Şimdi Ara

SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
37
Cevap
4
Favori
9.375
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • merakım vardır bu gibi şeyleri bende detaylı bir araştırmayla buluğum taktikleri söylüyorum





    1.blitzkrieg ingilizce lighting türkçe yıldırım taktiği


    bu taktiği atatürk kurtuluş savaşında yoğun olarak kullanmıştır

    ama asıl
    II. Dünya Savaşı'nda Almanların savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terkedilmeye başlanmış, daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.

    Blitzkrieg doktrinin başarılı olabilmesi için dört önemli koşul vardı: iyi arazi, iyi hava desteği, iyi lojistik ve iyi eşgüdüm. Sovyetlerde arazinin karlı ve çamurlu, lojistik desteğin de sıkıntılı olması yüzünden başarısız olan doktrin, batı cephesinde ise hava üstünlüğünün kaybedilmesi ve eşgüdümün azalması yüzünden başarısız olmuştur.

    I. Dünya Savaşı'nda "Cephelerin Kilitlenmesi



    I. Dünya Savaşı'nda hakim askeri doktrin, düşman savunma hatlarına direkt olarak taarruz ederek cephe hattının genelinde düşman kuvvetlerinin imha edilmesi şeklinde formüle edilebilir. Bu saldırı tekniği kabaca, topçu bataryalarının bir hazırlık ateşinin ardından piyade taarruzu şeklinde uygulanıyordu. Hazırlık ateşiyle yıpranmış düşman siperlerinin, düşman ateşi altında dalgalar halinde ilerleyen piyadelerce ele geçirilmesine çalışılmaktaydı.

    Ne var ki, silah teknolojisindeki gelişmelerle atış gücü artan ateşli silahlar, özellikle de seri atış yapabilen makineli tüfekler, bu piyade dalgalarının ilerleyişini etkisiz hale getirmiştir. I. Dünya Savaşı'nın deneyimlerinde, karşılıklı olarak ard arda girişilen bu piyade taarruzları, yoğun düşman ateşi altında eriyip gitmiş, cepheler kilitlenme noktasına gelmiştir.

    Ayrıca zaman zaman düşman tarafından ele geçirilen siperlerin, savunma sisteminde yarattığı krizlerle başa çıkabilmek için, derinlemesine bir savunma sistemi de geliştirilmiştir. Böylece ön taraftaki savunma hatlarının gerisinde de tahkimatlar yapılmış, siperler kazılmıştır. Taraflardan biri, düşman hatlarını yardığında derinlemesine ilerleyemiyor, ardındaki savunma sistemlerine çarpıyordu.

    I. Dünya Savaşı'nın sonlarında denenen yeni bir silah, cephelerin kilitlenmesini açabilecek bir anahtar olma umudu vaad etmiştir, tank. Zırhlı olması, piyadeye oranla çok daha hızlı ilerleyebilmesi, üstelik paletleri dolayısıyla her türlü arazi yapısında ve yüksek ateş gücünü taşıyabilecek bir platform olmasıyla son derece etkili bir silah olarak ortaya çıkmıştır tank.

    Nitekim Edmund Allenby komutasındaki İngiliz Ordusu, bu taktiği ilk kullanan askeri kuvvet olarak Liman von Sanders komutasındaki Yıldırım Ordular Grubu'nu 18 Eylül 1918'de tank ve uçak desteği ile I. Dünya Savaşı'nın Sina ve Filistin Cephesi'nde Nablus Hezimeti'ne uğratmıştır. 23 Eylül 1918'de Mustafa Kemal Paşa'nın komutanlığa gelmesi dahi "yıldırım savaşı" taktiğini uygulayan İngiliz ordusunun 1 Ekim 1918'de Şam'ı, 18 Ekim 1918'de Hama ve Humus'u, 25 Ekim 1918'de ise Halep'i almasını durduramamış; Osmanlı İmparatorluğu 31 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesini imzalayarak yenilgiyi kabul etmek durumunda kalmıştır.

    Yıldırım Savaşı doktrininin temelinde işte bu deneyimler yatmaktadır. I. Dünya Savaşı sonrasında birkaç İngiliz askeri kuramcı, başta Fuller ve L. Hart, yepyeni bir strateji üzerinde, "Zırhlı Savaşı" konusunda çalışmalar yayınlamışlardır. Askeri çevrelerde bu çalışmalara hemen hemen hiç ilgi uyanmamış, kuşkuyla bakılmıştır. Fakat Almanya'da bu çalışmalar dikkatlice incelenmiş, geliştirilmiş ve sonuçta Yıldırım Savaşı'nın doktrini oluşturulmuştur.




    Türk Kurtuluş Savaşı'nda kesin sonuç

    Türk Kurtuluş Savaşı'nda Türk Ordusu Başkomutanı olan Mustafa Kemal Paşa, İngiliz kuvvetlerinin Suriye'deki Osmanlı kuvvetlerine uygulamış olduğu bu stratejiyi dikkatli bir şekilde etüt ederek, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli kısmını oluşturan Büyük Taarruz'da uygulamıştır. Büyük Taarruz'un ilk safhasında Türk Süvari Kolordusu Yunan Ordusu'nun gerisine sızarak cephe ikmal hatlarını kesti. Aynı anda piyadeler taarruza geçti. 2 gün sonra Türk birliklerinin, Yunan savunma mevzilerini tamamen ele geçirmesinden sonra savaş kaçma-kovalamaya döndü. Türk süvarileri müthiş hızlarıyla Yunan birliklerinden daha hızlı olarak İzmir'e ilerlemeye başladı. Türk birlikleri 14 gün içinde 150.000 kilometrekare alanı geri aldı.



    Uygulama




    Yıldırım savaşı doktrini, iki temel prensip üzerine inşa edilmiştir. Bu prensiplerden biri tankların birincil savaş aracı olarak kullanılmasıdır. Askeri çevrelerde o yıllardaki genel kabul gören prensibe göre tanklar, piyadeyi destekleyici bir unsur olarak kabul edilmektedir. Bu prensibe göre tanklar, piyade birliklerine dağıtılmakta, muharebe sırasında piyadenin ilerlemekte zorlandığı noktalarda düşman direncini kırmak, piyadenin ilerlemesini kolaylaştırmak yönünde kullanılması benimsenmiştir.

    Yıldırım savaşının bu prensibinde ise, tankların düşmanı yenilgiye uğratacak asıl güç olarak kabul edilmesi esastır. Diğer deyişle tank birlikleri, birincil savaş aracıdır, diğer tüm savaş araçları, piyade dahil, tank birliklerinin harekatını desteklemekte kullanılacaktır. Bu amaçla avcı-bombardıman uçakları, taarruz hattında derinlemesine operasyonlar düzenlemektedirler. Düşmanın direnme odakları, özellikle tank birlikleri için tehlikeli olabilecek tanksavar ve top bataryaları hedef alınır. Kuşkusuz kara ve deniz topçusu da bu operasyonlara katılacaktır.

    Tankı bu şekilde kullanabilmek için kuşkusuz piyade birliklerine dağıtmak yerine, toplu olarak muharebeye sokulabilecek tarzda, zırhlı birlikler oluşturulması gerekmektedir. Almanya, yıldırım savaşının bu prensibini hayata geçirebilmek için Panzer (Zırhlı) Tümenler oluşturma yolunu izlemiştir. Bu panzer tümenleri, bünyelerinde kendi hava unsurlarını, topçu ve tanksavar birliklerini de içerirler.

    Yıldırım Savaşının diğer prensibi ise düşman hatlarında sağlanan yarmaların, düşman kuvvetlerini kuşatmak ve imha etmek yönünde sürdürülmemesidir. Bu işi, panzer tümenleri bünyesindeki piyade birlikleri üstlenecektir. Tank birlikleri ise ileri harekatlarını sürdürmelidirler, düşman arazisinde elden geldiğince derin bir yarma gerçekleştirerek, düşmanın savaş mekanizmasının tümüyle işlemez hale getirilmesine çalışılmalıdır. Bu amaçla tank birlikleri ileri harekatlarını sürdürerek düşmanın ikmal merkez ve hatlarına, iletişim merkez ve hatlarına, karargahlarına yönelik taarruz etmelidirler.

    Bu şekliyle yıldırım savaşı, düşman kuvvetlerinin savaş alanında imhasına değil, düşmanın savaşı devam ettirme azmi ve olanaklarının tahribine yönelir, direkt değil, dolaylı bir stratejidir.


     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)



    2.vurkaç taktiği



    bir çok devletin favori taktiğidir plana göre düşman orduları zayıf noktalarından ağır hasar alarak geri çekilir ardından saldırıyı yapanlar yakın dövüşe girmeden geri çekilip planlıca saldırır osmanlının çok kullandığı bir taktiktir






    3.turan taktiği


    bu taktik bir çok türk devletinin öz savaş planıdır


    Hilal Taktiği veya Kurt Kapanı, düşmanı çevreleyerek yok etmeyi amaçlayan bir askeri taktik. Osmanlı Devleti ve ondan önceki Türk devletleri tarafından sıklıkla kullanılırdı. Bu taktik meydan savaşlarında etkiliydi ve iki aşamalı olarak uygulanırdı:

    Sahte ricat
    Pusu

    Ordu, savaş anında merkez, sağ ve sol olmak üzere üç kısma ayrılırdı. Merkez kuvvetleri düşmana saldırır, bir süre sonra saldıran bu kuvvetler, kaçar gibi geri çekilirdi. Bunu yaparken de at üzerinde ok atmak suretiyle savaşa devam ederlerdi. Böylece geri çekilen askerlerin peşinden gelen düşman, ordunun sağ ve sol kısmı tarafından pusu kurulan yere çekilir, çember içine alınarak imha edilirdi.

    Ordu, temelde üçe ayrılır ve merkeze en seçme kuvvetler toplanır. Sağ ve sol cenah merkezden tamamen ayrılmamakla birlikte araya mesafe koyar. Merkezdeki kuvvetler hızlı bir vur kaçla (genelde mızraklı ya da atlı kuvvetler ile) düşmanın merkez safını yarar ve düşmanın sağ ve sol kanatlarının ordunun bölünmemesi adına merkeze kaymasını sağlar. Bunun üzerine araya mesafe konulan sağ ve sol cenahtaki askerler düşmanın kanatlarında bırakılan boşluklara doğru hızlı hücum ederek düşmanı ordunun oluşturduğu hilalin tam ortasına alır. Vur kaç yapmış olan merkez kuvvet de, sağ ve sol cenahın kuşatmasıyla birlikte, kaçmayı bırakıp merkezdeki yerini alarak düşman ordusunu tam bir ablukaya alır. Yapılması oldukça zor olmakla birlikte kesin sonuç vermesiyle bilinen ve Türk ordularının uyguladığı, az kuvvetlerle yüksek sayılı düşmanların yenilebileceği bir taktiktir. Bu savaş stratejisini tarihte en iyi şekilde uygulamış komutanlar (Malazgirt Meydan Muharebesi'nde) Alp Arslan ve (Mohaç Meydan Muharebesi'nde) Kanuni Sultan Süleyman'dır[


     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)

     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)



    SAD PLÂNI
    Osmanlıca’daki SAD harfinin şeklinden yararlanılarak hazırlanmıştır.ص Sad harfinin kuyruk kısmına süvariler(düşmanın kaçış yolunu kapatmak için), güneyine I.Ordu, doğusuna II.Ordu yerleştirilerek, düşmanın sarılarak yok edilmesi kararlaştırıldı. Savaş saldırı ve sarma harekâtı olarak düşünülmüş, hazırlanan plan başarıyla uygulanmıştır.

    Yunanlılar Ağustos 1921'de Sakarya muharebesinde mağlup olarak Menderes Vadisi-Afyon-Eskişehir-Bursa hattına çekilmişlerdi. Yunan ordusu yaklaşık 700 km.'lik bu cephe üzerinde bir yıl boyunca savunma hazırlıklarını ikmal etmişti. Yunan Genelkurmayı savunma planını, Türk ordusunun Afyon'un kuzeyinden sıklet merkeziyle taarruz edeceği tahminine göre yapmıştı. Bu sebeple kuvvetlerinin büyük bir bölümü Afyon, Döğer hattında tertiplenmişti. Türk ordusunun Afyon'un güneyinden taarruz edeceği hiç hesaba katılmamıştı.



    5.kitleme benim düşüncem



    bu taktikler düşman iki cepheden yarılarak ki ateş arasında kalır ve becerili bir ilerlemeyle bir nevi hapis olur




     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)


    bunu gemi muharebelerindede kullanabilirsiniz kullanması zordur ama çok etkilidir


     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)




    karşı taktikleride vardır örnek düşman da hareketlenip birleşerek saldırırsa taktik 80 oranında bozulur





    İSKENDERİN TAKTİKLERİ


    BU TAKTİKLER 40 BİN KİŞİYLE 250 BİNLİK PERS ORDUSU İMHA EDİLMİŞTİR

    guagamela muhareberesinde perslerin dağınık olması büyük bir etkendi



    Ağır ve Hafif Piyade

    Piyade sınıfı, ağır ve hafif piyade alayları (taksis’ler) ola­rak teşkilâtlandırılmıştı. Ağır piyade falanks, hafif piyade hypaspist adını almıştı. Falanks bugünkü modern orduların mekanik tankları görevini yerine getiriyordu. Seyyar kaleler halin­de idiler. Falanks (toplu muharebe birliği) ilk olarak (M Ö. 1400) de Akalar tarafından kullanılmıştır.

    Falanks kıtaları erleri miğfer, göğüs zırhı, dizlik ve göv­deyi muhafaza edecek genişlikte yuvarlak kalkanlarla donatılmışlardı. Silah olarak uzun bir kargı (Sarissa) ve kısa kılıç kullanıyorlardı.

    Bunlar genellikle 16 er derinlik ve genişliğinde dört kö­şe bir insan kümesi teşkil ederlerdi. İlk ön beş sıradaki erler kargılarını düşmana doğru uzatırlar, bundan sonraki safla­rın erleri kargılarını önlerindeki erlerin omuzları üzerinde tu­tarlardı. Bu sıkışık muharebe kümesi umulmayacak süratle ha­reket edebilecek yetenekte yetiştirilmişti. En şiddetli düşman saldırısına dayanan, karşı saldırıda ise düşman saflarını delip parçalayan korkunç bir muharebe kudretine sahiptiler.

    Büyük İskender falanks sıraları aralarına hafif kargıcılar, sapancılar, okçular yerleştirerek yeni bir taktik meydana getirdi Bu yeni falanks savaşa girerken yayılarak üç parçaya ayrılıyor, ilk saldırı için sağdan ve soldan okçular ilerliyor, kargıcılar bunları takip ediyordu. Falanks’ın diğer kısımları (dayanak) olarak geride kalıyordu. Okçularla kargıcılar avcı çarpış­malarından sonra (aralıklardan) kendi kısımlarına çekildikle­ri zaman bütün kütle, artık sarılmış düşmanın üzerine atılıyordu.

    Piyadenin Hypaspist kısmı ketenden zırh, hafif kalkan ve uzun kılıç taşırdı. Bunlar falanks kıtalarının hareketine elve­rişli olmayan yüksek yerleri elde etmekte, baskınlarda ve ani vuruşlarda, süvari hücumlarının desteklenmesinde kullanılır­dı.

    Ayrıca, her birinin kendine mahsus silâhları bulunan, müttefik devletlerden, yani Yukarı-Makedonyalılar, Traklar, Agrian’lar gibi kavimlerden hafif piyade ve süvari kuvvetleri ve ücretli yabancı askerler de vardı. Kendi memleketlerinde sürekli çarpışma halinde bulunan bu askerler de çekir­dekten yetişme savaşçı idiler


    Subay Sınıfı

    Makedonya ordusu çok kıymetli bir subay kadrosuna sahipti. Bunlar Makedonya’daki Akademide fizik yetenek, genel askerlik bilgisi ve sınıflarına göre diğer bilim esaslar üzerinden yetiştiriliyordu. Disiplin bakımından da fevkalâde idiler. İskender’in Asya’da harekette bulunan ordusu, bu su­bay kadrosu sayesinde bir okul gibi yeni savaşçıları da Makedonya usullerine göre talim ve terbiye etmiştir.
    Ağır Silahlar

    Ordunun beraberinde ağır sahra silahları da taşınıyordu. Hücum merdivenleri, sabit kuleler, atma köprülü kuleler, düş­man ateşine karşı siperli nakil vasıtaları, düşman müdafaa hendeklerini doldurmaya özgü “kaplumbağa sırtı” denilen aletler, kuleler ve surlarda gedik açmaya yarayan makineler taş gülle atan mancınıklar gibi…

    Bütün bu makineleri yönetmek, onarım ve hatta mükemmelleş­tirmek üzere ordu karargahında âlet ustaları, teknisyenler mühendisler de vardı. Tyros kuşatmasında İskender’in mü­hendisleri, Tyros’luların o zaman çok ilerlemiş bulunan teknik üstünlüklerini bastıracak ve bu yaman muhariplere boyun eğdirecek yeni yeni makineler yapmak hünerini de göstermiş­lerdir.
    Donanma

    İskender’in Asya seferinde donanma önemli rol oynamış­tır. Bu itibarla kral, büyük masraflı donanmayı ancak Çanak­kale Boğazı’nı geçişte himaye unsuru olarak, Miletos kuşatmasında da liman ağzını kapatmak üzere kullandı ve sonra da­ğıttı. Perslerin 400 gemisine karşılık esasen müttefik Hellen gemileri ile birlikte 160 gemi donatabilmişti. Tyros kuşatmasında ve Fenike sahillerini eline geçirirken, artık Pers hizme­tinden çıkıp kendisi ile birleşen Rodos ve Kıbrıs gemilerini kul­landı.



    Büyük İskender’in Savaş Taktikleri

    Ordu Muhabere Düzeni

    İlk çağlarda yapılan savaşlarda iki taraf karşılıklı ve pa­ralel saflar meydana getirirler ve bu safları mümkün mertebe bozmadan birbirinin üzerine yürütürlerdi.

    İskender’in ordusu muharebede genellikle merkezde ağır piyade ve gerisinde altı sıra falanks birlikleri, bunun sa­ğında hafif piyade (Hypaspistler), daha sağda Makedonya süvarileri bulunurdu.

    Sol kanatta, merkezdeki ağır piyadenin soluna doğru sıra ile Trak hafif piyadesi, Hellen Thessalia süvarileri ve Ordys hafif süvarileri olmak, bunların solunda da okçular bulunmak üzere düzenlenirdi. Bütün süvari mevcudu, piyadenin altıda biri kadardı.

    Kural olarak kral sağ kanat Makedonya süvarileri ile saldırıya geçerdi. Bununla beraber bazen sağ kanadı bırakır, sol kanattaki Thessalia süvarilerinin başına geçerdi. İskender hangi kanatta olursa olsun, askerlerinin en önünde o kadar güzel dövüşürdü ki, ordu büyülenmiş gibi ileri atılır ve mu­hakkak düşmanı, sayısı ne olursa olsun bozguna uğratırdı.



    Çarpık Muharebe Taktiği

    İskender MÖ 371 yılında Tebai komutanı Epameinoudas tarafından kendi buluşu olarak Ispartalılara başarıyla tatbik edilen (Çarpık Muharebe Taktiği) tarzını ge­liştirdi ve bütün girdiği meydan savaşlarını bu usulü kullana­cak kazandı. Büyük İskender’in savaş taktikleri bu tarz üzerine şekillenmiştir.

    Bütün cephede saflar halinde çarpışmak usulünden ayrılan bu sistemde, düşmanı bir cenahtan çevirmek hedef tutuluyordu. Bunun için de kanatlardan birinde ağırlık merkezi kurularak önce bu kanat saldırıya geçiyor ve düşman merkezde sıkıca tespit ediliyordu, Harekete geçen kanadın taarruzu bir yarma hareketi şekline dönüştüğünde, o zamana kadar savunmada kalmış olan diğer kanat da saldırıya kalkıyordu.

    Çok defa sağdaki ilk saldırı kanadı yarma hareketinin ardından sola, düşman merkezine dönerek, merkezdeki düşman kuvvetlerini iki tazyik karşısında bırakıyor, hele sol kanat da aynı başarıyı gösterirse düşman bir kıskaç içine girerek bozguna uğruyordu.

    Makedonya atlı zadegân kıtalarının talim ve terbiyesinin çok yüksek oluşu, keza Thessalİa süvarilerinin yetenekleri, karşılarında sayıca üstünlüğü ne olursa olsun düşman cenahlarına bu düzende saldırmayı ve sonuca ulaşmayı olanaklı kılıyordu. Böylece düşman mağlup edildikten sonra da süvari kuvvetleri tarafından takip ve yok ediliyordu.

    Pers Kralı Darius’la yapılan Granikos Savaşı’nda (MÖ 334) İskender’in bu taktiği uyguladığı biliyordu. Esasen Pers-Hellen muharebelerinin daha eski bir tarihi de vardı. Buna rağmen daha son­raki ve bizzat kendisinin başında bulunduğu meydan savaşlarında Darius’un tanık olduğu halde İskender’in bu savaş taktiğine karşı önlem al­maması hayrete şayandır.

    Gerçekten de İskender, milyonluk Pers ordularına karşı sayıca çok az olan kuvvetleriyle bütün savaşlarında hep aynı çevirme hareketlerini yapmış, merkezde çarpışan Darius kaçarak canını güçlükle kurtarabilmiştir.



    orta çağ stratejileri


    Strateji Antik çağda strateji kabaca iki ana kolda uygulanmıştı: bir stratej, genellikle savaş alanında karşı tarafın ordusunu yenmekten geçiyordu. Ancak karşı tarafın kral ya da imparatoru savaş alanından hazinesiyle birlikte kaçmayı başarabilirse yeni bir ordu düzenleme şansına sahip olacaktır. Bu durumda karşı tarafın ordusunu savaş alanında imha etmek tek başına yeterli olmuyor, tercihan kral ya da imparatoru da, hiç olmazsa hazinesini ele geçirmek gerekiyordu. Bu strateji en belirgin biçimiyle İskender'in Pers İmparatorluğu'na karşı giriştiği savaşta ortaya çıkmaktadır. Pers ordusunun merkez bölümü üzerinden imparatorun ordugahına yapılan ani akın, Pers hazinesinin ele geçirilmesi yanı sıra ordunun başsız kalarak dağılmasını sağlamıştır. Hemen ardından bir süvari görev kuvveti oluşturularak imparator, ele geçirilinceye kadar izlenmiştir. İkinci bir strateji ise, savaşa devam etmenin teslim olmaktan daha çok kayba neden olacağına düşmanı inandırmak ve savaştan mümkün olan en büyük kazançla çıkmak. Bu, düşmanı teslim olmaya zorlamanın bir yoludur. Düşman bir kere bozguna uğratıldıktan sonra, kuşatma tehdidi, sivil ölümler ya da köle olarak alınıp götürülmesi ve benzeri tehlikeler, çoğunlukla pazarlık masasına oturmayı sağlıyordu. (örneğin Hitit-Antik Mısır arasındaki savaşlar) Tabii ki bunu sağlamanın başka yolları da vardı. Düşman tarlalarını yakmak, süvari ya da savaş arabalarıyla ezmek, karşı tarafa iki seçenek bırakıyordu: Ya teslim olmak ya da baskı altında savaşmak. Hasat sezonunun başlaması ya da paralı askerlere verecek para kalmaması nedeniyle düşmanın karşısına çıkmayı geciktirmek de aynı seçeneklere itiyordu.Her iki strateji de ya ayrı ayrı savaşlarda ya da her ikisi birlikte uygulanmıştır. Her iki strateji de sadece antik çağladaki savaşlara özgü değildir. 18. yüzyılın son çeyreğinden itibaren de aynı stratejiler uygulanagelmiştir. Clausewitz, Savaş Üzerine adını verdiği çalışmasında her iki stratejiyi de incelemiştir.Bu savaş kurallarına uyulmadığında ortaya antik çağın istisna çatışmaları çıkmıştır. Spartalılar ve Atinalıların uzun yıllar süren Peloponnez Savaşı'nda neredeyse iflas etmelerine rağmen teslim olmayı kabul etmemesi böyle bir örnektir. Başka bir örnek de II. Pön Savaşları sırasında gerçekleşen Cannae savaşından sonra Romalıların teslim olmayı reddetmesidir. Daha kişisel bir amaç da kâr etmekti. Gallilerin yağma kültüründe görüldüğü gibi bu kâr genellikle parasaldı. Başarılı komutanlar hükümette görev aldıkları için siyasî kârdan da söz edilebilir. Bu "stratejiler" genellikle savaşa katılan devletlerin sağlayacağı fayda ile çatıştığından günümüz anlayışı ile çelişir. Taktik Geçerli taktikler bazı kriterlere bağlı olarak değişiyordu: 1.Generalin emri altındaki kuvvetin büyüklüğü, 2.Karşı kuvvetin büyüklüğü, 3.Arazi koşulları, 4.Hava durumu. Eğer general büyük bir güç avantajı olduğunu biliyorsa, sıklıkla piyadeleriyle düşmanın cephesine saldırır ve süvarisini kanatlarda tutardı. Bu manevra piyadenin gerisinde güven altında tutulan okçular ve kuşatma araçları tarafından düşman üstüne birkaç vole atıştan sonra yapılırdı. Bu atışlar düşmanı yumuşattıktan sonra piyade ilerler ve düşman hattına hücum ederdi. Piyade yakın dövüşe girip düşmanın dikkatini üzerine topladıktan sonra sağ-sol kanatlardan saldıran süvari düşmanı kuşatma altına alır ve geri çekilmek için bile olanak vermeden kırıp geçerdi.Eğer generalin avantajı çok değilse düşmanı bozguna uğratmayı seçebilirdi. Bozguna uğrayan birlikler daha az örgütlü olduğundan öldürülmeleri daha kolay oluyordu. Bunu sağlamak için düşmanın zayıf birliklerine güçlü piyade birlikleri ile saldırılıyor, içlerinden çoğu katlediliyor ve bozguna uğraması sağlanıyordu. Bir birliğin bozguna uğradığını gören diğer birlikler paniğe kapılıp kaçmaya daha meyilli oluyordu. Daha büyük bir başarı ise düşman generalinin iradesini kırmak ve hatta onu öldürmekti. İradesi kırılan düşman generali ve fedaisi kaçmaya başlıyor, geride kalan birliklerine de onu izlemekten başka seçenek kalmıyordu. Bu taktik, domino etkisi başlatarak karşı kuvvetin tamamının savaş alanından kaçmasıyla sonuçlanıyordu. Düşman kuvvetinin tamamı bozguna uğratıldıktan sonra süvari kullanılarak kaçan kuvvetlerin çoğu yok ediliyor ve düşman daha da zayıflatılıyordu.

    Silahlar Antik Çağ silahları arasında ok ve yay, mızrak ve cirit, kılıç, sopa, balta, topuz, gürz ve bıçak sayılabilir. Katapult ve koçbaşı kuşatmalar sırasında kullanılan araçlardı. Antik Türklerde basit maddelerle çok etkili silahlar geliştirmişlerdir. Örneğin Türklerin keçi

    bağırsağından ürettikleri bir yay ile attıkları okların 80 metre mesafede bile hala öldürücü olmuş olduğu bilinmektedir. Kuşatmalar Antik çağda Yakın Asya’da bulunan ilk şehir surları ve müstahkem yerler savunma için gerekliydi. Bu surlar toprak tuğla, taş, odun kullanılarak ya da yörede bulunma imkânlarına göre bunların karışımından yapılıyordu. Bilinen en erken kuşatma savaşları MÖ 3000 yıllarında Eski Mısır’ın hanedanlar öncesi dönemine rastlar. MÖ 24'üncü yüzyıla ait Eski Mısır mezar rölyeflerindeki tekerlekli merdivenler, resmedilmiş ilk kuşatma araçlarıdır. MÖ 9'uncu yüzyıldan 7'nci yüzyıla kadar olan Asur saray rölyefleri değişik Yakın Asya şehirlerinin kuşatmalarını resmeder. Basit koçbaşları bir önceki binyılda bulunmuş olsa da Asurlular kuşatma savaşlarını çok geliştirdiler. Kuşatma savaşında uygulanan en yaygın uygulama, kuşatmayı başlatmak ve içeride kalan düşmanın teslim olmasını beklemekti. Lojistik problemler nedeniyle az sayıda birlikle yapılan kuşatmalar dışındakiler nadiren sürdürülebiliyordu. Birlik Tipleri


    1.Piyade #Okçular #Sapancılar #Hoplite #Falanks #Makedonya Falanksı #Roma lejyonu #Lejyonerler 2.Süvari #Cataphract #Clibanarii #Atlı okçular #Savaş arabası #Savaş fili 3.Topçuluk ve Kuşatma Araçları #Katapult #Onager #Balista #Scorpio #Kuşatma kulesi #Koçbaşı





    germenlerin savaş taktikleri yazılıcak



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The SATANİST -- 18 Haziran 2014; 18:12:15 >







  •  SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)
  • Tutabilir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • önlerden
    edit: kardeşim için de bir yer ayırtayım
    @WISDOM



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Blackwater -- 17 Haziran 2014; 19:26:59 >
  • Güzel

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Generaller ve Muharebeler belgeselinin tüm bölümlerini izle derim.
  • Güzel konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Kardeş 2 saat nasihat yazdım ama geri sildim kusura bakma.
    Bende umutlandım Ana Konu falan yazmış benim gibi DH'de başka koltuk generalleri de varmış diye

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Turan Taktiği bilenem var.Öf bee

    Arkadaş koskoca tarihte sadece şu 3 taktik mi var Allah aşkına? Gına geldi artık...

    Ama gene de güzel konu.Lys'den sonra devamını okurum.
  • Bodoslama dalacaksın işte, mahalle kavgası taktiği.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • çizik
  • iamburak kullanıcısına yanıt
    İzleyecek belgesel arıyordum iyi oldu sağ ol.
  • size bir soru nasıl taktik üretirsiniz


    şimdi 10 bin askaeriniz var

    bunlardan 4 bini süvari atlı

    diğerleri ok ve kılıççı

    araziniz dağlık hava soğuk



    düşman ordusu 50 bin

    halktan devşirme piyadeler



    soru nasıl bir taktik uygularsınız

    arazinin fotoğrafı
     SAVAŞ TAKTİKLERİ (ANA KONU)



    paintten çizersiniz




  • Sun-Tzu'nun Savaş Sanatı kitabını oku.
  • Tutar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Okumadım ama turan taktiğini yazmamissa konuda çöp

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rezerve

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • hepsi çöp


    hiçbiri bir gerilla değil.
  • Güzel konu, emek vermişsin, eline sağlık.
  • Bizim hükümetin taktiği:
    Kınamak

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.