Şimdi Ara

Sıfırdan motor döktürmenin maliyeti ne olur (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
99
Cevap
3
Favori
4.027
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.

    Asil soru niye yok degil neden olsun olmali. Ozel sektor bir ise para kazanmak icin girer. Su anda Turkiyede uretilen bir arac ile Avrupada uretilen bir aracin uzerindeki vergi yuku ayni. Bu durumda tek kazanc yol masrafi ve belki de iscilik (ki o bile tartismali). Ama bildiginiz gibi biz AB uyesi degiliz ama serbest ticaret anlasmamiz var yani eget Turkiyede uretirseniz Abnin anlasmasi olan yerlere gumruksuz gitmiyor arac ama AB de uretirseniz Turkiyeye ve o diger yerlere gumruksuz gidiyor. Yani AB uyesi bir yerde uretmek daha mantikli olabiliyor. Benzer kosullar Amerika, Kore, Cin vs. ile karsilastirinca da mevcut. Ayrica vergi orani cok yuksek bir gece de vergilerin degistigi bir sektor kim boyle bir sektore parasini yatirmak ister.

    Yani ozel sektor icin bir avantaji yok uretmenin (tabi devlet tesvigi olmadigini varsayarsak.) Yani devletten cok ciddi bir destek olmadan ozel sektor bu ise girmez bu acik ve net. Dev,elt ne yapiyor halkin onunde babyigit ti vs. seklinde poz veriyor. Turkiyede en son acilan otomobil fabrikasinin acilis tarihine bakin. Son 10 yilda hic yeni fabrika acilmadi uretimde ciddi bir artis olmadi.

    Sizin verdiginiz IRan orneginde ise durum farkli, hatta tam tersi. Adamlar ambargo yemis, bizdeki gibi serbest ticaret anlasmalari yok. Yani sartlar onlari uretmeye zorluyor.

    Derseniz ki olur mu oyle sey biri ciksin sirf vatani icin para kaybetmeyi (baska iste daha cok kazanabilecekken bunu yapmak da kaybetmektir) goze alsin araba dizayn etsin uretsin, ben de derim ki siz para kaybetmeyi goze alarak neler yapiyorsunuz bu ugurda. Ya da daha kotu oldugunu bile bile sirf yerli diye aldiginiz bir urun var mi vs? Yanlis anlamayin amacim sizi elestirmek degil ya da sizin ne yaptiginizi sorgulamak degil. Genel olarak soyluyorum. Serbest piyasanin duzeni budur.




  • hem sıfırdan döktürülecek hem turbo hem de supercharger.en az 600hp'lik bir güç verir.böyle bir motoru bir kişi yapabiliyor olsa firmalar arge kurup milyonlar harcar mıydı?

    şasiye uyacak bir motor bulup takmak.o motoru elden geçirmek daha mantıklı.
  • Du Hast D kullanıcısına yanıt
    Dahasıda var

    Döküm için kalıbı; maça, maça sandıgı döküm için uygun karışım cnc tezgayı ve milyonluk takımlar , aparatlar tabi bide honlama tezgahı lazım kısacı bir adet blok üretmek için milyonlar lazım
  • Geyik çıktı diye girdim. Ama arkadaş ciddi ciddi niyetli. Üzüldüm.

    Yapılamayacak iş değil. Ancak bu motoru performans motoru yapmak bence imkansızı istemek olur.

    Temel sorunlar:
    1) Kalıp dizaynı bloğun finishini mükemmel olmasını garantilemeli. Yoksa performansı unutun. Bu dizaynı yapsanız bile kalıpçı bu kalıbı yapabilecek mi?
    2) Dökümcü sonradan temizlenebilecek kadar temiz ve pürüzsüz döküm yapabilecek mi?
    3) Tek motor için nasıl bir kalıp maliyeti çıkacak biliyor musunuz? Bizim fabrikada biz çimento sıkıştırıp taş üretiyoruz. Üretimde kullandığımız kalıplar binlerce liraya mal oluyor.
    4) Dizaynda ısı sorununu nasıl çözeceksiniz. Sonrada yapılan her müdehale gecekondu düzendir. Baştan motorun neresinde ne derece ısı üreteceğini ve bunu nasıl bertaraf edeceğinizi iyi planlamanız lazım. Yoksa performans motorunu gene unutun.
    5) Isıl farklılıkların dizaynınıza etkisi ne olacak? Bunu da hesaplamanız lazım. Motor aniden ısınıp, aniden soğuduğunda ne olacak?

    Not: Fabrikasyon motorlarda aşırı yüklenmede genelde araç piston fırlatıyor. Piston krankı kırıp kapağı kırıp, kaputu patlatıp çıkıyor. Açık alanda olursa çoğu çoğu birinin kafasına piston düşer, hastanelik eder. Kapalı alanda olursa aracın üstü kapalı ise piston araca falan düşer. Ama kendi üretiminiz bir blokta durumun bu olacağını bilemezsiniz. Motorun literally patlaması da bir ihtimaldir. Olmayan birşey değildir. El yapımı motora performans için yüklenmek büyük cesaret.

    Bence bu uğurda parasal ve zaman açısından heder olmadan, deneyler sırasında telef olmadan vazgeçin derim. "Ben yaptım!" demenin keyfine varmak istiyorsanız, hiç olmazsa bloğu hazır kullanın. Bir de V12 ney la kıro gibi? Türkiye'de kimse sallamıyor olsa da, insanlar otomobil alırken çevreyi de düşünerek alıyor. Dünya'nın gelişmiş ülkelerinde gereğinden büyük motorlu araçla gezene potansiyel maganda gözü ile bakıyorlar. Onu geçtim, V12 sesi çok karışık. Bir V8 melodisi yok V12'de. İşin keyif kısmına bakıyorsanız eskilerden gerçek bir Hammy (Yarım Küre) motor işinizi fazlasıyla görecektir. Bu aşamada iki yöntem izleyebilirsiniz.

    1) Old School: Kaput delip, Blower Engine takıp, Boynum kalınlığında kayışla motora bağlantı yapmak. Gaza bastıkça kapakların açılıp kapandığını gözünle görmek. Redline'da gaz çektiğinde geri tepmeden kapaklardan alev çıktığını görmek. Kapaklar kaputa yakınsa zamanla kaputtaki boyanın yanıp sararması... Ben bunu tercih ederim.

    2) Modern Dünya: Enjektörlüye çevirip, Turbolamaca.

    2.5 ton ağırlığındaki araç nedir merak ettim. Bende bir 57 bir 58 Chevrolet var, 1850KG falanlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mdertt

    Şimdi ülkemizde kumkalıpla motor döken insanlar bir elin parmagını geçmiyor v12olmasının sebebi 2, 5tonluk bir antikayı hayata döndürmek istemem ve kafamda tasarlayıp daha sonra çizme döktügüm bir motor var prensip olarak v12 motoru vtec teknolojisi ile buluşturup üstüne yakıtı daha fazla alması için enjektör sistemi ekledim daha sonra iki turbo ve bir super charger ekledim birkac tane günümüzde yeni kullanılan teknolojiyide bu motorun ciziminde kullandım ama motor o sıcaklık ve basıncı ne kadar kaldırır veya kaç hp gucunde bir canavar olur biliyorum aynı zamanda hangi alaşım kullanılmalı motora kafamda bir sürü soru işareti var ama oncelikle kum kalıpla motoru ne kadara döktürürüm bilmiyorum

    Üzerine biraz turbo, yarasa tozu ve tarçın serp. Tadından yenmez :)




  • Bloğu basınçlı döküm ile üretmeniz gerekmekte. Termodinamik kitabı alıp yapmanız gereken hesaplara bakabilirsiniz. Ardından motorlar termodinamiği kitabına geçersiniz. Mukavemet, akışkanlar mekaniği, dinamik, ısı transferi, mekanizma tekniği kitapları da temin etmeniz gerekecek. Kolay gelsin .....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapamazsın.

    Niye?

    Böyle bir konuda gelip forumda konu açman konuda ne kadar bilgisiz olduğunu gösteriyor. Yetmiyormuş gibi v12 gibi ekstrem bir motor istiyorsun.

    Sana türkiyede kim, hangi tasarım, motor mühendisliği firması v12 motor dizaynı yapar? Geçtim v12 motor tasarımını, 4 silindirli bir motor tasarlamak ne kadar zor ve teferruatli bir iş farkında mısını? Hadi yapabilecek bir firma çıktı bunu sana ne kadar yükske maliyete yaparlar biliyor musun?

    Sonra iş dökmekle bitmiyor, o motoru cnc'de işlemen lazım. Kim sana v12 motorun cnc işleme şemasını çizecek ülkede? Bunu sana kaç liraya yapacaklar?

    Kullanacağım malzemelerin alaşım testlerini, strest testlerini hangi laboratuvarda yaptıracaksın? Hangi bütçeyle yapacaksın?

    Onu gördüm, bunu gördüm diyorsun, motor ters mühendislikle söküp, kopyalarak yapılmaz. Bir sürü prototip üretip, testler yapıp, malzemeler ve emek ziyan edip, sonunda çalışacak bir motor yapabilirsin. Bunun da tüketim, ömür değerleri için daha ne başta mühendislik anlamında inanılmaz iş var. Çevremde bir sürü firma, mühendis var diyorsun. türkiye mühendis kaynıyor orada sorun yok, ama sen gelmiş v12 motor diyorsun. Trkiyede kim v12 motor tasarlamış, kim üretmiş? dünyada kaç tane ülke v12 motor yapabilecek kapasitede bir de onu araştır.


    Uçmuşsun da uçmuşsun.


    Öyle ölçüleri kopyalayarak tornada krank çekmekle lmaz bu işler. Sen onun ne mühendsiliğini yaptın gerek tasarım, gerek üretim aşamasında? Alaşımını stres testine soktun mu? V12 motor krankında kullanman gereken alaşım çeşidini biliyor musunu? Bunun tasarımını sana yapacak, performansını çeşitli bloklarda test edecek firma mı var?


    Hepsini geçtim bunları gelip bir hobi olarak amatör bütçeyle 1-2 yılda yapabileceğini mi zannediyorsun?

    Desen ki arkadaşlar ben tek silindirli çift zamanlı motorsiklet motoru yapmak istiyorum. Ha tamam denilir. Çok daha basit, gereken bütçe çok daha az. Ama yine bir sürü mühendislik ve testler gerektiren bir proje olarak mantıklı olabilirdi. Ama sen gelmiş v12 diyorsun. Üstelik döküm bloktan v12. İnsanların sana konuda ettiği sitem az bile.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lord Sparhawk -- 18 Eylül 2014; 10:46:51 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.

    Asil soru niye yok degil neden olsun olmali. Ozel sektor bir ise para kazanmak icin girer. Su anda Turkiyede uretilen bir arac ile Avrupada uretilen bir aracin uzerindeki vergi yuku ayni. Bu durumda tek kazanc yol masrafi ve belki de iscilik (ki o bile tartismali). Ama bildiginiz gibi biz AB uyesi degiliz ama serbest ticaret anlasmamiz var yani eget Turkiyede uretirseniz Abnin anlasmasi olan yerlere gumruksuz gitmiyor arac ama AB de uretirseniz Turkiyeye ve o diger yerlere gumruksuz gidiyor. Yani AB uyesi bir yerde uretmek daha mantikli olabiliyor. Benzer kosullar Amerika, Kore, Cin vs. ile karsilastirinca da mevcut. Ayrica vergi orani cok yuksek bir gece de vergilerin degistigi bir sektor kim boyle bir sektore parasini yatirmak ister.

    Yani ozel sektor icin bir avantaji yok uretmenin (tabi devlet tesvigi olmadigini varsayarsak.) Yani devletten cok ciddi bir destek olmadan ozel sektor bu ise girmez bu acik ve net. Dev,elt ne yapiyor halkin onunde babyigit ti vs. seklinde poz veriyor. Turkiyede en son acilan otomobil fabrikasinin acilis tarihine bakin. Son 10 yilda hic yeni fabrika acilmadi uretimde ciddi bir artis olmadi.

    Sizin verdiginiz IRan orneginde ise durum farkli, hatta tam tersi. Adamlar ambargo yemis, bizdeki gibi serbest ticaret anlasmalari yok. Yani sartlar onlari uretmeye zorluyor.

    Derseniz ki olur mu oyle sey biri ciksin sirf vatani icin para kaybetmeyi (baska iste daha cok kazanabilecekken bunu yapmak da kaybetmektir) goze alsin araba dizayn etsin uretsin, ben de derim ki siz para kaybetmeyi goze alarak neler yapiyorsunuz bu ugurda. Ya da daha kotu oldugunu bile bile sirf yerli diye aldiginiz bir urun var mi vs? Yanlis anlamayin amacim sizi elestirmek degil ya da sizin ne yaptiginizi sorgulamak degil. Genel olarak soyluyorum. Serbest piyasanin duzeni budur.



    Estağfurullah ne demek. Eleştiri de olur, burası forum ortamı.

    Konumuza dönersek, olayı niye yok değil de ''neden olsun’’ şeklinde değerlendirirsek yenilgiyi peşinen kabullemiş oluruz. Forum ortamında bile bunu görebiliyorum. Yerli otomobil ile alakalı açılan konularda pyasada tutmaz, biz o işi yapamayız, yapsak bile artık zamanı geçti gibisinden çok mesajlar okudum. Zaten memlekette yerli otomobil terimi ortalıkta ciddi ciddi dolanmaya başladığından beri bilimum yabancı CEO’lar da seslerini yükseltmeye başladılar. Yıllardan beri süregelen ortaklıklar varmış, yerli otomobil intihar olurmuş, yabancı yatırımcıyı ‘’üzermiş’’, Türkiye piyasasında kaos olurmuş, sektörde kriz aşılamazmış.. Yani oturun oturduğunuz yerde diyorlar bize.

    İşte ben böyle düşünmüyorum ve durumu kabullenemiyorum. Hiç birşeyde varlık gösteremeyen, hazır yiyici toplumlardan oluşan ülkelerin hali ortada. Geçmişleri bizden çok daha yeni olan ülkeler bizden birkaç adım önde. Ülke kurulalı 91 yıl olmuş, artık bir yerden başlamamız gerek.

    İran’a gelince, İran’ın üretim yapması ambargo yemiş olmasıyla alakalı değil. Adamlar tarihleri boyunca azim göstermiş bir millet. Ambargodan önce de her alanda çalışıyorlardı. Hadi İran ambargo yüzünden mecbur kalmış olsun, bir Almanya’da bir Fransa’da ne vardı? Bu işler o toprağın çatısı altında yaşayanların gayretiyle oluyor.

    Devletten ciddi destek gelmese bu iş olmaz doğru ama bunu yapacak insanlar olmazsa devletin vereceği desteğin de bir anlamı kalmaz. -Ki devlet yerli marka konusunda çok ısrarlı, her türlü kolaylığın sağlanacağını defalarca dile getirdiler. Şimdi sıra girişimcilerde ve akıllı beyinlerde.

    AB ile aramızdaki gümrük birliğinin bize zaten faydası yok. Varsınlar ürettiğimiz otomobili almasınlar. Biz önce kendi insanımıza sunalım. Türkiye birçok AB ülkesinden çok daha büyük bir pazar.

    Memlekette hala 12-13 bine Toros 15-16 bine Tofaş satılıyor. Ortaya adam gibi bir şey çıktıktan sonra şahsen alırım tabi niye almayayım? Tüketiciyi tatmin ettikten sonra piyasada bal gibi de tutunur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.

    Asil soru niye yok degil neden olsun olmali. Ozel sektor bir ise para kazanmak icin girer. Su anda Turkiyede uretilen bir arac ile Avrupada uretilen bir aracin uzerindeki vergi yuku ayni. Bu durumda tek kazanc yol masrafi ve belki de iscilik (ki o bile tartismali). Ama bildiginiz gibi biz AB uyesi degiliz ama serbest ticaret anlasmamiz var yani eget Turkiyede uretirseniz Abnin anlasmasi olan yerlere gumruksuz gitmiyor arac ama AB de uretirseniz Turkiyeye ve o diger yerlere gumruksuz gidiyor. Yani AB uyesi bir yerde uretmek daha mantikli olabiliyor. Benzer kosullar Amerika, Kore, Cin vs. ile karsilastirinca da mevcut. Ayrica vergi orani cok yuksek bir gece de vergilerin degistigi bir sektor kim boyle bir sektore parasini yatirmak ister.

    Yani ozel sektor icin bir avantaji yok uretmenin (tabi devlet tesvigi olmadigini varsayarsak.) Yani devletten cok ciddi bir destek olmadan ozel sektor bu ise girmez bu acik ve net. Dev,elt ne yapiyor halkin onunde babyigit ti vs. seklinde poz veriyor. Turkiyede en son acilan otomobil fabrikasinin acilis tarihine bakin. Son 10 yilda hic yeni fabrika acilmadi uretimde ciddi bir artis olmadi.

    Sizin verdiginiz IRan orneginde ise durum farkli, hatta tam tersi. Adamlar ambargo yemis, bizdeki gibi serbest ticaret anlasmalari yok. Yani sartlar onlari uretmeye zorluyor.

    Derseniz ki olur mu oyle sey biri ciksin sirf vatani icin para kaybetmeyi (baska iste daha cok kazanabilecekken bunu yapmak da kaybetmektir) goze alsin araba dizayn etsin uretsin, ben de derim ki siz para kaybetmeyi goze alarak neler yapiyorsunuz bu ugurda. Ya da daha kotu oldugunu bile bile sirf yerli diye aldiginiz bir urun var mi vs? Yanlis anlamayin amacim sizi elestirmek degil ya da sizin ne yaptiginizi sorgulamak degil. Genel olarak soyluyorum. Serbest piyasanin duzeni budur.



    Estağfurullah ne demek. Eleştiri de olur, burası forum ortamı.

    Konumuza dönersek, olayı niye yok değil de ''neden olsun’’ şeklinde değerlendirirsek yenilgiyi peşinen kabullemiş oluruz. Forum ortamında bile bunu görebiliyorum. Yerli otomobil ile alakalı açılan konularda pyasada tutmaz, biz o işi yapamayız, yapsak bile artık zamanı geçti gibisinden çok mesajlar okudum. Zaten memlekette yerli otomobil terimi ortalıkta ciddi ciddi dolanmaya başladığından beri bilimum yabancı CEO’lar da seslerini yükseltmeye başladılar. Yıllardan beri süregelen ortaklıklar varmış, yerli otomobil intihar olurmuş, yabancı yatırımcıyı ‘’üzermiş’’, Türkiye piyasasında kaos olurmuş, sektörde kriz aşılamazmış.. Yani oturun oturduğunuz yerde diyorlar bize.

    İşte ben böyle düşünmüyorum ve durumu kabullenemiyorum. Hiç birşeyde varlık gösteremeyen, hazır yiyici toplumlardan oluşan ülkelerin hali ortada. Geçmişleri bizden çok daha yeni olan ülkeler bizden birkaç adım önde. Ülke kurulalı 91 yıl olmuş, artık bir yerden başlamamız gerek.

    İran’a gelince, İran’ın üretim yapması ambargo yemiş olmasıyla alakalı değil. Adamlar tarihleri boyunca azim göstermiş bir millet. Ambargodan önce de her alanda çalışıyorlardı. Hadi İran ambargo yüzünden mecbur kalmış olsun, bir Almanya’da bir Fransa’da ne vardı? Bu işler o toprağın çatısı altında yaşayanların gayretiyle oluyor.

    Devletten ciddi destek gelmese bu iş olmaz doğru ama bunu yapacak insanlar olmazsa devletin vereceği desteğin de bir anlamı kalmaz. -Ki devlet yerli marka konusunda çok ısrarlı, her türlü kolaylığın sağlanacağını defalarca dile getirdiler. Şimdi sıra girişimcilerde ve akıllı beyinlerde.

    AB ile aramızdaki gümrük birliğinin bize zaten faydası yok. Varsınlar ürettiğimiz otomobili almasınlar. Biz önce kendi insanımıza sunalım. Türkiye birçok AB ülkesinden çok daha büyük bir pazar.

    Memlekette hala 12-13 bine Toros 15-16 bine Tofaş satılıyor. Ortaya adam gibi bir şey çıktıktan sonra şahsen alırım tabi niye almayayım? Tüketiciyi tatmin ettikten sonra piyasada bal gibi de tutunur.


    peki hocam,ab pazar.olmasin.mesele degil. ab markalari elLrini turkiyeden cekerlerse nolur pekibsizce ? ihracatimiz da.en.buyuk paya sahip olan, milyonlarimizi besleyen.sektoru bir anda.kaybetmez.miyiz ? kim.doyuracak milyonlarin.karnini? simdi korkalimmi hep boyle diyeceksin,, korkmayalim tamamda, bu is oyle kolay da.degil.iste..acilacak herhangi.bir.yerli marka on yildan once kar etmeyi birakin,kardan.cok.cok.uzak.sartlar altinda calisacak. lada.gibi muamele.gorecek, satmayacak, birseyleri asarak pazarda.biraz.guc.kazanacak. yani.bunlarla savasirken.destekleyecekvya tass.k lazim,yada devletin.kayitsiz sartsiz odenekleri...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozandrl


    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.

    Asil soru niye yok degil neden olsun olmali. Ozel sektor bir ise para kazanmak icin girer. Su anda Turkiyede uretilen bir arac ile Avrupada uretilen bir aracin uzerindeki vergi yuku ayni. Bu durumda tek kazanc yol masrafi ve belki de iscilik (ki o bile tartismali). Ama bildiginiz gibi biz AB uyesi degiliz ama serbest ticaret anlasmamiz var yani eget Turkiyede uretirseniz Abnin anlasmasi olan yerlere gumruksuz gitmiyor arac ama AB de uretirseniz Turkiyeye ve o diger yerlere gumruksuz gidiyor. Yani AB uyesi bir yerde uretmek daha mantikli olabiliyor. Benzer kosullar Amerika, Kore, Cin vs. ile karsilastirinca da mevcut. Ayrica vergi orani cok yuksek bir gece de vergilerin degistigi bir sektor kim boyle bir sektore parasini yatirmak ister.

    Yani ozel sektor icin bir avantaji yok uretmenin (tabi devlet tesvigi olmadigini varsayarsak.) Yani devletten cok ciddi bir destek olmadan ozel sektor bu ise girmez bu acik ve net. Dev,elt ne yapiyor halkin onunde babyigit ti vs. seklinde poz veriyor. Turkiyede en son acilan otomobil fabrikasinin acilis tarihine bakin. Son 10 yilda hic yeni fabrika acilmadi uretimde ciddi bir artis olmadi.

    Sizin verdiginiz IRan orneginde ise durum farkli, hatta tam tersi. Adamlar ambargo yemis, bizdeki gibi serbest ticaret anlasmalari yok. Yani sartlar onlari uretmeye zorluyor.

    Derseniz ki olur mu oyle sey biri ciksin sirf vatani icin para kaybetmeyi (baska iste daha cok kazanabilecekken bunu yapmak da kaybetmektir) goze alsin araba dizayn etsin uretsin, ben de derim ki siz para kaybetmeyi goze alarak neler yapiyorsunuz bu ugurda. Ya da daha kotu oldugunu bile bile sirf yerli diye aldiginiz bir urun var mi vs? Yanlis anlamayin amacim sizi elestirmek degil ya da sizin ne yaptiginizi sorgulamak degil. Genel olarak soyluyorum. Serbest piyasanin duzeni budur.



    Estağfurullah ne demek. Eleştiri de olur, burası forum ortamı.

    Konumuza dönersek, olayı niye yok değil de ''neden olsun’’ şeklinde değerlendirirsek yenilgiyi peşinen kabullemiş oluruz. Forum ortamında bile bunu görebiliyorum. Yerli otomobil ile alakalı açılan konularda pyasada tutmaz, biz o işi yapamayız, yapsak bile artık zamanı geçti gibisinden çok mesajlar okudum. Zaten memlekette yerli otomobil terimi ortalıkta ciddi ciddi dolanmaya başladığından beri bilimum yabancı CEO’lar da seslerini yükseltmeye başladılar. Yıllardan beri süregelen ortaklıklar varmış, yerli otomobil intihar olurmuş, yabancı yatırımcıyı ‘’üzermiş’’, Türkiye piyasasında kaos olurmuş, sektörde kriz aşılamazmış.. Yani oturun oturduğunuz yerde diyorlar bize.

    İşte ben böyle düşünmüyorum ve durumu kabullenemiyorum. Hiç birşeyde varlık gösteremeyen, hazır yiyici toplumlardan oluşan ülkelerin hali ortada. Geçmişleri bizden çok daha yeni olan ülkeler bizden birkaç adım önde. Ülke kurulalı 91 yıl olmuş, artık bir yerden başlamamız gerek.

    İran’a gelince, İran’ın üretim yapması ambargo yemiş olmasıyla alakalı değil. Adamlar tarihleri boyunca azim göstermiş bir millet. Ambargodan önce de her alanda çalışıyorlardı. Hadi İran ambargo yüzünden mecbur kalmış olsun, bir Almanya’da bir Fransa’da ne vardı? Bu işler o toprağın çatısı altında yaşayanların gayretiyle oluyor.

    Devletten ciddi destek gelmese bu iş olmaz doğru ama bunu yapacak insanlar olmazsa devletin vereceği desteğin de bir anlamı kalmaz. -Ki devlet yerli marka konusunda çok ısrarlı, her türlü kolaylığın sağlanacağını defalarca dile getirdiler. Şimdi sıra girişimcilerde ve akıllı beyinlerde.

    AB ile aramızdaki gümrük birliğinin bize zaten faydası yok. Varsınlar ürettiğimiz otomobili almasınlar. Biz önce kendi insanımıza sunalım. Türkiye birçok AB ülkesinden çok daha büyük bir pazar.

    Memlekette hala 12-13 bine Toros 15-16 bine Tofaş satılıyor. Ortaya adam gibi bir şey çıktıktan sonra şahsen alırım tabi niye almayayım? Tüketiciyi tatmin ettikten sonra piyasada bal gibi de tutunur.


    peki hocam,ab pazar.olmasin.mesele degil. ab markalari elLrini turkiyeden cekerlerse nolur pekibsizce ? ihracatimiz da.en.buyuk paya sahip olan, milyonlarimizi besleyen.sektoru bir anda.kaybetmez.miyiz ? kim.doyuracak milyonlarin.karnini? simdi korkalimmi hep boyle diyeceksin,, korkmayalim tamamda, bu is oyle kolay da.degil.iste..acilacak herhangi.bir.yerli marka on yildan once kar etmeyi birakin,kardan.cok.cok.uzak.sartlar altinda calisacak. lada.gibi muamele.gorecek, satmayacak, birseyleri asarak pazarda.biraz.guc.kazanacak. yani.bunlarla savasirken.destekleyecekvya tass.k lazim,yada devletin.kayitsiz sartsiz odenekleri...



    Reis öyle bir demişsin ki sanki bir anda her sınıftan araç yaratıp piyasayı altüst edip ülkemizdeki yabancı markaların çekilip çalışanların alayı işsiz kalacakmış gibi yazmışsın. AB markaları Türkiyeyi bırakıp bir yere gitmez. Tek tip araç üretmiyorlar, ürettikleri her aracı da Türkiye pazarına satmıyorlar sonuçta, üretim yine devam eder. Alacak olan alır yine istediği arabayı. Mesela başlangıç olarak ekonomik anlamda tüketiciye hitap eden Clio Dacia gibi tenekelere rakip olacak bir araç çıkarsak olmaz mı? Fiyat ve yedek parça avantajı olacağından oldukça geniş kitleye hitap eder. Milletin gözünde bir algı oluşması piyasaya yerleşmesi pat diye olmayacak tabii ama şöyle olur böyle olur deyip durduğumuz sürece de bizden bir yol olmaz. O zaman AB de millet ucuz ucuz araba alıyor biz niye pahalı biniyoruz diye kimse sitem etmesin. Başımıza ne geliyorsa tembelliğimizden geliyor. Üretmediğimiz için herşey pahalı ülkemizde.

    Önceki mesajımda örnek verdiğim gibi yerden yere vurduğumuz Tofaşlar hala yüksek paralara satılabiliyorsa pazara gitmeden alıcı bulabiliyorsa, kendi ürettiğimiz araç niye piyasaya tutunamasın? Yeter ki ortaya düzgün birşey çıksın.

    Devlet yerli marka konusunda bu kadar tantana yaptığı halde yarın arkasında durmazsa o zaman hesabı acı sorulur. - Ki hükümet her konuda destek ve kolaylık sağlayacağını belirtti. Ama öncelikle bir başlangıç yapılması lazım. Ben başarılacağına da inanıyorum. Kimseye birşey olacağı yok, yeni marka yeni yatırım demek, yeni fabrika demek, yeni sanayi kolları demek, çalışana yeni ekmek kapısı demek. Bildiğimiz markalar sıfırdan nasıl yola çıktıysa biz de yola çıkacağız. Bu kadar genç nüfusumuz iş güçümüz varken yapmazsak ne zaman yapacağız? Karamsar düşüncelere boğulmakla bu güne kadar elimize birşey geçmedi. Ben geleceğe iyimser bakıyorum siz de bakın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: ozandrl


    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: Hemican

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin

    quote:

    Orijinalden alıntı: tahsin053

    V-tec + 2 adet turbo + supercharger ve V12... Hayal denen şey güzel hoş da, bu işin bir de mantık yönü var. Yaş kaç senin

    Bir arkadaş ta yeni makine mezunlarının yüzde 95'inin bu işi yapabileceğini söylemiş. Ben de yüzde 99.5 'unun bu işi yapamayacağını iddia ediyorum. Keşke olsa ama şimdiye kadar yapan oldu da biz mi duymadık acaba.. Eski kompedanından bir şey göremedik yenisinden ne göreceğiz.

    Bu tür şeyleri sıklıkla takip ediyorum. Endüstri meslek lisesi öğrencisi elektrikli araba yaptı, marangoz ustası ayakkabı ustası araba imal etti. Hayatım boyunca hiç bir makine mühendisinin bireysel olarak şunu yaptım diye bir haberini duymadım.

    Geçmişte bir üniversite hocası mühendisin doktora tezini okumuştum. Yağmurlu havalarda aracın ön cam ızgarasından içeri giren yağmur suyunu boru bağlantısıyla silecek suyu bidonuna depolama fikrini icat(!) eden , ama fazla biriken suyun ne olacağı belli olmayan projesiyle doktora lisansı almış. Ben 11 sene önce Tofaş'ın silecek suyu deposuna kurduğum düzenekle suyu kontrol ediyordum. Su belli bir seviyenin altına düştüğünde içeriden ışıkla ikaz ediyordu. Bu durumda benim rütbem ne acaba

    Mühendislerin kolay yapacakları şeyler vardır, bir de bir iki yıl uğraşarak yapacakları işler vardır.

    Gelelim ustaların yaptıklarına. Bir kere sağdan soldan iki üç parçayı birbirine kaynaklayarak araç üretimi falan yapılmaz. Ustalar bir şey imal ettiklerini "zannederler". Hesapsız kitapsız iş olmaz. İşte mühendisin bu işi ağırdan alma nedeni budur. Genelde teknikerler, mühendislerin bu ağırlığını cahillik zannederler. Ancak günün sonunda kazanan mühendistir.

    Asıl soru şu olmalı. Madem o kadar alaylı bir şeyler üretiyor. Niye bir tanesini dahi yolda, fuarlarda göremiyoruz ? Ben kapıdan çıktığımda o ustaların yaptığı arabaları değil, mühendislerin dizayn ettikleri arabaları görüyorum hep ?

    Benim tekniker ustam bile derdi: "Usta da mühendis de motoru yapar, usta daha kısa sürede yapar, daha kolay yapar. Ancak ustanın motoru 90 hp olur, mühendisin motoru 120. Ustanın motor 80.000 gider, mühendisinki 180.000 km"

    Usta, ürettiği aracın yolda dağılmayacağının garantisini hangi hesapla verebilir ? Elle tutulur , gözle görülür bir kanıtı var mıdır ? Hangi bilimsel veriye dayanarak ortaya ürün çıkarır ?

    Öyle tezlerle doktora yapan hocalar elbet var. Ancak sokaktan geçen insanın, hatta fabrika ustasının bile bırakın içeriğini, konusunu bile okuduğunda hiç bir şey hayal edemediği yazıları adamlar tez olarak hazırlıyor. Üstüne deneyini yapıp doğruluyor. İki üç boş adama sığınarak mesleğe laf atılmaz, attırılmaz.

    İyi hoş yazmışsın da demek istediğimi anlayamamışsın.

    Yurdum insanı bile bir şeylerle uğraşırken mühendislerimiz niye birşey çıkaramıyor, benim vurgulamak istediğim şey budur. Çalışılan bir projenin pat diye bitmeyeceğini ben de biliyorum. Ama kaç yıl geçti, niye hala elle tutulur bir şeyimiz yok ben de bunu soruyorum o zaman. O yollarda gördüğün araçların hangisi bizim ürünümüz?


    Bir şeyler yapan/yapmaya çalışan insanlara her zaman büyük saygım vardır. Forumda eskiden ara sıra teknik bilgi ve çalışma paylaşımı olurdu, denk geldiğim bütün konuları takip edip destek mesajı yollardım. O yazdığım konuları bulamadım belki silinmiş olabilir, tek bulduğum bu oldu:

    http://forum.donanimhaber.com/m_39206739/tm.htm Mesela bu konuda öğrenci arkadaşımızın emeğine mantar diyen mühendis bir arkadaşa cevabım var. İçeriği ne olursa olsun, ilgimi çeksin çekmesin, anlayayım anlamayayım; yapılan her işi takdir ederim.


    İki-üç boş adama göre laf atılmaz diyorsun da, bana göre de harbi çalışanların sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. 2. dünya savaşında tamamen yıkılan bir Almanyayı bir Japonyayı örnek vermeyelim hadi, 26 sene önce savaştan çıkmış İran kaç yıldır kendi aracını üretiyor. Bu molla cumhuriyetinden neyimiz eksikti? Ben mühendis düşmanı değilim ama bize de iş yapacak adam lazım. İstesek her şeyi kendimiz yapabiliriz ama birkaç kişiyle de çark döndüremeyiz. Her şeyiyle yüzde 100 bizim eserimiz olan bir araca binmek de en büyük arzularımdandır, inşallah o günleri görürüz. Biri çıksın ben şunu yaptım desin, ben utanmaktan onur duyarım.

    Asil soru niye yok degil neden olsun olmali. Ozel sektor bir ise para kazanmak icin girer. Su anda Turkiyede uretilen bir arac ile Avrupada uretilen bir aracin uzerindeki vergi yuku ayni. Bu durumda tek kazanc yol masrafi ve belki de iscilik (ki o bile tartismali). Ama bildiginiz gibi biz AB uyesi degiliz ama serbest ticaret anlasmamiz var yani eget Turkiyede uretirseniz Abnin anlasmasi olan yerlere gumruksuz gitmiyor arac ama AB de uretirseniz Turkiyeye ve o diger yerlere gumruksuz gidiyor. Yani AB uyesi bir yerde uretmek daha mantikli olabiliyor. Benzer kosullar Amerika, Kore, Cin vs. ile karsilastirinca da mevcut. Ayrica vergi orani cok yuksek bir gece de vergilerin degistigi bir sektor kim boyle bir sektore parasini yatirmak ister.

    Yani ozel sektor icin bir avantaji yok uretmenin (tabi devlet tesvigi olmadigini varsayarsak.) Yani devletten cok ciddi bir destek olmadan ozel sektor bu ise girmez bu acik ve net. Dev,elt ne yapiyor halkin onunde babyigit ti vs. seklinde poz veriyor. Turkiyede en son acilan otomobil fabrikasinin acilis tarihine bakin. Son 10 yilda hic yeni fabrika acilmadi uretimde ciddi bir artis olmadi.

    Sizin verdiginiz IRan orneginde ise durum farkli, hatta tam tersi. Adamlar ambargo yemis, bizdeki gibi serbest ticaret anlasmalari yok. Yani sartlar onlari uretmeye zorluyor.

    Derseniz ki olur mu oyle sey biri ciksin sirf vatani icin para kaybetmeyi (baska iste daha cok kazanabilecekken bunu yapmak da kaybetmektir) goze alsin araba dizayn etsin uretsin, ben de derim ki siz para kaybetmeyi goze alarak neler yapiyorsunuz bu ugurda. Ya da daha kotu oldugunu bile bile sirf yerli diye aldiginiz bir urun var mi vs? Yanlis anlamayin amacim sizi elestirmek degil ya da sizin ne yaptiginizi sorgulamak degil. Genel olarak soyluyorum. Serbest piyasanin duzeni budur.



    Estağfurullah ne demek. Eleştiri de olur, burası forum ortamı.

    Konumuza dönersek, olayı niye yok değil de ''neden olsun’’ şeklinde değerlendirirsek yenilgiyi peşinen kabullemiş oluruz. Forum ortamında bile bunu görebiliyorum. Yerli otomobil ile alakalı açılan konularda pyasada tutmaz, biz o işi yapamayız, yapsak bile artık zamanı geçti gibisinden çok mesajlar okudum. Zaten memlekette yerli otomobil terimi ortalıkta ciddi ciddi dolanmaya başladığından beri bilimum yabancı CEO’lar da seslerini yükseltmeye başladılar. Yıllardan beri süregelen ortaklıklar varmış, yerli otomobil intihar olurmuş, yabancı yatırımcıyı ‘’üzermiş’’, Türkiye piyasasında kaos olurmuş, sektörde kriz aşılamazmış.. Yani oturun oturduğunuz yerde diyorlar bize.

    İşte ben böyle düşünmüyorum ve durumu kabullenemiyorum. Hiç birşeyde varlık gösteremeyen, hazır yiyici toplumlardan oluşan ülkelerin hali ortada. Geçmişleri bizden çok daha yeni olan ülkeler bizden birkaç adım önde. Ülke kurulalı 91 yıl olmuş, artık bir yerden başlamamız gerek.

    İran’a gelince, İran’ın üretim yapması ambargo yemiş olmasıyla alakalı değil. Adamlar tarihleri boyunca azim göstermiş bir millet. Ambargodan önce de her alanda çalışıyorlardı. Hadi İran ambargo yüzünden mecbur kalmış olsun, bir Almanya’da bir Fransa’da ne vardı? Bu işler o toprağın çatısı altında yaşayanların gayretiyle oluyor.

    Devletten ciddi destek gelmese bu iş olmaz doğru ama bunu yapacak insanlar olmazsa devletin vereceği desteğin de bir anlamı kalmaz. -Ki devlet yerli marka konusunda çok ısrarlı, her türlü kolaylığın sağlanacağını defalarca dile getirdiler. Şimdi sıra girişimcilerde ve akıllı beyinlerde.

    AB ile aramızdaki gümrük birliğinin bize zaten faydası yok. Varsınlar ürettiğimiz otomobili almasınlar. Biz önce kendi insanımıza sunalım. Türkiye birçok AB ülkesinden çok daha büyük bir pazar.

    Memlekette hala 12-13 bine Toros 15-16 bine Tofaş satılıyor. Ortaya adam gibi bir şey çıktıktan sonra şahsen alırım tabi niye almayayım? Tüketiciyi tatmin ettikten sonra piyasada bal gibi de tutunur.


    peki hocam,ab pazar.olmasin.mesele degil. ab markalari elLrini turkiyeden cekerlerse nolur pekibsizce ? ihracatimiz da.en.buyuk paya sahip olan, milyonlarimizi besleyen.sektoru bir anda.kaybetmez.miyiz ? kim.doyuracak milyonlarin.karnini? simdi korkalimmi hep boyle diyeceksin,, korkmayalim tamamda, bu is oyle kolay da.degil.iste..acilacak herhangi.bir.yerli marka on yildan once kar etmeyi birakin,kardan.cok.cok.uzak.sartlar altinda calisacak. lada.gibi muamele.gorecek, satmayacak, birseyleri asarak pazarda.biraz.guc.kazanacak. yani.bunlarla savasirken.destekleyecekvya tass.k lazim,yada devletin.kayitsiz sartsiz odenekleri...



    Reis öyle bir demişsin ki sanki bir anda her sınıftan araç yaratıp piyasayı altüst edip ülkemizdeki yabancı markaların çekilip çalışanların alayı işsiz kalacakmış gibi yazmışsın. AB markaları Türkiyeyi bırakıp bir yere gitmez. Tek tip araç üretmiyorlar, ürettikleri her aracı da Türkiye pazarına satmıyorlar sonuçta, üretim yine devam eder. Alacak olan alır yine istediği arabayı. Mesela başlangıç olarak ekonomik anlamda tüketiciye hitap eden Clio Dacia gibi tenekelere rakip olacak bir araç çıkarsak olmaz mı? Fiyat ve yedek parça avantajı olacağından oldukça geniş kitleye hitap eder. Milletin gözünde bir algı oluşması piyasaya yerleşmesi pat diye olmayacak tabii ama şöyle olur böyle olur deyip durduğumuz sürece de bizden bir yol olmaz. O zaman AB de millet ucuz ucuz araba alıyor biz niye pahalı biniyoruz diye kimse sitem etmesin. Başımıza ne geliyorsa tembelliğimizden geliyor. Üretmediğimiz için herşey pahalı ülkemizde.

    Önceki mesajımda örnek verdiğim gibi yerden yere vurduğumuz Tofaşlar hala yüksek paralara satılabiliyorsa pazara gitmeden alıcı bulabiliyorsa, kendi ürettiğimiz araç niye piyasaya tutunamasın? Yeter ki ortaya düzgün birşey çıksın.

    Devlet yerli marka konusunda bu kadar tantana yaptığı halde yarın arkasında durmazsa o zaman hesabı acı sorulur. - Ki hükümet her konuda destek ve kolaylık sağlayacağını belirtti. Ama öncelikle bir başlangıç yapılması lazım. Ben başarılacağına da inanıyorum. Kimseye birşey olacağı yok, yeni marka yeni yatırım demek, yeni fabrika demek, yeni sanayi kolları demek, çalışana yeni ekmek kapısı demek. Bildiğimiz markalar sıfırdan nasıl yola çıktıysa biz de yola çıkacağız. Bu kadar genç nüfusumuz iş güçümüz varken yapmazsak ne zaman yapacağız? Karamsar düşüncelere boğulmakla bu güne kadar elimize birşey geçmedi. Ben geleceğe iyimser bakıyorum siz de bakın.

    dusunceleriniz cok guzel kardesim,haklisinizda.lakin ben diger firmalarin cekilmesiyle alakali olan konuyu gumruk birligi muhabbetine isyan edenlere ithafen soylemistim. yoksa elbette kimse kolay kolay cekilemez. deginmek.istedigim birkac konu var simdi. bugune kadar hicbir zaman bagimsiz haraket etmesini becerememis olan bize sizce bunu kolaylan yapma sansi tanirlarmi ? bir diger konu,, basit bi hesap yapalim. clio 40bin fiyat dusunelim. net vergimiz burada 17 bin tl civari yapiyor yanilmiyorsam. uc bin bayii kari dustuk,, kaldi 20 bin. distributor firma karlarini, ulasim ivir zivir maliyetler dusuldugunde ureticininde kari eklenirse bu araclarin maliyeti 10bin den daha dusuk bir sayiya tekabul eder. biz sizce sektore ilk adimimizi bu kadar gec atarken bu maliyetleri yakalayabilir miyiz ? korkarim bana imkansiz geliyor. umarim siz hakli cikarsiniz ve bende sektorde kendi yerimi alir canla basla calisirim..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam bunları ben de düşündüm. Ancak hükümet (sözünde durursa) her türlü kolaylığı göstereceğini ifade etti. Şimdi bundan çıkarılacak sonuç al sana beleş arazi, al sana faizsiz kredi vaatlerinden ibaret değildir zannederim. Yerli markanın yabancı markalara göre ayrıcalıklı tutulacağını ve cazip hale gelmesi için bir çok kriterde düzenleme yapılacağını düşünüyorum. Ciğerli bir ''babayiğit'' ve beyin takımı bulunduktan sonra işin yarısı bitmiş demektir. Geri kalan hesap kitap işleri karşılıklı mutabakatla bir noktaya bağlanır. Artık gerisi büyüklerimize kalmış, ne yaparlar bilemem.

    Öte yandan ümidini kesmemiş bir forumdaşımı daha görmekten mutlu oldum. 53 sene önce azimli bir grup mühendis 4 ay içinde sıfırdan araç tasarlayıp(Devrim) 3 adet prototip üretti. O zamanın yokluğunda bunu başardıysak bugünkü imkanlarla çok daha güzel işler çıkarırız. Hayırlısı olsun ne diyeyim.




  • Yerli arabadan vergi alınmaz. senelik vergiler alınırsa neden olmasın ? yani motor hacmi gibi .
    başlangıç için 3 model aracı bu şekilde üretip,satışından vergi alınmaz teşfık olursa.

    1.6 cng-lpg-benzin sedan - stejin

    2.0 litre dizel pikap üretmeliyiz

    ama şu aklıma geldikçe kötü oluyorum. yarı yerli,yarı yabancı şeklinde Türkiye'de fabrika kurulup firma oluşturulur satılırsa ozaman olmaz. kaç senedir mühendis yetiştiriyoruz çok ta güzel ünilerimiz var bilmem kaç puanlardan mühendis alan. yani bu kadar adam yetiştirdik araba mı üretemiyor?.

    %100 yerli ve siyasal bakımından tarafsız devlet dostu bir iş adamı yada, devlete in bızat kendi kurdu fabrika ve memurların çalıştı kurum olmalı. yani her bakımdan devletin kendi tek elinde yabancı katmadan üretilmeli.

    hocam 4 sılındırlı orta derece sedan araba üretmek çok zor değil mesele bunu yerli %% üretmek . yabancı yerli bi firma kurup aha yerli araba olursa ben almam şahsen.

    hocam alman'yada fransız arabası satılmıyo'mu. yada fransada alman yada amerikada japonya'da başka araba firmaları . ben zannetmiyorum fabrikalarını kaldırıp hadi biz gidiyoruz getiremezler çoğrafi bakımdan burda üretilen araç başka ülkelere'de götürüp satıyolar. meksikada vw araba üretio o bölgede başka firma üretim yapmıyormu ? yada meksika biz kendi aramızı üretcez dese vw ordan taşıncakmı ? sanmıyorum çünkü vw ordan bütün kıta ya araba üretio. ayrıca çin var büyük firmalar orada üretim yapmak istiyo veya üretio . iş çilik ucuzki taşıma maliyeti bile kaldırıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E5CA1F8AE -- 24 Eylül 2014; 2:48:44 >




  • Kendi isteğime göre motor döktürmek nasıl bişeydir
  • HondatugraL kullanıcısına yanıt
    hocam motor döktürmek bi kenara . ben kendi isteğime göre motor swap lamayı düşünüyorum'da araştırma yaptım işin içinden çıkamıyosun. kuş serisi sedanlar'dan birine mazda 1.3 wankel motor koymayı düşünmüştüm.
  • Konuya farklılık katmak için motor döküm hakkında bir kaç bilgi aktarmak istiyorum;

    Almanya' da yerleşik Eisenberk Brühl dökümhanesi, çalıştığım firmanın müşterisi. Kupol ocakları ile ergitme yapıp motor blokları döküyorlar. Çok büyük işletmeleri var. Günde 20,000 adet motor bloğu döküyorlar. Senede döktükleri motor sayısı 5,000,000 adet. En büyük müşterileri de WV ve Audi. Ford da bir dökümhaneden motor alıyormuş.

    Teknik açıdan en güzel tarafı da, işletmede teknik bilgisine en fazla güven ve saygı duyulan yetkili mühendisin bir Türk olması.

    Yalnız birkonu üzerinde özellikle durmak isterimki bu fabrikaya malzeme verebilmek için kalite anlayışınızın çok ama çok yüksek olması gerekli.

    Herkese iyi forumlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DUBLO

    Yerli arabadan vergi alınmaz. senelik vergiler alınırsa neden olmasın ? yani motor hacmi gibi .
    başlangıç için 3 model aracı bu şekilde üretip,satışından vergi alınmaz teşfık olursa.

    1.6 cng-lpg-benzin sedan - stejin

    2.0 litre dizel pikap üretmeliyiz

    ama şu aklıma geldikçe kötü oluyorum. yarı yerli,yarı yabancı şeklinde Türkiye'de fabrika kurulup firma oluşturulur satılırsa ozaman olmaz. kaç senedir mühendis yetiştiriyoruz çok ta güzel ünilerimiz var bilmem kaç puanlardan mühendis alan. yani bu kadar adam yetiştirdik araba mı üretemiyor?.

    %100 yerli ve siyasal bakımından tarafsız devlet dostu bir iş adamı yada, devlete in bızat kendi kurdu fabrika ve memurların çalıştı kurum olmalı. yani her bakımdan devletin kendi tek elinde yabancı katmadan üretilmeli.

    hocam 4 sılındırlı orta derece sedan araba üretmek çok zor değil mesele bunu yerli %% üretmek . yabancı yerli bi firma kurup aha yerli araba olursa ben almam şahsen.

    hocam alman'yada fransız arabası satılmıyo'mu. yada fransada alman yada amerikada japonya'da başka araba firmaları . ben zannetmiyorum fabrikalarını kaldırıp hadi biz gidiyoruz getiremezler çoğrafi bakımdan burda üretilen araç başka ülkelere'de götürüp satıyolar. meksikada vw araba üretio o bölgede başka firma üretim yapmıyormu ? yada meksika biz kendi aramızı üretcez dese vw ordan taşıncakmı ? sanmıyorum çünkü vw ordan bütün kıta ya araba üretio. ayrıca çin var büyük firmalar orada üretim yapmak istiyo veya üretio . iş çilik ucuzki taşıma maliyeti bile kaldırıyor.

    sahin teknolojisine sahip bir araba yapmayacaksaniz kastettiginiz sekilde %100 yerli araba yapmanizin zaten mumkunati yoktur. onemli olan markanin yerli sermayeye sahip olmasidir burada. ayrica gumruk birligi anlasmasindan bihaber olarak yorum yaptiginiz icin bu konuyu birazcik arastirmanizi oneriyorum.isin ozeti, diger firmalarin verdikleri vergilerden bir gidim.bile daha az vergi alirsaniz hukumet olarak uluslararasi mahkemelerde yargilanirsiniz. daha ileri giderseniz ambargo yer butun ticari iliskilerinizi.bitirirsiniz,turkiyenin alti ay gibi bir surede yarisi acliktan ölür.. turkiyenin.yetistirdigi o adamlardan biri de benim..ve ben butun birikimlerime dayanarak bu isin sanildigi kadar kolay olmadigini soyluyorum. global sektörde kendi aracini uretip,maliyetlerini renault unkilerle ayni seviyelere cekebilmelisin ki sektorde onlarla kapişabilmelisin..devletin kesintisiz destekleriyle yine olmayacak is degil ama.oldukca.cetin.bir.savas olacak.Allah sonumuzu hayretsin..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DUBLO

    hocam motor döktürmek bi kenara . ben kendi isteğime göre motor swap lamayı düşünüyorum'da araştırma yaptım işin içinden çıkamıyosun. kuş serisi sedanlar'dan birine mazda 1.3 wankel motor koymayı düşünmüştüm.

    Onu yaptılar ilk yarışında duvara vurdu kaldı ki wankel zaten TR piyasasında gideri olmayan bir motor keşke benzin ucuz olsa ustası ve hakkından gelen bol olsada wankel görsek yollarda ama zaten millet bu motordan kaçmak için rx serisinden uzak dururken sizin tehlikeye adım adım yürümeniz yanlış olur
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.