Şimdi Ara

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu sözünün sahibi efsane türk savaşçı köroğlunun hayat hikayesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
1.086
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu sözünün sahibi efsane türk savaşçı köroğlunun hayat hikayesi


(En Son Oy Tarihi: 1.7.2023)
Giriş
Mesaj
  • İnsanlığı ve dünya tarihini ne kadar kökünden değiştirdikleri savaşların hız ve refleks yerine artık parmaklarla yapıldığı ve bu silahlar yüzünden dünyada çoğunluğu erkek milyarlarca insanın zorbalık gördüğü ve acı çektiği ateşli silahların icadına ateşli silahlara ve ateşli savaşlara dünya üzerinde en büyük gönderme olarak bilinen osmanlı atasözü "tüfek icat oldu mertlik bozuldu" sözünü ilk söyleyen ve icat eden türk tarihinin en yetenekli kılıç ustalarından biri olan ve aynı zamanda zamanının en büyük ozanı, kahramanlıkları ve bitmek tükenmek bilmeyen korkusuz yiğitliğiyle onlarca kitaba konu olmuş köroğlunun destansı hayat hikayesiyle sizleri baş başa bırakıyorum.


    adamın hikayesi ateşli silahlardan dolayı öylesine dramatik bir hal almış ki samuray jackin akuyu bulmak için yaptıkları devede kulak kalır.bu yazıyı okuyunca ortaçağın ne kadar müthiş derecede maceralı olduğunu ve gerçekten günümüzden daha kolay olduğunu anlayacaksınız.yani her kılıç ve ortaçağ konusunda olduğu gibi yine ben haklı çıktım neyse buyrun hayatının tamamı aşağıda verilmiştir.yazıyı üşenmeyip okuyun.emin olun pişman olmayacaksınız.çünkü gerçek tarihi bir hikayedir.ve insanı uzun süre sarsacak kadar etkileyicidir.bu hikayeyi okuyup bitirdikten sonra dayanamayıp dudaklarımı büzerek biraz ağlamıştım.gerisini siz düşünün.



    köroğlu 16. yüzyılda yaşamış bir osmanlı türküydü.yaşadığı zamanda tüm dünya çapında kavganın ve özgürlüğün sembolü olmuştur.doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir ve bellide değildir.ama anadoluda veya istanbulda doğduğu tahmin edilmektedir.gençliğinde askeriyeye girip eğitimler aldığı sıralarda boş zamanlarında şairliğe merak sarmış ve şair olmuştur.devlet büyük seferlere çıkınca orduya katılıp 1578-1584 yılları arasındaki osmanlı iran savaşlarında irana karşı savaşmış ve kısa sürede etkileyici savaş yeteneğiyle herkesin dikkatini çekmiştir.


    seferden sonra osmanlıda yaşadığı yöreye dönünce seyis babası yusufun yanına gelir ve biraz vakit geçirmek için babasına yardım etmeye başlar.köroğlunun babası seyis yusuf, bolu beyi adında at meraklısı bir osmanlı paşası için çalışıyor ve ona gönülden seyislik yaparak hizmet ediyordu.bir gün bolu beyi adındaki bu osmanlı paşası atçılıkta usta olan seyisi yusuf beyi güzel ve cins at araması için başka yerlere gönderir.yusuf günlerce gezdikten sonra obanın birinde istediği gibi bir tay bulur.bu tayı doğuran kısrak fırat kıyısında otlarken ırmaktan çıkan bir aygır tarafından gebe bırakılmış ve tay ondan olmuştur.ırmak ve göllerin dibinde yaşayan aygırlardan olan taylar çok makbuldür ve iyi cins at olur.


    yusuf tayı sahiplerinden satın alır.yavrunun şimdilik gösterişi yoktur.hatta biraz çirkin görünür.ama ileride mükemmel bir gösterişli binek atı olacaktır.yusuf at konusunda uzman olduğundan bunu bilmektedir.iyi bir at bulduğu için sevinerek geri döner.bolu beyi bu çirkin ve sevimsiz tayı görünce çok kızar yusufun kendisiyle alay ettiğini sanır.yusufun gözlerine mil çektirir.tayıda sahiplenmek yerine yusufa verir ve yanındanda kovar.kör yusuf ailesinin diğer fertlerinin bulunduğu asıl köyüne döner.köroğlu babasını çalıştığı köyde bulamayınca babasının aile fertlerinin yaşadığı köye gittiğini düşünür ve oda o köye gider.kısa süre sonrada köyde karşılaşıp buluşurlar.


    köroğlu babasının gözlerini o halde görünce ne olduğunu sorar.yusuf beyde olanı biteni oğluna anlatır.o an öfke krizi geçiren köroğlu büyük yemin ederek bolu beyinden öc alacağını ve intikam alsa dahi babası intikamını göremezse savaşlarda en büyük bela olabilecek en büyük yıkım silahlarının olmayacak dahi olsa olmasını ve o silahların lanetinin kendisini bulması üzerine allaha çok büyük yemin eder.ve öylede olur.köroğlunun ettiği bu yemin belkide sadece köroğlunun değil bütün adaletli insan yaşamı tarzına geri dönülemez belalar açacak silahların ortaya çıkışının başlangıcı ve kıvılcımıdır.baba oğul önce tayı terbiye etmeye başlarlar.aradan yıllar geçer.


    tay artık parlak uzun ve iri gösterişli ve mükemmel bir binek atı olmuştur.rüzgar kadar hızlı koşmakta ceylanlar kadar yükseğe sıçramakta ani manevralarla her türlü savaş oyununu bilmektedir.bu arada kör yusufun oğlu yani köroğluda olgunlaşmış 30 lu yaşlarında güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur.oda tıpkı atı gibi kendisini geliştirmiş ve her türlü kılıç tekniğini bilen ve şövalyelerin dahi bilmediği en ince ve can alıcı hamlelere sahip bir babayiğittir.bir gece yusuf bey rüyasında hızırı görür.hızır ona yapması gereken işi söyler.yusuf rüyayı köroğluna anlattıktan sonra hızırın önerisiyle baba oğul yola çıkarlar.bingöl dağlarından gelecek üç sihirli köpüğü aras ırmağında beklerler.


    bu üç sihirli köpükle yusufun hem gözleri açılacak hem intikam almak için gereken kuvvet ve gençliği elde edecektir.köpüğün sihirli etkilerini öğrenen yusufun oğlu yani köroğlu köpükler gelince babasına haber vermeden kendisi içer.yusuf durumu öğrenince üzülür ama bir yandanda sevinir.kendi yerine oğlu öcünü alacaktır.bu sihirli köpüklerden biri köroğluna doğaüstü yaşama gücü daha fazla yiğitlik ve şairlik bağışlamıştır.bir süre sonra yusuf oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür.köroğlu dağlara çıkar.hayatta kalmak için kılıç becerilerini kullanarak gelen geçeni soyar.


    üstün, yılmaz ve her koşulda hayatta kalan eşsiz özelliklerinden dolayı ünü osmanlıda yayılmaya başlar.kendisi gibi haydutları eşkiyaları emekli askerleri ve hatta paralı askerleri toplar ve kısa sürede küçükte olsa kendi ordusunu kurar.bolu şehrinin karşısında çamlıbelde bir kale yaptırır.küçük bir ordusu olsada çamlıbelden geçen kervanlardan önce güzellikle biraz mal ister vermezlersede kervanları soyar.bolu beyi köroğlunun bütün bu yaptıklarını öğrenince köroğlunun kalesine defalarca büyük osmanlı orduları gönderir.bolu beyi en yüksek makamdaki osmanlı paşalarından biri olduğu için topladığı ve gönderdiği güçler çok büyüktür.ama köroğlu ordusuyla üzerine gönderilen bütün orduları bozguna uğratır.


    bir gün köroğlunun adamlarından üsküdar kasapbaşısının oğlu güzelliğini duyduğu ayvaz adında bir kızı kaçırır.çamlıbele yani babasının olduğu yere getirir.başka bir gün köroğlu intikam amaçlı bolu beyinin kız kardeşi döne hanımı kaçırır ve kızlar istemesede hem kasapbaşısının oğlu hemde köroğlu gönülden sevdikleri bu kızlarla evlenirler hatta iki savaşçınında düğünleri aynı gün olur.aradan yıllar geçer köroğlu çoluk çocuğa karışmış ve askeri olarak gücüne güç katmıştır.ani bir kuşatma baskınıyla köroğlu ordusunu toplayıp boluyu basar yakıp yıkar.bolu beyini bizzat kendi arayıp bulduğunda oracıkta öldürür ve babasının öcünü alır.ama köroğlunun hesaba katmadığı bir şey vardır.


    bolu beyi bu kuşatma ve yıkım gerçekleşmeden çok kısa bir süre önce osmanlının o sıralar hala düşman olduğu doğu ve orta avrupa ülkelerindeki slav cermen ve sırp devletçik ve prenslikleriyle köroğlunu alt edebilmek için anlaşma sağlamış ve köroğlunu yok etmeleri karşılığında onlara kendi krallıklarının bile sahip olamadığı kadar fazla altın bahşetmişti.teklifi kabul eden bu avrupa toplulukları topladıkları çok büyük bir orduyla boluya doğru çoktan harekete geçmişlerdir.bir kaç hafta sonra köroğlu bolu ve çamlıbeldeki rahat şaşalı saltanatından biraz sıkılıp eski günlerini anımsamak için ovaya gidip dağa çıkar.dağda bir çoban görür.çobanın bel bölgesindeki kılıç olmayan uzun demirden ve ucu delik bir nesne görür.ve çobana şaşırarak onun ne olduğunu sorar.


    çoban ise yanıt olarak bu bir tüfektir.şurda bir tetik denilen mekanizması var ve bu tetiğe bastığın anda kurşun denilen bir demirden nesne hızla sana geliyor ve seni vurarak kılıca gerek kalmadan öldürüyor der.köroğlu önce şaka zanneder aldığı cevaba inanmaz ve olur mu öyle şey diyip çobandan tüfeği deneme amaçlı kendisine vermesini söyler.çoban kıramayıp verir.köroğlu tüfeği kendisine çevirir ne olduğunu bilmediği için ok saplanması gibi zannettiğinden tetiğe basar ve bastığı anda tüfek ateşleyerek köroğlunu tam göğsünden müthiş bir hızla vurur.kurşun o kadar sertti ki köroğlunun göğsünün ön tarafından girip arka tarafından çıkmıştı.


    köroğlu aldığı bu darbeyle tüfeğin ateşlendiği anda hızla yere serilir.ve baygın bir şekilde hala ne olduğunu anlamaya çalışır.o sırada köroğlunun en yakın adamları gelir ve çoban köroğlunun tüfekle oynarkene kendisini yaraladığını söyler.adamlar ilk başta köroğluna bunu çobanın yaptığını düşünürler.ama köroğlu halsiz bir sesle ben yaptım deyince adamlar gördükleri bu manzara ve silahın etkisi karşısında şok geçirirler.köroğlu ölmeden hızla onu kaldırırlar ve boluya dönüp en iyi hekimlerden birine teslim ederler.büyük bir mucizeyle köroğlu hekimin yoğun çabaları ve ilgisiyle kurtulur ve zorda olsa eski sağlığına kavuşur.


    tam bu sıralarda köroğlunu yok etmeye ant içmiş avrupa ordusu gelir ve önce çamlıbeli sonrada boluyu kuşatırlar.kuşatma esnasında köroğlu yeni iyileştiği için yara izinin verdiği acının duraksamalarından dolayı savaşta pek etkin olamaz ve savaşa katkı sağlayamaz.çok kısa sürede köroğlunun savaşçılarının iyi direnişiyle avrupa ordusu boluyu ve çamlıbeli alamazlar kuşatmadan vazgeçerler.ama savaş esnasında köroğlu yarası henüz tam iyileşmediğinden bitkin düşer ve 2 slav askeri tarafından gizlice kaçırılır.ilginçtir ki köroğlunun eşi ve aynı zamanda ayvaz hatunda kaçırılanlar arasındadır.avrupa ordusu köroğlunu ve diğer 2 bayanı öldürmezler.


    bunun yerine köroğluna işkence edip zorlamayla diğer düşman avrupa ülkelerine yani kendi düşmanlarına karşı kullanmak için günümüzün romanya ila polonya arasında yer alan ve iyi korunan bir kaleye götürürler.köroğlu hergün zindanda işkencelere maruz kalırken köroğlunun ordusunun bu avrupa ordusuna ulaşmaları ve kaleyi tespit etmeleri çok uzun sürmez.köroğlu zindandayken seçkin adamları onu zindandan çıkartırlar ve sonrasında köroğlunun ordusunun bütün kuvvetleri büyük bir cenkle önce kaleye sonra etrafa konuşlanmış bu büyük avrupa ordusuna saldırırlar.köroğlu ve ordusunun bu karışık ırktan büyük avrupa ordusunu yenmesi çok uzun sürmez.


    yarım gün süren şiddetli savaş sonucunda kale düşer ve yağmalanarak terk edilir.avrupa ordusundan çoğu asker ya kaçar ya da köroğlu ve askerlerinin kılıçları altında can verirler.köroğlu muharebe bitince ayvaz hatunla eşini bulmak ister.ancak köroğlu onları kaleye yakın bir yerlerde bir avusturya askeri tarafından tüfek zoruyla yürümeye zorlanırlarkene görür.hemen yanlarına koşar ve köroğlu gelir gelmez avusturyalı asker tarafından ayağından tüfekle vurulur.


    acı içinde yere düşen ve kıvranan köroğlu bir şey yapamaz.sonrada o korkunç manzara gerçekleşir.avusturya askeri köroğluna savaş sizin ama ne yazık ki artık bu kadınlar senin değil diyerek tüfekle hem ayvaz hatunu hemde köroğlunun karısını oracıkta öldürür.köroğlu öyle bir bağırır ki sesi sanki bir top güllesinin sesi kadar ürpertici olur.ama ne yazık ki kazanan avusturya askeridir.bahsi geçen asker arkasını dönerek oradan uzaklaşır.köroğlunu adamları bulur ve onu yaralı ayağıyla tekrar osmanlıya dönene kadar götürürler.osmanlı topraklarında çamlıbele ulaşırlar hekimler tarafından köroğlunun ayağından kurşun çıkartılır ve ayağı 3 ay sonra anca iyileşir.


    sonrasında köroğlu olanları unutmak için gürcistana ve çine gider.tek başına düellolar ve baskınlar yaparak o yörelerdede büyük ses getirir.savaş hünerleri eski haline ulaşınca özgüveniyle osmanlıya döner.ancak gördüğü manzara bıraktığı manzara değildir.köroğlunun bütün kılıçlı piyade askerlerine sultan tarafından tüfekler verilmiştir.üstelik bir gün bu adamların henüz ergen olan erkek çocukları yetişmek için kışlada eğitim esnasında tüfeklerle oynarlarkene hepsi kazayla birbirlerini öldürür.köroğlu olaya bizzat şahit olur.bu manzarayıda görünce kederine ve değişen bu dünyaya daha fazla dayanamaz.


    savaşçılık ve mertçe kahramanlık geleneği bozulmuş dünyanın eski tadı kalmamıştır.köroğu ertesi günü bütün adamlarına dağılmalarını ve kendilerine yeni şehirler ve yurtlar bulmalarını söyler.sonrada atına bile binmeden kırlara doğru yürür ve gözden kaybolur.ortadoğudan orta asyaya kadar bütün yeşillikleri ve kırları yürüyerek geçer ve ölene kadar bu şekilde gezerek yaşar.onu bir daha dünyanın hiç bir yerinden gören olmaz.onu gördüğüne şahit olduğunu söyleyen bile çıkmaz.


    bir daha hiç bir insan tarafından hiç görülmez.üstelik o meşhur atıda tıpkı köroğlu gibi bir daha görülmez ve attanda haber alınamaz.işte tarihin bu kadar büyük potansiyele sahip kılıç savaşçısı bile kadere bile boyun eğmesede insan zekasının getirdiği büyük yıkım aracına istemedende olsa boyun eğmek zorunda kalır.köroğlu kırlara yürüyüp kaybolmadan ve izini kaybettirmeden bir önceki günün gecesinde tamamiyle ıssız bir yerde tek başına bir ağaca yaslanmış vaziyette oturarak saz çalmaktadır.


    onu bu halde bulanlar ve durumuna şahit olanlar birkaç arkadaşı ve adamlarıdır.gördüklerine göre köroğlu gözlerinden belirli aralıklarla yaşlar düşerek ve çok üzüntülü ve hafif ağlayan bir yüzle saz çalmaktadır.sazı çalarkene hafif titrek çok yavaş ve dayanılmaz acıklı bir sesle sürekli tekrarlayarak dudaklarından ve ağzından sadece şu cümle çıkmaktadır; Tüfek icat oldu mertlik bozuldu!




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kılıç Ustası -- 30 Haziran 2023; 18:54:44 >







  • özet

    - Osmanlı atasözü "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" ateşli silahların dünyadaki en büyük göndermesi olarak bilinir.

    - Köroğlu, Osmanlı tarihinin yetenekli kılıç ustalarından biridir ve zamanının en büyük ozanıdır.

    - Köroğlu, ateşli silahların icadından dolayı dramatik bir hayat yaşar ve intikam yemini eder.

    - Babası seyis Yusuf, at meraklısı bir Osmanlı paşasına hizmet ederken, köroğlu bir tay bulur ve büyütür.

    - Köroğlu'nun tayı, zamanla güçlü ve gösterişli bir binek atı haline gelir.

    - Köroğlu, babasının intikamını almak için kılıç becerilerini kullanarak düşmanlarını yenmeye başlar.

    - Köroğlu'nun ordusu büyür ve Bolu'ya karşı bir kuşatma düzenler.

    - Köroğlu, Bolu beyini öldürürken, düşmanları ona karşı anlaşma yapar ve büyük bir orduyla saldırıya geçer.

    - Köroğlu, bir tüfek keşfeder, ancak bilmediği bir şekilde tüfeği ateşler ve yaralanır.

    - Köroğlu'nun hikayesi burada sona erer.





  • Ömer Hayyam12 kullanıcısına yanıt

    daha devamıda var devamını niye özetlemedin?

  • ortaçağın gerçekleri ve inanılmaz zevkli hayatı milletin işine gelmemiş 

  • up.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.