Şimdi Ara

SİYANÜRLÜ ALTIN

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
0
Favori
3.101
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • DEĞERMİ?



  • Siyanör ni demek ?
  • Değer mi ? derken neyi kastettin?
    Çevreye verilen tahribata mı değer?

    Bence değer.
  • ha bu arada siyanürün formülü CN dir
    Altın çıkarırken çok işe yarar.
    Biliyorsunuz doğada altın çeşitli maddelerle karoışık halde bulunabilir. Siyanür denen madde yani sodyum siyanür ( NaCN) altını bu maddelerden ayırmaya yarar. Altınla reaksiyona girer . Böylece altının tuzu oluşur bu da elektrolizle ayrılır ve saf altın elde edilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zuhanda -- 26 Eylül 2005, 13:47:13 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ototeknik

    DEĞERMİ?


    Bergama'daki bilinçsiz halkın, çevreci örgütlerin de maşa olarak kullanıldığı bir operasyonla kandırıldığı ve dünyadaki altın piyasasındaki söz sahipliğini korumak amacıyla bazı çevrelerin bu oyunu oynadığını düşünüyorum. Benim aklıma şu soru geliyor; acaba Almanya'da böyle bir rezerv olduğu belirlenseydi, ellerindeki teknolojik imkanlar ve bilimsel çalışmalar hangi doğrultuda ilerlerdi? Yani Bergama'ya gelen çevreci dostların ileri sürdüğü bilimsel veriler acaba biraz daha mı aslına uygun bilimsel olurdu? Acaba siyanürün Almanya'nın çevresine verdiği zarar daha mı az olurdu? Merak ediyorum...!
  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm
    Bergama'daki bilinçsiz halkın, çevreci örgütlerin de maşa olarak kullanıldığı bir operasyonla kandırıldığı ve dünyadaki altın piyasasındaki söz sahipliğini korumak amacıyla bazı çevrelerin bu oyunu oynadığını düşünüyorum. Benim aklıma şu soru geliyor; acaba Almanya'da böyle bir rezerv olduğu belirlenseydi, ellerindeki teknolojik imkanlar ve bilimsel çalışmalar hangi doğrultuda ilerlerdi? Yani Bergama'ya gelen çevreci dostların ileri sürdüğü bilimsel veriler acaba biraz daha mı aslına uygun bilimsel olurdu? Acaba siyanürün Almanya'nın çevresine verdiği zarar daha mı az olurdu? Merak ediyorum...!

    +1
    Size katılıyorum




  • *avrupa birliğinde siyanür kullanarak hiç bir iş yapamazsınız.Kaldıki siyanürü bize satmaya çalışan almanyadır.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: redstorm


    quote:

    Orjinalden alıntı: ototeknik

    DEĞERMİ?


    Bergama'daki bilinçsiz halkın, çevreci örgütlerin de maşa olarak kullanıldığı bir operasyonla kandırıldığı ve dünyadaki altın piyasasındaki söz sahipliğini korumak amacıyla bazı çevrelerin bu oyunu oynadığını düşünüyorum. Benim aklıma şu soru geliyor; acaba Almanya'da böyle bir rezerv olduğu belirlenseydi, ellerindeki teknolojik imkanlar ve bilimsel çalışmalar hangi doğrultuda ilerlerdi? Yani Bergama'ya gelen çevreci dostların ileri sürdüğü bilimsel veriler acaba biraz daha mı aslına uygun bilimsel olurdu? Acaba siyanürün Almanya'nın çevresine verdiği zarar daha mı az olurdu? Merak ediyorum...!

    +1 yıllardır zaten bu olaylar povake edilerek geri kalmamız sağlanmadımı
    bizim avrupadan amerikadan neyimiz eksik, bizim yeraltı zenginliklerimiz yokmuydu... bizlerde atom santralleri kursaydık daha iyi olmazmıydı bakın ingiltereye adamlar elektrikle ısınıyorlar.biz ise milyon dolarlar harcayarak dışardan kömür ve doğalgaz alıyoruz...(kışın en cavcavlı zamanında adamlar doğalgazı kesiverseler ne yapacaksınız bunca hastane iş yeri ve evler ne yapacaklar )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi engin_er_26 -- 26 Eylül 2005, 16:05:55 >




  • SİYANÜRDEN BAHSEDİYORUZ.
    Siyanür, hidrojen siyanür (HCN), sodyum siyanür (NaCN) ve potasyum siyanür (KCN) gibi bileşikler halinde ya da serbest olarak bulunur. HCN, renksiz bir gazdır, keskin ve bayıltıcı, bademe benzer bir kokusu vardır. Beyaz katı maddeler olan sodyum ve potasyum siyanür ise nemli havada aynı keskin kokuyu yayar. Havada daha çok gaz formunda hidrojen siyanür olarak bulunan siyanür küçük miktarda ince toz partikülleri olarak da bulunabilir. HCN havada 1-3 yılda yarılanır. Su yüzeyinde bulunan siyanür de HCN formuna dönüşür ve buharlaşır. Siyanür yüksek konsantrasyonlarda toprak mikroorganizmaları içim toksiktir ve toprak yoluyla yeraltı sularına geçebilir. Siyanür havadan, içme sularından, toprağa değen cilt yoluyla ve siyanür bulaşmış yiyeceklerin yenmesi yoluyla vücuda alınabilir. Solunum yoluyla alınan siyanür kaynakları arasında sigara içimi, yangın dumanının solunması ve siyanür içeren atıkların depolandığı atık depolanma alanların yakınındaki havanın solunması sayılabilir. Siyanür kullanılan işyerlerinde çalışan işçiler de siyanüre maruz kalma yönünden risk altındadırlar.

    Solunum yoluyla alınan yüksek miktarda siyanür insan için son derece zararlıdır, kısa sürede beyin ve kalbi etkileyerek koma ve ölüme neden olur.

    Düşük düzeyde siyanüre uzun süre maruz kalma sonunda solunum güçlükleri, kalp ağrısı, kusma, kan değişiklikleri, baş ağrısı ve tiroid bezinde büyüme ortaya çıkabilir. Besinlerle alınan yüksek miktarlardaki siyanür de yine solunum darlığı ve derin nefes alıp verme, konvülsiyon, bilinç kaybı ve ölümle sonuçlanır. Kanda siyanür düzeyi yüksek olan kişilerde ayrıca el ve ayak parmaklarında zayıflama, yürüme güçlüğü, görmede bozukluk, sağırlık, tiroid bezi fonksiyonlarında azalma görülebilir. Cilde siyanür teması irritasyon ve yaralar açılmasına neden olur. İnsanda gösterilememekle birlikte hayvan deneylerinde siyanürün doğumsal bozukluklara neden olabildiği ve üreme sisteminin etkilendiği gösterilmiştir.

    Siyanürün insan ya da hayvanlar için kanserojen olduğuna dair bir bulgu yoktur.

    Siyanür kan ve idrarda bazı tahlil yöntemleriyle saptanabilir. Ancak kısa sürede vücuttan uzaklaştırılabilmesi nedeniyle bu tahlillerin maruziyetten kısa bir süre sonra yapılması gerekir.

    EPA'ya göre içme suyunda litrede 0,2 mg'ın (0,2 mg/l) üzerinde siyanür bulunamaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ototeknik -- 26 Eylül 2005, 17:33:15 >




  • Altın siyanürsüz de elde edilebilir. Defalarca damıtma benzeri işleme sokarak topraktan sıvı altın elde edilebiliyor. Bu yöntem çok daha zararsız . Ama bu tesislere harcanan gider altının satışından kazanılar gelirden yüksek olduğu için verimi düşük madenlerde siyanür ile birleştirilir (AuCN) ya da madenler kapatılırlar.. Daha yoğun madenlerde ise siyanürsüz altın çıkarılıyor. Yoğunluk burada "altın / toprak oranı" dır.

    Türkiyede tüketilen altın miktarına göre altın çıkarmanın çok da gerekli olmadığı söyleniyor. Altın madenlerinin insanların yaşadığı ve doğal güzellikleri olan bölgelerde olması siyanürle altın çıkarılmasını engelliyor. Siyanür havaya , içme suyuna veya deniz suyuna karıştığı zaman çok tehlikeli bir madde...

    Yanlız yapılan bir açıklamaya göre : "Dünya standartlarına göre ton başına bulunan altın oranı yüzde 8 civarında... Antalya'da bizim ve MTA Genel Müdürlüğü'nün yaptığı tespitler sonunda, Boğaçayı bölgesindeki altının tonda yüzde 20 civarında olduğu ortaya çıktı. Tespitler, Antalya'da bulunan altın madeni yataklarının dünya standartlarının üzerinde olduğunu gösteriyor."
    Yani yoğunluğu yüksek madenler ülkemizde var. Buraya siyanürsüz altın tesisi kurmanın maliyeti ise milyon dolarları aşıyor...

    Bence altın çıkarma işinin bir aciliyeti yok. Gerekli araştırmalar yapılıp parasal kaynak bulununca yapılır. Boş yere binlerce insanın sağlığıyla oynanmasın...




  • yaw arkadaşlar yapmayın alla aşkına siyanür iğrenç 1madde. daha önceden altın çıkarılamıomuydu ki??????
    alla aşkına 5 kuruş için kimsenin canını acıtmaya deymez...
  • Bu kodamanların gözü dönmüş ... para için değil siyanür alayını kullanır. tek çözüm bunlara fırsat vermemek. bu görevde devlete düşüyor. bireyler hiç bir şey yapamaz. adam tesis içinde ne halt yiyor nereden bileceksin... saygılar
  • Siyanür dediğiniz madde zaten öyle doğa ile iç içe kullanılan bir madde değil.
    Bir çözücü olarak, tamamen kapalı olarak çalıştırılılan liiç proseslerinde kullanılmaktadır.
    Yani altını zenginleştirmek için, içersindeki diğer istenmeyen elementlerden arındırmak amacıyla, çözdürülmesi işleminde gereklidir.

    Eğer bu zenginleştirmeyi yapan tesis EŞŞEK değilse yani kulandığı siyanürü hurra doğaya bırakmıyorsa zaten bir zararı yok.
    Kaldı ki böyle bir eşşekliği kim yapar, hangi mühendis yapar benim aklım almıyor.
    O kullanılan siyanür o işletmenin içinde kalır, dışarı ile asla temas ettirilmez. Atıklar uygun biçimde uzaklaştırılır.
    Koskaca altın rezervine sahip işletme onuda yapamıyorsa tükürün o zalimin suratına.

    Ancak genellikle bu "Siyanür yaygarası" tamamen sözde "çevrecilerilerin" oyunu ve zaten aç olan bir grup köylünün cebine attıkları üç beş lira ile yaptıkları eylemler...
    Yeraltı zenginliklerimizi bize kullandırtmak istemiyorlar. Bütün mesele bu.
    Bu güne kadar ayağımızın altında yatan o binlerce ton kıymetli cevheri bize haram ettikleri gibi!

    Bu gün uranyum cevherinin %65'i ve toryum cevherinin %70 rezervi ülkemizde bulunmakta.
    Ancak bu iki çok değerli cevher ile ilgili bir tane tesis bulamazsınız.

    Bu gün çıkarttığımız cevherler yok mu, var elbette.
    Ancak tamamen çıkartıp ham olarak satma şeklinde bizim anlayışımız.
    Emin olun bu böyle, ben bu işin içindeyim biliyorum.
    Çıkarttıp sattığımızdan 1 kazanıyoruz oysa işletip-zenginleştirip satsak 10 kazanacağız.
    Kim istemez bu kârı? Peki niye yapmıyoruz...!

    Zenginleştirme tesisi olarak işte en değerlisi bir kaç altın tesisi var.
    Bunların dışında öyle çok çok kıymetli, zenginleştirilen cevher yok.

    ...




  • başka yolla arasınlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    başka yolla arasınlar


    İşte bilinen en büyük yanlışlardan biri!

    SİYANÜR İLE ALTIN ARAMA GİBİ BİR ŞEY YOK.
    Siyanür zenginleştirmede, cevheri liç ederken kullanılan bir çözücü.
    Yani tesisten dışarı çıkmıyor.

    Ayrıca çözücü kullanıldıktan sonra büyük bölümü tekrar prosese veriliyor ve liç işleminde kullanılıyor.
  • Nedir bu altın sevdası
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri


    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    başka yolla arasınlar


    İşte bilinen en büyük yanlışlardan biri!

    SİYANÜR İLE ALTIN ARAMA GİBİ BİR ŞEY YOK.
    Siyanür zenginleştirmede, cevheri liç ederken kullanılan bir çözücü.
    Yani tesisten dışarı çıkmıyor.

    Ayrıca çözücü kullanıldıktan sonra büyük bölümü tekrar prosese veriliyor ve liç işleminde kullanılıyor.


    Sanırım medya yüzünden öyle biliniyor. Ben de altın aramada kullanılıyor diye biliyordum.

    Biraz araştırdım ve şu şekilde açıklamışlar:
    quote:


    The ore is comminuted using grinding machinery and is sometimes further concentrated by froth flotation or by centrifugal (gravity) concentration, depending on the ore. The alkaline ore slurry can be combined with a solution of sodium cyanide or potassium cyanide, however many operations utilize calcium cyanide, which is more cost effective. The extracting solution is maintained at an alkaline pH to prevent release of toxic hydrogen cyanide. Lead nitrate can improve gold leaching speed and quantity recovered, particularly in processing partially oxidized ores.


    Tercümesi:
    Cevher makineler ile eziliyor ve türüne bağlı olarak yüzdürme veya santrifüj tekniğiyle daha da konsantre hale getiriliyor. Ardından sodyum siyanid veya potasyum siyanid çözeltisiyle birleştiriliyor. Daha ucuz olan kalsiyum siyanid çözeltisi de kullanılabiliyormuş. Zehirli olan hidrojen siyanidin ortaya çıkmasını engellemek için ortaya çıkan çözelti alkalin asiditesinde tutuluyormuş. Özellikle oksidize olmuş cevherlerde kurşun nitrat kullanılırsa ortaya çıkan altın miktarı artıyormuş ve süreç hızlanıyormuş.

    Kısacası altın arama sırasında kullanılmıyor siyanür.




  • Doğa bir gün mutlaka intikamını alır. Sen doğru dürüst bina bile yapamayan bir ilkel coğrafyasın. Ne ne gerek telli zurna.

     SİYANÜRLÜ ALTIN
  • Evet @SSH,
    Medya tarafından dezenforme edilmiş bir çok bilgi pompalanıyor halkın zihnine...

    Bilhassa böyle kıymetli cevherlerin çıkartılıyor olmasınnda hem bölge insanına hemde ülkeye büyük katkılar vardır.
    En güzel örneklerinden biri Bergamadaki Koza Altın firmasının işletmesidir.
    İşini düzgün şekilde yaptıktan sonra hem kendin kâr ediyorsun hem çevre halk.
    Mesela çıkartılan cevherin çıkartılıp, cevher damarının tükendiği bölgelerde bunu öylece bırakmamışlar üstünü kapatıp, üzerine üzüm bağları kurmuşlar. Bu bağları köylüler ekip biçiyor. En kaliteli şaraplar üretiliyor filan demişti oranın baş mühendisi. (Gerçi şarap üretiliyor olmasını pek tasvip etmiyorum, alkol kötü bir şey :)
    Bunların yanında sayısız yatırım ve sosyal anlamda getirileri var ki o Koza Maden işletmesinde baş mühendisten aldığım bilgiye göre sayısız katkı sağlanmış.

    Yaşadıklarını anlatıyordu: Mesela 'biz' diyor "daha altını zenginleştirmeye bile vermeden, yani siyanürü kullanmadan önce bile köylüler arasında bazı ölümler olduğunda adamlar gelip bizim kapımıza dayanıyorlardı, 'sizin yüzünüzden insanlarımız ölüyor' diye"

    Çok geçmeden anlamışlar tabi bu tesisin kıymetini.

    Daha bir çok şey gelmiş bu adamların başına. Her gün bir davadan diğerine... Sözde "çevreciler" rahat vermiyormuş...

    Buradan bir takım detaylarda edinebilirsiniz:http://www.kozaaltin.com.tr/
    Siteden "sosyal sorumluluk" başlığı altındaki bilgilerden değindiğim konulara örnekler bulabilirsiniz.

    Selamlar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 10 Mayıs 2011; 19:18:20 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.