Türkiye nin Rejimle savaşması ona operasyon yapması diye bir şey yok olmayacaktır hayal görmeyin .Şuan Rejimle olan en büyük sorun İdlib şuan Dünya üzerindeki en radikal yer olabilir Afganistan vs değildir her türlü Cihatçı örgütün yuvalandığı yer.En başta ülkemizin başarısız dış siyasetinin sonucu oluşan bir yer.Rejim orayı alsa ülkeye girecek milyonlarca mülteci ve radikal teröristin haddi hesabı yok ...Rejim orayı almış olsa iç savaş bitmiş olur pazarlıklar için masaya oturulurdu.Bizim menbiç vee kobaniden bir anca pyd yi atmamız gerekiyor.Ondan sonra geriye İdlib kalıyor çok büyük sorun kaynayan kazan.. |
🇹🇷TSK'nın Suriye - Irak Harekatları💥(Özel: Terörsüz Türkiye'ye destek veriyoruz..)-[ANA KONU] (198. sayfa)



-
-
İdlib bölgesi karışık bir bölge ancak burada tüm güçlerin bölge hakimiyet kavgası bulunmakta. Özellikle Esed rejimi,İran ve Rusya bu bölgedeki hareketlilikten oldukça rahatsız zira İdlib bölgesinde en çekinilen örgüt ne PKK-YPG, ne SMO nede Daeş...Bölgede Rejim-İran-Rusya üçlüsünün (ve ABD'nin de) en çok endişelendikleri örgüt HTŞ'dir.. (Heyeti Tahrir Şam)
HTŞ örgütü kurlduğu 2017 yılı içinde ABD tarafından terörist örgüt listesine alındı.Türkiye'de 1 yıl sonra HTŞ'yi terör örgütü olarak tanıdı.Temelde radikal bir selefi örgüt olan HTŞ tümüyle Esed rejimine karşı ve genel hatları itibariyle tüm saldırılarını rejim unsurlarına gerçekleştiriyor.Örgütün ana hedef noktası rejimin devrilmesi ve yeni bir hükümet kurulmasına yönelik.İdeolojik anlamda daha çok Taliban kafasındalar ancak HTŞ güçlerinin tümü Taliban gibi "terlikli mücahit"te değiller..İdlib'in güneyinden itibaren Suriye'nin batı kısımlarından Şam'a uzanan çok karmaşık ve oldukça aktif çalışan tehlikeli yapıları var.Tüm mevcut nüfusları askeri yaşam felsefesiyle saldırı,suikast,bombalama ve sabotaj eğitimleri alıyorlar ve her boşta olan milislerine çok sıkı tatbikatlar yaptırılarak zinde tutuluyor.Gayri nizami harp tekniklerini SMO'dan dahi iyi şekilde kullandıkları söyleniyor.HTŞ'nin 60 bin milis gücü olduğu söyleniyor.
Middle East Newstwitter
“#Suriye HTŞ, İdlib bölgesinde yürütülen tahkimat çalışmalarının önemi hakkında kısa bir video yayınladı.”https://twitter.com/i/status/1601672404623036416HTŞ'ye Ebu Muhammed el-Cevlani liderlik ediyor.İdlib'de tabiri caizse en güçlü 1-2 kişisinden biri.Başta Esed rejimi,Rusya,ABD ve İran milislerine resmi savaş ilanı yaptılar.Celvan'nin 2 gün önceki verdiği mesajda hiçbir şekilde Esed rejimi ile uzlaşma yapılmayacağını ve rejim devrilene kadar savaşılacağını tekrar deklare etti.
HTŞ bölgede en fazla Esed rejimi askeri öldüren grup olarakda biliniyor.SMO güçlerinden çok daha fazla rejime bağlı askeri çeşitli yönetmler ve çatışmalarla öldürdüler.Bunlar arasında çok sayıda üst rütbeli subaylarda bulunuyor.Rusya ve İran bu noktada HTŞ'den çok rahatsız çünkü HTŞ Rus,İran'lı hatta ABD'li ayırd etmeksizin saldırılar yapıyor.Rus paralı asker birimi Wagner askerinden ve İran'lı şia milislerinden çok sayıda öldürdükleri var dolayısıyla Rusya ve İran HTŞ birimleriylede çok uğraşıyor ve çatışıyorlar.ABD ise HTŞ'in bölgelerine girmeyi çok istemiyor,topu PKK-YPG'ye atıyor.PKK-YPG'de geçmiş dönemde HTŞ ile çatışmalar yaşadı ancak her iki grubun kendi alanlarında daha farklı sorunları olduğundan aralarındaki husumet şimdilik buzdolabına kaldırıldı.PKK-YPG milisleri HTŞ'in alanlarına saldırmama kararı aldı ve HTŞ'de "bana bulaşırsan karşılığını alırsın" gözdağını verdi.
HTŞ'nin Türkiye bakış açısı ise mesafeli.Ne Türkiye'nin yanındalar ne de resmi olarak Türk askeri noktalarına saldırma durumları var.HTŞ ile Türkiye'nin çatıştığı en önemli konu ise İdlib bölgesi.Türkiye İdlib'de SMO'nun aktif olmasını isterken HTŞ ise SMO'nun yetersiz olduğunu ve bölgede kendi halklarının yaşadığı tezini öne sürüp kontrolün kendilerinde olmasını istiyor.Zaman zamanda SMO ile HTŞ arasında çatışmalarda yaşandı,bu olaylar akabinde TSK ve MİT devreye girerek HTŞ'ye İdlib bölgesinden uzak durmasını söyleyerek uyardı.Çatışmalar büyümeden önlendi.
HTŞ'nin Türkiye harekatlarına bakış açısı bir anlamda "düşmanınım düşmanı benim dostumdur" persfektifinde.TSK ve SMO'da bölgede HTŞ'ye çok karışmıyor ancak Rusya ve rejim güçleri sürekli olarak HTŞ'yi bahane edip İdlib'deki sivil alanları yıllar boyu saldırdı,bombaladı.HTŞ'de intikam saldırıları yaptı.
Rusya ve İran İdlib'de istediğini alamayınca hem HTŞ'ye hemde SMO ve TSK'ya karşı vekali farklı güçlerin İdlib'e girmesine müsade etti.Böylece İdlib'e çok farklı kesimlerden gelen radikal irili-ufaklı gruplar oldu.Bu radikal gruplar ise İdlib'de klasik mafyavari şekilde hareket ediyor.Haraç toplama,her türlü kaçakçılık ve bir takım terör eylemleri yapıyorlar.HTŞ bunlarlada bölge savaşı vermek zorunda kaldı ve meşgul edildi ancak HTŞ'nin gücü kırılamadı.Rusya'nın Suriye ekseninde Türkiye ile anlaşamadığı konu olan İdlib bölgesi meselesi HTŞ yüzündende sıkışmış durumda zira Rusya bölgede yıllar boyu paralı asker birimi Wagner ve İran milisleriyle müttefiklik oluşturarak vekali savaşlar yürüttü.Üstüne rejimi eline aldı.
HTŞ içinse bu müttefiklik bir düşmanlık sebebi.Türkiye ise bunca vekali savaşların olduğu bir bölgede kendisine saldırmayan ve aynı şekilde bölgede mücadele verdiği örgütlerlede savaşan bir örgüte karşı her ne kadar terör örgütü listesine HTŞ'yi almış olsada onların yaptığı gibi mesafeli yaklaşıp Rusya ve İran'a "sizin sorununuz,benim PKK-YPG sorunuma kalıcı çözümler getirmediğiniz için beni ilgilendirmiyor" diyor kısaca.Zaten Türkiye şuan PKK-YPG ile mücadeleye odaklanmış durumda ve HTŞ gibi yapıylada aynı anda mücadele vermek istemiyor.Rusya ve İran ise buna zorlamak istiyor.30 km güvenli bölge planındada Rusya'nın dayattığı şartlardan biriside Türkiye'nin HTŞ ile mücadele etmeside geliyor ancak Türkiye bu tuzağa gelmiyor.HTŞ'de bu siyaseti gördüğü içinde TSK birliklerine saldırmıyor fakat HTŞ eksen değiştirir ve PKK-YPG ile aynı safta olursa şartların değişeceğini SMO grupları dile getiriyor.Bununda olması imkansıza yakın çünkü ideolik ve stratejik olarak HTŞ ile PKK-YPG taban tabana zıt ve düşmanlar.
TSK'nın son hava harekatları ise HTŞ'nin ekmeğine yağ sürdü zira rejim petrol sevkiyatlarında çok zora düştü ve sıkıntıya girdi.Rejimin son günlerde Tel Rıfat ve Mümbiç'e askeri takviye yapmalarının bir sebebide olası TSK harekatı zamanında HTŞ'nin de TSK harekatını fırsat bilip kendilerine ani saldırılar yapma endişeleridir.Bununda yaşanması çok olası.Rusya'nın TSK harekatı ile böylesi bir karşı atağı HTŞ'den bekliyor zira HTŞ şuan bile rejimin İdlib güneyindeki mevzilerine sızma ve askeri mevzilerine saldırma durumları var.
-
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51355880
Hocam,HTŞ denilen grup irili ufaklı radikal grupların birleşmesiyle oluşmuş bir terör örgütü Radikaller ayrıca bölgenin düzensiz olması diğer örgütler içinde bir sığınma merkezi işid liderlerinin burada öldürülmesi örnek gösterilebilir .Tekrar ediyorum İdlib in alınmasıyla iç savaş bitiyor geriye pyd ve rejim kalmış oluyor.Ilımlı muhaliflerin bir başarısı yok ne Rejime karşı ne Radikal örgütlere nede pyd karşı. Bundan yaklaşık 1-1,5 yıl önce Rejimin İdlib saldırmasıyla ülkemiz krizin eşiğine geldi ne gelecek mülteci dalgasını besleyecek parası nede savaş sonrası oluşacak pazarlıklarda söz sahibi olacak gücü var.Saldırıyı durdurmak için Rusya ile görüşmeye gitti.
https://www.aykiri.com.tr/404.html
Yine tekrar ediyorum iç savaş sonrası İdlib kaynayan kazan ayrıca Türkiye nin beka sorunlarından birisi .Rejim e operasyon yapmak Türkiye ye bir şey kazandırmıyor üstüne pyd ve radikal örgütlerin işine yarıyor.
ABD nin HTŞ den çekindiği yok deney merkezi olarak üssü olarak İdlib i kullanıyor oradaki mülteciler ne ABD yi ne AB yi nede İsrail i tehdit ediyor yada oradan çıkan radikalciler gidip selefiliği ABD de yaymıyor bölge ülkelere veya diğer ülkelere yayıyor.Kısacası ortadoğuyu istikrarsızlaştırarak kazan kazan durumuna geliyor.
-
-Tel Rıfat'ta rejimin kontrol ettiği askeri noktaları PKK-YPG yandaşları baskın yaparak Suriye bayraklarını indirdi ve YPG flamaları astı.Rejim son 10 gündür PKK-YPG ile petrol sevkiyatı krizine girmişti ve Rusya'nın baskısıyla bölgedeki tüm PKK-YPG askeri varlığının rejim orduna bırakılması baskısı yapılmıştı.PKK-YPG bu tekliflerin hepsini geri çevirdiği gibi rejimin kontrol ettiği bazı noktalarıda ele geçirmeye başladı.
Middle East Newstwitter
“#Suriye Terör örgütü PKK/YPG yandaşları, Şehba yakınlarında Esad rejimine ait bir kontrol noktasına saldırdı.”https://twitter.com/i/status/1604498815138107392 -
KONU GÜNCELLEME;
-------------------------------------------------
-
Sızma eğitimi veirir, gerilla eğitimi verir, tonla silah verir. Ama sorsan müttefik. Ekonomin adam olacak tüm ilişkileri keseceksin. Bu kadar şerefsizlik bir yere kadar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
A400M’ler Türkiye’ye Döndü
c4 defence
A400M’ler Türkiye’ye Döndü - C4 Defencehttps://www.c4defence.com/a400mler-turkiyeye-dondu/T.C. Millî Savunma Bakanlığıtwitter
“Ukrayna’dan yola çıkan 2 adet A400M uçağımız ana üsleri olan Kayseri’ye emniyetle ulaştı. #MSB”https://twitter.com/tcsavunma/status/1605252717051785216
-
-Libya,Bingazi'de darbeci hafter güçleri ile HDP'li bir heyetin Türkiye'nin Libya politikalarına karşı konferans düzenleyeceği açıklandı.Daha önce HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Hafter'in karargahı olan Bingazi'ye gitmiş ve bir forumda Yunanistan Dışişleri Bakanı ile ortak bir açıklama yaparak "Ankara-Trablus deniz anlaşması yasadışı,TSK güçlerinin bulundurulmasıda yanlış" söylemlerinde bulunmuştu.Şimdi daha geniş katılımlı bir Türkiye ve TSK aleyhtarı konferans organize edildi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DARTH_BLACK -- 22 Aralık 2022; 15:29:13 >
-
Yanlışlıkla bir füze tam da toplantı alanına düşse. Vallahi savaşa bile razıyım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-Türk savunma sanayisi başkanı İsmail Demir Suudi Arabistan'ın Savunma Bakan Yardımcısı Talal Bin Abdullah Alotaibi ve ekibi ile bir araya geldi.Arap medyasının iddalarına göre Suudi Arabistan yönetimi Türkiye ile Cumhuriyet tarihinin en büyük savunma ürünleri satışı anlaşmasını yapmak üzere ve alınması istenilen ürün yelpazesi çok geniş.
Suudi Arabistan ordusu %80 üzerinde silah alımları ABD'ye bağlı ve Ukrayna savaşı ile birlikte Suud yönetiminin petrol kaynakları konusunda ABD ile şuan çok ciddi çekişme içerisinde.ABD yönetiminin Suud yönetimine sürekli olarak petrol üretimi konusunda baskı yapması ve sonuç alamaması ABD yönetiminin Suud'lara karşı bazı araçların yedek parçaları ve tedarik alanlarında bir takım örtülü ambargoları uygulamaya başlamıştı.
-
Operasyon yalan oldu sanırım iyice gündemden düştü. Ne dersiniz hocam seçime çok az kala mı yapılır yoksa?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Sıkışmışlık var bölgede.Geçtiğimiz yaz harekat genelkurmay paşalarının Irak'daki operasyonların devam etmesinden ötürü risk alınmak istenmemiş ve ötelenmişti.Bu kış dönemi ise Rusya'nın ciddi baskısı oldu.Putin'in Türkiye'ye doğalgaz ana depolama merkezi haline getirme teklifinin bir isteğide Suriye'de esed rejimi ile Türkiye'nin diplomatik şekilde masaya oturma talebiydi.Türkiye tüm avrupaya ana gaz dağıtım hub ülkesi konumuna girmeyi daha cazip gördü ve Rusya'nın rejim ile diyalog kurma teklifini kabul etti ancak çark eden yine esed rejimi oldu zira rejimin ana talebi TSK'nın Suriye'den tamamen çekilmesi yönünde,bu gerçekleşmez ise hiçbir şekilde ana diplomatik temaslar istenilmiyor.
Türkiye ise son hava harekatlarını yaptıkdan sonra özellikle petrol hatlarını vurması rejim ve PKK-YPG'yi ekonomik açıdan çok zora soktu.PKK-YPG kaybını ABD'nin kendisine vereceği ödenekle bir nebze giderecek ancak rejim çok zor durumda zira petrolü aldıkları PKK-YPG'nin kendilerine aktarım yapmaması ve işleri zora koşması rejim ile PKK-YPG arasında gerilime yol açtı.
Türkiye bu noktada istihbarat kanallarıyla rejime 30 km güvenli bölge oluşumuna karşılık bu bölgedeki PKK-YPG kontrolünde olan petrol kuyularının işletimini rejime devretme teklifi sunmuş.Buna göre TSK 30 km alanı terörden temizleyecek ve mültecilerin geri dönüşlerini sağlama düşüncesinde ancak rejim bunuda kabul etmiyor,TSK tamamen Suriye'den çıkmadığı sürece uzlaşma olmaz diyor.Türkiye'de rejim ile PKK-YPG'nin birbirini yemesini izliyor.Öte tarafdan rejim güçlerinin takviyeleri sonrası oluşan bazı boşluklarda muhalif gruplar ciddi saldırılar yapıyor rejim güçlerine,buda rejime bağlı güçleri çok zor durumda bırakıyor.
Gelinen son noktada Türkiye kara harekatını tamamen iptal etmedi ancak mevcut konjoktürde istediğini masadan almaya çalışıyor ve bu bana göre büyük bir vakit kaybı.İlla ani bir terör saldırısıysa onlarca şehit vermemiz beklenilmemeli.HAva harekatı sonrası ABD güçleride PKK-YPG'ye kısa zamanda askeri lojistik ve maddi yardımları ulaştırarak terör örgütüne suni nefes oldu.Bu gelişmeler yapılan son hava harekatının etkilerini kısa zaman sonra tamamen ortadanda kaldırır zira açılan yaraları kapatacak vakti kazanıyorlar.Harekatın icra edilmesi vakti seçim süreci zamanına girmesiyse ayrı polemiklere ve tartışmalara yol açıyor.Daha önce söylediğim üzere suriye harekatı seçime az yada çok kala başlatılsa dahi bu seçim sürecini etkilemez,bir harekatlada seçim kazanılmaz.
-
KONU GÜNCELLEME;
-
-Milli Savunma Bakanı Akar ve MİT başkanı Fidan bugün Moskova'da Rusya'nın aracılığı ile Esed rejimi Savunma bakanı ile bir toplantı gerçekleştirdi.11 yıl sonra iki ülke arasındaki üst düzey teması olarak ilk yaşandı.Toplantıya Türkiye'nin talebiyle İran'a yer verilmedi ve 3lü toplantı formatında yeni bir süreç resmen başlatıldı.İran yönetimi ise bölgedeki TSK varlığını istemediğini dile getiriyordu ancak son aylarda İran'ın kendi içinde ciddi olaylar yaşaması ve enerjisini iç sorunlara yöneltmesi sebebiyle Suriye'deki varlığı kırılmaya başladı.
Türkiye ise Esed rejimi içinde ayrı bir silahlı oluşum kuran İran ile aynı masada oturmak istemediğini Rus makamlarına bildirdi.Rusya ise kara harekatının başlamaması adına Türkiye'nin tüm diplomatik isteklerini kabul ederek rejimin resmi temsilcisi ile bir toplantı gerçekleştirmek için büyük efor sarf etti ve İran'ı tamamen saf dışı bıraktı.
Yapılan toplantıda çok önemli bazı başlıklarda mutabakat sağlandığı ve görüşmelerin devam edeceği duyuruldu,başlıca mutabakat sağlanan ana başlıklar ise şöyle;
1-Mültecilerin geri dönüşlerinin sağlanması konusu
2-Mültecilerin Suriye'deki mal varlıklarının iadesinin garantileri (İç savaş çıktığı zaman esed rejimi ülkeden göç edenlerin mallarına el koymuştu)
3-Mültecilerin yargılanma garantileri (Esed rejiminin çıkardığı afların garantilerinin verilmesi ve rejimin yargılamak istediği kişiler ile alakalı dosyaların talepleri)
4-Suriye'deki terör örgütleri ile ortak mücadele
Türkiye'nin 30 km güvenli bölge oluşumu düşüncesinden vazgeçmediği,tam tersine Esed rejimine bu konuda bir teklif götürerek,belirlenen güvenli alan içinde kalan petrol bölgelerinin kontrolünü rejime verme karşılığında mültecilerin güvenli dönüşlerini sağlamak ve hiçbir şekilde PKK-YPG terör örgütü ile temas sağlanmaması hususunda anlaşma teklif ettiği iddia ediliyor.TSK'nın son hava saldırıları sonrası Suriye'nin kuzeyindeki PKK-YPG'nin kontrol ettiği petrol alanları tahrip edilerek bölgede çok ciddi enerji sıkıntısı baş göstermiş ve bundan en çok esed rejimi zararlı çıkmıştı zira rejim PKK-YPG'den petrol almaktaydı ve bu son hava saldırıları sonrası tamamen kesildi.Suriye'de rejimin kontrolünde olan birçok yerde akaryakıt krizi patlak verdi.Türkiye bu noktada rejimi farklı bir koldanda köşeye sıkıştırdı (aynı şekilde PKK-YPG içinde öyle) ancak temel hedef Türkiye için güvenli bölge oluşumu ve PKK-YPG'yi bölgeden geri püskürtmek.Rusya bu anlamda Türkiye'nin isteğine karşı koymadı zira kara harekatı riski yükseldi ancak Rusya'nında karşı talebi oldu ve rejimle bazı ortak kararlar alınması talebi geldi.
Şimdi ise süreç farklı bir yola evrilmiş durumda.Esed rejimi şayet 30 km güvenli bölge oluşumunda mültecilerin geri dönüşlerini kabul eder ve PKK-YPG ile bağlarını koparırsa bu çok farklı bir sürecinde başlangıcı olacak.İlk toplantıda kritik olan mülteciler konularındaki bazı başlıklarda alınan mütabakatlar ise rejiminde TSK'nın Suriye'deki varlığını dayatma şartından geri adım attığını gösteriyor gibi ancak Türkiye'nin çok temkinli hareket edeceği hassas bir dönemede girilmiş durumda zira halen bölgede rejimin askerleri ile muhalif gruplar arasında çatışmalar sürüyor ve rejimin subayları öldürülmeye devam ediliyor.(bugün 5 rejim subayı daha öldürüldü) dolayısıyla Türkiye burada güvenli bölgeye geri dönüşleri sağlama almak ve PKK-YPG ile rejim arasındaki bağların koparılması konusunda garantileri görmeden adım atmamalı zira Türkiye rejimin her dayatmasını kabul etme lüksüde artık yok, rejimde artık bunun farkında ve İran gibi büyük bir destekçisini masaya alınmamasını göz ardı etmiş vaziyette.Sonuç itibariyle Esed için her zaman "önce can, sonra canan" siyaseti ağır basar ve şuan rejim ciddi anlamda köşeye sıkışmış durumda,özellikle enerji ve akayakıt alanlarında.
-
İyi bir gelişme hayırlısı olsun inşallah. Bölgede istikrarın sağlanması için böyle bir adım gerekliydi. İran'ı saf dışı edebilme imkanı varken bunu degerlendirebilmekte ayrı bir önemli.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
-ABD Dışişleri Bakanlığı: "Acımasız diktatör Beşar Esed ile herhangi bir normalleşme sürecini desteklemiyoruz."
-
-MİT 2022 yılı içinde Suriye ve Irak ekseninde PKK-YPG'ye yönelik operasyonlarda bölgelerinde önemli yere sahip olan sözde üst düzey 119 teröristi nokta operasyonlarda öldürdü.88 teröristi ise sağ olarak ele geçirerek teslim aldı.
-
-TSK'nın kontrolündeki Azez,El bab ve çevresinde cuma namazı çıkışı sonrası muhalif halk "öleceğiz ama barışmayacağız" sloganları atmaya başlayarak gösteriler düzenliyor.
-
-SMO Ulusal Kurtuluş Cephesi ,Erdoğan'ın Esed rejimi ile normalleşme süreci konusu ile alakalı kendilerinin rejimle barışma gibi bir durumlarının olmadıklarını ve rejimle mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.
-
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X