Şimdi Ara

THE LAST OF US: PART II | ANA KONU | TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK ÖDÜL ALAN OYUNU (1227. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25.343
Cevap
140
Favori
1.206.236
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
43 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12251226122712281229
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba,overgame'den sipariş ettiğim oyun geldi ama dikkat etmemişim;ürün sitesinde "türkçe altyazılı" yazıyor...Dublajlı sürüm ayrı mıdır? Ön kapakta bunu belirten yere içten bir kağıt yapışmış,bandrolü de açmak istemiyorum olası iade için...Oyun Türkçe olarak altyazılı ve altyazı+dublaj şeklinde iki sürüm mü?Teşekkürler...

  • plateau kullanıcısına yanıt
    dublaj altyazıdır %99 hocam ama sende yan tarafında yazan cusa koduna bi bak google'dan,yada overgame'in bi şubesini arayıver yardımcı olurlar söylerler

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • fatihsar kullanıcısına yanıt

    Teşekkürler hocam,birkaç kez aradım açmadı overgame yarın tekrar deneyeceğim...10249/A yazıyor cusa kodunda...Kutu önünde "ters yüzlü kapak tasarımı içerir" arkasında da " Ellie'ye yanlış yapanların...." vs yazıyor ama ön kapakta kırmızı "Türkçe dublaj" yazması gereken kısmın üzerine inadına gibi playstation zımbırtısı yapıştırmışlar...

  • Press a Key kullanıcısına yanıt

    DonanımHaberde sanırım 13.Yılım.


    Uzun zamandır birşeyler yazmayı ve okumayı bıraktım. Bugün konuya bir göz atayım dedim , böyle yazıların hala olması çok güzel.


    Elinize sağlık

  • TheMarjinaLs kullanıcısına yanıt
    Rica ederim dostum bu senin güzel düşüncenden.

    Sevdiğim bir şeyler hakkında yazmayı seviyorum, siz dostlarla fikirlerimi paylaşmak beni mutlu ediyor, umarım böyle şaheserler gelecek yıllarda çıkmaya devam ederlerde o başlıklarda da sohbet eder birlikte sevinçlerimizi paylaşırız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Press a Key -- 5 Ocak 2022; 20:43:43 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Mektuplarda adı geçen, merak ettiğimiz ve oyunun %70'lerinde ancak görebildiğimiz Isaac'in yüzü aslında Seattle 1. günde bizlere gösterilmiş :)

    THE LAST OF US: PART II | ANA KONU | TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK ÖDÜL ALAN OYUNU

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Seattle 2. günde Dina hastalandığı için Hillcrest'e tek başımıza gidiyorduk, bu intikam arayışına Dina ile atılan Ellie, yolculuk boyunca haftalar, belki aylar sonra ilk defa bu kısımda yalnız çıkıp gidiyor, düşmanların etrafımızı sardığı sıralarda ise Jesse ile karşılaşıp aksiyon sonrası tiyatroya döndüğümüzde Dina hiç ne yaptın ne ettin istediğini bulabildin mi diye sormadan, hatta tek kelime etmeden Jesse'nin boynuna atlayıp onunla ilgilenmeye başlıyor ve dahası Ellie'nin yüzüne bile bakmıyor, sanki Ellie partiden geliyor, ne tehlikeler atlattı sormuyor, burada Ellie uzaktan imrenircesine birkaç saniyeliğine Jesse ile Dina'ya bakıyor ve hayatı boyunca ona gerçekten önem veren tek kişiyi anımsıyor, Joel'u özlüyor, ardından diğer odaya giderken yüzünü tam açıdan gördüğümüzde ise dokunsan ağlayacak kıvama geldiğini fark ediyoruz, gözü yaşarıyor, yüzü asılıyor ve bir şeyler zoruna gidiyor, zaten bu sahneden sonra Ellie'nin Joel'a trip attığı, bir şeylerden şüphelenmeye başladığı kısmı izleyip oynuyoruz, burada Naughty Dog'un verdiği mesaj bence şu, Ellie iç geçirip keşke bu tedavi işini kazmasaydım, böylece hiçbir şeyden haberim olmaz Joel'la küsmezdim ve yıllarca ondan ayrı kalmazdım diye düşünüyor olabilir, yani Ellie Abby'e öfkeli olduğu kadar aynı zamanda kendisine de öfkeli ve vicdan azabı yaşayarak pişmanlık duyuyor, Joel'un bir daha geri gelmeyeceğini, bunca zaman küs kalarak eline bir şey geçmediğini, aksine hem onu, hem kendisini incittiğini adı gibi iyi biliyor.

    Bunu nereden çıkarttın derseniz, flashback'ler Ellie'nin yol boyunca anımsadığı şeyler aslında, burada bir ipucu var, özellikle final sahnelerinde bu hatırlama yöntemini Naughty Dog'un bize aynen bu şekilde verdiğini açıkça görüyoruz, Ellie yalnız kaldığının ve bir daha onu kimsenin Joel kadar sevmeyeceğinin farkında aslında, önceki yazılarımda belirttiğim gibi kendisini Dina ile bir müddet kandırsada bu kandırma pek sürmüyor ve sonunda yine bir başına kalıyor.

    Aslında bir bakıma Ellie aşırı sevgisinden dolayı Joel'a kızıp onu azarlarken, Joel'dan sonraki hayatında ise Joel burnunda tütüyor, deli gibi özlüyor, çünkü etrafında ona değer verecek kişi yok, onun kadar kimse sevemez, onun kadar kimse düşkün olamazdı Ellie'ye, Joel'u kaybederek hem öksüz, hem yetim kalıyor, ama yalnız kalmasının bedelini Abby ve arkadaşlarına ödetmeye çalışıyor, oysa bu sadece bir sonuçtu, sebebini kendisi yapıyor, yıllar boyu küs kalması Joel'a Abby'den daha büyük bir darbe vuruyor, Ellie finalde, "seni affetmek istiyorum" dediğinde Joel'un nasıl duygulandığına ve o duygusunu nasıl gizlemeye çalıştığına anbean şahit olunca daha iyi anlıyor bunca yıl küs kalmasının Joel'a büyük bir eziyet olduğunu, ve tam barışacaklar, evde Joel'u film izlemeye davet edecek derken acı ve ani bir ölümle Ellie'nin hayatı geri dönmeksizin kararıyor.

    Bu hikaye başından sonuna öyle bir durumdaki, beni bitiriyor, şu satırları yazarken içim bir hoş oluyor, birbirlerinden hiç ayrım yapmadan söylüyorum, Last of Us serisi bir bütün olarak çok başka bir noktada, Part II derken ilk oyunun bu denli devamı olacağını bilemezdik sanırım, Last of Us başka, Last of Us: Part II başka bir hikaye anlatmıyor, bir dizi bu, film değil, Uncharted 1 ve Uncharted 2 geçişi gibi değil mesela, RDR1 ve RDR2 geçişi gibi değil, oyun resmen Last of Us'ın ilk saniyesinden Last of Us: Part II'nin son saniyesine kadar birbiriyle bütün durumda muazzam şekilde işliyor.

    Daha yazacak çok şey var fakat günlerdir uzun uzun yazıyorum yeter bu kadar. İyi forumlar... :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Press a Key -- 6 Ocak 2022; 23:22:30 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • @Press a Key


    Öncelikle merhaba kardeşim. Şuan ofisteyim ve hiç üşenmeden yazdığın tüm paylaşımları sonuna kadar okudum.

    Gerçek bir THE LAST OF US hayranı olduğun belli. İlk cümlenden son cümlene kadar bunu hissettiriyorsun, takdir ettim.

    Benim için 2 tür oyuncu vardır. Oyunu severek oynayanlar ve oyunu yaşayarak oynayanlar. Sen de benim gibi bu 2. tür oyuncular kervanında bulunuyorsun.

    1989 dan beri oyuncu olduğumu savunabilirim. Yaş ilerledikçe ilgim alakam daha da arttı. PC oyunculuğunda da bulundum, konsol oyunculuğunda da.

    Benim için THE LAST OF US genel özellikleriyle değerlendirdiğimde OYNADIĞIM EN İYİ OYUNDUR diyebilirim.

    Hayatımda hiç bir oyunu 2. kez bitirmedim. Belki bir kez daha başlamaya tenezzül ettim ama ama baştan sona oynayıp bitirmedim.

    Bu durum THE LAST OF US ile birlikte değişti. Birinci oyunu PS3'te bitirdim. Sonra PS4 PRO'da Remastered versiyonunu alarak yine bitirdim.

    İkinci oyun tam çıkacak diye beklerken ertelenince gaza gelip TLOU 1 Remastered'ı bir kez daha bitirdim. Kısacası ilk oyunu 3 kez bitirdim ve PART II yi öyle oynadım.

    Hatta PS5 almayıp hayatımda ilk kez XBOX konsoluna geçip SERIES X aldım. Ama 2 ay önce inanılmaz bir özlem duyarak PS4 PRO aldım tekrardan.

    Eski hesabımda bulunan 30 a yakın PS EXC oyunlarını indirdim. Tabi ki ilk sırada yine THE LAST OF US serisi var. Ve TLOU1 ile tekrardan seriye başladım.

    Amacım TLOU PART II yi tekrar bitirmekti ama PART I'i oynamadan direkt oynamak istemedim. (Bu arada hilesiz hurdasız en zor mod olan GERÇEKÇİ modda oynuyorum)


    THE LAST OF US aslında konusu basit olan, bir çok film ve dizide rastlayabileceğimiz basmakalıp bir hikayeye sahip.

    Bu oyunun çıkış tarihinden önce bir çok film ve dizide benzeri karakterleri, insan ilişkilerini ve hikaye ilerleyişine rast gelebiliriz.

    Ama bize bu etkiyi bir oyunun yaşatması THE LAST OF US ı dünyanın en çok ödül alan oyunu yaptı belki de.


    Ana senarist ve yönetmen olan İsrail asıllı NEIL DRUCKMANN zaten senin benim gibi tipik bir Akdeniz insanı.

    Soyunun genlerinden olsa gerek yaptığı işlerde bol bol arabesk temalar işliyor.

    Mesela UNCHARTED 1 - 2 ve 3 oyunlarında olmayan arabesk anlatım NEIL DRUCKMANN'ın 4. oyunun senaryosunu yazması ile birlikte köklü bir değişime uğruyor.

    Dikkat ederseniz ilk 3 oyunda NATHAN ve SALLY arasındaki bağlar 4. oyunda daha da ileri taşınıyor ve NATHAN'ın evliliği ve NATHAN'ın ağabeyi SAM'in de dahil olması ile arabesk havası coştukça coşuyor.

    Çocukluklarına gidiyoruz. Gençliklerine gidiyoruz. Hapishane günlerine dönüyoruz. Ağabeyi SAM'i ardından bırakmasına, vicdan azabı çekmesine şahitlik ediyoruz.

    Sonrasında ağabeyinin özgürlüğü için el ele verip müthiş bir maceraya atıldıklarını oynuyoruz falan... İşte benzer hisler, benzer atmosfer, benzer duygusallık, benzer bağlılıklar...

    NEIL DRUCKMANN tipik bir orta doğulu. Yahudi de olsa, Müslüman da olsa, siyahta olsa beyazda olsa bu bölgenin kanını, duygularını, hislerini taşıyor.

    Bu sebeple, sahip olduğu bu meziyetlerle THE LAST OF US gibi müthiş bir oyunu düşlemiş, harika bir senaryoya imza atmış. Kısacası bu oyunun başarısı öyle içi boş bir başarı değil diyorum.


    Daha da köklerine inecek olursak...

    NEIL DRUCKMANN'ın eski bir röportajını izlemiştim. Kendisi büyük bir ICO hayranı. ICO oyununu hiç oynamadım. Çok övgüsünü duydum ama hiç oynamadım.

    Bizim NEIL meğer bu oyundan o kadar çok etkilenmiş ki, röportajında şöyle bir cümle söylüyordu.

    "ICO oyununda karakterler dilsizdi ve duygularıyla anlaşıyorlardı. Birbirlerini anlıyorlardı." Dilsiz de demiş olabilir, sağır da. Şuan tam hatırlamıyorum.

    Ama bizim NEIL bu iletişimden çok etkilenmiş ve bunu ilk olarak senaryosuna küçük katkılarda bulunduğu UNCHARTED 3 de denemeye kalkmış.

    Hatırlarsanız UNCHARTED 2 de Tibete gidiyorduk ve orada NATHAN karakterimize TENZIN diye bir karakter kısa süreliğine eşlik ediyordu.

    TENZIN ingilizce bilmiyordu. Kendi dilinde konuşuyordu ve ne o bizi, ne biz onu anlamıyorduk. Ama yine de vücut dili ile de olsa anlaşabiliyordu bu iki karakterimiz.

    Aslında burada tam olarak istediğini yapamasa da çok etkilendiği ICO esintilerini yıllar önce denemiş NEIL DRUCKMANN.


    Senaryosunu yazdığı, hikayeyi tekelinde bulundurduğu THE LAST OF US ın hikayesini yazarken de aslında ELLIE yi önce sağır olarak düşünmüş.

    Fakat UNCHARTED 4'ün hikayesini beraber yazdığı BRUCE STRALEY'in "sağır karakterin hissiyatını ve hassasiyetini bir oyun boyunca yansıtmak zor" yorumuyla bu fikrini değiştirmiş.

    İkili karar verip NEIL DRUCKMANN'ın da son kararı almasıyla TLOU karakterleri bugünkü halini almış.

    Hikaye yine aynı. Atmosfer yine aynı arabesk atmosfer. Basit ama etkileyici. Özellikle TLOU PART I de ilk 20-30 dakikada Sarah'ın ölüm sahnesi milyonlar gibi beni de ekrana kitlemişti.

    Ne yazık ki TLOU PART II nin ertelenmesi ve sızdırılan videolardan nasibini alan biri olarak JOEL'in kanlar içinde yerde yattığını görmüştüm. (Öldüğü görmedim ama bunu bile görmem yetti)

    Bu sebeple TLOU PART II de JOEL ün başına gelenler beni yarı yarıya etkileyebildi diyebilirim. Ama bu oyunun değil tamamen benim kusurumdu. Tarihi bir güzelliği youtube yüzünden ziyan ettim.


    Çok güzel ayrıntılara girmişsin, ben de fazla uzattığım için ayrıca ayrıntılara girmek istemiyorum ama;

    TLOU PART I için 10 üzerinden 11 veren ben (çünkü bir oyundan fazlasıydı)

    TLOU PART II için 10 üzerinden 9 veriyorum. Çünkü kendimce mükemmel olmasını bozan bazı kısımlar vardı.


    Bence PART III hiç düşünülmemeliydi.

    THE LAST OF US demek ELLIE ve JOEL demekti. Demekti diyorum ama ne yazık ki bunu bozdular, maf ettiler.

    Birinci oyunda güçlü karakteri JOEL zayıf karakteri ELLIE ile oynadık. Tamamdır.

    İkinci oyunda da madem JOEL i öldürme kararı aldınız (ki muhteşem cesur bir karardı) o zaman oyunu ELLIE ve TOMMY ile oynamalıydık.

    Hatta oyunun sonunda TOMMY de ölebilirdi ve geriye kalan ELLIE ile istenirse seri bitirilebilir, istenirse PART III tasarlanır ve sadece ELLIE ile oynayabilirdik.

    PART II de hikaye biraz dağıldı. İlk 10 saat ELLIE ile oynarken sonra aniden diğer 10 saati ABBY denen yepyeni karakterle oynamamız,

    ve üstüne üstlük bir de olayın en başına dönüp ELLIE ayrı bir semtte bunları yaparken ABBY de ayrı bir semtte bunları yapıyordu diye geçmişe dönüp tekrardan oynamamız bence oyuncuyu soğuttu.

    Üstüne üstlük ABBY ile ELLIE yi öldürmeye kalktık. TAMAMEN GEREKSİZDİ. Bir çok oyuncu gibi ben de bunu sevmedim. Bu kadar çizgi dışına çıkmaya gerek yoktu.

    Zaten PART III de ELLIE ile ABBY i beraber işleyecekler, bir de bize kanka oldular diye kakalayacaklarsa iyice batırırlar görüşündeyim. Çünkü THE LAST OF US demek ELLIE ve JOEL demekti.

    JOEL öldü. TOMMY sakat kaldı. ELLIE yalnız kaldı. JESSE öldü. DINA gitti. Birde ABBY diye bir karakter vardı. Umarım gittiği yerden geri gelmez.

    Gelse bir türlüüü, gelmese bir türlü. Gelirse küfür edeceğim. Gelmezse ulan madem gelmeyecekti neden 2. oyuna dahil oldu, zıçtı sıvadı diyeceğim.


    Kısacası bu oyun benim oynadığım EN İYİ OYUNDUR.

    THE LAST OF US serisi bir oyundan fazlasıdır.

    Ama ne yazık ki PART II bende ekşi bir tat bıraktı.

    Bu oyunda hayran kaldığım tek an JOEL'İN ÖLÜMÜ sahnesiydi.

    İşte ölüm böyle bir şeydir. Aniden olur. Bir anda olur. Hiç beklemediğiniz bir şekilde olur. Ve o ana kadar var olan ne varsa bir anda hiç olur. Hiç olmamış gibi olur. Koca bir boşluk gibi olur.

    Bunu çok iyi yapmışlar. Aniden öldü. Bir anda öldü. Hiç gibi öldü. Yakıştıramadık. Zaten ölümü sevdiklerimize hiç bir zaman yakıştıramayız. Çok cesur ve işçiliği muazzam bir hareketti.

    Dağ gibi JOEL ile sadece oyunun başında at sürüyoruz. Başka da bir şey yapmıyoruz. Öylece öldü gitti. İçimizde kaldı.



    Saygılar.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KUMANDANASKER -- 10 Ocak 2022; 15:48:25 >




  • Merhaba abi, öncelikle güzel yorumların için teşekkür ederim.

    Dediğin gibi Last of Us serisini yaşayarak, hissederek oynayan bir insanım, her oyunu da yaşayarak oynamam, hatta hiçbir oyunu, filmi veya bir kitabı 10'ar kez bitirmem, ama Last of Us'ı ayrı, Last of Us: Part II'yi ayrı ayrı çokça kez bitirdim, Ps5 güncellemesi gelsin yine oynarım yine zevk alırım, yine duygulanırım, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi örnek veriyorum Last of Us serisine 15. kez başlamak dahi birçok oyuna ilk defa başlamaktan daha çok zevk verir bana, tahmin edersinki bu zevk sadece "abi vuruş hissi muazzamdı ya, şu atmosfere, manzaraya bakın, animasyonlar ve grafikler uçmuş gitmiş, karakter yaşıyor resmen" gibisinden bir zevk değil sadece, hikayesine değer vermek, karakterlerle empati kurmak ve duygusal olarak bir şekilde haz almak, bunu hissetmek, bu konuya en çok mesaj yazmış kişi benim, Part II'yi nasıl beklediğimi bile zamanında buradaki dostlarla paylaşmıştım, (belki bazıları hasta demiştir) ne güzel sohbet muhabbet saatlerce oyun hakkında konuşurduk özellikle çıkış dönemi öncesi ve sonraki 1 ay, velhasıl kelam ben böyle yazıyor, duygularımı paylaşıyordum ancak sanki beni hiç kimse tam anlamıyla anlamıyor gibiydi, ama onların bir suçu yoktu, anormal olan benim düşüncelerim gibiydi, sanki ben çok abartıyor, bu seriye aşkımı ilan ediyor gibiydim, işin ilginci, dediğim gibi ben gördüğüm bir şey üzerinde hemen etkilenmem, hatta direkt Last of Us'tan örnek vereyim, Sarah'ın ölümü beni milyonların aksine "çok" fazla etkileyememiştir, güzel bir sahnedir, ani bir sahnedir ama karakterlerle bir bağımız olmadığı için o esnada bu sahne özellikle oyunun sonrasında yaşanacaklar karşısında basit gibi kalırdı. Yani Last of Us demek benim için bu kalibrede bir şaheser silsilesi, hiçbir zaman unutulmaz.

    Part II'ye dönersek sayın abim, fikirlerine sonuna kadar saygı duyup anlamakla birlikte ben biraz daha farklı düşünüyorum, ekşi bir tad bıraktığı konusunda haklısın, bunun kasıtlı bir seçenek olduğunu da biliyorsun, sadece bu kadar saptırılmasaydı daha iyi olurdu fikrindesin ama oyuna Abby'i dahil etmeleri güzel bir karardı, daha farklı bir yol izlenebilirdi tabi ki, mesela Ellie ölebilirdi, Joel belki finalde kafayı yiyerek kendi kafasına sıkıp intihar edebilirdi ve aşırı duygusal bir sahne oluşturulabilirdi, ama Part II'de mevzu sadece birisinin ölmesi, diğerininde bunu yapanlardan hesap sorması olayı değil, oyunun ana teması her ne kadar nefret olsa da, alttaki mesaj kesinlikle Ellie'nin yolculuk sırasında aynı zamanda içindeki düşmanla da çatışması, pişmanlığı ve vicdan azabı, eğer bu mesaj verilmeseydi kesinlikle altı daha da boş ve basit gibi kalırdı, bu yüzden ilk oyunun sonundaki yalan meselesinden Part II'de Ellie ile alttan verdikleri mesaj cuk oturmuş.

    Neil Druckmann hakkında verdiğin bilgilerde aslında anlayana önemli dokunuşlar, Last of Us serisi dediğin gibi kolayına oluşturulmadı, altında yatan onlarca sebep var. Basit gibi görünse de değil, bir incelik var ortada ve sektörde bu konuyu ele alıpta bu denli bir iş yoktu daha önce.

    Neil Druckmann her ne kadar DLC düşünmüyoruz dediyse de, fikrini değiştirip Last of Us: Part II'ye çıkacak Director's Cut'ta güzel bir 3 - 4 saatlik hikaye anlatsalar fena olmaz, bu da Tommy'nin ilk 3 gününü ele alsa, ortaya muhteşem bir şey çıkardı, Tommy'i bende yönetmek istedim hatta dediğin gibi zaman zaman bunu da düşündüm acaba nasıl olurdu diye, bir yandan da Abby olmasaydı veya başka bir düşman, Ellie Joel'un kıymetini anlayamazdı, bizim için bu kadar duygusal bir hikaye olmazdı diyorum ve ben Abby'i de seviyorum, Last of Us her zaman bir ciddiyete sahipti, kesinlikle Uncharted gibi vs. değil, Joel'un ölümü Part II'ye yakışır bir sahneydi ve aynı şekilde Abby'le oynamak çoğumuz için aslolan Ellie ile Joel'un hikayesini baltaladığını düşündürtmüş olsa da baktığımız zaman hikaye ile çok güzel bağlandığını da yine görebiliyoruz, Abby'i biraz Joel'a benzetiyorum, ama oynanış açısından benzerliklerinden dolayı değil, karakter olarak benzetiyorum, Sarah bir asker tarafından öldürüldükten sonraki 20 yıl boyunca Joel nasıl travma yaşayıp kabus gördüyse, aynı travmayı bir başka masuma Joel kendisi yaşatıyor, ikisi de yine sevdikleri uğruna gözlerine kestiriyorlar ve almak istediği şeyi elde ediyorlar, ardından Lev ile arasındaki ilişkiyi de Ellie ile Joel ilişkisine benzetiyorum, bazıları zorlama olmuş diyorlar ama ben aksini düşünüyorum, eğer bu hikayeyi ilk başta görseydik belki çoğu böyle de düşünmezdi.

    Neil Druckmann her zaman farklı bir şeyler anlatmak istediği için, anlatmaya değer bir hikaye bulması gerektiğini savunduğu için ortaya Part II gibi bir oyun çıkmış, yani zaten Ellie ile Joel'un sevgi inşa ettikleri güzel yolculuğunu ilk oyunda gördük ve tamam, buraya kadardı, Neil Druckmann ise "2. oyunda size şimdi bu sevginin bedelini göstereceğim, hayat her zaman istediğiniz gibi şekillenmez" diyor adeta.

    Burada zamanında çokça duygularımı ifade edip en azından benim kadar bu sanat eserlerine sevgi beslediklerini düşündüğüm dostlar oldu, şimdi bana yazdığın bu mesaj, oyuna olan bu bağlılığın beni şahsen mutlu etti, beni gerçekten anladığını hissettirdiğin için teşekkür ediyorum :)

    Son olarak, seni de ben gibi gördüğüm için bu çokça emek verdiğim kendi yapmış olduğum "amatör" editimi senle paylaşmak istiyorum, ben bu editi çok farklı duygularla saatlerimi vererek sabırla yaptım, editi 17 kez upload ettim kaç sefer dondu, takıldı, kaç kez kontrol etmeme rağmen yine de hatalar olmuş, dediğim gibi kesinlikle amatör bir edit, dilersen, müsait olduğunda izlemeni ve ardından yorumlamanı isterim, ama izlemek istemezsen anlarım, uzun bir edit ve tabi ki izlemek zorunda değilsin, tekrar güzel yorumların için teşekkür ediyorum. Saygılarımla, iyi forumlar..

    https://www.youtube.com/watch?v=QIwvPQoi5Fs&feature=youtu.be

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Bu son diyorum yine yazıyorum, neyse artık final hakkında da birkaç kelam edip geçici süreliğine bu meseleyi sonlandırayım...

    Ellie devriyeye çıktığı günün gecesinde Joel'a, "Senin yardımına falan ihtiyacım yok" diyerek sert bir çıkış yapıyordu, akabinde Joel, "Haklısın" diyor ve orada Ellie tarafından herkesin içinde azar işittikten sonra morali bozuk bir şekilde mekandan ayrılıyordu, Ellie burada ani çıkış yaptığının farkına varacak ki Joel'un arkasından pişman olmuş bir yüz ifadesiyle bakakalıyor.

    Ellie bu sahneyi oyunun sonlarında, Abby'nin peşinden gitme kararı aldığında anımsıyor, hani diyordu ya böbürlenerek, "Yardımına falan ihtiyacım yok" diye, Joel'un varlığının dahi aslında ona en büyük destek olduğunun farkına varıyor, Joel'u kaybetmesi, onun gölgesinin kaybolmasına neden oldu ve şimdi kendi kendini tüketiyor, Joel'un montunu giymiş, Abby'nin peşine düşüyor. Burada güzel ve ince bir gönderme var.

    Part II sevdiklerimizin kıymetini yaşarken bilmeyip, öldüklerinde de bir eşyasına dahi sıkı sıkı sarılmanın örneğini vura vura gösteriyor, Dina gitme dediğinde, "Yapamam, uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum" diyor ve Dina'yı terk ediyor, Ellie kimsenin değil, kendi yaptıklarının bedelini ödedi maalesef, ama Joel geri gelmeyecek, zamanı geri alamaz, ondan af dileyemez, Abby sayesinde bir hayatları olmuşken, küçük JJ onun sayesinde yaşarken hâlâ Abby'nin peşinden gitmesinin tek sebebi içindeki suçluluk duygusunu bir türlü içinden atamamasıdır, sonra hedefine, Abby'e ulaşıyor, onu ipten kurtarıyor ve Abby hemen Lev'in ipini çözüp hayatta mı diye kontrol ediyor, baygın bir şekilde kendinden geçmiş Lev'i kucağına alan Abby, bu sahnede bana Joel'un hastanede ameliyat masasından Ellie'yi kendi canı pahasına kucaklayıp kurtardığı kısmı hatırlattı, Ellie bu sahnede şoka uğramış gibi kıpırdamadan bakıyor, bir eylemde bulunmuyor, ağzını bıçak açmıyor çünkü şaşkın, o da belki benim gibi kendisinin ve Joel'un yansımasını görüyor, sonunda sahile iniyorlar ve Abby'i hesaplaşmaya zorluyor, Abby intikamını almış ve bunun boş bir şey olup içindeki acıyı dindirmediğini, öldürerek değil, hayat kurtararak huzura kavuşabildiğini yaşayarak anladığı için bu konuda Ellie'den daha tecrübeli biri olarak, "Seninle dövüşmeyeceğim" diyor, ama Ellie Lev'e bıçak dayayarak, "dövüşeceksin" diyor ve Abby'i tehdit ediyor, Abby mecbur Lev'e bir şey olmasın diye ölümü göze alarak dövüşü kabul ediyor, Ellie her bir bıçak salladığında adeta içindeki suçluluk duygusunu Abby'e yüklermişcesine hıncını çıkarmaya çalışıyor, Abby'e vurarak sanki Joel'un intikamını almayı değil, kendisini tatmin etmek için bunu yapıyor, silahsız, aç ve bitkin bu kadını ezmeye çalışıyor, Ellie Joel öldüğünden beri onu hep son anında, yani parçalanmış diz, soyulmuş deri ve ezilmiş kafatası ile kan revan içinde anımsıyor, hatta tekneye çantasını koyup yarasını eliyle kontrol edip elindeki kanına baktığı son kısımlarda dahi bu kötü anılar gözleri önüne gelmeye devam ediyor, aynı şekilde çiftlikte de yaşadığı kabusta Ellie tıpkı Abby gibi kendisini sevdiği kişinin öldüğü yerde buluyor, burada ve bu anda takılı kalmışlar, ikisininde vücutları fiziksel olarak serbest ama mental ve ruhsal olarak burada hapis gibiler, Abby bu hapisten ve gördüğü kabuslardan Joel'u öldürerek değil, başka hayatları kurtararak çıkıyor ve refaha bu şekilde kavuşuyor, aynı durum final sahnesinde Ellie için yaşanıyor, çünkü Ellie o kadar kişiyi öldürmesine rağmen huzura eremediğini fark ediyor, tam manasıyla hâlâ anlayamamış olsa da Abby'i öldürse bile bu intikam meselesinin günün sonunda içini soğutmayacağının bilincine nihayet varıyor, Abby'i yere yatırıp boğduğu sırada Joel ilk defa güzel bir anında gözünde canlanıyor ve hem Abby'nin ölümünün yeni bir intikam döngüsünü başlatıp daha çok zarar göreceğinden, hemde içindeki suçluluk duygusundan dolayı artık daha fazla dayanamıyor ve kendisini kandırmaktan vazgeçerek onun gibi sadece doğal olarak intikam isteyen ve çok şey kaybedip, çok bedel ödemiş Abby'i serbest bırakıyor, sonra da Ellie'nin ilk defa bu sahnede ağladığını görüyoruz, burada da açıkça bir mesaj var, Ellie bir Joel öldüğünde ağlıyor, bir de Joel'un ölümünü kabullendiği, Joel'a Abby'den daha çok zarar verdiğini anladığı, artık yapayalnız kaldığı gerçeğini kendisine yedirmesi gerektiği bu sahnede ağlıyor, hatta Joel'un ölümünde bile bu kadar ağlamıyor, hıçkırarak ağlıyor burada, sesli bir şekilde ağlıyor.

    Final sahnesinde hatırladığı şey ise son flashback'te Ellie'nin, "Seni affedebileceğimi sanmıyorum ama bunu denemek istiyorum" sözleri, ardından Joel duygulanıyor ve Ellie yarına çıkmayacağını bilmediği Joel'a, "Yarın görüşürüz" diyerek oradan ayrılıyor. Ellie çiftlik evindeki bu son anımsamayla görüyoruz ki Joel'u artık tam manasıyla affediyor, Tanrı ona bir şans daha verse aynı şeyi tekrar yapacağını söylemesi Ellie'yi düşüncelere sokuyor, Joel'dan kendisine kalan son hatıralardan biri olan gitar ve ona Jackson'a ilk geldikleri günlerde çaldığı Future Days'i de artık parmakları koptuğu için çalamıyor ve gitar'ı orada bırakarak aslında kendisiyle olan savaşını da sonlandırıyor ve Joel'un ölümünü kabullenerek yoluna devam etmesi gerektiğini düşünerek oradan ayrılıyor.

    ---------------------------------

    THE LAST OF US: PART II | ANA KONU | TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK ÖDÜL ALAN OYUNU

    Ne deniliyordu Joel'un Ellie için, Ellie'nin de Joel için söylediği şarkıda? "Eğer seni kaybedersem, kendimi de kaybederim" işte bu söz Part II'yi bize özetliyor, Ellie'nin bu yolculukta nasıl eriyip bittiğini, Joel için neleri göze aldığını ve yine Joel'a olan sevgisinden dolayı bir yandan da kendi kendisini suçluluk duygusuyla tüketip bitirdiğini bizi de bu hikayenin içine dahil ederek gösteriyorlar.

    Bu oyun efsane dostlarım, bu oyun EFSANE.

    ---------------------------------
    thelastofusgameyoutube
    Ellie & Joel - Wayfaring Stranger (from The Last of Us Part II)
    https://www.youtube.com/watch?v=culhHcdh71M&feature=youtu.be


    Naughty Dog'tan yeni IP veya Uncharted 5 falan istiyorum ben, Part III'ü kaldıracak bünye yok şu an bende, ki zaten 2027 gibi ancak göreceğiz gibi.

    Oyunun jeneriğinde içimize öküz oturtulmuşken elimizde kalan tek şey Naughty Dog'un böyle güzel ve etkileyici hikayeler yazmaya devam edecek olmasıdır, bizlere şaheserler yaptığınız için bir kez daha teşekkürler Naughty Dog.

    Edit: Bazı noktalarda eklemeler yaptım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Press a Key -- 10 Ocak 2022; 9:25:4 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Press a Key kullanıcısına yanıt
    Detaylı açıklamalar ve şahane edit için teşekkürler. Sizin anladığınız ve anlattığınız boyutta anlayanlar oyunu yere göğe koyamıyor zaten. Bu derinliği anlamayan daha yaşının küçük olduğunu düşündüğüm kesimin bir kısmı oyundan nefret etti, bir kısmı ise bazı yerleri içine sindiremedi. Ben sizinle benzer şeyleri düşünüyorum. Abby ile oymadığım kısımlarda ne oluyor buda ne dediğim anlar oldu, hatta sonlarda bu kadar da değil dedim. Fakat oyun bittikten sonra ki son sahneler ve flasback'ler beni kendime getirdi. Gerçekten defalarca oynanabilecek, her oynanışta daha derinlere inilebilecek bir başyapıt. Hayatımda ikinci kez oynadığım ender oyunlardan biri olacak ki ilk oyuna tekrar başladım, bu oyunu oynayın ve oynatın.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • tepeb kullanıcısına yanıt
    Rica ederim, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak benim için mutluluk verici, bazı kişiler maalesef oyuna çok fazla haksızlık ediyor birazda bu yüzden yazmak istedim.

    Edit'e yaptığınız güzel yorum için de ayrıca teşekkür ediyorum :)

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Arkadaşlar oyunu antalya merkezde elden 200tlye satan olursa alabilirim

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Press a Key kullanıcısına yanıt
    Bu oyunu ne kadar anlatsak az kalır, baştan sona unutulmayacak deneyim. Bana göre oyun tarihinin yazılmış en iyi hikayesi bu oyunda. Yazılmış en iyi diyaloglar bu oyunda. en iyi oynanış mekanikleri, çevre detayları, aksiyon,dram,intikam,sevgi,nefret.

    Şöyle bir diyaloğu çok az oyunda görebiliriz dostlarım.

    E: Benim o hastanede ölmem gerekiyordu, hayatımın bir anlamı olurdu.
    Ama bunu benden çaldın.

    J: Tanrı bana o an için ikinci bir şans verseydi...
    aynı şeyi tekrar yapardım.

    Yazılan her repliğin bir anlamı var. Her yerde bir detay barındırıyor oyun. Hikayesine bırakıyorsunuz kendinizi. Neil Druckmann büyük bir saygıyı hak ediyor. Bize oyun dünyasında benzeri olmayan bir deneyim sundu. Part II belki de uzun vade de hatırlayacağım tek oyun. Beni oynarken böyle etkiledi. hem de bunu birden çok kez yaptı. Her başladığımda olay örgüsünü bilmeme rağmen farklı duygulara soktu.

    Bazen Part III nasıl olabilir diye düşünüyorum.

    Ellie'nin hikayesi nasıl devam edecek dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Unchartedx -- 10 Ocak 2022; 6:20:30 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Unchartedx kullanıcısına yanıt
    Part III'te Ellie'nin 30'lu yaşlarını görmeyi isterdim, zaten oyundaki zamanla gerçek zaman paralel şekilde gidiyor, Ellie 2033'te (2013) 14 yaşındaydı 2038'de (2018) 19 yaşındaydı, aradan 2 yıl gibi bir süre geçiyor, yıl 2040 civarı (2020) ve 20 yaşında, Part III'ün 6 - 7 yıla ancak geleceğini varsayarsak, oyun çıkalı da 1.5 yıl oldu, hadi en iyi ihtimalle 6 yıl içerisinde oyun çıksa, 1 yılda böyle eklense yine dediğime benzer bir şekilde Ellie'yi 27'li yaşlarında görebilmek mümkün, Jackson'a büyük bir saldırı düzenleneceğini düşünüyorum, (çok göz önünde bu yer, Tommy'de bu olaylara Part I ve Part II'de parmak basıyor) ardından Dina vs. ölürse JJ'yi kurtarıp hayatta kalmak için yeni bir yuva arayışına girerek büyük bir maceraya atılabilirler, bir de çaresiz kalıp ateş böceklerinin yeni yerine gidip orada Abby ile karşılaşsalar veya oraya girmek için Abby'den yardım istemek zorunda kalsalar, (JJ Abby sayesinde hayatta olduğu için daha anlam kazanırdı) sonradan yavaş yavaş dost olup birbirlerini koruyup kollasalar, aşı geliştirecek yeni bir kişi bulunsa, Ellie JJ'yi Abby'e emanet edip kendini feda etse mesela, hem sevgi, hem nefret teması aynı anda işlense, ortaya güzel bir iş çıkabilirdi belki, bakalım Naughty Dog nasıl bir hikaye seçimiyle gelecek göreceğiz, tabi ben bu anlattığım kısımda Ellie'nin "aşı için kendini feda etmesi" meselesini istemezdim, tahmin ve öylesine teori üretiyorum sadece :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Press a Key -- 10 Ocak 2022; 9:17:1 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Hocam küçük bir düzeltme, Tibet ve Tenzin 3. oyun Drake's Deception da değil 2. oyun Among Thieves de işleniyor hikaye olarak.THE LAST OF US: PART II | ANA KONU | TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK ÖDÜL ALAN OYUNU 

  • Szeth-son-son-Vallano kullanıcısına yanıt

    eyvallah kardeşim. bilgiyi UNCARTED 2 olarak düzelttim hemen.

    UNCHARTED serisinin tüm oyunlarını, hikayelerini, karakterlerini ezbere biliyorum ama yapmışız bir hata.

    teşekkürler uyarın için.

  • Unchartedx kullanıcısına yanıt

    ELLIE'NİN HİKAYESİ NASIL DEVAM EDECEK? çok güzel bir soru kardeşim.


    Açıkçası ben de büyük bir merakla bekliyorum ve gerçeği söylemek gerekirse bir yüzüm ekşimiş bir şekilde bekliyorum.

    Yani NEIL DRUCKMANN ve ekibi nasıl bir hikaye yazabilir de beni şaşırtabilir diye kafamın içinde büyük bir soru işareti var diyebilirim.

    Çünkü PART 2 de ortalığı biraz karıştırdılar ve hikayenin büyüsünü bozdular gibi geldi bana.


    Bence hepimizin tahmin ettiği gibi 3. oyunda mutlaka ABBY olacaktır.

    PART 2 de damdan düşer gibi hayatımıza soktukları, uğruna JOEL i bile tek seferde harcadıkları ABBY 3. oyunda mutlaka olur diye düşünüyorum.

    Olmayacaksa neden JOEL'i harcadınız, neden oyunun yarısını ABBY ile oynattınız diye ana avrat söveriz herhalde cümleten.


    Peki olacaksa nasıl olacak? ELLIE ile ABBY kanka olacaksa yine söverim, açık söyleyeyim.

    Düşman olacaklarsa neden 2. oyunda birbirinizin işini bitirmediniz de 3. oyunda yeniden kafanıza esti derim yine söverim.

    Kısacası şuanda "nasıl bir senaryo olur da beni şaşırtır, durumu kabullenir ve vay be demek bunun içinmiş derim" modundayım.


    Bence ilk oyun şaheserdi.

    İkinci oyunca madem JOEL ü harcadınız (ki takdir ettiğim şekilde cesur bir karardı) o zaman ELLIE ve TOMMY ile oynamalıydık.

    Madem bize zayıf çevik bir karakterin yanında güçlü ve baba bir karakter lazım, o zaman ELLIE ile birlikte TOMMY ile oynamalıydık.

    Böylelikle JOEL konusunu 3. oyuna taşıyabilir, ELLIE ve TOMMY arasında bol bol JOEL muhabbeti yaparak yer yer flashbackler sayesinde JOEL ile de oynayıp tekrardan mutlu olabilirdik.

    Şimdi ne olacak? JESS öldü. DINA gitti. TOMMY kötürüm kaldı. Savaşacak mecali yok. Biz ELLIE ile oynayacağımıza göre ABBY ne olacak? ABBY ile oturup JOEL'ümü konuşacağız (şaka gibi)


    Tarihi bir fırsatı teptiler bence. JOEL'ün ölmesine lafım yok. Dediğim gibi; müthiş radikal bir karardı.

    PART 2 de ELLIE ye TOMMY eşlik edecekti. Gerekirlerse ABBY ve ekibini talan edecekler, belki sonunda ABBY e hayat dersi verip, affedip geri döneceklerdi.

    PART 3 de de finale ELLIE + TOMMY ikilisi ile gidecektik ve gerekirse TOMMY de kendini feda edecekti ve ELLIE insanlığın aşısı olacak ve haliyle ELLIE de ölecekti.

    Kısacası JOEL + ELLIE + TOMMY hafızalara kazınacaktı. Üçü de ölmüş ama insanlık kurtulmuş olacaktı. Ama gel gelelim içine ettiler, tadını tuzunu kaçırdılar gibi geliyor efsanenin.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KUMANDANASKER -- 10 Ocak 2022; 16:31:34 >




  • Hocam selamlar, Neil Druckmann bize bir intikam hikayesi sundu. Bu hikaye babalarını kaybetmiş iki genç kızın öfkesi ve intikamı. Ellie bu intikamı almak zorundaydı. Çünkü bu Joel, tüm ülkeyi beraber aşmış, bir çok kez birbirlerinin hayatlarını kurtardılar. Joel için Ellie onun kızı gibiyse, Ellie için de Joel bir babaydi. Tabi ki intikamı alınacaktı. Abby'ye gelelim, oda babasının intikamını aldı. biz o anı yaşadığımızda neden lan neden diye sorduk :) Abby'ye geçene kadar nefret ve intikam duygusu tavan yapmıştı. Daha sonra yapimci bize birde onun gözünden bakmamızı istedi olaya. Babanız ölmüş, kendini insanlığı kurtamaya adamış bir baba bunu yapabilecek tek kişi. Ve öyle normal baba kız ilişkisi de değil. Birbirlerine en az Joel ve Ellie kadar hatta onlardan daha fazla bağlı bir baba kız. Abby ise kendi intikamını aldı. Ama oynarken özellikle Lew ile olan yolculuklarında Abby'yi Ellie ye çok benzettim. Oda babasını, tüm arkadaşlarını kaybetti. Sizinde dediğiniz gibi Joel için radikal bir karardı. Ama bence doğru bir karardı, Joel Ellie'yi kurtarmak için başına gelecek onca şeyi göze almıştı zaten. Ilk oyunun önerdiği Sevgi ve Sadakat iken, bu hikaye bizlere nefret ve intikamı yaşattı. Oyunun finalinde Ellie'nin yaptığı, Abby'yi 3. kısımda göreceğiz hatta yine kontrol edeceğiz anlamına geliyor diye düşünüyorum. Hem Joel hem Dina'yi kaybetti Ellie. Bence bu kısımda aradan 10 yıl geçmiş, Dina ölmüş Ellie'nin JJ ile bir yolculuğa çıkmasını ve yolculukta Abby ve Lew ile karşılaşmasını konu alabilir. Daha dramatik olay ise ikisinin de hayatta değer verdikleri son kişileride kaybetmeleri olur. Bu yaşanırsa ikili bir araya gelip bir final yolculuğuna çıkabilirler. Tüm insanlık ve gelecek adına.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Unchartedx -- 10 Ocak 2022; 16:58:9 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • Eğer ilk oyunda Abby ile babasını kontrol etseydik bu seferde 2. oyunda bıçağın diğer yüzünü gösterdikleri Joel ve Ellie karakterleri bize kötü gelecekti ve onlara nefret besleyecektik.

    Part II'de hem intikamını almış bir kişi, hem de intikamını alacak bir kişiyle oynuyoruz, oyun bize her şeyi gösteriyor ve kilit nokta gördükleri kabuslar, Ellie ile Abby birbirlerine çok fazla benzeyen, başka bir şekilde karşılaşsalar dost olacak karakterler, ama bu hayat onları babalarından dolayı karşı karşıya getiriyor.

    Abby Joel'u öldürmekten pişman oldu, Ellie'de pişman olacağı şeyden son anda döndü, belki intikam döngüsünü ve bu fiziksel ve psikolojik şiddeti durdurmak istedi, belki de intikamın boş bir şey olduğunu anlayıp Joel'un ölümünü kabullenmesi gerektiğini kavradı, belki de her ikisi, ki bana sorarsanız her ikisi de Abby'i oracıkta öldürmemesine sebep.

    Şöyle de bir gerçek var, Ellie Abby'den daha acımasız, Abby Dina'yı öldürecekken Ellie, "Onun bu işle bir ilgisi yok" diyor, araya Lev giriyor ve Ellie'de, Dina'da, JJ'de hayatta kalıyor, oyunun sonunda da yine Abby Ellie'ye yalvarıyor, "Dövüşmek istemiyorum" diyor, Ellie kendilerini kurtarmaya sebep olan Lev'in boğazına bıçak dayayarak Abby'i tehdit ediyor ve Abby Ellie'nin ona bir zamanlar Dina için yalvardığı gibi, "Onun bu işle bir ilgisi yok yapma" diyor, Ellie'de, "Onu bu işe sen soktun" diyerek hiç alttan almayarak Abby'i dövüşmeye zorluyor, burada da bir gönderme var repliklere kadar aynı. Sonuç olarak Abby olgun bir karakter, Joel candı da, Abby'nin babası ve dostları patlıcan mıydı? Değildi, özellikle dağ evinde Ellie'yi 2 - 3 kişiye karşı savunan, kendi idealleri olan oyunun en iyi yazılmış yan karakterlerinde başı çeken Owen'ın ölmesi beni üzmüştür, ölmeden saniyeler önce eşinin ve çocuğunun öldüğünün farkına varması da ayrıca koymuştur. Joel canımız içimiz ilk oyunda onla bağ kurmuşuz hikayesine yaşamına tanıklık etmişiz fakat Abby ve dostlarına da kötü insanlar diyemeyiz. Part II'yi zaten cesur ve şaheser kılan bu durumdur, yürek sızlatır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Press a Key -- 10 Ocak 2022; 18:37:21 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 12251226122712281229
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.