< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 8 Mart 2020; 12:32:14 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 8 Mart 2020; 12:32:14 > |
"Sorunların hepsini gençliğin üstüne atıyorum çünkü bunu yapmak daha kolay" temalı bir diğer theologist konusuna hoşgeldiniz.
|
Sığlık akıyor yorumdan.
Kitap okunmasını istiyorsan, refah seviyesini düzelteceksin. Bunu yapacak olanlar, yönetenler. Onlar bunu istiyor mu? İstemiyor. Kitap okunmuyor, kitap okunmuyor. Ee neden okunmuyor? En başta aile. Ülkedeki gençlerin çoğunun ailesi bilinçli değil. Kim çocuğunu kitap okumaya teşvik ediyor? Teşvik edilmeyen çocuk kendi nasıl okuma alışkanlığı edinsin? Çok zor. Ee aileler de haklı olabiliyor. Sabahtan akşama kadar köle gibi çalıştırıyorsunuz, bu insanlar eve gelip kendilerini kitaba mı verecekler o yorgunlukla? Ben bile sadece ders çalışmama rağmen yoruluyorum, çok yavaş okuyorum bazen. Üçüncüsü, ingilizce ingilizce diye tutturmuşsun. Sen Türkiyede okul okudun mu? İnsanı ingilizceden soğutmak için her şeyi yapıyorlar çünkü. Okulda öğretilen ingilizceyle ingilizce öğrendim diyen yalan söylüyordur. Burada tüm suçu gençliğe yıkman zaten yazının geriye kalanını okumalı mıyım diye sorgulamaya götürüyor insanı. Dördüncüsü, din sorunu. Dincilerin Dawkinse Darwine savaş açmasını anlardım da fantastik kurguyu, romanları bile günah gören kitle var. Tanrı Yanılgısını okumak istiyor mesela ama okuyamıyor çünkü baskıdan korkuyor. Beş, para. Ailesi kitap okumayı boş iş olaral gören, para vermek istemeyen aileler çok. Ban kütüphane deme, kütüphanelerin çoğunun içeriği çok kısıtlı ve kitap olsa dahi talep çok olunca bulmak da zor oluyor, ayrıca çoğu kitabın çevirisi de kötü. |
Tümevarım yöntemi...
Toplum düzelirse yönetenler düzelir çünkü yönetenler toplumdan çıkıyor, toplum seçiyor... Senin başka çözümün var mı? Nasılsak öyle yönetiliriz.... |
Afrika ülkelerinin bizden daha çok kitap okuduğuna cidden inanıyor musun? Gördüğün her bilgiye inanma. İstatistiği şehirlilere göre yapmışlarsa da yüksek çıkması normal. Zengin kısım çünkü orası ve bu arada dediğin her şeyi kabul ettim diyelim, bunu söylemeyi hiç sevmiyorum ama okuyorlar da ne oluyor? Hangisi Türkiyeden iyi? Refah seviyesiyle arasında böyle bir bağ kuruyorsan böyle bağ kurunca da karşı çıkmayacaksın. Japonlar da okuyor, intihar oranları tavan. Aşırı çalışma saatleri yüzünden değil, tabular ve toplumsal baskı yüzünden. O hayran olduğunuz japonlar kitapta okuduklarını hayata geçirmekte sıfırlar. Hayata geçirmiyorsan okumanın ne anlamı var? Çok sağlıksız bir sosyal ilişki düzenleri var. En ırkçı milletlerden biri.
Mazeret bulmuyorum. Bir genç olarak gençliği suçlamak benim işime gelirdi. "Kimse kitap okumuyor, ben okuyorum, bilgiliyim, kültürlüyüm" demek benim işime gelirdi. Ama bunu yapmıyorum, bunun arkasındaki nedenleri sorguluyorum. Bu meselenin yüzeyin üstünde, herkesin görebileceği kısmında değil, kökündeki sorunlarla ilgileniyorum. Bunu yaparken gençliğin suçu yok demiyorum. Çok satanlarda güç gibi saçma sapan kitapları görüyoruz. Demeye çalıştığım, tüm yükü gençlerin üstüne atmak, bu konunun derinine inmeye üşenip yüzeydeki kısımla uğraşacağım demek. |
türkiyede kaç tane forum sitesi var?
-bir elin parmaklarını geçmez. geniş kitlesi olmayanlardan bahsetmiyorum. ciddi kitlesi olanlardan bahsediyorum. bunlardan en büyüğü hangisi? -donanımhaber. survivor konuşmak isteyen bir insan x sitesinde, binlerce survivor konuşmak isteyen insanla yanyana gelebileceğini bilse donanımhaberde değil de x sitesinde olur. ülkedeki sosyal mecra eksikliğinden ötürü ortaya çıkan bir tablo bu. --ikincisi internetin %60'ı ingilizce. yüzde kaçı türkçe? -yüzde 1'i. ingilizce bilen birisinin bilgi edinebileceği, paylaşımda bulunabileceği yüzbinlerce alternatife karşı türkçe bilenlerin alternatifleri çok daha az. 1 donanımhabere karşın 60 tane alternatifi ingilizce site olduğunu düşünün. sizce bu sıkışma 60 tane site varken yaşanır mı? -- garip bir eleştiri stiliniz var. gerçekten garip. daha iyi savlarla geleceğinizi düşünmüştüm. |
Her eğitimin yöntemi vardır.
Dil için de bu Dynamic Immersion yöntemidir. Bu yöntemde; Önce kelimeyi görsel olarak görmelisiniz, Sonra o kelimeyi işitsel olarak duymalısınız, Ardından o kelimeyi doğru telaffuz edebilmelisiniz, Bir sonraki adım o kelime ile cümle kurmalısınız, Sonra o kelimeyi doğru şekilde yazmalısınız, Tercüme yok, bir çocuğun ana dilini öğrendiği gibi öğrenmelisiniz... Bu şekilde ana dilinizi öğrenir gibi öğreniyorusunuz. PM ile gönderiyorum size çözümlü uygulamayı şimdi. |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 7 Mart 2020; 0:52:42 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 8 Mart 2020; 21:18:34 > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 7 Mart 2020; 1:30:6 > |
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theologist -- 9 Mart 2020; 0:12:35 > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |