Şimdi Ara

Şapka Kanunu Hakkında? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
123
Cevap
0
Favori
12.421
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    İnkilaplar arka arkaya kendi halkına yönelik uygulanan dehşet birer vandalizm örneği olmakla birlikte aynı zamanda Batı'ya verilen mesajdır. Hasbelkader iktidarı ele geçiren halka yabancılaşmış kadro hangi takvimin kullanılıcağını, nasıl yazılıp okunacağını, ne giyilip giyilmeyeceğini hatta insanların birbirine nasıl hitap edeceğine varıncaya kadar tepeden aşağı halkı "adam" etmeye kalktılar.

    Bu aslında yukarda da dediğim gibi içe dönük bir proje gibi dursada, Batıya verilen " İddilardan vazgeçiş" , " Ben artık İslam medeniyetinin önderi olarak, saan karşı tehdit oluşturmuyorum, tüm iddialarımdan ve kimliğimden vazgeçtim, teslim oldum" demenin Türkçesidir.

    Bu böyledir, Mağluplar Galipleri taklit ederler. Sözünü ettğimiz kadroya tüm suçu yükleyerek haksızlık etmek istemem, Osmanlı taa Tanzimattan beri bu sürece girmişti. Bu açıdan cumhuriyet bu yönelişin sonucudur..

    Hasbelkader? Buda ayrı bir nankörlük örneği olmuş..

    İslam medeniyetinin önderliğini o çok sevdiğiniz Araplar Osmanlı ordusunu arkadan vurduğunda gördük. Bugüne kadar koruduğumuz, yücelttiğimiz İslam aleminin bize ne katkısı olduğu ayrı tartışılır. Bundan sonra ne katkısı olacağıda. Arapların bize tarih boyunca ne gibi bir katkısı olduğu. İslam Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltmiştir.

    Mağluplar galipleri taklit ediyorsa, mağlupların biraz kendisini sorgulamasıda gerekir. Neredeyse 2000 yıl önce yazılan, Muhammed'in bile yaşadığı dönemde değişiklikler yaptığı bir kitaba dayalı yaşamak, sadece 3. dünya ülkelerinin kullandığı bir takvimi kullanmak ve yazın sıcağında kara çarşaf giymek, sanata yasak getirmek gibi çok rasyonel olmayan, ileriye değil geriye dönük düşünceleri benimsediğimiz sürecede mağlup olmaktan kurtalamayız. Senin tabirinle 'halka yabancı iktidarı bir şekilde ele geçirmiş' kadro Araplıktan kurtulmanız için 'vandalist inklaplarını' yaptı. Asimilasyona karşı bu okuma yazma bilmeyen, tarihini bilmeyen, kimliğini bilmeyen halka bir kimlik kazandırmak için. Bugün herhangi Üçüncü Dünya bir İslam Devletinden bir gömlek üstünsek buda o 'vandalist inklaplar' ın sonucudur.

    Düşman gördüğümüz, emperyalist bildiğimiz, Vatan'ı parçalayan ve dilediği gibi sınırlar çizip parçalayan Batının kötü bir kopyası olmak daha iyi diyorsan, dayandığın doktirin ve milli ideoloji ile çelişiyorsun demektir. İslam = arap denklemin ise bilgisizliğini ortaya koyar. İnsanlığın değişmez değerlernin öbür adı olan İslam'ı bir kavime referannsla anıp onunda sadece şekli yönünne ve yanlışlıklarına atıf yapmak kötü niyetinizi ortaya koyar. İslam adına müslümanların yaptığı yanlışları İslam'a mal etmek insafsızlıktır.




  • Halk için halka rağmen" denilen bir deyim vardır. Cumhuriyet devrimlerinin tam olarak özü de budur. Toplumu değiştirmek, dönüştürmek eylemine girişildiğinde en büyük direnç eğitimsiz kesimden gelir. Çünkü bu kesim alıştıkları, bildikleri şeyi benimsemiş bildikleri şeyin en doğru yöntem olduğuna inanmışlardır. Bir insanı yıllardır alıştığı bir şeyden, kendi yararı için dahi olsa vazgeçirmek zordur. Hasta kangren bile olsa kolunu kesmeye ikna etmekte zorlanırsınız. Bu durumlarda kolu kesip atmak hastayı kurtarmanın tek yoludur. Hasta istese de istemese de... Cumhuriyet devrimleri de dünya tarihinde bunun en iyi uygulanış örneklerinden biridir.

    Bu arada harf devrimini hala anlamayanlar için kapak gibi bir yazı:

    http://www.zargana.org/2012/11/harf-devrimine-anlamszca-kars-ckmak.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    İnkilaplar arka arkaya kendi halkına yönelik uygulanan dehşet birer vandalizm örneği olmakla birlikte aynı zamanda Batı'ya verilen mesajdır. Hasbelkader iktidarı ele geçiren halka yabancılaşmış kadro hangi takvimin kullanılıcağını, nasıl yazılıp okunacağını, ne giyilip giyilmeyeceğini hatta insanların birbirine nasıl hitap edeceğine varıncaya kadar tepeden aşağı halkı "adam" etmeye kalktılar.

    Bu aslında yukarda da dediğim gibi içe dönük bir proje gibi dursada, Batıya verilen " İddilardan vazgeçiş" , " Ben artık İslam medeniyetinin önderi olarak, saan karşı tehdit oluşturmuyorum, tüm iddialarımdan ve kimliğimden vazgeçtim, teslim oldum" demenin Türkçesidir.

    Bu böyledir, Mağluplar Galipleri taklit ederler. Sözünü ettğimiz kadroya tüm suçu yükleyerek haksızlık etmek istemem, Osmanlı taa Tanzimattan beri bu sürece girmişti. Bu açıdan cumhuriyet bu yönelişin sonucudur..

    hocam ağır olmuş

    yüklenirler sana şimdi

    Sözlerimde aşağılama yada hakaret olmadığı için fikir üzerinden yüklenilebilir, söyleyecek sözü olan söyler, düşünceye saygı duyarız. Bu topluma yalan söylediler, olup bitenleri kahramanlık hikayeleri , kurtuluş destanı gibi sunup aldattılar. En basit örneği ; Laisizm adına İslam takvimi olan Hicri takvimi kaldırıp, yerine kilisenin kullandığı Papa Gregorius takvmini getirdiler. Yapıyorsun bari laiklik adına yapma da komik duruma düşme.. Devrim adı altında uygulanan proje mileltin kimliğini oluşturan asli unsur olan İslam'ı hafızalardan silip, seküler batılı bir kimlik inşaa etmekti. Kısmen başarılı olundu bu konuda. Doğruları söylemek lazım..

    Günümüzde bu takvim sayesinde dışardan birçok insanla buluşmak veya iletişim kurmak konusunda kolaylık yaşıyoruz.Kaldıki islam devletleri de aynı şekilde.

    İslam'ı kimse hafızadan silmiyor.Peygamber efendimiz de papaz ayakkabısı,Rum elbisesi giymiştir.Sen takvim değiştirmeyi,kılık kıyafet değiştirmeyi,dil değiştirmeyi İslam'ı silmek olarak mı görüyorsun? İbadete şekil yoktur.Önemli olan kulluğunu yerine getirmektir.İbadeti nasıl yaptığın değil neden yaptığın önemli kısaca.Yoksa şekilciliğe girer.Kaldı ki bana göre batılılaşma çok iyi oldu.Batılılar müslümanları bir kalıp kıyafette görüp önyargı oluşturmuşlardı.Onların kafasında müslümanlar gericiydi. Bugün insanlar çağa ayak uyduran müslüman insanları gördükçe islama daha çok ısınıyorlar.Tecrübe ettinizmi bilmiyorum ama ben yurtdışından insanlarla hep sohbet halindeyim ve kanıları hep böyle.

    Bu değişiklikler bizi İslam'dan soğutmamıştır.Aksine İslam her çağa ayak uyduran bir dindir.İçindeki kurallar 1400 yıl için değil her an içinse İslam her çağa ayak uydurabilmektedir.Atatürk bu konuda çok haklıydı.1. Dünya savaşı sırasında metal kaşık günah mı sevap mı diye konuşuluyordu hala senin bundan haberin var mı?
    Şekilcilik bu.İslam'ı sadece kıyafet,takvim vb. olarak görmek yobazlıktır.Esas amaç kalbindir imanındır

    Türkçeleştirmenin yanında İslam eserleri de türkçeleştirilmiştir.Bunu belirtmek isterim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: veleciraptor

    Halk için halka rağmen" denilen bir deyim vardır. Cumhuriyet devrimlerinin tam olarak özü de budur. Toplumu değiştirmek, dönüştürmek eylemine girişildiğinde en büyük direnç eğitimsiz kesimden gelir. Çünkü bu kesim alıştıkları, bildikleri şeyi benimsemiş bildikleri şeyin en doğru yöntem olduğuna inanmışlardır. Bir insanı yıllardır alıştığı bir şeyden, kendi yararı için dahi olsa vazgeçirmek zordur. Hasta kangren bile olsa kolunu kesmeye ikna etmekte zorlanırsınız. Bu durumlarda kolu kesip atmak hastayı kurtarmanın tek yoludur. Hasta istese de istemese de... Cumhuriyet devrimleri de dünya tarihinde bunun en iyi uygulanış örneklerinden biridir.

    Bu arada harf devrimini hala anlamayanlar için kapak gibi bir yazı:

    http://www.zargana.org/2012/11/harf-devrimine-anlamszca-kars-ckmak.html

    Cumhuriyet devrimlerinde sonra halkın eğitim oranı ne kadar arttı onuda sorgulamak lazım tarafsız bir kaynak varsa gösterirseniz sevinirim çok bilgilendirici olur benim için.

    hasta istemesse kolu kesilmez zorla kesilirse insanlık dışı bir durum olur saçma bir örnek

    son olarak Cumhuriyet devrimlerinin bazılarını destekliyorum.




  • İki ufak alıntı

    quote:

    1927 yapılan ilk nüfus sayımında Türkiye’deki yetişkin nüfusun, yani 7 yaş ve üzerinin ancak % 10.5’nin okuma yazmayı bildiğini kayıtlardan çok rahat görürüz. Erkeklerin % 17,4ü kadınların ise ancak % 4,6’sı okuryazardır. Harf devriminden yaklaşık 20 yıl sonra, 1950’de, Türkiye’deki okuryazarlık oranı %33,6’ya yükseliyor. 700 yılda %10 nerde, 20 yılda %33 nerde


    quote:

    1726’dan yani matbaaya izin verilmesinden 1929 yılına kadar geçen 200 yıllık sürede 30.000 kitap basılırken, harf devriminin yapıldığı 1929’dan 1944’e kadar geçen sürede yani 15 yılda yeni harflerle 30.000 kitap basılıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: veleciraptor

    Halk için halka rağmen" denilen bir deyim vardır. Cumhuriyet devrimlerinin tam olarak özü de budur. Toplumu değiştirmek, dönüştürmek eylemine girişildiğinde en büyük direnç eğitimsiz kesimden gelir. Çünkü bu kesim alıştıkları, bildikleri şeyi benimsemiş bildikleri şeyin en doğru yöntem olduğuna inanmışlardır. Bir insanı yıllardır alıştığı bir şeyden, kendi yararı için dahi olsa vazgeçirmek zordur. Hasta kangren bile olsa kolunu kesmeye ikna etmekte zorlanırsınız. Bu durumlarda kolu kesip atmak hastayı kurtarmanın tek yoludur. Hasta istese de istemese de... Cumhuriyet devrimleri de dünya tarihinde bunun en iyi uygulanış örneklerinden biridir.

    Bu arada harf devrimini hala anlamayanlar için kapak gibi bir yazı:

    http://www.zargana.org/2012/11/harf-devrimine-anlamszca-kars-ckmak.html

    Teşhis yanlış olursa uygulanan tedavi cinayete dönüşür. Siz toplum mühendisliğine soyunan zevatın teşhisini doğru kabul ediyorsunuz, ben etmiyorum.. Sizinle ayrıldığımız nokta burası.. Batılılar bile türk toplumu için " yırtık toplum " tabirini kullanır. Ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilmiş, arada derede kalmış, biraz ondan biraz bundan, ne kendi kimliğinde kalabilmiş ne de batılı olabilmiş, garabet yaşayan toplumlara denir böyle. Kendi kimliğini geliştirip, yanlışları ayıklamak yerine topyekün sana yabancı bir kimliği bürünmeye kalkarsan bu sırıtır, gülünç olur, sen i imsede ciddiye almaz.. Bugün yaşadığımız durum tamda budur.. Yani bunu inkar etmenin imkanı yok, sosyolojik bir vakıadır bu..




  • Ve hiçkimse (neredeyse) Atatürk'ün ne dediğini paylaşmamış sanırım.Ben paylaşayım

    Biz, Batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., S. 176)

    Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkı,uygardır:tarihte uygardır,gerçekte uygardır.Fakat ben,sizin öz kardeşiniz,arkadaşınız,babanız gibi söylüyorum;uygarım diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı,fikriyle,düşünüş biçimiyle uygar olduğunu kanıtlama ve gösterme zorunluluğundadır.Uygarım diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı,aile yaşamı ile,yaşayış tarzı ile uygar olduğunu göstermek zorunluluğundadır.Nihayet uygarım diyen Türkiye'nin gerçekten uygar olan halkı,baştan aşağıya dış görünüşüyle dahi uygar ve olgun insanlar olduğunu fiilen göstermek zorundadır.Bu son sözlerimi açık ifade etmeliyim ki,bütün memleket ve dünya ne demek istediğimi kolaylıkla anlasın.
    Bu açıklamamı yüksek topluluğunuza,tüm topluluğa bir soruyla yöneltmek istiyorum.Soruyorum:
    Bizim kıyafetimiz milli midir? Bizim kıyafetimiz uygar ve uluslararası mıdır?Size katılıyorum.Deyimimi hoş görünüz,altı kaval üstü şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet,ne millidir ve ne de uluslararasıdır.O halde kıyafetsiz bir millet olur mu, arkadaşlar?Böyle nitelendirilmeye razı mısınız,arkadaşlar?
    Çok değerli bir cevheri çamurla sıvayarak dünyaya göstermekte anlam var mıdır?Bu çamurun içinde cevher gizlidir,anlamıyorsunuz, demek doğru mudur? Bizi tereddüde yöneltenler varsa onların ahmaklık ve kalınkafalığına karar vermekte hala mı tereddüt edeceğiz?
    Arkadaşlar,Turan kıyafetini araştırıp diriltmenin yeri yoktur.Uygar ve uluslararası kıyafet,bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir kıyafettir.Onu giyeceğiz.Ayakta iskarpin veya fotin,bacakta pantolon,yelek,gömlek,kıravat,yakalık,ceket ve elbette bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta kenarlıklı başlık.Bunu açık söylemek isterim:Bu başlığın ismine şapka denir.Redingot gibi,bonjour gibi, smokin gibi,frak gibi,işte şapkamız!
    Buna uygun değil diyenler vardır.Onlara diyeyim ki,çok dalgınsınız ve bilgisizsiniz.Ve onlara sormak isterim:
    Yunan başlığı olan fesi giymek uygun mudur da şapkayı giymek neden olmaz? Ve yine onlara, bütün millete hatırlatmak isterim ki,Bizans papazlarının ve yahudi hahamlarının özel elbisesi olan cübbeyi ne zaman,niçin ve nasıl giyler?

    1925(Mustafa Selim İmece,Atatürk'ün Ş.D.K ve İ.S., s.46)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Turk7 -- 29 Aralık 2012; 13:57:50 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri

    Şimdi değil zamanında binlerle ifade edilen insanlar İstiklal Mahkemelerinde haksız yere sadece 'şapka' giymeyi red ettikleri için aslılarak katledildi.

    İskipli Atıf hoca bunlardan yanlız biridir. İstiklal mahkemesi hakimi ''Hoca. şu başındaki sarıkta çaput, bu şapkada. Onu çıkarıp bunu giysen ne olur'' dediğinde Atıf hoca aynen ''“Evet biliyorum, ancak hey’et-i hakimin (hakim heyetinin) arkasındaki (ay-yıldız al) bayrak da çaput, ingiliz bayrağıda.lütfen o bezi kaldırınız da yerine bir İngiliz bayrağı asınız'' der.

    Elbette bazı şeyler hakkında hüküm verirken o zamanın şartlarını, koşullarını düşünmek gerekir.Ona göre ve ona uygun hükmetmek gerekir.
    Ancak kendi görüşümce; Özgürlük ve Demokrasi, insanlara bir şey giydirmek değildir, insanları soymakta değildir. ÖZgürlük kimsenin ne giyip ne giymeyeceğine karışmamaktır.

    Iskilipli ingiliz ajani oldugu icin asildi, duzeltelim.

    Ikincisi ise, sariklardaki katmanlar kisinin statusunun gostergesiydi osmanli da. Sariklar kaldirilarak goruntude herkes bir nev i esitlendi; ancak bu defa da, kirmizi plakali arabalar bela oldu halkin basina

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak




  • quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    İnkilaplar arka arkaya kendi halkına yönelik uygulanan dehşet birer vandalizm örneği olmakla birlikte aynı zamanda Batı'ya verilen mesajdır. Hasbelkader iktidarı ele geçiren halka yabancılaşmış kadro hangi takvimin kullanılıcağını, nasıl yazılıp okunacağını, ne giyilip giyilmeyeceğini hatta insanların birbirine nasıl hitap edeceğine varıncaya kadar tepeden aşağı halkı "adam" etmeye kalktılar.

    Bu aslında yukarda da dediğim gibi içe dönük bir proje gibi dursada, Batıya verilen " İddilardan vazgeçiş" , " Ben artık İslam medeniyetinin önderi olarak, saan karşı tehdit oluşturmuyorum, tüm iddialarımdan ve kimliğimden vazgeçtim, teslim oldum" demenin Türkçesidir.

    Bu böyledir, Mağluplar Galipleri taklit ederler. Sözünü ettğimiz kadroya tüm suçu yükleyerek haksızlık etmek istemem, Osmanlı taa Tanzimattan beri bu sürece girmişti. Bu açıdan cumhuriyet bu yönelişin sonucudur..

    Hasbelkader? Buda ayrı bir nankörlük örneği olmuş..

    İslam medeniyetinin önderliğini o çok sevdiğiniz Araplar Osmanlı ordusunu arkadan vurduğunda gördük. Bugüne kadar koruduğumuz, yücelttiğimiz İslam aleminin bize ne katkısı olduğu ayrı tartışılır. Bundan sonra ne katkısı olacağıda. Arapların bize tarih boyunca ne gibi bir katkısı olduğu. İslam Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltmiştir.

    Mağluplar galipleri taklit ediyorsa, mağlupların biraz kendisini sorgulamasıda gerekir. Neredeyse 2000 yıl önce yazılan, Muhammed'in bile yaşadığı dönemde değişiklikler yaptığı bir kitaba dayalı yaşamak, sadece 3. dünya ülkelerinin kullandığı bir takvimi kullanmak ve yazın sıcağında kara çarşaf giymek, sanata yasak getirmek gibi çok rasyonel olmayan, ileriye değil geriye dönük düşünceleri benimsediğimiz sürecede mağlup olmaktan kurtalamayız. Senin tabirinle 'halka yabancı iktidarı bir şekilde ele geçirmiş' kadro Araplıktan kurtulmanız için 'vandalist inklaplarını' yaptı. Asimilasyona karşı bu okuma yazma bilmeyen, tarihini bilmeyen, kimliğini bilmeyen halka bir kimlik kazandırmak için. Bugün herhangi Üçüncü Dünya bir İslam Devletinden bir gömlek üstünsek buda o 'vandalist inklaplar' ın sonucudur.

    Düşman gördüğümüz, emperyalist bildiğimiz, Vatan'ı parçalayan ve dilediği gibi sınırlar çizip parçalayan Batının kötü bir kopyası olmak daha iyi diyorsan, dayandığın doktirin ve milli ideoloji ile çelişiyorsun demektir. İslam = arap denklemin ise bilgisizliğini ortaya koyar. İnsanlığın değişmez değerlernin öbür adı olan İslam'ı bir kavime referannsla anıp onunda sadece şekli yönünne ve yanlışlıklarına atıf yapmak kötü niyetinizi ortaya koyar. İslam adına müslümanların yaptığı yanlışları İslam'a mal etmek insafsızlıktır.

    Devletlerin daimi dost ve düşmanları yoktur, Batıyı ne kadar 'Düşman görüyorsak' Doğuda (Bizi İslamiyete öpücüklerle geçirmedikleride göz önüne alındığında) eğer biz Türksek bize o kadar uzaktır ve o kadar 'Düşman görmemiz' gerekir. Orta Doğunun kötü bir kopyası olayı savunmuyorum demek Batının kötü bir kopyası olmayı savunuyorum anlamına gelmez. Biz ne Batılıyız ne Doğuluyuz. Biz Türküz. Ne Batıdan ne Doğudan etkilenmemize gerek. Devrimlerin amacı halkı Araplıktan kurtarmaktır, Batılılaştırmak değil. Kaldı ki 'Halka yabancı bir şekilde iktidarı ele geçiren' kişi hiçbir zaman Batılılaşmayı, onların kopyası olmamızı savunmamıştır.

    Beğensenizde beğenmesenizde İslam kültürü Arap kültürü ile iç içe geçmiş durumda. İslamiyete geçmiş olup Araplaşmamış bir toplum yoktur, olamazda. İslamın, İslam Kültürünün evrensel olduğunu savunmak Polyannacılıktan öteye gitmez. İnsanlığın değişmez değerleri diye bir kavramda olmadığını Muhammed'in yaptığı değişikliklerden de görebiliriz. Müslümanların yaptığı yanlışları ise İslamiyete yüklemedim, sorduğum soru tarih boyunca korduğumuz ve yücelttiğimiz İslam aleminin ve İslamiyetin bize asimilasyondan başka ne getirisi olduğudur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Gösterebilirim. Kahramanmaraşa gel ben sana o kişilerin torunlarını göstereyim. işin en acıklı tarafı ne biliyormusun? 23 kişiden biri kadın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    İnkilaplar arka arkaya kendi halkına yönelik uygulanan dehşet birer vandalizm örneği olmakla birlikte aynı zamanda Batı'ya verilen mesajdır. Hasbelkader iktidarı ele geçiren halka yabancılaşmış kadro hangi takvimin kullanılıcağını, nasıl yazılıp okunacağını, ne giyilip giyilmeyeceğini hatta insanların birbirine nasıl hitap edeceğine varıncaya kadar tepeden aşağı halkı "adam" etmeye kalktılar.

    Bu aslında yukarda da dediğim gibi içe dönük bir proje gibi dursada, Batıya verilen " İddilardan vazgeçiş" , " Ben artık İslam medeniyetinin önderi olarak, saan karşı tehdit oluşturmuyorum, tüm iddialarımdan ve kimliğimden vazgeçtim, teslim oldum" demenin Türkçesidir.

    Bu böyledir, Mağluplar Galipleri taklit ederler. Sözünü ettğimiz kadroya tüm suçu yükleyerek haksızlık etmek istemem, Osmanlı taa Tanzimattan beri bu sürece girmişti. Bu açıdan cumhuriyet bu yönelişin sonucudur..

    Hasbelkader? Buda ayrı bir nankörlük örneği olmuş..

    İslam medeniyetinin önderliğini o çok sevdiğiniz Araplar Osmanlı ordusunu arkadan vurduğunda gördük. Bugüne kadar koruduğumuz, yücelttiğimiz İslam aleminin bize ne katkısı olduğu ayrı tartışılır. Bundan sonra ne katkısı olacağıda. Arapların bize tarih boyunca ne gibi bir katkısı olduğu. İslam Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltmiştir.

    Mağluplar galipleri taklit ediyorsa, mağlupların biraz kendisini sorgulamasıda gerekir. Neredeyse 2000 yıl önce yazılan, Muhammed'in bile yaşadığı dönemde değişiklikler yaptığı bir kitaba dayalı yaşamak, sadece 3. dünya ülkelerinin kullandığı bir takvimi kullanmak ve yazın sıcağında kara çarşaf giymek, sanata yasak getirmek gibi çok rasyonel olmayan, ileriye değil geriye dönük düşünceleri benimsediğimiz sürecede mağlup olmaktan kurtalamayız. Senin tabirinle 'halka yabancı iktidarı bir şekilde ele geçirmiş' kadro Araplıktan kurtulmanız için 'vandalist inklaplarını' yaptı. Asimilasyona karşı bu okuma yazma bilmeyen, tarihini bilmeyen, kimliğini bilmeyen halka bir kimlik kazandırmak için. Bugün herhangi Üçüncü Dünya bir İslam Devletinden bir gömlek üstünsek buda o 'vandalist inklaplar' ın sonucudur.

    Düşman gördüğümüz, emperyalist bildiğimiz, Vatan'ı parçalayan ve dilediği gibi sınırlar çizip parçalayan Batının kötü bir kopyası olmak daha iyi diyorsan, dayandığın doktirin ve milli ideoloji ile çelişiyorsun demektir. İslam = arap denklemin ise bilgisizliğini ortaya koyar. İnsanlığın değişmez değerlernin öbür adı olan İslam'ı bir kavime referannsla anıp onunda sadece şekli yönünne ve yanlışlıklarına atıf yapmak kötü niyetinizi ortaya koyar. İslam adına müslümanların yaptığı yanlışları İslam'a mal etmek insafsızlıktır.

    Devletlerin daimi dost ve düşmanları yoktur, Batıyı ne kadar 'Düşman görüyorsak' Doğuda (Bizi İslamiyete öpücüklerle geçirmedikleride göz önüne alındığında) eğer biz Türksek bize o kadar uzaktır ve o kadar 'Düşman görmemiz' gerekir. Orta Doğunun kötü bir kopyası olayı savunmuyorum demek Batının kötü bir kopyası olmayı savunuyorum anlamına gelmez. Biz ne Batılıyız ne Doğuluyuz. Biz Türküz. Ne Batıdan ne Doğudan etkilenmemize gerek. Devrimlerin amacı halkı Araplıktan kurtarmaktır, Batılılaştırmak değil. Kaldı ki 'Halka yabancı bir şekilde iktidarı ele geçiren' kişi hiçbir zaman Batılılaşmayı, onların kopyası olmamızı savunmamıştır.

    Beğensenizde beğenmesenizde İslam kültürü Arap kültürü ile iç içe geçmiş durumda. İslamiyete geçmiş olup Araplaşmamış bir toplum yoktur, olamazda. İslamın, İslam Kültürünün evrensel olduğunu savunmak Polyannacılıktan öteye gitmez. İnsanlığın değişmez değerleri diye bir kavramda olmadığını Muhammed'in yaptığı değişikliklerden de görebiliriz. Müslümanların yaptığı yanlışları ise İslamiyete yüklemedim, sorduğum soru tarih boyunca korduğumuz ve yücelttiğimiz İslam aleminin ve İslamiyetin bize asimilasyondan başka ne getirisi olduğudur.

    Karahanlı devleti kardeşim.Onlar Arapça eserleri Türkçe'ye çevirmiştir.Kültürlerini korumuşlardır.Bizim kafamızdaki sorun zihniyetimiz.Her gittiğimiz yerden kendimiz kültür ediniyoruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Gösterebilirim. Kahramanmaraşa gel ben sana o kişilerin torunlarını göstereyim. işin en acıklı tarafı ne biliyormusun? 23 kişiden biri kadın.

    Bugün Menemen katliamının torunlarını da görüyoruz.Mahkeme kaydı kaynak göstermezsen gıybete düşersin.Ya dedeleri devrime karşı kışkırtma amaçlı gizli bir mektup falan yazmışsa ve bu mahkeme kaydında geçiyorsa?
    Sadece ihtimal verdim bak gıybete düşmedim.Ama torunları gelip de kayıtsız belgesiz derse Atatürk benim dedemi astırdı zalim diye...O zaman gıybetin alasını yapmış olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Gösterebilirim. Kahramanmaraşa gel ben sana o kişilerin torunlarını göstereyim. işin en acıklı tarafı ne biliyormusun? 23 kişiden biri kadın.

    Bugün Menemen katliamının torunlarını da görüyoruz.Mahkeme kaydı kaynak göstermezsen gıybete düşersin.Ya dedeleri devrime karşı kışkırtma amaçlı gizli bir mektup falan yazmışsa ve bu mahkeme kaydında geçiyorsa?
    Sadece ihtimal verdim bak gıybete düşmedim.Ama torunları gelip de kayıtsız belgesiz derse Atatürk benim dedemi astırdı zalim diye...O zaman gıybetin alasını yapmış olur.

    Zaten bu resmi rakamlar :)

    24 kasım 1925

    Kusura bakma mahkeme kayıtlarını gösteremediğim için bir zahmet sen araştır. Alem adamsın vesselam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaos25 -- 29 Aralık 2012; 14:28:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Onun gösteremeyeceği açık ta ben size bu konudaki bazı gerçek kaynaklar ekleyeyim.

    http://www.pdfindir.com/istiklal-mahkemeleri-erg%C3%BCn-aybars-pdf-1.html
    http://www.pdfindir.com/ergun-aybars-istiklal-mahkemeleri-2-pdf-1.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    quote:

    Orijinalden alıntı: CriminalScum

    quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST

    İnkilaplar arka arkaya kendi halkına yönelik uygulanan dehşet birer vandalizm örneği olmakla birlikte aynı zamanda Batı'ya verilen mesajdır. Hasbelkader iktidarı ele geçiren halka yabancılaşmış kadro hangi takvimin kullanılıcağını, nasıl yazılıp okunacağını, ne giyilip giyilmeyeceğini hatta insanların birbirine nasıl hitap edeceğine varıncaya kadar tepeden aşağı halkı "adam" etmeye kalktılar.

    Bu aslında yukarda da dediğim gibi içe dönük bir proje gibi dursada, Batıya verilen " İddilardan vazgeçiş" , " Ben artık İslam medeniyetinin önderi olarak, saan karşı tehdit oluşturmuyorum, tüm iddialarımdan ve kimliğimden vazgeçtim, teslim oldum" demenin Türkçesidir.

    Bu böyledir, Mağluplar Galipleri taklit ederler. Sözünü ettğimiz kadroya tüm suçu yükleyerek haksızlık etmek istemem, Osmanlı taa Tanzimattan beri bu sürece girmişti. Bu açıdan cumhuriyet bu yönelişin sonucudur..

    Hasbelkader? Buda ayrı bir nankörlük örneği olmuş..

    İslam medeniyetinin önderliğini o çok sevdiğiniz Araplar Osmanlı ordusunu arkadan vurduğunda gördük. Bugüne kadar koruduğumuz, yücelttiğimiz İslam aleminin bize ne katkısı olduğu ayrı tartışılır. Bundan sonra ne katkısı olacağıda. Arapların bize tarih boyunca ne gibi bir katkısı olduğu. İslam Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltmiştir.

    Mağluplar galipleri taklit ediyorsa, mağlupların biraz kendisini sorgulamasıda gerekir. Neredeyse 2000 yıl önce yazılan, Muhammed'in bile yaşadığı dönemde değişiklikler yaptığı bir kitaba dayalı yaşamak, sadece 3. dünya ülkelerinin kullandığı bir takvimi kullanmak ve yazın sıcağında kara çarşaf giymek, sanata yasak getirmek gibi çok rasyonel olmayan, ileriye değil geriye dönük düşünceleri benimsediğimiz sürecede mağlup olmaktan kurtalamayız. Senin tabirinle 'halka yabancı iktidarı bir şekilde ele geçirmiş' kadro Araplıktan kurtulmanız için 'vandalist inklaplarını' yaptı. Asimilasyona karşı bu okuma yazma bilmeyen, tarihini bilmeyen, kimliğini bilmeyen halka bir kimlik kazandırmak için. Bugün herhangi Üçüncü Dünya bir İslam Devletinden bir gömlek üstünsek buda o 'vandalist inklaplar' ın sonucudur.

    Düşman gördüğümüz, emperyalist bildiğimiz, Vatan'ı parçalayan ve dilediği gibi sınırlar çizip parçalayan Batının kötü bir kopyası olmak daha iyi diyorsan, dayandığın doktirin ve milli ideoloji ile çelişiyorsun demektir. İslam = arap denklemin ise bilgisizliğini ortaya koyar. İnsanlığın değişmez değerlernin öbür adı olan İslam'ı bir kavime referannsla anıp onunda sadece şekli yönünne ve yanlışlıklarına atıf yapmak kötü niyetinizi ortaya koyar. İslam adına müslümanların yaptığı yanlışları İslam'a mal etmek insafsızlıktır.

    Devletlerin daimi dost ve düşmanları yoktur, Batıyı ne kadar 'Düşman görüyorsak' Doğuda (Bizi İslamiyete öpücüklerle geçirmedikleride göz önüne alındığında) eğer biz Türksek bize o kadar uzaktır ve o kadar 'Düşman görmemiz' gerekir. Orta Doğunun kötü bir kopyası olayı savunmuyorum demek Batının kötü bir kopyası olmayı savunuyorum anlamına gelmez. Biz ne Batılıyız ne Doğuluyuz. Biz Türküz. Ne Batıdan ne Doğudan etkilenmemize gerek. Devrimlerin amacı halkı Araplıktan kurtarmaktır, Batılılaştırmak değil. Kaldı ki 'Halka yabancı bir şekilde iktidarı ele geçiren' kişi hiçbir zaman Batılılaşmayı, onların kopyası olmamızı savunmamıştır.

    Beğensenizde beğenmesenizde İslam kültürü Arap kültürü ile iç içe geçmiş durumda. İslamiyete geçmiş olup Araplaşmamış bir toplum yoktur, olamazda. İslamın, İslam Kültürünün evrensel olduğunu savunmak Polyannacılıktan öteye gitmez. İnsanlığın değişmez değerleri diye bir kavramda olmadığını Muhammed'in yaptığı değişikliklerden de görebiliriz. Müslümanların yaptığı yanlışları ise İslamiyete yüklemedim, sorduğum soru tarih boyunca korduğumuz ve yücelttiğimiz İslam aleminin ve İslamiyetin bize asimilasyondan başka ne getirisi olduğudur.

    Karahanlı devleti kardeşim.Onlar Arapça eserleri Türkçe'ye çevirmiştir.Kültürlerini korumuşlardır.Bizim kafamızdaki sorun zihniyetimiz.Her gittiğimiz yerden kendimiz kültür ediniyoruz.

    Erken İslam dönemi, keşke öyle bir dengeyi yakalayıp koruyabilsek ama Karahanlı Devletinin konumu onun Araplaşmasını engelleyen önemli etmenlerden biridir. Ne kadar Türk kalsalarda dönemler içerisinde kuruluş ve yıkılış olarak karşlaıştırıldığında Pers ve Arap esintileri her geçen yüzyıl yoğunlaşmaktaydı (Erken Osmanlı Dönemide Türklük ve İslam arasında bir denge oluşturmasına karşın zaman geçtikçe Türklük yerini Araplığa bırakmıştır). Türkiyede böyle coğrafi bir durumda yok. Bu dengede bile kültürümüz Arap kültüründen nasibini almıştır.

     Şapka Kanunu Hakkında?
    Satuk Buğra Han'ın türbesi, bize ait diyebileceğimiz ne içeriyor?

    Kaldı ki böyle bir toplum, burada şapkadan, Batılılaşmadan şikayet edilmesine karşın, kara çarşaf giyip 'dinini yaşamak' isteyen kişiler tarafından süreç içerisinde asimilasyona uğramayacak mı?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nürnberger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Onun gösteremeyeceği açık ta ben size bu konudaki bazı gerçek kaynaklar ekleyeyim.

    http://www.pdfindir.com/istiklal-mahkemeleri-erg%C3%BCn-aybars-pdf-1.html
    http://www.pdfindir.com/ergun-aybars-istiklal-mahkemeleri-2-pdf-1.html


    İstiklal mahkemesinin belgelerini yanımdamı taşıyorum arkadaş komik olmayın emin olmasam size sayı tarih verebilirmiyim. Şapka kanunu komedi trajik bir olaydır. Biride çıkmış gıybetten bahsediyor. Kör ve sağır olmak için .ok çabalamanız lazım.

    "istiklâl Mahkemeleri'nde idam edilen tek kadın

    İstiklâl Mahkemeleri'nde birçok insanın şapka yüzünden asıldığı bilinir ama biri var ki onun hikâyesine akıl sır erdiremiyor insan. 24 Kasım 1925'te Kahramanmaraş'ta kurulan 23 darağacında bir de kadın vardır: Şalcı Şöhret Bacı. Erzurum'da yetim çocuklarına bakmak için el işi şal örüp çarşıda satan bir annedir o. Devlet birden şapka giymeyi emredince, yayılan dedikodularla birlikte Maraş halkı protesto amacıyla şehir merkezine doğru yürüyüşe geçer. O esnada kadınlar hamamından çıkan Şöhret Bacı'ya "Senin oğlanlar hükümeti taşa tutuyor, git onlara sahip ol." der biri. Fevri bir kadındır Şalcı Bacı. Bohçasıyla hamamdan dışarı fırladığı gibi hükümet konağının önüne gider. Asker ve halk arasında sürtüşme olduğunu görünce evlatlarını aramaya başlar. Bulamayınca, oğullarını askerlerin teslim aldığını düşünür. Annelik duygusuyla bağırarak bohçasındaki takunyaları askerlere fırlatır ve şapka hakkında kötü sözler sarf eder. Ne olduğunu anlamadan tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır. Rivayete göre, "Ben hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur?" dese de dinletemez kimseye. İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın olur."




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    İstiklâl Mahkemeleri'nde birçok insanın şapka yüzünden asıldığı bilinir ama biri var ki onun hikâyesine akıl sır erdiremiyor insan. 24 Kasım 1925'te Kahramanmaraş'ta kurulan 23 darağacında bir de kadın vardır: Şalcı Şöhret Bacı. Erzurum'da yetim çocuklarına bakmak için el işi şal örüp çarşıda satan bir annedir o. Devlet birden şapka giymeyi emredince, yayılan dedikodularla birlikte Maraş halkı protesto amacıyla şehir merkezine doğru yürüyüşe geçer. O esnada kadınlar hamamından çıkan Şöhret Bacı'ya "Senin oğlanlar hükümeti taşa tutuyor, git onlara sahip ol." der biri. Fevri bir kadındır Şalcı Bacı. Bohçasıyla hamamdan dışarı fırladığı gibi hükümet konağının önüne gider. Asker ve halk arasında sürtüşme olduğunu görünce evlatlarını aramaya başlar. Bulamayınca, oğullarını askerlerin teslim aldığını düşünür. Annelik duygusuyla bağırarak bohçasındaki takunyaları askerlere fırlatır ve şapka hakkında kötü sözler sarf eder. Ne olduğunu anlamadan tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır. Rivayete göre, "Ben hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur?" dese de dinletemez kimseye. İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın olur."

    Sütçü İmamdan esinlenilerek uydurulmuş. Sazanları etkiler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Nürnberger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Turk7

    quote:

    Orijinalden alıntı: kaos25

    quote:

    Orijinalden alıntı: Lokomatif Portakal


    quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Öyle bir kanun var mı Türklerde?

    Saçma geldi bana.



    Aslına oldukça mantıklı bir nedenle çıkarılmış bir kanun. Bu yazıyı okumadan önce bende senin gibi düşünüyodum. Artık aslında ne kadar önemli bir kanun olduğunu görebiliyorum.

    Kahramanmaraş'ta 23 kişi istiklal mahkemelerinde şapka kanunu yüzünden idama mahkum edildi. Çok mantıklı gerçekten.

    Bana mahkeme kayıtlarını gösterebilir misin kaynak olarak? Veya herhangi bir kaynak

    Onun gösteremeyeceği açık ta ben size bu konudaki bazı gerçek kaynaklar ekleyeyim.

    http://www.pdfindir.com/istiklal-mahkemeleri-erg%C3%BCn-aybars-pdf-1.html
    http://www.pdfindir.com/ergun-aybars-istiklal-mahkemeleri-2-pdf-1.html


    İstiklal mahkemesinin belgelerini yanımdamı taşıyorum arkadaş komik olmayın emin olmasam size sayı tarih verebilirmiyim. Şapka kanunu komedi trajik bir olaydır. Biride çıkmış gıybetten bahsediyor. Kör ve sağır olmak için .ok çabalamanız lazım.

    "istiklâl Mahkemeleri'nde idam edilen tek kadın

    İstiklâl Mahkemeleri'nde birçok insanın şapka yüzünden asıldığı bilinir ama biri var ki onun hikâyesine akıl sır erdiremiyor insan. 24 Kasım 1925'te Kahramanmaraş'ta kurulan 23 darağacında bir de kadın vardır: Şalcı Şöhret Bacı. Erzurum'da yetim çocuklarına bakmak için el işi şal örüp çarşıda satan bir annedir o. Devlet birden şapka giymeyi emredince, yayılan dedikodularla birlikte Maraş halkı protesto amacıyla şehir merkezine doğru yürüyüşe geçer. O esnada kadınlar hamamından çıkan Şöhret Bacı'ya "Senin oğlanlar hükümeti taşa tutuyor, git onlara sahip ol." der biri. Fevri bir kadındır Şalcı Bacı. Bohçasıyla hamamdan dışarı fırladığı gibi hükümet konağının önüne gider. Asker ve halk arasında sürtüşme olduğunu görünce evlatlarını aramaya başlar. Bulamayınca, oğullarını askerlerin teslim aldığını düşünür. Annelik duygusuyla bağırarak bohçasındaki takunyaları askerlere fırlatır ve şapka hakkında kötü sözler sarf eder. Ne olduğunu anlamadan tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır. Rivayete göre, "Ben hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur?" dese de dinletemez kimseye. İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın olur."

    Kaynaklar için teşekkürler doğruluğunu araştıracağım.Eğer burdaki gibiyse Şalcı Bacı yanlışlığa kurban gitmiş veya art niyeti var imiş burası ihtilaflı.Annelik duygusuyla bağırarak bohçasındaki takunyaları askerlere fırlatır ve şapka hakkında kötü sözler sarf eder. Bu kısımda olaylar netleşmiyor aksine bulanıklaşıyor takunyaları askere fırlatmak ve oğulları için olduğunun kanısına kim vardı bir sürü uyduruk olay dolanıyor söyler misiniz? Oğlulları kimlerdir bulabilir misiniz ben henüz kim olduklarına ulaşamadım ifadesi olduğuna göre oğullarının da bilinmesi lazım?

    Edit: Nürnberger verdiğiniz kaynaklardan yarar sağlayan bilgi bulamadım.Araştırıyorum ama bi kaynak çıkmıyor hala Erzurum olayı ile ilgili buldum fakat o da kesin kanılar içermiyor yani ihtimal veriyor.
    Edit2:Şimdi anlıyorum.Verdiğiniz hikayenin kaynağı Zaman gazetesi.Amerikan uşağı fethullahçı gazetenin böyl birşeyi yapması zaten muhtemel.Bunların kesinliğine inanmamakla beraber bunun devamı var bu hikayenin tutarsızlık diye buna denir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Turk7 -- 29 Aralık 2012; 15:09:45 >




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.