Şimdi Ara

Şehide saygı öyle mi ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
1
Favori
763
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
21 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Meral Akşener'e küfür eden şehit abisine, Lütfü Türkkan küfür etti.

    1984'ten bu yana terörle mücadelede hayatını kaybeden asker-polis-kamu görevlisi tüm şehitlerimizin tek tek listesini tuttuğum için, kontrol ettim, küfür meselesinde adı geçen şehidi bulamadım.

    Şehit kardeşimizin kim olduğunu ve nasıl şehit olduğunu öğrenebilmek için sayın medyamıza baktım…

    – Bingöl'deki abisi “havan bombasıyla şehit oldu” diyor, Adana'daki abisi “mayına basarak şehit oldu” diyor.

    – Köyün muhtarı “14 yaşındayken” şehit olduğunu söylüyor, içişleri bakanlığımız “17 yaşındayken” şehit olduğunu söylüyor.

    – Hürriyet gazetesi “havan mermisi” diyor, Yeni Şafak gazetesi “mayın” diyor, Sabah gazetesi bazı haberlerinde “havan bombası” diyor, bazı haberlerinde “mayına basarak” diyor.

    – Anadolu Ajansı “14 yaşında” diyor, TRT “15 yaşında” diyor.

    – Anadolu Ajansı “havan mermisiyle” diyor, TRT şehadet sebebini belirtmiyor.

    – Takvim gazetesi “14 yaşında” diyor, Sabah gazetesi “17 yaşında” diyor.

    – İçişleri bakanlığımız “köyün yaylasında” diyor, Akşam gazetesi “şehre atılan” havan topuyla diyor.

    Gariban çoban İsa'nın hayvanlarını otlatırken terör kurbanı olduğu kesin, hiç şüphe yok…

    Ama şurası açıkça görülüyor ki, aslında İsa'yı önemsedikleri filan yok.

    Önemsiyor olsalardı, 1997 yılında hayatını kaybettiğinde haber yaparlardı, arşivlerinde olurdu, bugün de o haberin kupürünü yayınlarlardı.

    Ne o döneme ait haber var, ne kupür.

    O yüzden, ne yaşını biliyorlar, ne ölüm şeklini, ne yerini.

    Hadise hangi ay yaşandı diye sor, o da yok.


    Eğer bu iktidar şehitler konusunda hassas olsaydı… Hem astsubay oğlu Serhat'ı, hem subay yeğeni Serkan'ı terörle mücadelede kaybeden, şehit babası-amcası Mehmet Gençer'i, asrın liderimize hakaret etti diye, uydurma davayla, beş yıl hapis cezasıyla yargılayıp, bir yıl hapse mahkum ederler miydi?

    Eğer bu iktidar şehitler konusunda hassas olsaydı… Astsubay oğlu Namık'ı terörle mücadelede kaybeden, şehit annesi Pakize Akbaba'yı, asrın liderimize hakaret etti diye, uydurma bir davayla, dört yıl hapis cezasıyla yargılarlar mıydı?

    Oğlu Halil'i şehit veren şehit babası Ahmet Kömür'e, asrın liderimize hakaret etti diye, uydurma bir davayla 11 ay 25 gün hapis cezası verirler miydi?

    Oğlu Kansu'yu şehit veren şehit annesine, yasa gereği Emekli Sandığı'ndan maaş bağlandı, sağlık karnesi verildi, kadıncağız oğlunun acısıyla felç olmuştu, tedavi gördü, 15 bin lira fatura çıkarıldı, “ölmüş kocandan Bağkurlu olduğun için Emekli Sandığı'ndan faydalanamazsın” dediler, maaşına haciz koydular.


    Oğlu Özkan'ı şehit veren şehit babasına, oğlunun şehit düşmesinden sadece 20 gün sonra, alt tarafı 800 liralık elektrik borcu nedeniyle haciz gönderdiler, şehit babası erteleme istedi, kabul etmediler.

    Kuzey Irak'ta mayına basarak sağ bacağını kaybeden gazi Nurettin, bankadan kredi çekti, 93 bin liraya elektronik protez bacak taktırdı, sayın yetkililerimiz faturayı pahalı buldu, bu parayı ödemedi, sadece 54 bin lirasını ödedi, 2015'te gazinin protez bacağına haciz geldi.

    Ömür Gezdiren… Ömrünün en güzel günlerini terörist peşinde gezdiriyordu, mayın patladı, şakağına şarapnel saplandı, suratı darmadağın oldu, aylarca komada kaldı, kör oldu, beyninde hasar oluştuğu için parkinson'a yakalandı. Konuşmakta güçlük çekiyor, vücudu zangır zangır titriyordu. Baba yok. Kardeş yok. Hayattaki tek varlığı olan annesiyle oturuyordu. 2011'de Ayedaş'a gittiler, gazilere tanınan indirimden faydalanmak istediklerini anlatmaya çalıştılar. Görmüyor, heceleye heceleye konuşuyor, titriyordu, banko memuru sıkıldı! Evrakların eksik diyerek, kestirip attı. Tartışma çıktı. Güvenlik görevlisi Ömür'ün üstüne yürüdü, anne çığlık attı, Ömür panikledi, koruma içgüdüsüyle hamle yaptı, zaten sinir sistemi haşat, eline koluna hakim olamıyordu, bankoda duran elektronik sayaç düştü, kırıldı. Ömür bayıldı. Ambulansla hastaneye götürüldü. Bedensel çaresizliğinden asabı oynamış, krize girmişti, bayılma sebebi buydu. Yedi ay sonra… Kapı çalındı, postacı gelmişti, ellerine zarf tutuşturdu. Açtılar. Anne okudu, gazi dinledi. Mahkeme celbiydi. Kamu malına zarar vermekten dava açılmıştı, üç sene hapsi isteniyordu!

    Hakkari dağlarında gözünü, beynini, hayatının geriye kalan kısmını bırakan gazi, sayın devletimize zarar vermişti yani!

    2014'te Muş'ta vatani görevini yapan Uysal, şüpheli şekilde hayatını kaybetti, öldürüldü mü, intihar mı etti, tespit edilemedi. Sayın genelkurmayımız, Uysal'ın babasına resmi yazı gönderdi, Uysal'ın ölümüne sebep olan G3 mermisinin parasını istedi iyi mi… Merminin fiyatı 1 lira 11 kuruştu. Mazallah bu para ödenmezse, devletimizin hazinesi 1 lira 11 kuruş zarar ederdi!

    2007 yılıydı, Şırnak'ta tuzaklanmış bomba infilak etti, vücuduna elektrik verilmiş gibi hissetti, sol koluna baktı, sol kolu yoktu, bacağına sanki kaynar sular dökülmüştü, baktı, bacağı da yoktu, doğrulmaya çalıştı, ayakucunda çukur vardı, baktı, bacağının parçaları duruyordu çukurda, kelime-i şehadet getirdi, çatışma devam ediyordu, tüfeği aklına geldi, tüfeğimi alayım vuruşayım diye düşündü, baktı, sağ kolu erimiş plastik gibi damlıyordu yere… O an farketmemişti ama, sol gözü de gitmişti. Yılmaz Yiğit… Kahraman ruhu teslim olmadı, ameliyat üstüne ameliyat, hayata tutundu, Işık Koşaner'in girişimiyle kol protezi takıldı, İlker Başbuğ'un desteğiyle ABD'ye gönderildi, aylarca tedavi gördü, protez bacak takıldı, artık hiç olmazsa ayakta durabiliyordu. 2014 yılıydı, Ankara'da belediye otobüsüne bindi, şoför “kartını bas” dedi, kollarını gösterdi, “gaziyim, ellerim yok, kartım arka cebimde, siz alır mısınız lütfen” dedi, şoför “ne demek elim yok, hayret bi şey yav, çıkartıp göstereceksin” dedi, tartışma çıktı, şoför efendi bağırdı, gazimize “hayvan oğlu hayvan şerefsiz, benim için mi gazi oldun” dedi!

    Sayın hükümetimizin gıkı bile çıkmadı.

    Yandaş medya “otobüsteki yolcular şoför lehine şahitlik yaptı” diye yazdı, halbuki yalandı, Akp'li belediyeyi savunmak için utanmadan bu yalanı bile yazmışlardı, otobüsteki yolcular karakola gidip gazinin lehine şahitlik yapmıştı.

    Asrın liderimiz “şehitlik gazilik sektör haline geldi” demedi mi?

    Asrın liderimiz, acısını haykıran şehidin kızkardeşine “senin ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi” demedi mi?

    Asrın liderimiz, artık şehit cenazesi istemiyoruz diyen vatandaşa “askerlik yan gelip yatma yeri değil canım kardeşim” demedi mi?

    Albay Abdülkerim Kırca… Çatışma sırasında omuriliğine terörist kurşunu denk gelmiş, felç kalmış, tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş, varlığıyla onur duyduğumuz son cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in elinden devlet övünç madalyası almıştı… 2009 yılında teröristi şahit yaptılar, madalyalı gazi albayı “çete lideri” ilan ettiler, gazi albay tabancasını kafasına dayadı, tetiği çekti.

    Yarbay Ali Tatar'ı kumpasla şehit ettiler, “mermiye kafa attı” diye alay ettiler.

    15 Ağustos 1984… Milattı, bölücü terör tarihte ilk kez vurdu, bir saat sonra helikopterle bölgeye indirilen timin komutanı, bordo bereli efsane albay, değerli ağabeyim Hulusi Gülbahar'dı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin terörle mücadele etsin diye gönderdiği ilk subaydı… Üstün cesaret ve feragat madalyalı gazidir. Bir defasında çatışma bölgesine gece karanlığında paraşütle atladı, kayalıklara inerken son saniyede ters rüzgar yedi, çakıldı, boynundan ağır yaralandı, günlerce hastanede yattı, ailesine bile haber vermedi. Hayatı boyunca bir defa bile olsun Batı'daki şehirlerimizde görev yapmadı, ömrünü terörle mücadeleye adadı.

    Akp iktidarında kumpasla “terörist” ilan ettiler, hapse attılar.

    Annesi duydu, madalyalı oğlu hakkında “terörist” diye yakalama kararı çıkarıldığı gün kalp krizi geçirdi, rahmetli oldu.

    Asrın iftirasını bavulla taşıyan tetikçiyi “yılın gazetecisi” seçtiler bu ülkede… Terörle mücadele kahramanı subaylarımıza, yandaş medyada “rezil, ahlaksız, tecavüzcü, kepaze, iğrenç, pislik, kafatasçı, namussuz, vatan haini, lekeli, onursuz, katil, dinsiz” dediler.

    Cephanelik patladı, 25 şehidimiz morgta yatarken, Akp valisi “hayat devam ediyor” diyerek genelkurmay başkanına sucuk hediye etti, Akp sözcüsü “ne var bunda, lokum bile ikram edilir” dedi, Akp bakanı “Hindistan'da Pakistan'da olur böyle şeyler” dedi.

    Terör şehitlerini görüşmek üzere Tbmm olağanüstü toplantıya çağırıldı, Akp sözcüsü “bir kaç Mehmet şehit oldu diye Meclis'i toplayamayız” dedi.

    Hakkari'de şehit düşen binbaşımızın bayrağa sarılı cenazesini, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, portakal sandığı gibi, kamyonet kasasında taşıdılar.

    Kanunu değiştirdiler, şehit ve gazi tanımını sildiler, şehidi “vazife ölümü”, gaziyi “vazife malulu” yaptılar. Böylece, koğuşta ranzasından düşüp ölenle, çatışmada hayatını kaybedeni bir tuttular.

    Pkk'yla masaya oturdular, şehit aileleri çocuklarının kabri başında basın toplantısı düzenlemesin diye, Edirnekapı Şehitliği'ne ziyareti yasakladılar… İmralı'yı Kandil'i basına açtılar, şehitliği kapattılar!

    Şehit cenazelerinde 1932'den beri Chopin'in cenaze marşı çalınıyordu, “ti” işareti veriliyordu, ihtiram yürüyüşü yapılıyordu. 86 senedir böyleydi. 86 sene sonra… “Dinimize aykırı” dediler. “Şehit cenazesinde müzik çalınması şehitlerimizin ruhunu ve şehit ailelerini rencide ediyor” dediler. “Şehitlerimiz varken, çalgı aleti kullanılması, kutsalımıza, maneviyatımıza ters düşüyor” dediler. Akp'nin diyanet işleri başkanı zart diye çıktı, “şehit, cami, tekbir ve Kuran'ın arasına bir müzisyenin girmesi doğru değildir, kültürümüze aykırıdır, cenazenin İslam geleneğinde bir adabı vardır” dedi.

    O dönem… Afrin'de 52 şehit verdik. Çocuklarımızın henüz kanı kurumamıştı, asrın liderimiz şarkıcıları türkücüleri çalgıcıları bindirdi özel uçağına, sınır karakoluna götürdü, uçakta konserler verildi, şarkılar alkışlar eşliğinde yolculuk yapıldı, Hatay'a inildi, karakola gelindi, asrın liderimiz komandolar gibi kamuflaj giymişti, şen şakrak kahkahalar eşliğinde klarnet çaldılar, İbrahim Tatlıses yaylalar yaylalar'ı söyledi, dılo dılo yaylalar nakaratında hep beraber tempo tuttular, televizyonlarda naklen yayınlandı, alkışlar, neşe, keyif, gırla gitti, zabıta teşkilatında bile görülmeyen laubalilikle genelkurmay başkanının sırtına yaslanıp selfie falan çekildi.

    “Cenazede müzik dinimize aykırı, şehitlerimiz rencide oluyor” diyen yandaş medyamız, “dev koro moral verdi, muhteşem performans, türküler büyük beğeni topladı, mest ettiler, sınır karakolunda şahane görüntüler, Afrin'de renkli anlar” manşetlerini attı.

     

    Libya'da şehit verdik. Milletten saklamaya çalıştılar, tören mören yapmadan gizli gizli toprağa verdiler, tarihimizde görülmemiş duyulmamış bu rezalet ortaya çıkınca, bir kaç “tane” şehit var dediler.

    Gazeteci Yazgülü Aldoğan'ı şehitlerimize hakaret ettiği iftirasıyla linç ettiler, miting kürsülerinden “işten atılsın” diye bağırdılar, “yüzüne tükürün” bile dediler… Halbuki, Yazgülü Aldoğan şehit kızıdır.

    Koronavirüsle mücadelede hükümetin yanlışlarını haykıran Profesör Ahmet Saltık'ı “vatan haini” ilan ettiler… Profesör Ahmet Saltık şehit oğludur.

    15 Temmuz darbe girişiminde beş tankı tek başına durduran kahraman dediler, gazi unvanı verdiler, gazi tazminatı verdiler, gazi maaşı bağladılar. Sahtekar çıktı.

    Sayıştay'ın raporuna göre, sırf geçen yıl 177 kişiye şehit çocuğu olmadıkları halde, şehit çocuğu bursu verildiği ortaya çıktı.

    Madem şehit abileri konusunda bu kadar hassassınız…

    Yüzbaşı kardeşi Ahmet Alkan'ı şehit veren, yarbay ağabeyi Mehmet Alkan, kardeşinin cenazesinde acısını haykırdığı için, “32 yaşındaki bu vatan evladının katili kim, bunun sebebi kim” diye haykırdığı için, TSK'dan ihraç edilmedi mi? Sahte gizli tanık ifadeleriyle mahkemelerde üç yıl boyunca sürüm sürüm süründürülmedi mi? Hepsi iftira çıkmadı mı? Beraat etmedi mi?

    Şehitlere “kelle” diyen kim?

    Hepsi önemli ama, hepsinden önemlisi… “Gazi” Mustafa Kemal Atatürk'e lanet okuyanlar, lanet okunmasına göz yumanlar kim?

    E, sonra diyorlar ki…

    Lütfü Türkkan'ın milletvekilliği düşürülsün filan.


    Alıntı : Sözcü








  • Ne askere ne gaziye nede şehide gerçek mana da saygı duyan siyasetçi yok. Saygı duyan siyasetçi varsa da geçmişinde kesin güvenlik birimlerinden birin de çalışmıştır (Örn: Osman Pamukoğlu komutanımız).


    Kısacası Şehide kelle diyen, Amirale zevzek diyen, Oy uğruna hdp'ye yanaşan, hendek operasyonlarında "TSK savaş suçu işliyor" diyen siyasetçilerden, askerlerde saygı veya başka bir şey beklemiyor.

    www.cumhuriyet.com.tr
    15 Temmuz gazileri: “İktidar paranın üzerine yattı, AKP’lilerin hakaretlerine uğradık”
    https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/15-temmuz-gazileri-iktidar-paranin-uzerine-yatti-akplilerin-hakaretlerine-ugradik-1838353

    "Gazete Kolektif’ten Miray Mert’e konuşan 15 Temmuz gazileri, onlar için toplanan parayla ilgili hak arayışlarından sonra ödeme almaya başladıklarını söyledi. Gaziler, kamuoyuna adeta dilenci ya da paragöz gibi gösterilmelerine tepki verirken bir yandan muhalif ve yandaş denilerek ayrımcılığa maruz kaldıklarını vurguladı. Çeşitli hukuksuzluklar ve zorluklarla karşılaşan gaziler, mağduriyetlerini ve taleplerini Gazete Kolektif’e anlattı."


    "O günün parasıyla 100 milyon dolara tekabül eden 300 milyon liradan fazla bağış parası toplanmış ve aradan 5 yıla yakın zaman geçmesine rağmen paranın şehit ne de gazi yakınlarına gönderildiğine ilişkin kayıt bulunamamıştı."

  • Ne askere ne gaziye nede şehide gerçek mana da saygı duyan siyasetçi yok. Saygı duyan siyasetçi varsa da geçmişinde kesin güvenlik birimlerinden birin de çalışmıştır (Örn: Osman Pamukoğlu komutanımız).


    Kısacası Şehide kelle diyen, Amirale zevzek diyen, Oy uğruna hdp'ye yanaşan, hendek operasyonlarında "TSK savaş suçu işliyor" diyen siyasetçilerden, askerlerde saygı veya başka bir şey beklemiyor.

  • www.cumhuriyet.com.tr
    AKP'li başkandan şehit yakınına hakaret!
    https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/akpli-baskandan-sehit-yakinina-hakaret-1883797
  • Efsane yazı olmuş ya..

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yav akp sehitler konusunda duyar kasacak son partidir.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • onedio
    AKP'li Belediye Başkanından Şehit Yakınına Hakaret: 'Alçak, Terbiyesiz...'
    https://onedio.com/haber/akp-li-belediye-baskanindan-sehit-yakinina-hakaret-alcak-terbiyesiz-1016201?ref=slider1
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • www.cumhuriyet.com.tr
    15 Temmuz gazileri: “İktidar paranın üzerine yattı, AKP’lilerin hakaretlerine uğradık”
    https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/15-temmuz-gazileri-iktidar-paranin-uzerine-yatti-akplilerin-hakaretlerine-ugradik-1838353

    "Gazete Kolektif’ten Miray Mert’e konuşan 15 Temmuz gazileri, onlar için toplanan parayla ilgili hak arayışlarından sonra ödeme almaya başladıklarını söyledi. Gaziler, kamuoyuna adeta dilenci ya da paragöz gibi gösterilmelerine tepki verirken bir yandan muhalif ve yandaş denilerek ayrımcılığa maruz kaldıklarını vurguladı. Çeşitli hukuksuzluklar ve zorluklarla karşılaşan gaziler, mağduriyetlerini ve taleplerini Gazete Kolektif’e anlattı."


    "O günün parasıyla 100 milyon dolara tekabül eden 300 milyon liradan fazla bağış parası toplanmış ve aradan 5 yıla yakın zaman geçmesine rağmen paranın şehit ne de gazi yakınlarına gönderildiğine ilişkin kayıt bulunamamıştı."





  • Yobaz rozetçi muhaliflerin özeti

    Rte millete laf ederse şehitlere kelle derse kötü, dikta adam.

    Kendi partisinden biri aynı şeyi yaparsa "olur öyle şeyler kesin provakatördür o adam zaten yoksa bizimkiler istanbul beyfendisi"

    İki aşağılık tarafın savunmasıda hep aynıdır "provakatörler,dil sürşmesi,anlık öfke,medyaya oynamak/artislik yapmak "



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-39A3D5E9A -- 12 Kasım 2021; 13:33:12 >
    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Yazıda bazı mevzuları bilsem de bilmediğim rezillikler de varmış. Bu arada koca yazıda "15 Temmuz Gazileri için toplanan yardım paralarının ödenmediği" ile ilgili rezilliği esgeçmişler. Sanırım bu kadar rezillik yazılırken arada unutulmuş kaynamış. Gerçi "IŞİD'in diri diri yaktığı ve videoya aldığı 2 askerimiz" ile ilgili skandal rezillikler gibi başka ne rezillikler unutulmuştur yazılırken ama bu kadar örnek mevcut yönetimin omurgasızlığını anlatmaya yeter de artar bile.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilge Türk kullanıcısına yanıt

    Tam olarak ifade şu imiş: "Kişisel fikrimi söylüyorum; bu bir zevzekliktir. İktidar partisine, üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur" dedi.


    Bana pek de amiralleri hedef alıp onlara hakaret eden bir ifade gibi gelmedi. Ayrıca bu ifade iktidarın medyada bu amirallere yaptığı lincin, "darbeci" yakıştırmasının, algı operasyonlarının, İçişleri Bakanı'nın yaptıkları ve söylemlerinin yanında solda sıfır kalır, devede tüy bile değil.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Bu tamamen ak gavur trollerinin tuzağı.

    AMA BU İKTİDAR GİDECEK. GÖRECEĞİZ BU İŞİN GERÇEK YÜZÜNÜ.

    500.000 TL de tazminat davası açmış. Derdi para olan nasıl belli oluyor var ya.

    Muhalefet akıllı davranıyor. AKP liler neler neler yaptıda, bir bir tanesi ceza almadı. AKP algıcılık ve yalan partisidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aslında bu tip şeyleri yazmayı pek sevmem ama


    akpli belediye başkanları veya başkan statüsünde olanlar tip olarak niye bana yerli filmlerdeki sahtekar insan tiplerini hatırlatıyor. Siyasi görüşden bağımsız yazdım

  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    "Kişisel fikrimi söylüyorum; bu bir zevzekliktir. İktidar partisine, üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur"Bana pek de amiralleri hedef alıp onlara hakaret eden bir ifade gibi gelmedi


    Benim cümleden anladığım, Amirallerin yazdığı metnin iktidara yaradığı gerekçesiyle yayınlanan metne zevzeklik demiş. Sizce bu durumda bildiriyi hazırlayan Amiraller de zevzek demiş olmuyor mu? Generaller/Amiraller bir işin ne zaman yapılacağını ve nasıl yapılacağını bir parti genel başkanından çok daha iyi bilir. Yani iktidar bunu kullanacak diye adamlar en iyi bildiği şeyi Türk milleti ile paylaşmasın mı?


    Alıntı

    metni:
    Ayrıca bu ifade iktidarın medyada bu amirallere yaptığı lincin, "darbeci" yakıştırmasının, algı operasyonlarının, İçişleri Bakanı'nın yaptıkları ve söylemlerinin yanında solda sıfır kalır, devede tüy bile değil.


    İktidarın elinde güç var, tabi ki muhalefet partilerinin yaptığı hatalar, iktidar partisinin yaptığı hataların yanın da devede tüy kalır. Burada amaç iktidarla karşılaştırmak değil. Mesela askeri geçmişi olan veya bir asker kadar orduya bağlı bir kişi sırf bu açıklamadan dolayı İYİP'e oy vermeyebilir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilge Türk -- 14 Kasım 2021; 8:29:20 >




  • Bilge Türk kullanıcısına yanıt

    Kullanıcı adı-mesaj çelişkisi. Bu politikadır. Akşener orada amirallere arka çıksa iktidar tüm medya organlarından bu sefer "postal yalayıcı, darbeci, FETÖ'cü" diye propaganda yapılacaktı, troller var gücüyle sosyal medya üzerinden linç girişimi yapacak ve propaganda da yerine ulaşacaktı. Ama böyle deyince bu sefer de iktidar milliyetçi kesime karşı düşman ilan etmek için "zevzeklik" vurgusu yaptı medyasında. Sizin gibi milliyetçiler de afiyetle yedi. He hiçbir şey demese bu sefer de satılık medya "Akşener bu konuda sessiz kaldı" diye propaganda yapacaktı ve sizin cenah yine bu numarayı yiyecekti. Akşener kötünün iyisini yapmıştır ama sessiz kalsa tabi daha iyiydi veya daha farklı bir ifade kullansa. Gerçi ifadeleri yumuşak olsa bu sefer iktidar medyası tarafından yeterince sert sözler söylemediği için eleştirilir ve postal yalayıcılığa yakıştırılırdı. Ben şahsen kendisini orta yolda görüyorum ne böyle aşırı militarist ne de AKP gibi gevşek. Akşener bu kritik zamanlarda kimseyi kaybetmek istemiyor ve ince bir ipte yürümeye çalışıyor. AKP gibi onu dört koldan birden dengede tutan kesim yok ve AKP'yi muhalefete karşı olduğu gibi orantısız güçle alaşağı etmeye çalışan bir yapı yok.


    Kafası çalışan adam her ne olursa olsun buradaki tuzakları görür ve politikacının hamlelerini ve ne için yaptığını bilir. Bunu anlamak için Einstein olmaya veya kütüphanelerce kitap yutmuş olmaya gerek yok. Politikayı anlamak bu kadar zor olmamalı. Ben sana bir şey söyleyeyim, iktidarın yaptığı pislikler karşısında o amirallerin hiçbirinin Akşener'in söylediklerinin umrunda olduğunu sanmıyorum. Yani bunu düşünecek ve umursayacak fırsat bile bulamamışlar o AKP'nin medyasındaki "darbeci bunlar" ifadesideki şoklar sebebiyle. Kimse kolu bacağı kopmuşken kolundaki ufak bir çiziği umursamaz.


    Alıntı

    metni:
    İktidarın elinde güç var, tabi ki muhalefet partilerinin yaptığı hatalar, iktidar partisinin yaptığı hataların yanın da devede tüy kalır. Burada amaç iktidarla karşılaştırmak değil. Mesela askeri geçmişi olan veya bir asker kadar orduya bağlı bir kişi sırf bu açıklamadan dolayı İYİP'e oy vermeyebilir.


    Valla o arkadaşa seçenek sunalım. Diyelim ki o arkadaş rütbeli bir asker. Kendi fikrini söyledi. İktidarı tüm gücüyle onu linç ettirdi, halkın önüne hedef olarak koydu, çıktı içişleri bakanı yargılanacaksınız dedi, darbeci, dedi vs. Belki bu hedefler yüzünden bu kişi ölüm tehditleri bile aldı bilinmeyen numaralardan, hayatı riske girdi, emekli değilse de ordudan ihrac edildi. İfade vermeye çağırıldı vs vs. Ama bir tarafta da muhalefetten biri çıktı dedi ki "zevkzekliği bırakalım, iktidarın eline koz vermeyelim." Bunun gibi düşünen adamları hapislerde çürüten ve her daim hedef gösteren, ülke itibarıyla birlikte ordunun itibarını yok edenler mi yoksa ortalığı yatıştırmak için yumuşak bir dil kullanan muhalefet mi kötüdür? Bunu düşünemeyecek kadar kafası çalışmayan adama mevcut iktidar az bile yapıyordur. O yüzden AKP gibi bir partinin 20 yıldır hüküm sürmesi tesadüf değildir. Kafası çalışmayan adamlar olduğu sürece AKP'nin saltanatı daha da devam edecektir. O zaman fikrini söylediği için linç yemeye, hapislerde çürümeye, ordudan ihrac edilmeye, şerefi beş paralık edilmeye, hakaret ve küfür yemeye, ölüm tehditleri almaya, iftiralarla onuru kırıldığı için intihar etmeye devam.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 14 Kasım 2021; 12:39:9 >




  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    Bu politikadır. Akşener orada amirallere arka çıksa iktidar tüm medya organlarından bu sefer "postal yalayıcı, darbeci, FETÖ'cü" diye propaganda yapılacaktı, troller var gücüyle sosyal medya üzerinden linç girişimi yapacak ve propaganda da yerine ulaşacaktı.


    Muharrem İnce'nin, Ümit Özdağ'ın hatta Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı politika değil mi? Madem propagandadan çekiniyor "Zevzek" demek yerine Kılıçdaroğlu gibi "Gündem bu değil gündemi değiştirmeyin" dese daha doğru olmaz mıydı? Ayrıca olayın darbe veya FETÖ ile hiç alakası yok çıkıp İnce gibi Özdağ gibi yayınlanan metni savunabilirdi.


    Alıntı

    metni:
    Ama böyle deyince bu sefer de iktidar milliyetçi kesime karşı düşman ilan etmek için "zevzeklik" vurgusu yaptı medyasında.


    İktidar "zevzeklik" vurgusu yapsın, yapmasın bir şey değişmez. Akşener "zevzek" dedi mi demedi mi?


    Alıntı

    metni:
    He hiçbir şey demese bu sefer de satılık medya "Akşener bu konuda sessiz kaldı" diye propaganda yapacaktı ve sizin cenah yine bu numarayı yiyecekti.


    İYİP yüksek oy alan partilerden biri sessiz kalmasını da tabi ki eleştiririm. Ha ama "zevzek" demek yerine keşke sessiz kalsaydı veya Kılıçdaroğlu gibi "gündem değiştirme çabası" deyip geçseydi.


    Alıntı

    metni:
    iktidarın yaptığı pislikler karşısında o amirallerin hiçbirinin Akşener'in söylediklerinin umrunda olduğunu sanmıyorum.


    Bir Amiral "Bu daha kötü laf söyledi o zaman diğer kötü laf söyleyeni göz ardı edebiliriz" şeklinde düşünmez.


    Alıntı

    metni:
    Yani bunu düşünecek ve umursayacak fırsat bile bulamamışlar o AKP'nin medyasındaki "darbeci bunlar" ifadesideki şoklar sebebiyle.


    Amirallerimiz sizce o metni hazırlarken yandaş medyanın öyle haber yapacağını düşünmüyorlar mıydı? Asker "Selam" dese "darbeci" diyecek zihniyet var iken, bir amiralin yapılacak propagandaları düşünemeyip sok geçirmesi ihtimaller dahilinde değil.


    Alıntı

    metni:
    Ama bir tarafta da muhalefetten biri çıktı dedi ki "zevkzekliği bırakalım, iktidarın eline koz vermeyelim."


    Öncelikle Akşener öyle demedi ne dediğini siz ilk mesajınız da zaten paylaşmışsınız orasını geçiyorum. Ayrıca böyle dese bile kendinden en az 1000 gömlek birine "Zevzekliği bırakalım" şeklinde laubali konuşması sizce doğru mu? Apo'yu sorgulayan, FETÖ İlk yapılanmasını rapor haline getiren, kumpas davasından dolayı boş yere hapis yatan Emekli Albay Hasan Atilla uğur bile, bildiriye imza atanlar Amirallerden biri olan Cem Gürdeniz ile sohbet ederken "Komutanım" diye hitap ediyordu.


    Alıntı

    metni:
    Bunun gibi düşünen adamları hapislerde çürüten ve her daim hedef gösteren, ülke itibarıyla birlikte ordunun itibarını yok edenler mi yoksa ortalığı yatıştırmak için yumuşak bir dil kullanan muhalefet mi kötüdür?


    Hangisi kötü diye soruyorsan ikisi de kötüdür. Hangisi daha kötü diye soruyorsan birinci seçenek elbet daha kötü.


    Burada "Hangisi daha kötü" yarışması yapmıyoruz. Kendini milliyetçi olarak konumlandıran bir partinin Amirallere "zevzek" demesi, askerler için oy vermemeye yeterli bir sebeptir.


    Alıntı

    metni:
    O zaman fikrini söylediği için linç yemeye, hapislerde çürümeye, ordudan ihrac edilmeye, şerefi beş paralık edilmeye, hakaret ve küfür yemeye, ölüm tehditleri almaya, iftiralarla onuru kırıldığı için intihar etmeye devam.


    Askerin şerefi beş paralık hiçbir zaman olmadı, olmaz. Kumpas davalarından dolayı hapse giren Emekli Albay Hasan Atilla uğur, hapse girerken oğluna "Ben emekli olmuştum fakat şimdi,hapiste vatani görevimi yapmaya devam edeceğim" demişti.


    Bu gün kumpas davalarında içerde yatan veya yatmayıp emekli olan, Atatürkçü paşaların çoğu ne cumhur ittifakına nede millet ittifakına oy vermeyeceğini belirtiyor, bunun sebebi nedir hiç düşündünüz mü?





  • Kerocan nerde ?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Mobilden yazdığım için senin yaptığın gibi cümleleri tek tek irdelemeden sadece bazı noktalara değineceğim.


    Muharrem İnce ve Ümit Özdağ kendi savundukları ideoloji içinde daha rahat hareket edebilirler zira iktidara gelmek şöyle dursun yüksek olasılıkla barajı bile geçemeyecek olan partilerdir bunlarınki, ne yazık ki. İdeolojilerine söylemleeine karşı çıkmıyorum sadece ülke gerçeklerine bakarak olasılıkları söylüyorum. He baraj saçmalığı olmasa şansları daha yüksekti en azından ana muhlefet olmak adına yani. Akşener fazla abartmış doğrudur bunu arada bir cümlede yazdım, gözlerden kaçmış olabilir.


    Tepkisiz kalsa da eleştiririm demişsin. Demek ki ne yapsa bir kesim tarafından tefe konulacakmış belli ki. Bir PKK'lının Akşener karşısına çıkıp "Burası Kürdistan" demesi üzerine Akşener "o senin fikrin" diyerek ılımlı bir cevap vermiş misal. Tepkisiz kalmak yerine böyle geçiştirmiş. Diğer siyasiler aynı manzara içinde olsa çok merak ediyorum ne diyeceklerdi. İçişleri Bakanı gibi kolpacı boş yaparları ayrı tutuyorum. Onlar tabi ki de bir şey diyemeyecek ya da uzaktan uzaktan sallayacaklardı.


    Bir amiral kendisine yapılanları unutmaz. Bir amiral bazı şeylerin politik olduğunu, sivil hayatta bile insanların strateji kurabileceğini, önceliklerinin ne olduğunu, planlı hareket etmeyi filan bilir. Vatan millet konusunda duygusal olsa da akıl ve mantığını kullanmayı bilir. Neyin, kimin kendisi ve milleti için zararlı olduğunu bilir. Bir amiral böyle bir açıklam yaptı diye bu tüm amiralleri ve herkesi bağlamaz. Ayrıca amirallerin her düşüncesini bilmiyoruz. Kim bilir o amiral ve amirallerin kendi kendilerini sansür uyguladıkları AKP zihniyeti hakkında ne düşünceleri vardı. Medyaya verilen bir demeç tek başına bir anlam ifade etmez. Çünkü en başta taraflıdır, sonra manipülasyoncudur, sonra sansürcüdür, iftiracıdır, algıcıdır. Yani senin de kabul ettiğin gibi "daha kötüsü"nün önceliğini ve önemini unutmaz. Unutursa en başta yine kendisine ve savunduğu şeylere ters düşeceği yanlış bir strateji olduğunu bilir.


    Burada hangisi kötüdürden ziyade önemli olan nedir onu tartışıyoruz. Dün CNN Türk'te bir grup gereksiz tip Lütfü'nün küfürünü konuşuyor. Tamam küfür filan hoş değil ancak şunun üstünden 1 hafta geçti lan. Bu mu yani tek önemli derdimiz. Neymiş İYİP gerekeni yapmış ama yeterli miymiş, kamuoyunu memnun eder miymiş bu ceza filan falan. Kamuoyu kim abi? İktidarın kendisi, yandaş yalaka medya ve aktroll sürüsü mü bu kamuoyu? Yoksa her gün açlık sınırının altında cebelleşip duran halk mı? Halk ise Lütfü'nün küfrü halkın pek s.....de değil. Kimse ekonominin geberik olduğundan 1 dk bile konuşmuyor ama muhalif cepheden iktidar potansiyelli bir parti olunca Lütfü aşağı Lütfü yukarı.


    Askerin şerefi beş paralık olmadıysa ordunun imajı oldu. Bir de fikrini söyleyememiş olanların fikrini bilebilsek keşke.


    Sebebi neymiş?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Alıntı

    metni:
    Muharrem İnce ve Ümit Özdağ kendi savundukları ideoloji içinde daha rahat hareket edebilirler zira iktidara gelmek şöyle dursun yüksek olasılıkla barajı bile geçemeyecek olan partilerdir bunlarınki, ne yazık ki. İdeolojilerine söylemleeine karşı çıkmıyorum sadece ülke gerçeklerine bakarak olasılıkları söylüyorum. He baraj saçmalığı olmasa şansları daha yüksekti en azından ana muhlefet olmak adına yani. Akşener fazla abartmış doğrudur bunu arada bir cümlede yazdım, gözlerden kaçmış olabilir.


    Evet bir yandan haklısınız Özdağ ve İnce konum olarak daha rahat hareket edebilirler fakat Akşener'in de en azından Kılıçdaroğlu gibi "Gündem değiştirilmeye çabalanıyor" deyip geçiştirmesi gerekirdi.


    Alıntı

    metni:
    Tepkisiz kalsa da eleştiririm demişsin. Demek ki ne yapsa bir kesim tarafından tefe konulacakmış belli ki.


    İYİP gibi önemli ve büyük bir partinin bu denli önemli bir konuda tepkisiz kalıp susması doğru olmazdı o yüzden eleştirirdim diyorum.


    Alıntı

    metni:
    Bir PKK'lının Akşener karşısına çıkıp "Burası Kürdistan" demesi üzerine Akşener "o senin fikrin" diyerek ılımlı bir cevap vermiş misal. Tepkisiz kalmak yerine böyle geçiştirmiş.


    Bunun konusu vardı orada da Akşener'i eleştirmiştim, şimdi tekrardan onun tartışması dönmesin diye pek değinmeyeceğim.


    Alıntı

    metni:
    Diğer siyasiler aynı manzara içinde olsa çok merak ediyorum ne diyeceklerdi.


    Diğer siyasi partiler derken eğer TBMM'de bulunanlardan söz ediyorsanız evet aynı şekilde davranırlardı. Ama örneğin bu olay Pamukoğlu komutanımız siyasetteyken ona yapılsaydı sizce ne yapardı? Ben kendini Türkçü olarak konumlandıran herkesten Pamukoğlu komutanımızın yapacağı gibi bir hareket yapmasını beklerim.


    Alıntı

    metni:
    Yani senin de kabul ettiğin gibi "daha kötüsü"nün önceliğini ve önemini unutmaz. Unutursa en başta yine kendisine ve savunduğu şeylere ters düşeceği yanlış bir strateji olduğunu bilir.


    Burası tamamıyla doğru daha kötü her zaman daha önce gelir.


    Alıntı

    metni:
    Burada hangisi kötüdürden ziyade önemli olan nedir onu tartışıyoruz.


    Evet dediğiniz doğru fakat konu gereği hiçbir siyasi partinin gerçek manada askeri önemsemediğini söylemem lazımdı. Yoksa burada "Akşener zevzek dedi gidin iktidara" verin gibi bir şey asla demiyorum, keza iktidar zaten bunlardan daha kötüsünü yaptı.

    Alıntı

    metni:
    Askerin şerefi beş paralık olmadıysa ordunun imajı oldu. Bir de fikrini söyleyememiş olanların fikrini bilebilsek keşke.


    Evet ordunun imajı zarar gördü fakat belirtmem lazım hala bir imajı var. Kumpas davasından içeri giren çoğu paşamız TSK'nın kan kaybettiğini fakat hala güçlü olduğunu söyler. Kumpas davaları olmasaydı şuan bambaşka yerdeydik orası ayrı.


    Fikrini söylememiş paşalarımız artık bu halkın her asker konuştuğunda "cuntacı bu" denmesinden sıkılmış paşalarımızdır. Şahsen kumpas davasından içeri giren paşaların fikirleri arasında çok büyük farklar olacağını sanmıyorum keza konuşanları dinlediğimizde birbirleri ile %90 uyuştuklarını görebiliyoruz.


    Alıntı

    metni:
    Sebebi neymiş?


    Cumhur ittifakını niye desteklemediklerinin sebebini söylemiyorum keza siz söylediniz. CHP'ye gelirsek, paşalarımızı dinlediğim kadarıyla çoğu CHP'den Hendek/Barikat operasyonlarındaki söylemlerinden dolayı desteklemiyor. Şimdide oy uğruna hdp'ye yanaşması da iyice millet ittifakından uzaklaştırıyor. İYİP'e gelirsek, eski bir parti değil o yüzden hiçbir paşanın İYİP hakkında yorumuna denk gelmedim. Büyük ihtimalle "zevzek" olayından sonra Amirallerimiz tepki koymuş olabilir. Aslında bu dediklerim sadece paşalarımız için geçerli değil. Kendini Atatürkçü/Türkçü tanımlayan bir kesimde aynı şekilde düşünüyor. Bu bahsettiğim kesimin içinde bende varım.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.