Şimdi Ara

Skyrim'e ufak bir eleştiri (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
161
Cevap
1
Favori
7.184
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • oyunu biraz eleştiriverin bazı bethesda fanları hop kalkıyor.biz de oynadık, sevdik ki onlarca saat başında durduk. ama eleştiri kabul edin be arkadaş. harita büyüklüğü ile oyunun rpg saflığını artıramazsınız. vay şöyle büyük, vay şöyle farklı yerler var. todd howard yırttı bi taraflarını diversity diversity diye, çeşitlilik amaçlıyoruz diyen adamın yaptığı infinite quest sistemiyle görevler bitmiyor evet ama bir süre sonra farklı npc'ler aynı görevleri vermeye başlıyor. diversity farklı ses sanatçıları tutup aynı diyalogları okutmak mı, ortalık dizine ok yiyenden geçilmiyor yahu. persuade, intimidate vb elementlerin pek bir şeye yaramaması, repair'in kaldırılması, içtiğin iksirlerin yan etkisinin veya toksitisesinin olmamaması, ana hikaye'de çatallanma yaratabilecek bir rol yapamamak, classların aslında bazı özelliklere bonus vermesi dışında birbirinden farkı olmaması vb şeyler gibi işin rol yapma kısmında ciddi eksikleri var. kullanış olarak arayüz zaten fail. müzikler de sen klasik tes müzikleri yeni materyal çok az ve sık sık eski müziklerin fantastik viking ortamlarına yorumlanmış versiyonları duyuluyor. mağaraların, zindanların da birbirinden farklı olduğu yok kimse kimseyi kandırmasın. içerikler aynı, dwemer, zindanlar, mağaralar olarak ayrılıyorlar sadece o kadar.

    hurr durr çok büyük dünyası var gez gez bitmiyor en iyi rpg bu kafasında gezenler var. skyrim iyi bir oyundur ama iyi bir rpg değildir arkadaşım, başka ne dersin bilemem ama bu oyunun rpg yönünden eksiklerini eleştiriyorsam bulamazsın böyle açık dünyalı oyun diye bana gelme. yemişim açık dünyasını da gezilecek mekanlarını da nefes kesen tundra manzaralarını da.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wildlove -- 9 Aralık 2011; 22:12:41 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    oyunu biraz eleştiriverin bazı bethesda fanları hop kalkıyor.biz de oynadık, sevdik ki onlarca saat başında durduk. ama eleştiri kabul edin be arkadaş. harita büyüklüğü ile oyunun rpg saflığını artıramazsınız. vay şöyle büyük, vay şöyle farklı yerler var. todd howard yırttı bi taraflarını diversity diversity diye, çeşitlilik amaçlıyoruz diyen adamın yaptığı infinite quest sistemiyle görevler bitmiyor evet ama bir süre sonra farklı npc'ler aynı görevleri vermeye başlıyor. diversity farklı ses sanatçıları tutup aynı diyalogları okutmak mı, ortalık dizine ok yiyenden geçilmiyor yahu. persuade, intimidate vb elementlerin pek bir şeye yaramaması, repair'in kaldırılması, içtiğin iksirlerin yan etkisinin veya toksitisesinin olmamaması, ana hikaye'de çatallanma yaratabilecek bir rol yapamamak, classların aslında bazı özelliklere bonus vermesi dışında birbirinden farkı olmaması vb şeyler gibi işin rol yapma kısmında ciddi eksikleri var. kullanış olarak arayüz zaten fail. müzikler de sen klasik tes müzikleri yeni materyal çok az ve sık sık eski müziklerin fantastik viking ortamlarına yorumlanmış versiyonları duyuluyor. mağaraların, zindanların da birbirinden farklı olduğu yok kimse kimseyi kandırmasın. içerikler aynı, dwemer, zindanlar, mağaralar olarak ayrılıyorlar sadece o kadar.

    hurr durr çok büyük dünyası var gez gez bitmiyor en iyi rpg bu kafasında gezenler var. skyrim iyi bir oyundur ama iyi bir rpg değildir arkadaşım, başka ne dersin bilemem ama bu oyunun rpg yönünden eksiklerini eleştiriyorsam bulamazsın böyle açık dünyalı oyun diye bana gelme. yemişim açık dünyasını da gezilecek mekanlarını da nefes kesen tundra manzaralarını da.

    Acik dunya olan "daha iyi" diyebilecegin, infinite quest benzeri bir sistemi olup da diyaloglari hep farkli olan/icinde milyonlarca farkli satir barindiran (infinite quest var hepsi degisik olmak zorunda), yuzlerce ses sanatcisi tarafindan seslendirilen, icinde yuzlerce magara olup da her biri birbirine %1 bile benzemeyen bir oyun onerir misin o halde onu oynayalim. Witcher 2 deme sakin yalniz onu hic sevemedim ben, birincisini de cok sevdigimi soyleyemem Varsa bu dediklerinizin cidden Skyrim den daha iyi oldugu oyun, cidden soyleyin de onu oynayalim vaktimizi harcamayalim Skyrim ile.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi trident02 -- 9 Aralık 2011; 22:22:59 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    oyunu biraz eleştiriverin bazı bethesda fanları hop kalkıyor.biz de oynadık, sevdik ki onlarca saat başında durduk. ama eleştiri kabul edin be arkadaş. harita büyüklüğü ile oyunun rpg saflığını artıramazsınız. vay şöyle büyük, vay şöyle farklı yerler var. todd howard yırttı bi taraflarını diversity diversity diye, çeşitlilik amaçlıyoruz diyen adamın yaptığı infinite quest sistemiyle görevler bitmiyor evet ama bir süre sonra farklı npc'ler aynı görevleri vermeye başlıyor. diversity farklı ses sanatçıları tutup aynı diyalogları okutmak mı, ortalık dizine ok yiyenden geçilmiyor yahu. persuade, intimidate vb elementlerin pek bir şeye yaramaması, repair'in kaldırılması, içtiğin iksirlerin yan etkisinin veya toksitisesinin olmamaması, ana hikaye'de çatallanma yaratabilecek bir rol yapamamak, classların aslında bazı özelliklere bonus vermesi dışında birbirinden farkı olmaması vb şeyler gibi işin rol yapma kısmında ciddi eksikleri var. kullanış olarak arayüz zaten fail. müzikler de sen klasik tes müzikleri yeni materyal çok az ve sık sık eski müziklerin fantastik viking ortamlarına yorumlanmış versiyonları duyuluyor. mağaraların, zindanların da birbirinden farklı olduğu yok kimse kimseyi kandırmasın. içerikler aynı, dwemer, zindanlar, mağaralar olarak ayrılıyorlar sadece o kadar.

    hurr durr çok büyük dünyası var gez gez bitmiyor en iyi rpg bu kafasında gezenler var. skyrim iyi bir oyundur ama iyi bir rpg değildir arkadaşım, başka ne dersin bilemem ama bu oyunun rpg yönünden eksiklerini eleştiriyorsam bulamazsın böyle açık dünyalı oyun diye bana gelme. yemişim açık dünyasını da gezilecek mekanlarını da nefes kesen tundra manzaralarını da.


    Aynen öyle. Yani RPG diyorsa, bir karma, reputation sistemi olmalı. Hem de bayağı karışık bir sistem olmalı.
    quote:

    Orijinalden alıntı: keshberfo

    yazılanların bir kısmında "dragon armor giyiyorum thief çıktı karşıma yolumu kesti diyorsunuz" yahu dün gece yarısında bastım lycan özelliğni yardırıyorum köylerde, önüme geleni pençeliyorum bir güzel karnımı doyuruyorum. Birden yolda karşıma Thief çıktı, yahu KURDUM BEN KURT bre şapşal, bildiğin Troll'e tek atıyorum, devlere 2 pençe sallıyorum ölüyo gidiyo, adam yolumu kesti, korkup kaçması hatta altına etmesi gereken zavallıcık allahın kurdundan para istedi, bu da yetmiyomuş gibi saçma sapan şekilde, konuşma penceresi çıktı, ulen kurtadam konuşur mu be ya ? en fazla havlar :) Bir an oyundan soğur gibi oldum. Sonra zavallı thief'in etiyle karnımı doyurup hedefimdeki köye doğru dört nala koşmaya devam etttim dedim oyundur olur. Haliyle insan moduna geri döndüm, beklerdim ki insanlar gece köyleri basan bir kurt hakkında dedikodu yapsın, bu kurdun peşine birileri düşsün ama yok abi böyle bir olay, bu da yetmezmiş gibi bir iki gün sonra kurt olarak katliam yaptığım yere gittiğimde herkesin bana saldırması saçmaydı, nerden biliyorsun kardeşim o kurtadamın ben olduğumu ? Oyun bu tarz konularda malesef sınıfta kalıyor.
    Birde yan quest yapmanın hiç ama hiçbir artısını gömedim, git onu kes bunu çal, şunu koru v.s v.s ee abi ne katıyo bana ? nerde reputation ?
    Neyse oyunu er ya da geç bitiricem, bütün yan görevler, haritanın her santimine gidilecek en az 3-4 ay daha oyun aramam, ama ben NeverWinterNights tarzı oyunları çok özledim...

    İşte bunu bir TES'ten değil de neden bekleyeceğim ben? Harika söyledin kardeşim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: trident02

    quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    oyunu biraz eleştiriverin bazı bethesda fanları hop kalkıyor.biz de oynadık, sevdik ki onlarca saat başında durduk. ama eleştiri kabul edin be arkadaş. harita büyüklüğü ile oyunun rpg saflığını artıramazsınız. vay şöyle büyük, vay şöyle farklı yerler var. todd howard yırttı bi taraflarını diversity diversity diye, çeşitlilik amaçlıyoruz diyen adamın yaptığı infinite quest sistemiyle görevler bitmiyor evet ama bir süre sonra farklı npc'ler aynı görevleri vermeye başlıyor. diversity farklı ses sanatçıları tutup aynı diyalogları okutmak mı, ortalık dizine ok yiyenden geçilmiyor yahu. persuade, intimidate vb elementlerin pek bir şeye yaramaması, repair'in kaldırılması, içtiğin iksirlerin yan etkisinin veya toksitisesinin olmamaması, ana hikaye'de çatallanma yaratabilecek bir rol yapamamak, classların aslında bazı özelliklere bonus vermesi dışında birbirinden farkı olmaması vb şeyler gibi işin rol yapma kısmında ciddi eksikleri var. kullanış olarak arayüz zaten fail. müzikler de sen klasik tes müzikleri yeni materyal çok az ve sık sık eski müziklerin fantastik viking ortamlarına yorumlanmış versiyonları duyuluyor. mağaraların, zindanların da birbirinden farklı olduğu yok kimse kimseyi kandırmasın. içerikler aynı, dwemer, zindanlar, mağaralar olarak ayrılıyorlar sadece o kadar.

    hurr durr çok büyük dünyası var gez gez bitmiyor en iyi rpg bu kafasında gezenler var. skyrim iyi bir oyundur ama iyi bir rpg değildir arkadaşım, başka ne dersin bilemem ama bu oyunun rpg yönünden eksiklerini eleştiriyorsam bulamazsın böyle açık dünyalı oyun diye bana gelme. yemişim açık dünyasını da gezilecek mekanlarını da nefes kesen tundra manzaralarını da.

    Acik dunya olan "daha iyi" diyebilecegin, infinite quest benzeri bir sistemi olup da diyaloglari hep farkli olan/icinde milyonlarca farkli diyalog olan, yuzlerce ses sanatcisi tarafindan seslendirilen, icinde yuzlerce magara olup da her biri birbirine %1 bile benzemeyen bir oyun onerir misin o halde onu oynayalim. Witcher 2 deme sakin yalniz onu hic sevemedim ben, birincisini de cok sevdigimi soyleyemem Varsa bu dediklerinizin cidden Skyrim den daha iyi oldugu oyun, cidden soyleyin de onu oynayalim vaktimizi harcamayalim Skyrim ile.

    witcher 2'yi felan bırak. ben ana konusunda deli gibi eleştirdim witcher 2'yi bilen bilir merak etme.
    ayrıca o özgürlüğünü kısıtlayan tüm açık değil de yarı açık dünyalı witcher 2 daha iyi rol yapma oyunudur bunu tartışmam bile.. hikaye ve diyalog çeşitliliğinde ise skyrim skysen eline su dökemez.

     Skyrim'e ufak bir eleştiri

    açık dünya daha iyi diyebileceğim fallout 2, arcanum, morrowind gibi oyunlar da gayet var, illa grafik istersen morrowind'i modla skyrim'e toz yutturur. dublaj konusuna gelince sen olsan ne yapardın. farklı dublaj sanatçılarına aynı diyalogları okutturunca daha mı az yer kaplıyor yani olay bu mudur, x kişisi farklı, y kişisi farklı lafları söylesin çok mu zor yahu. ayrıca ne gerek var dublaja felan, bas gitsin abi diyaloğu, hem çeşitliliği sağlarsın hem de 3'lü bulmacayı çözemeyen gerzek ergenleri uzak tutarsın.

     Skyrim'e ufak bir eleştiri



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wildlove -- 9 Aralık 2011; 22:32:27 >




  • Morrowind mi Morrowind te kac tane diyalog var yahu text leri saymazsak? Yapma simdi ben de bitirdim Morowind i. Morrowind te kac tane farkli bambaska kapali mekan var Skyrim ile kiyasla bir bakalim bu acilardan. Bir tek zorluk acisindan Skyrim den daha zor onun disinda kapali mekanlari mi daha cesitli quest leri mi daha fazla yoksa daha fazla mi ses sanatcisi kullanilmis?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi trident02 -- 9 Aralık 2011; 22:31:53 >
  • yahu nereden bileyim morrowind'de kaç satır diyalog, kaç tane mağara olduğunu onları mı sayayım. ben rpg öğelerine bakıyorum oyunun, diyalog mağara çeşitliliğine ise dediğim gibi çeşitlilik üzerinde bakıyorum. diyalog ve mağara mı sayayım. bak oblivion'a birbirinin aynısı olmayan mağara-zindan yoktu zamanında o da eleştirildi. ben her kapalı mekan birbirinden tamamen farklı olsun mu diyorum olmazsa bu oyun rpg olmaz mı diyorum. oyunun eleştirdiğim yönleri var ve bunları dile getiriyorum ama sen tutturmuşun açık dünya, manzara, mağara, şuranın doğası farklı buranın farklı.. seninle hangi ortak noktada buluşacağız. rpg anlayışında standartların neler. geçenlerde forumda biri dragon age origins'e açık dünyalı sandbox deyip kabul etmeyenleri rpg'den anlamamakla suçluyordu en azından onun kadar değilsin.




  • Iste olay bu bakis acisi farkli, aslinda ben "illa ki doga manzara, fantastik manzaralara sahip bir dunya da olsun" diyorum, "sadece RPG ogeleri iyi olsun yeter" diyemiyorum cunku bana yetmiyor bir adventure turu fanatigi olarak, ben sadece saf RPG kismini degil, oyunun adventure+RPG karisimi olmasini seviyorum, Elder scrolls serisinde hep bunu sevmistim eskiden beri. Benim icin Tes in diger RPG lerden farkli olmasinin nedeni sadece RPG degil, Adventure + Rpg olmasiydi, gercekten baska bir dunyaya turistik gezi yapiyormussunuz izlenimi de veriyordu o kesfetme duygusuyla bana Rpg den baska eskiden beri.

    quote:

    özgürlüğünü kısıtlayan tüm açık değil de yarı açık dünyalı witcher 2 daha iyi rol yapma oyunudur bunu tartışmam bile.. hikaye ve diyalog çeşitliliğinde ise skyrim skysen eline su dökemez.


    Witcher 2 nin de Skyrim in eline asla su dokemedigi alanlar cok olaya sadece Rpg acisindan bakmazsan... Witcher 2 gayet zor, belli/cok kisitli bir hikayenin icinde oldugunuzu (ve ozgurlugun olmadigini) iyice hissettiren bir oyun. Cesitliligin de cok oldugunu sanmiyorum, objektif acidan bakilirsa Skyrim deki quest cesitliliginin 10 da biri yok ama iste Witcher 2 dar/kucuk bir alanda dudugunu otturdugu icin, bazi secimler oyunun gidisatini etkiliyor zaten 15 saatte ana hikayesi dahil cogu questi de biten oyunun yuzde 10 luk kismi degisiyor belki secimlerden dolayi olay bu, bu da hardcore RPG cilerde Witcher 2 nin "cok super" oldugu illuzyonunu olusturuyor...

    Dedigim gibi, olaya sadece RPG olarak degil de "RPG+adventure" olarak bakilirsa ben Skyrim in eline su dokebilecek oyun bilmiyorum, he varsa soyleyin onu oynayalim hicbir firma babamizin firmasi hicbir oyun da babamizin oyunu degil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi trident02 -- 9 Aralık 2011; 22:59:14 >




  • @trident02 ben witcher 2'nin büyük özgünlük yarattığını söylemedim. başta dövüş sistemi olmak üzere, skill ağacı, dövüş animasyonları, oyunun kısa olması, gerizekalı modernize-konsolize arayüz ve daha bir çok şeyini ana konusunda eleştirmiştim. ama olaya hikaye-diyalog bazlı bir rpg olarak bakarsan witcher 2 uzun olmasa da özgünlüğünü hissettiriyor. her diyalog orjinal ve hikaye kaliteli (tabi kitaplardan dolayı bu, bir de senin bahsettiğin özgürlüğü kısıtlama olayı da aslında kitap uyarlaması olması)
    keza skyrim'in açık dünyanın yanında enchanting, smithing, sınıflar vb özellikler bakımından avantajları da var bunları da inkar etmiyorum.

    ayrıca senin adventure usulü rpg'leri daha çok sevdiğini bilmiyordum o yüzden kusura bakma. en azından insanlar tartışırken birbirinin önceliklerini bilmiyorsa o tartışma sona ermiyor bir türlü. skyrim gibi macera ağırlıklı rpg öğeleriyle de donatılmış daha iyi bir oyun istiyorsan örnek veremem çünkü senin isteklerini karşılayan belki de en iyi oyun ve en uygun-güncel seçimdir şu anda..

    özet: ben skyrim'e uyuz olmuyorum aksine bsc'nin yılın oyunları anketinde hep skyrim, deus ex hr, witcher 2, portal 2 gibi oyunlara oy verdim. bethesda'nın gidişatı tedirgin ediyor biraz çünkü oyunu fazla popüler edip ergenleri başına üşüştürdü, sonraki tes oyunu daha büyük olmasına rağmen daha yalın olursa iyi olmaz buna sen de katılırsın. diğer taraftan bethesda bioware gibi de değil, bioware artık sadece call of duty'nin kitlesini isteyen dandik bir yapımcıdan başka hiçbir şey değil..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wildlove -- 9 Aralık 2011; 23:04:43 >




  • Söylediklerine katılıyorum ama benim için oynanmayacak derecede eksiklikler değil bunlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Urahara Kisuke. -- 9 Aralık 2011; 23:09:39 >
  • bir de açık dünya ve çeşitlilik demişken şu resmi de koymazsam ölürüm. deli yapmış eşşoğlusu kim yapmışsa

     Skyrim'e ufak bir eleştiri
  • aklıma gelmişken oyunla ilgili en hoşuma giden olay, oyuna ilk başladığımız yerde geri dönen oldu mu hiç ? hani Dragon gelmeseydi azkalsın kelleyi kolumuzun altına alacağımız mekan...Bi ara oraya geri gidin ve Banditlerin mekanı işgal ettiğini göreceksiniz. Buna benzer olaylar temizlediğiniz her kasaba ya da gözetleme kulesinde yaşanıyor. Mekanı tertemiz yaptıktan 4-5 gün sonra gittiğinizde banditlerin ortalığı işgal ettiğini görmek açıkçası hoşuma gitti.
    Kurtadam olayını bu gün de tekrar ettim, kurt olduğumda en sevdiğim olay hiçbir hayvanın size saldırmaması, en azından bu ayrıntıya dikkat edilmiş olması hoşuma gitti.

    Oyunu eleştiriyoruz çünkü beklentilerimiz çok yüksek , iyi RPG leri özlüyoruz, iyisini geçtim ben basit FRP leri bile özlüyorum. bir adamı terslediğimde senaryonun baştan sonra değişmesini, yaptığım bazı tercihlerin gidişatı etkilemesini v.s isterdim. Questlerin sınırsız olması güzel bir durum hatta ilk defa denenmiş ve single player bir oyun için gayet iyi düşünülmüş ama hep aynı görevlerin gelmesi bir süre sonra baymaya başlar oyuncuyu. MMO oyunlarında Quest yaparsın amacın vardık lvl kasarsın falan, canın sıkılır gider farm atarsın item lootlarsın, peki ama Single Player bir oyunda Questler bana exp. kazandırmadıktan Rep kasmadıktan , popülerlik vermedikten sonra ben ne diye gereksiz görevlerle uğraşmak isterim ki ?

    Şahsen oyunu sevdim, farklı beklentilerim de vardı, Lycan+vampire miks bir char yapmak isterdim :)

    Skyrimdeki rolüm , Geceleri ağzından kan damlayan bir kurt, gündüzleri Skyrim'in kurtarıcısı Dragonborn :) (itiraf ediyorum gece olmasını dört gözle bekliyorum)




  • Dün akşam whiterun da delinin biri önümü kesti.Benimle duel yapar mısın gibisinden birşeyler dedi.Yok birader işim gücüm var şeklinde bi konuşma seçeneğide olmasına karşın hadi vuruşalım seçeneiğini seçtim.E tabi adamı tek vuruşta devirdim.Guardlar filan öyle salak salak bakıyorlar.La adam doğradım gözünüzün önünde bi tepki verin.Sonra bi aralar vampirliğe sardım.Yav oyun yapay zekası utanmasa,ben wr deyken,riften den guard gönderecek.Sen ne ara beni görüyon,vampir olduğumu anlıyorsun,saldırıyorsun,birader ne ayaksınız siz.Ya olayın bir diğer komedi boyutu,köylü elindeki sapanı ile üstüme üstüme yürüyor.
    Yav bu vampirdir,üflese ölürüz diyende yok kardeşim.Yolda kovaladığım tavşanlar bile bi cins bakıyorlar,samimiyim.Yok diyorum acaba bunlarda saldırır mı.
    Öte yandan zindan muhabbeti hemen hemen aynı.Kapıyı aç,yürü öldür.Ya biraz platform olsaymış güzel olurmuş.İşte o 3'lü bulmacalar-ki belirli bir seviyeden sonra kabak tadı veriyor- birde bubiler olaya renk katıyor.Zindanın sonundaki boss umramda bile değil.Ama bubiye takılmayayım diye yere öyle bir bakıyorumki zannedersin cüzdanım düşmüş.Abi o kapılar vurdumu canımın yarısına yakını gidiyor.Gerçi orda da bi absürblük var.Gocaman(g harfi ile vurgu yapılmıştır)ejdarha, afedersiniz kıçından soluyarak alev püskürtüyor, okadar canım azalmıyor.Yani oyundaki herşey doğru bile olsa burada kesin bir sorun var.
    Kombat mantığıda çok acayip.Gizlen,vur,3x dmg.Oyunun sonuna kadar bu varyasyonu yapabiliyorsun.E azcıkta hareket olsun yav.Sırf atraktif dövüş olsun diye,elime range mesafesi düşük olmasına karşın dagger alıyorum.E vuruş animasyonları çok iyi,birde garantisi yok.Ranger gittim bi ara.Yok abi böyle güç,yukardaki kombinasyonla neler neler oluyor.Daha elime kalkan aldığımı hatırlamıyorum,gerek yokki.Canımı full dolduruyorum ne gerek var.Kalkan oldukca işlevsiz bana göre.Two hand kasayım dedim,midem bulandı.Yanlış hatırlamıyorsam 3 çeşit vuruş şekli var.
    İmperiallerin orda lady bilemem kimi öldürdüm,şehirin içindekiler utanmasa çiçek verecekler bana.Tamam guardla saldırıyor ama,şehir halkıda azcık destek versin.Yok birde utanmadan oraya gidip görev teslim ediyorum.Vampirken köylü sapanla vampire saldırır,ama diğer tarafta kimsenin umrunu ırgalayan bir durum söz konusu olmaz(umrunu ırgalayan deyiminin bütün telif hakları şahsıma aittir).

    Bütün bunlara rağmen oyun kendini oynattırıyor.Güzel oyun.Müzikleri çok güzel gaz veriyor.Birde ilk TES denemem oldğum için ruhumu adadım oyuna diyebilirim.

    Bu arada,o kurt adam olayına fena güldüm.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    bir de açık dünya ve çeşitlilik demişken şu resmi de koymazsam ölürüm. deli yapmış eşşoğlusu kim yapmışsa

     Skyrim'e ufak bir eleştiri

    oha minecraft




  • Mesela NFS oynarken polis takıldı mı telsizden "Suspect is driving a Black Nissan Silvia" ya da "He is running a Blue Opel Speedster" gibi telsiz konuşmaları duyarsınız. Ki Opel Speedster 2002'deki NFS Hot Pursuit 2'de vardı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi goodorevil -- 10 Aralık 2011; 1:55:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    yahu nereden bileyim morrowind'de kaç satır diyalog, kaç tane mağara olduğunu onları mı sayayım. ben rpg öğelerine bakıyorum oyunun, diyalog mağara çeşitliliğine ise dediğim gibi çeşitlilik üzerinde bakıyorum. diyalog ve mağara mı sayayım. bak oblivion'a birbirinin aynısı olmayan mağara-zindan yoktu zamanında o da eleştirildi. ben her kapalı mekan birbirinden tamamen farklı olsun mu diyorum olmazsa bu oyun rpg olmaz mı diyorum. oyunun eleştirdiğim yönleri var ve bunları dile getiriyorum ama sen tutturmuşun açık dünya, manzara, mağara, şuranın doğası farklı buranın farklı.. seninle hangi ortak noktada buluşacağız. rpg anlayışında standartların neler. geçenlerde forumda biri dragon age origins'e açık dünyalı sandbox deyip kabul etmeyenleri rpg'den anlamamakla suçluyordu en azından onun kadar değilsin.

    O son cümlede yazdığın kişi ben oluyorum,yazılarına bakılırsa hakikaten RPG'den anlamıyorsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    Burada "grafikler şöyle fizikler böyle" den ziyade, oyunun bir Elder Scrolls olarak ne içermesi gerektiğini, bir Elder Scrolls olarak ne eksiği olduğunu yazacağım. Eminim hak vereceksiniz.

    Öncelikle oyunumuz bir "Elder Scrolls" dediğim gibi. En iyi "RPG" oyunu diye lanse ediliyor.

    Bildiğiniz gibi, konsollar yüzünden Dungeon Siege'i (Bir God Of War kopyası olarak) ve Dragon Age'i (Assassins Creed e kaymış biraz) kaybetmiş bir oyuncu kitlesi var. Eski item sistemi, senaryosu, çeşitliliği olan oyunların sırf ismi kalmış, kendileri tipik birer kopya olmaktan öteye gidememişlerdir. Skyrim'in de konsollara çıkacağını duyduğumuzda eminim sizi de bir korku almıştır. Ya "The Elder Scrolls'u da kaybedersek" diye. Neyse ki Skyrim korktuğumuz kadar uzaklaşmadı özünden. Elbet ki eksiği çoktu -ki zaten burada bunları inceleyeceğim- ama karakter gelişimi, itemler, büyüler vesayre neyse ki vardı.

    Neyse fazla uzatmadan konuma girmek istiyorum.

    Öncelikle bir Elder Scrolls serisi, rol yapma konusunda en verimli oyunlardan birisidir çünkü açık uçlu bir dünyası vardır. Haritanın her bir noktası erişilebilir ve anlamlıdır. Yani bomboş değildir. Mesela bir Dragon Age: Origins'te, haritada şehirden şehire "fast travel" yoluyla gidersiniz. Mekanlarda geçer oyun. Ancak Elder Scrolls'ta haritanın her yeri oyuna dahildir. Neyse fazla dağıtmadan devam edelim. Mesela, oyundaki NPC'lerin karaktere göre tavır takınmaları gerekir. Şöyle örnekleyeyim:

    Oyuncunun Warrior olduğunu düşünelim. Zırh olarak ortalama bir Steel Plate armor set var. Bu durumdaki bir savaşçının hiç bir zaman için bir Thief tarafından yolunun kesilmemesi lazım. Çünkü hem Thief'in göğüs göğüse dövüşte Warrior karşısında şansı yok, hem Warrior'lar agresiftir, parasını vermek yerine saldırmayı yeğler, hem de gece tavernadan çıkmış sarhoş bir soylu çok daha kolay ve yağlı bir hedeftir.
    Oyunda bir Dragonborn'u canlandırıyoruz. Madem öyle, saldırgan bir karakter olup, soylu yaşamı ya da köylü yaşamı rolü gerçekleştiremediğimiz yadırganmaz.

    Ancak oyundaki NPC'lerin ana karaktere göre tavır takınmaları gerekirdi.
    Mesela bir Warrior'un intimidate konusunda diğer class'lardan daha etkili olması gerekirdi. Çünkü intimidation tehdit, gözdağı anlamına gelmekle beraber konuşma becerisinden ziyade karşıdakini korkutmaya dayalıdır. Bir Bandit'in tam zırhlı bir savaşçının karşısında hele bir de yalnızken tehditine karşılık silah çekebilmesi mantıken mümkün değildir. Ancak oyunda Speech Craft yeteneği yüksek olan çıplak bir thief warrior'un veremediği gözdağını çok rahat verebiliyor. Bunun gibi bir detay atlanmamalıydı. Ekipmanı iyi, cüssesi sağlam olan birebirde baskın olmalı. Ancak bir Thief ya da Mage zekâsı ile Persuade'de başarı sağlama konusunda Warrior'dan iyi olabilir. Neyse demek istediğimi anladınız sanırım.
    Bir diğer konu, aynı şekilde, ekipman ve cüssenin genel etkisi. Yani bir Guard'ın bizimle alay edebilmesi, yollarda gördüğümüz adventurer'ların bize "süt ağızlı" diyebilmesi yine ekipman ve cüsseye dayanmalı. Adventurer kendi ekipmanı ve silahına güvenip bize dayılık yapabilir. Ancak ben bir Thief isem, Warrior'a saldırmaktan çekinir, sıvışmanın yolunu ararım. Ama ben çok sağlam bir Warriorsam (Dragon Armor olduğunu düşünün) o elemanın benimle o biçimde alay edememesi gerekir. Buna dikkat etmeleri gerekirdi.

    Sonra mesela Jarl'ın önünde silahta çeksek hiç bir guard tepki vermiyor. Taa ki saldırana kadar. İyi de arkadaşım ben Warriorsam, elimde de Two Handed Axe olduğunu düşünelim, Jarl'a ilk vuruşta kafasını karpuz gibi yararım veya Assassin'sem zaten tek vuruşta zırhsız birisini öldürmek benim için çocuk oyuncağı, Mage isem, söze gerek yok. Hani saldırdıktan sonra canıma okurlar ama Jarl'ı da koruyamamış olurlar. Bu konuda tam anlamıyla sınıfta kalmış.

    Üstümüzdeki kıyafetin bir kifayeti yok demiştim ya, evet. Çünkü Stormcloak armor varken (Ve miğfer de kapalıyken) Imperial generalinden görev alabiliyoruz. Kimiz neyiz hiç şüphe etmeden bizi tanıyor. İyi de Imperial şehrine Stormcloak askeri girmeye kalksa oracıkta deşerler. Hatta Imperial şehrinde biraz dolaşıp, akabinde Stormcloak armor ile tarafsız bir şehirde dolaştıktan sonra, Imperial casusu, köylü, başka bir asker v.b tarafından görülüp Imperial şehirlerine bu ulaştırılır, bizim Imperial şehirlerine girmemiz mümkün olmamalı. (Tutuklarlar veya öldürürler)

    Kısaca oyunda karakterimiz pek bir yer tutmuyor. Çok yüzeysel kalmış. İşte "Çift elli bir kılıç taşıyorsun ama kullanabiliyor musun? ASıl mesele bu" ya da "Çelik plaka zırh. Bugün bir zırh için en iyi seçim" gibi basit bir kaç cümleden öteye gidemiyor.

    Devam edeceğim. Dragonlar. Aşırı saçma olmuş. Normalde bir Dragon'u bırakın bir kaç kişinin öldürmesini, Dragon'un tepesinde uçtuğunu gören kişi, belki bir Nord ise soğukkanlılık ile ilk bulduğu mağara, in v.b sığınmak için koşabilir. Ancak başka bir ırktan birisiyse, genelde Dragon karşısında ne yapacağını bilmez halde donup kalır. Ama gelin görün ki iki savaşçı tek başına Steel Armor ve Steel Sword'larla bir Dragonu öldürebiliyor. Dragon havadan ateş püskürtse o çelik zaten kızıp içindekini de kavuracakken, dragon aşağı iniyor. Kılıç darbeleri ile ölüyor.
    Hadi diyelim Skyrim'in Dragonları çok zayıf, Helgen'e saldıran dragon bütün kaleyi onca büyücü ve okçunun savunmasına rağmen harap ediyordu. Ancak daha duvarları dahi olmayan Riverwood'da bir dragon saldırınca hiç bir hasar oluşmuyor. Hatta bırakın hasarı, Dragon'u gören çocukta en ufak bir korku belirtisi yok. O çocuk korkudan bayılır gider yahu. Tamam Dragon'un saldırdığı şehir yıkılsın diye birşey yok ama Dragonları da bu kadar kolay yapmamaları lazımdı.

    Neyse daha fazla uzatmayacağım yazıyı. Bulmacaların yüzeyselliğine de girersem çıkamam. Atmosferi, grafiği, müziği güzel ama bu kadar yüzeysellik bir Elder Scrolls'a yakışmamış.

    Bu eleştiriye göre bu oyun tam bir saçmalık




  • Aslında bu sene çıkan açık ara en iyi oyunlardan, bir RPG oyunu için çok iyi satış rakamlarına ulaştı. Steamde de çok uzun süre zirve yaptı.
    Sırf oyuna girip arada bir gezmek için bile alınır.
  • Ben çok oyun oynayan biri değilim.Yani yaş elli,bu güne kadar işten çok vaktim olmadı.Ama oyun oynamayı çok seviyorum.Daha önce Diablo 2 expansion oynadım.Eski bir RPG olmasına rağmen şu anda bile bu Skyrimden daha iyi olduğunu düşünüyorum.Skyrimde level atlama ve skill dağıtma (perkler) çok basit ve çok işe yaramıyor.Bu kış tatil yapıyorum,vaktim oldu,Skyrimi oynamaktayım.(Günde 6-8 saat).Şu an level 54 oldum ve master modda oynuyorum.One hand + mage karakterim sanki god modunda oynuyorum.En baba bosslar bile bir kılıç darbesiyle ruhlarını soul gemlerime teslim ediyorlar ki,daha verilmemiş perkler var.Yani şimdi istesem Skyrimi Riften'den Marakath'a kadar (Npc'si,askeri,bekçisi,büyücüsü isterse hepsi bir gelse dahi) keserim.Enchanting + smithing + alchemy skillerini fulle,armor ve silahlarını geliştir,bir de race'ine uygun(hatta uygun olmayan bile olsa olur)bir savaş şekli seç(warrior-mage-thief).Olay tamamdır.
    Oysa Diablo öylemi,bir Andarieli kesinceye kadar akla karayı seçerdik.Bir defa karakterinize dağıtacağınız skiller gelecekte sizi müthiş etkiliyor.
    Life-mana-strenght-dex-stamina dengesini charrınızın sınıfına göre dengeli vermezseniz Uber Tristrama hiç gitmeseniz daha iyi.Bırakın Diabloyu Baalı kesmeyi,en dandik boss'u bile kesemezsiniz.Hele hele 3-5 arkadaş online olup Torch peşinde koşmanın heyecanı bambaşka.Yani oyunun her aşamasında heyecan dorukta ve sizi sürekli zorlayan bir yapı içerisinde.
    Skyrimde bu heyecan siz kendinizi iyice yapılandırana kadar var.Ama kendinizi çok erken levellerde neredeyse God Moduna getirebildiğiniz için Oyunda adrenalin düşmesi yaşanıyor.Artık npc'lerin dandik yan questleri zevk vermemeye,dragon kesmenin anlamının kalmamasına sebep oluyor.
    Bir de bir sürü shout öğreniyoruz ama içlerinde whirling whirst ve drogonrend'en başka öyle ahım şahım bir shout yok öyle hakikaten kullanma ihtiyacı duyulan.Hikaye güzel,ortam manzara güzel,ata binmesi çok güzel ama bir süre sonra ana questi bitirip,Diablo 3 gelene kadar,Diablo 2'yle Uber Tristram kesmek geliyor içimden.




  • Bir kaç eleştiride ben yapıcam. Spoiler kullanmadan yazıyorum.

    Hikayede Dragonborn olmamız konu ediliyor. Oyunun trailerını izledik hepimiz çıkmasını bekledik. Ejderhayla oyundaki karakterin savaşması felan ne kadar havalıydı. Öyle kalmasını tercih ederdim. Şehirde gezerken ejderhaların saldırdığına şahit olmuşsunuzdur. Ben genelde guardların büyülendirilmemiş, geliştirilmemiş, özel uniq itemleri olmadan standart silahlarla, köylülerinde aynı şekilde dragonu kesmesini bekliyorum ki kesiyorlar zaten. Downstarda yine dragon saldırdı , yoldaki karavanın khajitleri guardlar ordaki köylüler bi güzel öldürdüler dragonu bende arada 1-2 tane vurdum. Hiç öyle Dragonborn felan olmaya gerek yokmuş yani. Valla ejderhanın yanına gittim üstündeki itemleri alayım diye yanda 1 tane köylü ölmüştü yaw oyun bug a girer dedim oyunu geri alıp bu sefer bende saldırıp öldürdük hep beraber elbirliği ile.

    Şimdi 1.ci olay şu herkes toplanıyor başına ejderhanın ben bişe yapmadım halbusa sırf ruhunu emdiğim için way efendim sen dragonbornsun, gözlerimle görmeseydim inanmazdım oluyor insanlar. Konuşuyorum hani bak efsanevi biriyim felan diye birşey yapmasam bile hani havası var güzel diyorum. Aradan 10 sn geçiyor dağılırlarken tekrar konuşuyorum gardiyan bana " Let me guess- Someone stole your sweetroll..." diyerek benimle kepçük kepçük konuşuyor .. Sanki o az önce övülen dragonborn ben değilim. Bari biraz sürseydi havamız , tanınsaydık. Ha oyun ilerledikçe devamlı ejderha çıktığı için hani normale dönmüşte olabilir bu ejderha öldürme olayı, gardiyanlar köylülerde öldüre öldüre alışmışlardır onu bilemicem.

    2.ci olay ise Ya ben ejderhayı shoutla felan öldürebilmem lazım. Yani sadece benim dragonbornluğum Alduine karşımı. Normal vatandaş öldürüyor nerde kaldı benim o meşhur bağırma olaylarım , greybeardsların yıllarca ses eğitimine adamalarına rağmen benim doğuştan gelen yeteneklerim? Ejderhanın üzerinden çıkan itemleri toplayacakkende hep bi kırgınlık var bende yani . Koskoca dragon abi üzerinden dragon iskeleti derisi 200 gold attığım arrowlardan 4-5 tane çıkıyor. Özel silah ne bilim uniqtir bosstur öyle bişi yok zaten. Normal görevde daha çok para kazanıyorum ejderhadan 400 gold çıkıyor. Daha az sayıda çıkıp,daha zor ölmeleri ve daha iyi itemler çıkması , ejderhalara saygının daha yüksek olmasını isterdim. Şehirdeki herkesin öldürebilmesini değil :/

    - Greybeardlar benle konuşmazken sormuştum neden diğerleri benimle konuşmuyor diye " Seninle konuşmayı bırak sana fısıldaması bile seni öldürebilir " demişti hayran kalmıştım vaybe demiştimki. Bana sen artık olğunlaştın deyip beni çembere alıp hepsi bana bağırırken yanımda LYDIA vardı. Onu yanımda unutmuştum. Yer sallanır gök gürlerken sadece hani ben o yeteneğe sahiptim dayanabilirdim ya bana birşey olmadı tamam ama lydia yada birşey olmadı. O ölür diye korktum gerçekten ama ölmedi :D Onun orada ölüp benim hay salak kafam kızı göndermedik deyip geri alıp gönderip öyle ayine katılmam lazımdı. Ama olsun Hiç olmazsa oyunu geri almak zorunda kalmadım lydia ölmeyince ...

    - Oyunun en sevdiğim anlarından biri Throat of the World'de Paarthurnaxla konuşma anıydı. Kocaman ejderhayla konuşuyordum, valla sesi felan muhteşem heybetli . Ağzının dibine kadar girmişim bit kadar kalıyroum yanında ağzını açsa yutsa yutacak çok güzeldi. Konuşma sürdükçe biraz alıştım hatta bitince bi ok atayım dedim. Sonra savaştık baya normal yani o kadar da heybetli değilmiş ... Enerjisi bitiyordu ama full olarak tekrar kalkıyordu Alduini hala öldürmedim,onu öldürdükten sonra oda öldürülüyormuş sitelere baktımda . :/ 49 lvlim hani şimdi olsa tmm dicem de ozamanlar 14 lvl felandım ona rağmen ona kafa tutuyor olmak garip yani. Benim onu tek öldürememem lazım yada çok zorlanmam bir dünya potla felan gitmem lazım yada perklerimi lvlimi almam lazım . Ya haritada gezerken giantlar görmüştüm yer titriyordu yürürken ara yüzde okumuştum barışçıl yaratıklardır saldırmazlar diye yavaş yavaş yanlarına felan gidip save alıp hadi bakalım deyip bir ok atmıştım yanıma gelip bi tane vurup beni uzaya çıkartdıktan sonra 50 lvlim daha 2 gün önce kesmeye gittim. Onuda sneaktaydan arkadan daggerla 30x damage vurarak bir kerede aldım oda tuhaf geldi sevimdim :) Hala birebir dövüşmedim belki şimdi denerim aklıma geldi bakalım dayanabilirmiyim. Gözüm öyle korktu giantlardan o zamandan beri ama Paarthurnax a normal daldım yani. :/ Oyunun nadir anlarından birisi bunlar. Bunlara en azından azami önem göstermek gerekliydi bence :/ Hani bari burda olmasın diyeceğim türdendi.

    - Kurt adam olayına değinmiş bazı arkadaşlar. Mesela ben saçma buluyorum biraz o olayıda. Abi kükrüyorsun adam kaçıyor dalıyorum kükrüyorsun kaçıyor. Sonu yok. Compaionsta görev yaparken Ordaki kızla Silverhandslerin mağaralarına girmiştik bilen bilir. Kurt adam avlıyordu bu insanlar. Mağarada kafesler içerisine ölmüş, yada kafeslenmiş kurt adamlar vardı. Valla tünelin sonundaki adam çok güçlüydü.Bana vurdumu 3-1 enerjim gidiyordu. Ama kurt adam olup kükreye kükreye hepsini öldürdüm. Bari bunlar -hani kurt adam avlayan,kafesleyen insanlar- korkup kaçmasaydı,dalsalardı.

    Önceki Oblivion Elder Scrolls'da ben hani guild seviyeleri sayfası vardı onu çok beğenmiştim skyrimde yok. Göremediğime üzüldüm. Mage guildde Archmage yada thief guilde guild master yada DarkBrotherHoodda Listener felan yazmalıydı seviyelerin olmalıydı bence. Önceki oyun üzerinden değerlendirmelerimi yapıcam tekrar. Oyunda zıpladıkça yüzdükce acrobatic artardı skyrimdede böyle olsun isterdim. Son seviye olunca acrobatic suyun üstünde yürüyorduk ne güzeldi,Anime karakterlerindeki ninjalar gibi hissediyordum kendimi suda yürürken.:) Skyrimde bunu kaldırmışlar.

    - Önceki oyunda thief guild'de Guild master olunca bir maske vardı takınca şehirdeki gardiyanlar direk sorgusuz sualsiz sana dalıyordu.Zaten Wanted olarak aranıyordu o maskeli kişi. Mesela böyle bariz şeyler yok skyrimde. Sıradan thiefmisin guildmastermısın ecükmüsün becükmüsün belli değil. Archmage elbisesini giydiğim zaman millet saygı duymalı tanınmalıyım şehirde yani. DarkBrotherhoodda eskiden "Aman allahım Listener karşımda duruyor ne büyük şeref felan derdiler" şimdi hiç.. O çıkarttığımız Lucien Lachance summon'u da olmasa havamız kalmıcak. " Zamanında ben speaker dım. Ama sen Listenersın bundan daha yüksek bir mevki yok diyor" gururlanıyorsun. Ama kardeşliğe katılmış yeni kişiler skyrimde emrine hazırım felan diyor. Cicero zaten ayrı bir dert. :D Humble Cicero Listenerla Göreveee çıkıyorrrrr!!! Sanki parka oyuna gidiyoruz :D Ya eğlenceli elemanda heryerde konuşuyor onun yüzünden ötekilerin konuştuklarını duyamıyorum görevlerde. Diğer arkadaşların hani şehirdeki insanlarla konuşma olsun , warriorun yolunu thief nasıl keser gibi eleştirilerine katılıyorum. Aslında daha yazacağım şeyler var ama çok uzun olur zaten Uzun oldu kusura bakmayın. İyi niyetli yazdım yazdıklarımı Özel anlara biraz daha özen gösterilmesiydi biraz daha beklentim. O da Tes olduğu içindi. Yoksa daha iyisini sen yap ozaman derler adama, ben yapamam şimdiden söyliyim. Ama daha iyi olabilirdi en azından onu söyleyebilirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Existing -- 10 Aralık 2011; 15:28:19 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SengulerUnited

    quote:

    Orijinalden alıntı: wildlove

    yahu nereden bileyim morrowind'de kaç satır diyalog, kaç tane mağara olduğunu onları mı sayayım. ben rpg öğelerine bakıyorum oyunun, diyalog mağara çeşitliliğine ise dediğim gibi çeşitlilik üzerinde bakıyorum. diyalog ve mağara mı sayayım. bak oblivion'a birbirinin aynısı olmayan mağara-zindan yoktu zamanında o da eleştirildi. ben her kapalı mekan birbirinden tamamen farklı olsun mu diyorum olmazsa bu oyun rpg olmaz mı diyorum. oyunun eleştirdiğim yönleri var ve bunları dile getiriyorum ama sen tutturmuşun açık dünya, manzara, mağara, şuranın doğası farklı buranın farklı.. seninle hangi ortak noktada buluşacağız. rpg anlayışında standartların neler. geçenlerde forumda biri dragon age origins'e açık dünyalı sandbox deyip kabul etmeyenleri rpg'den anlamamakla suçluyordu en azından onun kadar değilsin.

    O son cümlede yazdığın kişi ben oluyorum,yazılarına bakılırsa hakikaten RPG'den anlamıyorsun.

    yahu dragaon age origins iyi bir rpg oyunudur kabul ediyorum ama açık dünya değildir dedim diye bana rpg'den anlamıyorsun diyorsun. crysis bile 50 gömlek daha açık dünyalıdır dragon age'den.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.