanız evet sokaktaki adam için havada füzeler uçuşmadan 3. dünya savaşının başlaması beklenmez, ki bilemez zaten, ama devletin üst kademelerinde stratejistler bunu öngörürler, öngördükleri için o koltuklara otururlar...
Havai adalarına füze rampa sistemleri kurulurken, Tayvan'a ABD silahlar satarken, Türkiye'ye 2015 yılı için füze savunma sistemi gibi projeler kurulması düşünülürken, Hint okyanusu savaş gemileri doluyken, bu tip bir çıkarımda bulunulamaz, yani bilinmelidir ki bir yerlerde bu adamlar işlerini yapıyorlar ve günümüzün oldukça gelişmiş teknolojisi ve biliminde 10 sene sonrasını görebilmek pek ala çok mümkündür.. Yani biliniz ki birileri çıkacak 3. dünya savaşına karşı pozisyon alıyor, silah durumunu buna karşı geliştiriyor...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 3 Mayıs 2010; 13:03:42 >
-
quote:
Orijinalden alıntı: hazardousmen
Eğer bu cümleyi ''sıradan bir vatandaş'' olarak söylüyorsanız
Tamamı ile haklısınız,söylediğim cümlelerin hepsi ''sırandan bir vatandaş'' olarak yazıyorum. Fakat, galiba siz ülke paradiğmalarına yön verebilecek bir konumdasınız.
Eleştirinize değinelim. Ülkelerin,gelecekte kendi varlığını sürdürebilmleri için,tehdit oluşturabilecek bütün koşulları incelemek ve sonuçlarını karşı hazırlık yapmaları için savaş doktorinleri hazırlarlar. Türkiye, Abd, Rusya... Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler, daha yüzeysel bakmak gerekirse,ordusu olan bütün ülkeler savaş doktorini geliştirler.
Burada yanılgıya düştüğümüz nokta ise iki ülke'nin kendi araların da ki savaşın, küresel ölçekte etkili olabileceğini düşünmektir. Böyle bir durumu, günümüz koşulların da kimsenin öngörebileceğini zannetmiyorum.
Uluslararası ilişkiler de dostluklar üzerine değil,çıkar üzerine bina edilir. Günümüz de ABD-RUS savaşı çıktı diyelim.
Peki NATO ülkeleri bu durum da, ne tarafta olacaktır ?
ABD.
Hiç zannetmiyorum. Göbeğinden rus enersine bağlı bir avrupa, Rus-amerikan savaşın da büyük çıkarları olmadıktan sonra kılını bile kıpırdatmaz.Çin savaşa müdahil olursa o zaman küresel ölçekte bir savaş çıkabileceği varsayılabilir neden-sonuç ilişkisi bağlamında.
Fakat NATO veya ŞİÖ savaşa açıktan müdahale etmez ise küresel bir savaş çıkmasını düşünmek,bence fantezi olur.
Saygılarımla.
-
quote:
Hiç zannetmiyorum. Göbeğinden rus enersine bağlı bir avrupa, Rus-amerikan savaşın da büyük çıkarları olmadıktan sonra kılını bile kıpırdatmaz.Çin savaşa müdahil olursa o zaman küresel ölçekte bir savaş çıkabileceği varsayılabilir neden-sonuç ilişkisi bağlamında.
Fakat NATO veya ŞİÖ savaşa açıktan müdahale etmez ise küresel bir savaş çıkmasını düşünmek,bence fantezi olur.
Ülke paradigmalarına yön verecek konumda değilim, ama yön verenlerin neler yaptıklarını yakinen takip ederim, bunlar genellikle .gov sitelerinde, think tank kuruluşların makalelerinde, ve haber sitelerinde bulunur yani herkese açıktır ama bilgiler o kadar fazla sayıdadır ki hangisi dezenformasyon amaçlı hangisi gerçek anlamak zordur, takip ediyorum, o yüzden bildiğimi söyleyebilirim.. Kamplaşma bugün itibariyle G-8 ile G-13 arasındadır, yani G-20 içindeki gelişmişler ve gelişememişler.. Bu savı çok uzmanın dillendirdiğini görürsünüz eğer inceleme fırsatınız olursa..
-
Dünya da hiçbir zaman savaş eksik olmayacak ve kamplaşmlarda. Fakat küresel ölçek de cevap bulması, ne kadar sürer kestirmek zor. Eğer düz mantık düşünürsek, iki binyıl da, 2 savaş olmuş. Yani her bin yıla, bir savaş.
Gerçekci,özgün haber ve makale yayınları için usak, avim, setav, türksam, ekopolitk ve tasam'ı öneririm.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _kılıç_ -- 4 Mayıs 2010; 16:11:45 > -
quote:
Dünya da hiçbir zaman savaş eksik olmayacak ve kamplaşmlarda. Fakat küresel ölçek de cevap bulması, ne kadar sürer kestirmek zor. Eğer düz mantık düşünürsek, iki binyıl da, 2 savaş olmuş. Yani her bin yıla, bir savaş.
Bence öyle düşünmeyelim, 17. YYa kadar sayarsak daha Amerika kıtasının keşfi yapılmamıştı bile, 1900lerden sonra yeni enerji kaynağı bulunup dünya gelişmeye ve uzak olan yerler artık yakın olmaya başlayınca ister istemez bir savaş bir anda bütün dünyayı kaplıyor, şimdi de neredeyse küresel köye dönüşmüş dünyada savaş da bütün dünyayı içine çekebilecektir.. O yüzden her bin yıla değil de her 50 yıla desek sanki daha isabetli olur, tabii 1900lerden başlamak şartı ile..
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X